Ülkemizin ekonomik bağımsızlığının korunması ve sürdürülebilir bir ekonomik alt yapıya sahip olması için yerel üretim ürünlerini kullanmak ve tüketmek stratejik olarak önemsenmelidir. Bu baÄŸlamda Yerli Malı Haftası’nın kutlanması bir nostalji deÄŸil, bir anlayış ve geleceÄŸe saÄŸlıklı adımlar ile yol almayı saÄŸlamalıdır.  Bağımsızlık ve onun gereÄŸi olan kendi ürettiklerini tüketerek ekonomisini içeriden güçlendirmeyi savunmak, bu coÄŸrafyada yaÅŸayan herkes için bir tutum ve duruÅŸ olmalıdır. Bu baÄŸlamda Yerli Malı ve Tutum Haftasını yılda bir defa da olsa hatırlamak ve gençlere benimsetmek önemlidir.

Ancak dönem dönem uygulanan tarım ve teÅŸvik politikaları ile üretici durumda iken ithal eden ülke konumuna düÅŸebiliyoruz.

Yerli Mali Tüketimi DoÄŸa Ä°le Barışık YaÅŸamanın Bir GereÄŸidir

Bu baÄŸlamda bütün dünya kendi ürettikleri ile övünür, kendi ürettikleri illa da gıda ürünü olmak zorunda deÄŸildir, sanayi ve diÄŸer hizmetler de kendi ürününü tüketme eÄŸilimindedir. Bütün dünyada kendi ürettiklerini taze olarak tüketmek önceliklidir. Bunun birçok nedeni var:

1.                  Gendi çiftçisini korumak,

2.                  Ekonomisini güçlü kılmak

3.                  Taşıma giderini azaltmak

4.                  Vatandaşına daha taze gıda tükettirmek

Gıda fiyatlarındaki aşırı fiyat artışının önemli nedenlerinden biri uzun mesafeler için harcanan taşıma giderleri ve komisyonculuktur. Bu baÄŸlamda yerli malı tüketmek ve pazarlamak her zaman daha avantajlı görülmektedir. Teorik olarak da, tarımın doÄŸası gereÄŸi olarak da gıda tüketimi öncelikle kendi üretimine dayandırılır. YetiÅŸmeyen veya ihtiyaç duyulan ürünler dışarıdan giderilmeye çalışılır. GeliÅŸmiÅŸ bazı toplumlarda çeÅŸitlilik oluÅŸtursun diye farklı ülkelerin ürünleri de bulundurulabilir.

Türkiye’de gıda tüketim alışkanlığımız halen çeÅŸitlilik ve damak tadı arayışından çok temel gıda ihtiyacına yöneliktir. Bu yüzden de önceliÄŸimiz, yerli üretimi tüketme eÄŸilimi ÅŸeklindedir.

Aynı zamanda yerli malı tüketimi ile doÄŸa ile barışık yaÅŸamanın bir parçasıdır. Günlerce depolarda veya soÄŸuk hava depolarında taşınan ürünler yerine en yakınında üretilen ürününün tüketilmesi esastır.

Tarımda Ä°thalatçı Konuma Geldik

1980 sonrası uygulanan iktisadi politikalar sonucu tarımımız geliÅŸmediÄŸi gibi, sanayide de istenilen geliÅŸmeyi saÄŸlayamadık. Cumhuriyetin ilk yılarında oluÅŸturulan ve ciddi örgütlülüÄŸü ve kurumsal kültürü olan bütün kamu iktisadi kuruluÅŸları ve tarımsal araÅŸtırma enstitüleri birer birer elden çıkarıldı ve âdete hepsi arada özelleÅŸtirildi veya dağıtılarak yok edildi. Sonuç olarak bugün birçok konuda yaÅŸanan sorunlar ve üretimsizliÄŸin nedeni kurumsal kültürü olan kuruluÅŸların tavsiyesidir.

1950’li y“Yerli Malı Yurdun Malı” sloganı bir zamanlar çok sık kullanılırdı, ÅŸimdilerde serbest ticarette basit çıkar ve kâr güdüsünün de etkisi ile “nerde ucuz ise oradan alırım” ifadesi çok doÄŸru ve uzun süreli bir tahlil deÄŸildir. Bilim ve teknoloji, ilerlemek için sürekli teknoloji satın alarak saÄŸlanamaz. Ne zaman kendi temel bilimlerimizi geliÅŸtirirsek o zaman teknolojide dışa bağımlıktan kurtuluruz.

“Yerli Malı ve Tutum Haftası” dolayısıyla ülkemizin içinde bulunduÄŸu ekonomik durumu ve geleceÄŸimizi daha iyi analiz ederek daha disiplinli ve kararlı olarak yerli malına deÄŸer vermeliyiz. Bu baÄŸlamda Türkiye’nin kendi kendisini sorgulaması, geleceÄŸe yönelik bağımsız ekonomisi ve vatandaÅŸlarının ucuz ve saÄŸlıklı beslenmesi için önünde ciddi fırsatlar olduÄŸunu görmesi yararlı olacaktır.  Yerli malı kullanımı, ulusal çıkarlarımızı gözetmek, ulusal ekonomiye katkı koymak için zaruri ve önemlidir. Dünya’nın 7 büyük ekonomisi varlığını devam ettirecekse ve yeri geldiÄŸinde “özgüvenle” varız diyebileceksek kendi öz gücümüze dayalı bir iktisadi program sürdürmemiz gerekir.

Bu baÄŸlamada ‘869’ ile baÅŸlayan barkod numaralı ürünleri tercih edebiliriz. Bu ürünleri tüketerek ülke ekonomimize Ä±lara kadar tarım ithalatı yapmayan ülkemiz ABD’nin Marshall yardımları ile ABD’den tarım ürünü ithal etmeye baÅŸlamıştır. 1980 sonrası uygulanan serbest Pazar ekonomisi ve GüneydoÄŸu’da yaÅŸanan olaylar, artan gelir dağılımı bozukluÄŸu, kırsaldan kente göçü artırmış, bunun sonucu olarak önce hayvancılık sektörü büyük oranda olumsuz etkilenmiÅŸ, ardından yurt dışında hayvan ürünleri ithali yaÅŸanmıştır. Kendi evinde üretilen peynir yerine Hollanda’dan getirtilen peynirler tüketilmiÅŸtir. Sonra plansız tarımsal üretimden dolayı, yaÄŸ ve yaÄŸlı ürünler, mısır, bazı meyveler dışarıdan ithale ilmiÅŸ ÅŸimdilerde ise nohut, mercimek ve diÄŸer baklagiller dışarıdan ithal edilir duruma gelmiÅŸtir.

Türkiye bugün tarımda 130 kalemde tarım ürünü ithal eden bir ülke konumundadır. Ancak coÄŸrafi konumu ve arazi büyüklüÄŸü yönünden halen kendi kendine yetebilecek bir ülkedir.

Türkiye, 7 Üründe Dünya Birincisi

Toplam nüfusunun halen üçte biri kadarı kırsalda yaÅŸamaktadır. Ağırlıklı olarak bir tarım ülkesi olan Türkiye’de, fındık, incir, kayısı, kiraz, ayva, kuru üzüm ve nar üretiminde dünyada ilk sırada yer alıyoruz. Limon, badem,  elma, patlıcan ve soÄŸan üretiminde ilk 10 üretici ülkeyle yarışıyoruz. Karpuz, kavun, çilek, pırasa, bal ve fiÄŸden oluÅŸan 6 üründe üretim sıralamasında ikinci;  mercimek, elma, salatalık, yeÅŸilbiber, yeÅŸil fasulye, kestane, Antep fıstığı üretimde ilk 3-5 ülke arasında yer alıyoruz. TZOB BaÅŸkanı Åžemsi Bayraktar’ın yaptığı açıklamaya göre de 55 üründe dünyada ilk 10. sırada yer alıyoruz. ''Türkiye'nin ekolojik üstünlüÄŸe sahip olduÄŸu ilk 7 ürün, çoÄŸunlukla ekolojik olarak üretilebilen ürünlerdir. Çok fazla gübre, su ve diÄŸer girdi maliyetine gereksinim duymayan bitkilerdir. Bir baÅŸka ifade ile doÄŸal olarak ekolojik/organik ürünlerdir.

DiÄŸer Ülkeler Ne Yapıyor?

Bütün dünya bu baÄŸlamda önceliÄŸi kendi üretimine dayandırmaktadır. Amerikan Enerji bakanlığının büyük bir enerji ihalesini Çinli firma 2 milyar dolar daha düÅŸük bedel ile yapacağını garanti etmesine raÄŸmen kendi ulusal firmasını tercih etmesi dünyada liberal ekonomik modele uygun deÄŸildir eleÅŸtirisine karşın BaÅŸkan Clinton “ulusal çıkarlarımızı korumak zorundayız” dediÄŸi herkesin malumu. Almanya Almanlara kendi ürettiÄŸi otomobili kullanmaya zorluyor. EÄŸer “Japon arabası kullanmak istiyorsanız Japonya’da yaÅŸamayı tercih edin” diye araba fabrikasının kapısına afiÅŸ yapıştırıyorlar. Ä°ngilizler Ä°ngiliz üretimini teÅŸvik edebiliyor. Almanya ve Ä°ngiltere gibi ülkeler baÅŸta olmak üzere, yabancıların yalnız kısıtlı bir zaman dilimine deÄŸil, bütün bir yıla yaydıkları YERLÄ° MALI haftasını bizler de ülkemizde baÅŸta öÄŸrencilerimiz olmak üzere topluma yıl boyu kullanmalarını benimsetebiliriz.

Bu baÄŸlamda ABD gibi dünyanın önemli tarım ülkesinde bile 1936 yılında federal yasanı? yaptığı ve daha sonra 1984 yılında güncellediÄŸi ‘Yerli Malı Kullan’ çaÄŸrısı Amerikan halkı tarafında benimsenmiÅŸtir. ABD’nin bile liberal ekonomide kendi ürettiklerinin kullanılması konusunda teÅŸvik edici olması önemli.

Ne Yapabiliriz?

katkıda bulunabiliriz. Ayrıca bir hafta boyunca deÄŸil 52 hafta boyunca yerli malını tercih etmeliyiz. Böylece toprağımıza, bitkimize, suyumuza, sahip çıkmış oluruz. Ä°nsanımızın ürettiÄŸi el emeÄŸine deÄŸer vermiÅŸ oluruz. Bu baÄŸlamda yerli malı ve tutumluluk haftası bir nostalji deÄŸil bir anlayış ve duruÅŸ olmalıdır.