20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow KÄ°MSE CEHENNEME GÄ°TMEK Ä°STEMEZ AMA-IV
KİMSE CEHENNEME GİTMEK İSTEMEZ AMA-IV PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 3
KötüÇok iyi 
Yazar HurÅŸit PEKER   
12-07-2012
KÄ°MSE CEHENNEME GÄ°TMEK Ä°STEMEZ AMA…
                                Bölüm IV                                                                                          
                                                          HurÅŸit PEKER   
    Ä°nsanın bütün yaptığı hayırlar, iyilik ve güzellikler Allah’ın vaat ettiÄŸi saadete ermek için birer vasıdadır. Bu vasıtaların sorumluluk bilinci ile yerine getirilmesinin karşılığı ise cennet…

    Puta tapanların Allah’ın varlığı hakkında herhangi bir ÅŸüpheleri yoktur. “Ebrehe Mekke’yi kuÅŸattığı zaman KureyÅŸ Kabe’nin kurtarılması için putlara deÄŸil, Allaha yalvarmışlardı.” 34 Allahın var olduÄŸunu bilip kabul ediyorlardı. Ancak sorun Allah’ı gereÄŸi gibi takdir edip etmeme sorunuydu. (22/74) Dolayısıyla tarih boyunca hep (bugünler dahil) sorun Allahın varlığı deÄŸil birliÄŸi olmuÅŸtur.
      Çünkü Allaha inanmak fıtri bir olgudur. “Puta tapanlar da dahil, ÅŸuurunda Allah inancı olmayan bir kimse yoktur.”35 Putperestler “Biz bu putlara bizi Allaha daha çok yaklaÅŸtırsınlar diye tapıyoruz”(39/3) diyorlardı. Kendilerine “Allahtan baÅŸka ilah yoktur denilince Hz. Muhammedi (a.s) kastederek “Tanrıları tek tanrı mı yaptı, doÄŸrusu bu çok tuhaf bir ÅŸeydir.”(38/5) diye hayrete düÅŸtükleri haber veriliyor. Böyle marazlı bir inancın ruh haletinin altında basiretsizlik, tembellik ve bilgisizlik yatmaktadır. Bu tür hastalara “Bu mudur, bunlar mıdır, benim tanrılarım” diyecek Ä°brahim (a.s) gibi doktorlar gerekir. (6/76,77,78)

      Cehalet, hakka giden yolda insanın yönünü/yolunu kesen en büyük engeldir. Daha doÄŸrusu, bilgisiz, cahil insan hakka, doÄŸruya, hikmete kapalı; inanç adına yaptığının farkına varmadan, bidat ve hurafelerin kucağına düÅŸenlerin durumu, küfre düÅŸmek kadar tehlikelidir.

      Ä°nsan imtihan için yaratılmış, özüne (fıtratına) imtihan olma duygusu yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu duygular ilim ile disipline edilmeyip duygusal boyutlarda kaldığı sürece sınavı baÅŸarılı olamaz. Din, insanlığın yegane vazgeçilmez ihtiyacıdır. Ama Allah’a raÄŸmen baÅŸka rab, ilah ve inanç edinenlerin bu ihtiyaçları karşılanamayacağı, O’nun rahmetinden ve mükafatından mahrum kalacağı, kurtuluÅŸa- esenliÄŸe erecek olanlar ise; Allah ve Resulüne itaat edenler olacağı haber verilmektedir. (33/71)

      SaÄŸlam bir iman; gaflete düÅŸmeden salih bir amel ve sıhhatli bir akide ile gerçekleÅŸir. Mesele taklidi bir imana teslim olup onun elinde oyuncak olmak, o veya bu dine mensubiyet deÄŸil… Allah’ın belirlediÄŸi hudutlar içerisinde sadece ve sadece O’nun adını koyduÄŸu dine uymak gerekir. Dolayısıyla saÄŸlam kaynaklara dayanarak bilinçli bir teslimiyet gerekir. Åžekli bir inanç- imanla yetinmek, kulluÄŸun ruhunu ve hakikatini araÅŸtırmamak günah kirlerinden temizlenmeye yetmez. Kulluk adına derinleÅŸmek, Allah ile irtibatı nitelikli hale getirmek gerekir. Zaten insan doÄŸruyu bulma kabiliyeti ile yaratılmış, doÄŸruyu bulma ve ona uymakla da sorumludur. DoÄŸru yolu bulmanın kriteri ise, duygusallık deÄŸil ilimdir. Ä°lmi sorumluluk bilinci insanı hidayete, hidayette onu “onur makamı” cennete götürür.

      Ä°nsan, inandığını anlamaya, muhakeme etmeye, emekler verip gayret göstermelidir. Tembellik ve gaflet korkunç bir hastalıktır. Gaflet içerisinde ne yaptığının farkında olmayarak ÅŸuursuzca yapılan bir ibadet, ibadet olma özelliÄŸinden ziyade adet ve alışkanlık olur ki, oda insanı özlenen mutluluk yurduna götürmez. Her ne kadar niyeti ve samimiyeti (kendince) iyide olsa ilme dayanmayan bir iman- amel, Allah katında karşılığının müsbet yönde olacağı düÅŸünülemez.

      Tarihin hiçbir devrinde insanlık inkarından deÄŸil; batıl, bozuk ve yanlış bir itikadın kurbanı olmuÅŸtur. Dinin temeli imandır. Ä°nsan neye inanırsa onun kuludur. Ceza ve mukafatını onun elinden alır. Allaha inandığını söyleyip putlara/yaratıklara secde edenlerin niyeti ne olursa olsun, Allahın elinden alacağı bir ikram yoktur. Böyleleri Kuran’ın tabiri ile “cahiliye” vasfını üzerlerinden atamazlar.

      Ä°nsanoÄŸlu fıtratı gereÄŸi yaÅŸamakta olduÄŸu dünyada ebedi olmadığını; bu dünyadan baÅŸka hayat için hazırlanmış bir sahnenin de bulunduÄŸunu, ince bir hesaptan geçeceÄŸi bilincini taşıyarak geleceÄŸini (ahretini) kurtarma endiÅŸesi ile yaÅŸamaktadır. Ama ne var ki; düÅŸüncesizliÄŸin, hesapsızlığın, bilgisizliÄŸin ve gafletin sonu ancak piÅŸmanlık ve yorgunluk olur.

      Dini-Ä°slami kaynaklarda Mekke toplumunun kendilerince bir Allah inançları ve ibadet ÅŸekilleri vardı. Ancak, Allaha daha çok yaklaÅŸmak ve ahrette mutluluÄŸa ermek için putlara tapmaları “cahiliye toplumu” olarak anılmalarına sebep olmuÅŸtu. Günümüz insanlarında da benzer sapmalara rastlamak mümkündür. O zamanki putlar, insan suretinden baÅŸka bir ÅŸeyler deÄŸildi. Ziyaret ve yatır denilen yerlerdekiler  de insan sureti ve nihayet kabirlerdir. Ä°stekler aynı olmakla beraber farklı olan sadece zamandır. Zaman farkı cahiliye denilen kavramın özelliÄŸini ve kimliÄŸini ortadan kaldırmıyor. Ne zaman ve nerede Allahtan baÅŸka varlıklara yönelinip isteklerde bulunulursa cahiliye devam ediyor demektir. Öyleki, cahiliyenin tabiatında Allahı inkar deÄŸil, O’na yaklaÅŸma adına vesileler vardır.

      BilgisizliÄŸi, zannı ve tembelliÄŸi yüzünden cehenneme yolladığımız putperestleri bir kenara bırakıp, Müslüman namı ile anılan, toplumlarda bir takım istekleri için yatırlarda adaklar adayıp kurbanlar kesen, adı Müslüman olan insanlarımıza sormak lazım; itikat ve amellerinizin menzili nereye…

      “Kimse cehenneme gitmek istemez” baÅŸlığı taşıyan yazı dizimizdeki amacımız; içeriyi iyi sanılan davranışlar arasındaki olumsuzluÄŸu vurgulamaktır. Daha güzel bir ifade ile A.Bayındır Hocanın “doÄŸru bildiÄŸimiz yanlışlar” ifadesidir. Hedefimiz; yanlışta olanları hidayete ermiÅŸ olanların arasına katmak, onlara da hidayet payesi vermek elbette deÄŸildir. Amacımız; doÄŸru adımlarla yürümeye katkı saÄŸlamaktır. Müsrikleri, münkirleri masum göstermek gibi bir çaba gösterilmesi hoÅŸ olmaz. Kimsenin de haddi deÄŸildir. Önemli olan Allahın vermiÅŸ olduÄŸu aklı fıtratı gereÄŸi doÄŸru kullanmaktır.

      “OÄŸlum sınavı kazansın, kızım koca bulsun, torunumun çocuÄŸu olsun” diye ziyaret ve yatır denen yerlerde dualar edip, istekte bulunanlar… ÖlmüÅŸ yakınlarının “sevapları artsın, günahları azalsın” diye hatimler sipariÅŸ verenlerin saf niyetleri günah iÅŸlemek, ÅŸirk koÅŸmak ve azap çekmek için midir?

      Memleket tabandan tavana bir kaos, kafa karışıklığı içerisinde.. Müfessir bir Profesör “Kuran; anlamak, vermek istediÄŸi mesaj ve manaları kavramak ve Allaha kulluk yolunda onun rehberliÄŸinden istifade etmek maksadı ile okunur. Sadece Allah rızası için yapılan ve riya vb. maksatlar karıştırılmayan ibadetlerden sevap umulur. Fakat sadece lafzını acele acele okuyup hatim indirmek ve sevabını bedelli-bedelsiz birilerine göndermek maksadı ile veya desinler, görsünler gibi basit düÅŸünceler ile okunursa bunlar ibadette ihlası ortadan kaldıracağı gibi riya anlamına da gelir.”36 Riyanın sözlükteki anlamı ise ÅŸirktir.

      Åžu an bir üniversitemizin dekanı olan müfessir profesör, hatim indirmelere vb. durumlara “riya olur” derken aynı müfessir; “yanılmıyorsam 1993 yılında Bosna-Hersek için 1001 hatmin Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Nuri Yılmaz’ın riyasetinde ve BaÅŸbakan Tansu Çiller’in de katılımı ile duasının yapıldığını televizyonlardan izledik.” 37 der. Günümüz Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Mehmet Görmez’in riyasetinde de birçok ÅŸehrimizde ne maksatla yapıldığı net olmayan 1001 hatimler indirilip duyalar yapıldığını çeÅŸitli medya kanalları ile canlı ve haber olarak görüp dinledik ve okuduk. 
 
     Ziyaret ve yatırlarda adaklar adayarak isteklerde bulunan vatandaÅŸlara “araÅŸtırmamış, bilgisiz, ilimsiz, fıkıhsız, gaflete düÅŸmüÅŸ vs. diyelim”. Müfessir Profesörün “sevap beklenmez, riya olur” dediÄŸi bir eyleme; hem profesör, hem Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı hemde yüzde çoÄŸunlu Müslüman olan bir toplumun BaÅŸbakanları… Onlara ne diyelim… Niyetlerini nereye koymalı? “Al birini vur ötekine” hesabı zihinleri bulandıran, yoran çeliÅŸkiler devam edip duruyor…

      19.12.2011’de emekli bir vaiz “Sayın BaÅŸbakanım; sizi sevgi ve saygı ile selamlar. Rahatsızlığınız geçmiÅŸ olsun der, Allahtan acil ÅŸifalar, ülkenin hayrına matuf bütün teÅŸebbüslerinizde üstün baÅŸarılar; valideniz Tenzile ErdoÄŸan’a da Allahtan rahmet ve gufran dilerim… Sayın baÅŸbakanım merhum’e (anneniz) için “üçüncü günü mevlidi” “kırkıncı günü mevlidi” okuttunuz, törenler düzenlediniz. Misafirlere yemekler yedirdiniz. Bu konuda:

      1. Allah’ın dininde kitabında “yedinci günü mevlidi, kırkıncı günü mevlidi” üçüncü günü, elli ikinci günü mevlidi, ölüm yıldönümü mevlidi diye teÅŸri olunmuÅŸ bir ibadet biçimi veya böyle bir dua töreni var mı?
      2. Yapacağınız ibaretlere tek “yol göstericimiz” olan Ä°slam Peygamberinin (a.s) bu mealde bir fiili veya sözlü önerisi, yani sünneti var mı?
      3. Kaynaklarımızın tespitine göre Peygamberimiz (a.s), hayatta iken yakın arkadaÅŸlarından veya akrabalarından bir kısmını kaybetmiÅŸ, bunlar için üzülmüÅŸ, aÄŸladığı da olmuÅŸtur. Bunlar için Allah’tan rahmet ve gufran dilediÄŸi, dua ettiÄŸi olmuÅŸtu. Ancak bunlardan hiçbiri için yedinci veya kırkıncı mevlit töreni veya bir “dua merasimi” düzenlediÄŸi olmuÅŸ mudur?
      4. BilindiÄŸi gibi, Ä°slam’da tek kaynak vardır ki o da, vahiydir. Bu kaynağın arı-duru ve ÅŸaibesiz hükümleri arasında, “mevlit okuma”, ölü için yedinci ve kırkıncı törenleri var mıdır?
      5. Ä°badet diye yapılan bu iÅŸlere Kuran ve sünnet dışında bile “mesnet” sayılabilecek bir içtihat var mı? Ä°çtihat erlerinden hiçbirinin bu anlayış ve uygulama ile uyumlu sayılacak bir ameli veya ÅŸifai fetvaları var mıdır?...

