Tiplemeler-1 Bir aÄŸabey, Bilal SÜRGEÇ
1994 yılında tanıştım. Malatya’da babasının evinde. Mahalli televizyonların emekleme devrinde, kendisi ile bir söyleÅŸi yaptım. Ümit ve heyecan dolu bir konuÅŸması vardı. Mensup olduÄŸumuz milletin istikbali için ümitvar ve heyecanlı bir mesaj vermiÅŸti. Trafikte dahi öne geçmek isteyen bir milletin ülkeler içerisinde geri kalmış olmasının çeliÅŸkisine iÅŸaret etmiÅŸti. Fikir yüklü bir aksiyon insanı profili çizmiÅŸti.
12 yıl kendisini hiç görmedim. Ta ki, Ankara’ya geldikten sonra …sürekli takibimde oldu.
Aslında bir hırka bir lokma anlayışında olan derviÅŸ gibidir. MesleÄŸinin para ettiÄŸi zamanlarda isteseydi çok iyi yerlerde olabilir, hatta zengin de olabilirdi; ancak hak bir çizgi üzerinde yürüdüÄŸü için maddi olarak bir hedefi de olmadığından ÅŸimdi ihtiÅŸamdan uzak bir hayat yaşıyor. Aslında o bu hayatı seviyor.
Ä°çerisinde Ä°slami özlem olan bir çok dergi, cemaat onun sık uÄŸradığı mekanlardır hatta her gün uÄŸradığı bir aylık dergiye bir gün uÄŸramasa dergidekileri “Bugün ziyaret sünnetini ifa etmedi” diye espiri yaparlar.
Hiç evet efendimci deÄŸildir. Yanlışı görüp, iÅŸitimi bir ateÅŸ topuna döner.
Namazında niyazında kendisini yemeÄŸe davet eden bir arkadaÅŸ birgün Öveçlerde Åžanlı lokantasında geliÅŸi güzel Hz Hasan’la ilgili kulaktan dolma hakikat dışı beyanda bulununca -abi herhalde yemeÄŸin hatırı için susacak deÄŸil ya- “ BahsettiÄŸin bir peygamber torunu edepli konuÅŸ!” diye abi’den uyarı aldı. Bir ilin vakfına davet edildiÄŸinde tanıdığı birini görünce o kiÅŸinin duyacağı ÅŸekilde “Peygamber efendimizin hanımlarına dil uzatan bu terbiyesizin burada ne iÅŸi var?” diye çıkış yaptı; o kiÅŸi duyduÄŸu halde sus pustu... Sonradan öÄŸrendik iÅŸaret ettiÄŸi kiÅŸi yeteneksiz biri olmasına raÄŸmen Ä°ran’a gidip döndükten sonra baÅŸkaları tarafından onun adına kitap yazdırılmış, bu kitapta sahabelere terbiye dışı ifadelerden dolayı o ÅŸahsı, huzurunda ve arkadaÅŸlığından tart etmiÅŸ...
Fikre çok deÄŸer verir. Bazı kiÅŸiler az buçuk yazanın yazısına burun kıvırırken o, ne güzel yazı ÅŸöyle yaz diye teÅŸvik eder. Tam bir doktora tezi hocası gibidir. Bu yönü ile babasına çok benzer…
Ä°slam tarihindeki üzücü ayrılıklardan din çıkartanlara hiç tahammül etmez; yüz de vermez.
Aslında çok nazik ve kibar ama nezaketi ve kibarlığı karşıdaki insanın davranışına göre ÅŸekil alır. Gariban kendi halinde saygılı bir insana hürmetkardır, müÅŸfiktir. Fakat -canlı ÅŸahidiyim- seçmenlerin yanında kendini, doÄŸallığını göstereceÄŸine illa milletvekili olduÄŸunu göstermek isteyen bir vekilin kibir kokulu ifadelerini –ÅŸahsını hedef almadan- sözlerinin ne kadar yersiz olduÄŸunu veciz bir ÅŸekilde ortaya koyuÅŸu ve vekilin yanındaki seçmenin “Sayın vekilim bu beyefendinin yanında daha dikkatli konuÅŸ; bura Meclis deÄŸil ki aÄŸzınıza geleni söyleyesiniz” deyiÅŸini de not etmiÅŸtim bir zamanlar.
Zaten Türkçeyi çok iyi kullanır. Zarif dilini kullanmak isterse, Osmanlı diplomasi dili kadar ustaca ince, narin ifadelerle doludur. Bazen Onu konuÅŸturup öÄŸrencilere örnek konuÅŸma diye dinletmek isterim.
Ancak bazen gerekirse eski bir bakan arkadaşına “Ula Fikrü!” der; veya makam sahibi bir arkadaşına “DerviÅŸ!” der; Anadolu’dan gelip özelliÄŸini kaybetmeyenleri takdir eder. Ama vefasızlık yapanı af etmez makamların dünya hayatı içerisindeki geçiciliÄŸine iÅŸaret eder. Bunu da çok üst makamlara tırmanmış asker arkadaşına çektiÄŸi bit taziye telgrafında belirtir.
Ukalalılığa, görgüsüzlüÄŸe, patavatsızlığa hiç tahammülü yoktur. Nedense mega ÅŸehirlerde bu sıfatlara sahip çok insan vardır. Kendini beÄŸenmiÅŸ, ÅŸahsiyetinin ispatını dünyalık bir iki makam ve mevkide bulunmuÅŸ olmakta görüp baba hindi gibi kabaran, kafasının içi boÅŸ olup kendi ispatını ukalalık yaparak gösterenler bu abinin eline düÅŸtü mü yandı!.. Bu konuda bir iki olayına ÅŸahit oldum.
Misafiri olup da bunu unutan bir konuÄŸun, diÄŸer misafirler yanında -yersiz bir ÅŸekilde- sırf deÄŸerli fikirler ortaya koyduÄŸu için kıskandığından ve hafif dalga geçer bir tavırla : “Senden iyi ÅŸeyh olur, ÅŸeyh olsana!” abi tabi bu sözün altında kalacak deÄŸil ya “Senin, cüssen, kılık kıyafetin, kalın boynun daha uygun” deyiÅŸindeki cevabı da tam yerindeydi. Hani...
Adamın fiziki yapısını iÅŸin içerisine sokması boÅŸuna deÄŸil adam vizyonuna o fiziki yapıyı da sokuyordu da cevabı da o mevzide almak durumunda kaldı!
Saygı gösteren konuklarına ise son derece saygıyla muhatap olurdu. Onlardan: ÅŸehrinin tarihini araÅŸtıran bir mühendise -onun ilinden çıkan ve zamanında ekili olmuÅŸ eski bir politikacının örnek alınması gerekli hareketlerini -canlı bir ÅŸahidi olarak- saatlerce anlattı. KonuÄŸu da hemÅŸerisinin müspet vasıflarıyla bilinmesinden dolayı oldukça mest oldu...
Vefalıdır da; gördüÄŸü iyiliÄŸi hiç unutmaz… Yakın zamanda vefat eden bir eski Bakana gösterdiÄŸi tavır, bunun en yakın ve belirgin misalidir…
Bugün (4-6-2012) sokaktan geçip selam verip masasında oturmaya istekli görünen bir öÄŸretmen tanışını masasına oturtup çay ısmarladı. Bu misafir (!) yine, yukarıda anlattığım diÄŸer misafir gibi konuk olduÄŸunu da unutup, abinin içi dolu misallerine sırf konuÅŸmak için itiraz ediyordu. –siz Ä°slamcılar 70’ li yılların jargonu ile konuÅŸuyorsunuz- diye yersiz bir söz etti. O sözle ilgili bir konu geçmemiÅŸti. Zihin fukara olunca fikir ukala olur sözüne bu misafir tıpa tıp uyuyordu.Aslında bu misafirin anlattığı az emek çekip bir ÅŸeyler bildiÄŸi sözler deÄŸildi. Laf olsun diye konuÅŸuyordu. Söyledikleri saÄŸdan soldan sadece kulağına deÄŸmiÅŸti. Abi için bu saygısız konuk artık sınırı ihlal etmiÅŸti. terbiye edilip eÄŸitilmesi lazımdı. Bu kiÅŸinin cehaleti, çeliÅŸkileri tek tek belirtilip yüzüne vurulup gönderdikten sonra yanındaki arkadaşının “abi adamı yanımızda mahcup ettin “ sözü üzerine “maalesef bu tiplerin anladığı dil bu.” diye cevapladı!.. Bilal SÜRGEÇ
|
niçin potre yazıyorum Yazar bilal sürgeç açık 2012-06-14 22:21:33 İsmini kayıt etmediğim için unuttuğum bir Azeri Şairin tesbitini okumuştum "Milletimiz, arkadaşları hakkında en güzel konuşmalarını cenazesi başında yaparlar." Bu söz beni bayağı etkilemiştir. Bundan dolayı Adıyaman'da Bir On Yıl kitabında hayataki arkadaşlarımı anlattım. Bu yazı da o anlayışın devamıdır. |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |