19-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ä°nsan-Toprak Ä°liÅŸkileri ve 5 Aralık Dünya Toprak Günü
İnsan-Toprak İlişkileri ve 5 Aralık Dünya Toprak Günü PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 0
KötüÇok iyi 
Yazar Prof. Dr. Ä°brahim ORTAÅž,   
04-12-2014
Ä°nsan-Toprak Ä°liÅŸkileri ve 5 Aralık Dünya Toprak Günü

                                                                                 Prof. Dr. Ä°brahim ORTAÅž,
                                                                                 Çukurova üniversitesi öÄŸretim üyesi,
Özet
BirleÅŸmiÅŸ Milletler 5 Aralık 2014 gününü Dünya Toprak günü ve 2015 yılını da toprak yılı olarak ilan etti. Dünyanın nüfusu bugün 7.2 milyar ve insanlığın barınma, beslenme ve diÄŸer ihtiyaçları nedeniyle baÅŸta toprak olmak üzere doÄŸa üzerinde çok ciddi bir baskı söz konusudur. Bugün bir ucundan, 150 km geniÅŸliÄŸe yayılmış ve nüfusu 10 milyonları aÅŸan devasa kentler oluÅŸmaya baÅŸlamıştır. DoÄŸa bu denli geniÅŸ bir nüfus baskısı ve tarım topraklarının amaç dışı kullanımı ile ilk defa tanışmaktadır. Bütün yiyecekler bitkiler üzerinden dolaylı olarak topraktan saÄŸlanmaktadır. Dünyada insan başına düÅŸen toprak miktarı azalmaktadır. Buna baÄŸlı olarak özellikle az geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkelerde pek çok insan ( 6 milyar) beslenme sorunu yaÅŸamaktadır. Buna karşın dünyada üretilen gıdaların üçte biri çöpe gitmektedir.

Toprak, içerdiÄŸi besin elementleri ile üzerinde yetiÅŸen bitkilerin durak yeri ve beslenme kaynağıdır. Bugün beslenmemizin biricik kaynağı topraktır. Ancak son yıllarda toprağın, yalnızca bitkilerin geliÅŸtiÄŸi ortam olmanın ötesinde karbon tutulma olduÄŸu da bilinmektedir. AraÅŸtırmalar toprakta tutulan karbonun bitkilerde tutulanın iki katı olduÄŸunu gösteriyor. Toprağın yanlış yönetilmesi durumunda milyonlarca yılda toprakta tutulan organik maddenin ayrışması ile karbon hızlı oksidiyona uÄŸruyor. Atmosferin kimyasında önemli deÄŸiÅŸmelere neden oluyor ve bu gazlardan özellikle CO2’nin miktarındaki artış, iklimi üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Ä°klim deÄŸiÅŸimleri doÄŸrudan ve dolaylı olarak bitki ve toprak üzerinde olumsuz etki bırakmıştır. Ä°klim deÄŸiÅŸimlerine neden olan atmosferde artan karbondioksit gazının bitkiler (fotosentez) üzerinden topraÄŸa baÄŸlanması son yıllarda bilim çevrelerinin en çok ilgi duyduÄŸu konuların başında geliyor. Bu baÄŸlamda toprağın korunması büyük önem taşımaktadır.

BM tarafından kabul edilen 5 Aralık Dünya Toprak günü insan saÄŸlığı ve beslenmesinin biricik kaynağı toprak, günümüzde maalesef arsa veya endüstri malzemesi olarak görülmektedir. Türkiye son 40 yılda 3 milyon hektar tarım toprağını amaç dışı kullanıma açılmıştır. Toprağın aynı zamanda karbon depolama organı olarak ilkim deÄŸiÅŸimlerinin sınırlandırılması açısından, ayrıca dünyanın dengesinin saÄŸlanması bakımından önemsenmesi ve korunması gerekir. Toprak bilimcileri olarak toprağı topluma, geleceÄŸi için daha anlatmamız ve yöneticilerin konuya dikkatini çekecek farklı yaklaşımlara yönelmemiz gerekmektedir.

           Ä°nsanlığın besin güvencesi olan toprağın daha iyi tanıtılması ve korunması için bilim kuruluÅŸları ve kamu yetkililerinin konu üzerinde ciddiyetle durması gerekir. Kızıldere Reis’in belirtiÄŸi üzere “Toprak insana deÄŸil, insan topraÄŸa aittir” ifadesi ile toprağın varlığımızı belirttiÄŸini ifade etmek zorundayız. Toprağın hepimizi kucakladığı ve hepimizi beslediÄŸi bilinci ile ona daha çok deÄŸer vermek zorundayız. Dünya toprak günü nedeniyle toprağın ve gıda güvenliÄŸinin saÄŸlanmasının insanlık için önemini daha iyi tanıtmak ve topraÄŸa sahip çıkmak zorundayız.

Toprağı daha iyi anlamak dileÄŸi ile. Konuya ilgi duyan arkadaÅŸlar için daha geniÅŸ bilgi aÅŸağıda belirtildiÄŸi gibidir.
Ä°nsan DoÄŸa Ä°le Tarım Üzerinde Tanıştı
Bilgi çağına giren dünyanın bazı bölgelerinde halen tarım toplumunu yaÅŸayan insanların bulunması geçmiÅŸten günümüze insan-tarım iliÅŸkisinin anlaşılmasında önemli bir kilometre taşı olarak irdelenmektedir. Ä°nsanın bir kısmının bilgi çağında yaÅŸadığı dünyamızda halen bazı insanların neolitik dönemi yaÅŸamaları, insanın tarım ile ilgili bilgi birikimini açık bir ÅŸekilde ortaya koymaktadır. Bugünkü bilgi toplumunun bu süreçten geçtiÄŸi dikkate alındığında, toprak-insan iliÅŸkisinin evrimi ve yaratıcılığın sonuçları bariz olarak görülmektedir. Ä°htiyaçtan doÄŸan alet kullanma ile baÅŸlayan ve bugün, en üst düzeyde teknoloji geliÅŸtiren insanın ilk yaÅŸama kaygısı ile baÅŸlattığı süreç, bugün aynı ÅŸekilde devam etmektedir; fakat halen insanın tarımla olan iliÅŸkisi ve günümüze kadarki serüveni antropoloji, arkeoloji ve ekonomistlerin dışında detaylı olarak iÅŸlenmedi.  Toprak bilimcileri olarak bizler iÅŸin maddi yanı olan kimyası, biyolojisi ve fiziÄŸi ile ilgilendik, fakat manevi yapısı ve insan üzerinde bıraktığı izler hakkında hiç çalışmadık.

İnsan Toprak İle Nasıl Tanıştı?
Ä°nsan toprakla nasıl tanıştı? Ä°nsanlığın toprak hakkındaki düÅŸünceleri evrim süresince deÄŸiÅŸti mi? Ä°nsan topraÄŸa maddi ve manevi anlamda nasıl bir deÄŸer biçti? Ä°nsanının çamuru, sonra da kil tabletlerini kullanımı ile yumuÅŸak malzeme ve kayaları oyarak, üzerine canlı resimlerini çizmesi ile toprak bilinci arasında bir iliÅŸki var mı? Ä°nançların topraktaki yeri nedir? Toprağın inançtaki önemi nedir? Günümüzde insanlığın yarattığı uygarlıklar ve bilgi birikiminde toprağın yeri nedir? türündeki felsefi sorular, son yılarda toprak bilimcileri tarafından sorulmaya baÅŸlandı.
Bu ve benzeri soruların kesin bir cevabı olmamakla birlikte, günümüzden geçmiÅŸe deÄŸiÅŸik disiplinlerin araÅŸtırma ve bulguları ortaya çıkarılabilmektedir.

Soru, insanın tarihi ve onun yaÅŸamsal faaliyetlerinin açıklanması ile baÅŸlamaktadır. Ä°nsanın insan olma sürecinde, yaÅŸamsal faaliyetleri sürdürebilmek için oluÅŸan ihtiyaçların karşılanması ile baÅŸlayan süreç, bu soruların yanıtı olarak kabul edilmelidir. Ä°nsanın ne zaman evrimleÅŸerek insan olmaya baÅŸladığının ve ihtiyaçlarının ne olduÄŸunun bilinmesi için en doÄŸru bilgi, arkeolojik kazı sonuçları ve ondan sonra gelen yazılı anlatımlardır.
            Bilgi çağına giren dünyanın bazı bölgelerinde, halen, tarım toplumunu yaÅŸayan insanların bulunması geçmiÅŸten günümüze insan tarım iliÅŸkisinin anlaşılmasında önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilmektedir. Bu toplumlar, insanın tarım ile ilgili bilgi birikimini net bir ÅŸekilde açıklamaktadır. Yeni Papua Gine’deki yerli halktan Brezilya’daki yerlilere, Afrika kabilelerinden bazı Arap kavimlerine kadar bugün birçok toplum, halen hasırdan yapılan çamur sıvalı kulübelerde veya çadırlarda oturmakta, tüm yaÅŸamsal faaliyetleri de tarih öncesi dönemleri anımsatmaktadır. Bugünkü bilgi toplumunun bu süreçten geçtiÄŸi dikkate alındığında, toprak ve insan iliÅŸkisinin evrimi ve yaratıcılığının sonuçları daha net olarak görülmektedir.
            Anadolu, insanın tarım uygulamalarına baÅŸlayarak yerleÅŸik hayata geçtiÄŸi alanlardan birisidir. Bu yerleÅŸmelerde yaÅŸayanlar kerpiç ve sıva için kullanılan kilin farklı olduÄŸunu ve her tür toprağın kullanılamayacağını anlaşılmış olmalılar ki, bugün tuÄŸla ve seramik sanayiinde kullanılan toprakların yoÄŸun olduÄŸu bölgelere yerleÅŸmiÅŸlerdir. Neolitik çaÄŸ genel olarak ele alındığında hayvancılık aktivitelerinin de bu çaÄŸda yaygınlaÅŸtığı görülmektedir.

Anadolu’da ve Eski Türlerde DoÄŸa ve TopraÄŸa Verilen Önem
Toprak, kutsal bir varlık olarak farklı kültürlerde üst düzeyde deÄŸer görmüÅŸtür. Ä°nsanın topraÄŸa biçtiÄŸi deÄŸer, onun temiz olduÄŸu ve kirletilmemesi doÄŸrultusundadır. Mecusiler (ateÅŸe tapanlar) toprağın kirlenmemesi için ölülerini topraÄŸa defnetmezlerdi. Eski Anadolu Türklerinde “yağız yer” olarak adlandırılan toprak, her etkinliÄŸin en son kutsanan halkası olarak adlandırılmaktadır. Gerek Anadolu Türkmenlerinde, gerek ÅŸamanlıkta ve gerekse budizmde, dinsel törenlerde içilen içkilerin son damlaları, “bu yağız yerin hakkıdır” diyerek topraÄŸa dökülürdü. Ayrıca yine inanca göre, günahlı ölülerin başı mezarlarında toprakla buluÅŸmasın diye bir taÅŸ üzerine konur ve buna da “yağız yer kirlenmesin” nedeni gösterilirdi.
            Arap kültüründe ve Ä°slam geleneÄŸinde toprak, yine bir temizlik unsuru olarak görülür ve suyun olmadığı yerlerde teyemmüm (abdest ) toprak ile alınır. DeÄŸiÅŸik kültürlerde toprak (kil) halen en iyi temizleyici olarak algılanmakta ve saçın temizlenmesinde veya çamaşır yıkamada kullanılmaktadır.
            Genellikle doÄŸu kökenli dinlerde, doÄŸayla iç-içe olunması sonucu, toprak ve toprakla ilgili birçok ismin bulunduÄŸu bilinmektedir. Anadolu’nun eski dönemlerdeki inançlara baktığımızda da doÄŸayı simgeleyen tanrılara inanışın olduÄŸunu ve ana tanrıça inancının da doÄŸa veya direk toprak ile iliÅŸkili olduÄŸunu, ölümden sonraki yaÅŸam kaygısı nedeni ile var olmadığını görürüz. Tabii bunun yanı sıra insan yaradılışının topraÄŸa baÄŸlanması, tüm medeniyet ve mitolojilerde görülmektedir.

            Anadolu’nun büyük ozanlarından olan Yunus Emre toprağı ÅŸu dizelerle tanımlar:
            “Ben mevlamı yerde buldum, ne isterem gökyüzünde?
              Benim yüzüm yerde gerek, bana rahmet yerde yaÄŸar”

Yakın geçmiÅŸin bir diÄŸer Anadolu’lu ozanı Aşık Veysel;

“Adem’den bu yana neslim getirdi
  Bana türlü türlü meyve bitirdi
 Her gün beni tepesinde bitirdi
 Benim sadık yârim kara topraktır.”

Ä°nsanlığın Kısa Tarihinin DoÄŸa Üzerindeki Olumsuz Etkileri
DoÄŸal çeÅŸitlilik, artık yerini tek çeÅŸitliliÄŸe yani mono kültüre bırakmış. Toprak daha yoÄŸun iÅŸlenmeye ve toprakta daha fazla gübre kullanılmaya baÅŸlandı; nihayet bu yoÄŸun girdi sonucu sular ve atmosfer kirlendi ve nihayet topraklar da kirlendi. Hızla büyüyen kentler, tropikal ormanların tahribatı, denizlerin ve ırmakların kirlenmesi, ozon tabakasının incelmesi, küresel ısınma ve asit yaÄŸmurları artık dünyanın giderek yaÅŸanamaz bir duruma geldiÄŸinin göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Tarım alanlarının önemli kısmını oluÅŸturan 1. sınıf topraklar, yerleÅŸim yeri, fabrika ve iÅŸletmelere bırakılmış, bunun yanında tarıma açılmaması gereken 4. sınıf ve üstündeki çoÄŸu mera alanları ise tarım yapılan alanlara dönüÅŸtürülmüÅŸtür. Bütün bunların sonucu olarak ülkemiz kuraklığı yüksek düzeyde konuÅŸulur duruma gelmiÅŸtir. Kuraklık ve çölleÅŸme fakirlikle;  fakirlik de göç ile sonuçlanmaktadır.

Ä°lkel Ä°nsandan günümüze Kadar Toprak Koruma Kavramı
            Kızılderili reisi Seattle’ın 1854’te topraklarını satın almak isteyen ABD baÅŸkanına gönderdiÄŸi mektupta toprağın insana deÄŸil, insanın topraÄŸa ait olduÄŸunu vurgulamıştır. Mektupta, reis ÅŸöyle demektedir;“...Toprak satmamız için yaptığınız öneriyi inceleyeceÄŸim, eÄŸer önerinizi kabul edecek olursak bizim de bir koÅŸulumuz olacak. Beyaz adam bu topraklar üstünde yaÅŸayan tüm canlılara saygı göstersin. Ben bir vahÅŸiyim ve baÅŸka düÅŸünemiyorum.... Åžu gerçeÄŸi iyi biliyorum. Toprak insana deÄŸil, insan topraÄŸa aittir. Ve bu dünyadaki her ÅŸey, bir ailenin bireylerini birbirine baÄŸlayan kan gibi ortaktır ve birbirine baÄŸlıdır. Bu nedenle de; dünyanın başına gelen her felaket, insanoÄŸlunun da başına gelmiÅŸ demektir.”

