04-12-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow DÖVÄ°ZÄ°N DALGASI HALKI YUTUYOR!
DÖVİZİN DALGASI HALKI YUTUYOR! PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar Raci DURCAN   
30-10-2011
 DÖVÄ°ZÄ°N DALGASI HALKI YUTUYOR! 

                                                              Raci DURCAN
    Bugünlerde Ekonomi Bakanı Zafer ÇaÄŸlayan’ın keyfi çok yerinde olmalı. Neden mi?

    Eski Merkez Bankası BaÅŸkanı DurmuÅŸ Yılmaz Bey,  eski Sanayi Ticaret Bakanı Zafer ÇaÄŸlayan’ın hükümet üzerinde baskı oluÅŸturarak; düÅŸük dolar kurunu yükseltme çabasından rahatsızlığını geçmiÅŸte ifade etmiÅŸti. DurmuÅŸ Bey’in görevi devrinin üzerinden çok geçmeden, Zafer ÇaÄŸlayan amacına ulaÅŸmış oldu.

  Åžimdiki Dış Ticaretten sorumlu Ekonomi Bakanı Zafer çaÄŸlayan’ın geçmiÅŸinde sanayicilik vardır. Bu makama ASO baÅŸkanlığından gelmiÅŸtir. Döviz kurlarındaki düÅŸüklüÄŸün ihracatı engellediÄŸi konusunda, içinden geldiÄŸi çevreden çok sayıda ÅŸikâyet almış olmalı. Ä°hracat hemen tüm ülkelerin en önemsediÄŸi konuların başında geliyor. Dolar kurunda küçük bir oynama ile ihracat rakamlarının artacağını düÅŸünmek sıradan matematiksel bir iÅŸlem olarak görülür. Yeni merkez bankası baÅŸkanı, makamında yeni olduÄŸundan; eÄŸer varsa bile bu gerekçeye itiraz edememiÅŸ olmalı… Yıllar önce halkın yüksek fiyattan alıp, zarar etmemek için yastık altında beklettiÄŸi döviz, böylece eski yüksek deÄŸerine ulaÅŸmış oldu. 

   Dalgalı kur iddialarıyla döviz fiyatlarına devletin müdahale etmediÄŸi ifadelerini hep duyarız. Fakat her nedense Merkez Banksı, dövizin bir noktaya kadar olan oransal artışından sonra müdahale etme gereÄŸi duydu. Kuru sanki bir rakamda tutmak istemektedir. Nasıl piyasa ihtiyaçlarının belirlediÄŸi dalgalı kur oluyor ve nasıl devlet müdahale etmemiÅŸ oluyor, anlaşılır gibi deÄŸil! Serbest piyasadaki sıradan bir oyuncunun malı deÄŸer yitirince müdahale etmeyen devlet, döviz olunca müdahale ediyor. Hangi rakamda, nerede müdahale etmesi gerektiÄŸine nasıl karar veriyor? Bu iÅŸlemeler sonucunda yüklü miktarda paranın el deÄŸiÅŸtirdiÄŸinden kimsenin ÅŸüphesi yoktur. Mesela benin tanıdığım bir sanayicinin son 3 aydaki deÄŸiÅŸimden kaybı 25.000TL oldu. Yine baÅŸka bir sanayici Kosgeb vasıtasıyla aldığı döviz kredisini geri ödemesine çok az zaman kala, yerinden uzun zamandır oynamayan döviz birden yukarıya harekete geçti. 20 günlük süre içinde doÄŸan yükseliÅŸten zararı yirmi bin lira oldu. Bir kayıp varsa kazanan da vardır. Sanayici kaybetti, bankalar ve onların asıl sahibi devlet kazandı. Adı konulmadan vatandaÅŸ vergilendirilmiÅŸ oldu. Ä°smi adaletten gelen bir partinin iktidarında, Ergenekoncuların taktiÄŸi ile halkın vergilendirilmesi ne kadar adaletlidir?

    Sanayi çevrelerini dolaÅŸtığınızda, dövizdeki yükselmenin ihracatçıya da bir faydası olmadığı yakınmasını duyarsınız. Çünkü dünyanın globalleÅŸtiÄŸinden bahisle, bir ürünü mamul hale getirirken ithalat da yapmak zorundasınızdır. Bu oranın %85 olduÄŸunu CumhurbaÅŸkanımız dile getirmiÅŸtir. BaÅŸkaca hiçbir tedbir almadan sadece döviz kurlarıyla oynayarak ihracatı artırma çabası ülkemize zarardır; kötülüktür. Bunu basit bir ilkokul matematiÄŸiyle ortaya koymak mümkündür. Türkiye’nin dış borcunun 300 milyar dolar olduÄŸu söyleniyor. Doları 1.50TL yerine 1.90TL den çarparak, aradaki fark kadar daha fazla kazanmak; daha fazla çalışmak zorunda olduÄŸumuzu görürsünüz. Ä°thalatımız her zaman ihracattan önde olduÄŸuna göre, basit bir tüccar ne yapar? Aldığını daha ucuza almaya bakar. Ama Ekonomi’den sorumlu Bakanlığımız böyle düÅŸünmüyor olmalı. Dövizdeki yükselme ile aldığımız ÅŸeyin deÄŸeri artıyor, sattığımızın da artıyor ancak biz alımı çok yaptığımızdan zararımız büyümüÅŸ oluyor.

   Belki de yetkililer bu noktayı zaten biliyorlardır da; döviz kurlarıyla oynayarak halka yükledikleri sıkıntının adını deÄŸiÅŸtiriyorlardır. Halkın malını, uluslar arası ÅŸebekelerin de yaptığı gibi, emtia fiyatlarıyla oynayarak kendi elinde toplamak adil deÄŸildir. Adalet olmayan yerde zulüm vardır. Bir ülke fısk (günah) ile yönetilebilir, ayakta kalabilir ancak zulüm ile asla!

   Bakan ÇaÄŸlayan Merkez Bankasını etkilemeyi sürdürsün, doları 5 lira yapsınlar. O zaman görün siz ihracat rakamlarındaki yükseliÅŸi! Rakamlardaki her yükseliÅŸte dış ticaretten sorumlu bakanlık büyük baÅŸarı kazanmış olacak, takdir kazanacaktır. Bu durumda vatandaşın borcu artar ancak bu kimin umurundadır! Vatandaşın mükellefiyeti borç ödemek deÄŸil midir?

   Dövizdeki hızlı yükseliÅŸ bayram haftasına girdiÄŸimizde birden hız kesti. Senede 2 defa gelen bu bayramlardan önce piyasalarda altın ve döviz kurlarında gerileme olması manidardır. Bayrama giren halkın harcama yapacağı ve elinde birikmiÅŸ olan emtiayı elinden çıkaracağını hesaplamış olmalılar. Bu bayram süresinde de her bayram olduÄŸu gibi döviz-altın fiyatları düÅŸecek, halkın tekrar almaya baÅŸladığı zaman yükselecektir. Bunun adı serbest piyasa ve dalgalı kur olamaz.  Ne olması gerektiÄŸini siz söyleyiniz.

Raci DURCAN

Yorum
Yaşayarak öğreniyoruz, galiba.!
Yazar Fahri açık 2011-10-31 05:56:27
DoÄŸrusu açıklanan OVPı anlayamadım. Kendi içinde tutarlı görünmüyor. Yüksek faiz, yüksek kur, zam-vergi.!  

2007-8 de bu kapsamlı bir uygulama öngörmüştüm, hükümet beni yanılttı. Cari açık ve ekonomiyi soÄŸutmak mazeretiyle, piyasayı öldürmediler. Daha ileri gittiler, IMF ile iliÅŸkileri gözlemci seviyesine indirdiler, Rusya ve Çin gibi ülkelerle ‘yerel para ile ticaret’ anlaÅŸmaları imzaladılar vb.. 
 
