Goethe'nin Hz.Muhammed ÅŸiiri
haber7com Müslüman olup olmadığı hakkında çeÅŸitli spekülasyonlar bulunan Goethe'den Hz.Muhammed'e ÅŸiir.. Batı dünyasının gelmiÅŸ geçmiÅŸ en büyük edibi olarak kabul edilen ve Müslüman olup olmadığı hakkında çeÅŸitli spekülasyonlar bulunan Alman ÅŸair ve yazar Wolfgang von Goethe, ömrünün son yıllarında DoÄŸu medeniyetini ve Ä°slam'ı tanımak amacıyla çeÅŸitli çalışmalar yapmıştı.
Hz. MUHAMMED'E YOÄžUN BÄ°R SEMPATÄ° BESLEMÄ°ÅžTÄ° Goethe, öncelikle devrinde yazılmış olan DoÄŸu seyahatnameleri vasıtasıyla bu dünyayla iliÅŸki
kurmaya çalışmış, ardından da DoÄŸulu ÅŸairlerin ÅŸiirlerini, Kur'ân'ı ve Hz. Peygamber'in hayatını anlatan eserleri okumuÅŸtu. Ayrıca Hz. Peygamber hakkında da derin incelemeler yapmış ve bunun neticesinde Hz. Peygamber'e yoÄŸun bir sempati beslemiÅŸti. Bu sempati, Goethe'nin Ä°slam'ı kabul edip etmediÄŸi tartışmalarını da beraberinde getirmiÅŸti. Hz. MUHAMMED'E YAZI VE ŞİİR Kriter Dergisi'nde yer alan bir yazı, Goethe'nin Hz. Muhammed hakkında yazdığı yazıyı ve ÅŸiiri yeniden gündeme getirdi.
Ä°ÅŸte Almanca çevirisi Ercan Arslaner tarafından yapılan, Geothe'nin Hz. Muhammed'e yazdığı o yazı ve ÅŸiir..
"Hz. Muhammed
Hareket noktamız ÅŸiirden çıkarak tekrar ona gelmek olduÄŸu için, her ÅŸeyden önce yukarıda adını zikrettiÄŸimiz mümtaz ÅŸahıstan bahsetmek amacımıza uygun düÅŸer. O, bir ÅŸair deÄŸil peygamber olarak görevlendirildiÄŸini, hatta ona gelen ilahi kitap Kur'an'ın okuma veya eÄŸlence kitabi telakki edilmediÄŸini ısrarla vurgulamıştır.
Åžair ve peygamber farkını ÅŸöyle açıklayabiliriz:
Her ikisi de Allah'ın iradesiyle belirir. Åžair kendisine verilen yeteneÄŸi dünyacı zevk, ÅŸöhret ve her ÅŸeyden önce konforlu bir hayat uÄŸruna tüketir. O, çok yönlülüÄŸü bulmak, düÅŸünce yahut tasvirlerinde sınırsızlığa ulaÅŸmak için bütün diÄŸer amaçlarını terk eder. Peygamberin ise bir amacı vardır: O'na hizmette en sade araçlardan yararlanır. O herhangi bir sistemi bildirmek, belli ölçü etrafında yaratılmışları toplamak ister. O bunu dünyaya yaymakla görevlidir; bunun içinde sade olmaya mecburdur. Buna ters düÅŸen çok yönlülük inanmaya deÄŸil, anlamaya yöneliktir.
KUR'AN'IN BÜTÜN MUHTEVASI Az sözle çok anlamı ortaya koymak için Kur'an'ın bütün muhtevası Bakara suresinin baÅŸlangıcında ÅŸu ayetlerde belirtilir: ( Burada Bakara'nın ilk yedi ayeti veriliyor )
Kur'an surelerden meydana gelmiÅŸtir. Ä°man ve küfür, izzet ve zillet gibi birbirinin karşıtıdır. Cennet müminlerin, Cehennem inanmışların yeridir. Bizi bazen korkutan, bazen müjdeleyen, hayrete düÅŸüren, neticede ibadete çağıran bu fevkalade kitabın ana hatlarını, emir ve nehiyler, Yahudi ve Hıristiyanlarda da bulunan meÅŸhur kıssalar, Allah'ı yüceltmenin her çeÅŸidir, sık sık görülen sıfat ve zarf yinelemeleri teÅŸkil eder.
Bu kitabın her tarihçiye neden büyük bir araÅŸtırma görevi yüklediÄŸini bir önemli ÅŸahsın aÄŸzından dinleyelim:
KUR'AN'IN BÜYÜK GERÇEĞİ ÜZERÄ°NE KÄ°MSE HAYRET EDEMEZ Hz. Muhammed öncesi zaman cahiliye çağı adlandırılırsa ve hikmete dayalı Aydınlık Çağı'nın Ä°slam'la baÅŸladığı kabul edilirse Müslümanlara gücenilemez. Kur'an'ın üslubu onun muhteva ve amacına uygun olarak sert, azametli, korku verici, yer yer çok yücedir. Ayetlerdeki anlamlar birbirlerini açıklar. Kur'an'ın büyük gerçeÄŸi üzerine kimse hayret edemez. Neden bu kitap gerçek müminlerce yaratılmamış ve Allah gibi sonsuz kabul ediliyordu? Buna raÄŸmen önceki zamanların daha iyi edebiyat ve yazı türünü tanıyan bazı iÅŸlek kafalar ÅŸu iddiada hemfikirdiler: EÄŸer Allah'ın Hz. Muhammed yoluyla irade ve kanunlarını vahyetmesi O'na hoÅŸ gelmeseydi, Araplar tedricen kendiliklerinden bu aÅŸamaya, hatta daha yükseÄŸine çıkarlar ve bir arı dilde saf kavramlar geliÅŸtirirlerdi.
DiÄŸer aşırılar Hz. Muhammed'in dil ve edebiyatı telafi edilmez ÅŸekilde bozduÄŸunu öne sürüyorlardı. Bir diÄŸer ÅŸair ise Hz. Muhammed'in söylediklerinden daha iyisini söyleyeceÄŸini iddia etti. O bazı insanları kendisine inandırdı. PeygamberliÄŸe oynayan bu adama lakabı verilmiÅŸtir.
Kur'an'da daha önce yazılmış olan yerlerin ÅŸimdi mevcut olmadığını ileri süren bazı Ä°slamımsı kritikler görülmüÅŸtür. DiÄŸer bazı yerler birbiriyle ters düÅŸer gibi görünür yine aynı iddiaya göre. Bundan baÅŸka bu bakış sahipleri yazılı nakillerde de kaçınılmayan noksanlar olduÄŸunu ileri sürerler. Kur'an ününü eski nakillere, tanınmış soylara dayandıran bir milletin ihtiyaçlarına uygun ve tamamıyla pratik tedvin ediliÅŸ sebebiyle ebediyen en yüksek etkiye sahip kalacaktır.
Hz. Muhammed masalları bile yasaklamak suretiyle ÅŸiire karşı bir eÄŸilimdedir. OlaÄŸanla olaÄŸanüstü arasında gidip gelen ve gerçeÄŸi ihtimallere yer vermez biçimde öne süren bir romantik zeminde sallanan bu saray, sanki bir ipliÄŸe dizilmiÅŸ örneklercesine görülen ndakilerin benzerleri olarak Sasaniler zamanında olabildiÄŸinde çoÄŸalmıştır. Onun karakter özelliÄŸi geleneklere baÄŸlılık ve bundan dolayı insanı tekrar içine kapatmak deÄŸil, aksine kendi dışına, ÅŸartsız bağımsızlığa yöneltmektir. Buna göre Muhammed kendisine engel olanları etkilemek istiyordu. O, Tevrat'ın nakillerini ve Allah'a mutlak imana, deÄŸiÅŸmez itaate ve keza Ä°slam'a dayanan pederÅŸahi ailelerin önemli hayat hikayelerini menkıbelere çevirmeyi bilir. Bu menkıbeler ustaca detaylarla güven, itaat ve imanı içerir. Nuh, Ä°brahim, Yusuf kıssaları bu anlamda düÅŸünülür ve deÄŸerlendirilirse onun mucizelere deÄŸer verdiÄŸi anlaşılır.
GOETHE'NÄ°N Hz. MUHAMMED'E YAZDIÄžI ŞİİR Sevinç sevinç berrak Ve yıldız yıldız parlak Bir daÄŸ pınarı Üstünde beyaz bulutların Ve kuytusunda bir yeÅŸil yamacın Aziz ruhlar sallamış beÅŸiÄŸini Veda edip çocuk tazeliÄŸiyle bulutlara Raks eder gibi iner mermer kayalara Haykırır sevincini semalara DaÄŸ geçitlerinde Önüne katar renk renk çakılları Ve baÄŸrına basar kardeÅŸ pınarları Çiçeklenir ayak bastığı yerler Ve nefesiyle yeÅŸerir çimenler Yoldaşı olur ÅŸimdi ırmaklar Ovaları doldurur gümüÅŸ ışıklar Bir ses yükselir pınarlardan
"KardeÅŸ ayırma bizi koynundan, Bekliyor Yaratan. Yoksa bizi çölün kumları yutacak GüneÅŸ kanımızı kurutacak KardeÅŸ, Dağın ırmaklarını, ovanın ırmaklarını Hepimizi alıp koynuna EriÅŸtir bizi yüce Rabbına Ezelî Deryâ'nın yanına." Peki, der, daÄŸ pınarı Kendinde toplar bütün pınarları Ve haÅŸmetle kabarır göÄŸsü, kolları Ülkeler açılır uÄŸradığı yerlerde Yeni ÅŸehirler doÄŸar ayaklarının altında... Kulelerin alev zirvelerini Ve haÅŸmetli mermer saraylarını Bırakıp arkasında Yürür mukadder yolunda Dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak Ä°htiÅŸamının ÅŸahitleri Evlâtlarını Rabbine ulaÅŸtırarak Karışır Ä°lâhî ummana coÅŸarak!
http://www.haber7.com/edebiyat/haber/944566-goethenin-hzmuhammed-siiriSadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |