24-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow KÄ°TAP OKUMANIN ÖNÃœNDE DURAN ENGELLER VE AÅžMA YOLLARI
KİTAP OKUMANIN ÖNÜNDE DURAN ENGELLER VE AŞMA YOLLARI PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 3
KötüÇok iyi 
Yazar Başöğretmen Dr.Åžemsettin IÅžIK Ank. Gölbaşı Åž.S.K.   
21-05-2014

KÄ°TAP OKUMANIN ÖNÜNDE DURAN

ENGELLER VE AÅžMA YOLLAR

 BaÅŸöÄŸretmen Dr. Åžemsettin IÅžIK, Ank. Gölbaşı Åž.S.K. And. Ä°mam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri ÖÄŸretmeni(*)

A- TEÅžHÄ°S (OKUMUYORUZ)

1- NÄ°ÇÄ°N OKUMUYORUZ?

2- OKUMANIN YERÄ°NE NE KOYUYORUZ?

B- TEDAVÄ° (OKUMALIYIZ)

1- KENDÄ°MÄ°ZÄ° VE ÇEVREMÄ°ZÄ° TANIMAK

2- YAÅžANABÄ°LÄ°R BÄ°R DÜNYA KURMAK

3- GELECEÄžE BÄ°RÄ°KÄ°MLERÄ° AKTARMAK

C- TEÅžVÄ°K (OKUMAYI YENÄ°DEN KAZANMALIYIZ)

1- AÄ°LEDE OKUMAYA BAÅžLAYARAK

2- EVDE VE OKULDA OKUMA SAATLERÄ° OLUÅžTURARAK

3- OKUMAYI TEÅžVÄ°K Ä°ÇÄ°N KÄ°TAPLAR HEDÄ°YE EDEREK

4- OKUMAYI ÖDÜLLENDÄ°REREK 

5- KÄ°TAP OKUMANIN YARARLARINA DÄ°KKAT ÇEKEREK

A- TEÅžHÄ°S (OKUMUYORUZ)

Okuma, ruhen ve bedenen hazırlık isteyen zor bir iÅŸtir. Buna ilaveten yanında, anlamayı ve yaÅŸanılan hayatı anlamlandırmayı da gerektirmektedir. Bu da haliyle nefse ağır gelmekte ve okumadan uzak durmak için birbirinden garip mazeretler üretmeye sevk etmektedir. 

1- NÄ°ÇÄ°N OKUMUYORUZ?

Niçin okumuyoruz sorusuna verilecek birden çok bahane üretme ve onların arkasına sığınma mümkündür. Söz geliÅŸi oldukça sık tekrar edilen mazeretlerden bazıları ÅŸunlardır:

- Kitaplar çok pahalı.

- Ä°ÅŸten geldim, yorgunum.

- Biz ÖÄŸrenciyiz.

- Oku, oku nereye kadar?

- Okuyup da adam mı olacağız?

- Okuyanlar ne oldu ki?

Bu ve benzerleri, söyleyenlerinin de ikna olmadığı sudan bahanelerdir. Hâlbuki hiçbir bahane, en kötü çözüm kadar bile kıymete haiz deÄŸildir.

Okumaya zaman bulamadığı söyleyenler, ortalama olarak günde 2-3 saatini haber veya dizi seyretmek için TV karşısında geçiriyor. Okumanın önüne yukarıda yer alan basit bahaneler çıkarılırken, saatler süren dizi ve filimler için bunlar geçerli olmuyor. Garip deÄŸil mi?

DiÄŸer bir açıdan, dünyayı ayaklar altına seren internet, acaba doÄŸru kullanılabiliyor mu? Ä°nternet kütüphanelerine yeterli vakit ayrılabiliyor mu?

Bu tür sorulara, kitap ve okuma üzerine yapılan istatistiki bilgiler eÅŸliÄŸinde cevap bulmaya çalışalım.

 * Kitap Okuma Oranı:

- Japonya’da toplumun % 14’ü,

- Amerika’da %12’ si,

- Ä°ngiltere ve Fransa’da % 21’i düzenli kitap okur iken,

- Türkiye’de durum % 0,01 yani on binde bir. Bu oranla bir çok Afrika ülkesinin gerisinde kalmış durumdadır.

* BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°nsani GeliÅŸim Rapor’unda kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduÄŸu 173 ülke arasında 86. sırada yer almaktadır.[1]

* Bir Yılda Kişi Başına Okuma Sayıları:

- Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor

- Bir Ä°sviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor.

- Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor

- Türkiye’de bir yılda ortalama 12 bin 89 kiÅŸi 1 kitap okuyor.[2]

* Kitap Okumaya Ayrılan Zaman:

Türkiye’de bir kiÅŸinin ayırdığı zamanın,

- 300 katını bir Norveçli ayırıyor.

- 210 katını bir Amerikalı ayırıyor.

- 87 katını bir İngiliz ayırıyor.

- 87 katını bir Japon ayırıyor.

- Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan 3 kat daha fazladır.

* Kitaba Yapılan Harcama:

- GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde kiÅŸi başına düÅŸen yıllık kitap alımı, ortalama 100 $

- AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 500 $

- Türkiye’de 2 $ [3]

- Türkiye'de her 100 kiÅŸiden sadece 4,5 kiÅŸi kitap okuyor.

- Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.[4]

* Türkiye’de Okuma ve Ä°zleme Oranları:

- Dergi okuma oranı % 4

- Gazete okuma oranı % 22

- Radyo dinleme oranı % 24

- Televizyon izleme oranı % 95

* Ders kitapları hariç olmak üzere, Yıllık Basılan Kitap Miktarları:

- ABD’de 72 bin

- Almanya 65 bin

- Ä°ngiltere 48 bin

- Fransa’da 39 bin

- Brezilya 13 bin

- Türkiye’de 6 bin 31 kitap basılmaktadır.[5]

Ne ilginçtir ki, nüfusu 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100 bin adet basılırken, 75 milyonluk bir Türkiye'de sadece 1- 3 bin adet civarında olmaktadır.[6]

* 2011 verilerine göre, Türkiye’de Basılan Kitapların Türlerine Göre Tasnifi:

- Edebiyat ve Retorik 15.034 adet,

- Genel Konular 531 adet,

- Felsefe/Psikoloji 1347 adet

- Din 2834 adet

- Toplum Bilimleri 13.983 adet

- Dil 585 adet

- DoÄŸa Bilimleri/Matematik 425 adet

- Teknoloji 2665 adet

- Güzel Sanatlar 1431 adet

- CoÄŸrafya/Tarih 3062 adet

- DiÄŸer konular 1293 adet.[7]

Daha önce basılan eserlerin yeni baskıları dâhil üretilen bütün kitap adedi ise, 480 milyon 257 bin 824 olarak belirlendi. Bu kitapların 187 milyonu da ücretsiz dağıtan ders kitabıdır. Buna raÄŸmen hepsi hesaba katıldığında,  yaklaşık olarak kiÅŸi başına 6,4 kitap düÅŸmektedir. [8]

2- OKUMANIN YERÄ°NE NE KOYUYORUZ?

Okumanın yerine, sıkıcı olduÄŸunu iddiası ile oyalayıcı ve hoÅŸça vakit geçirtici araçları koyuyor ve onlara yöneliyoruz. Haliyle bunların başında da televizyon, bilgisayar, yeni nesil akıllı telefonlar ve kıraathaneler gelmektedir. Bunlar, gerçekler âleminden hızla uzaklaÅŸtırıp, sanal âlemin kapılarını aralamakta ve bundan da keyif aldırtmaktadır.

a- Televizyon

Ä°letiÅŸim ve biliÅŸim uzmanları, televizyondaki olumsuz programların nitelik ve nicelik yönünden artışına dikkat çekmekte ve çocukların hemen her türlü programı kontrolsüzce seyredip, her ÅŸeyi hazır almaları sebebiyle zihin dünyalarının pasifleÅŸtirildiÄŸine ve kirlendiÄŸine dair vurguda bulunmaktadır. Bunun yanında ÅŸiddet unsurunun yoÄŸun olarak yer aldığı programlardan çocukların etkilenebileceklerine ve gerçek hayatta uygulama alanları oluÅŸturmaya kalkışabileceklerine dair uyarılarda bulunmaktadır.

Elbette teknolojinin nimetlerinden saÄŸlıklı ve güvenli bir ÅŸekilde yararlanmak gerekir. Bunun için iki tarafı keskin bir bıçak mesabesinde olan iletiÅŸim araçlarını en iyi ve en yararlı biçimde kullanmak iktiza eder. Bunun için özellikle televizyon ve internetin günlük kullanım süresini ve muhtevasının seviyeye uygunluk durumunu tayin etmeye azami derecede ihtiyaç vardır.

Aksi halde bilinçsiz bir kullanım, kiÅŸileri yönlendirmek suretiyle muhakeme ve sorgulama kabiliyetleri dumura uÄŸratacaktır. Bu da her ÅŸeyi tüketen ve toplu iletiÅŸim vasıtalarına ipotekli bir toplum oluÅŸturacaktır.

Türkiye Ä°statistik Kurumu tarafından yapılan araÅŸtırmaya göre, günlük 5 saatlik televizyon izleme oranına sahip olan Amerika'nın arkasından 4,5 saatlik bir süre televizyon izleme ile Türkiye gelmektedir. Bu da televizyon izlemede dünya ikinciliÄŸi demektir.[9]

Bundan da acısı ise ÅŸudur: Ülkemizde ortaöÄŸretim çağında bir çocuÄŸun televizyonun ve bilgisayarın başında geçirdiÄŸi süre, okulda geçirdiÄŸi süreden yarı yarıya daha fazladır. Yani yılda ortalama 1000 saatlerini okulda geçirirken, 1500 saatleri ise televizyon ve bilgisayar başında geçirmektedir.

Durumumuzu daha net bir ÅŸekilde görmek için Fransa ile Türkiye’yi karşılaÅŸtırdığımızda, karşımıza ÅŸu durum çıkıyor: Fransa'da 3 yaşın altındaki çocukların televizyon izlemesi, ancak ebeveynlerinin izni ile günde 2 saat civarında olurken, ülkemizde çocukların % 82'si istedikleri programı istedikleri kadar seyredebilmektedir.

Bu verileri genelleÅŸtirirsek, ortaya ÅŸu manzara çıkmaktadır:

- Türkiye’de günde ortalama beÅŸ saat televizyon seyredilirken, yılda sadece 6 saat kitap okumaya ayrılmaktadır. Bir baÅŸka ifadeyle:

- Dergi okuma oranı % 4

- Kitap okuma oranı % 4,5

- Gazete okuma oranı % 22

- Radyo dinleme oranı %25

- Televizyon izleme oranı %94

Durum internet ve cep telefonu kullanımında, televizyondan pek de geri kalır bir durum oluşturmamaktadır.

b- Ä°nternet Kafeler

Ev ve iÅŸ yerleri yanında, birer ticarî kuruluÅŸ olan internet kafelerin sanal âleme sınırsız bir ÅŸekilde ulaÅŸma imkânı vermesi, bu sektörün ülkemizde 27 bin 500 gibi oldukça büyük sayıya ulaÅŸmasına neden olmuÅŸtur. [10]

Sanal âlemde yer alan verilere göre, iller bazında internet kafe sayıları ÅŸöyledir:

-  3125 ile Ä°stanbul (en fazla)

- 1793 Ä°zmir,

- 1097 Ankara,

- 1081 Bursa,

- 1045 Antalya,

- 892 Ä°çel,

- 780 Konya,

- 705 Gaziantep,

- 668 Manisa,

- 627 Adana.

- 30 Ardahan (en az)[11]

c- Cep Telefonları

Cep telefonları iletiÅŸim dünyasının vazgeçilmez birer unsurudur. Bu sayede uzak mesafeler yaklaÅŸmakta ve ona baÄŸlı hasretler son bulmaktadır. Bunların yanında internete baÄŸlanma yoluyla sihirli bilgi ve eÄŸlence dünyasına girilmektedir.

Bu da esas kullanım alanından, tâlî alanlarına doÄŸru bir kaymaya yol açarak, ayda 299 dakika gibi bir süre telefonla konuÅŸmaya yol açmaktadır.

Her geçen gün Türkiye'de cep telefonu abone sayısının artması ve 67 milyona yaklaÅŸması, bunun bir göstergesidir. Ulaşılan bu abone rakamı da aynı zamanda bir Avrupa rekoru oluÅŸturmaktadır.[12]

Bu söylenilenleri daha net bir ÅŸekilde ÅŸöyle ifade etmek mümkündür:

- Türkiye, cep telefonu ve internet kullanımında Avrupa'yı geride bırakmıştır.

