25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow MÄ°LLÄ° EĞİTÄ°M BAKANI ATATÃœRK'ÃœN Ä°ZÄ°NDEN MÄ° GÄ°DÄ°YOR NE?
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ATATÜRK'ÜN İZİNDEN Mİ GİDİYOR NE? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar Mehmet YAMAN(*)   
14-01-2013
MÄ°LLÄ° EĞİTÄ°M BAKANIMIZ ATATÜRK'ÜN Ä°ZÄ°NDEN MÄ° GÄ°DÄ°YOR NE?

                                                                   Mehmet YAMAN(*)
Milli EÄŸitim Bakanımız SaygıdeÄŸer Ömer Dinçer Beyefendinin, okullarımızdaki müfredat programlarının deÄŸiÅŸikliÄŸi ile ilgili olarak, yapılan tenkitler üzerine söylediÄŸi “çocuklarımıza, ilim ve irfanı okullarda öÄŸreteceÄŸiz”sözleri, yukardaki baÅŸlığı atmamıza vesile olmuÅŸtur.

Her iki alanda da uzunca bir süredir yaptığı çalışmalarla, bu alanlardaki eÄŸitim performanslarını yakinen bilen birisi olarak, bu tesbitin çok doÄŸru olduÄŸunu kabul ediyorum.
  
   Bu çok önemli eÄŸitim, bilgileri, öÄŸretim formasyon ve yetenekleri, denetlenebilirlik ve genel bilgi disiplini ve koordinasyon konularında çok verimli olmayacağını sandığımız mahalle imamları yerine, ciddi bir programla müfredatı yapılabilen, denetlenebilir ve bilimsel disiplin içerisinde, pozitif alanlarla da desteklenecek, eÄŸitim formasyonunu almış bulunan, Milli EÄŸitim Bakanlığı öÄŸretmenleri kanalı ve insiyatifiyle saÄŸlanırsa, daha verimli, daha donanımlı ve çaÄŸdaÅŸ anlayışlara daha uygun olacaktır. Bu hem Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun gereÄŸidir ve hem de merhum Atatürk’ün ÅŸu buyruÄŸunun yerine getirilmesidir:
  “ Kendisine tabi olmakla tatminkar ve bahtiyar olduÄŸumuz Ä°slam Dini’nin, asırlardan beri eÄŸilimli olduÄŸu gibi, bir siyaset aracı olmaktan tenzih edilip, bunun üzerine yükseltmenin en gerekli bir gerçek olduÄŸunu görüyoruz.”(1)
   “ Bizim dinimiz, akla ve fenne en uygun ve en tabii bir dindir.
Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuÅŸtur. Bir dinin tabii olması için, akla, fenne bilime ve mantığa uyması gerekir. Bizim dinimiz bütünüyle bunlara uygundur.
Dinimizin felsefi hakikatlerini inceleyerek anlayacak, öÄŸrenecek, ilim ve fennine sahip olacak, seçkin ve hakiki yüce bilginleri yetiÅŸtirecek KURUMLARA SAHÄ°P OLMALIYIZ.
 
   HER FERT, DÄ°NÄ°NÄ°, DÄ°YANETÄ°NÄ°, Ä°MANINI ÖÄžRENMEK Ä°ÇÄ°N BÄ°R YERE MUHTAÇTIR. O R A S I  D A  O K U L D U R.” (2)   
   Yapılan deÄŸiÅŸikliklere göre, ortaöÄŸretim çağındaki çocuklarımız, okullarımızda, bütün dinler dahil olmak üzere, ülkemizin, sözüm ona %99’unu oluÅŸturduÄŸu söylenen ( ki, biz buna inanmıyoruz) insanlarının dini olan Ä°slam diniyle ilgili olarak, temel bilgileri, (bu arada bu dinin temel kaynağı Kur’an-ı Kerim hakkındakileri de) okullarımızda öÄŸrenecekler. Bu konularla 50 yıla yakın bir süredir ilgilenen bir eÄŸitimci olarak, açıkça ifade etmek istiyorum ki, bu proje çok doÄŸru, olumlu bir proje olup, aslında tarihimizi kökenlerimizi, edebiyatımızı, san’atımızı, bilimsel geliÅŸim sürecimizi, yabancı devletlerle ilgili ecdadımızın yaptığı bilimsel araÅŸtırma ve incelemeleri vs. öÄŸrenmemiz ve araÅŸtırmamız bakımından, Osmanlıca’nın da zorunlu dersler arasında okutulmasının (ki, burada SaygıdeÄŸer Zülfü Livaneli’nin, bir makalesinde konuyu detaylı olarak deÄŸerlendirdikten sonra, bitiÅŸ paragrafında yazdığı,“ÅŸimdi ben kendi hayatımı yeniden biçimlendirmek amacıyla, bu yaÅŸtan sonra, Osmanlıca’yı daha iyi öÄŸrenmek istiyorum. Çünkü Batı dilleriyle karşılanamayacak ve bu ülkenin ruhuna kılcal damarlara kadar nüfuz edebilecek sezgiler, ancak bu kelimeler aracılığıyla saÄŸlanabiliyor. Elbette bir de eski metinler sorunu vardır. KENDÄ° ÜLKESÄ°NÄ°N YÜZ YIL ÖNCEKÄ° METÄ°NLERÄ°NÄ° OKUYAMAYAN BÄ°R AYDIN KUÅžAÄžININ, AYAÄžINI YERE NE KADAR SAÄžLAM BASTIÄžI, TARTIÅžMA GÖTÜRÜR. Siyaset ayrı konu ama, kültür bakımından ne tam batılı, ne tam doÄŸulu, ne tam Akdenizli olmak, yani ortalarda yuvarlanıp durmak, yormadı mı daha?” (3) cümlelerini burada tekrar etmekte fayda buluyoruz ki, hiçbir siyasal ya da ideolojik kaygı taşımaksızın yapılan, yalın bir gerçeÄŸin ifadesidir, bu.) çok yararlı olacağını düÅŸünüyoruz, bilimsel açıdan. Yabancı devlet uzmanlarının rahat rahat girip okuyabildikleri kendi arÅŸivlerimizi, bizler maalesef hiç okuyamadığımızdan, ne gibi bilimsel araÅŸtırmalar, deneyler ve ne gibi tarihi vakıalar oluÅŸmuÅŸ, incelemeye dayalı bilgimiz olmadığından, yakın tarihimizde buna bir de ecdad düÅŸmanlığı ve yabancı hayranlığı eklendikte, cehaletimizi gidermek için, Galile’nin tezlerine, Hammer’in tarihi’ne muhtaç hale gelmiÅŸ olduk.

