Mehmet YAMAN
   Hay-huyla geçen bir adli yılın ardından verilen tatilden sonra, bugün yeni adli yıl açılmış olup, bilindiÄŸi gibi, bu açılış yılında yapılacak konuÅŸmalarla ilgili bir takım polemikler yaÅŸanmıştı.

   Danıştay’ın kuruluÅŸ yıl dönümünde, TBB Genel BaÅŸkanı Sayın FeyzioÄŸlu’nun maalesef, süresini aşırı derecede aÅŸarak ve mesleki sorunların dile getirilmesi yerine, tamamen siyasal konulara hasrederek yaptığı konuÅŸmaların oluÅŸturduÄŸu rahatsızlıkla, yürütme ve yargı arasında oluÅŸan olumsuz geliÅŸmelerin ardından, hükümet erkanının katılımı olmaksızın yapılan, adli yıl açılış faaliyetleri tamamlandı.

Bu açılış sırasında,  sayın baÅŸkanın yaptığı konuÅŸmayı, televizyon kanalıyla ve naklen izledik. Bu izlemelerimizin ışığında bizde oluÅŸan kanaatleri, kısaca arz edelim: 
   SaygıdeÄŸer BaÅŸkan Ali Alkan beyi ta, öÄŸrenciliÄŸinden beri tanırız. Aynı fakültede sınıf arkadaÅŸlığı yapmamız ve daha sonra da, hakimlik mesleÄŸindeki geliÅŸimi hakkında yaptığımız müÅŸahedeler sonunda, kendisinin olgun, ÅŸahsiyetli ve yaptığı mesleÄŸin ağırlığını ve toplumumuz ve ülkemiz için ifa ettiÄŸi misyonunu idrak eder bir özelliÄŸi taşıdığı kanaatimizi pekiÅŸtirdiÄŸini görüyoruz. EmekliliÄŸinin son yıllarına kadar bu özellikleriyle gelen saygıdeÄŸer dostumuzun, bundan sonra da gereken olgunluÄŸu taşıyacağı hakkındaki kanaatimiz tamdır.

   Kendisinin yaptığı bu konuÅŸmayı, yukardaki kanaatlerimiz tahtında dinlerken, dile getirdiÄŸi konuların tamamına katıldığımızı ifade ile, genel hatları itibariyle dile getirdiÄŸi  bazı konuları, hulasaten burada biraz daha açma gereÄŸi hasıl olmuÅŸtur.

   Öncelikle ÅŸunu TEYÄ°DEN arz edelim ki, hakimlerimiz uzunca bir müddettir, daha doÄŸrusu 1960 yılından sonraki Anayasa ile oluÅŸturulan Yüksek Hakimler Kurulu’ na baÄŸlandıktan sonra, özlük hakları ve yaptıkları uygulamalarla ilgili olarak, bağımsız ve özgür bir tutum sergilemektedirler. Yani gerek verdikleri kararlarda ve gerekse, tutum ve davranışlarda tamamen özgürdürler. Ancak ÅŸu gerçeÄŸi de burada, uzun yıllar içlerinde bulunup kendileriyle haşır-neÅŸir olan bir eski meslektaÅŸları olarak, TENKÄ°DEN ifade etmek zorundayız ki, kazandıkları bu bağımsızlıklarını, tarafsızlık gibi önemli bir meziyetle taçlandıramadılar. Maalesef istisnalar kaideyi bozmamakla birlikte, gerek “Yüksek Hakimler Kurulu” ve gerekse 1980 ihtilalinden sonra aldığı yeni ismiyle, “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu”, hep taraflı ve ideolojik bir ağırlıkla oluÅŸturuldu ve bu kurumların eylem politikalarının temelini de, bu ideolojik tavırları oluÅŸturdu. Bu çok ağır ifadelere vesile olan kanaatimize, olayları birebir yaÅŸayan birisi olarak, fiili yaÅŸamımız ve meslektaÅŸlarımızın yaÅŸadıkları pek çok olayların sebep olduÄŸunu, bu konuda bir sürü belgelerimiz mevcut olduÄŸunu, ifade edelim.

