Haber: Mesneviler konusunda |
|
|
|
Yazar Necati ÇAVDAR
|
15-12-2012 |
PROF.DR. HÄ°CABÄ° KIRLANGIÇ "Mesneviler" konusunda bilgi verdi.
Necati ÇAVDAR SERVER VAKFI ÇARÅžAMBA SOHBETLERÄ°'nde konuÅŸan A.Ü.Dil Tarih CoÄŸrafya Fak.ÖÄŸrt.Üyesi PROF.DR. HÄ°CABÄ° KIRLANGIÇ, Türk edebiyatında bir tür olan "Mesneviler" konusunda bilgi verdi. Toplumumuzda sadece Mevlana'ya ait sanılan "Mesnevi" nin edebiyatımızda baÅŸlı başına bir tür olduÄŸunu söyleyen Prof. Hicabi Kırlangıç, "Mesnevi'yi sadece Mevlana yazmamıştır.. Genceli Niyazi’den günümüze bir çok edip yazmıştır..." dedi.
Kırlangıç, Mesneviler konusunda ÅŸöyle dedi: Mesnevi, herhangi bir hikâyenin ÅŸiirsel olarak yazımıdır. Edebiyatımızda bu türe Mesnevi deniyor. Ä°lk mesnevi yazan Genceli Niyazi'dir. Niyazi'den sonra bir çok ÅŸair mesnevi yazmıştır... Attar, Molla Cami.... Åžeyh Sadi Åžirazi. .. Mevlana bulardan tanınmış olanıdır. Åžeyh Sadi Åžirazi' nin Bostan isimli eseri mesnevi tarzında meydana getirilmiÅŸtir. Attar'ın altı, Molla Cami’nin yedi mesnevisi vardır. Niyazi’den sonra gelenler, hep Genceli Niyazi'yi taklit etmiÅŸlerdir. Aynı ÅŸair tarafından yazılmış beÅŸ mesneviye "Hamse" adı verilir.
Mesnevî ÅŸairlerinin bir kısmı Nizâmî'yi örnek alarak beÅŸ mesnevî yazıp "Hamse" (beÅŸ) meydana getirmiÅŸlerdir. Hamse'ye "Penç-genc" de denilmektedir...
Hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan ÅŸairleri: Ali Åžir Nevâi, TaÅŸlıcalı Yahya, Nev’i-zâde Atâi’dir. Atar, Mesnevî sayısını altıya çıkarıp "Sitte"(altı) yapanmış, Molla Cami’de yedi mesnevi yazmıştır..
Her konuda mesnevi yazılmıştır. Divan edebiyatında günümüz deki nalmaı ile roman ve hikâye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuÅŸlardır.
Günümüzde kimileri Necip Fazıl’ın …. Nazım Hikmet'in Ferhad ile Åžirin'i ve Sezai Karakoç'un Leyla ile Mecnun'u dolayısıyla mesnevi yazdığını ileri sürenler vardır.
Bu durum geçmiÅŸ kültürle baÄŸ kurma, köklere dönüÅŸ anlamında açıklanabilir. Fakat günümüz kimi ÅŸairlerinin eserlerini edebi olarak mesnevi diye nitelemeye yeterli deÄŸildir.
Ancak.. Edebiyatımız da son mesnevi yazarı, Mehmet Akiftir. Safahat baÅŸtan aÅŸağı mesnevidir. Elimiz de çok sayıda mesneviler vardır. Kimi ÅŸairler Türkçe ÅŸiir ÅŸeklinde tarih yazmışlardır. Bunlar içinde en meÅŸhurları, Selimname ve Süleymannameler'dir... Åžimdilerde tartışılan filmi yapanlar senaryo yazarken Süleymanname' den istifade etselerdi. Bu kadar yanlış yapmazlardı. Åžiir ÅŸeklinde tarih yazma geleneÄŸi Selçuklulardan beri vardır. Türkçe ÅŸiir sitilinde tarih yazanların bir kısmı da Ä°ranlı ÅŸairlerdir. Buna karşılık Mevlana , mesnevisini Farsça yazmıştır.. O dönem Mevlana’yı dinleyenler , mesneviyi okuyanlar Farsça biliyorlardı.. Mesnevi ÅŸeklinde yazılan ders kitapları da vardır. Dersi ahenkli bir ÅŸekilde öÄŸretmek için mesnevi tarzında eserler ortaya konmuÅŸtur. Bu gün mesneviler dâhil, birçok eseri okuyamıyoruz. Çevrilebilenlerde de çok yanlış oluyor. Türkçe o kadar mesnevi var ki.. Buların hangi birinin çevirisini yapacaksın? Åžöyle olmuÅŸ böyle olmuÅŸ, milletin yazısı deÄŸiÅŸmiÅŸ. Ancak bu gün dedelerinin yazısını anlayan insanlara ihtiyaç var. Latin harflerine çevirmekle olmuyor. Çok yanlış çevriliyor... En iyisi tıpkıbasım yaparak orijinal harfleri ile halka sunmaktır. Atalarının dedelerinin dilini anlayan nesiller yetiÅŸtirmeli. Batı deÄŸerleri ile yetiÅŸmiÅŸ insan anlamıyor.. Çift alfabe olmalı… Bundan sonra iki dilde okunması gerekiyor. Böylece gençler daha iyi anlar ve eserleri yeni alfabeye aktarmaktan kurtulur.Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriÅŸ yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
Son Güncelleme ( 15-12-2012 )
|