25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow SELAMÄ° ÇEKMEGÄ°L Ä°LE -HAYAT VE GÃœNDEME DAÄ°R-
SELAMİ ÇEKMEGİL İLE -HAYAT VE GÜNDEME DAİR- PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 10
KötüÇok iyi 
Yazar Röportaj: Eyüp BEYHAN   
13-12-2011
YAZAR SELAMÄ° ÇEKMEGÄ°L Ä°LE BÄ°R SÖYLEŞİ(*)

                                                          Röportaj: Eyüp BEYHAN
Merhum M.Sait Çekmegil, “münevver kimdir?” baÅŸlıklı bir yazısında, bir münevverde aranması lazım gelen hususları ÅŸöyle sıralar:
a)- Ä°nsanlara has bir düÅŸünceye sahip olan her kiÅŸi bu düÅŸünebilme hasselerinin kendisine kendinden gelmediÄŸini, ancak kendisini var eden ve var ettikleri arasında insana hususi bir deÄŸer vererek diÄŸer yaratılmışlardan ayıran üstün bir varlıktan geldiÄŸini düÅŸünmesi ve diÄŸer yaratıklara akıl, muhakeme vermek istese bile, buna deÄŸil tek bir insanın, 
bütün insanların dahi güçsüz kalacağının gerçekliÄŸini idrak etmek, yani kendisine ait hududunu, yaratıcısının kudretini anlaması; b)- Sahip olunan bu düÅŸüncenin, yani mefkurenin insana yüklediÄŸi mükellefiyetlerin neler olduÄŸunun aranmasının ÅŸart olduÄŸunu bilmesi; c)-  Bilgilerinin hududunu bilmesi; d)- BilmediÄŸini bilmesi... Kısaca: Kendini bilmesi, kendisine bilme meziyetlerini vereni bilmesi, kusur ve meziyetleriyle aczini ve neleri yapmaya muktedir olduÄŸunu bilmesi…

Bu yazımızda yukardaki sayılan vasıflara ziyadesiyle sahip olduÄŸu kanaatinde olduÄŸum, çoban tefsiri ile müfessir, kitapları ve makaleleri ile yazar, çalışma hayatına baktığımızda bürokrat, mesleÄŸine baktığımızda Avukatlığı ile çok zeki bir hukukçu olan Selami Çekmegil ile yaptığımız bir söyleyiÅŸi ve sohbeti siz deÄŸerli okuyucularımla paylaÅŸacağım:

Selami Çekmegil, ülkemizin fikir ve ilim hayatında gerçek manada bir mütefekkir… Gerek ilmi çalışmaları ve fikri donanımı, gerekse milli köklere baÄŸlı duruÅŸu ile kıymetli bir mevkie sahip bir Anadolu mütefekkiri… Dededen ve babadan birikimli Selami Bey; tok sözlü, Müslüman özlü, yiÄŸit yapılı, güven telkin eden, dürüst ve yardımsever bir kiÅŸilik, erdemli vasıflarıyla mücehhez, sır tutmayı bilen, sırrını ifÅŸa etmeyen, nüktedan bir kiÅŸiliÄŸe sahiptir. Hangi ortamda bulunursa bulunsun merkezi kendisine çevirmeyi bilen, yani merkez olan bir insan. Ä°nancın ve imanın medeniyete dönen yüzü. Ä°nanan bir idealist ve dava adamıdır.

Cihan-ara cihan içindedir arayı bilmezler/Åžu mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler... Bu konuda anlatılan bir masal vardır ki pek meÅŸhurdur: “Balıklar deryada sakin, usulet ve suhuletle yüzerken içlerinden birinin sorması ile ÅŸaşırıp kalmışlar. Su nedir? Soru oldukça basittir. Ama yıllar yılı içinde sürekli yüzüp yüzgeç attıkları suyun hakikatini hiç biri bilemez. Bunun üzere araya araya balıkların pirini bulur ve ona sorarlar; Ey pirim, üstadımız, bu su nedir, nicedir? diye sorunca balıkların piri hiç düÅŸünmeden  “Ben sudan baÅŸka bir ÅŸey görmüyorum ki onu size anlatayım” diye muammalı, esrarengiz bir cevap vermiÅŸ. Günümüzde maalesef belirtmeliyim ki, toplumumuzun asıl aydınları, münevverleri, ilim ve fikir adamları geriye atılmış olacak ki, toplumuzun sorunları çözüm konusunda hamasi nutuktan ötesine gitmiyor. Bu bakımda fikir adamlarımız, aksiyon ve dava adamları bizim deryamızdır. Akıllı bir toplumlar ise deryada beslenirler.

Hassaten kuÅŸak ve akranlarıma derim ki, bu deryalar tükenmeden doyasıya istifade etmeliyiz. Ä°ÅŸte düÅŸünür ve yazar Selami Çekmegil bunlardan birisidir. BaÅŸkent Ankara’da mütevazı yaÅŸamını sürdüren yazarımızla hayata dair, bürokrasi ve ülkemizin önemli gündem maddesi olan hukuk reformu ve anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi üzerine sohbet ettik. Åžimdi sözü fazla uzatmadan sizleri bu söyleyiÅŸim ile baÅŸ baÅŸa bırakıyorum:

“Bir ÅŸeyler yazabilsem Selami Çekmegil'e/Acz içinde kalırım gayretlerim nafile... Malatya ilimizin soylu asil çocuÄŸu/Said beyin oÄŸludur Sanih'in de torunu” (Ä°smail Hakkı BAÅžER). “Sizden önce tanıdım Selami Çekmegil’i/ Mümin kardeÅŸlerine hem dosttur hem sevgili/ Ben size tanıtayım azıcık boydan kısa/ DüÅŸman bile severdi onu yakın tanısa. (Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu)  “Kadim dostuma” ve “kadim dostuma nazire” diye kriterde yayınlanan iki tane ÅŸiirle Selami Çekmegil’in portresi anlatılıyor. Buna ekleyecek bir ÅŸeyiniz olur mu?
         S.Çekmegil: Böyle dört-beÅŸ ÅŸiir daha var. Bu ÅŸiirler, layık olduÄŸumu sanmadığım iltifatlar yoluyla bana teÅŸvikler içeriyor. Layık olursam ÅŸükredeceÄŸim ama böyle bir teÅŸvike layık görüldüÄŸüm için ÅŸimdi de seviniyor, ÅŸükrediyorum…

GeçmiÅŸinizi okuduÄŸumuzda oldukça zor günlerden geçtiÄŸinizi müÅŸahede ediyoruz. Hiç ÅŸüphesiz ki Anne-Baba ve eÅŸimizin varlığı insanı daha güçlü kılıyor. Åžimdi ise önce annenizi ve babanızı kaybettiniz, daha sonra muhterem refikanızı kaybettiniz. Hayat ise devam ediyor. Gıptayla bahis etmeliyim ki pozitif enerjiniz takdire ÅŸayandır. Günleriniz nasıl geçiyor. Hayata dair birkaç kelam buyurur musunuz?
        S.Çekmegil: Aslında hayatın önümüze getirdiÄŸi sorular ÅŸeklen farklı ama hep aynı kıvamda. Allah, kapasitesini aÅŸan sorularla sınamaz insanları. Tüm olaylar –ihanet etmeksizin ÅŸükrünü deruhte edeceÄŸimiz bir Cennet kılavuzudur.. yeter ki verilene ihanet etmeyelim; nankörlük etmeyelim... Verilen asıl nimet öncelikle akıldır. Ona ihanet edip devre dışı bırakmayan insan sınavı baÅŸarmış olur. “Allah, aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır.” Onu ve ona verilen doneleri deÄŸerlendirenler mutmain olur. Allah bizi buna muvaffak etsin diye de dua edebiliriz inÅŸallah. Bunun ötesindeki görünürlerimiz aldatıcı da olabilir. Ama her verilene ÅŸükür için: verilenleri deÄŸerlendirmek gerekir. Ä°ÅŸte bu bakımdan kendimden mutmain deÄŸilim. Sizin takdirleriniz teÅŸvikim olur. Hayat bazen düz asfalt, bazen ivicaÅŸlı ve engebeli, bazen aşılması gereken yokuÅŸlarla dolu ve bazen de jet hızıyla kat edeceÄŸimiz bir Cennet yolculuÄŸudur.  Allah o yoldaki istikametimizle ödüllendirir hepimizi inÅŸallah. Allah vadinden dönmez…

 “Bilge terzi Sait Çekmegil” –dönemin- Malatya’nın en büyük terzi atölyesine sahip.. siz de ailenin tek erkek çocuÄŸuydunuz. Babanızın mesleÄŸini devam ettirmek yerine Ankara’yı ve bürokrasiyi tercih ettiniz.          
        S. Çekmegil:
Ayrıca hayat bir oyun ve oyuncaktan ibarettir de; bir bilebilsek. Ben -iç dürtülerimle- babamın sunduÄŸunun dışında bir oyuncak seçtim. Daha riskli ama getirisi fazla olur sandığım bir oyuncak… Ama bu güne kadar bu beklentimin doÄŸru çıktığından tam emin deÄŸilim. Yalnız belki de bu tarzım bana –ÅŸükründen aciz kaldığım- yakın evlat çevremi ve de sizin gibi saygıdeÄŸer bir muhitin iltifatlarını nasip etti. Önemli olan Allahın verdiÄŸi bu nimetlere mukabele edebilmek, konumunun hakkını vermek; yani ÅŸükredebilmek…

Çekmegil’in terzi Atölyesi için Necip Fazıl Kısakürek, ‘Malatya münevverlerinin akademisi’ diye yazmıştır, Büyük DoÄŸu’da. Siz bu akademinin talebesi oldunuz mu?  Biraz bahis eder misiniz?
        S. Çekmegil: Evet babamın iÅŸyeri bir hayat akademisi idi. Terzilik, onun güzel sanatlar zevki idi... Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Bülent Ecevit gibi üst kalite düÅŸünürler ve fikir adamları onun ziyaretçileri ve katkı verenleri idi. ÇocukluÄŸumdan on sekiz yaşıma kadar bana da hep o bahçede su verildi diyebilirim. Orada aldığım gıda ile yeÅŸerme ortamı buldum diyebilirim. YeÅŸerdim mi tam bilmiyorum ama o bahçenin dışına da taÅŸabildim. Özellikle kendi muhitimde sonradan oluÅŸan baÅŸka bahçelerde de yer buldum. Sn. Dr. Bilgiç’lerin de ihtimamlarına konu olmuÅŸ Ankara “B.D. Fikir kulübü”, Üniversiteliler Fikir ve Aksiyon BirliÄŸi (ÜFAB) ve yayınları gibi…

Efendim büyüklerimiz hep konuÅŸurlar: eskide eÄŸitim koÅŸulları çok zordu. Oysa ÅŸimdiki nesil çok ÅŸanslı. ÖÄŸrenciliÄŸiniz nasıl geçti? Bugünle mukayese edecek olursak.
        S.Çekmegil:
Bu günkü çevremdeki öÄŸrencilere bakıyorum da sanki onlar bana nazaran daha avantajlı veya daha kolayda gibi gözüküyorlar. Güçlüklerin ÅŸekli deÄŸiÅŸti belki de; kıvamı deÄŸil… Dün aşırı aktivitenin riskleri, bugün sıkıcı ataletin monotonluÄŸu
 
            Liseyi bitirdim; iki yıl ara verdim. Evlendim; bir çocuÄŸum oldu: 1960 yılı 27 Mayıs Ä°htilali sade bizim deÄŸil -lehinde olduklarının dışındaki- herkes gibi babamın iÅŸini de altüst etti. Bu yıllarda Malatya Åžeker Fabrikasında Pancar muhasebesinde ve Tekel BaÅŸmüdürlüÄŸünde geçici kampanya iÅŸçisi olarak iÅŸe aldılar çalıştım. 1961’de Üniversite öÄŸrenimi için Ankara Hukuk’u kazandımsa da fiilen bir yıl sonra öÄŸrenciliÄŸe baÅŸladım ve 1962 yılında Ankara’ya eÅŸim ve ilk çocuÄŸumla taşındım. Ä°lk defa uygulamaya konulan Talebe kredisine baÅŸvurdum; verdiler. Kefillerim Sayın Bülent Çaycı ve amcam Mesut Çekmegil’e medyunu ÅŸükranım.
 
Malatya’nın en koyu CHP’lisi “Deli Nusret” lakaplı Nusret Zapçı Ankara’ya gelmiÅŸti; sokakta karşılaşınca bir saat içinde bana ilkokul öÄŸretmen vekilliÄŸi yolumu açtı... Aldığım 250 TL. talebe kredisinin yarı fiyatına Ankara Ä°skitler’de üç oda bir hol ev kiraladım.  YılbaÅŸlarında iki-üç ay toptan takvim dağıtımı ticareti yaparak ihtiyaçlarımı fazlası ile karşıladım. Kendi oluÅŸturduÄŸum entelektüel bir ortamda rahat ve neÅŸeli bir talebelik hayatım oldu.  VE, ve -Roma Hukuku hariç- 8, 9, 10 skorluk derecelerle mezun oldum...

Herhalde o zamanki koÅŸullar bugünkünden kolaydı sanıyorum. Mezuniyetten sonra da DTCF Alman Filolojisi gece bölümüne öÄŸrenci oldum. Orada boykotlara karşı çıkıp kırmaya yeltenince solcular beni düÅŸman ilan edip; bir gece yarısı Site talebe yurdundan alıp kaçırdılar; Bi dolmuÅŸ militanla Dikmen'e doÄŸru giderken ne yapacaklardı bilemiyorum ama yolda peÅŸimize bir polis aracı takılınca korktular, Emniyete götürdüler ve emniyet kapısında kaçanlardan kalan üç kiÅŸiyle, gizli beyanname dağıttığım iddiasıyla hakkımda ÅŸikayetçi oldular güya…  Kurtuldum; gece saat ikide sayın genel müdür beyin arabasıyla evime bıraktılar. Ama ben onlardan ÅŸikayetçi olmadım; çarka pek güvenmedim; biraz da olayların dışında kalayım diye…

ÖÄŸrencilik veya gençlik yıllarınızda kalan ve bizimle paylaÅŸacağınız birkaç anınız olur mu?
        S.Çekmegil:
Var, tabii hem de çok… Birini yukarıda anlattım. DiÄŸerleriyle beraber Ä°ki hocamı hürmet ve saygıyla anıyor; rahmet diliyorum: Prof Dr. Haluk TANDOÄžAN; Prof. Dr. Åžakir BERKÄ°… Bunlar sayesinde Roma Hukuku hariç bütün derslerimden 8-9-10 çektim… Onların ÅŸahsıma verdiÄŸi önem ve teÅŸvikler sayesinde…

Efendim uzun süre bürokraside görev yaptınız. Hatıralarınızı “tilki tuzağı” diye kitaplaÅŸtırdınız. Dönemizde serbest avukatlık revaçta olan bir meslek. Serbest çalışma yerine devlete hizmet etmeyi tercih ettiniz. Bu tercihin özel bir sebebi var mıdır?
        S.Çekmegil:
Özel bir sebep yok; hadise öyle geliÅŸti. Okulu bitirdim: beÅŸ altı ay sonra askerlik vardı. Büro açsam ne yapacağım; ortada kalacak. Çoluk çocuk (iki) ortada kalacak… Sosyal aktivitemin bereketi ile sanırım K. Kelleci'nin hatırlatması üzerine Sayın UlaÅŸtırma Bakanı Dr. Sadettin BÄ°LGÄ°Ç beyefendi, teveccühü ile UlaÅŸtırma Bakanlığında hukuk müÅŸavirliÄŸi imkanı verdi. Girdim; Hukuk MüÅŸaviri oldum… Üç ay kadar sonra oranın yerleÅŸik bürokratlarının (sayın Ziya KuyaÅŸ beyi saygıyla anıyorum) teÅŸvikleriyle görgüm ve bilgim artsın diye iki yıllığına Ä°ngiltere’ye uçtum. DönüÅŸte mecburi hizmet, askerlik, özel kura falan..  Saygıyla yad ettiÄŸim sayın “Nahit PaÅŸa”mın teveccühü; yine saygıyla andığım Sayın BaÅŸbakan Bülent ECEVÄ°T’in özel iltifatı ile BaÅŸbakanlık kadrolarında hukuk müÅŸaviri olarak tescilli bürokrat oldum. Daha bir sürü “rastlantı” dedikleri  “hikmet”… Kısmi detay, daha sonra kimlerin ve hangi mekanizmaların ne için bu teveccühleri gasp ettiklerini anlattığım, sözünü çok ettiÄŸiniz “Tilki Tuzağı” hatırat kitabımda var…
Yani sorunuzun cevabı:  kader –sınav sorusu- diye adlandırdığımız akıntı içinde kendi hüneri ve çabası olmayan tercih ve teveccühler serisi diye özetlenebilir…

Sanırım bürokrasi üzerine söylenecek sözünüz olur. Webere göre bürokrasi, iÅŸ bölümü, otorite, hiyerarÅŸisi, yazılı kurallar, yazışmaların ve faaliyetlerin dosyalanması, gayri ÅŸahsilik, disipline olmuÅŸ bir yapı ve resmi pozisyonlardan oluÅŸan bir örgüt biçimidir. Türkiye’de bürokrasi geleneÄŸi nereye dayanıyor; bürokrasi yapılanmamıza bakacak olursak.
        S.Çekmegil:
   Bu konuda herkes bir ÅŸey söylüyor da yaÅŸayanlar ne diyor, ona bakmak lazım. Bürokrasi çarkında bulunduÄŸum halde bürokrat olamadığıma göre bu konuda sözüne itibar edilmeyecek en belirgin kimse benim. Bizdeki bürokrasi (uzantılarıyla birlikte): “Tilki Tuzağı”…

Türkiye bürokratik bir devlet midir?
       S.Çekmegil:
Hem de nasıl; bürokrasi emrinde bir demokrasi.. Sanırım iyi bir tanım olabilir…

Türkiye’de Sivil bir devlet mücadelesi hep var olmuÅŸtur. Bu mücadele baÅŸarıya ulaşır mı?
        S.Çekmegil:
Sivilden kastınız örgütsüz bilinçsiz halksa hiç sanmıyorum; örgütleÅŸen bilinçsiz halkın yeni bir sınıf oluÅŸturarak –aldığı örnek kendinden öncekiler olduÄŸu ve ayrıca bir de ideal hedeflere liyakati olmadığı için-  daha kalitesizce oturmaları ve geçmiÅŸlerini unutmaları ihtimali de cabası… 