   Yani hep taraflı ve ideolojik yapılarının esiri olarak, hareket ettiler, hakimler hakkında verdikleri kararlarda. Tayinlerde de, bu hep böyle ola geldi. Maalesef bugün dahi, detaylarına girmeksizin ifade etmek zorundayız ki, HSYK üyelerinin az bir istisnası dışında hemen tamamı, bu özelliklerini devam ettirmektedirler.

   Yani 1970’li yıllardan beri uzunca bir müddettir, yakından müÅŸahede ettiÄŸimiz bütün bu olaylardan sonra, açıkça ifade ediyoruz ki, evet BAÄžIMSIZDIRLAR ama kahir ekseriyeti itibariyle, TARAFSIZ DEĞİLDÄ°RLER. ÖNEMLÄ° OLAN, GEREK ÇATI ÖRGÜTLERÄ°NÄ°N VE GEREKSE MESLEKTAÅžLARIN TARAFSIZLIKLARININ SAÄžLANMASIDIR. Problem de buradadır.

   Sayın baÅŸkan, bunu kısa bir cümle ile ve nezaket kurallarını da dikkate alarak, çok güzel ifade ettiler. ADLÄ° VE Ä°DARÄ° YARGININ NERESÄ°NDE OLURLARSA OLSUNLAR, TÜM YARGIÇLARIN KENDÄ° Ä°NANÇ VE Ä°DEOLOJÄ°LERÄ°NÄ° MESLEÄžE VE KARARLARINA YANSITMAMALARI GEREKMEKTEDÄ°R. Her ne kadar diÄŸer kamu görevlileri de aynı hassasiyetle görevlerini yerine getirmek zorunluluÄŸunu taşısalar bile, özellikle yargıda bu çok büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü yargı, adaletin temel müessesesidir. Adalet te mülkün esasıdır. Oraya tüm vatandaÅŸlarının güveni tam olmalıdır. Bu güveni sarsan en ufak bir davranışa fırsat verilmemeli, yapanlara da mesleÄŸin ağırlığına yaraşır bir biçimde, bu davranışının gerektirdiÄŸi cevap verilmelidir. Åžayet tepe örgüt bulunan HSYK bunu yapamıyorsa, önemli bir misyonunu yerine getirmiyor demektir. Bunun için de, HSYK üyelerinin tümünün, içinde bulundukları toplumun birer bireyi olarak, hangi ideoloji ve siyasal kanaati taşıyor olurlarsa olsunlar, bu göreve geldikten sonra, bunları dışarıda bırakmalı, görevlerine en ufak bir biçimde yansıtmamalılar. Bu onların namus borcu olup, bu konuda gereken hassasiyeti sonuna kadar göstermek zorundadırlar.

   Sayın baÅŸkanın ifade etmeye çalıştığı bir konu da, geciken kararların, adaleti saÄŸlayamadığıdır. Bunun için de, usuli iÅŸlemler açısından, ciddi reformist deÄŸiÅŸikliklere ÅŸiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. Her ne kadar yasama ve yürütme, bu konuda zaman zaman deÄŸiÅŸiklikler yapmaya çalışsa da, bu yetersiz kalmakta olup, vatandaÅŸlar ile, uygulamanın taraflarının da içinde bulunduÄŸu bir araÅŸtırma ve oluÅŸturulacak ciddi incelemelerden sonra, inkılabi deÄŸiÅŸimlerin ,mutlaka bir an önce yapılmasını temin etmek gerekmektedir.

   Bu ve benzeri adli alanda yapılacak birçok geliÅŸtirme ve yenileme çabalarına, sayın yürütmenin gereken titizliÄŸi ve itinayı göstermesi dileklerimizle, yeni adli yılın ülkemize ve toplumumuza hayırlı olması dileklerimizi sunarız.
   Saygılarımızla...
                                                                                                                                                                                                          01.09.2014                                                                                                                                     Mehmet Yaman
                                                                                                                                                                                             AraÅŸtırmacı-Hukukçu