Toprak Kavramının Modern Bilime Katkısı
YerleÅŸim yerlerinin oluÅŸması, kent yaÅŸamı, mimarinin geliÅŸimi, oluÅŸan artı ürünün deÄŸerlendirilmesi ve yeni üretimin yapılması için bazı ek bilgilerin kullanımı zorunlu hale gelmiÅŸti.
Mısır’da kent ekonomisinin geliÅŸimi, beraberinde geometrik iliÅŸkiler konusunda da bilgi gerektiriyordu. Bu bilgi Nil nehrinin taÅŸmasından sonraki anlaÅŸmazlıkları önlemek, vergi alımı veya tohum ekimi için alan ölçümlerinin bilinmesi gerekmekteydi. Bu ve bu gibi sebepler Öklit geometrisinin ortaya çıkmasını saÄŸlamıştır. Sümerlerde M.Ö. 3000 lerde tarlaların alan ölçümlerinin her iki kenarın birlikte hesaplandığı, Babilliler’de de tarlaların üçgen veya dörtgenlere ayrılarak hesaplandığı bilinmektedir.
TuÄŸla mimarisinin de uygulamalı matematik bilimine katkısı olmuÅŸtur. EÅŸkenar dörtgen ÅŸeklinde yapılmış olan tuÄŸla yığınlarının sayısının hesaplaması için, tuÄŸla sayısı, üç kenardaki tuÄŸlaların sayısının çarpımı ile bulunmuÅŸtur.
Ä°nsanın bugün geliÅŸtirdiÄŸi teknoloji birikimi, bir noktada doÄŸadan etkilenen ve sorun çözmeye dayalı bir yapıya sahiptir. Mühendislikte yapı ÅŸekillerinin tanımlanmasında doÄŸa ölçüleri kullanılmıştır. Batı dünyasında kullanılan ark, foot (ayak) gibi ölçü birimleri ilk çaÄŸlardan beri kullanılan ölçü birimleridir.
            Ä°nsanın doÄŸadan etkilenerek sosyal yapısını düzenlemesi olgusu,  en iyi toprak sürecinde tanımlanabilir. Toprakta, son yılların teknik imkânları ile birbirinden farklı özelliklerde milyonlarca canlının olduÄŸu ve bunların bir kısmının birbirini desteklerken bir kısmının da birbirini yok ettiÄŸi, bir diÄŸer kısmının ise bu oluÅŸumda kontrol görevini üstlendiÄŸi görülmektedir. Bütün bu olgular, büyük bir alemde canlıların birbirini ne denli tamamladığını göstermektedir. Ä°ÅŸte bu noktada insan, halkanın dışında deÄŸil içinde bulunmaktadır.
            Topraktan canlıya beslenme zincirinde, bütün canlılar bir ÅŸekilde topraktan beslenerek, bir sonraki aÅŸamaya besin kaynağı hazırlarlar. Ä°ÅŸte bu noktada, topraktaki beslenme zincirinde meydana gelebilecek bir aksamanın insanın beslenme iliÅŸkisini de bozacağı akıldan çıkarılmamalıdır.

