HurÅŸit PEKER
    14.12.2012 tarihinde Ä°lim Sanat ve Kültür DerneÄŸi’nin daveti üzerine Osmaniye Åžekip Ersoy Kültür Merkezinde, Erciyes Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Zeki Duman Hocamız “ Kur’an ve Hayat” konulu bir sunum yaptı. Kendisini ÅŸahsen ve eserlerinden tanıyanlar “DaÄŸların zirveleri eteklerinden izlenir” kabilinden konuÅŸmasını yakından dinleme fırsatı buldular. Salonu dolduran dinleyicilerin memnuniyetleri gözlerinden okunuyordu. Konferansın etkisi birkaç gün ayak üstü ve sohbet ortamlarında devam etti. Ayrıca Ä°lahiyat gibi dini eÄŸitim veren kurumda idareci olması, dinleyenlere nefes alacağı bir zeminin de olabileceÄŸi ümidini vermiÅŸ oldu.

     M. Zeki Hocamız Dernek BaÅŸkanının “Dünyada en çok okunan ancak en az anlaşılan kitap Kur’an-ı Kerim’dir” sözünü onaylayarak, (Hatırımda kaldığı ve anladığım kadarıyla) “Mümin için önemli olan Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve yaÅŸamaktır. Nasıl ki; cahil, vahÅŸi, acımasız, gaddar bir toplumu elinden tutarak kısa denebilecek bir sürede dünyanın üçte ikisine sesini duyurup insanlığa insanlığı, hak ve medeniyeti götürdü ise; bugün için de öyle olmasının önünde ne gibi engel olabilir ki?” diyerek konuÅŸmasını Hz. Ömer, Hz. Ali, Ä°mam Gazali ve Mevlana ‘dan örneklerle sürdürdü. Yaklaşık iki saat süren konuÅŸmasını sanki ,yayınlandığı tarihten itibaren her yıl yeniden baskısı yapılan “ Nüzulünden Günümüze Kur’an ve Müslümanlar” isimli eserini “araÅŸtırmacı bir bilim adamı” olarak özetledi. Åžöyle ki:

     ‘Kur’an’sız Müslüman ve Ä°slam Alemi’nin olamayacağını, ondan istifadenin, ancak onu anlayarak, okuyup öÄŸrendiÄŸini yaÅŸamakla mümkün olabileceÄŸini yine Kur’an vasıtası ile anlatmaya çalıştı. Kur’an’ı anlama ve yaÅŸama düÅŸüncesi olmadan sırf sevap kazanmak ve onu da ölülere göndermenin, ücret mukabili okunup sevabını satmanın; böylece Kur’an’ı bir ölüler kitabı ya da ticaret metaı haline getirmenin doÄŸru olmadığını; hayata müdahil olmayan Kur’an tilavetinin Müslümanlara rehber olamayacağını’, Ä°slam’ın temel kaynakları ile açıkladı.”

Kur’an’ı Kerim’in anlaşılarak okunması, daha ziyade Ä°lahiyat hocalarının ve oralardan diploma alanların üzerlerine düÅŸen bir sorumluluktur. Müslümanların az-çok destekleriyle ayakta kalan bu kurumlardan halkımız hiçbir dönemde ümidini kesmemiÅŸtir. “ Bir canlılık olacaksa yine buralardan olacaktır” inancını taşıdılar ve taşımaktadırlar... Ama ne var ki:

Camilerimizde görev alan hocalarımız ; Ä°mam- Hatip Liselerinden baÅŸlayıp yaklaşık onbeÅŸ yıl Ä°lahiyat eÄŸitim ve lisansı almasına raÄŸmen , üzerinde çalıştığı sahanın dilini öÄŸrenemedi. Camilerimizi tıklım tıklım dolduran Müslümanlar da, ne inancının dilini öÄŸrenebildi ne de inançları kendilerini… Anlayamadılar ki anlaşılsınlar.. Çok garip; Müslümanlar kendi mekanlarında yabancı, inancının dilini anlamıyorlar…Bırakın dilini hergün defalarca okuduÄŸu, dinlediÄŸi, zikrettiÄŸini de…

 Kendi elleriyle inÅŸa etmiÅŸ oldukları mescidlerin dilini anlamaz, duvarlardaki yazı ve levhaları bir turist gibi seyrederler… Bunlar sanki mesaj deÄŸil de seyirlik tablo; süs… Ne kendileri levhalara  ne de levhalar kendilerine gülümser…  Dininin dilini bilen Arap dünyasının durumları daha da acı… Ä°slam’a/dinine elini uzatmıyor ki tutsun kaldırsın. YaklaÅŸmıyor, altına sığınmıyor ki korunsunlar… Bu sorun Müslümanların dimağında kanayan bir yara… Böylesine bir anlayış ve yaÅŸayışın neticesinde Ä°slam Dünyasının ve camilerimizin hal-i pür melali gözler önünde... Cemaatimizin imamlardan, imamlarımızın cemaatimizden pek farkları yok gibi…

Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasını, anlayarak okunmasını saÄŸlayacak olan Ä°lahiyat Fakülteleri mi; dini eÄŸitim veren diÄŸer kurumlar mı; yoksa Ä°lahiyat profesörleri, akademisyen ve hocalar mı? Kimler?!!

Sözün özü:

Japonlar okullarında talebenin derslerinde bir zayıflık görüldüÄŸü takdirde talebeden ziyade öÄŸretmeni mesul tutarlarmış. Bizim Milli EÄŸitime benziyor biraz(cık). Japon müfredatı üzere camilerimizdeki cemaatimize bakarak imamlara not verilse, sanırım “ camilerden uzaklaÅŸtırma cezası” alırlar.

                                                   HURŞİT PEKER/2012