26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow GELDÄ° MUBAREK RAMAZAN COÅžTU UYDURMA HADÄ°SLER!...
GELDİ MUBAREK RAMAZAN COŞTU UYDURMA HADİSLER!... PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Metin Önal MengüşoÄŸlu   
14-08-2012
GELDÄ° MUBAREK RAMAZAN COÅžTU UYDURMA HADÄ°SLER!...

                                                                         Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu
Sahtekârlığın Allah’a ve ahret gününe iman meselesini de kapsadığı nazik dönemlerden birisi kuÅŸkusuz mübarek Ramazan ayıdır. Buna sonradan ihdas edilmiÅŸ kimi kutsal gün ve geceleri de dâhil edebilirsiniz. Ä°stismarın, duygu sömürüsünün tellalları, zihin ve kalplerini boÅŸ buldukları ahalinin üzerine hücum ederler. Yalanın, aldatmanın bini bir paradır artık. Tabir caizse piyasa Müslümanlığı borsa rekorları kırmaya baÅŸlar. Televizyonlar, öteki basın yayın araçları inanç simsarlığına soyunur. Vücut dillerinden akan düzenbazlığı gizlemeye ihtiyaç bile duymaksızın, içinde Allah ve elçilerine bolca iftira, yalan, katma bulunan menkıbe ve masallarla zaten asırlardır kış uykusuna yatmış bulunan zavallı dindar kitlelerin uykularını daha da uzatmaya çalışırlar.

Kendileri dünyada bu iÅŸten para ve ÅŸöhret, ahrette de vebal kazanırken, ahaliye her iki cihana da maalesef eli boÅŸ dönmek düÅŸer. Yalnızca aldatanı suçlamak doÄŸru deÄŸildir; elbette aldanan da önemli ölçüde suçludur.

Bir tv. Kanalında Kâbe’den canlı yayın gösterisi sırasında spiker ile yanındaki tur operatörü konuÅŸuyor ve tavaf eder gibi Kâbe etrafında dönüyordu. Operatör hac ve umre organizesi yapan ÅŸirketin yetkilisiydi. AÄŸzı laf yapan, Arapça da bilen, ayetleri asli diliyle okuyup TürkçeleÅŸtiren bir birikimi de var görünüyordu. Åžöyle bir sözü Son Peygamber’in hadis’i olarak aktardı: “Yarım saat zarfında Kâbe etrafında tavaf ederek, on dakikada da iki rekât namazı eda edenin bütün günahları affolunur.” Siz olsanız ne yapardınız? Peygamber sözünün sahihliÄŸi hususunu mu araÅŸtırır yoksa bu ÅŸirketin, böyle bir hadis’e inanacaklar bulundukça asla zarar etmeyeceÄŸini mi düÅŸünürdünüz?

Elimizdeki örnek yalnızca bundan ibaret bulunsaydı, mesele yoktu. Onu bir biçimde eleÅŸtirir, itibarsızlaÅŸtırır, halkı tekrar aldatmasına mani olurduk. Gelin görün ki hem televizyonlar hem öteki medya organlarının hemen tümü kendince din veya ramazan sayfaları, programları düzenliyor, seyirci ve okuyucusuna hizmette sınır tanımadığını gösteriyor. Bu alana öyle canhıraÅŸ biçimde atılıyorlar ki, ramazan veya din programcılarını açık artırmaya çıkartıyor, filan aÄŸlatıcının önümüzdeki yıl falan kanal veya gazetede okuyucu/ seyirci huzuruna çıkacağını bir yıl önceden ilan ediyorlar. O malum aÄŸlatıcılar ise, sanki doÄŸrudan Allah’ın, bilemedin Allah elçisinin meclisinden gelmiÅŸçesine rahat, kendinden emin, bütün kaygılardan arınmış bir dil kullanıyorlar. DoÄŸru düzgün bir kaynak gösterme ihtiyacı hissetmeden bazen Allah’ı çokça da Peygamberi söylemediÄŸi sözlerle konuÅŸturup duruyorlar.

Üzerinde düÅŸünmek, konuÅŸup tartışmak isteseniz, bu meselelerin tartışma konusu deÄŸil iman konusu olduÄŸunu söyleyerek kolay yoldan sizi susturmaya çalışırlar. Acaba Müslümanların imana bir tahkik sonucu eriÅŸtiklerini bilmezler mi? Bilmezler mi tahkik etmek demek düÅŸünmek, tartışmak, araÅŸtırmak demektir. Böyle yapacaklarına iÅŸin kolayına kaçarak, bugüne kadar kendileri gibi aldatıcıların aktara geldiÄŸi, söyleye geldiÄŸi ne varsa, hiç tahkik etmeden ola geleni meÅŸrulaÅŸtırmanın yollarını ararlar. Bunu yaparken de her türlü hileye baÅŸvurmayı, sehven açık bırakılmış bulunan kapılardan içeriye çıkış yolu aramayı seçerler. Dindar çevrenin bir gazetesindeki ÅŸu ifadeyi baÅŸka nasıl açıklayabilirsiniz? Kanaat önderi halkına tavsiyede bulunurken özetle diyor ki; Peygamber her ne kadar niyet kalp ile yapılır diyorsa da siz yine dil ile yapın, çünkü efdal olanı böylesidir. Anlaşılan o ki yazara göre efdal olan mevcut uygulamadır, Peygamberin tavsiyesi deÄŸil.  