      Bu gibi iddiaların “vahiy kaynağında veya tarihi verilerde” dayanağı var mı? EÄŸer yoksa, Allahın dinine, kitabına ilave yapılmış olmaz mı, dine –din uslubuyla- yapacak her ilave yanlış deÄŸil mi? EÄŸer yanlış ise, siz de bu yanlışa katılmış olmaz mısınız?”37 diye sorar.

      Bu ünvanlı kariyerli insanların niyetlerini nereye kaymalı? BilindiÄŸi gibi iyi niyet her zaman iyi neticede vermiyor. Ä°yi niyet güzel bir eylemi de garanti etmiyor. Hatta istenmeyen olumsuzlukların bir bölümü iyi niyetlerden kaynaklandığı ve insanlığın bir problemi olarak gündemdeki yerini koruduÄŸu bilinmektedir. Bilgiden mahrum tüm davranışlar; hatalı, kusurlu ve yanlış olur ki iyiliÄŸe güzelliÄŸe vesile olmaz. Bilimle, hakikatle ilgisi olmayan duygusal her bilgi insanı yanıltır ve sonu piÅŸmanlığa çıkar. Bir düÅŸünür; “Bu kadar açık tembihlere/sorulara raÄŸmen, iyi niyetlerle oluÅŸmuÅŸ sanılsa da, kesif Ä°slam aleminde bilmezlerce cehennemlik suçlar iÅŸlenip durmuÅŸtur. Ä°yi niyet ilme ve takvaya dayanmıyorsa bazen de çok acı neticeler verir olmuÅŸtur.” 38 der. Ä°ÅŸte bir hikaye:

      “Uzaklarda bir köyde; kocası, çocuÄŸu doÄŸmadan ölmüÅŸ; tek başına yaÅŸayan hamile bir kadın vardı. Kadın, kendisine arkadaÅŸ olması için daÄŸda yaralı olarak bulduÄŸu gelinciÄŸi evlinde beslemeye baÅŸladı.

      Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmazdı. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasada oldukca uysallaÅŸmıştı.

      Birkaç ay sonra kadının çocuÄŸu doÄŸdu. Tek başına tüm zorluklara göÄŸüs germek ve yavrusuna bakmak oldukça zordu.

      Günler geçti, kadın birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kaldı. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardı, aradan biraz zaman geçti ve anne eve geldi. GelinciÄŸi ve kanlı aÄŸzını gördü. Anne çıldırmışcasına gelinciÄŸe saldırdı ve oracıkta öldürdü hayvanı. Tamda o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyuldu. Anne odaya yöneldi… Ve odada beÅŸiÄŸi, beÅŸiÄŸin içindeki bebeÄŸi ve bebeÄŸin yanında duran parçalanmış yılanı gördü..”39 Kadın sabırlı olup araÅŸtırma yapsaydı yavrusunun amansız düÅŸmanını öldüren sevimli hayvanın canına kıyar mıydı. Demek ki niyetler her zaman iyi neticeler vermiyor.
                                                                Devam edecek Ä°nÅŸ. 2012 HurÅŸit PEKER
     
      KAYNAKLAR
      -34 mevdudi.(Tefhimu’l  Kuran 3/359)
      -35.B.Bilhan.(Bu Yol.ÇaÄŸlar Ofset.Cami Åžerit Mah.Akdeniz/Mersin)
      -36.Prof.M.Z.Duman(Kur’an ve Müslümanlar.3 baskı .2006.s.282-3)
      -37.A.G.E (Sayfa:305)
      -38.B.Bilhan:Mersin E.Merkez Vaizi.Kriter ORG.sitesi
      -39.M.S.Çekmegil.(Ä°man.Nabi-Nida Y.2.Baskı.Sayfa :121)
      -40.KenBlakhad .H.Y.Veren Öyküler.Epilson y.Çev:Akın Alıcı.sayfa:149-150)

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 25-07-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111404318 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net