25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow TÃœRKÄ°YE'DE MESLEK İÇİN ÖĞRENÄ°M ALANI SEÇMEVE DEĞİŞTÄ°RME ÖZGÃœRLÜĞÜ VAR MI?
TÜRKİYE'DE MESLEK İÇİN ÖĞRENİM ALANI SEÇMEVE DEĞİŞTİRME ÖZGÜRLÜĞÜ VAR MI? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 18
KötüÇok iyi 
Yazar Veysi ERKEN   
24-05-2006
 Yrd. Doç. Dr. Veysi Erken*

Hepimizin standart insanlar olmamız tercih ediliyor aynı biçimde düÅŸünmek, aynı biçimde hareket etmek, aynı biçimde yaÅŸamak ve aynı ÅŸeye inanmak. Oysa özgür düÅŸünme bir seçenek deÄŸil,bir haktır. Seçim yapmak cesaret ve enerji gerektirir. 
                                                                                                 Pat MESÄ°TÄ°

         GiriÅŸ
        Türkiye'de meslek sahibi olmak veya mesleÄŸi deÄŸiÅŸtirmek için öÄŸrenim alanı seçme özgürlüÄŸünün olup olmadığını anlamak için birey-devlet iliÅŸkisinin ve buna dayalı olarak geliÅŸen biçimsel eÄŸitim sürecinin bilinmesi gerekir. Bu çalışmada böyle bir usul takip edilmiÅŸtir.

Birey-Devlet Ä°liÅŸkisi                                                                                            

        BilindiÄŸi üzere insanlık tarihi, muhtelif cepheleriyle araÅŸtırılır ve deÄŸerlendirilir. Ä°lk insanın çocuklarından beri bir yönüyle tarih; "özgürlük" mücadelelerinden ibarettir. Çünkü yönetme gücünü eline geçirmiÅŸ bulunanların ekseriyeti "özgürlük alanını tahdit" etmeye yönelik kurallar ihdas ederler.

      Kural ihdasında ileri sürülen gerekçeler genel olarak toplumun   menfaati biçiminde olur. Kural ihdası bireye ve topluma raÄŸmen olunca "özgürlük alanı"nda daralmaya yol açar. Dolayısıyla kural ihdası "insan"ın fıtratına aykırı ise birey-yönetim arasında "özgürlük" mücadelesi baÅŸlar.
Bireylerin fedâkârlık ve mücadelesi özgürlüÄŸü gerektiren her alanda gerçekleÅŸir. Özellikle hayatı kolaylaÅŸtıran "bilgi edinme, beceri kazanma, kiÅŸiliÄŸini geliÅŸtirme hak ve özgürlükleri" konusunda mücadele daha fazla yaÅŸanmıştır ve yaÅŸanmaya devam etmektedir.

        Ä°nsanın kendini bilgi ve beceriyle donatarak geliÅŸtirme isteÄŸi, "ÅŸahsiyet hakları"nın manevi boyutlarından birisi olan "özgürlük" alanı ile ilgilidir.

    Temel anlayışımıza göre özgürlük bireyin, kendine ve baÅŸkalarına zarar vermemek kaydıyla dilediÄŸi gibi tavır ve davranış sergileyebilmesidir.

      Bahsi geçen konularda karşılaşılan sorunlara "özgürlük" penceresinden bakılacak olursa, organizasyonların iÅŸleticisi durumunda olan yönetim birimleri, hakların kullanılabileceÄŸi ortamın saÄŸlanmasından ve geniÅŸletilmesinden birinci derecede sorumludur. Çünkü; bir toplumda fertler her zaman kendi istekleriyle organizasyonlarda yer almazlar. Bireyler doÄŸmadan organizasyonlar mevcut olabilir dolayısıyla organizasyonlarda yer alma bazen fertlerin istekleri dışında gerçekleÅŸir.

       Genel olarak ferdin isteÄŸi dışında yer aldığı örgütlerin başında "devlet" denilen teÅŸkilat  gelir.  Dolayısıyla istek ve arzuya baÄŸlı olmayan organizasyonların tamamının mensuplarına "adil" davranmaları insan hakları açısından temel bir zorunluluktur. Bahsi geçen sebepten dolayı bilhassa "devlet" denilen organizasyonun iÅŸleticileri olan kiÅŸi ve kurumlar, devleti oluÅŸturan bireylerin tamamının kendilerini gerçekleÅŸtirmesine, yani iÅŸ bulmaları, kurmaları, hayatlarını devam ettirmeleri ve gerektiÄŸinde iÅŸ deÄŸiÅŸtirebilmeleri için elzem olan meslekî bilgi ve beceri edinme ile bilgi ve becerilerini refahlarını saÄŸlama yönünde kullanabilme ortamını saÄŸlaması icap eder.

         Maalesef, iÅŸ bulma ve kurma ile ilgili bilgi edinme hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması, sınırlandırılması veya engellenmesi devlet adına hareket ettiÄŸini belirten kiÅŸi, kurum ve yapılarca gerçekleÅŸtirilmektedir.

     Bundan dolayı hak arayışı ile ilgili mücadele   "yönetme gücü"nü elinde bulunduran "yapı" ile "birey" veya "gruplar" arasında meydana gelmektedir.

      Genelde gücü elinde bulunduran ve "devlet" olarak adlandırılan kiÅŸi ve kurumlardan oluÅŸan yapı, "ülke" denilen topraklar üzerinde yaÅŸayan herkesi biçimlendirme hakkını kendinde görür. Özellikle yönetim gücünü elinde bulunduranlar oligarÅŸik özellikte ise bu biçimlendirme hakkı daha ÅŸiddetli bir ÅŸekilde ortaya çıkar.

      Birey –devlet iliÅŸkilerinde insanı biçimlendirme isteÄŸi her konuda özellikle de   bilgi edinme ve beceri geliÅŸtirme alanı olan "biçimsel eÄŸitim süreci"nde daha fazla gündeme gelir. Hatta bu alan daha fazla gündemde tutulur ve âli menfaatler ileri sürülür. Özellikle iktidarlarının ebedi olmasını isteyen oligarÅŸik yapılar "biçimsel eÄŸitim süreci" ile ilgili kısıtlamaları arttıracak kurallar koymakla meÅŸguller. Gerçekte bu alanda ihdas edilen her kural özgürlüÄŸü biraz daha ortadan kaldırmaktadır.

