08-05-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow GeçmiÅŸten arrow GeçmiÅŸten arrow Ä°SLAMLA ÅžEREFLENEN KARA KITANIN ÖZGÃœRLÃœK SAVAÅžCISI;MALCOLMX
İSLAMLA ŞEREFLENEN KARA KITANIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞCISI;MALCOLMX PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 6
KötüÇok iyi 
Yazar Eyüp BEYHAN   
23-02-2012
Ä°SLAMLA ÅžEREFLENEN KARA KITANIN ÖZGÜRLÜK SAVAÅžCISI; MALCOLMX

                                                                        Eyüp BEYHAN
  “Aslanlar kendi tarihçilerini çıkarana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıyı övecektir”                                                                                     (Afrika atasözü)
Ey Ä°slam’la ÅŸereflenen insan, Ey kara kıtanın özgürlük savaÅŸçısı.. Adalet haykırıcısı, Amerika’nın en öfkeli adamı Malcolm x, evvela özgürlük mücadeleni ve davanı selamlıyor, müsaadenle hayat hikayeni arz ediyorum..
Dünyaca ünlü gazeteci ve  edebiyatçı romanları ile tanınan Alex Haley, bu en büyük çalışmasıyla Malcolm X'in hayat hikayesini bizzat kahramanın dilinden bize anlatmaktadır..
Siyahların Amerika kıtasındaki tarihlerinde Kuzey-Güney Savaşından sonra en büyük olay kuÅŸkusuz Ä°slamiyettir. Ä°nsan yerine konulmayan siyahlar günün birinde hızla ve kitleler halinde ana dinleri Ä°slamiyeti seçtiler. Siyahlar için Ä°slamiyet yalnızca soyut bir din deÄŸil, kendilerine bilinçli bir biçimde unutturulan tarihlerine, dillerine, kültürlerine, kısaca köklerine yeniden dönüÅŸtü. Malcolm X bu akımın en önde giden ve en radikal önderlerinden biridir...
Ä°ÅŸte elimizdeki bu kitap bu önemli ÅŸahsın hayat hikâyesini içermektedir. Hayatını okumak benim için tek kelimeyle enfesti. Hatta kitabın bitmemesini düÅŸündüÄŸümde olmadı deÄŸil. Rüyamda New York'ta Malcolm X'i görmem de ne kadar etkilendiÄŸimin bir göstergesi gibi duruyor. Lafı fazla uzatmadan malcolm x yakından tanımaya geçelim, buyurun...
 
GençliÄŸi,
Malcolm X’in gençliÄŸi hiç birimizin düÅŸünemediÄŸi bir gençlikti. Demir yollarında çalışırken trenle Newyork’a gidip geliyordu. Newyork’u özellikle de Harlem’i çok sevmiÅŸti. Harlem Newyork’un bizim deyimimizle bir mahallesiydi, burası zencilerin mekânıydı. Malcolm artık hayatını burada sürdürmeye içten içe karar vermiÅŸti. Malcolm’un hayallerinin ÅŸehriydi Harlem..! Güzel giyimli, gösteriÅŸsiz, medeni zencileri hayatında hiçbir zaman bir arada görememiÅŸti.
1942 yılında 17 yaşındayken ÅŸikâyetler üzerine demir yollarındaki iÅŸinden atıldı. Sonra Harlem’de hayran kaldığı bir barda iÅŸe baÅŸladı. Ä°ÅŸini çok seviyordu, hiçbir zaman iÅŸine geç kalmadı. Bu bar onun deyimiyle bir mektepti(!). Burası; dümencilerin, hırsızların, esrar satıcılarının ve pazarlayanların takıldığı, Harlem’in birkaç barından birisiydi.
Burada çalışırken birçok ÅŸeyi öÄŸrenmiÅŸti, kendisi de esrarlı sigara satmaya baÅŸladı. Esrarlı sigara iÅŸinden iyi para kazanmaya baÅŸlamıştı. Artık paraya para demiyordu. Gün geçtikçe stoklarını daha da arttırıyor, çok tanındığı için müÅŸteri bulmakta hiç zorluk çekmiyordu. Narkotik polisleri artık onun da esrar sattığının farkına varmışlardı. Kanun gereÄŸi üzerinizde esrar bulamazlarsa suçlayıp kimseyi içeri almıyorlardı. Malcolm da, içi boÅŸaltılmış ayakkabı topuklarında, ÅŸapka astarlarının arasında esrar taşımanın arık modası geçtiÄŸinden, esrarı bir paket yapıp koltuÄŸunun altına sıkıştırıp, geceleri çalıştığı için takip edildiÄŸini anladığında hemen bir köÅŸeye çekilip paketi koltuÄŸunun altından çaktırmadan bırakıyordu. Karanlıkta yaptığı bu numarayı kimse çakmıyordu tabi. Polis daha fazla takip etmeye baÅŸlayınca boÅŸ bir sigara paketine, ya da Kızıl Haç’ın boÅŸ yara bandı paketlerine koyuyor, parasını aldıktan sonra müÅŸteriye bıraktığı yeri tarif ediyordu.
Polis onun peÅŸini bırakmamakta kararlıydı, böyle insanlar için polisin çok yöntemleri vardı. Kalabalık arasında ceplerine esrar koyup delil göstermek, evini belirleyip gizli bir yere esrarı saklamak... Malcolm bunu bildiÄŸi için devamlı ev deÄŸiÅŸtirmek zorunda kalıyordu. Polisin kendisini listeye aldığını haber alınca, Malcolm’un bir arkadaşı: ortalık sakinleÅŸinceye kadar biraz seyahat etmesini önerdi. Malcolm daha önce demir yollarında çalıştığından bedava seyahat etme kartına sahipti. Aklına yeni bir fikir geldi: Orkestra guruplarının peÅŸinden gitmek. Orkestra guruplarının çoÄŸunu tanıyordu ve hemen hepsi Malcolm’un müÅŸterisiydi. Artık seyyar eroin satıcısı olmuÅŸtu. Bu ÅŸekilde bütün doÄŸu sahillerini dolaÅŸarak orkestrayla turneye çıkan guruplara esrarlı sigara satıyordu güne kadar kimse seyyar esrar satıcısına rast gelmemiÅŸti Amerika’da!.. Sonra ani bir kararla esrar satma iÅŸini de bıraktı.
Bu arada askere çaÄŸrılıyordu. Ancak bütün zenciler gibi o da askerlik yapmamak için her yolu deneyecekti. Akli dengesinin yerinde olmadığını ispatlamak, çeÅŸitli haplar kullanarak kalbi ya da ciÄŸerleri tahrip edip kendisini çürüÄŸe çıkarmak. Ancak devlet bu oyunları bildiÄŸi için askere gideceklerin yerlerini tespit eder, ajanlar onları takibe alırdı. Malcolm artık gittiÄŸi kalabalık yerlerde askere gitmek istediÄŸini saÄŸa sola bağıra bağıra söyler oldu. Bunu akli dengesinin yerinde olmadığını göstermek için yapıyordu tabi.
Askerden gelen cep pusulasını alıp, en acayip zoot elbisesini giyip, saçlarını kırmızıya boyayıp, bir çalılık gibi kıvırdıktan sonra askeri ÅŸubeye gitmiÅŸ içeri dalıp, sıraya falan bakmadan; herkesin önüne geçip: “hadi koçum bitir ÅŸu iÅŸi de, ben gidip general olmak istiyorum, kafasının ortasından vuracağım o düÅŸmanları..” demiÅŸ sonra onu da sıraya aldılar. Malcolm bu arada yine sayıklıyordu: gidip en büyük general olacaktı, savaÅŸacaktı!. Adamlar bu halini görünce Askeri psikiyatri kliniÄŸine sevk ettiler Malcolm’u. Burada psikologa çeÅŸitli numaralar yaptı: psikolog onu dinlerken, Malcolm ikide bir arkaya bakıyor, sanki kendisini dinleyen biri varmış gibi, kapıları aralayıp duruyordu. Sonra psikologun kulağına eÄŸilerek “bak babalık! ben güneye gideceÄŸim, zencileri örgütleyip, ne kadar beyaz fellah varsa öldüreceÄŸim” demiÅŸti. Doktor bunları duyunca elindeki kalemi düÅŸürmüÅŸ, kalemi aldıktan sonra Malcolm hakkındaki nihai kararını vermiÅŸ. Malcolm böylece askerden de yırtmış oluyordu...
Amerika’da yaÅŸayan zenciler üniversite mezunu ise ancak bir hademe ya da hastanelerde ve devlette ayak iÅŸlerini yapıyorlardı. Hal böyle olunca zencilerin çoÄŸu kolayından yaÅŸamak, çalışmadan kazanmak, dümen çevirmek iÅŸleriyle meÅŸguldü.
Amerika’da yaÅŸayan bir zencinin yıllık geliri beÅŸ bin dolar iken, bir beyazın geliri en az yirmi beÅŸ, otuz bin dolar arasında deÄŸiÅŸiyordu. Hal böyle olunca büyük kentlerin zenci mahallelerinde mektep yüzü görmemiÅŸ, gitmiÅŸse de bitirememiÅŸ on binlerce kiÅŸinin aklı fikri bir dümen çevirip de hayatını sürdürmektedir. Bu ahlaksızlık batağına düÅŸmüÅŸ kimselerin ne yaptığını, nereye gittiÄŸini, bu iÅŸin sonunun nereye varacağını düÅŸünmeleri için, bir vicdan muhasebesi yapabilmeleri için hiç vakitleri yoktu.
Åžimdiye kadar dümencilerin esrarcıların, kumarbazların, piyangocuların arasında büyümüÅŸtü Malcolm. Amerika da yaÅŸayan, hele Harlem’de yaÅŸayan zenciler için erdem ya bir çete kurmak, ya en iyi hırsız olabilmek, ya da bir düzen kurup öylece kendine göre hayatı geçirip gitmekti... Malcolm da artık çetesini kurmuÅŸ,hırsızlıklara baÅŸlamıştı. Bir ara iÅŸler kesat gidince piyango biletleri satmaya baÅŸladı. Piyango bileti aldığı kiÅŸi ile sorun yaÅŸayınca Boston’a gitti. Burada hırsızlık çetesi kurdu. KurduÄŸu bu hırsızlık çetesi üç erkek ve birkaç tane beyaz kızdan ibaretti. Malcolm özellikle beyazlardan seçmiÅŸti ki bu kızları. Onlar Boston’da oturan zenginlerin evlerine gidiyor, evin planını çıkarıyor, gösteriÅŸe düÅŸkün kadınlar neleri varsa belli ettikleri için, iÅŸleri çok kolay oluyordu. Sonra yaptıkları planı getiriyorlardı, kıymetli eÅŸyaların yerlerini bile belirtiyordu bu planlar. Geriye eve girip yapılan planın uygulanması kalıyordu. Ä°ÅŸleri çok iyiydi; ancak bu yolun sonunu tahmin etmek herkes için çok kolay olsa gerek...

Tutuklanıyor,
Aşırdıkları ÅŸeylerden çok hoÅŸlarına giden olursa kendilerine ayırıyordu çete üyeleri, Malcolm da hoÅŸuna giden bir saati kendisi için ayırmıştı. Saatin küçük bir tamiri gerekiyordu. Ancak bu saatten Boston’da birkaç tane vardı, saatin sahibi nasıl bir tamir gerektiÄŸini polise bildirmiÅŸti. Malcolm kırık bir taşını deÄŸiÅŸtirmek üzere saati tamirciye verdi. GötürdüÄŸü saatçi iki gün sonra gelip almasını söyledi, iki gün sonra Malcolm saatçiye uÄŸradığında saatçi ilk önce parayı istedi, Malcolm parayı uzattı, ancak saati alamadan dedektifler Malcolm’u kelepçeleyip götürdüler karakola. Daha sonra çete üyelerinin dairelerinde bir sürü delil ele geçirdiler: kürk mantolar, mücevherler, mesleki aletler ve Malcolm’a ait silahlar.
1946 yılının Åžubat ayında arkadaşı Shorty ile birlikte,mahkeme kararıyla, bileklerine kelepçe vurulduktan sonra, Charlestown eyalet hapishanesine havale edildiler. Malcolm o zamanlar daha yirmi bir yaşını bile doldurmamıştı. Hapishaneye girdiÄŸi ilk günlerde bedensel olarak çok acı çekiyordu; çünkü içeriye girer girmez uyuÅŸturucularla birden iliÅŸkisi kesilince, yılan gibi kıvranacak hallere düÅŸmüÅŸtü. Hapishanenin psikiyatrisi ilgilenmeye kalkınca, Malcolm’dan bütün bildiÄŸi küfürleri duymuÅŸtu, aynı gazaba bir süre sonra hapishanenin papazı da uÄŸramıştı.
Hapishanedeki ilk yılı çok zor geçmiÅŸti. Buraya alışmak bütün insanlar için çok zordu, ancak alıştıktan sonra oranın bir parçası oluverirdiniz. Malcolm ilk yılında yemek sırasında elinden tepsiyi düÅŸürmek, numarası okunduÄŸunda cevap vermemek, uyuÅŸturucu krizine girdiÄŸinde hücresindeki her ÅŸeyi dışarı fırlatmasından dolayı devamlı katıksız hücre hapsi yiyordu. Hücreye girdiÄŸinde avazının çıktığı kadar bağırıp devamlı Ä°ncil’e ve Tanrıya küfürler yaÄŸdırıyordu. Bundan dolayı Malcolm’a hapishanedekiler “Ä°blis”demiÅŸlerdi.
Hapishanede de Bimbi diye birisi vardı. Çok güzel konuÅŸan ve devamlı kitap okuyan birisiydi. Malcolm bu sıralarda kendisini sıradan bir dinsizden çok ileri görüyordu. Bir gün Bimbi’nin dinsizliÄŸe karşı konuÅŸmasından sonra, Malcolm artık dine, kitaba falan rast gele küfretmez olmuÅŸtu.

