14-10-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Hakimin Tarafları Sulhe TeÅŸviki ve ...
Hakimin Tarafları Sulhe Teşviki ve ... PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar Av. Serhat TUÄžRAL   
26-05-2015

Hakimin Tarafları Sulhe Teşviki ve Katı İhsas-ı Rey Yasağı

                                                                                 Av. Serhat TUÄžRAL 

Usul yasamızda hakimin tarafları sulhe teÅŸvik edeceÄŸi yazılı olmasına raÄŸmen uygulamada sulh ile sonuçlanan davaların sayısı pek azdır. Yapılan istatistikler göstermektedir ki, hukuk mahkemelerinde yapılan yargılamaların sulh ile sonuçlanma oranı Binde 1-3 arasında deÄŸiÅŸmektedir. Bu oran, aynı Kıta Avrupası hukuk sistemi içerisinde yer aldığımız Almanya’da %80-90 civarlarındadır.

Bunun en önemli sebebinin yasa tarafından hakime tarafları sulhe teÅŸvik görevi verilmiÅŸ olmasına raÄŸmen bu görevi yerine getireceÄŸi enstrümanların verilmemiÅŸ olması olduÄŸunu düÅŸünüyoruz.

Konuyu biraz daha açacak olursak bizim hukukumuzda en geniÅŸ manada uygulanan hakimin “ihsası rey” yasağının hakimin tarafları sulhe teÅŸvik etme görevinin önündeki en büyük engel olduÄŸu kanaatindeyiz.

Tarafların sulhe teÅŸviki nasıl olur? Tarafların sulhe teÅŸviki her ÅŸeyden önce davaya bağımsız ve tarafsız bir gözle bakan birisi tarafından, yani hakim tarafından davanın durumunun deÄŸerlendirilerek, ihtilafın sürdürülmesi halinde baÅŸlarına gelebilecek ÅŸeyin  ne olacağının “baÄŸlayıcı” da olmamak kaydıyla bildirilmesinin “kurumsal” bir düzenlemeye kavuÅŸturulmasıyla olur.

Bu durum, Alman mahkemelerinde ÅŸu ÅŸekilde oluyor; Davaya bakan hakim, layihalar teatisi tamamlanıp da henüz tahkikata geçilmeden evvel yapılan duruÅŸmada -ki genellikle bir sohbet ortamında gerçekleÅŸen, yaklaşık bir kaç saat süren bir duruÅŸmadır- davanın genel bir çerçevesini çizip, “henüz deliller tam olarak toplanmamış olmakla beraber, davanın sonucu aÅŸağı yukarı ÅŸöyle olabilecektir, sulh oluyor musunuz? yoksa davaya devam edelim mi?” ÅŸeklindeki soruyu yöneltiyor ve bu hususu da hiç çekinmeden duruÅŸma zaptına yazdırıyor. Hakimin bu “iÅŸaret”i karşısında taraflar durumlarını kendi avukatlarıyla da müzakere ederek ya sulh olmak istediklerini bildirerek bu konuda hakimden süre istiyorlar, yahut da ihtilafın devam ettirilmesini istiyorlar. Yukarıda da bahsettiÄŸimiz gibi bu tür yargılamaların %80-90’ında taraflar sulh yoluyla davalarını bitiriyorlar. Tarafların ihtilafı devam ettirmeleri halinde ise genellikle hakimin ilk müzakerede tespit etmiÅŸ olduÄŸu ÅŸekilde karar çıkıyor. Zaten bunun aksine bir kararın çıkması halinde de “sürpriz karar” gerekçesiyle temyiz yoluna gidilebiliyor ise de bu çok nadir rastlanan bir durum. Bu da ihtilafların sulh yoluyla çözülmesi uÄŸrunda yargılamanın tüm süjelerinin elini taşın altına koyduÄŸunu göstermesi bakımından oldukça manidar.

Bizdeki uygulamalara bakıldığında ise, kanun zahiren tarafların sulhe teÅŸvikini öngörse bile gerek sulh halinde hükmolunacak harç ve masrafların görece yüksek tutarları, gerekse de hakimin “ihsas-ı rey” yasağının oldukça katı bir ÅŸekilde anlaşılması ve uygulanması karşısında bu durum neredeyse imkansız gibi görülüyor.

Usul yasalarımız hakimin görmekte olduÄŸu bir dava ile alakalı olarak davanın sonucu hakkındaki görüÅŸ ve kanaatini belirtmesini açık, kesin ve net olarak yasaklamaktadır. DeÄŸil, davanın sonucu hakkında bir tahmini bir açıklamada bulunarak bunu zapta geçirtmek (velev tarafları sulhe teÅŸvik için olsun) davanın sonucu yahut temelleri hakkında hakim tarafından en ufak bir yorumda dahi bulunulması yanların ÅŸiddetli bir ÅŸekilde “ihsası rey yasağına muhalefet” itirazı ile karşılaÅŸmaktan kurtulamaz.

Bunda pek çok etkenin rol oynadığını düÅŸünüyoruz. Toplumsal algımızda bir sonucu elde etmek için o ÅŸeyi hak etmek, yasal koÅŸullarını yerine getirmekten ziyade, o ÅŸeyi elde etmek için bir aidiyet yahut mensubiyet bağımızın olmasını daha önde tutuyoruz. Bir baÅŸka deyiÅŸle, eÄŸer bir tanıdığımız/hemÅŸehrimiz var ise iÅŸlerimizin daha kolay yürüyeceÄŸini, tanıdığımızın bizim için takdir yetkisini rahatlıkla kullanabileceÄŸini düÅŸünüyor ve bekliyoruz.

Yukarıda da belirttiÄŸimiz gibi sulhun belki de olmazsa olmaz birinci koÅŸulu davaya tarafsız gözle baktığına inanılan hakimin bu süreci baÅŸlatması, deyim yerindeyse kimyasal tepkimeyi hızlandırıcı katalizör görevi görmesidir. Burada en önemli nokta hakimin tarafsızlığı algısının yanların her ikisinde de tam olarak yerleÅŸmiÅŸ bulunmasıdır.  Bunun için de toplumumuzdaki “Asabiyye” algısının yerini kurum ve kuralların tam iÅŸlediÄŸi “Medeniyye” algısına terk etmesi gerekmektedir. Yani, hakim ön inceleme safhasında yanları sulhe teÅŸvik için kanaatini belirttiÄŸi taktirde bunun gerçekten de dosya içeriÄŸinin bunu gerektirdiÄŸi için söylendiÄŸine, beyan edilen bu görüÅŸün hakim tarafından lehine görüÅŸ bildirilen yan ile olan herhangi bir bağı nedeniyle  ortaya konulmadığına iliÅŸkin kesin ve güçlü bir duygunun oluÅŸması elzemdir. Hakimin de bu ÅŸekilde davrandığı taktirde yansızlığına ve tarafsızlığına deÄŸil dil uzatılmak ÅŸüphe dahi edilmeyeceÄŸine tam olarak inanması ÅŸarttır. Aksi taktirde hakimin tarafları sulhe teÅŸvik görevi ön inceleme duruÅŸmalarında zapta geçmesi adetten olan ve çoÄŸu zaman katiplerin evvelce hazırlanmış bir “taraflar sulhe teÅŸvik olundu, sulh olma imkanımız yoktur dediler” kelimeler dizisini kopyala yapıştır yapmaları ÅŸeklinde gerçekleÅŸen basit bir rutine  dönüÅŸecektir.

Konu ile ilgili olarak Sayın Hilmi Åžeker‘in Ä°stanbul Barosu Dergisinde (Mart 2012) yayınlanan “Ä°lkeler Işığında Ön Ä°nceleme Kurumu” baÅŸlıklı güzide makalesinde ÅŸu görüÅŸlere yer verilmektedir;

“O gün takdiri olan bu yetkiye yeterince tevessül edilmemiÅŸ olması, bugün göreve dönüÅŸen teÅŸviki bekleyen akıbeti az çok görünür kılmaktadır. Biz, kendisini revize eden bu kurumun, göreve dönüÅŸse de yansızlıkla olan çekiÅŸmesinin kurumu bekleyen tehlike olmaya devam edeceÄŸine inanıyoruz. Yansızlığı ihlal fobisi, bize göre kurumun iÅŸlerliÄŸini belirleyen eden olmayı sürdürecektir. Ä°çselleÅŸtirilmemiÅŸ bir kurumun, yasalarla desteklenerek zorunluluÄŸa dönüÅŸtürülmesi, psikolojik dirençle olası bir mücadeleye kalkışacağını göstermektedir. Biz her halükarda uyuÅŸmazlığı tasarruf ilkesinin desteÄŸiyle bitirecek bu kurumun kurumsallaÅŸmasını desteklemekle birlikte, zaman içinde dirençle karşılaÅŸarak zabıtlar üzerinden rutinleÅŸeceÄŸini veya sıradanlaÅŸacağını düÅŸünüyoruz”

Hakimin tarafları sulhe teÅŸviki görevinin yerine getirilmesinde mahkeme huzurunda yanları temsil eden biz avukatlara da çok önemli görevler düÅŸtüÄŸü kanaatindeyim. Bunun için de avukatların ellerindeki davaya çok iyi nüfuz etmeleri, delilleri ve hukuksal yapıyı çok iyi bir ÅŸekilde analiz ettikten sonra müvekkillerini gerek lehte gerekse de aleyhte olan hususlarda açık ve ÅŸeffaf bir ÅŸekilde aydınlatmaları vazgeçilmez bir gerekliliktir. Böylelikle hakimin önerisi ile karşılaÅŸan taraf zaten buna hazırlıklı olacağından yukarıda bahsettiÄŸimiz çekincelerden hiçbirisi gerçekleÅŸmeyecektir. Ancak bu yapılmaksızın “internetten bul, kopyala yapıştır” ÅŸeklinde ikame olunmuÅŸ bir davada hakimin tarafları sulhe teÅŸvike “kalkışması” Sayın Åžeker’in makalesinde kullandığı ve benim de çok sevdiÄŸim tabirle güven iliÅŸkisini “zehirleyecektir”.

Hasılı, tarafları sulhe teÅŸvik etmekte istekli, bu konuda kendisini baskı altında hissetmeyen “hakim”, dosyasına, delillerine ve hukuki müesseseye tam anlamıyla vakıf “avukat”, yeterince aydınlatılmış, ve ikna olunmuÅŸ “taraf” bir arada bulunmadıkça bu kurumun iÅŸlemesi zor görünüyor.

Hakimin üzerindeki bu baskının kaldırılmasıyla birlikte bu yol açılacak, yargılamanın diÄŸer süjeleri bu yoldan gitmek suretiyle kendilerini oluÅŸan bu yeni duruma göre konumlandırmak zorunda hissedeceklerdir. Bu da yasamanın “ihtilafları ağırlıklı olarak sulhen çözme” yönünde bir tercih kullanmasına baÄŸlıdır.

Kaynak:  http://serhattugral.av.tr

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 27-05-2015 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
120866276 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net