Yaklaşık 10 yıldır iktidardan olmasına raÄŸmen Sayın baÅŸbakanın serzeniÅŸi var bürokrasiye. Åžöyle ki; “Bürokratik oligarÅŸinin neler yaptığını, ne tür ıstıraplar yaÅŸattığını çok iyi bilen birisiyim. Henüz dört dörtlük bunu aÅŸabildik mi? Hayır. Daha yapılması gereken çok ÅŸeyler var. Ama aşıyoruz ve aÅŸacağız.” Sanırım Sayın baÅŸbakan ErdoÄŸan’ı en iyi anlayanlardasınız. Aşılır mı sizce?
        S.Çekmegil:
Ben kardeÅŸim Tayyip ErdoÄŸan’ı çok iyi anlıyorum da;  O, sayın BaÅŸbakan, beni hiç anlamıyor… Anlaması zordur da; önünü keserler... Bunda, yanına aldığı eski  geliÅŸtirdiklerim de -gayretle- rol üstlenirler…

Türkiye’de 2000’li yıllara kadar “siyasal ve sivil irade iktidar olur ama muktedir olmaz” gibi görüÅŸler var. Bu görüÅŸ geçmiÅŸte kaldı diyebilir miyiz?
        S.Çekmegil:
Biraz tökezledi, biraz zayıfladı ama tamamen deÄŸil…

Efendim  müsaadeniz olursa, ÅŸimdi hukukçu kimliÄŸinizle sohbetimize devam edelim. Türkiyede bir yargı reformuna ihtiyaç var. Mutlaka olması gerektiÄŸini hatta geç kalındığı bile söyleniliyor hukukçular tarafından. “Hukuk devlet” yapımızı ve “yargı sistemimiz”in iÅŸleyiÅŸi üzerindeki görüÅŸleriniz…?
        S.Çekmegil:
Türkiye, hiç deÄŸilse Ä°ngiltere gibi olamaz mı? Ä°ngiltere demokrasinin beÅŸiÄŸi; Dünya’yı yönetiyor adeta… Ä°ngiltere’de Anayasa yok, AYM yok; Danıştay, askeri-sivil yargı ayrımı da yok, belki… Tek otorite, tek yasama, tek (ve bilimsel) yargı… Kendisi böyle iken adeta bütün müstemlekeleri ile beraber, Fransa’, Almanya’, ABD’  -pampiÅŸ Prof.lar eliyle -hani neredeyse on – yirmi – otuz – yılda bir,  “Yeni bir Anayasa”, yeni bir yargı reformu v.s., v.s., gibi sun’i problemlerle cebelleÅŸiyor… Ä°ngiltere de -1839’da Osmanlıyı  devre dışı bıraktığından beri- habire kırk elli yılda bir, bizim Balkan SavaÅŸlarına benzer ÅŸekilde, 1. 2. Cihan savaÅŸları gibi savaÅŸlarla bu kabil Avrupa, Afrika v.s. devletlerinin habire yeni düzenlerini dizayna çok kez yardım ediyor; yani bu yolda onlara yardım ediyor… Bu gün bile, Almanların baÅŸkasından deÄŸil ama bazı kendi komplekslerinden ödü patlıyor…
            Yani bana kalırsa Türkiye reform konusunda geri kalmış diÄŸer Afrika, ABD ve Avrupa ülkelerini deÄŸil; yöntem geliÅŸtirme açısından -illa ön fikir arıyorsa- Ä°ngiltere’yi ÅŸöyle bir dikkate almalı diye düÅŸünüyorum…

Hukukçu olarak hukukumuzda gördüÄŸünüz en önemli sorun nedir?
        S.Çekmegil:
Hukuksuzluk…Bir namlı hukukçu Tacitus galiba diyor ki: bir ülkede çok fazla kanun varsa, hukuk anarÅŸisinden söz edilir diyor. Siyasi hukukçu Talat Asalın ifadesiyle: bizde mülga kanunular kütüphane oluÅŸturacak çaptadır... Problem ÇoÄŸulcu iradi yapılanma tarzımızda… Toplumsal hayatımızı farklı ilke ve otoritelerin –nerede duracağı belli olmayan ve biribirleriyle çeliÅŸme konumunda olan- tanımsız kriterlerin tasallutundan kurtaramamada sanıyorum

