26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Çekmegil Düşüncesinde Bireyci Yaklaşım
Çekmegil Düşüncesinde Bireyci Yaklaşım PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 30
KötüÇok iyi 
Yazar Raci DURCAN/Nida Dergisi,Özel Sayı   
19-11-2011
Çekmegil DüÅŸüncesinde Bireyci Yaklaşım
                                                                                                                                                  
                                    Raci DURCAN/Nida Dergisi, Özel Sayı
Said Çekmegil AÄŸabey ile ilgili yazı yazmam istendiÄŸinde, Ali Bulaç Bey'in Umran Dergi­si'ndeki yazısı geldi aklıma. Bu yazıdan sonra, "bu konuda da­ha ne yazılabilir ki?' diye düÅŸün­düm. Yazmaya bu tereddüt ile baÅŸladığımı itiraf etmeliyim.

****
Kendinizi birden boÅŸluÄŸa bıraksanız, tutunacak bir yeriniz kalmadığını hissettiÄŸinizde müthiÅŸ bir korkuya kapılırsınız.
Peki, fikren bir boÅŸluÄŸa düÅŸtüÄŸünüzde ne hissedersi­niz? Bir tartışmada karşınızda­kine söyleyecek bir sözünüz kalmadığında?..
Elbette,her tartışmayı ka­zanmak zorunda deÄŸilsiniz. Ta­bii ki yanlış düÅŸünceleriniz ola­bilir ve karşınızdaki size bu ek­sik noktalarınızı göstermiÅŸ ola­bilir. Fakat, tartışacak hiç zemi­niniz kalmazsa, söyleyecek sözünüze hiçbir dayanak bula­mazsanız ne olur?

Böyle bir ÅŸey, üniversiteye kaydolduktan sonra yerleÅŸti­ÄŸim yurt odasında başıma gel­miÅŸti. Åžimdi de dostluÄŸunu sürdüren ve bununla iftihar duyduÄŸum Burhan HoÅŸhanlı böyle bir duyguyu tattırmıştı bana. Ä°lk defa birisi, bir fikir öne sürdüÄŸümde, bunun kay­nağını soruyor, Kitap’ımızdaki yerini ve ona uygunluÄŸunu öÄŸ­renmek istiyordu. Cevap vere­miyordum. O zamana kadar bilgilerimi Kitap'la irtibatlan­dırma gereÄŸi duymamıştım. DüÅŸüncelerimizin Kaynak Ki­tab'a uygun olması gerektiÄŸini biliyor; fakat aradaki irtibatı saÄŸlayamıyorduk. Çünkü ÅŸim­diye kadar ne kimse bana böyle bir ÅŸey sormuÅŸ, ne de ben baÅŸ­kasına sorma gereÄŸi duymuÅŸ­tum. Ama ÅŸimdi müthiÅŸ bir ÅŸüphe serpiliyordu içime. Her bir fikrimin, dinimin kitabına uygun olmayabileceÄŸi ÅŸüphesi.. Fikir temellerim adeta deprem geçirerek yıkılıyor, mesnetsiz kalıp boÅŸluÄŸa savruluyordu.

Bir aralık, çare olarak, öne sürdüÄŸü her fikri onayla­mayı tercih ettim. Ancak bu da kurtuluÅŸ deÄŸildi. Çünkü, "Esas olan bizim fikrimiz de­ÄŸil, fikrin Kitab'a aykırı olma­masıdır" diyerek bu yolu da tıkamıştı. Tek kurtuluÅŸ yolu kalmıştı: Yeniden baÅŸlamak. Her ÅŸeye yeniden baÅŸlamalıy­dım ...

Öyle yaptım. BoÅŸluÄŸa asılı kalmaktan o kadar kork­muÅŸtum ki, bir daha aynı du­ruma düÅŸmemek için sürekli araÅŸtırdım, okudum.. Zaten okuyordum: ancak bu sefer, kaynakları da.. Bu tartışma, hayatımda bir dönüm nokta­sı olmuÅŸtu ve ben artık dü­ÅŸüncelerimi kitaba uydur­mak için sürekli onunla kont­rol eder olmuÅŸtum. Sadece bu ÅŸekilde Müslüman’ca dü­ÅŸünebileceÄŸimi, onun adına ona aykırı olamayacağımı kavramıştım.

