26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ä°NKILAP KANUNLARI HAKKINDA ANAYASAL BÄ°R YORUM
İNKILAP KANUNLARI HAKKINDA ANAYASAL BİR YORUM PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Mehmet YAMAN   
26-07-2011
Ä°NKILAP KANUNLARI HAKKINDA ANAYASAL BÄ°R YORUM

                                                                  Mehmet YAMAN(*)

     Önümüzdeki yasama dönemi, üzerinde en çok tartışılacak ve ülkemizin gelecek yüzyıllarında önemli bir etkinliÄŸe esas olacak bulunan husus, bilindiÄŸi gibi, yeni yapılacak Anayasa konusudur.

     Mevcut Anayasa’da üzerinde tartışılacak olan en önemli konulardan birisi de, “Ä°nkılap Kanunları” dediÄŸimiz ve Anayasa’mızın 174. maddesiyle, yürürlükteki Anayasa’ya aykırılığı iddia edilemeyeceÄŸi ve iptal edilemeyeceÄŸi ifade edilen inkılap kanunlarıdır. Bu kanunlar ayrı ayrı tarih, sayı numaraları taşıyan ayrı ayrı toplam 8 adet kanundur. (dip not:1).
    Kemalist deÄŸil ama, bir Atatürk Bilimcisi gözüyle yaptığımız incelemelerde (ki, Atatürk baÅŸkadır, Atatürkçü baÅŸkadır, Kemalist baÅŸkadır, Atatürk Bilimcisi daha baÅŸkadır) ÅŸu saptamaları açıklıkla görmekteyiz:
    Atatürk’ün gerek nutuÄŸu, gerek deÄŸiÅŸik zamanlarda deÄŸiÅŸik yerlerde söyledikleri sözleri ve gerekse uygulamaları incelendiÄŸinde görülecektir ki, Atatürk bu inkılap kanunlarını yaparken, TEMEL AMACINI ÅŸu cümlelerle açıklıyor: “Yaptığımız ve yapmakta bulunduÄŸumuz inkılapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını, tamamen çağımıza uygun ve bütün mana ve biçimi ile, uygar bir toplum haline deÄŸiÅŸtirmektir”(dip not:2).
    Atatürk kendi saÄŸlığında, hiçbir zaman, bu inkılap kanunlarının deÄŸiÅŸtirilemiyeceÄŸini, hiçbir yerde söylememiÅŸ olup, 1982 yılında Ä°htilal Anayasası yapılırken, ihtilali yapan güçlerin oluÅŸturduÄŸu bu madde metni içerisinde, bu inkılap kanunlarının Anayasaya aykırılığı iddia ve iptal edilemeyeceÄŸi yazılmıştır (ki, kendisinde bu gücü gören her sivil ve askeri iktidar, kendi döneminde anayasaları böyle deÄŸerlendirebilirler. Ama sonraki güçler de, aynı anayasaları deÄŸiÅŸtirme güçleri kendilerinde mevcutsa, tüm maddelerini deÄŸiÅŸtirip, istedikleri maddeleri koyabilirler, ancak halkın beÄŸeni ve desteÄŸi ÅŸartıyla). 
     Atatürk, her zaman kendisini halktan birisi olarak görmüÅŸ ve kendisini göklere çıkaran sözler ve davranışlar karşısında, çok sert tepkilerde bulunmuÅŸtur. Hatta bir seferinde, afiÅŸlerde yazılan “Atatürk bizim en büyüÄŸümüzdür”, “Atatürk bu milletin en yükseÄŸidir” yazılarının hepsini karalamış ve bunan yerine afiÅŸ olarak, ÅŸu cümleyi kendi elleriyle yazıp astırmıştır: “Atatürk bizden biridir.” (dip not:3-4)
    Atatürk hiçbir zaman, kendisini mensup olduÄŸu milletten üstün görmemiÅŸ, “benim için en büyük korunma yeri ve menfaat kaynağı, milletimin sinesidir” diyerek, bütün baÅŸarının kaynağı olarak milleti göstermiÅŸtir.(dip not:5)
    Atatürk, gerek hayattayken ve gerekse vefatından sonra olmak üzere, kendisinin korunmasıyla ilgili hiçbir yasal geliÅŸimi arzulamamış ve “benim müstesna olduÄŸuma dair bir kanun yoktur”, diyerek milleti esas aldığını, ESAS OLANIN MÄ°LLETÄ°N DEÄžERLENDÄ°RMELERÄ° OLDUÄžUNU, çok açık bir biçimde ortaya koymuÅŸtur.(dip not:6) 
    Anayasamızın özellikle ilk üç maddesinde toplanan ve devletimizin yapılanmasını ifade eden önemli temel unsurlar, gerek iktidarın ve gerekse halkımızın özümseyerek, üzerinde önemle durduÄŸu ve taviz vermeden devamını uygun gördükleri bir husus olmakla birlikte, sair maddelerle ilgili olarak, gelinen noktada pratiÄŸe yansıyacak pek çok uyarlamaların bulunduÄŸu bir gerçek olarak ortada bulunmakta olup, bu arada, eÄŸitimsel ve toplumsal hayatımızın çaÄŸdaÅŸ geliÅŸimi karşısında, yukarda bahsettiÄŸimiz Anayasamızın 174. maddesinde zikri geçen “Ä°nkılap Kanunları” nın güncel deÄŸerlendirmelerini yapmak ta bir gereklilik olarak önümüzde bulunmaktadır.
    Yukarda açıkça görüldüÄŸü gibi, Büyük Atatürk bu inkılapları yapmaktaki temel amacını, “halkımızın bütün mana ve biçimiyle çaÄŸdaÅŸlaÅŸmak ve çaÄŸdaÅŸ toplumlarla aynı konumları yakalamak” olarak ortaya koymuÅŸ olup, bu amacında, toplumun çaÄŸdaÅŸlaÅŸması, dünya toplumları arasında ileri düzeyde bir kazanım saÄŸlaması, hem bireyleri ve hem de toplumsal teÅŸkilatlarıyla birlikte, her yönden geliÅŸmiÅŸ muasır bir devlet haline gelmemizi hedeflediÄŸi açıkça ortada bulunmaktadır.
    Sosyal ve hukuk bilimleri açısından yapacağımız bu temel deÄŸerlendirmelerden sonra, Ä°nkılap kanunlarını toplu halde gözden geçirdiÄŸimizde, bunlardan takvim, yazı biçimi, hafta tatilleri, rakamlar ve para ölçüleri gibi konuları içeren bir kısmının tamamen özümsendiÄŸini ve bu konularda gerek dünya toplumları ve gerekse ülkemiz ve milletimiz bazında uygulamasal herhangi bir problem olmadığını ve bu nedenle bırakın bir geri dönüÅŸüm arzusu, çaÄŸdaÅŸ toplumlarda uygulanan bir baÅŸka metoda yönelme bile düÅŸünülmediÄŸini, bir kısmının uygulamasının yerinde ve tam yapılamadığını ve bir kısmının ise, gelinen çaÄŸdaÅŸ yaÅŸam ve uygulamalar karşısında, Atatürk’ün yukardaki amacı doÄŸrultusunda yeniden gözden geçirip güncelleÅŸtirmek gereÄŸi hasıl olduÄŸunu ve bunun Atatürk ilkelerinin yerine getirilmesinin de bir gereÄŸi bulunduÄŸunu, art niyet taşımaksızın ve hiçbir zaman Atatürk düÅŸmanlığı gibi bir algılamaya ve kalkışmaya fırsat vermeksizin, açık ve net bulgularla ortaya koyma zamanının geldiÄŸini ifademize müsaade edilir umarız.
    Birlikte inceleyince ÅŸu hususları, hep beraber saptıyoruz. Åžöyle ki:
1 – TEVHÄ°D-Ä° TEDRÄ°SAT KANUNU’nun 1. maddesi, ilk, orta, lise ve yüksek eÄŸitim ve öÄŸretimi gibi bir ayırım yapmaksızın, tüm eÄŸitim ve öÄŸretim kurumlarının Milli EÄŸitim Bakanlığı’na baÄŸlı olmasını gerektirmekte olup, uygulamada bu böyle midir? Üniversiteler Milli EÄŸitim Bakanlığı’na baÄŸlı olmadığı gibi, pek çok orta ve lise okulları da, Milli EÄŸitim Bakanlığı’na baÄŸlı deÄŸildir. Nitekim yakında saÄŸlık meslek liseleri, SaÄŸlık Bakanlığı’ndan Milli EÄŸitim Bakanlığı’na geçirilmiÅŸ ve bu kanun açısından sorgulanmaktan kurtulmuÅŸlardır, sorumluları.
    Bunun gibi pek çok ortaokul ve liseler de Milli EÄŸitim Bakanlığı’na aktarılmalıdır, bu inkılap kanununun gereÄŸi olarak. ÖrneÄŸin, adalet meslek liseleri, maliye meslek liseleri, tarım meslek liseleri, polis okulları, tapu-kadastro meslek liseleri, devlet demiryolları meslek lisesi, askeri ortaokul ve liseleri vs. gibi okullar, Milli EÄŸitim Bakanlığına baÄŸlı olmayıp, ya bu okullar Milli EÄŸitim Bakanlığı’na baÄŸlanmalıdır, bu kanunun gereÄŸi olarak.
    GördüÄŸümüz gibi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu mutlaka gözden geçirilip ya kaldırılmalı veya güncelleÅŸtirilerek diÄŸer kanunlarla uyumlu hale getirilmelidir.
2 – ÅžAPKA Ä°KTÄ°SASI (iktisaı) KANUNU’nun 1. maddesi, Sayın CumhurbaÅŸkanımızdan en alttaki tüm kamu görevlilerine kadar, tüm genel ve katma bütçeye dahil kurumların memur ve hizmetlilerinin ÅŸapka giymelerini ÅŸart koÅŸuyor. Bakanlar ve milletvekilleri de bu kapsamın içindedirler.
    Bu kanun bu ÅŸartı koÅŸtuÄŸu halde, kamu görevlileri ÅŸapka giyiyorlar mı? Giymiyorlarsa hepsi, bu inkılap kanunu ihlal etmiyorlar mı? EÄŸer ihlal ediyorlarsa, o zaman tüm savcılar, önce kendileri ÅŸapkalarını baÅŸlarına takıp, sonra da bu kamu görevlileri hakkında, Anayasayı ve inkılap kanunlarını ihlalden, takibat açmaları gerekmez mi? Bu bir ikilem deÄŸil mi?
    Bu kanunu uygulamak için, herkese ÅŸapkayı giydirirsek, dünya milletleri arasında gülünç olmaz mıyız? Bu kanunun yapıldığı tarihte, uygar dünyada ÅŸapka modaydı, ama ÅŸimdi kalktı ve bir milletin tüm görevlileri hep ÅŸapka giyse, garip karşılanmaz mı? O zaman Atatürk’ün inkılapları yaparken söylediÄŸi yukardaki amacı esas alıp, bu amacın gereÄŸini çağımıza uygun bir biçimde yapmamız gerekmeli deÄŸil mi?  
    BaÅŸka bir deyimle, mevzuatımızı bu halde bırakırsak, çaÄŸdaÅŸ dünya milletlerine bu çeliÅŸkiyi nasıl izah edeceÄŸiz. Öyleyse, bu amaç dikkate alınarak, derhal bu kanunun ilgili maddeleri deÄŸiÅŸtirilip çaÄŸdaÅŸ hale getirilmelidir.
3 – BAZI KÄ°SVELERÄ°N GÄ°YÄ°LEMEYECEĞİNE DAÄ°R KANUN’un 1.maddesi, “hangi din ve mezhebe baÄŸlı olursa olsun, ruhanilerin (din adamlarının) ruhani giysilerini (cübbe ve sarık gibi) mabed ve ayinler haricinde giyemezler. Her din ve mezhep mensubundan sadece bir kiÅŸiye mabed ve ayinler haricinde dahi giymesine müsaade edilir” demekte olup, uygulama böyle mi?..
    Gayrimüslimlerin her mezhep lideri ve hatta her papaz veya haham, her zaman cüppe ve baÅŸlıklarını her yerde giyebiliyorlar, ama Müslümanların sadece diyanet iÅŸleri baÅŸkanı giyebiliyor. Müslüman mezhepler bundan istifade edebiliyor mu, ….? Bu kanun her mezhep mensubuna bu yetkiyi verdiÄŸine göre, uygulamayı nasıl yapacağız?.. Öyleyse bu kanunu da acilen çaÄŸdaÅŸlaÅŸtırmamız ve deÄŸiÅŸtirmemiz gerekmiyor mu, hukuksal ilkeler açısından?..
4 – TEKKELER VE ZAVÄ°YELER Ä°LE TÜRBELERÄ°N SEDDÄ°NE VE BÄ°R TAKIM ÜNVANLARIN KALDIRILMASINA DAÄ°R KANUNUN’un 1.maddesinde, külliyelerinde namaz kılınacak mescid ve cami hariç olmak üzere, tüm dinsel toplantı mahalleri ile, tekke ve zaviyelerin kamilen kapatıldığı, dedelik, babalık vs. lakapların tamamen kaldırıldığı ve bunu kullananların, kullandıranların cezalandırılacağı ifade ediliyor. Ama buna raÄŸmen, cem evleri açık ve devlet tarafından destekleniyor. Ä°nkılap kanununa aykırı biçimde “dedelik” kurumu tekrar gündeme getiriliyor. Bu açıkça, inkılap kanunlarını ihlali oluÅŸturmakta olup, bu kanun açıkça ortadayken, bu icraatı yapmak suç iÅŸlemek deÄŸil mi?
    Cem evlerinin dışında diÄŸer tarikatler de tekkelerini tekrar açmak isteseler, kendi ÅŸeyhlerini (dede ve babalarını) canlandırsalar, acaba dost alevi tarikatına gösterilen bu tolerans onlara saÄŸlanabilecek mi? Kanunun bu yasağı, her tarikat ve dinsel gurup mensubiyetine ait kurumlarını kapsadığı halde, bu ikircikli oyun demokratik-hukuk devleti ilkeleriyle baÄŸdaşıyor mu?
O zaman gelinen noktada, cem evleri açılacaksa, dedeler resmen tanınacaksa, bu kanun kalkmadan bu saÄŸlanamaz, diyemez miyiz?
5 – EFENDÄ°,BEY,PAÅžA GÄ°BÄ° LAKAP VE ÜNVANLARIN KALDIRILDIÄžINA DAÄ°R KANUN’UN 1. maddesi, bey, beyefendi, efendi, hacı, hoca, hafız, hanım, hanımefendi, paÅŸa gibi lakapların kullanılmasını yasaklamış. Ama uygulama nasıl? Bu lakapların tümü uygulanmıyor mu? Askerlerden generaller rütbesindekilere niye “general” denmiyor da, hala “paÅŸa” deniyor. Hatırlarsanız, geçmiÅŸte büyükçe bir ilçenin belediye baÅŸkanı, kullandığı “paÅŸa” deyimiyle ilgili olarak, zamanın generalinden haksız ve hukuksuz yere azarlar iÅŸitmiÅŸti, pek çok özür dilemesine raÄŸmen. Oysa o asker paÅŸa deÄŸildi, bir generaldi. Hem o zat ve hem de karşısında özür dileyen belediye baÅŸkanı, bu konunun bilgilisi olsalardı, ne hakaret eder ve ne de hakarete maruz kalırlardı.
    Halk arasında birbirilerine, “paÅŸa bakar mısın”, “paÅŸa gelir misin”, “paÅŸa paÅŸa gelirsin”, “paÅŸa paÅŸa gidersin” diye söyleyenler, askerleri veya generalleri mi kastediyorlar?...
Bey, beyefendi, hanım, hanımefendi, paÅŸa gibi deyimler kullanıldığı müddetçe, bu kanun ihlal edilmeye devam edilecek olup, önlenemeyeceÄŸine göre, bu maddenin de derhal güncelleÅŸtirilmesi, hukuksallığın, demokratik ve sosyal ilkeleri benimsemenin bir gereÄŸidir.
    Aynı kanunun 2. maddesinde; gazi ve malul madalyaları haricinde, diÄŸer madalyaların takılmasının yasak olduÄŸu ve yabancı devletler tarafından verilen madalyaların kullanılamayacağı açıkça yazılmasına raÄŸmen, uygulama böyle mi?... Yabancı devletlerin verdiÄŸi niÅŸanları sivil ve askeri bürokratlar dahil herkes, her zaman ve her yerde taşımıyorlar mı? O zaman bu hal, inkılap kanunun 2.maddesinin açıkça ihlalini oluÅŸturuyor. Nerede cumhuriyet savcıları?..Nerede inkılapları iÅŸine geldiÄŸi gibi algılayıp deÄŸerlendirenler?...
    Bu kanunun 1. ve 2. maddelerini uygulamak fiilen zor olup, gelinen çaÄŸdaÅŸ aÅŸama içerisinde, Atatürk’ün yukardaki amacı doÄŸrultusunda, bu kanunun da deÄŸiÅŸtirilmesi, sosyo-hukuk bilimi açısından bir zaruret olarak ortada durmaktadır.
    Daha yazılıp söylenecek çok ÅŸey olmasına raÄŸmen, sadedi taÅŸmamak ve sadece yeni dönem Anayasa çalışmalarında bir örnekleme yapma arzusuyla ifade edilen, yukardaki bilgileri, ilerde fırsat buldukça zenginleÅŸtirip geliÅŸtirerek halkımıza sunabilme temennisiyle, saygıdeÄŸer okuyucularımızın zihinlerinde meknuz bulunan hassas duygularına emanet ederken, merhum Atatürk’ün Ä°ÅžTE NAZARÄ° YAPILAN YÖNETMELÄ°KLER, HATTA KANUNLAR, GÜNÜN BÄ°RÄ°NDE BÖYLE GÜLÜNÇ OLURLAR” (dipnot:7) sözünü de en geniÅŸ kapsamıyla deÄŸerlendirmelerinize sunarak, Anayasa’mızın dibacesinde de belirtildiÄŸi gibi, toplumun tüm bireylerinin maddi ve manevi kalkınmışlık içerisinde, duygularına ve düÅŸüncelerine saygı göstererek, bir arada ve bir devlet bütünlüÄŸü içerisinde, daha nice uzun yıllara temennisiyle saygılarımızı iletiriz. 
                                                                                                         13.3.2011
                                                                                                    Mehmet Yaman
                                                                                                AraÅŸtırmacı-Hukukçu(*)     
 (*) Ank.21.Noteri                                                                                           
DÄ°PNOTLAR :  1 – Anayasa 174.Mad. Mehmet Yaman 2 – Atatürk, Türk gençliÄŸinin el kitabı, sh:80. AraÅŸtırmacı-Hukukçu 3 – Kılıç Ali’nin anıları. H.Turgut,sh:549. 4 – Babanız Atatürk. F.R.Atay, sh:115 5 – Nutuk. Atatürk’ten düÅŸünceler. Prof. E. Z. Karal, sh:182 6 – Nutuk.C:1-Atatürk’ten düÅŸünceler. Prof. E. Z .K. sh:180 7 – Kılıç Ali’nin anıları. Hulusi Turgut, sh:602

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 05-08-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111701400 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net