Åžimdi niye geri çark ettiler, bilemiyorum.!  
Doların deÄŸer artışı, para çıkışının bir sonucu mu.? Çünkü, çıkan para miktarı ile, merkezin sattığı miktar birebir aynı..ama buralarda tutulmak istendiÄŸi de ortada. 

Yüksek kur, evet ithalatı pahalılaÅŸtırıyor ama kısıtlamıyor. Yani, 10 yıldır bu engelleyici enstrüman deÄŸil. Yapısal. Ä°hracatcının da çok kısa süreliÄŸine iÅŸine yarıyor. Bir enfazla iki çeyrek. Ä°zleyenler bilir. 

BildiÄŸiniz üzere, epeydir borç yapısında iç borçlar dış borcu ve özel sektörün borcu kamu borcunu 'sollamıştır.' 
Ve aslında, iç borc dediÄŸimizin önemli oranıda, özel sektör ve bankaların dışarıdan döviz getirip devlete TL verdiÄŸi borçtur. Kur artışı, faiz ve kar marjını aÅŸarsa, hepsi dökülür.. belki buralarda aramak gerek.! Bir ihtimalde, Arap ülkelerinin karışmasıyla, yabancı para giriÅŸinde yaÅŸanabilecek daralma olabilir.. Çare deÄŸil. 

'Cari Açık Alarm Veriyor mu.?' yazımı tekrarlamak istemiyorum. O dönem öneride bulunan bir allame hocanın önerisi bugüne belki ışık tutar: 
“Haziran ayı rakamları belli olduÄŸunda.. yazmıştım. Temmuz rakamları beklentimi boÅŸa çıkardı… soÄŸumakta olan bir ekonominin göstergesi deÄŸil. Eksik olan ithalatın dizginlenememiÅŸ olması.. yüzde 11’in üzerindeki reel faiz iç talebi dizginleyemiyorsa…bu iÅŸte yanlışlık var demektir… cari açığın nerede duracağı belli deÄŸil..faiz politikasını destekleyecek ek bir politikaya ihtiyaç var. Amaç iç talebin dizginlenmesi olduÄŸuna göre,..bu ancak vergi politikası olabilir.”  
atalarımız demiş ki:
Yazar kubha açık 2011-11-01 02:21:40
"yemeyenin parasını yerler" atasözünü hatırlamalıyız. bu operasyonları bu çerçevede değerlendirebiliriz. batıdaki tüm para piyasaları "yemeyenin parasını yeme" felsefesine dayalıdır.
Yazar Fahri açık 2011-11-26 03:11:13
Kapitalizm insanlığı da, dünyamızı da mahvediyor. 
Tek kiÅŸiyi taşıyan binlerce araba trafikte. “Ne yapacaksın, ihtiyaç” deniyor. 
Sizin araba almanız, büyük tekellerin “ihtiyaç”ı. 
EÅŸim ve ben araba kullanmıyoruz; hiç de sıkıntı çekmiyoruz. Tam tersine, trafik gerginliÄŸini direksiyon başında yaÅŸamıyoruz. 
Kullanılabilecek durumda olan birçok ürün, “modası geçtiÄŸi” veya “havası kalmadığı” gibi gerekçelerle atılıyor. 
Halbuki gezegenimizin kaynakları sınırlı. Bu kaynakları, insanlığın geleceÄŸini de dikkate alarak, çok özenli bir biçimde kullanmak zorundayız. 
Halbuki kapitalizm, krizlerden kurtulabilmek ve kârını artırabilmek için sürekli olarak tüketimi teÅŸvik ediyor. 
Tüketimin bir bölümü gerçekten temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik. Giderek artan bölüm ise gereksiz, gösteriÅŸe yönelik. 
Benim kuÅŸağım, cumhuriyetin ilk kuÅŸağının çocukları. 
Cumhuriyet, gerek anlayışı gereÄŸi, gerek mahrumiyetlerin kaçınılmaz sonucu olarak, mevcut kaynakların en iyi biçimde kullanılması terbiyesini verdi. 
 