Özellikle Peygamber sözü nakledilirken, insanlar nasıl bu kadar emin oluyorlar ÅŸaÅŸarsınız. En muteber kitaplarda bile rastlamış bulunsanız, mademki Peygamberi konuÅŸturuyorsunuz, burada bir ihtiyat dili kullanılmalı deÄŸil midir? Ayrıca aktarılan söz veya menkıbenin herhangi bir muteber kitapta yer almış bulunmasından daha önemlisi, elimizdeki Ä°lahî Vahiy kitabına uygun düÅŸmesi, makul ve maruf olması hiç mi düÅŸünülmüyor/ gerekmiyor? Maalesef bu memlekette din bahsinin, Müslümanlığın konu edildiÄŸi seminer, konferans, kitap, tv programı, dergi, gazete yazıları topyekûn incelendiÄŸinde çok vahim sonuçlarla karşılaşırız. DehÅŸetli bir vurdumduymazlık, aymazlık, endiÅŸesizlik, laubalilik egemendir genel havaya. Nasıl olsa hemen hesap soracak bir merci yoktur. Ayrıca Müslümanlıkta din adamı sınıfı da bulunmuyor. Herkes kendisini dininin adamı olarak görmekte hürdür. Öyleyse herkesin önünde muazzam bir açık alan mevcuttur. KoÅŸturan koÅŸturduÄŸu kadar mesafe almaktadır.

Bahsi geçen etkinlikleri izleyenler her gün onlarca bazen yüzlerce uydurma hadis iÅŸitmeye, okumaya hazır olmalıdır. Kur’an’a katkı ve ondan eksiltme yapmak kolay deÄŸildir. Ama hadis sahası bomboÅŸtur. Ä°steyenin istediÄŸi gibi at oynatmasına da müsaittir. Bir ikincisi, asırlardır Kur’an’ı nesnelleÅŸtirip onu halkın nazarından uzaklaÅŸtıran bir zihniyetin egemenliÄŸi vardır halkların üzerinde. Ve bütün mantalitesini hadisler üzerine bina etmiÅŸ bir kolektif meÅŸrebe mensuptur insanların çoÄŸu. Bu topluma hadis söylemek, insan avlamanın kolay giriÅŸ kapısı haline gelmiÅŸtir.

Hangi hadis sahihtir, hangisi zayıftır sorgulamasını halkın yapamayacağını ileri sürerek, iÅŸittiÄŸi söze eÄŸer hadis denilmiÅŸse, onun üzerinden zihin yürütmenin, ona eleÅŸtirel bakmanın vebaliyle de korkutularak, dinleyen ve izleyenlerin önü iyice kesilmektedir. Yani hadis’i uyduran yahut uydurulmuÅŸu nakledenler hadislere bakma, onları anlama usulünü de tekellerine almışlardır. Bu durumda halk tam bir kıstırılmışlık yaÅŸamakta ve söylenenlere inanmaktan gayrı bir açık kapı bulamamaktadır. Ä°ÅŸte medyayı kışkırtan da halkın bu kaderci, mütevekkil tutumudur.

Allah’ın her türlü ayetini bile ancak düÅŸündükten sonra benimsemeye çaÄŸrılmış müminlere kim, ne zaman, hangi tarihte hadis denilen sözler üzerinde düÅŸünmeyi, tartışmayı, zihni faaliyette bulunmayı yasaklamıştır? Besbelli ki yukarıdan beri kendilerini tanıtmaya çalıştığımız simsarlar, geçmiÅŸ dönemlerde de mevcuttu. Ve bu hal onların ve benzerlerinin eseridir. Tarihte elindeki mahsulü pazarda satılmayınca bizzat o mahsulle alakalı hadis uydurarak, halkı aynı ürünü tüketmeye teÅŸvik edenlerin bizzat itirafları yok mudur?

Simsarların ÅŸerrinden kurtulmanın en doÄŸru yolu hadis okumak ve dinlemek yerine siret okumaktan geçer diye düÅŸünüyorum. Yani Allah Elçisi’nin hayatını sıhhatli biçimde anlatan siret kitapları okunduÄŸunda zaten O’nun hadis’leri de baÄŸlamı, var olduÄŸu ortamın öyküsüyle beraber öÄŸrenilecektir. Siret kitaplarından birkaç örnek vererek sözü bitirelim. 1) Ä°slam Peygamberi; Muhammed Hamidullah. 2) Hazreti Peygamberi DoÄŸru Anlamak; Prof. Ä°brahim Sarmış. 3) Hz. Peygamberin Hayatı; Prof. Celalettin VatandaÅŸ. 4) Hazreti Muhammed Mustafa; Muhammed Heykel. 5) Kur’an’a Göre Hz. Peygamber’in Hayatı; M. Ä°zzet Derveze 6) Asr-ı Saadet, Tercüme: Ömer Rıza; Mevlana Åžibli, Süleyman Nedvi, 7) Üç Muhammed; Mustafa Ä°slamoÄŸlu, 8) ArkadaÅŸ Muhammed; Ä°hsan Eliaçık. 9) Özgürlük Peygamberi Hz. Muhammed; Abdurrahman Åžarkavi.  

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 25-08-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111691078 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net