   Artık geride kalması gereken bu süreçten çıkıp, kendimize olan güveni tazeleyerek, yeni ve uluslar arası kabul görmüÅŸ temel kriterlere göre, bilimsel temelli araÅŸtırmalar ve çalışmalar yapma zamanımız çoktan gelip geçmektedir.
   Birbirimizi körolası siyasal kaprisler ve çıkarlarla, sanki yok edilmesi gerekli bir düÅŸman gibi yıpratma faaliyetlerini bırakıp, ülkemiz ve insanlarımızın, uluslar arası arenada gelinen ÅŸu noktada, daha güzel, daha müreffeh ve daha mutlu yaÅŸatılabilmesi, geleceÄŸe saÄŸlıklı nesiller ve imkanlar bırakılabilmesi için, neler yapılabileceÄŸini, hep birlikte (hem iktidar ve hem de muhalefet partilerinedir, bu ikazımız) düÅŸünüp deÄŸerlendirelim ve teÅŸvik ve destekle uygulamaya koyalım. Bu bizim, entelektüel, demokratik ve sosyo-hukuk yapımızın geliÅŸmesinin ve olgunlaÅŸmasının da bir iÅŸareti olacağı gibi, ulusumuzun da yıllardır topyekun istediÄŸi bir özlemdir. Uluslar arası saygınlığa ulaÅŸmamızın bir zorunlu ÅŸartıdır. Her gün birbirinin boÄŸazına sarılan, birbirini tökezletmeye çalışan bu adi siyasal tavırlardan, artık hepimiz vaz geçmeliyiz.

   Yeri gelmiÅŸken, SaygıdeÄŸer Milli EÄŸitim Bakanımıza Merhum Atatürk’ün birkaç sözünü de burada hatırlatmak istiyoruz:
   “ Türk Milleti daha dindar olmalıdır. Yani bütün sadeliÄŸi ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum. Zira ÅŸuura muhalif, ilerlemeye mani hiçbir ÅŸey ihtiva etmiyor.” (4)
   “ Bir Milli EÄŸitim Programından bahsederken, milli karakter ve tarihimizle mütenasip bir kültür kast ediyoruz.”(5)
    “ Toplumsal ve ahlaki ilgileri kesilmiÅŸ durumda olan bu gibi gençler için kumar, dans, rakı, fuhuÅŸ, para…Ä°ÅŸte Milli EgemenliÄŸin, iÅŸte toplumun anlamı onlar için bundan ibarettir. Bu gibi gençleri çöküÅŸten bir an önce kurtarmak ve gençliÄŸi mutlaka mefkureci ve memleketle ilgili olarak yetiÅŸtirmek, herkesin, hepimizin, her devlet adamının baÅŸta gelen görevidir.”(6)
   “ Bu millet, hakiki eÄŸilimine zıt düÅŸünceye sapanlara iltifat etmemektedir. Bununla bugün çok övünüyorum…
   Yapılan iÅŸlerde halkın eÄŸilimlerini dikkatte tutmalıyız. Halka karşı gitmemeliyiz.” (7)
   “ Efendiler!...Sırası gelmiÅŸken aziz milletime ÅŸunu tavsiye ederim ki, baÄŸrında yetiÅŸtirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın.” (8)
   “ YetiÅŸecek çocuklarımıza ve gençlerimize, tahsilin hududu ne olursa olsun, her ÅŸeyden evvel, Türkiye’nin istiklaline, kendi benliÄŸine, milli geleneklerine, düÅŸman olan unsurlarla, mücadele etmek lüzumu öÄŸretilmelidir. Milletlerarası vaz’iyyete göre, böyle bir savaşın gerektirdiÄŸi ruhi unsurlarla mücehhez olmayan fertlere ve bu fertlerden mürekkep toplumlara hayat ve istiklal yoktur.” (9)
   “ Asırlardan beri düÅŸmanlarımız, Avrupa milletleri arasında, Türklere karşı kin ve husumet fikirleri telkin etmiÅŸlerdir. Batı düÅŸüncesine yerleÅŸmiÅŸ olan bu fikirler, hususi bir zihniyet meydana getirmiÅŸtir. Bu zihniyet halen, her ÅŸeye, bütün olaylara raÄŸmen mevcuttur.
Avrupa’da hala Türk’ün her türlü geliÅŸmeye hasım bir adam olduÄŸu, manen ve fikren geliÅŸmeye müsait olmayan bir adam olduÄŸu sanılmaktadır. Bu büyük bir hatadır.” (10)
   “ ArkadaÅŸlar!... Muvaffak olmak için, aydın sınıfla halkın zihniyet ve hedefi arasında tabii bir intibak olmalıdır. Yani aydının halka telkin edeceÄŸi fikirler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır. Halbuki bizde böyle mi olmuÅŸtur?... O aydınların telkinleri, milletin ruh derinliklerinden alınmış fikirler midir?... Åžüphesiz hayır!...Aydınlarımız içinde çok iyi düÅŸünenler vardır.Fakat genellikle ÅŸu hatamız da vardır ki, inceleme ve araÅŸtırmalarımıza zemin olarak, çoÄŸunlukla kendi memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi an’anelerimizi, kendi özelliklerimizi ve inançlarımızı ALMAYIZ.
   Münevverlerimiz belki bütün cihanı, bütün diÄŸer milletleri tanır, lakin kendimizi BÄ°LMEYÄ°Z.” (11)
   “ Tarihimizi inceleyiniz… Türk’ün çektiÄŸi bütün felaketler, maruz kaldığı tehlikeler, ve musibetler, hep kendi öz benliÄŸini, milli varlığını ihmal ederek, nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri, kendisine reis tanıyarak, onların ÅŸuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düÅŸmüÅŸ olmasındandır.” (12)
   Atatürk’ün, adeta bize talimat olarak verdiÄŸi ve yukarda özet halinde kendinden aktardığımız ve fakat yıllardır ihmal edilen bu çok önemli hayati konularımızı, SaygıdeÄŸer Bakanımıza arzla, ideolojik ve siyasal karmaÅŸalarla yıllardır ihmal edilen bu konularda ciddi ve yürekli bir deÄŸerlendirme yaparak, Merhum Atatürk’ün yukardaki talimat ve tavsiyeleri ışığında, yeni ve ciddi ders programlarına imza atması ve Atatürk’ü gerçekten seven aydınlarımızın da, bu kapsamlı programlara, iÅŸ’arlarıyla, yol göstermeleriyle ve yapıcı tenkitleriyle, destek olmaları temennilerimizi sunuyoruz.
                                                                                                                      Saygılarımızla. 11.01.2013 
                                                                                                                     Mehmet YAMAN
                                                                                                                     (*) AraÅŸtırmacı-Hukukçu


  DÄ°PNOTLAR   :       1 – Söylev ve Demeçler, cilt:2-Atatürk’ten DüÅŸünceler. Prof.E.Z.Karal,sh:74   2 – Atatürk. Din ve Laiklik Üzerine. DoÄŸu Perinçek, sh:54-55   3 – 13.06.1994 tarihli Sabah gazetesi.   4 – Atatürk’ten DüÅŸünceler. Prof. E. Z. Karal, sh:70-Atatürk. Türk GençliÄŸinin El Kitabı, sh:64-Atatürk’ün Kur’an         Kültürü. Abdurrahman KasapoÄŸlu, sh:339   5 – Atatürk. Türk GençliÄŸinin El Kitabı. BaÅŸbakanlık yayınları, sh:80   6 – Kılıç Ali’nin Anıları. Hulusi Turgut, sh:581   7 – Atatürk’ün Fikir ve DüÅŸünceleri. Prof. Utkan Kocatürk, sh:94,201   8 – Nutuk.Kum Saati Yayınları, sh:472   9 – Atatürk.Türk GençliÄŸinin El Kitabı. BaÅŸbakanlık Yayınları, sh:68 10 – Atatürk’ten DüÅŸünceler. Prof. E. Z. Karal, sh:147-Alternatif Bir Bakışla Atatürk. Mehmet Yaman, sh:199 11 – Söylev ve Demeçler, C:2-Atatürk’ten DüÅŸünceler. Prof. Utkan Kocatürk, sh:166 12 – Kılı Ali’nin Anıları. Hulusi Turgut, sh: 553

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 15-01-2013 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111634488 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net