24-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
Son Eklenenler
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
ÖZKÖRLÜK PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 23
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
25-04-2006
    -Ya da özgürlüÄŸün bataryası-                                             Necmettin EVCÄ° 
     Image
     

    Neyiniz olmazsa özgür olamazsınız?

    Ya da sizi özgür kılacak öÄŸeler nelerdir?

    Her defasında varoluÅŸumuz ve kiÅŸiliÄŸimiz üzerine yeniden düÅŸünmemizi zorunlu kılan bu yalın sorular, geçenlerde bir iÅŸ adamının ‘Paranız yoksa özgür de olamıyorsunuz’ ÅŸeklindeki beyanı üzerine zihnime gelip çarptı. DoÄŸrusu, bulmak için pek de yorulmadığım cevaplar oracıkta insanlık adına ironik ürperiÅŸlerle kıvranıp durdular. KiÅŸiliÄŸimi anlamlı kılan som insan yanımın en müstesna yerinde yine ÅŸaşırdım, –bir anlamda da ÅŸaşırmadım- acıdım.

    Kapitalist sürece girdiÄŸimizden bu yana insani etkinlikleri deÄŸerlerden önce para belirlemeye baÅŸladı. ‘Paran kadar konuÅŸ’ iÄŸrenç jargonu her türlü düÅŸünsel, etik ve estetik deÄŸeri yerle bir etmeye yöneldi. Paran kadar özgür ol, paran kadar sev, paran kadar düÅŸ kur, paran kadar düÅŸün, paran kadar…Olacağı buydu. Gel de çık iÅŸin içinden. Åžimdi ‘Kaç paralık adamsın, kaç paralık özgürsün’ diye mi soracağız? AÅŸkının ederi, ruhunun markası, gönlünün barkodu… Allah’ım bunları da mı görecektik? 

    Åžimdi benden özgürlük üzerine sükseli bir söylev beklemiyorsunuzdur umarım. Benim de öyle bir niyetim yok zaten. Söz, tüm asli anlamları saçmalığa denkleyen özkörlüÄŸün sağır duvarlarına çarpıp sükûta sığınıyor. 

    Her geçen gün özgür insan olmanın koÅŸulları güçleÅŸiyor. Özgürlük, varoluÅŸ ve kiÅŸilik sorunuyla ilgilidir. Özgürlük, doÄŸrudan doÄŸruya kendi ontolojik cevherimizi güçlendirmeyi amaçlayan bir bilinçlenme hediyesi, insan sorumluluÄŸunun getirdiÄŸi yetkinlik olmalıdır. ÖzgürlüÄŸü varoluÅŸ ve kiÅŸilik sorunu görmeyen modern yaklaşım, içimizde kuramadığımız, içimizde bulamadığımız özgürlüÄŸü hangi dışımızda armaÄŸan edebilir insana? 

    Yeni kapitalizmin iÅŸleyiÅŸini daha verimli kılmak amacıyla, bireysel hak ve özgürlükler acımasızca pazarlanmaya ve tüketime elveriÅŸli metaya dönüÅŸtürülürken nesnel ve maddi bağımlılıkları özgürlüÄŸün yeni tanımıyla özdeÅŸtiren anlayış tümüyle aldatmacadan ibarettir. 

    Özü gürleÅŸtirici anlamda ne bir yol ne bir imkan bırakan hakim paradigma insan özüne uzayan tüm yolları, tüm subaÅŸlarını tutmuÅŸ durumdadır. Gündelik yaÅŸamın mevcut iÅŸleyiÅŸi özgürlükten çok tam anlamıyla ‘özkörlük’ üretmektedir. Ä°nsana ait ne varsa ya yok etmekte ya da sisteme entegre etmek, metalaÅŸtırmak, parasal deÄŸere tahvil etmek gibi ÅŸeytani bir ablukayla hiçleÅŸtirmektedir. Jelatinlenip ambalajlanan, standartlaÅŸtırılan; popülize edilip podyuma/vitrine çıkarılan masum deÄŸerler içeriksizleÅŸtirilerek içi boÅŸaltılmakta hatta bütünüyle ters yönde ifade ve imaj kazanabilmektedir. Seküler modernizm  hiçbir ahlaki deÄŸer ve kural tanımadığından kendi yaÅŸamsal alanını geniÅŸletmek için baÅŸka alanları daraltmakta, ayırım gözetmeksizin deÄŸerleri yeni kapitalizmin deÄŸirmeninde öÄŸütmektedir. Yaygın bir örnektir; bir dönem ciddi bir karşı çıkışı temsil eden çevreci hareketleri sistem kendi bünyesine katmasını bilebilmiÅŸtir örneÄŸin. 

