"...ya, bu İslam ne kadar kolay bir
din.!"
Fahri YURTSEVER Ünlü bir gazeteci-televizyoncumuz, meramını
anlatabilmek için, bir Hristiyan arkadaşının Müslüman oluÅŸunun hikayesini
anlatıyor. "Kelime-i Şahadet getir olursun" demiş. İtiraz gelmiş ve camide,
imamın huzurunda yapmak, onay almak istemiÅŸ müstakbel müslim. Camiye
gitmiÅŸler. Hoca, kelimei ÅŸahadet getirmesini istemiÅŸ, icabet etmiÅŸ, "tamam bu
kadar, artık sen Müslüman oldun, hayırlı olsun" demiÅŸ. Bunun üzerine yeni
müslim, "ya, bu İslam nekadar kolay bir din.!" ÅŸeklinde, hayretini dile
getirmiÅŸ..
Gerçektende, bilindiÄŸi üzere İslam dini, pek çok inanışa göre kolay ve
kolaylaştırıcıdır. Ama mevzuu bu noktada bitmemeli.!
İslam din olarak kolay, yalındır, hiç bir iÅŸi zora sokmaz, cevapsız
bırakmaz. Evet, kelimei şahadet getirmekle bu dinin dairesine gireriz, ancak
Müslümanlık bu kadarcık tarife sığmamalı, yetinilmemeli. Çünkü, bilakis, asıl
zorluk bundan sonra baÅŸlar.
Kelime-i Åžahadet getirmekle, bir nevi
Allah ile aramızda ikili-sözlü bir akit yapmış, ben bundan sonra "senin"
kurallarına -Kuranı Kerim'e- uyacağım sözü vermiÅŸ oluruz. VerdiÄŸimiz söz
nedir.? Neleri içerir ve bu sözü niçin, ne karşılığı veririz.? Sözümüzde ne
kadar samimiyiz.?
Bir Müslüman, herÅŸeyden önce doÄŸru dürüst bir insan olmak
durumundadır. Kendine karşı dürüst olmak zorundadır. İnancında, itikatında,
ibadetinde, her an, her durumda içtenlik-samimiyet, dürüstlük gerektirir.
Ahirette hesap göreceÄŸi, ancak o gün "ödüllendirileceÄŸi" rabbine karşı her
an, her iÅŸinde dürüst olması mutlaktır. İlk ÅŸart budur.Ve izaha gerek yok,
bu ÅŸartların en zor olanıdır. Bir düÅŸününüz, mükafat alacağınız zaman-mekan,
öbür dünyadır, ta kıyamet günü Allah katıdır. Bu dünyada, iyi bir Müslüman
olduÄŸunuz için kimse sizi alkışlayamayacak ve bir ödül veremeyecektir.
Riyadan, gösteriÅŸ için ibadetten men edilmiÅŸsinizdir. Kimseyi incitmeyecek,
kurda kuÅŸa, karıncaya, ota dahi luzümsüz yere zarar veremeyeceÄŸiniz gibi,
onlarında hakkını teslim edecek, ayıracaksanız. Kötülükten, heva hevesten
sakınacak, daima "hayırlı amel işleyeceksiniz." Miskin olmayacak, başkasının
hakkını yemeyecek, namusuna uzanmayacaksınız. Çalışkan ve üretken, iyi bir
insan, adam gibi adam olacaksınız.
Bütün bu "zorluklara" Allah rızası için katlanacak ve derdinizi sadece
O'nunla, sessizce paylaÅŸabileceksiniz. Ve O size, gönül gözünüz yoluyla cevap
verecek. Bundan daha büyük bir müÅŸkülü tahmin eden beri gelsin.
|
Yazar girisim açık 2013-01-04 18:12:58 Fahri bey iyi bir noktaya temas etmişsiniz. Müslüman olmak kolay tabiiki ama islam, müslüman olmakla bitmiyor. Amaç müttaki yani Allah'tan onu görüyormuşcasına korkan, kamil insanlar yetiştirmektir. Günümüzde maalesef sadece müslüman olmanın tüm problemi çözdüğünü düşünen bir zihniyet hakim. Dil ile söyleyip kalben inadığınız zaman kimse size müslüman değilsiniz diyemez. Ancak yakinen bilmek için mesafe katedmek gerekir. Takdir edilmesi gerekenler de onlardır. Günümüzde siyasal islamcılık revaçta olduğu için, siyasi olarak İslam'ı tercih eden herkesi aynı kefeye koyan bir anlayış var. | Yazar Fahri açık 2013-01-07 03:01:39 Yorum yazma nezaketiniz için teşekkür ederim. Ben aşağıdaki, konuya uygun bir fıkrayla, fıkara gibi, cevap vermiş olayım. * DEVRİM BÖYLE OLUR! Humeyni Devrimi'nin ülkede yeni bir hayatı başlattığı yıllarda İran'da bir aileye soruluyor: - Devrim hayatınızda neyi değiştirdi? Aile reisi yanıtlıyor: - Eskiden dışarıda içer, evde ibadet ederdik, şimdi evde içiyor, dışarıda ibadet ediyoruz...
| Bu Bir İman Manifestosudur. Yazar peyami açık 2013-01-09 23:05:20 Sayın yazarı bu iman manifestosundan ötürü kutluyoruz. Ayrıca 2. yorumda İran'daki menfi deÄŸiÅŸim ironik biçimde çok güzel açıklanmış. Din kisvesi altında malı götüren dünyacı mollaların eseri baÅŸka türlü olabilir miydi? | Yazar Fahri açık 2013-01-13 03:08:06 DUANIN GÜCÜ mü.! Küçük kasabanın birinde, bir kilisenin tam karşısında arazisi olan adam, bir gece kulübü açmaya karar vermiÅŸ ve inÅŸaata baÅŸlamış. Rahip ve cemaati buna ÅŸiddetle karşı çıkmışlar. Ancak, mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iÅŸ yeri açacağına dair yasal engel yokmuÅŸ, engelleyememiÅŸler. Tüm cemaatin tek yapabildiÄŸi ÅŸey, rahibin öncülüğünde bu gece kulübü için her pazar beddua etmekten öteye pek geçememiÅŸ. İnÅŸaat ilerlemiÅŸ ve açılış gününe denk gelen Pazar ayininden hemen sonra, nasılsa ÅŸiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu gece kulübü yerle bir olmuÅŸ. Kilisenin rahip ve cemaati, sevinçle bu ‘kutsal’ olaydan duydukları büyük memnuniyeti yüksek sesle ve alenen göstermekten, dillendirmekten, laf çarpmaktan kaçınmamışlar. Gece kulübü açacak kiÅŸi, rahip ve cemaatin direkt veya endirekt olarak bu hasardan ve zararından sorumlu oldukları iddiası ile, kiliseye karşı yüklü bir tazminat davası açmış. Rahip ve cemaati, polis ve savcılığa verdikleri ifadelerinde, bu konuda herhangi bir ÅŸekilde sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı cihetiyle, suçlamayı ÅŸiddetle redetmiÅŸler. Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiÅŸ olabileceÄŸi iddiasını kabul etmemiÅŸler. Savcılıkça, gerekli belgeler tamamlanıp, dosya tamamlanmış, ön mahkemeye hakim karşısına çıkarılmışlar. Hakim dosyayı dikkatle incelemiÅŸ ve taraflara dönüp: - Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceÄŸimi inanın bilemiyorum. Çünkü, dosyadaki tutanaklara bakarsak, ortada oldukça tuhaf bir durum var. 1-Davacı taraf, duanın gücüne kesinlikle inanan bir gece kulübü iÅŸletmecisi, 2-Davalı ise, duanın gücüne inanmakta tereddüt eden, hatta ret eden saygıdeÄŸer rahip ve cemaati...!
| sn.peyami'ye Yazar Fahri açık 2013-02-08 02:32:45 sevgili ve saygıdeğer insan, selami beyefendi aklıma geliyor benimse.. keşke, şahsi manifestom olabilseydi, herhal 'düşkün' sayılmalıyım.! :-) |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |