20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow SEN KENDÄ° TORUNLARINA BAK (MI?)
SEN KENDİ TORUNLARINA BAK (MI?) PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Erdem ÅžENTÃœRK   
04-09-2012
SEN KENDÄ° TORUNLARINA BAK (MI?)

                                        Erdem ÅžENTÜRK
Hayret, birileri hoş olmayan davranış ve yaşantılarından dolayı ikazla karşılaşınca "Sen kendi torunlarına bak" demişler.
Sade "miÅŸ" deÄŸil, iÅŸitiyoruzda. Bu ikazlara böyle tepki verilmesini çok yanlış ve anlamsız buluyorum.

Malum, insanlar konuÅŸurlar. KonuÅŸamamak arizidir. Allah(cc) yarattığı kullarına genelde konuÅŸabilme melekesini onun tabiatına ikame etmiÅŸtir. Büyük bir çoÄŸunluk böyle olmakla beraber, az da olsa bazı kullarına konuÅŸma yeteneÄŸini vermemiÅŸtir. Bazı kullarına iki ayak yerine bir, iki el
yerine bir el verdiÄŸi gibi; Ä°le ahir. Bunlar daima istisnadır. Bu nakısalar insanlar için bir sınavdır, denemedir. Sabreden çok ÅŸey kazanır elbet, isyan edense mutlaka kayberer. Biz burada, ağırlığı daha ziyade, konuÅŸabilme melekesi lütfedilmiÅŸ insanlar üzerine vereceÄŸiz:

KonuÅŸamamak bir sınav iken, elbet, konuÅŸabilmekte bir sınavdır ve öyle sanıyorum ki konuÅŸamamak kolay bir sınav, konuÅŸabilmek ise daha zor bir sınavdır. DoÄŸrusunu Rabbimiz bilir.

Ben düÅŸüncelerimi arz edeyim; KonuÅŸabilmek neden daha zor diye sorduÄŸumuzda ÅŸöyle bir cevap yerinde olur mu acaba? Malum, konuÅŸurken hak veya batıl kelam edilecektir. Ne kadar dikkatli davranırsak batıl asgariye inecek, bazı konuÅŸmalarda hiç olmayacak belkide. EÄŸer hak ve hayır konuÅŸulursa Rabbimizin hoÅŸuna gideceÄŸi ve bizden razı olacağı kesindir. Batılı da unutmayalım, dilimizden ÅŸayet batıl kelimeler dökülürse, Rabbimiz bundan hoÅŸlanmaz ve bunun neticesi de imtihanın kaybedilmesine neden olabilir. KonuÅŸmak, insanın mutlaka yerine getirmesi gerekli olan bir eylemdir. Bu elbet konuÅŸabilenler içindir.

Mesela; (Emr-i bi'l Ma'ruf, Nehy-i anil Münker) Ä°yiliÄŸi emretmek, kötü olanı yasaklamak gibi. Gerek kelimelerle, gerekse lisan-ı hal ile veya sukût ile de olabilir. Bir konuda anlaÅŸabilmek için de yine aynı eylemi gerçekleÅŸtirmemiz icab eder. Deyim meÅŸhurdur; "Ä°nsanlar konuÅŸa konuÅŸa..." anlaÅŸabilir veya dövüÅŸedebilirler de bazen. KonuÅŸabilme melekesini bir kuluna lütfeden Rabbimiz, ona pek çok görevler de yüklemiÅŸtir. Yukarıda birini zikrettik, diÄŸer yandan son Peygamberimiz de(sav) "Ya hak söyle ya sus" ifadeleriyle gerekli yerde gereken kelâmın karşıya ulaÅŸtırılmasını, iletilmesini önermiÅŸtir. Ama hak olmasına özen göstermek ÅŸartıyla. Aksi halde "Sus ve batılı yayma". Bazen sözün gümüÅŸ, sukûtun ise altın olduÄŸu yeri ve zamanı, dikkatle süzgeçten geçirip öyle davranmak gerektiÄŸini tesbit etmek lazımdır. DüÅŸünebilen insana bu yaraşır. Rastgele, uluorta
konuÅŸana da bilindiÄŸi gibi geveze derler.

Son Peygamberimiz(sav) bunun yanı sıra haksızlık karşısındaki sukûtu da "dilsiz ÅŸeytanlıkla" itham etmiÅŸtir. Bu mükâleme, bu eylem, hayatın pek çok ve çeÅŸitli alanlarında cereyan edecektir. Kelimeler elimizdir, ayağımızdır. Onları nasıl yeri geldiÄŸinde kullanıyorsak, kelimelerimiz de uzuvlarımız gibidir. Onu tamamen atamayız, yok sayamayız, yerinde ve zamanında kullanmamız lazımdır. Öyle ki bu bazen farz olur.

Bazen muhatabın bir kiÅŸi, bazen birkaç kiÅŸi olur. Bazı da bir sahnede - kürsüde büyük toplumlara hitap etmek söz konusudur. Konferans, açık oturum, seminerler vs...

Bu böyle olmakla beraber, bir de nereden baÅŸlamak, kime veya kimlere ulaÅŸtırmak gibi bazı ayrıntılar da çok önemlidir, bütün bunlar dikkate alınmalıdır.
Mesela son tebliÄŸcimiz Muhammed(sav) "Her biriniz çobansınız ve her çoban raiyyesinden(sürüsünden) mes'uldür" buyururken, ebeveyne, ilgi alanının en çok kendi hanesi olduÄŸunu beyan ve aynı zamanda buna bir öncelikte belirtmiyor mu? Her bir iÅŸte olduÄŸu gibi, burada da baÅŸlamanın yeri, zamanı ve deÄŸiÅŸik mekanları olacağı bir sarahattir.

Tam burada asıl söylemek istediÄŸimize geliyoruz ve altını çizerek diyoruz ki; Bu hakkı söylemekte sonuç mutlaka müsbet olacaktır, olmalıdır gibi bir hükme varabilir miyiz?
Bu sorunun cevabı iki ayaklıdır. Birinci aÄŸayı söyleyen, ikinci ayağı söylenendir. Söyleyen hakkı söylemiÅŸ ise o müsbet ve olumludur, Rabbimizin indinde güzel olanı, doÄŸru olanı yapmıştır, ecrini mutlaka alacaktır. Ä°kinci ayak ikaza muhatap olansa kabul veya reddetme hakkına sahiptir. Teklif - ikaz kabul edilmiÅŸse müsbettir, red ise menfidir. Bizler aciz birer insan olarak kenarda duralım da Peygamgerlere bakalım desem yeridir sanıyorum. Onlarda bile tebliÄŸin, uyarının, davetin mutlak manada tecelli etmediÄŸini görüyoruz. Peygamberler dahil bütün insanların güzele, doÄŸruya daveti ancak arzu ve gayet samimi bir temenniden ibarettir. Kuvvetle muhtemeldir ki, düÅŸünebilen, aklını güzel kullanabilen, bu uyarılara kulak verir. Bizler de mütenebbih olmalarını umarız, bekleriz ve dua ederiz ancak. Peygamberlerde böyle yapmıştır. Nuh(as), Allah' tan(cc) aldığı vahyi insanlara duyururken oÄŸlu da ona muhatap idi. Pek çok insanın inanıp kabul ettiÄŸi Peygamber tebliÄŸini o da iÅŸitti. Peki; kabul edip iman etti mi? Hayır, etmedi. Güzel kullanamadığı aklına dayanıp "Ben daÄŸlara çıkar, kurtulurum..." dedi. Lakin dediÄŸi olmadı ve sulara gark oldu (Hud,43). Nuh(as) ailesini kurtarma vaadini Rabbimize arzedince aldığı cevap "Ey Nuh, O senin ailenden deÄŸildir, O yaramaz bir iÅŸ yaptı..."(Hud,46). Åžimdi biri kalkarda Nuh(as) için "Sen bizlere söyleyeceÄŸine oÄŸluna bak önce" derse bu sivri akıllıya ne demek gerekiyorsa......................

Noktaları doldurarak siz söyleyebilirsiniz. Çok örnek var maÄŸlum, hepsine gerek yok. Allah' ın (cc), son elçisi Muhammed(sav)' den iki örnek verelim. "Sen öÄŸüt ver, çünkü sen ancak bir öÄŸütçüsün" "Onların üzerine zor kullanacak deÄŸilsin" (ÄžaÅŸiye, 21-22). Kasas 56' da ise "Muhakkak ki sen sevdiÄŸin kimseyi hidayete erdiremezsin". Bu ayete sebeb-i nüzul olarak Peygamberimiz(sav)' in amcasına yaptığı davet gösteriliyor kaynaklarda. GörüldüÄŸü gibi tebliÄŸ, uyarı, ikaz esas, ama zorlama yok. Buradaki Peygamber davetlerinde hep hidayete çaÄŸrı var. Biz buradan kalkarak, hidayetten sonraki yaÅŸantıya insanları davet edeceÄŸiz, onlara uyarıda bulunacağız. Bu nemelazımcı olmayan müminlere yüklenmiÅŸ yüce bir görevdir. Müminlerin ÅŸiarındandır. Bu uyarıları kaale alıp almamak ise uyarılan tarafın reyine bırakılmıştır, kabul veya red onların seçimidir. Bu uyarı ve ikaza muhatap bazen en yakınında olur, bazen de biraz uzağında olabilir. Bazen çobanı olduÄŸun raiyenden, bazen gurbiyet olarak biraz kenarda olabilir. Kendi çocuÄŸundur, torunundur, uzak akrabalarındandır, bunların hepsi mümkündür. Senin bu doÄŸruya davetin neticede hüsn-ü kabul görmemiÅŸ, muhatabın günahlar çamuruna düÅŸmüÅŸ ve bunda da ısrar ediyorsa elinden gelecek birÅŸey var mı? Yok maalesef. Bizler de hiç ama hiç onların baÅŸlarında bekçi deÄŸiliz. Arzu ederiz ki imandan sonraki emirlerle bezensinler. DiÄŸer taraftan, biraz uzaktaki bir akrabanı da günah deryasında görmüÅŸ ve uyarmış isen, kalkıpta "Sen bize söyleyeceÄŸine kendi torununa veya çocuÄŸuna bak" deme hakkına, lüksüne sahip olabilir mi? Cevap yine olumsuzdur, hayır, olamaz. Åžayet derse, ikinci bir yanlışa daha düÅŸmüÅŸ olur ve hep aleyhine puanlarını yükseltir. Ä°kaza muhatap olan sen, uyanır ve kendini düzeltirsen kazanırsın, mutlu olursun, hem de iki cihanda olur bu mutluluk. Ä°kaza muhatap olan çocuÄŸun veya torunun da olsa vurdumduymaz iseler onlar da hesaplarını Allah (cc)' a vereceklerdir. DoÄŸrulara davetten, yanlışlara ikazdan dolayı dokuz köyden kovulanlar için, onuncu veya daha pek çok köy bulunur. Ä°mkanı ölçüsünde oralara koÅŸup, doÄŸruları yeri geldiÄŸinde orada beyan ederler. Hidayet Rabbimize ait olmakla birlikte, hidayetten, yani hakka teslimiyetten sonraki fiili ve ameli eylemler daha çok insana aittir. DüÅŸünebilen, ebedi alemini unutmayan mümin, uyarıları dikkatle dinleyip anlar ve kendine çeki düzen verir. Ankebut suresi 64. ayette Rabbimiz "Bu dünya hayatı sadece  bir eÄŸlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna(oradaki hayata) gelince, iÅŸte asıl yaÅŸama odur. KeÅŸke bilmiÅŸ olsalardı!" Åžura 20' de ise "Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir ÅŸeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz". Akıllı mümin odur ki Allah' ın kelamını okur, anlar(Arapça bilmese bile, bilenlerin mealleriyle araÅŸtırarak) ve yaÅŸar. Bunu kardeÅŸlerine de tavsiye eder. Bundan sorumludur da. Öyle bir samimiyetin sahibi olan insan ne güzeldir. Çünkü ayıp aramıyor, lakin aleniyete çıkmış ve gözüken yanlışları, ayıpları görüyor ve  bir nevi onun üstünü örtmeye veya kalkmasına gayret ediyor. Onun niyeti ve davranışı böyle olunca bundan memnun olup teÅŸekkür etmek icap eder. Aklı selime düÅŸende budur. Allahu Alem...

Yorum
Allahtan rahmet diliyoruz...
Yazar admin açık 2012-12-30 14:04:03
Erdem bey kardeşimizin bu dünyada son yazısı idi bu makal e... eminiz gerde bıraktıklarıyla misyonu devam edecek; bereketiyle... Allah rahmet etsin değerlikardeşimize...

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 06-09-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111414902 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net