    Ä°nsanın en özel, en mahrem duyguları bile bilhassa filmcilik ve yayıncılık endüstrisi tarafından büyük paralar getiren metaya dönüÅŸtürülmüÅŸtür.  Ä°nsan hakları ve özgürlükleri kavramı da böyle bir üretim ve pazarlama çarkı içine alınmıştır. Sözün burasında bir iletiÅŸim firmasının televizyonlarda yayınlanan reklâmı hem güncel hem ilginç bir örnektir.  Bu reklâmda ‘özgür’ imajıyla savruk, sorumsuz bir kız öne çıkarılıyor, özendiriliyordu. Seri, öykülü bir reklâmdı: Kız tatildeydi. Kimileyin uçsuz bucaksız bozkırlarda bazen daÄŸ baÅŸlarında veya Kapadokya’da Peribacları’nda filan görebiliyordunuz. Yalnız, hiç bir ÅŸey umursamayan, alttan alta cilveli edaları, peÅŸine salınan bir delikanlının naylondan aÅŸkıyla çeÅŸitlendiriliyordu. Final efektte cep telefonuyla ekranı dolduran Kız; hafif, uçuk tonla spot sloganı yapıştırıyordu: ‘Ben özgürüm’!..Siz de izlemiÅŸ olmalısınız. Åžu sıralar bu reklâmın yeni versiyonları piyasaya sürüldü sanırım. Nerden tutsak, nasıl baksak? Gözden kaçacak gibi deÄŸil. Ben mi reklâma takıldım, reklâm mı bana takıldı bu da önemli deÄŸil. Sonuçta özgürlükten yana duyarlı damarım yakalanmıştı. O kız özgürdü. Bunun gerek koÅŸulu olarak bak iÅŸte cep telefonu da vardı. Artık rahat rahat, tüm naz ve cilvelerini de yanına alarak kendi başına buyrukluÄŸun, hiç kimseyi ırgalamayan kayboluÅŸların tadını çıkarabilirdi. Ah bir de arabası olsa! ‘O’nun arabası var’ dı ya hani ‘güzel mi güzel’. Ä°nsan ruhunu en soylu yanlarından gıdıklıyordu bu reklâm. Artık hep böyle oluyor. Nerde o nezih, insan iliÅŸkilerini olabildiÄŸince az hırpalayan reklâmlar. Onlarda bir ÅŸekilde ‘ihtiyaç’ vurgusu öne çıkarılıyordu. Ä°nsan duyarlığımız ÅŸimdilerdeki kadar incitilircesine, kanatılırcasına, hiçleÅŸtirilircesine sömürülmüyordu. Bu da konunun baÅŸka tarafı. UnuttuÄŸumuz, bazen korkusuna kapıldığımız özgürlük yanımızdan tutulup çekiliyorduk alay edilircesine. Reklâm dizisi boyunca fona gizlenen mantık en insan, en dokunulmaz yanımızı Pazar yerine çevirme iÅŸtahıyla içten içe acaba ne söylüyordu? Elinde uzaktan kumandasıyla televizyonu karşısına geçen insan, esasen uzaktan kumanda edilerek zevkleri, tutkuları, anlayışları biçimlendirilen  milyonlardan biri olduÄŸunun, oyuncaklaÅŸtırıldığının, kendinden koparıldığının farkına nasıl varıp, o gizli sesi nasıl duyabilecek? 

    Ekran başında nice kızcağızlar özgür kıza özenecek. Kendi başına, ele avuca sığmaz bir yaÅŸamı düÅŸleyecek, deneyecek belki. SorulduÄŸunda cevap hazırdır: ‘Ben özgürüm’. Kim bilir kaç gencecik insan kim bilir kaç gencecik yürek en delikanlı düÅŸler büyütecek kaldırımlar boyu kalça kıran yosmaların peÅŸi sıra. 

    Kendine gel delikanlı.

    Ben özgürüm. 

