Müslüman KardeÅŸler Ve MISIRIN KARANLIK GELECEĞİ
Raci DURCAN  Yeni ÅŸeyler öÄŸrendiÄŸim bazı zamanlarda nutkum tutuluyor. KroÅŸe yemiÅŸ bir boksör gibi uzun süre kendime gelemiyorum. Çünkü bu bilgiyi kabul ettiÄŸinizde, olayları çözmede kullandığınız ÅŸablon artık iÅŸe yaramaz hale geliyor. Yeni paradigmanızı oluÅŸturana kadar düÅŸünemez, konuÅŸamaz, anlayamaz oluyorsunuz.
Bunlardan biri; Birinci Dünya savaşı öncesinde Osmanlı devletinde yaygınlaÅŸan iki siyasi akımın, dönemin en güçlü iki devleti tarafından lanse edildiÄŸini öÄŸrenmek oldu. Tüm Müslümanların birleÅŸmesini amaçlayan Pan Ä°slamizm Ä°ngilizler, Tüm Türkleri tek bayrak
altında toplama hülyası olan Pan Turanizm’de Almanlar tarafından destekleniyordu. Ä°ttihatçı Enver PaÅŸa ve ekibinin hülyası; Kafkaslara uzanıp Türk Ata yurduna ulaÅŸmak ve Türkleri tek bayrak altında toplamaktı. Bu hülya ile çıktıkları yolda, iktidar olduktan çok kısa süre sonra büyük bir devletin mahvına yol açtılar. DeÄŸil ata yurda ulaÅŸmak; ana yurt iÅŸgal altında kaldı.
Müslümanların birleÅŸmesi niçin Ä°ngiliz siyasetinin ana konusu oluyor? Böyle bir ÅŸeyden en çok onlar zarar görmez mi? Ya dünyayı ele geçirme emelleri olduÄŸuna inandığımız Almanlar? Türkler bir çatı altında buluÅŸursa Almanların bu emellerine engel teÅŸkil etmez mi? Bunlar açıklanmadan oluÅŸturduÄŸunuz paradigma ile siyasi olayları doÄŸru çözebilir misiniz?
Çok ÅŸaşırdığım baÅŸka bir olay, Seyyid kutup adlı yazarın yoldaki iÅŸaretler adlı meÅŸhur eserini okuduÄŸumda da oldu. Kitap, modern çağın yenilmiÅŸ Müslümanına tünelin çıkışını gösteriyordu. Ä°slam dünyasındaki yozlaÅŸmanın Kurandan uzaklaÅŸma nedeniyle meydana geldiÄŸini mantıki bir ÅŸekilde izah ediyordu. Ä°slam dünyasındaki yanlış düÅŸüncelerin, kuran okunarak düzeleceÄŸini ve bunun da yeni Ä°slam medeniyetinin kapıları aralayacağını müjdeliyordu. Açıklamalar genç ve arayış içindeki zihnime yatmıştı. O zaman ÅŸöyle düÅŸündüm. Bu kitap kitlelere ulaÅŸtığında modern bir Ä°slam uygarlığı da vücut bulur.
Böyle bir kitaba izin verilmeyeceÄŸini düÅŸünüyordum. Yasaklanmasa bile belli cemaatler tarafından karalanıp, okunmaz hale getirilecekti. DüÅŸündüÄŸüm gibi olmadı. Aksine kitap her evde baÅŸköÅŸeyi tuttu. Arkasından Kuranın okunması yaygınlaÅŸtı. Hemen her toplulukta Kuran ayetleri, Türkçe tercümeleriyle okunmaya baÅŸlanıldı. Tabii kitabın yazarın dâhil olduÄŸu Müslüman KardeÅŸler adlı siyasi hareket de popüler hale geldi. Bunları gördüÄŸümde inanamamıştım. Her gördüÄŸü filizin üzerine basıp ezen ayak, bunu bırakmıştı. Niçin sorusuna bir cevap bulmalıydım. GörmemiÅŸ, unutmuÅŸ olamazlardı. Bazıları bunu Sovyet tehdidine karşı yeÅŸil kuÅŸak oluÅŸturma siyaseti olarak adlandırdı.
Böyle olmadığı zaman içinde anlaşıldı, anlaşılacaktır.