Ä°slam’la Tanışması,
1948 yılında Malcolm Concord Hapishanesine nakledilmiÅŸti. Burası eski yerine göre daha güzeldi. Ä°ÅŸte bu günlerde küçük aÄŸabeyi Philibert’ten bir mektup aldı. Mektupta: “Siyah adamın doÄŸal dinini keÅŸfettiÄŸini” ve Ä°slam cemaati diye bir ÅŸeye katıldığını yazıyordu kardeÅŸi. Ayrıca kurtuluÅŸa ermesi için Allah’a dua etmesini istiyordu. Sonra kardeÅŸi Reginald’dan da bir mektup aldı. Bir sürü havadisle birlikte “Malcolm sakın domuz eti yeme ve sigara içme artık. Hapisten nasıl kurtulacağını anlatırım sonra sana” diyordu kardeÅŸi...Malcolm bu cümleyi okuduktan sonra aklına bin bir türlü ÅŸeyler geliyordu: domuz eti yemeyince ve sigara içmeyince insanda hapisten çıkaracak bir hastalık mı beliriyordu, ya da Newyork askerlik ÅŸubesine yaptığı psikolojik numaranın bir benzerimiydi bu...
KardeÅŸinin dediklerini aynen uygulamaya koydu. Bir gün öyle yemeÄŸinde domuz eti vardı. Tabağına koymadan karavanayı yanındakine verdi. Sigarayı bırakmak çok zor deÄŸildi onun için, katıksız hücre cezasında günlerce sigarasız kalmaya alışmıştı. Sabırsızlıkla kardeÅŸi Reginald’ın geleceÄŸi günü bekliyor ve bu numaranın ne anlama geldiÄŸini bir an evvel öÄŸrenmek istiyordu. Sonunda bir gün çıktı geldi kardeÅŸi Reginald. Ancak, Malcolm’un merak ettiÄŸi konuya hemen girmedi, öylesine sıradan biraz konuÅŸtuktan sonra, tasarlanmamış bir konu gibi Malcolm’a sordu: “Malcolm,bil bakalım akla hayale gelebilecek her ÅŸeyi, bilinebilecek her ÅŸeyi bilen insan kim olabilir?” “Herhalde tanrı gibi birisidir” bu dedi Malcolm. “Her ÅŸeyi bilen bir insan var, Tanrı bir insandır,adı da ALLAH’tır” dedi kardeÅŸi.
Malcolm bu arada Norlfok hapishanesine gelmiÅŸti. Burası diÄŸer hapishanelere nazaran çok daha güzeldi. Bu hapishanede çirkin dedikodular, sapıklıklar, rüÅŸvet gibi ÅŸeyler olmadığı gibi, herkesin kendine ait bir odası vardı. Nefret kusan gardiyanların yerine eÄŸitimci gardiyanlar vardı. Buranın en güzel yönlerinden bir tanesi de kütüphanesinin olmasıydı. Zengin bir milyoner bağışlamıştı kütüphaneyi ve mahkumlar istediÄŸi gibi kitap okuyabiliyorlardı.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra kardeÅŸi Reginald tekrar geldi ve Malcolm’un kafasında ilk kez yer bulan ciddi düÅŸünceler bırakarak gitmiÅŸti. “DüÅŸünebiliyor musun kim olduÄŸunu bile bilmiyorsun” demiÅŸti Reginald. “Bitip tükenmek bilmez hazineleri olan, kralları medeniyetleri olan bir ırktan geldiÄŸin halde bunu bilmiyorsun ne yazık ki. Åžeytan beyazlar senden bunu gizliyorlar. Asıl soyadının ne olduÄŸunu bile bilmiyorsun, bir zamanlar kendi ana dilin olan dilini duysan bir kelimesini bile anlamazsın. Beyaz ÅŸeytan aslınla ilgili bütün bilgileri çekip almış elinden. Seni katlederek, sana tecavüz ederek, seni atalarının tohumundan, anayurdunun baÄŸrından koparıp getirdikleri günden bu yana sen bu beyaz ÅŸeytanın bitmek bilmeyen ÅŸeytanlıklarının kurbanı durumundasın.”
Amerikalı beyazlar; Zenci dedikleri bu insanlara kendi anavatanları olan Afrika’yı maymunlar gibi daldan dala atlayan vahÅŸi siyahların, putperestlerin bulunduÄŸu yer diye tanıttılar. Zencileri kendi öz vatanlarına ve ırklarına düÅŸman ettiler, kendi dinlerini aşıladılar. Bu din Zenciye siyah olan her ÅŸeyin lanetli olduÄŸunu, siyah olan her ÅŸeyden, hatta kendi kiÅŸiliÄŸinden nefret ettiriyordu. Hıristiyan din adamları bu zencilere bir yanağına vurulduÄŸunda diÄŸer yanağını da çevirmeyi, acı çekerken gülmeyi, acıları sineye çekmeyi, boyun bükmeyi, alçak gönüllü olmayı öÄŸretmiÅŸti. Onlara dualar edip ilahi okumayı, beyaz ÅŸeytanların elinin artığı ÅŸeylerle idare etmeyi, gerçek nimetleri öbür dünyadan beklemeyi, öbür dünya için yalvarıp, ama bu dünya nimetleri için fazla bir ÅŸey istememeyi öÄŸretmiÅŸti! Köleci efendi bu dünyada kendi cennetinin tadını çıkarırken, Zenciye öbür dünya nimetine razı olmayı öÄŸretmiÅŸti.