    Åžu gür olan özünüzden söz eder misiniz biraz? Ä°ÅŸte duygularımızın engel tanımazlığı: Ye, iç, gül, eÄŸlen, oynama şıkıdım şıkıdım. Tarkan marka bir yaÅŸam. Biraz Duman baygınlığı, biraz metalika çılgınlığı, biraz hoppa, biraz şımarık. Elimde Coca Cola (yaÅŸam budur iÅŸte!) kulağımda insanın kanını kışkırtan müzik, dum tıss. dum tıss. gözlüÄŸümü nasıl buldunuz? Ya saçlarım? Yanlar sıfır, üst taraflar dik ve jöleli.  Uzun, bakımsız da iyi yakışırdı. Ä°lla ki derli toplu olmasın. Çok klasik. Ben özgürüm. Ä°ÅŸte alışveriÅŸ kartım iÅŸte cep telefonum. Ben özgürüm. Tabi bütün bunlar insanın özüyle doÄŸrudan ilgili.

    Meğer modernizim insana tutsaklığı, bağımlılığı oranında değer veriyor.

    Parayla alınan özgürlük deÄŸil olsa olsa kiÅŸiliÄŸi berbat eden çok tehlikeli sorumsuzluk, başıbozukluktur. Dayatılan özgürlük anlayışı insanı sorumsuzluÄŸa, hiçliÄŸe, amaçsızlığa, kiÅŸisizliksizliÄŸe özendirmektedir. Neyiniz yoksa kendinizi özgür hissedemezsiniz? Geçenlerde bir arkadaşım ‘ cep telefonu serbestliÄŸimizi elimizden alıyor’ derken pek haksız sayılmazdı. Åžimdi biri de çıkıp der mi ‘Ben özgür deÄŸilim, çünkü cep telefonum var’ diye. Lafı buraya kadar getirmiÅŸken hadiseye bir de bu duyarlıkla bakalım. Yalan mı kayıtlara geçtiÄŸimiz? Yalan mı artık adım adım izlendiÄŸimiz, istendiÄŸinde dinlendiÄŸimiz/dinleneceÄŸimiz. Birilerinin bizi gözetlemesi  benim özgürlüÄŸümü ortadan kaldırmaya yetmez. Varsın onlar da dinlesin. Sözümüz insanlaradır, herkesedir. Ama can sıkıcı, huzursuz edici ÅŸeylerdir bunlar. Madem özgürlüÄŸün dinamikleri insan yanımızı oluÅŸturan soyut deÄŸerlerden sıradan insanların sorumsuz davranışları seviyesine indirgeniyor o zaman yine sormak gerekecek; denetim ve gözetim altına girmenin neresi özgürlük? Her yerde yakalanıyorsunuz. Olur olmaz zamanlarda ve ansızın yakalanıyorsunuz. Bundan böyle bu kuru gürültüden, bu lüzumsuz hengameden kaçıp, kendinize kaçıp kurtulmanın neredeyse imkanı kalmadı. Bir de özgürleÅŸme adına öyle angaryalara baÄŸlanmışız ki, kendimizi bin parçaya bölerek kurduÄŸumuz iliÅŸkiler ağı içinde aranmamanın ve aramamanın bunaltan boÅŸluÄŸu da dayanılır gibi deÄŸil. Israrla bulunmak, sobelemek, sobelenmek istiyoruz galiba. Ä°ÅŸte yakalandım, iÅŸte izleniyorum yaÅŸasın özgürlük!..  

    Teknolojinin hayatımızın kılcal damarlarına deÄŸin girdiÄŸi bu evrede özgürlük kavramı yeni açılımlarla tekrar anlamlandırılmalı. Her ÅŸey bir yana, markalarla, kartlarla, parayla, ekranlarla, internetle, filmlerle, hızla, hazla, biletlerle, numaralarla, modayla sıkı sıkıya baÄŸlanarak özgürleÅŸtirilmiÅŸ bu insanlara illa da o Özgür Kız’a biri sorsa:

    Kaç kontörlük özgürlüÄŸün kaldı?

    Kaç paralık özgürlük istersiniz?

    ÖzgürlüÄŸü hangi cebine koydun? Dikkat et özgürlüÄŸünü kapkaççılara kaptırmayasın. Yine dikkat et hangi marka olduÄŸunu bilmediÄŸim özgürlüÄŸün kapsama alanı dışında kalmasın. 

    Sevgili özgür kız senin adın ne bakalım?

    Sen hiç tutsak oldun mu diye sormayacağım, hayır. Sen hiç özgür oldun mu diye de sormayacağım.

    Bana gelince, fiÅŸi çekilince adeta ruhunu yitiren, bataryası tükenince yiten Özkörler arasında özüm, ülkemin ormanları kadar gür yanıyor. 

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 02-05-2006 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Anket
Kullanıcı Girişi
Kimler Çevrimiçi
Şuan 222 misafir çevrimiçi
Ziyaretçi Sayısı
111573342 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net