TARZ VE ASABÄ°YET
Erdem ÅžENTÜRK Tarz: Ä°sim. (Ar.) özel oluÅŸ veya davranış biçimi, üslup, stil. Bir kimse için özel anlatım biçimi... Görenek ve gelenek te bu cümleden olarak anlatılabilir: bir ÅŸeyi eskiden beri görüldüÄŸü veya gördüÄŸü gibi yapma alışkanlığı...
Adet: Alışkı; bir toplumda, bir toplulukta, eskiden kalmış olmaları nedeniyle saygın tutulup birileri tarafından devam ettirilen, kuÅŸaktan kuÅŸaÄŸa (baÄŸnazca) doÄŸru mu yanlış mı deÄŸerlendirilmesi yapılmaksızın iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar bilgi töre ve davranışlar. An'ane: geleneklere baÄŸlı kimse. An'aneci, adet de aynı anlamlarda.. adet yerini bulsun diye falan...
Günümüzde bu deyimler ve kelimeleri pek çok defa duyarız. Ve bu kullanım tarzı, ve bu kullanımlar bazı kimseler tarafından kabul de görür. Bilhassa tarz deyimi. Öyle ya, tepelere tırmanmak için azim gerek, sabır gerek. Bunları göze almış, darlık çekmiÅŸ, yokluk çekmiÅŸ pek çok meÅŸakkatlere göÄŸüs germiÅŸ ve tepeye binbir zahmetle ulaÅŸmış veya tepeyi bir kaç kiÅŸi ile paylaÅŸmış...
E... Artık tarzını belirlemeli, ona sahip çıkmalı veya hiç zahmetsiz bir görenek te olabilir seçtiÄŸi bu tarz. Ve ne pahasına olursa olsun, bu uÄŸurda vermeli; veya vermeli mi?
Bunların yeri geldiÄŸinde terkedilmesinde en ufak bir zarar ziyan söz konusu mudur? Bütün bunları hesap etmez... Hemen çalakalem savunur kendi tarzını. BulunduÄŸu yeri zamanı da hesaba katmaz, tarzını korumaya kilitlenmiÅŸtir. Belki bir mekanda misafirdir veya kendi hanesinde bir misafiriyle oturmuÅŸ sohbet ediyordur... Birileri tarzına dokunmayıversin, hemen gardını alır, alışkanlığını, adetini koruma gayretine girer. Neticesi ne olur, muhatabı kimdir; Onlar önemli deÄŸildir, düÅŸünmez hiç. Farkında olmadan put edindiÄŸi tarzını saÄŸlama almak o anda öncelikli meselesi olur. Oysa bu tutum ve davranış bilhassa bulunduÄŸu mekana göre biraz daha müsamahakar davranmak için çok önemlidir. Mesela kendi evinde ise misafirine karşı daha saygılı olması her zaman beklenir. Ve adaba uygun olan da budur. Ama dedik ya: o anlık durum ve asabiyeti tarzını korumaya sevketmiÅŸtir kendisini.
Bütün bunları bir yere kadar hoÅŸgörür ve mazur kabul edebiliriz. Lakin bir mümin için korunması daha önce ve elzem olan konuların önüne alındığında o zaman "hele orada biraz dur" demek gerekir. GiriÅŸte ele aldığımız tarz, gelenek vs. anlamlarını arz etmiÅŸtim. Malum bunlar din deÄŸildir ama bir anlamda din de diyebiliriz. Yani beÅŸeri dinleÅŸtirilmiÅŸlerdir. Gerçek anlamda ise Din: müminin vazgeçilmezidir. En azından itikadi konuları ve islami deyimle farz ve günah-ı kebairleridir. Mümin, bunların üstüne titrer, titiz davranır. Bunları korumakla yükümlüdür. Yeri geldiÄŸinde savunmak ve bunları yaÅŸamakla mükelleftir. Bu bab'da göstereceÄŸi asabiyet ona haktır. Ve bu izne, bu yola sevkedilmiÅŸtir. Çünkü zikrettiÄŸimiz hususlar mümin için terkine müsamaha edilemeyecekler cümlesindendir. Korunmaları elzem sınıfındadır. O kadar ki, bunların uÄŸrunda ölümü bile göze alması gerekebilir. Ve bundan çekinmez de. Ä°ÅŸin -ruhsat tarafı bir yana- azimet yönü böyledir. Yine farz olarak müminlerin literatüründe yerini alan, idame ettirilmesi gereken ibadetlerimiz de aynı kategoridedir. Bunlara bilhassa özen gösterip öncelikli mesele edinip öyle yaÅŸamak yaraşır mümin olan kiÅŸiye. Bunları arkaya bırakıp tarz ve geleneklerimizi öne almak tefekkür sistemimizin dumura uÄŸradığına iÅŸarettir. Kavmiyetin, ırkçılığın hoÅŸgörülmediÄŸi bir inanç sistemi bunları asla kabullenmez. Zorluklarla da olsa elde ettiÄŸin tarzın uÄŸruna savaÅŸ mı vereceksin ey mümin insan ? Asıl olanı ihmal edip elde ettiÄŸin basit deÄŸerler uÄŸruna savaÅŸmayı terk etmek yaraşır mı mümine. Aksi davranış hem kiÅŸiliÄŸine halel getirir hem de ebedi alemine kayıp olarak iÅŸlenir. Ringe çıkmış iki rakip gibi boks maçı mı yapıyorsun sen ey aziz mümin?..
Tarih bu yanlışı yapanlarla dolu dolu. Hangi çaÄŸdayız ? Hangi devirdeyiz ? Bu cahiliye adetlerini gayesiz insanlar yapıyorlar. Bırakalım onlara yapadursunlar. Ä°lanihaye devam ettiredursunlar. Onlara mani olamayız. Ve gücümüz de yetmez zaten. Biz müminler bu kafa yapısıyla mücadele etmemiz gerekirken onların safına mı düÅŸeceÄŸiz? Nefsimizin bu yanlış arzusuna dur diyelim ve bu yanlışı olur olmaz korumayalım...
Bizim dünyamız (aynı mekan içinde de olsa) ayrı ve üstün bir yere sahiptir. Geçici olan bu alem bizi aldatmasın. Biz müminler ebedi alemimizi sahiplenip, rıza-i ilahi için gayret edelim.
Rabbimiz samimi ve tefekkürle beslenen davranışlarımıza güzel ve büyük karşılıklar vadediyor. Bizler ona talip olalım. Tarz'ımız Farz'ımız olmasın. Erdem ÅžENTÜRK
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |