20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow KARADENÄ°ZDE TEHLÄ°KELÄ° OYUN
KARADENİZDE TEHLİKELİ OYUN PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 2
KötüÇok iyi 
Yazar Raci DURCAN   
04-01-2013
                  
 KARADENÄ°ZDE TEHLÄ°KELÄ° OYUN

                                                          Raci DURCAN
  Karadeniz daÄŸlarından akıp bölgeyi, dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak güzelliklerle donatan derelerin, ırmakların önünü kesecek bir icraatı baÅŸlatmak ÅŸimdiki hükümete kısmet(!) oldu.

  Hidroelektrik santrallerinden bahsediyorum. DaÄŸlardan özgürce akıp bin bir nebatata hayat verip cennete çeviren su, ÅŸimdi dizginlenip; tünellerle yer altına alınıyor.  
   
   Karadenizliler toprakların âşık insanlar olarak bilinirler. Herhangi bir nedenle ayrılıp göçmüÅŸ olsalar bile, belirli aralıklarla doÄŸdukları yerleri ziyaretlerinin bir nedeni de çevrenin doyumsuz güzelliÄŸi olsa gerek. Ne yazık ki yapılmak istenen hidroelektrik santrallarla bölgenin yapısı deÄŸiÅŸecek, bozulacak. Bölge halkının bundan etkileneceÄŸi çok açıktır. Åžimdiden birçok dernek kurmuÅŸ ve her platformda mücadeleye baÅŸlamışlar. Bazı santralların yapımı mahkeme kararıyla durdurulmuÅŸ.

   Peki neden? Neden bir zamanlar bir derenin üzerine basit bir çark atıp elektrik üretmeye kalkıştığınızda devlet müdahale ediyor ve engelliyordu? Åžimdi ise aksine teÅŸvik etmektedir? Hiç kimseye zarar vermeyecek yatırımlara dahi izin vermeyen devlet ne oldu da on binlerce insanın yararlandığı dereleri yer altına indirip bölge susuz bırakma kararı almıştır? Ülkemizin enerji ihtiyacının artması tek başına böyle bir sorunun cevabı olabilir mi?

  Yılbaşı gecesi Ä°z TV. de, Karadeniz’de projelendirilen Hidroelektrik santrallara dair bir program seyrettim. Belgeselden sonra Almanya’da yaÅŸamış Trabzon doÄŸumlu bir arkadaşımın başından geçenleri hatırladım. Almanya’daki Karadenizliler arasında sevilen bir kiÅŸi olarak, Alman Paul adlı bir kiÅŸi tarafından kendisine farklı bir misyon yüklenmek istendiÄŸini fark etmiÅŸ. Bir zamanlar gündemde olan Rum Pontus devletini, Karadeniz’de canlandırma çabalarının içine çekilmek istendiÄŸini hissetmiÅŸ. Buradan olumlu cevap alamayınca baÅŸka birilerine el atmak için Karadeniz’e birkaç seyahat yapmış. Muhtemelen Türk istihbaratı tarafından deÅŸifre edilmiÅŸ olmalı ki bir seferinde kaçırılıp silahla tehdit edilmiÅŸ. Ondan sonra bu seyahatlerden vaz geçmiÅŸ. 12 Eylül döneminde, sol hareket içinde bir Karadenizliler grubu oluÅŸturulma çalışması göze çarpıyordu. GüneydoÄŸuda artan terör, zaman zaman Karadeniz’e açılma çabası içinde olmuÅŸtur. Fakat hiçbir zaman tutunamadılar. Karadeniz insanı kendini hiçbir zaman azınlık psikolojisi içinde tutmadı. Fakat dünyada bölgeler arasında ayrılık rüzgârı estirmeyi ilke haline getiren ÅŸebeke pes etmiyor. Son hidroelektrik santral projeleriyle istedikleri fırsatı yakalamış olabilirler.

   GüneydoÄŸu’daki terör olaylarının baÅŸ sebebi Diyarbakır hapishanesinde, 12 eylül döneminde yapılmış iÅŸkencelerdir. Burada yapılan akıl almaz haksızlık, bölgede büyük tepkiye neden olmuÅŸ ve ülkemizi belki 50 yıl geriye götürmüÅŸtür. Karadeniz’de Hidroelektrik santrallerin kurulmasının yol açacağı tahribat, büyük bir haksızlık olarak halkın hafızasına kazınmayacağını kimse temin edemez. Haksızlık aÅŸikar ve ortadır. Halkın binlerce yıldır kullanmakta olduÄŸu su, bir takım ÅŸirketlere kazanç kaynağı yapılmaktadır. Zaten iÅŸsizliÄŸin kol gezdiÄŸi ve sürekli göç veren bölge daha da insansızlaÅŸacaktır. Böyle bir haksızlığa yol açanlar, bölgeyi Türkiye’den ayıracak bir ateÅŸin içine atmış oluyorlar.

  Hükümet, Karadeniz’deki hidroelektrik santral iÅŸine ekonomik gözle deÄŸil; siyasi açıdan bakmayı bilmeli, muhtemelen bürokratların kurduÄŸu tuzaÄŸa düÅŸmemelidir. Ülkemizi deÄŸil; dünyayı kucaklama çabası içinde olduÄŸunu gördüÄŸümüz bu iktidarın böylesi büyük bir haksızlığa imza atmış olması, en azından gaflettir.

Yorum
karşıt bir soru!..
Yazar Sanih açık 2013-01-06 08:27:25
Denilebilir ki: "Bu mantıkla Atatürk barajını da ve bütün barajları da kapatmak gerekir. Yoksa Güneydoğu ve orta Anadolu toprakları Karadeniz toprakları kadar değerli değil mi?"
Ä°STÄ°HDAM
Yazar oğuzhan açık 2013-01-06 21:57:02
Raci abi şöyle bir durumda var.Bu barajların yapıldığı yörelerde nüfus oranı neredeyse Türkiye'nin en seyrek nüfusuna sahip bölgeleri.Hem enerji ihtiyacı anlamında hem de buralarda iş istihdamı ve nüfus oluşturulması anlamında gerekli diye düşünüyorum.Sert yamaçlar ve dağlık arzi baraj yapımına çok uygun.in cin top oynuyor buralarda...
Su akar güldür güldür
Yazar semazen açık 2013-01-06 23:43:24
Gel de yar beni güldür
Yazar Fahri açık 2013-01-07 02:56:25
Raci Bey, 
Bu HES ler bana Osmanlının son dönemlerini hatırlatıyor. Hani demiryollarının karşılığında, hattın her iki yanındaki 20 km alanda verdiÄŸimiz maden imtiyazlarını… 
Ben, prensipte hidroelektrik santrallerine taraftarım. Ekolojik dengeyi bozdukları, tarihi dokuyu yok ettikleri gibi mazeretlere de hiç itibar etmiyorum. DoÄŸa kendi dengesini kuruyor, yepyeni bir güzellik oluÅŸturuyor, nihayetinde. Ama bu HES ler baÅŸka bir sinsi proje.. 
 
20-30 yıl önce, tatile çıktığımızda nevzuhur PET ÅŸiÅŸe suyunu görür ve akıl erdiremezdik. 
Kim para verirdi de alırdı ki onları..! 
Ancak, bizim gibi gerikalmış ülkelere gelen turistleri, sularına foseptik karışıyor diye korkutarak satabilirlerdi. Alıcısı ancak onlar olabilirdi.!! 
Bizler, çeÅŸmelerimizden akan suyu içebiliyor, hele tatile çıktığımızda yol boyu sebil mis gibi kaynak sularından, yine hayrat çeÅŸmelerden kana kana içebiliyorduk suyu..  
Kim para verirdi ki ALLAH’IN SUYUNA.. 
Åžimdi ise.. 

Bizler, ‘’dünyanın son kalan gomonist ülkesinde’’ böyle düşünürken, Latin Amerika köylüleri HES lerin su toplama havzasına düşen yaÄŸmur sularını topladıkları için mahkemelik oluyor, sokaklara düşüyorlardı. -mış..! 
Bizde ne oluyor sorusunun pek çok cevabı, 20 yıl önce Güney Amerika da ne olduysa o, itimat ediniz ve bakınız, araÅŸtırınız mümkünse.! 

Deli Dumrul haracı gibi, yollara-köprülere tonla para ödüyoruz, Allah’ın suyuna da. Merak ediyorum, bu vahÅŸiler ne zaman soluduÄŸumuz havayı da paketleyip, metalaÅŸtıracaklar..! 

HES lerin, devlete baÄŸlı Karadeniz Ahalisini, çatışmalı hale getireceÄŸi vurgunuz ise, gerçekten dikkate deÄŸer..! Hele, su savaÅŸlarının beklendiÄŸi önümüzdeki on yılları da buna eklediÄŸinizde, nasıl tablo hayal etmemiz gerektiÄŸi ise, ancak komplo teorilerine malzeme olabilir kanaatindeyim.  

Unutmadan, birde taraf olduÄŸumuz,‘’sınır aÅŸan suların uluslar arası yönetimi anlaÅŸması’’ var..  
Konuyu bu sayfalara taşıdığınız için yürekten teÅŸekkürler.!  
Yazar girisim açık 2013-01-08 10:56:06
Atatürk barajı ile Karadenizde yapılan santrallar arasında teknik fark var. Atatürk barajı yer üstündeki su mikatrını artırıyor, göl alanı çoÄŸalıyor çünkü. Karadenizde ise su belirli bir hat boyunca borulara alınıp iletiiyor. Yani su kayboluyor. Su kaybolunca ona baÄŸlı bitki örtüsü ve hayvan çeÅŸitliliÄŸinin azalacağı ortadadır. 
Bölgede az insan yaÅŸaması bilmiyorum böyle bir ÅŸeye gerekçe kılar mı? SaÄŸladığı faydaya deÄŸmez gibi geliyor bana. Dünyanın hiç bir yerinde görülmeyecek güzelliÄŸi yok etmeye deÄŸmez. Zaten yakında enerji bollÅŸacak. Hatta bedava olacak eÄŸer toplumla bağımsızlığını kazanırsa. Enerjinin paralı olması, Ä°ngiliz siyasi imparatorluÄŸunun bir oyunudur. 
Raci D.
ÇOK HATALI İŞLER YAPMADIK MI?
Yazar peyami açık 2013-01-09 23:31:52
Karadenizde dağlardan gelen akarsuların debisi büyük olmasa da ivmesi yüksek ve akıcılığı sürekli. Dev türbinleri döndürmek için çok yüksekten yüksek debili suyun basınçla inmesi gerekli. Akarsular boyunca yapılacak küçük ölçekli çok sayıda barajın ve nispeten küçük çok sayıda türbinin daha işlevsel olması beklenir diye düşünüyorum. Ama ülkemizde gözün körü körüne Bolu Dağından otoyol geçiren ve ısmarlama iş yaratan zihniyetin eserlerini görünce inşallah Karadenize yapılacak barajlarda aklın ve bilimin gereği uygulanır diye dua ediyorum.
Yazar Fahri açık 2013-01-12 05:26:19
Evimizin içine kadar getirilen, temiz içilebilir veya kullanılabilir suya –makul bir miktar- bedel ödememiz anlaşılabilir. 
Peki, ÅŸehrin merkezlerinde, niye bir tane bile çeÅŸme kalmamıştır..? Ha, istemeyen, ÅŸiÅŸelenmiÅŸ pet su alsın.? Serbest rekabet veya seçme özgürlüğü böyle temin olunmaz mı.? 
Yeni yapılan yol kenarlarına, niye artık çeÅŸme yapılmaz.?  
Son yıllarda, bölgesinde ÅŸiÅŸeleme tesisi açılmış köylerimizin çeÅŸmeleri kurumuÅŸtur.! 10-15 metrede kuyu suyu bulmak artık imkansızdır. 140-160 lerden ancak netice alınabilmektedir, o da artık ruhsatlı. Yani cebinizden tonla, kendi paranızla sondaj vurduracak, hemde buradan kullanacağınız suya para ödeyeceÄŸiniz, garabet bir zorunluluktur bu..! 

Allah’ın suyunu, çeÅŸmelerimizi, kuyularımızı kaybettik.. 
Åžimdi akarsularımızı kaybediyoruz.! 

Mevcut hidroelektrik santrallerimiz ortalama yüzde 22 verimlilikle çalışır-çalıştırılırken, elektriÄŸimizin yüzde 45 ini ithal doÄŸalgaz çevrim santrallerinden saÄŸlarken, yeni yeni ithal kömürle çalışan termik santraller kurulurken, nükleer masada iken, bu bir akarsu üzerine ardı ardına sıralanmış ve borularla hapsedilmiÅŸ küçük küçük HES leri sadece elektrik temini için masumane rasyonel teknik hesaplar muhtevasında deÄŸerlendirmek, ya fazla iyiniyetli veya biraz safdil olmaktır kanısındayım. 
Unutulmaması gereken, her baraj su toplama havzasıyla bütündür. Mütemmim cüzidir. 
Ä°ki, birinin bitip diÄŸerinin sınırının baÅŸladığı Hes lerle, akarsularımız, ırmaklarımız havzalarıyla birlikte ‘özel ve yasak bölge’ haline gelmektedir.  
Aklımda yanlış kalmadı ise, büyük akarsularımız üzerine özel sektörce yapılacak, ruhsat alınmış, baÅŸlanmış HES lerin sayısı 1600 dür. 

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 04-01-2013 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111411783 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net