Çok deÄŸil bundan 3 yıl önce baÅŸlayan ve Arap baharı olarak adlandırılan isyanlarda ‘Müslüman KardeÅŸler’ aktif rol aldı. Darbelerden sonra kurulan hükümetleri devir aldılar. Tunus, Libya, Mısır arka arkaya bu düÅŸünce biçimine yakın ya da içinden kiÅŸilerce yönetilmeye baÅŸladı. Çok geçmeden karşı darbeler geldi. Mısır’da askeri darbe sonucu ülke istikrarsızlaÅŸtı. KargaÅŸa sonucu savunmasız halk katlediliyor. Bu kargaÅŸanın Irak’taki gibi yıllarca süreceÄŸi ve büyük bir kitlenin yok edileceÄŸi anlaşılmaktadır.
Ä°ngiliz siyaseti, sahnede kullandığı aktörlerin kendisinden olup olmamasına aldırmaz. Kendine hizmet etmeleri için onları paralı ajan haline getirmesine gerek yoktur. Amacını gerçekleÅŸtirirken asıl gücünü, hedefini çok iyi gizlemesinden alıyor. Hatta Ä°ngiltere’nin siyasi olarak karşısında yer alan bir düÅŸünce akımı dahi onun tarafından desteklenebilir. Böyle bir hareketin varlığından kendi çıkarlarına sonuç elde edebilecek yetenektedirler.
Örnek vermek gerekirse, Komünizm düÅŸünce olarak Ä°ngiltere’nin karşısında yer alan bir düÅŸünce akımıdır. Fakat öyle maniple edilmiÅŸtir ki; dünya üzerinde neden olduÄŸu katliamlarla onlarca ülkenin zayıf düÅŸmesine yol açmıştır. Bu da Ä°ngiliz egemenliÄŸini tartışmasız halde tutmaya yetmektedir.
Aynı ÅŸekilde Müslüman KardeÅŸler hareketini ele alalım. DüÅŸünce olarak Ä°ngiltere, ABD, Ä°srail karşıtıdır. Fakat dünyayı yöneten aktör ona sahnede öyle bir rol biçmiÅŸtir ki; yaptığı ÅŸeyler Müslümanların katline yol açmaktadır. Mısır gibi artan nüfusuyla potansiyel bir tehdit oluÅŸturabilecek ülkenin geleceÄŸi kararmaktadır.
1789 Fransız devriminden sonra dünyaya tek başına egemen olan Ä°ngiltere, I. Ve II. Dünya savaÅŸları ile potansiyel tehdit oluÅŸturan ülkelerin nüfusunu katletmiÅŸtir. Böylece egemenliÄŸini çok uzak yıllara kadar sürdürebilmeyi hedeflemektedir. Halen bu politikanın devamı olarak; tehdit haline gelebilecek ulusları bir savaşın girdabına çekerek parçalayıp katlederek zayıf düÅŸürmektedir. Bunu kendi ordularıyla yapmasına gerek yoktur. Öylesine kurnazca hareket etmektedir ki; bir tane Ä°ngiliz askerinin burnu kanamadan amacına ulaÅŸabilmektedir. Hedef ülkenin insanlarını iki ayrı kutupta, yetmezse daha fazlasında toplamaktadır. Sonra meÅŸru otoriteyi yıkıp kitleleri birbirinin üzerine salmaktadır. Yugoslavya’da uygulanan katliam ÅŸimdi Ä°slam coÄŸrafyasında tatbik edilmektedir.
Plan hep ÅŸu ÅŸekilde iÅŸlemektedir: Önce ülkenin uÄŸrunda savaÅŸacağı bir ideoloji halk içinde yayınlaÅŸtırılmaktadır. Mesela II. Dünya savaşı öncesi Almanya’da iktidar olan Nazi ideolojisi gibi. Sonra savaÅŸmaya adanmış kitlelere bir hedef gösterilmektedir. Bu Almanya’da dış düÅŸman olmuÅŸken, Kore ve Yugoslavya’da iç düÅŸman ÅŸeklinde gösterilmiÅŸtir. Akabinde ülke yönetimi istikrarsızlaÅŸtırılıp topluma hükmedemez hale gelmektedir. Bundan sonrasında eÅŸit güçlere sahip taraflar, söz sahibi olabilmek için bir birine girmektedir. SavaÅŸtan saÄŸ kalanlar ise BirleÅŸmiÅŸ Milletlere yani Ä°ngiltere’ye yem olmaktadır. Osmanlı yıkıldığından beri dünya üzerinde gerçek savaÅŸ meydana gelmemektedir. SavaÅŸ olabilmesi için birbirine denk iki kuvvet gereklidir. Dünya üzerinde Ä°ngiltere’nin karşısına askeri olarak dikilebilecek baÅŸka bir güç yoktur. Almanya’da iki defa, Yugoslavya, Kore, Vietnam, Irak, Afganistan, Suriye’de olduÄŸu gibi ülkeler bir ÅŸekilde savaşın içine çekilmekte ve halk kırıma uÄŸramaktadır.