- Cep telefonu abone sayısı 67 milyona yaklaşırken, mobil internet kullananların sayısı yılda % 80 artış ile 11 milyona ulaşmıştır.[13]

- Türkiye, cep telefonuyla konuÅŸma süresi ile Avrupa'da birinci olmuÅŸtur.

Bu da yaklaşık olarak Türkiye'de 136 milyon cep telefonu olduÄŸu, 66 milyon mobil abone bulunduÄŸu, her yıl 17 milyon telefon ithal edildiÄŸi, bunun da maddi deÄŸerinin 2 milyar dolar olduÄŸu ve 46 bin baz istasyonu olduÄŸu anlamına gelmektedir.

d- Kıraathaneler
Aslında birer kitap okuma merkezi olarak kurulan ve gün geçtikçe bir çoÄŸu bu amacın dışında hizmet vermeye baÅŸlayan kıraathaneler, bolca vaktin harcandığı yerler hâlini almış ve her geçen gün de sayıları artmıştır.

Maliye Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’deki kahvehane sayısı 2010 yılı Ocak ayında 476.843 iken, bu sayı Nisan 2010 yılında 480.638’e yükselmiÅŸtir.[14]

Kıraathanelerin sayısının, kütüphanelerimizi 100’e katladığı belirtilmekte ve 2000 yılı verilerini esas alarak, Türkiye ile AB üyelerinde yer alan kütüphane sayıları ÅŸöyle mukayese edilmektedir:

- Almanya’da 11.332

- Fransa’da 4.008

- Ä°ngiltere’de 4937

- Ä°spanya’da 5.209 adet halk kütüphanesi varken,

- Türkiye’de 1.502 halk kütüphanesi bulunmaktadır. [15]

Çocuk Vakfı Çocuk Edebiyatı Okulu, 8 Eylül Temel Okur Yazarlık günü nedeniyle 2012 tarihinde Türkiye'nin Okuma Alışkanlığı Karnesi isimli bir çalışma yapmış ve bu çalışma göre Türkiye nüfusun % 88'i okur-yazar olmasına raÄŸmen, ÅŸöyle bir sonuç ortaya çıkmıştır:

* Türkiye de çocuklar okuma becerileri açısından 35 ülke arasında 28. sırada.

* Kitap, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada.

* Türkiye'de öÄŸrencilerin sadece % 19'u, 25'ten fazla kitaba sahiptir.

* Türkiye'de kitaba yılda harcanan para 45 sent.

* Kütüphaneye gidenlerin sadece % 8'i kitap okumaya gidiyor.

* ÖÄŸretmenlerin % 33,4'ü düzenli kitap okuyor.

* Anne-babaların sadece birisi, çocuklarının okuma alışkanlığını geliÅŸtirmek için çaba harcıyor.

* En çok basılan yerli beÅŸ kitap: KeloÄŸlan Masalları, Nasrettin Hoca Fıkraları, Türk Masalları, Dede Korkut Hikâyeleri, Ömer Seyfettin'in Hikâyeleri.

* En çok basılan yabancı kitaplar La Fontaine Fabl’ları, Ezop Masalları, Andersen Masalları, Çocuk Kalbi.[16]

Bir Fin atasözünde olduÄŸu gibi “kitaplıklar, demokrasinin kaleleridir” ve “gençlerini kitapla beslemeyen toplumların sonu acıdır” (Ovidius).

Böylesi bir felakete düÅŸmemek için okuma ile ilgili olarak kısa ve uzun vadeli tedbirlerin derhal alınması gerekmektedir.

B- TEDAVÄ° (OKUMALIYIZ)

YaÅŸadığımız dünyayı, kendimizi ve bize burada verilen misyonu anlayıp, anlamlı bir hayat yaÅŸamak için ucuz bahanelerin arkasına sığınmadan yüz üstü bıraktığımız okumaya acilen dönmemiz gerekmektedir. Zira zarardan dönmek kâr; hatadan dönmek de erdemlilik olarak kabul edilmiÅŸtir.

Bu konuda meydana gelecek her türlü gecikme, telafisi mümkün olmayan olumsuz veriler olarak geri dönecektir.

1-  KENDÄ°MÄ°ZÄ° VE ÇEVREMÄ°ZÄ° TANIMAK

Ä°nsanın dünyaya geldi andan itibaren cahili olduÄŸu kendi varlığı ve çevresinde olup bitenler hakkında bir takım ÅŸeyleri öÄŸrenmeye baÅŸlamış ve medeniyetini de bu alanlarda sahip olduÄŸu bilgiler üzerine kurmuÅŸtur.

Günümüzde geliÅŸmiÅŸ ülke toplumları, elde ettikleri toplumsal refah seviyesinin % 60’ına yakınını, okuma alışkanlıklarının saÄŸladığı avantajlara borçludur. Bunun tam aksine geliÅŸimini tamamlayamamış toplumların yüz yüze geldiÄŸi sorunların pek çoÄŸunun temelinde, eÄŸitim ve öÄŸretimden gerekli payı alamamış olmaları yatmaktadır. Bu toplumlar, verimli zamanlarını deÄŸerlendirememiÅŸ ve okuma alışkanlığının üretime dönük olan itici gücünden gereÄŸi gibi faydalanamamıştır.

Oysaki kitap okuyarak yetiÅŸen genç nesil, kendisini daha iyi yetiÅŸtirme ve içinde yaÅŸadığı ÅŸartlara daha iyi bir uyum göstermenin gayreti içinde olmuÅŸtur.

Konunun uzmanlarına göre bebekler, 6-7 aylık olunca, dış dünya ile ilgilenmeye baÅŸlamakta ve bu dönemde, söz geliÅŸi kendisine kitap okunan bebeklerin ileriki dönemlerde dil geliÅŸimleri daha saÄŸlıklı seyretmektedir. Aynı ÅŸekilde sürekli kendisine kitap okunan veya bizzat kendisi okuyan çocuklarda da buna benzer bir durumun ortaya çıktığı ve ifade tarzlarının daha rahat olduÄŸu müÅŸahede edilmiÅŸtir.

Bu tür bir okuma alışkanlığı kazandırmak için bazı aileler azami derecede gayret sarf etmesine raÄŸmen, istedikleri verimi alamadıklarından ÅŸikâyetçi olmaktadır. Oysa kitap okurken sıkılan çocuklar, saatlerce televizyon ya da bilgisayar karşısında otururken bıkkınlık göstermemektedir. Okumaktan daha cazip gelen görsellik, çocukların okuma isteklerini köreltmekte ve okumanın saÄŸladığı imkândan mahrum bırakmaktadır.

Bu da çocukların, parçadan bütüne doÄŸru bir yol izlemesini ve hayat anlayışını kendi kazanımlarıyla kurmasını engellemekte ve kendisine sunulan hazır modellerden birisini tercihe zorlamaktadır. Dolayısıyla bu da çocuklardaki kiÅŸilik ve kimlik oluÅŸumlarına olumsuz olarak yansımaktadır. Bu olumsuz durumdan çocukların etkilenmemesi, eÄŸitim öÄŸretim süreçlerinin daha baÅŸarılı olması, fikir üretme kabiliyetlerinin körelmemesi ve baÅŸarılı bir iletiÅŸim kurabilmelerini temin etmek için kitap okuma alışkanlığını kazanmaları gerekmektedir.

Küçük yaÅŸlarda böyle bir alışkanlığı kazanan çocuklar, ileriki yaÅŸlarında kitap okumak için belirli zaman ve mekân aramayacak ve amaçsız bir ÅŸekilde elindeki kumanda ile televizyon kanallarını dolaÅŸarak zamanını boÅŸa harcamayıp, onun yerine otobüs, taksi, tren, uçak, vapur gibi ulaşım araçlarında seyahat ederken bile okumayı tercih edecektir. Evinin en iyi köÅŸesini de çanak çömlek sergilenen vitrinlere deÄŸil, kitaplıklara ayırmış olacaktır. Çünkü okuma, uzun bir süreçtir. BeÅŸikte baÅŸlar, mezarda biter. Okul hayatıyla biten okumalar, yarıda kalmış demektir. Okuma aynı zamanda, kararlılık ve sabır eÅŸliÄŸinde iÄŸne ile kuyu kazma gibidir. Yine okuma, hakkı, hakikati, doÄŸruyu ve güzeli arama ve bulma heyecanıdır. Bu da bir diÄŸerinin baÅŸlangıcını oluÅŸturur. Böylece arayışlar, umudu; umutlar, heyecanı; heyecanlar da canlılığı ve erdemli insanları oluÅŸturur.

2- YAÅžANABÄ°LÄ°R BÄ°R DÜNYA KURMAK

Karşılıklı haklara saygılı yaÅŸanabilir bir dünya kurmak, her insanın hem kendi ÅŸahsına hem de içinde yer aldığı topluma karşı bir borcudur. Bu borcu ödemenin yolu, bir Kızılderili atasözünde olduÄŸu gibi “biz bu dünyayı babalarımızdan deÄŸil, torunlarımızdan ödünç aldık” anlayışıyla hareket etmekten geçmektedir. Zira içinde yaÅŸadığımız âlemde yaptığımız her ÅŸeyin, er yada geç bize bir geri dönüÅŸümü olacaktır. Bunun için hiçbir ÅŸeyi, gelecekte zarara ve yıkıma yol açacak bir ÅŸekilde yapmamak gerekmektedir.

Aksi halde hoyratça harcanan her ÅŸey, bize ve bizden sonrakilere ağır bedeller ödetecektir. Delinen ozon tabakası ve kirletilen binlerce doÄŸal kaynak, bunun en canlı örneklerini teÅŸkil etmektedir.

3- GELECEÄžE BÄ°RÄ°KÄ°MLERÄ° AKTARMAK

Ä°nsan, varlıklar âleminde seçkin bir yere ve birçok imkâna sahip bir varlıktır. Onu bu duruma yükselten ÅŸey, geçmiÅŸ nesillerin kültürel mirası üzerine devam edebilmesi ve daha sonrakilere de bütün bilgi ve birikimini aktarabilmesidir.

Bugün üzerinde yaÅŸadığımız kültür ve medeniyeti, geçmiÅŸten devraldığımız miras üzerine kurmuÅŸ bulunmaktayız. Dolayısıyla bizler de elde ettiÄŸimiz tekniÄŸi, teknolojiyi, bilgiyi ve medeniyete dair bütün kazanımlarımızı sonraki nesillere aktarmak zorundayız. Bunun için hem baÅŸka milletlere, hem de kendimize ait kaynakları okuyup, üzerinde derin tahliller yaparak ve onları geliÅŸtirerek sonrakilere aktarmamız gerekir. Bu da yine çok yönlü okuyup yazmayı zorunlu kılmaktadır.

C- TEÅžVÄ°K (OKUMAYI YENÄ°DEN KAZANMALIYIZ)

Bir alışkanlığı kazanmak kadar, eski bir alışkanlığı terk etmek de zordur. Bunların her birisi için istikrarlı ve planlı bir uÄŸraÅŸ gerekmektedir. Dolayısıyla terk edilen okuma alışkanlığını, yeniden kazanmak elbette kolay olmayacaktır. Bunun için çok ciddi tedbirler almak gerekir.

1- AÄ°LEDE OKUMAYA BAÅžLAYARAK

Birçok ÅŸeyin temeli ailede atılmakta ve yine pek çok ÅŸeyin ön modelini aile oluÅŸturmaktadır. Kitap okuma alışkanlığı da ailede baÅŸlamakta ve okulda seviyeye uygun kitapların öÄŸretmenler tarafından okutulmasıyla devam ettirilmektedir.

Her haliyle çocuÄŸunun ön modelini oluÅŸturan anne ve babalar, yüklendikleri sorumlulukları her yönüyle yerine getirmeye gayret sarf etmeli ve okumada da asla zafiyete yer bırakmamalıdır. Bu hususta iyi bir model teÅŸkil etmeyen anne-babanın, çocuklarında gerçek anlamda bir okuma alışkanlığının meydana gelmesi çok zordur.

Unutulmamalıdır ki, okuma alışkanlığı kazanan çocuklar zekâlarını, bilgilerini, düÅŸünce güçlerini, kendilerini ifade etme yeteneklerini arttırmakta ve emsallerine göre olayları daha doÄŸru tahlil etme imkânına sahip olmaktadır.

Bu da Balzac’ın da dediÄŸi gibi “bilginin efendisi olabilmek için çalışmanın kölesi olmak gerekir” gerçeÄŸini, yani okumayı ortaya çıkarmaktadır.

Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için yapılması gerekenler:

1- Evde okumaya belirli bir zaman ayrılmalı ve bunun okuma zamanı olduğu bilinmeli.

2- Okunan kitaplardan elde edilen kazanımlar ciddiye alınmalı ve paylaşılabilecek ortamlar oluşturulmalı.

3- Kitap okuma konusunda çocuklara baskı yapılmamalı.

4- Küçük çocuklara kitaplardan sevebilecekleri bölümler okunmalı.

3- Evde kitaba değer verilmeli ve kitap fuarları gezilmeli.

4- Evde herkese hitap eden bir kitaplık bulunmalı.

6- TV ve bilgisayar tabanlı araçlarla geçirilen zaman ayarlanmalı.

2- EVDE VE OKULDA OKUMA SAATLERÄ° OLUÅžTURARAK

Okuma alışkanlığının kazanılması için mümkün mertebe evde ve okulda okuma saatlerinin düzenlenmesi ve bunlara muntazaman uyulması gerekir. Zira bir alışkanlığın kazanılması da kaybedilmesi de uzun bir zaman dilimini almakta ve uygun metotlarla istikrarlı olmayı zorunlu kılmaktadır.

Bu hususların yanında, onca kitap arasından yaÅŸ ve seviyeye uygun olanlardan iyi bir seçim yapmaya itina göstermek de önem arz etmektedir. Çünkü bu noktada yapılacak hata, okuma hissini ortadan kaldırabileceÄŸi gibi zihinleri bulandırmak suretiyle arzulanmayan yöneliÅŸ ve sonuçlara da neden olabilmektedir. Bunun için doÄŸru tercihler yapılmalı ve kiÅŸinin okuma zevkini canlı tutup, hayata hazırlanmasına katkı saÄŸlamalıdır. Özellikle karamsarlık, atalet, ÅŸüphe ve hayattan koparıcı hususlara prim veren türlerden olabildiÄŸince kaçmak gerekir. Yani karanlık emellere sürükleyen ve iç karartıcı konuları ele alan kitapları tercih etmekten sakınmak gerekir.

Åžunu belirtmek gerekir ki, bilimsel verilerden yoksun, ÅŸüpheli izahlar ve safsatalarla süslü eserden uzak durup, bilimsel gerçeklere dayanan ve açık üsluplu kitaplara yönelme, okumanın canlı tutulması için vazgeçilemez bir unsurdur.

3- OKUMAYI TEÅžVÄ°K Ä°ÇÄ°N KÄ°TAPLAR HEDÄ°YE EDEREK

Her hediye, kendi kategorisinde güzel ve anlamlıdır. Ancak bunlar arasında bir kitabın hediye olarak yer alması, daha da anlamlıdır. Zira hemen hemen bütün hediyeler eskiyip, ilk günkü gibi orijinalliÄŸini muhafaza edemezken, hediye edilen bir kitabın durumu emsallerinden farklı bir konum arz etmektedir. Her ne kadar zamanla onun dışında da bir yıpranma meydana gelse de güncel bilgi ve konuları iÅŸleyen birçok gazete ve derginin hilafına, muhtevası taze ve diri kalmaktadır.

Bu yönüyle dünü, bugüne; bugünü, yarına taşıyacak olan ve üzerinden her geçen gün, deÄŸerini daha da artıran bir hediye olacaktır.

4- OKUMAYI ÖDÜLLENDÄ°REREK

Ödüllendirme, yapılan iÅŸin devamını saÄŸlamada oldukça etkin bir role sahiptir. Dolayısıyla okumanın canlı ve sürekli tutulması için mükâfatlandırmanın yapılması gerekir. Bunun için özellikle öÄŸrencilerin, buna ihtiyaçları vardır.

Onlar yazmaya teÅŸvik edilmeli ve yazdıkları ÅŸiir ve nesirler, duvar gazetelerinde, panolarda, okul gazete ve dergilerinde yayınlanılarak cesaretlendirilmelidir. Hatta alanında yapılan yarışmalarda dereceye giren eserler, mahallî gazetelerde yayınlatılmalı ve o günün anısına eser sahiplerine hediyeler takdim edilmelidir.

5- KÄ°TAP OKUMANIN YARARLARINA DÄ°KKAT ÇEKEREK

- Kitap okuma bir ilaçtır.

- Kitap okuma hayatı sevdirir.

- Kitap okuma düÅŸünceleri olgunlaÅŸtırır, besler, geliÅŸtirir.

- Kitap okuma stresi azaltır.