Nasıl olacak yargı reformu, HSYK'nın ve AYM'nin yapısının değişmesi yetmedi mi?
       S.Çekmegil:
Yukarı ki kapsamda verdiÄŸim cevaplar, temel hareket noktamdır… "büyük hukukçu'' Yekta Güngör, hasta yatağında bile, bir gazetede yazdığı yazılarla ''hukuk rehberliÄŸi'' yapmaya devam ediyor... "Kılavuzumuz" Yekta Güngör Özden ve bu "hukuk"un "en iyi rehberi" sanırım onun “Hukuk Rehberi”… Ne diyeyim!..

Türkiye’nin 12 Haziran sonrasında önemli gündem maddelerinden birisi de yeni anayasa. Siz ne düÅŸünüyorsunuz yeni anayasa konusunda?
       S.Çekmegil:
Ä°ngiltere’yi düÅŸünüyorum; dolaylı yoldan…

 Türkiye’deki anayasacılık geleneÄŸi neye dayanıyor?
        S.Çekmegil:
600 yıllık Osmanlı’yı 60 yılda yıkıma götüren 1839 Tanzimat Fermanına; Atatürk’ün Anayasasını yürürlükten kaldıran 1960 ihtilaline …

Yeni anayasa ihtiyacından yıllardır söz ediyor. Neden kimse bu iÅŸe soyunmadı?
        S.Çekmegil:
Taliplerinin sun’iliÄŸe razı olması sebebiyle mi desem aksini mi söylesem bilmiyorum… Yalnız 1960tan beri neredeyse her on senede bir yeni anayasa yaptığımızı da unutmayın bence…
Yeni dönemde yapabilecek miyiz bu anayasayı?
       S.Çekmegil:
Hiç kimse tabiat yasalarını bertaraf edemez… Tabii yasaları yürürlükten kaldıramaz… Onlar, er geç hükümlerini icra ederler: ihya ederek veya imha ederek…
                                                                                                         Eyüp BEYHAN
                                                                                                 

(*)  
Bu röportaj iki yerde yayınlandı: (E.Beyhan)
 1-
  
http://eyupbeyhan.blogcu.com/yazar-selami-cekmegil-ile-hayat-ve-gundeme-dair-bir-soyleyisi/11553954     
2-   
http://www.anadolubulten.com/
 

Yorum
Ah hatıralar
Yazar selahaddin açık 2011-12-14 11:27:08
Kıymetli dayımın hatıralarla yad edilmesine içerliyorum.Yapabilecek daha çok işinizin ve eserlerinizin olacağı kanaatindeyim.Yekta güngörün ancak kargalara kılavuzlık yaptığınıda unutmuyoruz.

Yazar admin açık 2011-12-16 10:15:05
Bu roportajı Malatya Karar gazetesi de tam sayfa yayınlamıştır. kriter, Sitemize kurulduÄŸundan beri Malatya'dan ilk defa bir selam aldığı için teÅŸekkür eder... 
kriter 
http://www.malatyakarar.com/haber/Selami-Cekmegil-ile-bir-soylesi-2558
Konu Ile İlgili Bir Yazı...
Yazar Sanih açık 2011-12-17 14:08:26
Roportajda bahsi geçen Sayın Dr. Bilgiç'in Bir DeÄŸerlendirmesini sunuyorum:  
Ä°lk anayasa sadece 23 maddeden ibaretti 
http://www.turkiyegazetesi.com/haberdetay.aspx?haberid=517659
Av. Åžuayip Gazi Diyor ki:
Yazar Selami Çekmegil açık 2011-12-18 13:01:45
DeÄŸerli meslektaşım Av Åžuayip gazi Ulusoy'dan: bu roportajla ilgili olarak Cevabi nitelikte bir mail aldım. TeÅŸekkürlerimle aÅŸağıya dercediyoum:  
 
Selami Çekmegille yapılan roportajı okudum birçok ifadelerinde haklı olduÄŸunu biliyorum.Bugün Yapılacak anayasanın çok madeli olmasıo iyideÄŸildir. Ancak Anayasa yapılması çok zor bir iÅŸtir. Kalıcı anayasa yapabilmek için particilik zihniyetinden uzak olunmalıdır. Adı demokrasi olan ve seçimle iktidarın deÄŸiÅŸikliÄŸini demokrasi olarak kabül edenler aldandıklarını görmelidirler.  
1- Senatonun kurulması çok önemlidir. Çünkü Senato seçimlerinde parti adaylığı yerine halkın dorudan seçmesi getirilmeli ve halk bölgesinde durust üstün vasıf ve ahlaka sahip kiÅŸileri bilir. Böylece kalite artar.  
2- Seçım kanunu ve partiler kanunu mutlaka deÄŸiÅŸmelidir. GenelbaÅŸkanın milletvekilleri ve adaylar üzerinde ki agır baskısı kalkar ÅŸahsiyetli kiÅŸilikli kimselerin meclise girmesi kolaylaşır.  
bu genel baÅŸkan ve birkaç kiÅŸinin baskısını kaldırır, meclisin ve seçilenlerin iyi olmasını saglar.  
3- Anayasa yapımını mevcut meclis yerine bütün halkın temsilini taşıyan sivil toplum ve kurumların seçeceÄŸi, Kurucu meclis in yapması doÄŸru olur. kısa devrede yapılan  
anayasa kısa zamanda eskir.  
4- anayasa devleti koruma yerine ferdi korunmayı önplanda tutmalıdır.  
anayasa kısa öz az maddeyi içermelidir.  
Ãœzerinde mutabakat kurulan taslak enaz bir yıl halkın ve ilim ve idareci zümrelerin tartışması alınmalı ve son ÅŸekli verilmelidir.  
anayasa kanun hakimiyeti yerine evrensel hukuk kurallarına yönelik olmalıdır. 
Av. Åžuayip Gazi ULUSOY
ANAYASA, Ä°STÄ°KLAL MARÅžI OLSUN
Yazar necaticavdar açık 2011-12-19 09:30:38
DeÄŸerli büyüğüm mütefesir, düşünce ve aksiyon adamı Selami AÄŸbi'nin hayata dair düşündüklerini öğrenmekten memnun oldum. 
Röportajı yaparak bize bu imkanı verdiÄŸi için Eyup beye teÅŸekür ederim. 
 
"Anayasa" konusunda Selami aÄŸbi çok doÄŸru bir tespit yapmış. 
Ä°ngiltere' de Anayasa yok da neden iÅŸgal ettiÄŸi yada sömürgelerinde illa "anayasa" dayatması yapılıyor? 
 
Biz elimizdeki deÄŸerleri bitarafa itip baÅŸka deÄŸerlerle "hizaya" getirildiÄŸimiz günden buyana toplum huzuru için arayışlar içindeyiz. Bulduk deyip baÅŸkalarının yadırdığı yada onlara uyma adına uyguladığımız receteler, derdimizin dermanı olmuyor/olamıyor.. 
O halde bir sürü laf salatası maddeler aramaya gerek yok. 
 
Anayasa , Ä°STÄ°KLAL MARÅžI olsun..  
Millet ona göre hiza alsın 
Üstelik tek "milli meclis"in firesiz kararı, milletin "tam" ittifakı kabul gören değerler manzumesi toplumun rehberi olabilir..
Roportaj Anadolu Bülteni'nde...
Yazar admin açık 2012-01-10 15:13:04
Bu söyleÅŸi en son Anadolu bülteninde de yayınlanmıştır. teÅŸekkürle sunuyoruz: 
 
http://www.anadolubulten.com/kose.asp?yazar=55&id=481

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 02-11-2015 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111632676 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net