Toprağın Ä°nsan Beslenmesindeki Önemi Nedir?
Ä°nsanın doÄŸadan etkilenerek sosyal yapısını düzenlemesi olgusu en iyi toprak sürecinde tanımlanabilir. Çevremizde gördüÄŸümüz küçücük bir bahçede büyük-küçük-, çiçekli-çiçeksiz, meyveli-meyvesiz, güzel kokan-kokmayan, tek yılık-çok yıllık bitkiler aynı ortamda konaklamakta, beslenerek varlıklarını sürdürmektedir. Bunun biz insanlara yansıması ise ÅŸu ÅŸekilde olmaktadır: bizler de birlikte yaÅŸayabiliriz, bizler de paylaÅŸabiliriz; fakat her zaman doÄŸada çınar aÄŸacı olacaktır ve gölgesinde ot bitirtmez, bizim aramızda da ben merkezli hep bana hep bana diyenler olacaktır. Bu diyalektiÄŸin kuralıdır. Toprakta son yılların teknik imkânları ile birbirinden farklı özelikte milyonlarca toprak canlısı bulunmaktadır ve bunların bir kısmı birbirini destekler,  diÄŸer bir kısmı birbirini yok ederken, baÅŸka bir kısım ise birbirini kontrol etmektedir. Bütün bu olgular, büyük bir alemde
 canlıların birbirlerini ne denli tamamladıklarını göstermektedir. Ä°ÅŸte bu noktada insan, bu süreçte halkanın dışında deÄŸil halkanın içinde bulunmaktadır.
Topraktan insana beslenme zincirinde bütün canlıların, bir ÅŸekilde topraktan beslenerek bir sonraki aÅŸamaya besin kaynağı hazırladıkları belirlenmektedir. Topraktaki beslenme zincirinde meydan gelebilecek bir aksama, insanın beslenme iliÅŸkisini bozacaktır.
İnsan Davranışlarının altında temelde beslenme (enerji) kaygısı bulunmaktadır
GeliÅŸmenin temelinde de yeme-içme, barınma diÄŸer bir ifade ile enerji bulunmaktadır. Yeryüzünün yaÅŸam kavgası da enerji temin etme ile baÅŸlamıştır. Ä°nsanın enerji temininde diÄŸer canlılardan daha üstün gelmesi, enerji temin etme yöntemlerini ve kaynaklarını da farklılaÅŸtırmıştır. Günümüzde yaÅŸamsal bir önemi olan her alanda enerji, yaÅŸamın vazgeçilmez tek unsuru olarak üretim ve tüketim aÅŸamasında çeÅŸitli çevre sorunlarını da beraberinde getirmektedir.
Artan nüfus ve dolayısıyla artan enerji ihtiyacına baÄŸlı olarak yer altı ve yerüstü kaynaklarının yoÄŸun bir ÅŸekilde tüketilmesi ve beraberinde ekolojik dengenin bozulması artık hepimizin bilgisi dahilindedir.
DoÄŸal ekosistemler dinamik bir yapı içerisinde kendilerine özgü ve süreklilik gösteren bir denge içerisinde iÅŸlevlerini sürdürürler. Çevre bu ekosistem içerisindeki canlı ve cansız bileÅŸenlerinin bir etkileÅŸimi olup, dinamik bir denge içerisinde hareket etmektedir. Hava, su ve toprak bu çevrenin fiziksel ve kimyasal unsurlarını;  hayvan, bitki ve mikroorganizmalar ise biyolojik unsurlarını teÅŸkil etmektedirler.
             Artan dünya nüfusuna baÄŸlı olarak yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu özellikle de kapalı ve bölgesel beslenme kültürünün hakim olduÄŸu kırsal kesimlerde, baÅŸta kadınlar ve çocuklar olmak üzere büyük beslenme sorunu yaÅŸanmaktadır. Yetersiz beslenmeye baÄŸlı olarak beyin kapasitesinin düÅŸüklüÄŸü, verimsizlik, erken ve yüksek doÄŸum oranı ve düÅŸük yaÅŸam standartları gibi problemler yaÅŸamaktadırlar.

Dünyanın genel Beslenme Sorunları
—5 yaşın altındaki çocukların % 30’u normal ağırlığının altında bir kiloya sahiptir.
—450 milyon insanda A vitamini eksikliÄŸi vardır.
—3 milyara yakın insanda çinko eksikliÄŸi vardır.
—3.7 milyara yakın insanda demir eksikliÄŸi vardır.
—1 milyar kiÅŸi açlık sınırındadır.
—6 milyar insan genelde yetersiz beslenmektedir
—5 yaşın altındaki 250 milyon çocuk yetersiz beslenmektedir
—2 milyar insan saÄŸlıksız su tüketmektedir.
—1 milyar insanda iyot eksikliÄŸi vardır.
—Demir ve çinko eksikliÄŸi yanında ( BURADAKÄ° CÜMLEYÄ° ANLAYAMADIM) 
Yeterli ve saÄŸlıklı beslenme, üremenin (çoÄŸalmanın) ve uzun yaÅŸamanın temelini oluÅŸturmaktadır. Ä°nsanın besin elementi saÄŸlaması, tarımsal çıktılar tarafından saÄŸlanmaktadır.
Tarımın olumsuz etkilenmesi sonucunda düÅŸük verim ve beraberinde de düÅŸük beslenmeye baÄŸlı olarak kiÅŸiler ve toplum, üretkenliÄŸini kaybedecek ve yaÅŸamın her alanında bir durgunluk yaÅŸayacaktır. Bu bakımdan tarımın, dolayısıyla da bitkilerin saÄŸladığı besinler dünyadaki nüfusun beslenmesinde önemli bir yer tutmaktadır.

Merkezinde insan olan beslenme bugün insanın içgüdüsel ve zorunlu ihtiyaçlarından birisidir. Ä°nsan bünyesi yer küredeki 25 kadar elementin deÄŸiÅŸik düzeyde ve formda oluÅŸturduÄŸu bileÅŸiklere gereksinim duyarak canlılığını sürdürmektedir. Bu besin elementlerini, organik dokuyu, iskeleti, osmotik iliÅŸkilerin kontrolünü ve vücut dokularındaki pH dengesi gibi fonksiyonları, söz konusu elementler  saÄŸlamaktadır. Ä°nsan besinleri, bitki ve hayvansal kaynaklı olmak üzere bu iki kaynaktan, su ve az miktarda da olsa havadaki tozlardan beslenmektedir.
Topraktan insana beslenme zincirinin en kritik noktası yetersiz ve dengesiz beslenmedir. Birçok insan, yeterli besin alabilmekte; fakat dengeli beslenememektedir. Batı toplumunun bugünkü beslenme ÅŸekli olarak insanın tükettiÄŸi yiyecek kitlesi miktarı yüksek; fakat besin elementi ve vitamin dengesi ise düÅŸük olabilmektedir. Ağırlıklı olarak ayaküstü atıştırılan yaÄŸlı yiyecekler, kola ve alkolü içkiler yüksek kalori içeren yiyeceklerdir. Ancak bu gıdaların mikro-elementler içerikleri oldukça düÅŸüktür.
            Toprak içerdiÄŸi su, hava, organizma, organik madde nedeniyle canlı olarak kabul edilmekte ve canlıların yaÅŸam ortamı olarak da hizmet görmektedir. Toprak birçok çevresel etkilere karşı tampon görevi görerek zararlı ve zehirli maddeleri tutup filtre ederek taban sularının temiz kalmasını saÄŸlamaktadır. Artan oranda kirletici maddelerin yaÄŸmur ve sulama suları ile gelmesi sonucu zamanla topraklar da kirlenmektedir.
Bu yönüyle canlılığın devamı için vazgeçilmez fonksiyonlar yüklenen toprak, insan için korunması gereken deÄŸerli bir varlık olup kirletilmemesi için gerekli önlemlerin alınması zorunludur.

Toprak Ä°klim DeÄŸiÅŸimlerinin Önlenmesinde Önemli Bir Depo Kaynağı
Atmosfer yeraltı fosil kaynaklarından ve topraktan salınan CO2 konsantrasyonundaki bu hızlı artış ve küresel iklim deÄŸiÅŸimleri üzerindeki olası negatif etkilerinin azaltılması için BirleÅŸmiÅŸ Milletler öncülüÄŸünde iklim zirvelerinde yapılan bütün görüÅŸmelerde ve bilimsel çalışmalarda atmosferdeki karbon dioksit ve diÄŸer karbonlu gazların (metan ve hidrokarbonlar) konsantrasyonun düÅŸürülmesi üzerine yoÄŸunlaÅŸmıştır. AraÅŸtırmalar toprak iÅŸleme ve yönetimine baÄŸlı olarak karbon stoklarındaki hızlı oksidasyonun özellikle atmosferin kimyasında önemli deÄŸiÅŸmelere neden olduÄŸu ve bu gazlardan özellikle CO2’nin miktarındaki artış, iklimi, bitkilerin fizyolojisini, toprağın mikrobiyal aktivitesini ve organik maddenin oluÅŸumunu ve parçalanmasını önemli ölçüde etkilediÄŸini belirlemiÅŸtir. Topraklar bu anlamda hem atmosferdeki karbonun baÄŸlanması için depo görevi gördüÄŸü gibi yanlış
 kullanılan toprak ile karbonun kaynağı da olabilmektedir. Ekosistemde toprakta depolanan veya topraktan atmosfere salınan C miktarı, net ekosistem üretimi ile ekosistemden atmosfere salınan toplam biyolojik solunumuna baÄŸlı olarak artmaktadır. Özellikle yanlış arazi kullanımına baÄŸlı olarak yoÄŸun toprak iÅŸleme, berberinde topraktaki organik karbonun hızla oksidasyonuna neden olmaktadır.
Yapılan bilimsel çalışmalar, milyarlarca yılda oluÅŸan topraktaki karbon birikiminin toprak iÅŸleme ile 100 yılda yarıdan fazlasının okside olduÄŸu ve atmosfere karıştığını belirlemiÅŸtir.
Günümüzde atmosfere salınan gazların yeniden normal düzeye çekilmesinin birinci ve neredeyse tek kaynağı, bitkilerin fotosentez yapmasıdır. Atmosferdeki gazların topraÄŸa bitkiler üzerinden baÄŸlanması ve topraktan depolanması, günümüzün en stratejik araÅŸtırma konularının başında gelmektedir. Ayrıca karasal ekosistemde atmosferdeki CO2 artışını engellemek, toprakta depolamanın en ucuz ve düÅŸük maliyetli olması nedeniyle büyük ilgi görmektedir.