 Zindandan Aydınlığa,
Malcolm, Norlfolk hapishanesinde öÄŸrendi her ÅŸeyi... Burada günde sadece beÅŸ saat uyur ve saatlerce kitap okurdu. Gece “ışıklar kapansın” sesi onun kâbusu olurdu, ancak dışarıdan sızan ışıkla kitap okuyabilirdi. Böyle kitap okuya okuya gözlerinin görme gücü iyice azalmış ve astigmat olmuÅŸtu. Ayrıca hapishanelerde mahkûmlar arasında birçok münazaralar yapılıyordu, Malcolm bunlara katılıyordu. Bu münazaralar onu ileride Vekil olduÄŸunda yapacağı konuÅŸmalara hazırlıyordu.
 Kendi deyimiyle: “O sıralar, bir insan için en zor ÅŸeyi, fakat en büyük ÅŸeyi yapmak üzereydim; insanın zaten içinde var olan gerçeÄŸi, insanı çepeçevre kuÅŸatan gerçeÄŸi kabul etmek üzereydim.” Onun Ä°slam’ı seçmesi aynı en azından Amerikalı beyazlara bir tepkiydi; Çünkü Elijah Muhammed daha çok ırkçıydı. Müslümanlığı tam anlamıyla bilmiyordu ya da açıklamak istemiyordu. Irkçılık söz konusu olunca, zenciler tabi ki daha kolay Müslüman oluveriyorlardı.
Hapishanede çok okuma imkânı buluyordu. Bütün doÄŸu ve batı felsefesini okudu. Bir sözlüÄŸü baÅŸtan sona kopya etti, yaklaşık bir milyon kelime... burada beyazlarla ilgili çeÅŸitli gerçekleri öÄŸrenecekti: Beyaz tüccarların koloniler kurarak Afrika Asya ülkelerine saldırışını, Haç’a hiçbir zaman Ä°sa dininin ruhuna uygun olarak, içten pazarlıksız olarak el atmadıklarını; alçakgönüllüce, azizce insanca sarılmadıklarını... “Åžeytan beyaz adam Åžeytani mizacının gereÄŸi olarak siyah olan her ÅŸeyden nefret etmeyi öÄŸretti bizlere. Beyaz olmayan bütün toplumları sömürdü. Ayrıca yeryüzündeki bütün dinler kendi mensuplarına tanıyabilecekleri, hiç deÄŸilse kendi ırklarına benzer bir Tanrı düÅŸüncesi getirirken, beyaz köleci efendiler Zencilere kendi Hıristiyanlıklarını aşılamışlardı. Bu Hıristiyanlık ise ‘Zenciye tıpkı köleci efendisi gibi sarı saçlı, soluk benizli, mavi gözlü adeta ecnebi tanrıya tapmasını salık veriyordu tabi ki.”
 Eljah Muhammed siyahtı. Georgia’daki bir çiftlik evinde doÄŸmuÅŸtu, ailesiyle birlikte Detroit’e taşınmıştı. Ä°nsan suretine girmiÅŸ tanrı olduÄŸunu iddia eden birisiyle tanışmıştı. Mr. Wallece D. Fard, Eljah Muhammet’e Allah’ın mesajını bildirmiÅŸti ve bu mesajı ‘Kuzey Amerika da yaÅŸayan, Yitik buluntu Ä°slam cemaati durumundaki siyah halka iletmesini istemiÅŸti Eljah Muhammed’den. Buna dayanarak kurmuÅŸtu Eljah Muhammed Ä°slam cemaatini. Ä°çerdeyken kardeÅŸleriyle ve Eljah Muhammet’le devamlı mektuplaşıyordu. Eljah Muhammet ona bir mektup göndermiÅŸ içine de bir miktar para koymuÅŸtu.
 Malcolm hapis cezasının son yılını ilk gittiÄŸi Charlestown Hapishanesinde geçirdi. Norlfolk’taki görevliler, iÄŸne vurulmak istemeyiÅŸini ve yer deÄŸiÅŸtirmesine itirazını neden olarak gösterdiler!. Charlestown’da eskisi gibi kitap okuyamasa da, çeÅŸitli tartışmalara katılıyordu. Hafta sonu bir ilahiyatçı Ä°ncil dersi vermeye geliyordu, buna katılmaya karar verdi Malcolm. Ä°lahiyatçı konuÅŸması bittikten sonra soruları alıyordu. Sonunda bir gün Malcolm da el kaldırdı ve sordu: “Pavlusun rengi neydi? Siyahtı elbet; çünkü o bir Ä°brani’ydi ve esas Ä°branilerse siyahtı...Öyle deÄŸil mi?” Ä°lahiyatçı “evet” dedi. Malcolm tekrar sordu: “Ya Ä°sa’nın rengi....o da Ä°brani’ydi deÄŸil mi?” Adam neye dayanarak diretebilirdi ki? “evet Ä°sa esmerdi” dedi. Malcolm “peki kiliselerde çizilen resimlerde Ä°sa hep beyaz çizilmiÅŸ, öyleyse bu resimler gerçeÄŸi yansıtıyor mu sizce?” deyince, Ä°lahiyatçı “Bak bu konuda bir ÅŸey söyleyemeyeceÄŸim” deyip çekip gitmiÅŸti.
Ve hapisten çıkıyor,
1952 baharında tahliye kurulunun salıverilme kararıyla hapisten çıktı. Hapisten çıkınca Harlem ya da Boston yerine doÄŸru Detroit’teki kardeÅŸinin yanına gitti. Buraya gitmesinin nedeni Eljah Muhammet’in öÄŸretisini daha iyi kavramak içindi. Hapisten çıkışı için kardeÅŸinin çalıştığı maÄŸazanın sahibi kefil olmuÅŸtu. Hemen burada tezgahtar olarak iÅŸe baÅŸlamıştı. KardeÅŸi Wifred yanında kalmasını istemiÅŸti, o da seve seve kabul etti bunu. KardeÅŸinin evinde tam bir Müslüman evi havası vardı. KardeÅŸi ona gusül almayı ve namaz kılmayı öÄŸretti. MaÄŸazada da namazlarını hiç aksatmadan kılıyorlardı, diÄŸer çalışanlardan habersiz olarak yapıyorlardı bunu. Malcolm namaz kılmayı çok sevmiÅŸti, bütün din kardeÅŸleriyle birlikte ALLAH’a yöneliyorlardı. Detroitteki Müslümanların toplandığı bir yer vardı. Burada hafta sonları Ä°mam Lamuel Hasan konferanslar veriyordu. Buradaki Müslümanları o kadar samimiydiler ki, Malcolm böyle bir samimiyeti hayatında ilk kez görüyordu. Birbirleriyle karşılaÅŸtığında herkes selamlaşıyordu,ve birbirlerine son derece samimi davranıyordu herkes: ‘KardeÅŸim’, ‘Bacım..’, Hanımefendi...’, ‘Efendim...’ bu fevkalade bir ÅŸeydi...Malcolm tüm bunlar için diz üstü çöküp ALLAH’a ÅŸükür ediyor ve Eljah Muhammet’i göreceÄŸi günü iple çekiyordu.

Eljah Muhammetle Buluşması,
Bir gün Chicago’daki iki numaralı mabedi ziyarete gitme kararı aldılar. Eljah Muhammet’in burada bir konuÅŸması vardı. Chicago’da iki numaralı Mabed’de herkes aynı tip elbiseler giyinmiÅŸti. Malcolm bu kadar Müslüman’ı disiplinli temiz bir ÅŸekilde ilk kez görüyordu. Elçi içeri girince selam verdi, herkes ‘ve aleyküm selam’ diye yanıt verdi. Elçinin başında altın nakışlarla süslenmiÅŸ bir de taç vardı. Malcolm bu sırada dalıp gitmiÅŸti: kendisi içerdeyken hiç tanımadığı halde zaman ayırıp mektup yazan, Zencilere liderlik yapabilmek için nice acılara katlanmış, hiç özveriden kaçınmamış, zencilere kol kanat gerebilmek için gözünü budaktan sakınmayan lider...
Eljah Muhammed o gün çektikleri sıkıntılardan ve geçmiÅŸinden bahsetti. KonuÅŸmanın sonuna doÄŸru ismiyle hitap ederek Malcolm’a seslendi: “yıllardandır hiç ara vermeksizin bana mektup yazmıştır Malcolm kardeÅŸ. Elim deÄŸdikçe ben de kendisine yazmışımdır. ‘Zindandayken ÅŸeytandan kurtulmuÅŸtu Malcolm kardeÅŸ; ama ÅŸimdi onun tekrar içkime, kumarıma, esrarıma ve günahıma çekeceÄŸim diyecektir beyaz ÅŸeytan. Ä°ÅŸte ÅŸimdi temiz kardeÅŸimizin perdesi kalkmıştır, göreceÄŸiz nasıl bir insan olacağını, inanıyorum ki hep baÄŸlı kalacaktır Malcolm kardeÅŸ imanına” diyordu Eljah Muhammed.
AkÅŸam yemeÄŸini Eljah Muhammet’le birlikte yediler. Bu sırada Malcolm Detroitteki Mabedi nasıl tıka basa doldurabileceÄŸini düÅŸünüyordu kendi kendine. Bir ara sordu: Detroitteki mabede kaç kiÅŸi toplanabileceÄŸini sordu. Eljah Muhammet “binlercesini”dedi ve gençlere çok önem verilmesini istedi. Malcolm üye sayısını arttırmak için Ä°mam Lamuel Hasan’a yardımcı olmaya karar verdi Zenci mahallelerine gidiyor: “Adamım sana ÅŸöyle biraz fıs geçeyim mi?”diyerek baÅŸlıyordu konuÅŸmasına, böylece bir çok kiÅŸiyi yanında getirmiÅŸti .

Soyadı Değişmesi,
Malcolm bu ara soyadı deÄŸiÅŸikliÄŸi için baÅŸvuruda bulunmuÅŸ ve baÅŸvurusu kabul edilmiÅŸti. Eljah Muhammed “X”soyadını kullanmalarını öÄŸütlemiÅŸti onlara. Afrika’dayken ailelerin sahip oldukları soyadlarını simgelemektedir ‘X’. Åžimdiki soyadları: köleler, efendilerinin soyadlarını kullandığından, kendilerine ait deÄŸildi. ‘X’ Matematikte bilinmeyenin simgesidir. Bir gün gelip ALLAH’a dönünceye deÄŸin ve kendi aÄŸzından bize kutsal isim verinceye kadar bu ‘X’i kullanacaklardı. Artık onun ismi Malcolm X’ti.
Malcolm X bu arada bol bol çalışıyordu. Hafta sonu sohbetlerini hiç bırakmadan takip ediyordu. Cemaate katılmayı hiç aksatmıyordu. Artık geceleri rahat uyuyabiliyordu. Bu hale onu ALLAH’tan baÅŸka kim getirebilirdi ki. Gün geçtikçe Eljah Muhammet’e daha çok baÄŸlanıyordu.
Eljah Muhammed, yeterlilik kazandığına inanınca, Malcolm’u Boston’a yolladı, burada Llyod X adında bir Müslüman oturuyordu. Ä°slam’a az çok ilgisi olanları evinde topladı. Malcolm onlara bir konuÅŸma yaptı. Malcolm konuÅŸmalarında daha çok siyahlara yapılan iÅŸkencelerden bahsediyordu. Böylece, bir tepki olarak Malcolm’un konuÅŸmalarına katılım çoÄŸalıyordu. Ancak konuÅŸmalar sonucunda “kim Eljah Muhammet’in hareketine katılmak ister?” dediÄŸinde sadece bir kaç el kalkıyordu. Aradan üç aya geçtikten sonra bir teÅŸkilat için yeterli sayıya ulaÅŸtığını anlayınca on bir numaralı Mabedi açtılar Boston’a. Eljah Muhammet onu 1954 yılının martında Philedelphia’ya gönderdi. Malcolm’un burada da beyazlara iliÅŸkin gerçekler hakkında yaptığı konuÅŸmalar sonucunda Philadellphia’daki zenciler daha büyük tepki verdiler ve Mayıs ayının sonunda On iki numaralı Mabet açıldı. Ertesi yıl baÅŸarılarından dolayı Eljah Muhammet Malcolm X’i Newyork’u teÅŸkilatlandırması için görevlendirdi.

Malcolm X eskiden dümenler çevirdiÄŸi, esrar sattığı bu yere, yani buradaki sokaklara pek yabancı deÄŸildi. Eski arkadaÅŸlarını ziyaret etti. Hiç birisi onun bu denli deÄŸiÅŸtiÄŸine pek mana veremiyorlardı. Malcolm X bu arada Müslüman bir hemÅŸire olan ve yine Müslüman teÅŸkilat için çalışan Betty X adında birisiyle, Eljah Muhammet’ten onay aldıktan sonra evlendi.

Büyük bir kentte, imkanları büsbütün sınırlı bir örgüt, kamuoyunun dikkatlerini üstüne tam anlamıyla çekebilecek bir olayla karşı karşıya kalmazsa, pratik hayatta tanınmamaya mahkumdur. Ä°ÅŸte bir gün Harlem’de öyle bir olay meydana geldi. Ä°ki beyaz polis zenciler arasında çıkan kavgayı önlemeye çalışırken Johnson Hinton adındaki bir Müslüman’a coplarla saldırdılar. Kafasından yaralanıp derisi epeyce soyulan Hinton, bir polis arabasıyla en yakın karakola götürüldü.
Malcolm X olaydan haberdar edilince 50 kadar Müslüman’la birlikte karakola gitti. Ä°lk önce Malcolm’a onu göremeyeceklerini söylediler. Malcolm da nöbetçi amire pencereden dışarı bakmasını söylemiÅŸ, adam dışarıdaki Müslümanları görünce ÅŸaşırmıştı. Malcolm kardeÅŸlerini görmeyince orayı terk etmeyeceklerini söyledi. Nöbetçi amiri göstermeye razı olmuÅŸ: Johnson Hinton’u kafası, yüzü, omuzları kana bulanmış bir vaziyette buldular. Malcolm: “bu adamın yeri karakol deÄŸil hastanedir”diye bağırdı. Hemen bir can kurtaranla onu hastaneye yolladılar. Hastanede yol boyunca elli Müslüman’la birlikte arabayı takip ettiler. Harlem’in en büyük caddesinde o güne kadar böyle kalabalık görmeyen zenciler dükkanlardan, kafelerden fırlayıp, kalabalığın peÅŸine takıldılar.
Ä°slam cemaati Johnson Hinton’un davacı olması için çok çalıştı, davanın sonunda Johnson Hinton 70 bin dolar tazminat kazandı. Bu olay Amerika da Müslüman cemaatinin gündeme gelmesine vesile oldu. Artık Amerika’daki televizyonlar Müslümanların mescitlerini gösteriyorlar, çeÅŸitli belgeseller düzenliyorlardı. Malcolm X televizyon programlarına katılıyordu. Siyah Müslümanlar iyice Amerika gündemini meÅŸgul etmeye baÅŸladılar...

Eljah Muhammed, Malcolm X’ e. “senin daha çok ünlü olmanı istiyorum. Çünkü sen ünlendikçe ben daha çok tanınıyorum ve cemaatimize katılım çoÄŸalıyor.”demiÅŸti. Eljah Muhammet’in vekili olarak Malcolm X radyo ve televizyonlarda, Üniversite kampüslerinde bir çok konuÅŸmalar yaptı. Eljah Muhammet’in vekili olarak konuÅŸtukça, diÄŸer Ä°mamlar onu kıskanmaya baÅŸladılar. Onunla arasını bozmak isteyenlere karşın 1963 yılında bir konuÅŸmasında Eljah Muhammed: “Ä°ÅŸte benim en sadık, en yılmaz vekilim. Ölünceye dek ayrılmayacaktır izimden” diyordu Malcolm için...
1963 yılında Eljah Muhammet’le ilgili çeÅŸitli haberler çıkmıştı. Malcolm X bu haberlerden dolayı çok üzülüyordu, böyle bir ÅŸeyi düÅŸünmek bile ona çok edepsizce geliyordu. Gazeteler Eljah Muhammet’in sekreterleriyle çeÅŸitli iliÅŸkileri olduÄŸunu yazıyordu. Malcolm dayanamayıp hemen Eljah Muhammet’le Phoenix’te bir araya geldi. Ä°ÅŸte burada Eljah Muhammet’in Ä°slam dinini nasıl bildiÄŸine ve nasıl çarpıttığına ÅŸahit olacağız. Malcolm X’e aynen ÅŸunları söylüyordu: “Davud’u okurken, bir baÅŸkasının karısına nasıl göz diktiÄŸini öÄŸrenmiÅŸsindir, iÅŸte o Davudum ben. Nuh’u okumuÅŸsundur; ÅŸu sarhoÅŸu, iÅŸte ben onun ta kendisiyim. Lut’un serüvenini okumuÅŸsundur: ÅŸu kendi kızlarıyla aynı yatağı paylaÅŸanı...bana da bunları yapmak caiz oluyor herhalde” demiÅŸti Eljah Muhammet.(Not: Bunlar tahrif edilmiÅŸ Tevrat’ın ayetleri idi ve diÄŸerleri gibi Malcolm da o zamanlar Kur’an’dan uzaktı.)
22 kasım 1963 yılında Dallas’ta Amerikan baÅŸbakanı John F. Kennedy bir suikast sonucu öldürülmüÅŸtü. Eljah Muhammet ne olursa olsun hiçbir vekilin bu suikast hakkında konuÅŸma yapmaması için bir buyruk göndermiÅŸti. Malcolm bu olaydan sonra Eljah Muhammet’in vekili olarak bir konuÅŸma yaptı. KonuÅŸma bittikten sonra, sorulu cevaplı bölüme geçildiÄŸinde birisi ona ÅŸu soruyu yöneltti: “BaÅŸkan Kennedy’nin ölümü hakkında ne düÅŸünüyorsunuz?” Malcolm da bir temsille kendi görüÅŸünü açıkladı: “Siz sabah tavuklarınızı bahçeye gönderdiÄŸinizde akÅŸam komÅŸunuzun kümesine deÄŸil de tekrar sizin kümesine gelecektir. Evet ÅŸeytan onu tekrar yanına aldı.”
Bu konuÅŸması üzerine Malcolm X 90 gün hiç konuÅŸmama cezası aldı Eljah Muhammet’ten. ManÅŸetler“Malcolm X susturuldu” diyordu. MalcolmX, 90 gün sonra konuÅŸabileceÄŸini düÅŸünüyordu fakat, artık ders verdiÄŸi yedi numaralı mabette de ders vermesi yasaklanmıştı. Biraz kafa dinlemek ve tatil yapmak için Malcolm X ve eÅŸi o zamanlar yeni yeni Ä°slam cemaatine katılan ve boksör olan Muhammed Ali’nin evine gittiler. Bu, eÅŸi Bety’nin evlendikten sonra ilk tatili olacaktı.

Özgürlük mücadelesi ve kimlik sorgulayışı
Bu kara kıtanın öfkeli adamı Zenci olmanın utanılacak bir ÅŸey olmadığını adeta haykırdı. Çünkü o yıllarda “Zenci” demek köle demekti. Zenci olmak otobüslerde kendilerine ayrılmış yerlere oturmak zorunda olmak, beyazların olduÄŸu kafelere, salonlara, özel mülklere hatta kiliselere girememek demekti. AÅŸağılanmak ve buna tahammül etmek zorunda olmak demekti. Bu durumun en iyi ifadesi “Köpekler ve zenciler giremez” tabelasıydı.
 Ä°ÅŸte Malcolm bu insanlara kendi tarihlerini, yani unutturulan tarihlerini anlattı. Atalarının yük vagonlarıyla birer hayvan gibi bir kıtadan diÄŸerine taşındığını, milyonlarcasının bu yolculukta öldüÄŸünü, hayatta kalanları ise ölümden daha kötü bir sonun karşıladığını... Ve tüm sistemi yeniden sorguladı: “Öncelikle bilmek istiyoruz: Neyiz? Nasıl olduk? Nereden geldik? Oradan nasıl geldik? Kimleri geride bıraktık ve onlar orada ne yapıyorlar? Bunlar bize söylenmedi. Buraya getirildik ve tecrit edildik - en komik olanı da “ayrımcılık”tan ve "tecrit'ten bizi suçluyorlar. Kimse sizden ve benden daha çok tecrit edilmiÅŸ deÄŸil. Dünyada bir halkı ayırmakta ve tecrit etmekte demokratik sistem dedikleri bu sistemden daha baÅŸarılı bir sistem yok ve siz ve ben bunun en iyi örneÄŸiyiz. Ä°nsanlarımızdan ayrıldık ve uzun zamandır burada tecrit edildik.”

Onun önünde ezilmiÅŸ, hor görülmüÅŸ, sindirilmiÅŸ yığınlar vardı. Ve hatta bu yığınların bir kısmına bu köle hayatı, onların hak ettiÄŸi yaÅŸam biçimi gibi anlatılmış ve bu çaresiz insanlar, Hıristiyan rahiplerin “Sana tokat atana diÄŸer yanağını çevir” masallarıyla hakkını arayamaz hale getirilmiÅŸlerdi. BirçoÄŸu “ben bir zenciyim ve bununla yaÅŸamalıyım” diyordu. Ä°ÅŸte bu haldeyken O Öfkeli Adam onları kendine getirdi: "Kimse size özgürlüÄŸü veremez. Kimse size eÅŸitlik, adalet ya da baÅŸka bir ÅŸey veremez. Erkekseniz gidin ve kendiniz alın." "Barışçıl olun, kibar olun, kurallara itaat edin, herkese saygılı olun; fakat biri size dokunacak olursa onu mezara gönderin”
Åžiddet yanlısı deÄŸildi, öyle görünüyordu, öyle tanıtılıyordu, ama öyle deÄŸildi. Kimsenin hakkını yemem kimseye hakkımı yedirmem düÅŸüncesiyle hareket ediyordu.
"Evet, ben aşırıyım; çünkü benim halkım, bu ülkede aşırı derecede kötü durumda!"
Onun bu gür sesi yankısını buldu, yüz binlerce zenci onun etrafında toplandı. Fakat bu durum birilerini rahatsız etti, onun giderek daha geniÅŸ bir etki alanına sahip olması, Ä°slam’ı kendi dini gibi anlatan, Ä°slam adına zenci milliyetçiliÄŸi yapan ve kendini Peygamber ilan eden, cemaatinin lideri Elija Muhammed’in konumunu tehlikeye sokuyordu. Elija’nın zina yaptığı söylentileri üzerine Malcolm’un durumu araÅŸtırması ve bu konuda liderine karşı çıkması bardağı taşıran son damla oldu. Cemaati tarafından konuÅŸma yasağı getirildi. Bunun üzerine Malcolm X hacca gitmeye karar verdi. Bu vesileyle Afrika’yı dolaÅŸtı, diÄŸer Müslümanları tanıdı ve hacda, o büyük buluÅŸmada, Allah indinde ne siyah’ın beyaza ne beyazın siyaha hiçbir üstünlüÄŸü olmadığını anladı:

Hac intibaları,
Ali ırmak Malcolm x Hac intibalarını makalesinde ÅŸöyle naklediyor: Hac döneminde aynı duygu ve düÅŸüncelerle Kâbe'de toplanan deÄŸiÅŸik ırklara mensup insanlar, herkesin Hz. Adem ile Havva'nın çocukları ve bütün Müslümanların kardeÅŸ olduÄŸu hadisini hatırlatmaktadır. Hac döneminde, âdeta küçük haÅŸri sembolize eden Mekke, sosyolojik olarak ırklar arası yakınlaÅŸmanın, barışın ve hoÅŸgörünün en güzel zeminlerinden birisi haline gelir. Arab'ın Acem'den üstün olmadığını, üstünlüÄŸün Allah'a yakınlıkta olduÄŸunu bilen Müslümanlar, hacda diÄŸer milletlerin bütün farklılıklarına hoÅŸgörüyle bakmasını öÄŸrenirler. Irkçılığın ve çıkarcılığın daha belirgin hissedildiÄŸi bir ülkede yaÅŸayan Malcolm X ve Yusuf Ä°slâm, haccın bu yönünü daha derinlemesine hissetmiÅŸler. Malcolm X lâkablı El-Hacc Malil el-Åžahbaz'ın hac intibaları ÅŸöyledir:
"Sen Allah'la beraber olunca, O, daima varlığının iÅŸaretlerini sana hissettirir. Ben Mekke'ye gitmek için S. Arabistan konsolosluÄŸuna vize talebinde bulununca bana Amerika'da Müslüman olmuÅŸ kiÅŸilerin vize alabilmesi için, Dr. Mahmud Åžavarbî'den onay alması gerektiÄŸini söylediler. Ben Åžavarbî'ye telefon açınca, o çok ÅŸaşırdı, kendisinin de beni aramak üzere olduÄŸunu söyledi ve gelmemi arzu ettiÄŸini ifade etti. Bürosuna gidince Dr. Åžavarbî bana hacca gidebilmem için gerekli olan onay mektubundan sonra bir kitap verdi. Kitabın adı Muhammed'in (sas) Ebedî Mesajı idi. Yazarı Abdurrahman Azzam'dı. Yazar eserinin bir nüshasını bana verilmesi için göndermiÅŸ. Åžavarbî bana Azzam'ın Mısır doÄŸumlu uluslar arası kimliÄŸi olan bir devlet adamı olduÄŸunu söyledi ve ekledi: "O seni basından yakın takibe almış." Ä°nanılması güçtü. Åžavarbî bana Kahire'de öÄŸrenci olan oÄŸlu Muhammed Åžavarbî'nin ve kitabın yazarının oÄŸlu Ömer Azzam'ın telefon numaralarımı verdi, onları çekinmeden arayabileceÄŸimi söyledi.
Kahire havaalanı, hacıların ihrama girdikleri yerlerden birisidir. Havaalanına giderken heyecanlıydım. Çünkü ne yapacağımı tam bilemiyordum. Elbiselerimizi çıkardık ve beyaz havlularla ihrama girdik. Cidde havaalanındaki binlerce kiÅŸi aynı ÅŸekilde giyinmiÅŸti. Kimse senin kral olduÄŸunu veya çiftçi olduÄŸunu fark edemezdi. Bana ekabirden diye tanıtılan bazı kiÅŸiler de benim gibi giyinmiÅŸti. Ä°hramı giyince hep beraber lebbeyk diye baÅŸlayan duayı yüksek sesle okumaya baÅŸladık: "Ey Allah'ım iÅŸte geldim, huzurundayım..."
Kahire'den Cidde'ye giden uçakta yer olmadığı halde, beni üzmemek için bir baÅŸkasının yerini bana vermiÅŸ olduklarını öÄŸrendim. Mahcup oldum. Uçakta beyaz, siyah, kırmızı ve sarı renkten insanlar vardı. Mavi gözlü ve kumral saçlı insanlarla benim gibi kıvırcık saçlılar hep beraber, hepsi aynı Allah'a ibadet ediyor ve hepsi birbirine eÅŸit seviyede saygı duyuyordu. Uçakta koltuktan koltuÄŸa benim Amerikalı bir Müslüman olduÄŸum sözü dolaşıyordu. Uçağın pilotu benimle tanışmaya geldi. Mısırlıydı. Deri rengi benimkinden siyahtı. O, Harlem'de dolaÅŸsa idi, kimse onun yabancı olduÄŸunu düÅŸünmezdi. Yardımcı pilotun rengi onunkinden de siyahtı. Bunun bana ne kadar zevk verdiÄŸini anlatamam. Çünkü ÅŸimdiye kadar hiçbir siyahın jet pilotu olduÄŸunu görmemiÅŸtim. Cidde'ye kadar yaklaşık bir saatlik yol boyunca lebbeyk duasını okuduk. Cidde havaalanı, Kahire'den daha kalabalık görünüyordu. Cidde havaalanında Amerikan pasaportunu görünce benden ÅŸüphelendiler, Dr. Åžavarbî'nin onay mektubunu istediler. Tartışmalar devam etti. Ve benim gerçekten Müslüman olduÄŸumun anlaşılması için mahkemeye çıkmam gerektiÄŸini söylediler..."
Daha sonra Ömer Azzam'la irtibata geçen Malcolm X, onun vasıtasıyla Mekke'ye gidebilme iznini alır. Azzam'ın misafirperverliÄŸinden ve nezaketinden çok etkilenir. Sonra Mekke'ye gelir ve hacceder. Hem bedeninin, hem zihin ve ruhunun yapmış olduÄŸu bu seyahati Malcolm X ÅŸöyle özetler:
"Ben böyle samimi içten bir misafirperverlik görmedim. Hz. Ä°brahim (as), Hz. Muhammed (sas) ve kitap sahibi diÄŸer peygamberlere ait bu kutsal mekânda farklı renk ve ırktan bir araya gelmiÅŸ insanların kardeÅŸlik ruhuna ÅŸimdiye kadar hiçbir yerde ÅŸahit olmadım. Bir haftadır farklı renklere sahip insanların bana gösterdikleri nezaket ve incelikten dolayı ÅŸaÅŸkınım. Mekke'yi ziyaret etme bahtiyarlığına erdim. Kâbe'yi yedi defa tavaf ettim. Zemzem'den içtim. Safa ile Merve arasında koÅŸtum. Mina'da ve Arafat'ta dua ettim. Dünyanın her yanından on binlerce hacı vardı. Mavi gözlüsünden siyahîlerine kadar her renkten insan vardı. Hepsi aynı ibadeti yapıyor, birlik ve kardeÅŸlik ruhunu yansıtıyordu ki, Amerika'da iken ben böyle bir ÅŸeyin beyazlarla siyahlar arasında gerçekleÅŸmesinin mümkün olacağına aslâ inanmamıştım.
Amerika, Ä°slâm'ı anlamak zorunda. Çünkü kendi toplumundaki ırkçılık problemini çözecek, kaldıracak tek din Ä°slâm'dır. Ä°slâm ülkelerindeki seyahatim boyunca, Amerika'da kendilerine beyaz denilecek birçok insanla karşılaÅŸtım, konuÅŸtum, yemek yedim; fakat Ä°slâm beyazlık anlayışını bu insanların zihninden tamamen kazımış. Ben renklerine bakmaksızın insanların her ırktan insana karşı samimî ve gerçek bir kardeÅŸlik gösterdiÄŸine hayatımda ilk defa ÅŸahit oldum.
Bu sözleri benden duyduÄŸunuzda ÅŸaşırabilirsiniz. Fakat hac yolculuÄŸum sırasında gördüklerim ve yaÅŸadıklarım, beni önceki düÅŸüncelerimi gözden geçirmeye ve bazı yargılarımı terk etmeye zorladı. Ä°slâm topraklarında ÅŸu geçen on bir gün zarfında; gözleri mavilerin en güzeli, saçları sarının en alımlısı, derileri beyazların en beyazı olan Müslümanlarla aynı tabaktan yemek yedik, aynı bardaktan su içtik, aynı yatakta (hasırda veya halıda) yattık ve aynı Allah'a dua ettik. Beyaz Müslümanların sözleri ve davranışlarında, Gana, Sudan ve Nijerya Müslümanlarında hissettiÄŸim samimiyetin aynısını müÅŸahede ettim. Biz gerçekten de eÅŸittik, kardeÅŸtik; çünkü onların Allah'a olan inançları beyaz mefhumunu(ayrımcılığını) zihinlerinden ve davranışlarından temizlemiÅŸtir.
Bundan anlıyorum ki, Amerikalılar Allah'ın birliÄŸini kabul ederlerse, belki o zaman insanın da birliÄŸini kabul edecekler ve yalnız renklerinin farklılığından dolayı diÄŸer insanlara engel olmaktan, zarar vermekten vazgeçeceklerdir."