Müslüman KardeÅŸlerin Mısır askeri darbesi davasında haklı olması, zulme uÄŸramış olması ve samimi Müslüman olması sonucu deÄŸiÅŸtirmiyor. Mısır’da davası uÄŸruna gözünü kırpmadan savaÅŸacak bir kitle yaratmak için yıllarca çalıştılar. Bunu büyük Ä°slam uygarlığını gerçekleÅŸtirmek için yapmış olabilirler. Ancak olaylar bu amaca uygun geliÅŸmedi. Kitlelere ölüm; yaÅŸamaktan daha deÄŸerli ve önemli gösterildiÄŸi için sanki basiretleri baÄŸlanmışçasına kendilerini sokaklara, ölümün kucağına atabiliyorlar.
Ülkemizdeki politikacılar ve sivil toplum örgütleri, Müslüman KardeÅŸlerin sokak direniÅŸini destekler mahiyette davranmaktadırlar. SaÄŸduyu çaÄŸrılarına kulak tıkanmasının nedeni; Mısır olaylarının bir basamak olarak kullanılmak istenmesi midir? Malum bu olayda taraf olmak; Mısır halkını meydanlara; yani ölümün kucağına çağırmak sizin ne kadar demokrasi yanlısı, özgürlükçü, darbe karşıtı ve Müslümanlardan yana olduÄŸunuzu göstermek için bir fırsat doÄŸurmaktadır. Bu size itibar olarak, makam olarak, milletvekilliÄŸi adaylığı dönme potansiyeli gösteren bir yaklaşımdır. Ä°nsan kanı üzerinden güdülen böylesine acımasız siyaseti tasvip etmek mümkün deÄŸildir. Halkımız bu duruma pirim vermemelidir.
Müslüman KardeÅŸler hareketinin baÅŸucu kitabı Yoldaki iÅŸaretlerdir. Bu kitapta iÅŸlenen temel fikir; Kuran dışındaki hiçbir kitabı önemsemektir. Åžahsen bu söylenene uygun hareket eden ve çevresinde ilim sahibi olarak tanınan bazılarını tanıyorum. Siyasi olayları deÄŸerlendirmede ne kadar yanıldıklarını ve acz içinde kaldıklarını gördükçe, bu görüÅŸün yanlışlığını bir defa daha anlıyorum.
Ä°hvanı Müslimin hareketi Mısır’da radikal bir kitle yarattı. Siyasi yanılgıları her zaman Mısır’a çok pahalıya mal oldu. Åžimdi de darbe karşısında aldıkları tavır ile aynı sonuç gelecek diye korkmamak için bir neden yok!
Dünyadaki bütün ideolojilerin Ä°ngilizler tarafından Fransa’da hazırlandığını unutmamak gerekiyor. Modern insana uÄŸrunda savaÅŸması için gösterdikleri hemen her kutsal, onların icadıdır. Niçin Mısır’da insanların sokaÄŸa dökülmesi ve ölüme atılması isteniyor? Demokrasi ve özgürlük için deÄŸil mi? Bu kavramları kim icat edip Müslümanların kutsalı yapmıştır? Binlerce yıllık Ä°slam tarihinde olmayan bir kutsal nasıl gelip baÅŸ kavramımız oldu? Niçin kimse ‘Demokrasinin hamisi ben miyim?’ demiyor? Onu savunmak, uÄŸrunda ölmek niçin Müslümana düÅŸüyor?
|
Yasemin Yıldırm hanımdan Twitter'da bir
Yazar admin açık 2013-08-11 12:21:43
Yasemin Yıldırm hanımdan Twitter'da yazıya tepki; demiş ki:
Yani nerdeyse Aydınlık yazarlarının bile demedigi ama Zaman yazarı gibi gidip Sisi nin elini öpsünler demişsiniz.[*]null | Ve eleştirinin devamı...