            Üzülerek belirmeliÄŸiz ki, ülkemiz de bürokrasinin oluÅŸturduÄŸu kurumlar oligarÅŸisinin egemendir. Birey –devlet iliÅŸkisinde vatandaşın görüÅŸü önemli deÄŸildir. Biz yaptık oldu mantığı egemendir. Hemen hemen bütün kurum ve kuruluÅŸlar,sivil örgütler, sendikalar ve bireylerin kendileri bilerek veya bilmeyerek bu sürecin devamına katkı saÄŸlar durumdadır. Mesleki ve teknik öÄŸrenimle ilgili arayışlar da bu mesabededir.
          Biçimsel EÄŸitim Süreci     
         Mesleki ve teknik öÄŸrenimin sorunlarının bilinmesi ve çözüm yöntemlerinin geliÅŸtirilmesi biçimsel eÄŸitim sürecinin iÅŸleyiÅŸinin bilinmesine baÄŸlıdır. Çünkü ülkemizde mesleki ve teknik   öÄŸretimi de kapsayan biçimsel öÄŸrenimde tekelcilik anlayışı hakimdir.

     EÄŸitim sürecinin yüzlerce tanımının ortak paydası insan ve insanın niteliklerindeki farklılaÅŸmalardır. Bu baÄŸlamda   eÄŸitim süreci  "Bireyin idraklerinde, kavrayışında, zihniyetinde, tutum ve deÄŸerlerinde, kabiliyet ve maharetlerinde bir geliÅŸme ve deÄŸiÅŸmedir"( Özakpınar 1987,s.22). biçiminde tanımlanabilir

         Bireyin idraklerinde, kavrayışında, zihniyetinde, tutum ve deÄŸerlerinde, kabiliyet ve maharetlerinde planlı, amaçlı, zamanlı ve deÄŸerlendirmeli geliÅŸme ve deÄŸiÅŸme gerçekleÅŸtirilme saÄŸlanmaya çalışılması biçimsel eÄŸitim sürecini ifade eder.

            Özellikle sorun biçimsel eÄŸitim sürecinin iÅŸletilmesinde karşımıza çıkar. Çünkü bu sürecin iÅŸletilmesinde "tekel"cilik söz konusudur. Devlet denilen organizasyon bireyin ve bireyden birinci derecede sorumlu olması gereken ailenin istek ve tercihlerini dikkate almadan bireye terbiye ve talim alanlarında nitelik kazandırmaya çalışır.

        Bu anlayış totaliter düÅŸüncelerin ürünü olup mesleki ve teknik öÄŸreniminde "sorun"un kaynağını oluÅŸturmaktadır. Totaliter anlayış sınırlamaları  ve kısıtlamaları sürecin tamamına yaymaktadır.  

         Sorunun Kaynağı
         Bireyin ve toplumun hayatında sorunlar bitmez. Önemli olan sorunların doÄŸru teÅŸhisi ve doÄŸru teÅŸhislere göre çözüm yöntemlerinin uygulanmasıdır. Konuya bu baÄŸlamda baktığımızda ülkemizde mevcut olan mesleki ve teknik öÄŸrenim sorununun temelinde "tekel"cilik anlayışını görürüz.


        ÖÄŸrenim bireye bir meslek ve teknik kazandırmayı hedeflemelidir.   Meslek  sanat veya iÅŸ için lüzumlu bilgi, tecrübe ve alışkanlık kazanmak maksadı ile yapılan çalışma, teknik ise    1-Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi 2- fizik, kimya, matematik gibi bilimlerden elde edilen verileri iÅŸ ve yapım alanında uygulama anlamındadır.

      Ülkemizde bireye meslek ve teknik kazandıracak öÄŸrenim, biçimsel eÄŸitim sürecinin "talim" boyutu ile ilgilidir. Bu alanda tamamen tekelcilik hakimdir.

     Bir meslek için lüzumlu olan niteliklerin nerede, ne zaman ve ne kadar kazandırılacağı ve kazandırılacak niteliklerin nasıl belgelendirilecekleri   hususunda devlet tekeli bulunmaktadır. Bireyin ve ailenin talepleri dikkate alınmaz. Mesleklerle ilgili "arz" tamamen tekel konusudur ve bu konuda oligarÅŸik bürokrasi söz sahibidir.

        Kısaca mesleki ve teknik alanda öÄŸrenim özgürlüÄŸü yerine özgürlük engeli vardır. BilindiÄŸi üzere öÄŸrenim özgürlüÄŸü, kiÅŸinin yapmak istediÄŸi bir meslek, sanat veya iÅŸ konusunda kazanmak istediÄŸi bilgi, tecrübe ve alışkanlık (tahsil) konusunda insan yapısı ve insanî müdahale ile deÄŸiÅŸtirilebilir herhangi bir tahdit veya kısıtlama altında olmaması durumunu ifade eder. Özgürlük engeli  "Ä°nsan iradesiyle deÄŸiÅŸtirilebilir olan ve haklı bir nedene dayanmayan (keyfi) tahditlerdir. (ErdoÄŸan, s.77.)

       Türkiye'de her alanda olduÄŸu gibi mesleki ve teknik öÄŸrenim alanında da keyfi tahditler söz konusudur. Sorunun kaynağı keyfi tahditlerdir. Sorunun kaynağını belirledikten sonra mesleki ve teknik bilgi edinme ve seçme özgürlüÄŸünün tahdit ve kısıtlamalarının öÄŸrenim kademeleri, etiketleme ve belgelendirme çerçevesinde ortaya konulması gerekir ki, çözüm bulunsun. 

            Süreçteki  Tahdit ve Kısıtlamalar  
          EÄŸitim ve öÄŸrenim özgürlüÄŸünün kullanılmasında YaÅŸar'ın tespitiyle üç unsur yer alır. "Kurumsal çoÄŸulculuk, resmi eÄŸitimin çoÄŸulculuÄŸu ve öÄŸrenci- öÄŸretenin özgürlüÄŸü. Kurumsal çoÄŸulculuk, deÄŸiÅŸik eÄŸitim kurumlarının var olması ve bunlar arasında seçme özgürlüÄŸünün bulunmasını, resmi eÄŸitimin çoÄŸulculuÄŸu ise, ana ve babanın çocuklarının kendi dini ya da felsefi inançlarına göre yetiÅŸtirme hakkının varlığı anlamına gelmektedir. ÖÄŸrenci özgürlüÄŸü birer aktif eleman olarak öÄŸrencilerin kurum içinde yüklendikleri fonksiyonu, öÄŸretmen özgürlüÄŸü ise hem birer görevli, hem de birer eÄŸitmen-birey olarak, öÄŸretmenlerin öÄŸretme özgürlüklerini içermektedir. YaÅŸar, s.191."

     Yönetme gücünü elinde bulunduranlar ve onların oluÅŸturduÄŸu kurumlar bahsi geçen üç unsuru da ihmal etmektedir.

     Ülkemizde biçimsel eÄŸitim süreci alanında kurumsal çoÄŸulculuktan bahsedilememektedir. Çünkü kurumsal çoÄŸulculuk "deÄŸiÅŸik eÄŸitim kurumlarının var olması ve bunlar arasında ebeveyne tanınmış bir seçme özgürlüÄŸünün bulunmasıdır. YaÅŸar, s.193" Biçimsel eÄŸitim süreci alanında farklı öÄŸrenim ÅŸebeke ve aÄŸlarının olmayışı ebeveynin ve çocuÄŸun   seçme özgürlüÄŸünü ortadan kaldırmaktadır.

    Farklı öÄŸrenim ÅŸebekeleri olmadığı gibi resmi eÄŸitimin çoÄŸulculuÄŸundan da bahsedilemez. Zira resmi eÄŸitim kurumlarında uygulanmakta olan programlar katı olup okullar arasında hatta bir okul çeÅŸidinde bile geçiÅŸlere meydan vermemektedir.

       EÄŸitim sürecindeki bir diÄŸer tahdit öÄŸretmen ve öÄŸrencilerle ilgilidir. Ülkemizde öÄŸrenci ve öÄŸretmen öÄŸrenim sürecinde aktif öge deÄŸil pasif unsurlardır. Neyin öÄŸrenileceÄŸini ve   neyin öÄŸretileceÄŸini kendileri bilmezler. EÄŸitim sürecinde neyin nasıl öÄŸrenileceÄŸi ve öÄŸretileceÄŸine, daha geniÅŸ bir ifade ile nasıl davranacaklarına ve giyineceklerine "baÅŸkaları" karar verir. ÖÄŸretmen ve öÄŸrenci eÄŸitim sürecinde "özne" deÄŸil, "nesne"dir. Dolayısıyla bu boyutta da eÄŸitim ve öÄŸrenim özgürlüÄŸü yoktur.

     Yukarıdaki izahattan anlaşılacağı üzere biçimsel eÄŸitim sürecini iÅŸleten yapı "birey"i ve "aile"yi tamamen göz ardı etmektedir. Bunun temel nedeni kurum ve kuruluÅŸlara atfedilen kutsallıktır (açıktan ifade edilmese bile). Birey ve ailenin istek, arzu ve ihtiyaçları deÄŸil, kutsal kurum ve kuruluÅŸları yönetenlerin istek, arzu ve ihtiyaçları esas alınır.

     Bahsi geçen mantık dolayısıyla eÄŸitim sürecinin tanziminde birey ve birinci derecede ondan sorumlu olması gereken aile tamamen ihmal edilmektedir.

  Dolayısıyla bilgi edinme ve beceri geliÅŸtirme talebi keyfi tahditler biçimsel eÄŸitim sürecinin tamamında söz konusudur. Okulların kuruluÅŸu, öÄŸretmenin istihdamı, program içerikleri, öÄŸrenci kabulü ve seçimi, kurumların denetimi ve sertifikalandırma (Diplomalar)gibi hususlar tamamen keyfi tahditlere tabi tutulmaktadır.

    Keyfi tahditlerle adeta "toplumsuz okul" anlayışı egemen kılınmış durumdadır. Keyfi tahditler Illıch'ın ifadesiyle "çocuklar okula aittir; çocuklar okulda öÄŸrenir; çocuklar için öÄŸretim sadece okullarda gerçekleÅŸtirilebilir. Okulsuz Toplum, s.42" önermesine dayandırılır.

     Tekelci yaklaşımın egemen olduÄŸu yerlerde bireyin ne öÄŸrenmesi gerektiÄŸi ve ailenin ne istediÄŸi üzerinde durulmaz. Önemli olan yönetenlerin ne istediÄŸidir. Konuya bu baÄŸlamda bakıldığına "öÄŸrenim hakkı" ortadan kaldırılmış olur. Çünkü öÄŸrenim;  "Bir meslek, sanat veya iÅŸ için lüzumlu bilgi, tecrübe ve alışkanlık kazanmak maksadı ile yapılan çalışma, tahsil." biçiminde tanımlanmaktadır. Tanıma göre birey kendisi ve yapmak istediÄŸi iÅŸ, meslek veya sanatla ilgili bilgi, tecrübe ve alışkanlık kazanmak ister. Bu onun hakkıdır.

         Üzülerek belirtmeliyiz ki, ülkemizdeki biçimsel eÄŸitim süreci ile ilgili alanda öÄŸrenim hakkının kullanılması   durumu hukuk devleti ilkesiyle baÄŸdaÅŸmamaktadır.

    Devlet adına yönetme gücünü elinde bulunduranlar bireye sunacakları imkanları arttıracağına imkan ve alanları daraltmakla meÅŸguldürler. Mantık bu olunca;

    Nerede okul kurulacağı, Neyin öÄŸretileceÄŸi, Ne kadar öÄŸretileceÄŸi, Nerede öÄŸretileceÄŸi, Kimlere öÄŸretileceÄŸi, Kimlerin öÄŸreteceÄŸi, Kademeler arasında geçiÅŸlerin nasıl olacağı, Diploma ve sertifikalandırmalar vs. yönetme gücünü elinde bulunduranlar tarafından belirlenir.

      Bu anlayış "öÄŸrenme ve öÄŸretme hakkı"nın daraltılması ve "öÄŸrenim ve öÄŸretim özgürlüÄŸü"nün gaspıdır.

    Biçimsel eÄŸitim sürecindeki öÄŸrenim özgürlüÄŸünün gaspını bir bütün olarak izah etmek makalenin sınırlarını aÅŸar. Burada mesleki ve teknik öÄŸrenim özgürlüÄŸünün gaspını açıkça gösteren birkaç baÅŸlıkla yetinmek durumundayız.
                 Mesleki ve Teknik ÖÄŸrenimi Kısıtlama Araçlarına Örnekler 

       Okul Kurma
        Ä°ÅŸ kurma ve iÅŸ bulmayı kolaylaÅŸtıracak mesleki ve teknik bilgi resmi otoritenin tanıdığı okullarda kazandırılır. Bunun için okul ve kurs merkezleri gerekir. Süreçteki kısıtlama okul kurma ile baÅŸlar.

     Günümüzün Türkiye'sinde izinsiz okul kurulamamaktadır. EÄŸitim kurumları ile ilgili mevzuatı incelediÄŸimizde eÄŸitim kurumu oluÅŸturmanın özgürce olmadığı görülür.

    EÄŸitim kurumu açma ve iÅŸletme tamamen devletin yetkisindedir. MET Kanunu ve Anayasada Okul açma yetkisi ile ilgili maddeler ÅŸu ÅŸekilde düzenlenmiÅŸtir. MET Kanunu : "Madde 58 - (DeÄŸiÅŸik: 16/6/1983 - 2842/16 md.)

     Türkiye`de ilköÄŸretim okulu, lise veya dengi okullar, Milli EÄŸitim Bakanlığının izni olmaksızın açılamaz.

      YükseköÄŸretimde de durum farklı deÄŸildir. Anayasanın   130. Maddesine göre; "üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur. Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak ÅŸartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköÄŸretim kurumları kurulabilir."

      Ä°ki maddenin tahlilinden anlaşılacağı üzere "biçimsel eÄŸitim süreci" alanında özgürce öÄŸretim kurumu oluÅŸturmak mümkün deÄŸildir.

       EÄŸitim kurumu kurma ve iÅŸletmenin önündeki engeller hem "seçme" hem de "giriÅŸim" özgürlüÄŸünü baltalamaktadır. Ebeveynin önüne farklı eÄŸitim kurumu konulamadığından "seçme", müteÅŸebbisin önündeki engel "giriÅŸim" özgürlüÄŸüne terstir.

    BaÅŸlama ve Bitirme Yaşı                                                                      

    Biçimsel bilgi ve becerinin "okul"da verilmesinin gerekliliÄŸini ileri mevcut süren sistemin iÅŸleticileri bireyleri "yaÅŸ" kategorilerine ayrıştırmakta ve bilginin ancak belirli yaÅŸlarda kazandırılabileceÄŸi tezi üzerinde durmaktadırlar.

    Sistemi iÅŸleten tekelci güç genel anlamda biçimsel öÄŸretim kurumlarında bilgi ve becerinin ancak 6-22 yaÅŸları arasında verilmesi gerektiÄŸini ileri sürerler. Bu mantık deÄŸiÅŸik yaÅŸ gruplarındaki insanların bilgi ve beceri edinme özgürlüÄŸünün yok edilmesi en hafif   anlamıyla kısıtlanması demektir.

      Bu konunun daha iyi anlaşılması için ÅŸöyle bir misal verilebilir. 35 yaşındaki bir birey Endrüstri Meslek Lisesi denilen ortaöÄŸretim seviyesindeki biçimsel bilgi ve becerileri edinmesi mümkün deÄŸildir. Çünkü sistemin iÅŸleticilerine göre onun yaşı geçmiÅŸtir. Sistemi iÅŸletenlerin mantığı bununla da sınırlı deÄŸildir. Tıp fakültesini veya Avukatlık stajını bitiren kiÅŸi SaÄŸlık Bakanlığınca atanmadan veya baroya kayıt yaptırmadan mesleÄŸini icra edemez. Sadece bu örnekler oligarÅŸik mantığı gözler önüne sermeye yeter.

        Esasında bireylerin öÄŸrenmesi deÄŸiÅŸik yaÅŸlarda gerçekleÅŸebilir. Bireylerin deÄŸiÅŸik yaÅŸlarda yeni bilgi ve beceri kazanabilecekleri veya kazanmaları gerektiÄŸini düÅŸünen ve kabul eden eÄŸitim sistemleri "yaÅŸa baÄŸlı olmayan eÄŸitimi"ni zorunlu görmektedir. Genel anlamda "yaÅŸa baÄŸlı olmayan   eÄŸitimin felsefesi,eÄŸitim sürecinin modası geçmiÅŸ eÄŸitim sistemlerinin bir parçası veya uzantısı olarak deÄŸil, geniÅŸ kapsamlı  ve esnek programlı olarak yaygınlaÅŸtırılmasını gerektirir(Lowe, s.15.)

     YaygınlaÅŸtırma   "bireyin vazgeçilmez haklarıyla" ve "öÄŸrenmenin yaşı yoktur" anlayışıyla ilgilidir. Bu haklar genel olarak eÄŸitim fırsatlarını insan hayatının tamamına yaymanın zorunlu olduÄŸu anlayışından kaynaklanmaktadır. YetiÅŸkin eÄŸitimini gerektiren haklar   ÅŸu ÅŸekilde sıralanabilir: (  Lowe, s.31.)

   1- Herkes, zorunlu öÄŸrenimini bitirdikten sonra daha ileri düzeylerde eÄŸitimini kendi seçeceÄŸi zamana erteleme ve aynı zamanda, eÄŸitim sistemine yeniden girme hakkına sahiptir. 
   2- Herkes iÅŸinde ilerlemek, iÅŸ deÄŸiÅŸtirmek ya da istihdam fazlası haline geldiÄŸi takdirde yeni iÅŸ edinmek üzere meslek eÄŸitiminden geçme hakkına sahiptir. 
   3- Herkes, sosyal rol ve statüsünü dilediÄŸi zamanda deÄŸiÅŸtirme ve geliÅŸtirme hakkına sahiptir. 
   4-Herkes, eÄŸitici, öÄŸretici ve eÄŸitsel faaliyetlere katılma hakkına sahiptir.

         YaÅŸa baÄŸlı olmayan eÄŸitimin önemini arttıran nedenlerden birisi yaÅŸ kategorilerine dayanan biçimsel eÄŸitim sürecinin saÄŸladığı faydaya yöneltilen eleÅŸtirilerdir. Örgün eÄŸitimin uygulamaları, amaçlarının gerçekleÅŸme düzeyi, maliyeti ve deÄŸiÅŸime uyumu en çok tartışılan yönlerdir. Bu alanın tartışılması deÄŸiÅŸime hızlı intibakı saÄŸlayan yaÅŸa baÄŸlı olmayan eÄŸitimin önemini arttıran bir neden olarak görülmektedir.(Lowe, s.28-29)

    YaÅŸ kategorilerine dayanmayan bu eÄŸitimin önemini arttıran bir baÅŸka neden deÄŸiÅŸen pratik ihtiyaçlara uygun olarak iÅŸlevlerinin çeÅŸitlendirilmesidir.   

     Kategorik olmayan   eÄŸitimin önemini arttıran  bir baÅŸka neden teknolojinin hızlı deÄŸiÅŸmesi ve biçimsel eÄŸitim sürecinde kazanılan bilgi ve becerilerin hızlı eskimesidir.

     Esasında okulları mutlak yaÅŸlara baÄŸlama belirtilen nedenlerden dolayı "öÄŸrenim özgürlüÄŸü"nün ortadan kaldırılması anlamına gelir.

    ÖÄŸrenim özgürlüÄŸü açısından bakıldığında yaÅŸ tahditlerinin okuldan uzaklaÅŸtırmalara ve akabinde "iÅŸlenilmeyen suçun af"ları gündeme gelmektedir. Bu durum zaman ve ekonomik israftan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.
      Program Ä°çerikleri  Ä°lk, orta ve yükseköÄŸretim

      Biçimsel eÄŸitim sürecinde "öÄŸrenim özgürlüÄŸü"nün engellerinden birisi de  program içerikleridir. Müfredat programları evrensel öÄŸrenim ve öÄŸretim ilkelerine dayandırılmadan birkaç kiÅŸi tarafından hazırlanmakta ve mecburiyetten öÄŸrenciler programlarla doÄŸruluÄŸu tartışılır pek çok bilgiyi ezberleme cihetine gitmektedir.

     Müfredat planlaması adı altında deÄŸeri, geçerliÄŸi ve iÅŸe yararlığı her zaman tartışma konusu olan bilgiler süreçte yer almaktadır. Esasında Illıch'ın deyimiyle "herkes nasıl yaÅŸanacağını, en iyi, okul dışında öÄŸrenmektedir. Bizler bir öÄŸretmenin müdahalesi olmaksızın konuÅŸmayı, düÅŸünmeyi, sevmeyi, hissetmeyi,oynamayı, lanet etmeyi, politika yapmayı ve çalışmayı öÄŸreniriz. Gece gündüz bir öÄŸretmenin gözetiminde bulunan çocuklar bile bu kural içerisinde istisna oluÅŸturmaz. Öksüzler, aptallar ve öÄŸretmenlerin kendi çocukları, sahip oldukları bilginin çoÄŸunu kendileri için planlanmış "eÄŸitim" sürecinin dışında edinmiÅŸlerdir. Okulsuz Toplum, s.45"

     Gerçekler göz ardı edilerek müfredat oluÅŸturulmakta ve toplum adeta uyuÅŸturulmaktadır. Milli EÄŸitim Bakanlığı bünyesindeki Talim ve Terbiye Dairesi BaÅŸkanlığı ve YÖK'çe belirlenmekte olan ortak dersler bunun baÅŸlıca örnekleridir.

     Program içeriklerine bakıldığında talim sürecinde iÅŸe yaramayan pek çok konunun yer aldığı görülür. Bundan dolayıdır ki, ders içeriklerinin belirlenmesindeki "tekelcilik" anlayışı ilmi çalışmalara engel teÅŸkil etmekte ve bireyi adeta atıllaÅŸtırmaktadır.

    ÖÄŸrenme-öÄŸretme
     "Hepimiz sahip olduÄŸumuz bilginin çoÄŸunu okul dışından elde etmiÅŸizdir. ÖÄŸrenciler öÄŸrendiklerinin çoÄŸunu öÄŸretmenlerinin yardımı olmadan, hatta öÄŸretmenlere raÄŸmen öÄŸrenirler Ivan Illıch, Okulsuz Toplum, s.45."  ifadesi doÄŸru olmakla birlikte ülkemizdeki biçimsel eÄŸitim sürecinin iÅŸleyiÅŸi açısından konuya baktığımızda "öÄŸrenci ve öÄŸretmen"e "montaj hattı"nın parçası gözüyle bakıldığını görmekteyiz.


      Müfredat programları konusunda ifade edildiÄŸi gibi "neyin öÄŸrenileceÄŸi" ve "neyin öÄŸretileceÄŸi" merkezi yapılanmanın içinde yer alan ve adına Talim ve Terbiye Dairesi BaÅŸkanlığı denilen "dar bir kadro" tarafından kararlaÅŸtırılmakta öÄŸretmen ve öÄŸrencinin özgür iradesi hiçe sayılmaktadır.

      Halbuki öÄŸrenme bir çok unsurun bir araya gelmesini gerektirir ki, öÄŸrenim özgürlüÄŸünden bahsedilebilsin.  YaÅŸar bunu,"öÄŸrenenin özgürlüÄŸünün ilk bakışta bile anlaşılacak birden fazla unsuru olduÄŸu söylenebilir. ÖÄŸrencinin kurum içinde eÄŸitim özgürlüÄŸünün temelini teÅŸkil eden ifade özgürlüÄŸüne ek olarak, eÄŸitim hakkından yararlanma süresince okulda insanî muamele görme ve nihayet inançlarını dışarıya izhar özgürlüÄŸü gibi. YaÅŸar, s.197" açıklamaktadır.     Ülkemizde yer alan biçimsel eÄŸitim kurumlarının sınıflarında ifade , insanî muamele ve inançlarını izhar özgürlüÄŸünün bulunduÄŸunu hiçbir kimse ileri süremez.

    ÖÄŸrenme öÄŸretme özgürlüÄŸünde bahsedilebilmesi için öÄŸrenenin özgürlüÄŸü kadar öÄŸretenin de özgürlüÄŸüne vurgu yapılması gerekir.  ÖÄŸretenle ilgili "bu özgürlük daha çok öÄŸreticinin baÄŸlı bulunduÄŸu kurumuna karşı bir özgürlüÄŸüdür. Yani, 'eÄŸitmen ve öÄŸretmen' kadrosunun bir özgürlüÄŸüdür. EÄŸitim görevlilerinin, eÄŸitimin genel yapısı ve ilkeleri içinde kiÅŸisel birikimlerini ve deneyimlerini 'alıcılar'a aktarma ve onları bu doÄŸrultuda yönlendirme veya en doÄŸru ifadesi ile 'etkileme' özgürlüÄŸü demektir. YaÅŸar, s.204"

     ÖÄŸretenlerin sınıflarda kiÅŸisel birikimlerini ve deneyimlerini alıcılara bir baÅŸka deyiÅŸle öÄŸrenenlere aktarmaları ve öÄŸrenenleri bu doÄŸrultuda etkilemeleri yüzünden uÄŸradıkları takibat öÄŸretme özgürlüÄŸünün olmadığını göstermektedir.

      Yukarıdaki izahtan anlaşılacağı üzere öÄŸrenme ve öÄŸretme özgürlüÄŸü biçimsel eÄŸitim sürecinde bulunmamaktadır. Kısaca; öÄŸreten kendisine takdim edilen metinleri mutlak doÄŸru olarak öÄŸretmekle mükellef, öÄŸrenen de kendisine öÄŸretilmeye çalışılan metinleri mutlak doÄŸrular olarak öÄŸrenmek mecburiyetindedir.

        ÖÄŸretim Kademelerinden Faydalanma ve Kademeler Arası GeçiÅŸler     

     OrtaöÄŸretim kademesinden yararlanma hakkı MET Kanununun 27. Maddesinde   "Ä°lköÄŸretimini tamamlayan ve ortaöÄŸretime girmeye hak kazanmış olan her öÄŸrenci, ortaöÄŸretime devam etmek ve ortaöÄŸretim imkanlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir." biçiminde ifade edilmiÅŸ olmasına raÄŸmen yararlanma hakkı kullandırılmamaktadır. Teorik olarak ilköÄŸretimi bitiren her birey ortaöÄŸretime geçiÅŸ yapabilme ve devam etme hakkına sahip görünmektedir.
        Teorik olarak her öÄŸrenci adayının dilediÄŸi ortaöÄŸretim okulu türünden faydalanması ve   varsa yanlış tercihlerinden vazgeçme hakkı olması gerekirken mevzuattaki keyfi deÄŸiÅŸiklikler yüzünden bu hakkın kullanımı imkansız hale getirilmektedir.

      OrtaöÄŸretimdeki "özgürlük engelleri" sadece giriÅŸte deÄŸildir. OrtaöÄŸretim denilen süreçte de devam etmektedir. Bunun tipik misalleri çoktur. Kolaylık olsun diye genel yapıdan baÅŸlamak gerekir. BilindiÄŸi üzere ortaöÄŸretim genel ve mesleki ve teknik alan olmak üzere ikiye ayrıştırılmıştır. Ä°ki temel alan arasında geçiÅŸ imkanları yok denecek kadar azdır. Yanlış tercih yaptığını düÅŸünen bir birey ebediyen tercih ettiÄŸi alana mahkum edilmektedir.

      Özellikle mesleki ve teknik ortaöÄŸretim alanını tercih edenlere "iÅŸçisin sen iÅŸçi kal" mantığı ile yaklaşılmaktadır. Bologna süreci mesleki ve teknik öÄŸretime "pozitif ayrımcılık" öngörmesine raÄŸmen süreç ülkemizde tersine iÅŸletilmekte ve alan tahrip edilmektedir.

     Bir diÄŸer hatalı yapılanma genel eÄŸitim verilen ve lise tabir edilen kuruluÅŸlardadır. Keyfi uygulamalarla bireylerin "sayısal", "sözel" ve "eÅŸit ağırlık" olarak nitelendirilen alanlar arasında   geçiÅŸleri engellenmektedir. Bu yetmiyormuÅŸ gibi alan tercihleri yükseköÄŸretime geçiÅŸte esas alındığından bireyin öÄŸrenim özgürlüÄŸü daralmakta veya tamamen ortadan kalkmaktadır. Mesela "sayısal" alan öÄŸrencisinin "hukuk fakültesi"ni, "sözel alan" öÄŸrencisinin "tıp fakültesi"ni kazanması mümkün olamamaktadır. Dolayısıyla; bireyin "tercih etme" ve "vazgeçme"  özgürlükleri tamamen yok edilmektedir.

     Ä°lk ve ortaöÄŸretim alanındaki öÄŸrenim özgürlüÄŸü engelinin yüzlerce kat fazlası yükseköÄŸretim alanında görülmektedir. MET Kanununun 31. Maddesinde "Lise veya dengi okulları bitirenler, yükseköÄŸretim kurumlarına girmek için aday olmaya hak kazanır."

    Hangi yükseköÄŸretim kurumlarına, hangi programları bitirenlerin nasıl girecekleri, giriÅŸ ÅŸartları Milli EÄŸitim Bakanlığı ile iÅŸbirliÄŸi yapılarak YükseköÄŸretim Kurulu tarafından tespit edilir."   YükseköÄŸretimin düzenlenmesi baÅŸlığını taşıyan 37. Maddesinde   "Farklı seviyeler ve kuruluÅŸlar arasında öÄŸrencilere kabiliyetlerine göre, yatay ve dikey geçiÅŸ yolları açık tutulur." denilmesine raÄŸmen yüksek öÄŸretime geçiÅŸ ve farklı seviyeler arasındaki yatay ve dikey geçiÅŸler sınırlandırılmakta ve bireylerin bilgi seçme ve edinme özgürlükleri ortadan kaldırılmaktadır.

       Özellikle ortaöÄŸretimden yükseköÄŸretime geçiÅŸte teorik olarak da olsa   öÄŸrenim özgürlüÄŸü bulunmamaktadır. Åžöyle ki, 1.800.000 kiÅŸinin baÅŸvurduÄŸu bir alana ancak 300.000 kiÅŸi alınacak dediÄŸinizde giriÅŸte bir engellemede bulunmuÅŸ olursunuz. Bu durum ayrımcılık ve iÅŸkence boyutundadır.

    Bunun dışında yükseköÄŸretime geçiÅŸte uygulanan katsayı, baÅŸarı puanı ve alan kısıtlamaları "öÄŸrenim özgürlüÄŸü"nü ortadan kaldıran diÄŸer giriÅŸ faktörleri olarak devam etmektedir.

    YükseköÄŸretim kurumlarına girme ÅŸansını bulanlara yatay ve dikey geçiÅŸ imkanları tanınmamaktadır.

     Buradaki özgürlük engelinin temelinde YÖK denilen merkezi yapılanma gelmektedir. YÖK'ün   keyfi uygulamaları ve kontenjan kısıtlamaları ile öÄŸrenim özgürlüÄŸünü ortadan kaldırmaktadır. Bütün bu uygulamalar iç hukuk ve iç hukuktan üstün kabul edilen uluslar arası sözleÅŸmelere aykırı bir ÅŸekilde yapılmaktadır. ÖÄŸretim kademelerindeki uygulamalar tamamen ayrımcılık niteliÄŸindedir.