Burhan kardeÅŸ, metodunun esin kaynağı Said Çek­megil ile beni tanıştırdığında, bu yönteme aşına olmanın a­vantajını taşıyan biriydim artık. Said aÄŸabeyin yeni tanıştığı her­kese uyguladığı silkeleme yön­temine hazırlıklıydım. ÇoÄŸu insanda, ilk karşılaÅŸmada bı­raktığı ÅŸok etkisini benim üze­rimde görememiÅŸ olmanın hoÅŸ­nutsuzluÄŸunu, sanki gözlerin­den okumuÅŸtum. Bu hazzı yaÅŸa­yamamasının sebebi olarak Burhan'a içinden hiç kızmış mı­dır, hala merak ederim.

Çekmegil'in en önemli ö­zelliÄŸi; fikirlerini insanlara açıp onlarla tartışması olarak özetle­nebilecek yöntemiydi.. Fikirle­rindeki birçok orijinalite, birçok ÅŸeyi ilk defa seslendirmiÅŸ olma özelliÄŸinin yanında, bu yöntem farkını çok önemsiyorum. Ä°n­sanları, düÅŸünmeye tahrik ederek, fikir üretmeye zorlu­yordu. Hem de üstatlık ve aÄŸa­beylik düzeninin dorukta oldu­ÄŸu bir dönemde. O zaman, üstat denilenlerin, deÄŸil bilgileri­nin kaynağını vermeleri ve her­hangi bir noktada eleÅŸtirilmeleri; kendilerine soru sormak bile imkansızdı. Onlarla münasebet ancak, sizin kul gibi eÄŸilmenizle mümkündü. Aklınıza yatmayan bir ÅŸeyi size izah ederlerdi, an­cak siz kendi yetenekleriniz öl­çüsünde bunu kavrardınız. EÄŸer bir yanlışlık varsa, bunun müsebbibi fikri öne süren deÄŸil hala anlayamayan siz olabilirdi­niz. Nasıl kullukta Allah'ın ö­nünde eÄŸiliyorsanız, bunların önünde de boyun eÄŸmeliydiniz. Ä°ÅŸte böyle bir ortamda O, herke­sin eÅŸit söz sahibi olduÄŸu fikir sohbetleri düzenleyerek bir dev­rim baÅŸlatıyordu. Bir mecliste. 8 yaşındaki bir çocuÄŸun,  80 yaşındaki kiÅŸiye karşı fikir öne sürebilme hürriyeti olduÄŸunu düÅŸünün. Üstelik, herkes süresi içinde sözünü kesmeden onu dinlemek zo­rundadır ve ancak, söz hakkı kendine geldiÄŸinde cevap vere­bilir. Hayatı boyunca, insanlara bir ÅŸey vermek istediÄŸinde hep bu yöntemi kullandı. Bir insa­nın, öÄŸretirken nasıl aynı za­manda bir öÄŸrenici de olabile­ceÄŸinin dersini veriyordu. Bel­ki de en iyi öÄŸrenmenin konu hakkında düÅŸünmek, fikir üretmeye çalışmak olduÄŸunu bildiÄŸi içindir. Bu yöntemle fi­kir tartışmalarına katılmış sa­yısız genç insanın daha sonra ülkenin fikir ve sanat hayatın­da edindikleri konum, yönte­min baÅŸarısını da açıklıkla göz­ler önüne serer.

20.yüzyıl, hürriyetler ça­ÄŸÄ± diye anılıyor. Sanayi toplu­mun getirdiÄŸi kalabalık ÅŸehir yaÅŸantısı, insanların birbiriyle olan bağını zayıflatmış, bunun sonucu olarak birey, ön plana çıkarak daha bağımsızlaÅŸmış­tır. Batıda bu anlayış hızla geli­ÅŸirken, geleneksel köklerine baÄŸlı halkı Müslüman ülkeler­de, özellikle dini duyarlığı yük­sek topluluklarda neÅŸvünema bulamamıştır 'Yeni çaÄŸa bir tepki olarak, topluluklar cema­atleÅŸip iyice içe kapanırken, bireyselci yaklaşım kendi­sine zemin bulamamıştır. ÖzgürleÅŸmeyen birey, batıdaki kadar üretken de olamamıştır . Bizdeki düÅŸünce hayatı kısırlığının enönemli sebeplerinden biri budur. 
Son dö­nemlerde bireysel geliÅŸimle