- Kitap okuma zihni açar, hantallıktan kurtarır.

- Kitap okuma güzel görmemizi saÄŸlar.

- Kitap okuma bizi ‘bir bilen” yapar.

- Kitap okuyanın güvenilir bir çevresi oluÅŸur.

- Bilgi dağarcığımızı ve kelime hazinemizi zenginleştirir.

- Anlama gücümüzü ve konuÅŸma yeteneÄŸimizi kuvvetlendirir.

- Genel kültürümüzü artırır. Etkin ve etkili bir insan olmanın yollarını açar.

- Meslek hayatımızda baÅŸarı düzeyimizi yükseltir.

- Dünyaya bakış açımızı deÄŸiÅŸtirir.

- Toplumsal ilişkilerimizin kalitesini artırır.

- Okul hayatındaki başarıları pekiştirir.

- Hayal gücümüzü geliÅŸtirir.

- Okumak haz duymaya, zihnimizi süslemeye, karar verme yeteneklerimizi geliÅŸtirmeye yarar.

Yukarıda yer alan hususlara dikkat çekmek için dünyaca ünlü kiÅŸiler de ÅŸunları söylemiÅŸtir:

* Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Kur’an-ı Kerim, Zümer-9)

* Okuma, kadın ve erkek her Müslümana farzdır. Hz. Muhammed (sav).

* Okunacak en büyük kitap insandır. Hacı BektaÅŸi Velî

* Okumayı sevmeyene dokuz hoca az. (Atasözü)

* Okuyan insan fenalığa vakit bulamaz. (Atasözü)

* Okumak gıdadır, okuyan insanlık bilen insanlıktır. V. Hugo

* Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuÅŸunca artık sönmez. V. Hugo

* Okuma zevkini kazanmayanın öÄŸrenimi yarıda kalmıştır. P. Peacut

* Okuma zevkini, Hindistan'ın hazinelerine değişmem. E. Gıbbon

* Okumak bir deva, anlamak bir şifadır. R. Necdet Evrimer

* Okumak bir insanı doldurur, insanlarla konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. Bacon

* Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduÄŸunu göreceksin. W. E Channing

* Az bilmek için çok okumak gereklidirmhtml:file://C:\Users\ışık\Desktop\okuma\Kitap%20okuma%20alışkanlığı%20ile%20ilgili%20sözler.mht!http://www.forumlord.net/images/smilies/nokta.gif Montesquieu

* Okumayı sevmek, hayattaki can sıkıcı saatleri güzel saatlerle deÄŸiÅŸtirmektir. Montesquieu

* Okuyabilirseniz her insan bir kitaptır. W. Ellery Channing

* Bir kitap, içimizdeki donmuÅŸ denize indirilmiÅŸ bir baltadır. Franz Kafka

* EÄŸer bir insan bir kitabı okuduktan sonra, onu tekrar okumaktan zevk almıyorsa, o kitabı okumasının hiç bir deÄŸeri yoktur. Oscar Wilde

* EÄŸer okuduÄŸumuz bir kitap, kafamıza vurulan bir darbe gibi bizi sarsmıyorsa, okumaya niçin zahmet edelim ki? Franz Kafka

* Kitaplar ruhun gıdasıdır. Japon atasözü

* Okumadan edindiÄŸim tek fayda, bilgisizliÄŸimi gittikçe daha iyi görmek olmuÅŸtur. Descartes

* YetiÅŸen zekâları kitaplarla beslemeyen uluslar, yıkılmaya mahkûmdur. Ovidius

* Ömrünün dörtte üçünü okumakla geçiren muhakkak namuslu olur. Diderot

* Ä°nsanlığa baÅŸlıca borcumuz, bıkmadan ve üÅŸenmeden okumaktır. Åžemsettin Sami.

15.04.2014

[9] Bkz. Televizyon Ä°zleme EÄŸilimleri AraÅŸtırması – 2, Kamuoyu, Yayın AraÅŸtırmaları ve Ölçme Dairesi BaÅŸkanlığı yayınları, Åžubat, 2009.

[16] http://www.cocukvakfi.org.tr/resource/pdf/Raporlar/14okuma_aliskanligi_karnesi2006.pdf

___________

(*) Yazı sitemize Bilal Sürgeç hocamız eliyle iletilmiÅŸtir

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 21-05-2014 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111593377 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net