Özlü sözleri,
·         Bir insan özgürlüÄŸe doÄŸru dürüst önem verdiÄŸinde, güneÅŸin altında, o özgürlüÄŸü elde etmek için yapmayacağı hiçbir ÅŸey yoktur. Ne zaman birinin özgürlük istediÄŸini söylediÄŸini duyduÄŸunuzda, ama sonraki nefesinde onu almak için ne yapmayacağını veya onu almak yolunda yapılmasına inanmadıklarını anlatacaksa, o kiÅŸi özgürlüÄŸe inanmıyordur. ÖzgürlüÄŸe inanan bir adam özgürlüÄŸünü elde etmek veya onu muhafaza etmek için güneÅŸin altında her ÅŸeyi yapacaktır.
·           Bana bir kapitalist gösterin, ben de size bir kan emici göstereyim.
·         Åžiddet kullanmamak iyidir, iÅŸe yaradığı sürece.
·         Huzuru özgürlükten ayıramazsınız çünkü hiç kimse özgürlüÄŸüne sahip olmadan huzur içinde olamaz.
·         Kimse sana özgürlük veremez. Kimse sana eÅŸitlik veya adalet veya baÅŸka bir ÅŸey veremez. EÄŸer adamsan, sen alırsın.
·         Özgürlük elde edebilmemizin tek yolu kendimizi dünyadaki her mazlum insanla birlikte tanımlamaktır. Biz Brezilya, Venezuela, Haiti, Küba,  evet Küba’nın da- halklarıyla kan kardeÅŸiyiz.
·         Ben özgürlüÄŸe inanan bir dine inanıyorum. Ne zaman insanlarım için savaÅŸmama izin vermeyen bir dini kabul etmek zorunda kalsam, o dinin canı cehenneme derim.
·         Gerçekle yüzyüze gelemeyecek kadar vatanseverlikle kör olmamalısınız. Yanlış yanlıştır, kimin söylediÄŸi önemli deÄŸil.
·         Güç asla geri adım atmaz, daha fazla güç kazanmak dışında.
·         Hiçbir ÅŸeye taraf olmayan bir adam, herhangi bir ÅŸey için yıkılacaktır
·         Bize ÅŸiddet uygulamayanlara karşı biz de ÅŸiddet uygulamayız.
·         Åžiddet kullanmamaya dair, bir insana ölümcül atakların kurbanı olduÄŸunda kendisini savunmamayı öÄŸretmek suçtur.
·         EÄŸer uÄŸrunda ölmeye hazır deÄŸilseniz, “özgürlük” kelimesini lûgatınızdan çıkarın.
·         EÄŸitim olmadan, bu dünyada hiçbir yere gitmiyorsun. Ben eÄŸitimli deÄŸilim, herhangi bir alanda da uzman deÄŸilim. Ama samimiyim ve samimiyetim benim referansımdır.
·         Zaman ÅŸehitlik zamanıdır ve ben bir ÅŸehit olacaksam, bu kardeÅŸlik uÄŸruna olacaktır. Bu ülkeyi kurtaracak tek ÅŸey budur.
·         Özgürlük için savaÅŸmak için bir erkek olmanıza gerek yok. Tek yapmanız gereken aklı başında bir insan olmanızdır.
·         Müslümanca yaÅŸamın olmadığı bir yerde, Müslümanca ölmenin elbette bir yolu vardır.
·         Ben bir ırkçı deÄŸilim. Her türlü ırkçılığa, her türlü ayrımcılığa karşıyım. Ben insanlara ve insanların renklerinden bağımsız saygı duyulması gerektiÄŸine inanırım.
·         Amerikan rüyası görmüyorum, Amerikan kâbusu görüyorum.
·         EÄŸer dikkatli deÄŸilseniz, gazeteler sizin zulüm gören insanlardan nefret etmenizi ve zulmü uygulayan insanları sevmenizi saÄŸlar.
·         Åžiddetin avukatlığını yaptığım anlamına gelmesin, ama aynı zamanda, nefsi müdafaa için ÅŸiddet kullanılmasına karşı deÄŸilim. Nefsi müdafaada olunca ona ÅŸiddet demem, aklını kullanmak derim.
·         Ä°nsanlar bir adamın bütün hayatının bir tek kitapla deÄŸiÅŸebileceÄŸinin farkında deÄŸiller.
·         Gelecek, bugünden onun için hazırlananlara aittir.
·         Ben gerçeÄŸin peÅŸindeyim, kimin söylediÄŸi önemli deÄŸil. Ben adaletin peÅŸindeyim, kim için veya kime karşı olduÄŸu önemli deÄŸil.

“Nasıl yaÅŸarsanız öyle ölürsünüz”
Malcolm X hayatını mensubu bulunduÄŸu toplumun haklarını elde etmek, bundan daha da ötesi bu toplumu gerçek kimliÄŸine kavuÅŸturmaya adamıştı. Belki siyah toplum olarak bütün eÅŸyalarını, tekrar bir gemiye yükleyip Afrika’ya dönemezlerdi ama kültürleriyle, dinleriyle, dilleriyle bir de özgürlükleriyle Afrikalı olabilirlerdi. Tahrip edilmiÅŸ Hıristiyanlık dini onlara iki dünyayı da cehennem yapmıştı ne yazık ki... En son ve en mükemmel din olan Ä°slamiyet ancak bu toplumun her iki dünyada saadetini saÄŸlayabilirdi. Malcolm X bu gerçekleri anlatabilmek için çalıştı. Gece yarısı evine Monoton kokteyli atıp evini ateÅŸe vermiÅŸlerdi ama o saat 4 uçağıyla Chicago’ya gidip Detroit’teki konferansa yetiÅŸmiÅŸti.
21 Åžubat 1965 Pazar günü bir eÄŸlence salonunda bir konferans vardı,400 sandalye kurulmuÅŸ, salon hazır hale getirilmiÅŸ, herkes yerini almıştı. Malcolm X’in eÅŸi de dört çocuÄŸuyla birlikte en önde yerini almıştı.
 Malcolm X takdim edildikten sonra kürsüye doÄŸru yürüdü ve ‘Esselamu aleyküm’ dedi; salondakiler hep birlikte: ‘ve aleyküm selam’ dedikten sonra salonun bir yerinde bir karışıklık çıktı. Herkes dikkatini tam oraya çevirmiÅŸken birkaç kiÅŸi Malcolm’a ateÅŸ açtılar. Herkes dışarı kaçmaya çalıştı. Kendisine isabet eden on altı kurÅŸundan ilkini yer yemez Malcolm X’in dinleyicileri sakinleÅŸtirmek için kalkmış olan saÄŸ eli derhal göÄŸsüne düÅŸtü, öteki eli havaya kaktı orta parmağını bir kurÅŸun uçurup gitti, sakalının arasından kanlar sızıyordu ve vücudu arkaya iki sandalyeyi devirerek düÅŸtü. Tetikçiler yere düÅŸmüÅŸ vücudunu iyice kurÅŸunladıktan sonra kaçtılar. Dört çocuÄŸunun üzerine kapanan eÅŸi ve dinleyicilerden bazıları hemen sahneye koÅŸtular; ancak kurÅŸunlar tam can alıcı noktalara isabet etmiÅŸti, yakındaki bir hastaneye götürülürken yolda vefat etti. Hayatını adamış olduÄŸu bu toplum için konferans verirken...
Malcolm’un naaşı cenaze evinde yirmi iki bin kiÅŸi ziyaret ettikten sonra, Amerika’da yaÅŸayan Arabistanlı birisi tarafından Ä°slami ÅŸartlarda topraÄŸa verildi.

MALCOLM METELÄ°KSÄ°Z ÖLDÜ! BaÅŸlığını atıyordu gazeteler. 12 yıl boyunca sadece karın tokluÄŸuna, hiçbir maaÅŸ talep etmeden durmak bilmeyen bir enerjiyle çalıştı Malcolm.
Kaynakça,
1-Gerçek Malcolm X'i Asıl Åžimdi Tanıyoruz /sabah-25.04.2011
2- Kara Kıtanın Özgürlük SavaÅŸçısı: Malcolm X, adige batur 31/05/2008
3 Malcolm XAlex Haley/İnsan Yayınları
4- Malcom X'in Hac İntibaları Ali IRMAK
5- Malcolm x nasıl Müslüman oldu? rehberim.net/forum/islam-ve-insan       
                                                                            Eyüp BEYHAN                           

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 23-02-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
112136518 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net