GÖZ YUMMA (Alaaddin Gürün için) HasannebioÄŸlu Cumali Ünaldı
Sanki Ayağını bastığın yerden baÅŸlardı Yerküre dönmeye Gök soluklandığın kadardı BaÅŸkalarının devletiydi dağın eteÄŸindeki ÅŸehir Yalnızca sen yürürdün caddelerinde
Ömür Sadece seni akıtan nehirdi Ey yürek kalıplarıyla biçip YiÄŸit ve kavi AÅŸkile teÄŸelleyen terzi
Yazları atsidiÄŸi, gübre, ayak kokusu Toprak duvara serpilmiÅŸ su kokan Kışları Kaysı çekirdeÄŸi kabuÄŸu çıtır çıtır MeÅŸe odunu yanan sobalarda Kıvrılan dumanların eÄŸittiÄŸi çocukluÄŸun Bu karanlığın / bu izbe/ bu unutulmuÅŸ ülkesinde Cıvıl cıvıl yüreÄŸiyle Oynaşı sokaklarda kalan küçük çırak
Ancak Sineklerle eÄŸlenebildiÄŸin Ve ancak Kuytulu böcekleri bildiÄŸin Ä°lik açıp düÄŸme diktiÄŸin dükkanların arka bölmesinden yüzlerce yıllık bir çıraklıktan sonra yeryüzüne fırladın çıktın ve gördün ki kabına sığmıyordu dünya onun ‘çün mü sen de sığmadın dünya’ya Seni en çok DaÄŸlarda tek başına Ä°natla Kayalardan fışkıran Yalnız aÄŸaçlar mı Anlatmalı insanlara ?
Hem ölüme döndün yüzünü Hem yaÅŸamaya Mevsimler birbirini kovaladı Yazı yaz Kışı kış gibi yaÅŸadığın ÅŸehirde Bütün vücudunla tartıştın Tartıştığında tekmil kalbinle durdun namaza
Sana yakıştı mı ne SaÄŸlığın gibi Hastalığın da Mahfice aÄŸlamaklarınla Sende ölüm bir ÅŸiir gibi
Yaz günü bir subaşı / sözgelimi Horata’da AÄŸaç gölgesi gibi Her kelimesiyle yerli yerinde mi? Ey yürek kalıplarıyla biçip YiÄŸit ve kavi AÅŸkile teÄŸelleyip Sıdkile diken / ölümü berkiten terzi.
Girne (Kıbrıs), 10 Eylül 1988
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |