Nuri Pakdil'in eÄŸer millete mal olan üç satırlık bir mısrası olsaydı,
Cumhurbakanımız, baÅŸbakanken miting meydanlarında o mısrayı veya cümleyi okur,
onu çoktan meÅŸhur ederdi. Tıpkı bir ÅŸaheser olan Sürgün ÅŸiirini
meÅŸhur ettiÄŸi gibi.
Nuri Pakdil'in, Stardaki ÅŸu ifadelerine bak "Lonesco’yu, elbette çok
ilginç, çok önemli bulurum ya, öbür ustaları nasıl unutabiliriz? Hele de
Shakespeare’i, Moliere’i, Gogol’u. Romandaki favorilerim, kesinlikle Rus
yazarlardır. BaÅŸta da Dostoyevski ve Tolstoy, PuÅŸkin ve öbürleri. Balzac da,
büyük bir iÅŸtahla okuduÄŸum yazardır.
Büyük batı klasik bestecilerini, senfonileri dinlemeliyiz. Büyük
yapıtları dinlemeden yazar olunur mu? Benim tercihim Beethoven’in
senfonileridir. Bir de türküler vardır. Sözgelimi Ali Ekber Çiçek’i dinlememek
büyük bir eksikliktir. Ruhi Su’dan haberi olmayana, Ruhi Su’yu dinlemeyene,
yazar gözüyle, devrimci gözüyle bakamam ben. " . (
http://haber.stargazete.com/…/sehir-efsanesi-d…/haber-961604)
Bu ifadelerin sahibi nasıl büyük bir devrimci olur. Hak
için söyleyiniz; bu mısralar baÅŸtan aÅŸağı bir karmaşık ifade etmiyor mu? Ruhi
Su'yu dinlemedim de Esat Kabaklı'yı Fatih Kısaparmak'ı dinledim. Ne fark
eder? BaÅŸka sanatçıları da dinlemiÅŸ olabilirdim. Çok yetenekli olanları
belki de tanımamışım. Bu ülkenin insanları Yemen türküsünü,
Çanakale'yi diÄŸer ononim yüzlerce türküleri seslendirdiler? Niye illa
birisini dinlemek zorundayız. Ne fark eder?
Ruhi Su'yu dinlemek devrimcilikse bu çıkarım, hangi bilim
dalında hangi araÅŸtırmada veya hangi ülkenin, hangi ansiklopedisinde
yazıyor? Ne alaka? onu en çok eyleme giden, aklı bir taraf atan
sol, dinledi. Devrimci oldu ki ne yaptılar? Ruhi Su'yu aşamamış bir
insan bence ödülü hak etmiÅŸ bir adam deÄŸildir. Geçenlerde sol saÄŸ bir
kitlede yaÅŸayanlar arasında en sevilen ÅŸair ve ÅŸiir kim diye soruldu üstat
Sezai Karakoç çıktı...
Ruhi Su'yu ben de dinliyordum. Yemen türküsünü Ankara'nın taşına bak,
Çanakkaleyi güzel söyler. Ancak Nuri Pakdil gibi dinlemeyen ÅŸu olmaz bu olmaz
diyemem. EÄŸer öyle söylersem bilime aykırı davranırım. Çünkü müzikte
sese yön veren en önemli faktör çevredir bölgedir söylendiÄŸi yörenin
kültürüdür. Siz gidin âşık geleneÄŸi olan Kars'ta Erzurum’da, Ardahan’da
"Ankara'nın baÄŸlarını" söyleyiniz bakalım, kim sizi
dinler.
Rus romanlarında çevre ÅŸahıs ismi hep Rusça, ne iÅŸi var körpe
dimağlara sahip Ayşelere, Fatmalara onları okutmak?
Hayatım, okullarda henüz hacimli kitap okumaya baÅŸlayan milletimizin
çocuklarına, ilk önce yabancı romanları okutan anlayışa karşı verdiÄŸim
mücadele ile geçti. Bir insan bilmediÄŸi bir çevrenin, bilmediÄŸi
tarihin romanlarını nasıl bir değermiş gibi, kıymetmiş gibi okuduğunu
allandıra ballandıra anlatır? Tolstoy’a büyük romancımız KemaL Tahir meczup
diyor. "SavaÅŸ ve Barış"ı okuyup anlamak isteyenin o tarihte geçen
Fransız- Rus savaşını bilmesi lazım. Bilmeden direk romana dalış yapan bir
insan ne kadar bilgi sahibi olabilir.
Nuri Pakdil’in garipsi ifadeleri bir komleksin ürünü deÄŸil
midir? Dostoyevski veya diğer Rus yazarların Rus toplumunu
anlatan romanlarını ileri yaÅŸta okumak bir insan için belki kültür birikimi
saÄŸlar; ancak körpe dimaÄŸlara asla bir katkı saÄŸlamadığı gibi kitap okuma
sevgisini daha baÅŸlamadan yok eder...
Bir insana ödül verilecekse lütfen Nobel ödülü gibi bir mantıkla deÄŸil.
Bu toplumda nice öyle insanlar var ki,ödül beklemeden bir kavramı, bir
kelimeyi, bir tarihi mekanı aydınlatmak için yıllarını verir. Ne ödül
için, ne de paye için... Onları bulup çıkarmak lazımdır.,,
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.