Üstelik, herkes süresi içinde sözünü kesmeden onu dinlemek zo­rundadır ve ancak, söz hakkı kendine geldiÄŸimde cevap vere­bilir. Hayatı boyunca, insanlara bir ÅŸey vermek istediÄŸinde hep bu yöntemi kullandı. Bir insa­nın, öÄŸretirken nasıl aynı za­manda bir öÄŸrenici de olabile­ceÄŸinin dersini veriyordu. Bel­ki de en iyi öÄŸrenmenin konu hakkında düÅŸünmek, fikir üretmeye çalışmak olduÄŸunu bildiÄŸi içindir. Bu yöntemle fi­kir tartışmalarına katılmış sa­yısız genç insanın daha sonra ülkenin fikir ve sanat hayatın­da edindikleri konum, yönte­min baÅŸarısını da açıklıkla göz­ler önüne serer.

20.yüzyıl, hürriyetler ça­ÄŸÄ± diye anılıyor. Sanayi toplu­mun getirdiÄŸi kalabalık ÅŸehir yaÅŸantısı, insanların birbiriyle olan bağını zayıflatmış, bunun sonucu olarak birey, ön plana çıkarak daha bağımsızlaÅŸmış­tır. Batıda bu anlayış hızla geli­ÅŸirken, geleneksel köklerine baÄŸlı halkı Müslüman ülkeler­de, özellikle dini duyarlığı yük­sek topluluklarda neÅŸvünema bulamamıştır 'Yeni çaÄŸa bir tepki olarak, topluluklar cema­atleÅŸip iyice içe kapanırken, bireyselci yaklaşım kendi­sine zemin bulamamıştır. ÖzgürleÅŸmeyen birey, batıdaki kadar üretken de olamamıştır .

Bizdeki düÅŸünce hayatının kısırlığının en önemli sebeplerinden biri budur. Onlar, milyonlarca be­yinle düÅŸünürken, bizler ce­maat cemaat, yani üçer beÅŸer düÅŸünüyorduk. Bu, fikir ha­yatımızın neredeyse sonunu getirdi. Bu noktayı gördükten sonra, Said Çekmegil'in, bire­yi özgürleÅŸtirici, onu, üretme­ye tahrik edici bu yönteminin önemini daha iyi kavraya­biliriz. ÖzgürleÅŸen, fakat diÄŸer yandan da bireyselliÄŸin getirdiÄŸi yalnızlık psikolojisiyle korkmaya baÅŸlayan Batı insanı, kiÅŸisel geliÅŸimi önemsemek,  bu yönden  takviye edilmek   zorun­ da kal­mıştır. Son dö­nemlerde bireysel geliÅŸimle ilgili yayınlarda görülen hızlı artıştan anlıyoruz bunu. Ä°nsanın yolu açılmış, adeta ÅŸoseden asfalta dönüÅŸmüÅŸ. Fakat insan, bu yol­da gerekli sürati yapamamak­tadır. Çünkü bireysel özellikleri bu geliÅŸkin yola göre yetersizdir. Çekmegil metodunda, daha kü­çükken toplum içinde söz sahi­bi olmaya baÅŸlayan birey, kendi geliÅŸimi için de mükemmel bir fırsat yakalar. Böylece, baÅŸka insanları, ne kadar kendine zıt bile olsalar dinlemeyi, onlara ta­hammül etmeyi öÄŸrenir. Za­manla, zıt gördüÄŸü fikirlerde bile, farklı perspektiften bakı­lınca doÄŸrular olabileceÄŸini fark eder. Kendi fikirlerini açıkla­maktan korkmaz. gülünmekten, alay edilmekten çekinme­yecek kadar öz güvenlidir. Bu metot, derinlemesine bir ana­lizle yeni çağın eÄŸitim sistemine temel yapılabilir. ÖzgürleÅŸen ve bireyselleÅŸen çağımız insanı için ÅŸimdiki katılımsız yöntemden çok daha iyi sonuçlar verece­ÄŸine, ben inanıyorum. Bunu bir öneri olarak, çıkış arayan eÄŸi­tim müessesesi kadrolarına bu­radan öneriyorum.

Çekmegil'in bir diÄŸer özelliÄŸi, insanları Kur'an'a uy­gunluÄŸa çağırmasıydı. Her sözü­ne Kur'an'dan delil arar, fikirle­riyle ona aykırı düÅŸmekten imtina ederdi. Bilirdi ki, ne kadar parlak görünürse görünsün, Kur'an'a zıt bir fikir, uzun süre orada; yukarıda kalamaz. Bunu, Kur'an'ı herkesin anlayamaya­cağının zannedildiÄŸi, Kur'an okuyanlara hoÅŸ gözlerle bakıl­madığı dönemde seslendirmiÅŸ­tir.
 
Takvayı, çoÄŸu insanın ya­nıldığı ÅŸekilde nafilenin çoklu­ÄŸunda deÄŸil, farzlarda istikrarlı olmada arardı. Ä°nsanın, ana çizgisi "Hak" üzere olduÄŸunda ve haram iÅŸlerden kaçındığın­da iyi bir Müslüman olarak ni­telemesi gerektiÄŸini düÅŸünür­dü. Onun evliyaları  havalarda uçmazlardı. Ya da uçacaklarsa, tabii yollardan, uçak filan gibi vasıtalarla yaparlardı bunu. Dünyası ütopik deÄŸildi. Her zaman, bir ayağı yere saÄŸlamca basardı. Müslümanlığın sade­ce bir kez, o da Asr-ı Saadette yaÅŸandığına dair düÅŸüncelere pirim vermezdi. Her çaÄŸda iyi Müslümanlar olarak yaÅŸanabi­leceÄŸini söyler, dini teferruat içinde boÄŸanların yolunu ay­dınlığa çıkarmaya çalışırdı.

Çekmegil, arkasında bir­çok eser bıraktı. Kırka yakın kitabının yanında benim en önemsediÄŸim eseri, çok sevdi­ÄŸini bildiÄŸim oÄŸlu Selami Çek­megil'dir. Zaten birkaç kuÅŸak­tır bünyesinden önemli fikir adamları çıkarmış ailenin son halkasını teÅŸkil ediyor.
 
Kendi­sinin fırsat bulamadığı için (tam ve doÄŸrudan) inceleyemediÄŸi batı düÅŸüncesi ve yaklaşımları da, oÄŸlu Selami Çekmegil tarafından kritik  edilmiÅŸ, önemli açılımları ya­yınlamış ve bunları kitapla­rında bizlerle paylaÅŸmıştır. Mesela, nasıl olup da batıl dü­ÅŸünce sahibi batılıların, böyle yanlış bir düÅŸünce zemininde parlak bir medeniyet vücuda getirdikleri, çağımız Müslümanlarının zihnini kurcala­yan önemli bir müÅŸküldür. Rönesans'la birlikte dinden uzaklaÅŸtığı söylenen batının, dine hep yakın durmuÅŸ doÄŸu­ya galebe çalmasının, sanıldı­ÄŸÄ±nın aksine bunu dinden u­zaklaÅŸarak deÄŸil, doÄŸru Ä°slam düÅŸüncesine metod olarak yaklaÅŸmasından kaynaklan­dığını belirtmiÅŸtir. Dine yakın diye düÅŸünülen doÄŸunun da, aksine, Müslüman’ca yöntem­leri terk ettiÄŸini, Müslüman ismi taşısa bile, yöntem ola­rak ondan uzaklaÅŸtığını; bu­na karşın batıl isimler taşıyan batının da, yöntem olarak MüslümanlaÅŸarak sonuca ulaÅŸtığını açıklamış, bu nok­tadan Ä°slam'ı vurmak isteyen­lerin önünü kesmiÅŸtir.  

Aydınlar vardır, sadece gününü aydınlatmaya yeter ışığı. Nefesi yetmez daha uza­ÄŸa. Kimi aydınlar vardır, öyle­sine güçlüdür; ışığının huz­meleri asırları, çaÄŸları aydın­latır. Çekmegil'in ışığının ol­dukça uzaklardan görünece­ÄŸini sanıyorum. 
  
Nida Dergisi (özel sayı)'dan alıntılanmıştır.                                                

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 12-11-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111690265 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net