      TCK'nın 122 maddesinin birinci fıkrasına göre ayrımcılık "KiÅŸiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düÅŸünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapma" olarak tanımlanmış ve cezalandırılması öngörülmüÅŸtür. EÄŸitimdeki ayrımcılık 14 Aralık 1960 tarihli B. M. EÄŸitimde Ayrımcılığa Karşı Uluslararası SözleÅŸmenin 1. maddesinde "ayrımcılık terimi; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da baÅŸka bir görüÅŸ, ulusal ya da toplumsal köken, ekonomik güç ya da doÄŸuÅŸ temeli üzerinde, eÄŸitimde davranış eÅŸitliÄŸini kaldırmak ya da bozmak amacı ya da sonucuyla ve özellikle, Herhangi bir kiÅŸi ya da grubu herhangi bir tür ya da düzeyde eÄŸitim görmekten yoksun bırakmak" biçiminde tanımlanmış ve   yasaklanmıştır.

      Kanuni yasaklara raÄŸmen biçimsel eÄŸitim sürecinin kademelerinde ve geçiÅŸlerde özgürlük tahditleri, iÅŸkence ve ayrımcılık devam etmektedir.

        Diplomalar
         Biçimsel eÄŸitim süreci ile ilgili tekellerden birisi de diplomalar ve sertifikalarla ilgilidir. Uygunluk ve yeterlik göstergeleri olarak kabul edilen diploma ve sertifikaların nasıl verileceÄŸi YÖK ve MEB tarafından belirlenir.


      Bireyin okul dışında kazandığı ve gerçekten sahip olduÄŸu bilgi ve beceriler diploma ve sertifikalardaki tekelcilik anlayışı yüzünden hiçe sayılmaktadır. "Paketlemeler"le toplumda "kast"lar oluÅŸturulmaktadır.

    Esasında "Sertifika (diploma) uygulaması, akademik özgürlük imtiyazı adına, bir baÅŸka kiÅŸinin sahip olduÄŸu bilgiyi paylaÅŸmaya dayalı kamu yararını deÄŸiÅŸtirmek suretiyle, eÄŸitim özgürlüÄŸünü kısıtlama eÄŸilimindedir. Illıch,s112"

     Diplomalardaki tekelcilik o kadar ileri safhalara taşınmaktadır ki, bazen bireylerin yıllarca süren emeÄŸinin hiçe sayılması noktasına varır. Ä°lmi çalışmaların önündeki tıkaç durumundaki YÖK denilen   kurumun Açık ÖÄŸretim Liseleri ve pegagojik formasyon ile ilgili tutumu bunun canlı belgeleridir. (10-11.03.2006 tarihli gazeteler)

      EÄŸitim tarihimizi incelediÄŸimizde bireye verilen "belgeler"in bir iÅŸin becerilebileceÄŸini gösterirken, günümüzde belgeler (diploma-sertifika) olmadan iÅŸ yapılamaz hale gelmektedir. Bir baÅŸka ifadeyle iÅŸ, bilgi ve beceriyle deÄŸil belgelerle yapılır hale gelmiÅŸ bulunmaktadır.

    YÖK'ün yurt dışından edinilmiÅŸ diplomalarla ilgili tutumu ( son örnek 08.03.2006 Yeni Åžafak) ve Talim ve Terbiye Dairesi BaÅŸkanlığının denklik adı altında sürdürülen "tekelci" anlayışları "öÄŸrenim özgürlüÄŸü" önündeki engellerin  tipik bir göstergesidir.
   Yurt Dışı EÄŸitim
      Biçimsel eÄŸitim süreci ile ilgili   "ÖÄŸrenim ÖzgürlüÄŸü"nün engellenmesi sadece yurt içi ile ilgili deÄŸildir. Engellemeler ülke dışına da taÅŸmaktadır. MET Kanununun 59. maddesi bunun göstergelerinden birisidir. Maddede "Türk vatandaÅŸlarının yurt dışında eÄŸitim, öÄŸrenim ve ihtisas görmeleri ile ilgili Devlet hizmetlerinin düzenlenmesinden (askeri öÄŸrenciler hariç), Milli EÄŸitim Bakanlığı sorumludur."


   ÖÄŸrenim özgürlüÄŸü yurt içinde kısıtlandığı gibi yurt dışında da kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Bunun baÅŸlıca nedeni ideolojik yaklaşımdır. Zira yurt içinde baÅŸta   müfredat olmak üzere biçimsel eÄŸitim süreci ile ilgili her konuya müdahale söz konusudur. Bu durum yurt dışında söz konusu olamadığından engellemeler baÅŸka ÅŸekillerde karşımıza çıkarılır.

   Yurt içinde olduÄŸu gibi yurt dışında bilgi edinme ve beceri geliÅŸtirme isteÄŸinin engellenmesinin temelinde oligarÅŸik yapının despotizmi bulunmaktadır. Yurt dışında bilgi edinme ve beceri geliÅŸtirmenin engellenmesi için merkezi birimler devreye sokulur

   YÖK ve Talim ve Terbiye Dairesi BaÅŸkanlığı devreye girerek yurt dışında "bilgi ve beceriler"le ilgili edinilmiÅŸ "belgeler" yok farzedilir.

               Çözüm 
               Yukarıdaki tahlillerden anlaşılacağı üzere mesleki ve teknik öÄŸrenimle   ilgili kısıtlamalar "biçimsel eÄŸitim süreci" alanı ile ilgilidir. Biçimsel eÄŸitim ve öÄŸretim alanında  gerçekleÅŸtirilen her kısıtlama ve konulan her yanlış kural ferdin ve toplumun vicdanında büyük tahribat oluÅŸturmaktadır. Esasında, "Ä°nsanın bilgilenme ve hakikati arama hürriyetini engellemek; insanî varlığa karşı çıkmak ile eÅŸdeÄŸerdir.(Åžener,S.,s.9.

       Dünyanın her tarafında olduÄŸu gibi ülkemizde de "biçimsel eÄŸitim süreci" de eÄŸitim hakkının kullanılmasının önündeki engellerin başında sistemi iÅŸleten "Tekelci Güç"ün koyduÄŸu ilke ve kurallar ve bunların  keyfi yorumları gelmektedir.

    Esasında; "eÄŸitimde serbest ve açık rekabeti saÄŸlamak, otomobilde, gömlekte ya da herhangi bir üründe serbest ve açık rekabeti saÄŸlamaktan çok daha önemlidir. Hayat bir öÄŸrenme sürecidir; edinilecek eÄŸitimin muhtevası bireysel uÄŸraÅŸ, kabiliyet, potansiyel ve isteÄŸe baÄŸlıdır. Lynch, A. Benegas, a.g.m."

       Dolayısıyla bireyin mesleki ve teknik donanımının gerçekleÅŸmesi ve günün ihtiyaçlarına göre yenilenmesi için   "ideolojik" ve "tekelcilik"  anlayışının sergilenmemesi gerekir.                            

      Tekelcilik biçimsel eÄŸitim sürecinin bütün alanlarında ortadan kaldırılmalıdır ki, kölelik mantığı bitsin.

       ÖÄŸretim sürecinde temel sorun bilgi edinme ve beceri geliÅŸtirmenin hem bireyin kendi kendine yeterliÄŸini, hem de yaÅŸadığı topluma katkısını saÄŸlayıp saÄŸlayamadığıdır. ÖÄŸretim süreci bu katkıları saÄŸlayamıyorsa ister devlet ister birey tarafından gerçekleÅŸtirilsin bir iÅŸe yaramaz.

        Bilinmelidir ki, "Kaliteli bir eÄŸitim sistemi ÅŸu üç amacı gerçekleÅŸtirmeye çalışmalıdır. YaÅŸamın herhangi bir anında mevcut kaynaklara ulaÅŸmak suretiyle bir öÄŸrenim gerçekleÅŸtirmek isteyen herkese imkan saÄŸlamalıdır, bilgi sahibi olanların bu bilgilerini paylaÅŸmaları konusunda kendilerinden bir ÅŸeyler öÄŸrenmek isteyenleri bulmalarına yetki tanımalıdır, halka, yeteneklerinin ortaya çıkmasını saÄŸlayabilecek bir imkan olarak, bir konuyu onlara sunmak isteyenler için gereken her türlü olanağı saÄŸlamalıdır. Böylesi bir sistem eÄŸitim için yasal garantiyi gerektirmektedir. Illıch, s.96-97.

      Kısaca önemli olan bireyin "özgürlük" alanında hayatını bağımsız ÅŸekilde veya bir grup içinde devam ettirebilecek niteliklerle meslekî donanımını hiçbir engelle karşılaÅŸmadan saÄŸlayabilmesidir.

      Bilgiye sınırsız bir ÅŸekilde eriÅŸimin giderek kolaylaÅŸtığı, "e-devlet","e-eÄŸitim" ve "e-öÄŸretim" kavramlarının hızla hayata geçirildiÄŸi, öÄŸretim ve eÄŸitim aÄŸlarının yaygınlaÅŸtığı bir zaman diliminde mesleki ve teknik alanda   öÄŸrenim-öÄŸretim  özgürlüÄŸünün ihlal edilmesi ve her ne sebeple olursa olsun bireyin bilgi-beceri edinme hakkının kısıtlanması kabul edilemez .

       Bütün bu gerekçelerin  bir sonucu olarak ve "her birey  bizim insanımız" anlayışından hareketle öÄŸrenim hakkı  savunucuları ideolojik yaklaşımların olmadığı, kendini "devlet" sananların bireyleri ÅŸekillendirmediÄŸi, her insanın gerek tek başına gerekse grupla birlikte kendi benliÄŸini, kiÅŸiliÄŸini ve bireyselliÄŸini geliÅŸtireceÄŸi, kendi çalışmasının, gayretinin, çabasının karşılığını elde ettiÄŸi, Okul kurma (okulöncesinde yükseköÄŸretime kadar ev okulları, Ä°nternet okulları dahil), BaÅŸlama ve bitirme yaşı, Müfredat program içerikleri, Okul- aile iÅŸbirliÄŸi, ÖÄŸrenme-öÄŸretme, Okullar ve alanlararası geçiÅŸ tarzını, ÖÄŸretim süresini, ÖÄŸretme mesleÄŸi, Meslek seçme ve deÄŸiÅŸtirmeyi,Yurt dışı eÄŸitim, Diploma veya sertifika (akredite-uygun bulunmuÅŸ ve kabul edilmiÅŸ ) denilen belgeleri seçme ve deÄŸiÅŸtirebilme hak ve özgürlüÄŸüne sahip olmasını ön koÅŸul olarak görür, görmelidir.

      Bu ön kabul bizi öÄŸrenim özgürlüÄŸünün önündeki her engeli, kuralı ve yapıyı (YÖK, Talim ve Terbiye Dairesi BaÅŸkanlığı vs.) reddetmeye sevk eder. EÄŸitim sendikalarının da   mesleki ve teknik öÄŸrenimin özgür ortamlarda gerçekleÅŸebildiÄŸini ön koÅŸul olarak kabul edip mücadelelerini bu minvalde sürdürmeleri gerekir ki sorun çözülsün.


   ** ÖÄŸrenim ÖzgürlüÄŸü konusunu geniÅŸ bir biçimde öÄŸrenmek ve savunmak isteyenlere   "Dr. Veysi ERKEN, Topyekun ÖÄŸrenim ÖzgürlüÄŸü" isimli kitabı tavsiye ederim. Ä°steme Adresi: G.M.K. Bulvarı 80/1 Maltepe/Ankara, tel:03122326218  

KAYNAKLAR:
AKTAN, CoÅŸkun Can, Haklar ve Özgürlükler Antolojisi, Ankara 2000.

ANAYASA

ERDOÄžAN, Mustafa, Dersimiz Özgürlük, Ä°stanbul 2001.

ERDOÄžAN, Mustafa; Hikmet-i Hükümet'ten Hukuk Devletine Yol Var mı? DoÄŸu Batı Dergisi, Sayı: 113, Ankara 2000.

ILLICH, Ivan, Okulsuz Toplum, benseno yayınları, İstanbul 2002.

LYNCH, A. Benegas, Açık Toplumda EÄŸitim, Liberal DüÅŸünce, Yıl 6, Sayı 21, Ankara 2001. Milli EÄŸitim Temel Kanunu (1739 ve deÄŸiÅŸiklikleri)

MESİTİ, Pat, Hayalleri Olanlar Asla Uyumaz, Sistem Yayıncılık, İstanbul

ÅžENER, Sami, EÄŸitim Hürriyet Ä°liÅŸkisi, Ä°nsan Adına Dergisi,Sayı 3,Ä°stanbul 1998

YAÅžAR, Nuri. Ä°nsan Hakları Avrupa Sisteminde ve Türk Hukukunda EÄŸitim Hakkı ve ÖzgürlüÄŸü, Filiz Kitabevi, Ä°stanbul 2000.

YükseköÄŸretim Kurumları Kanunu (2547 ve deÄŸiÅŸiklikleri)

LOWE, John   : Dünya'da YetiÅŸkinler EÄŸitimine Toplu Bakış, Ankara, 1985.

TÜRKÇE SÖZLÜK, TDK, Ankara.


Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 04-04-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111669030 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net