Yazar admin açık 2013-08-11 15:37:29
...tabi düşünce üretilsin fakat konu halk iradesine doğrudan yada dolaylı tecavüz.Bu konuda fikir çeşitliliğine ihtiyaç var mı? Yasemin Yıldırım
| Yazıklar olsun
Yazar Hasan_Akın açık 2013-08-15 14:13:14
Mısırda müslüman kardeşlerimizden yüzlerce kişi şehit ediliyor, burada müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor. Bu yazıyı yazan kişiye de yayınlayan kişiye de yüce Allahın gazabı dokunur. Bir de oraya buraya göndermişsiniz sanki çok matah bir yazı gibi.. Siz Şehitlik diye bir kavram hiç duymadınız mı? Yahut haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır diye bir hadis hiç işitmediniz mi? Ölen kişiler sanki demokrasiyi yüceltmek için ölmüş.. Yazıklar olsun sizin gibi müslümanlara. Kadınlar gibi evinizde oturun, böylece başınıza hiç kötü bir şey gelmez.. Meselenin Demokrasi meselesi olmadığını görmediyseniz aşağıdaki haberi okuyun.. Kurt kuzuyu yemeyi kafaya koyduysa, dışarıda da yer, afedersiniz ahırda otururken de yer. Fesübhanallah... http://www.sabah.com.tr/Dunya/2013/08/15/iste-siyonistlerin-korkunc-misir-plani | Karşı görüş...
Yazar admin açık 2013-08-15 15:52:43
Sn. Mehmet BOZKURT BEY TARAFINDAN Twitter yoluyla bu yazıya gönderilen bir eleştiri şöyle: YAZI, DOĞRU BİR ANALİZ DEĞİL..! YAZAR, İDEAL VE İNANÇ UĞRUNA ÖLMEYİ BASİT GÖRÜYOR. MADDE, BİR HAYAT TARZIDIR ONA GÖRE..! | Sayın Hasan_Akın bey kardeşimiz
Yazar admin açık 2013-08-17 06:52:04
Bu düşünce yazısına yazdığınız eleştiri kural dışı ifadeler içerdiği için eleştirinize yorumlar bölümünde maalesef yer veremiyoruz: Düşünce dışı ifadeler içermeyen eleştiri ve tahlillerinize yer vermekten zevk duyacağımızı belirtir selam ve ilginize teşekkür ederiz...
Admin
| İlginizi çekebilir...
Yazar Dilhan açık 2013-08-18 01:11:43
...videodaki adamın Uğruna verilen Canlar ve?..
https://www.facebook.com/photo.php?v=418250464963012
Alara Dilhan | Kabul etmiyorum..
Yazar Hasan_Akın açık 2013-08-21 12:49:34
Sayın admin,
24 yıldan beri İstanbul Barosuna kayıtlı olarak Avukatlık yapmaktayım.. Yazımın sansürlenmesine çok içerledim. İçeriğini beğenmeyebilirsiniz ancak kural dışı ifadeler içermektedir şeklindeki beyanınıza katılmıyorum. Bir de hangi kurala aykırı olduğunu göremedim, nerede yazıyor bu kurallar?. Yazımın aynen sayfaya konulmasını ısrarla rica ediyorum. Saygılarımla,
Hasan Akin | Bu eleştirel bakışta Raci bey yalnız değ
Yazar Admin açık 2013-08-22 14:05:11
Mustafa Ä°slamoÄŸlu da diyor ki: "... BU BÄ°R TUZAKTI
Onlar kirletirler, sömürürler, bitirirler yeraltı ve yerüstünü ondan sonra kirlettiklerini temizlemek için kucağınıza bırakırlar. Dolayısıyla İhvan bu kadar hevesli olmamalıydı, 'sizin kirlettiğinizi biz mi temizleyeceğiz' diye düşünmeliydi, bu tuzağı görmeliydi. Ama onlar da uzun beklemenin, iktidara hasret gitmenin zaafıyla verilen bu şeyi havada kaptılar..."
ve devamı:
http://www.timeturk.com/m/haber.asp?id=694136
| Sn. Hasan Akın'a ve yazıyı anlamayanlara
Yazar girisim açık 2013-08-23 11:16:04
Sn. Hasan Akın!
Yazım Müslüman kardeÅŸlerin ve Mısır halkının katledilmesine duyulan üzüntü ile yazılmış bir yazıdır. Haksızlık karşısında susmamak için… EÄŸer öyle olmasaydı herkes gibi adeviye iÅŸareti yapar, gıyabi cenaze namazlarına katılır ve arada bir ‘Kahrolsun Sisi’ der vicdanımı rahatlatarak otururdum. Bunlar iÅŸin kolay olanı. Fakat aynı zamanda çözüm getirmeyeni. Böyle yaptıkça Mısır halkının dramı artacak, yakınlarını kaybeden ailelerin feryatları göklere ulaÅŸacak ve size kadar gelecektir. Bir avukat olarak çözümsüz yollara gitmekten niçin kaçınma gereÄŸi duymazsınız?
Eleştirinizin neresini düzelteyim? Eleştiri mi, beddua mı?
Şehitlik kavramını bu kadar yücelten Şİİ anlayıştır. Şii iseniz diyeceğim bir şey yok. Sunni Müslümanlıkta hayatta kalmak, düşman tarafından öldürülmekten çok daha evladır. Hiçbir peygamber ve Müslüman komutan halkını; askerini bir an önce şehit olsunlar diye karşı tarafın üzerine sürmez. Böyle yaparsa büyük günahkar olur. İslam anlayışı budur. Silahların üzerine yürümek ve ölümlere aldırış etmemek komünist mantığın bir telkinidir. Domokrasi de de farklı değildir. Böyle düşünenler İslam değil başka dinlerin mantığı ile hareket eden insanlardır.
Size bir örnek vereyim: Hz. Musa Mısır’da firavuna ‘halkımı öldürme, onları serbest bırak’ diye istekte bulundu. Firavun önce izin verdi. Sonra fikrinden cayarak arkalarından öldürmek için ordu gönderdi. Buna karşın Musa kaçmaya devam etti. Çünkü Müslümandı. Demokrat olsaydı halkı savaşçı Mısır ordusunun üzerine sürer, birer birer öldürülmelerini seyrederdi. Hatta ÅŸehitliÄŸin ne yüce makam olduÄŸunu anlatarak herkesi buna teÅŸvik ederdi. Sonra da bunun suçlusu olarak firavuna lanet etmeye devam eder, onun bu ölümleri durdurmasını beklerdi.
Hz.Muhammed de böyle yapmadı. Mekke müşriklerinin kendisini öldürmeye karar verdiklerini anladığında gizlice Medine’ye hicret etti. Orada kuvvetlenerek geri döndü. Senin gibi düşünseydi, bugün yeryüzünde belki hiç Müslüman olmayacaktı. Mesela senin mantığınla şöyle düşünmesi gerekecekti: onlar gelip beni nerede olsa öldürürler, kaçmayıp üzerlerine gideyim; ÅŸehit olurum. Åžehadet en yüce makamdır…
Mantığınızın insanlığı götürdüğü yeri görüyor musunuz? Ya ordu komutanları? Hiçbir strateji geliÅŸtirmelerine gerek yok. Nasıl olsa ölünce ÅŸehit olup cennete gidecek…
Bu Müslümanlık değildir. İnsanlık dahi değildir. Mısır ordusunun gözü dönmüş, vicdansızca halkını katlediyor. Siz ise bu ölümleri durdurmak için geri çekilmeyi, stratejik düşünmeyi önerenleri suçluyorsunuz. Öldüren suçlu tamam! Öldürülenin hiç mi suçu yok? Varsa o da kusurunu giderse kötü mü olur?
Ne kadar bilim dışı düşünüyorsunuz. Niçin fransız devrimini, iran devrimini örnek alıyorsunuz da Hz. Musayı, Hz. Muhammed’i örnek almıyorsunuz? Yoksa onların devrinin geçtiÄŸini mi düşünüyorsunuz? Strateji olarak onlar Müslümanlara örnek olmaya daha layık görmüyor musunuz? Hz. Musa’yı da suçlayın Firavunun önünden kaçıp halkını çölde yaÅŸatmaya devam ettiÄŸi için…
Raci D.
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