Bizler bu terbiyeyle büyüdük. 
 
DiÅŸinizi mi fırçalayacaksınız. GerektiÄŸinden fazla macun sıkmayın. 
Yemek mi yiyorsunuz. Tabağınıza yiyeceÄŸiniz kadarını alın. Tabakta yemek, artık ekmek bırakmayın. 
“Bıraktığın lokma seni gece rüyanda korkutur.” 
Evinize aldığınız eÅŸyayı özenle kullanın. 
arkası boÅŸ kağıtları kullanırdı. Kendisine gelen zarfları ters çevirip kullandığını anlatmıştı. 
çocukluÄŸumuzda kurÅŸun kalem kısaldığında, kalemin sonuna kadar kullanılmasını saÄŸlayacak 
Kısalan kalem onun içine yerleÅŸtirilip yazılırdı. 
“Eskiden yokluk varmış; ÅŸimdi ne güzel herÅŸey var” diyemezsiniz. 
 
Bu anlayış, kapitalizmin kâr mantığının beyinlere iÅŸletilmiÅŸ ifadesidir. 
 
Kapitalizm insanı maymuna çevirdi 
 
Günümüzün teknolojisiyle birçok ürün, çok daha dayanıklı olacak, çok daha uzun süre kullanılabilecek biçimde üretilebilir. 
Ãœretilmiyor. 
EÄŸer ürünler böyle üretilirse, kapitalist malını satamaz; krize girer. 
Günümüzde birçok ürün, moda deÄŸiÅŸiklikleri sonucunda, kullanım ömrü tükenmeden çöpe atılıyor. 
EÄŸer böyle yapılmazsa, kapitalizm krize girer. 
Günümüzde insanlar birbirlerini giydikleriyle, sahip oldukları arabayla, kullandıkları cep telefonuyla deÄŸerlendiriyor. 
Eskiden, giyimi kuÅŸamıyla, malı mülküyle gösteriÅŸ yaparak itibar kazanmaya çalışan kınanırdı; “sonradan görme” diye aÅŸağılanırdı. 
Kapitalizm insanları maymuna çevirdi. Onlarla oynuyor. Onlarla dalga geçiyor. 
Bu arada müthiÅŸ bir tüketim ve tüketilen ürünle “hava atma,” kiÅŸilik kazanmaya çabalama çılgınlığı sürüyor. 
 
Halbuki Anadolu’nun güzel bir geleneÄŸi vardı. Eskiden eve birÅŸey alındığında, bez torbada götürülürdü; komÅŸulardan onu alamayan varsa özenmesin diye. Zenginle yoksul aynı mahallede otururdu. Dayanışma, dostluk vardı. 
Kapitalizm, yarattığı o müthiÅŸ tüketme ihtiyacıyla hem insanlarımızı insanlıktan çıkarıyor, hem de gezegenimizin mahvolmasına yol açıyor. 
 
Kapitalizmden kurtulamazsak dünyayı mahvedecek 
 
YeÅŸiller de gezegenimize sahip çıktığını söylüyor. Ancak kapitalizme ve emperyalizme hiç deÄŸinmiyorlar. 
Kapitalizme karşı çıkılmadan gezegenimiz kurtarılabilir mi? 
Eskiden bir kiÅŸinin yolsuzluÄŸu veya hırsızlığı duyulduÄŸunda, o kiÅŸi toplumdan dışlanırdı. 
 
Kapitalizm insanları öylesine çürüttü ki, eline imkan geçip çalmayana “salak” gözüyle bakılıyor. 
 
Kapitalizm insanlığa düşmandır. Biz kapitalizmden kurtulamazsak, kapitalizm insanı ve dünyayı mahvedecektir. 
 
Yıldırım Koç- 22 Kasım 2011

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 04-11-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
123900915 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net