Ne Yapabiliriz?
                  Yukarıda belirtildiÄŸi gibi dünyanın nüfusu bugün 7.2 milyar düzeyine ulaÅŸmış ve bu sayının önemli bir kısmı yoksulluk ve yetersiz beslenme koÅŸullarında yaÅŸamaktadır. Bu durum topraÄŸa olan ihtiyacı daha da artırmıştır. Bu baÄŸlamda tarımsal toprak kaynaklarının korunmasına özen gösteren alternatif sistemlere geçilmesi, gelecek nesillere yaÅŸanabilir bir dünya bırakma adına hepimiz için ön koÅŸul olmalıdır. Kaynak koruyucu tarımsal üretim modellerinin yaygınlaÅŸtırılması, yönlendirici politikaların uygulamaya alınması, yasal düzenlemelerin yapılması, teknik elemanların ve üreticilerin eÄŸitilmesi geleceÄŸimiz için önem arz etmektedir. Bu açıdan resmi kurumlar, karar verici merciiler kadar sivil toplum örgütleri, üretici birlikleri ve bizlerin yaÅŸanılabilir bir çevre için bireysel sorumluluk alarak, toprağın korunması saÄŸlanmalıdır. Toprak bir meta veya arsa olarak
 görülmemeli, tam tersine insanın gıda kaynağı olarak görülmelidir. Ayrıca toprak, iklim deÄŸiÅŸimlerinin biricik nedeni olan atmosferdeki karbondioksitin yer yüzeyinde tutulmasının en önemli kaynağıdır. Toprakta karbon tutulması dünyanın sürdürülebilirliÄŸi ve saÄŸlığı için çok önemli ve eÅŸsizdir.

Sınırlı doÄŸal kaynaklara sahip dünyamızda artan çevre kirliliÄŸi faktörleri nedeniyle artık çevreyi temizlemesini bilen yeni teknolojiler ve politikaları geliÅŸtirmek zorundayız. Plansız,  programsız, basit kâr güdüsü ile hareket etmek yerine, doÄŸayı ve insanı ön plana alan sürdürülebilir bir yaklaşımla hareket etmek daha akılcı ve zorunludur.
Bu baÄŸlamda BM tarafından kabul edilen 5 Aralık Dünya Toprak günü insan saÄŸlığı ve beslenmesi yanında, karbonun depolanması ile dünyanın dengesinin saÄŸlanması bakımından toprağın önemsenmesi ve korunması gerekir. Toprak bilimcileri olarak toprağın topluma insanlığın geleceÄŸi için daha iyi anlatılması ve yöneticilerin konuya dikkatini çekebilmek adına yeni yaklaşımlara yönelmemiz gerekir.
           Artık insanın üzerinde yaÅŸadığı toprağın felsefi anlamı üzerinde düÅŸünmesi gerekir. TopraÄŸa ait olduÄŸumuzu bilmemiz ve toprağı besin kaynağı olarak görüp, geleceÄŸimizin gıda güvencesi için onu korumamız gerekir. Dünya toprak günü nedeniyle toprağı insanlık için birçok yönden tanıtmak ve ona sahip çıkmak zorundayız. Toprağı daha iyi anlamak dileÄŸi ile.

                                                                                                                                                        04 Aralık 2014, Adana

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 04-12-2014 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111395088 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net