19-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow YEHOVA ÅžAHÄ°TLERÄ° VE ÖTESÄ°
YEHOVA ŞAHİTLERİ VE ÖTESİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 15
KötüÇok iyi 
Yazar Halit ÖZDÃœZEN   
29-06-2011
YEHOVA ÅžAHÄ°TLERÄ° VE ÖTESÄ°
                                                                                            Halit ÖZDÜZEN
       Avusturalya’da yayımlanan bir gazetedeki “Misyoner Papaz A. Herget, Avrupa'da yaÅŸayan 50 bin Alevi Türk vatandaşının Yehova Åžahitleri'ne geçtiÄŸini açıkladı.” ÅŸeklinde ele aldığı haberi doÄŸrulayan Avusturya Alevi Dernekleri Federasyonu BaÅŸkanı Mehmet Ali Çankaya, olayı normal olarak karşılamıştır. Konuyla ilgili Yeni Hareket Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Çankaya, insanların ekonomik sebeplerden dolayı inanç deÄŸiÅŸtirmelerinin normal olduÄŸunu dile getirmiÅŸtir.
Çankaya, “Zaman içerisinde ekonomik, sosyal ve kültürel durumlardan dolayı kiÅŸiler, yaÅŸadıkları ülkelerin inançlarına göre hayat görüÅŸlerini deÄŸiÅŸtirebilirler. Nasıl ki, kimlik deÄŸiÅŸtirme ne kadar normal ise ekonomik nedenlerden dolayı insanların inanç deÄŸiÅŸtirmeleri de bu açıdan doÄŸal görülebilir. Ben bu 50.000 insanın ekonomik sebeplerden dolayı Yehova Åžahitleri’ne geçmiÅŸ olabileceÄŸine inanıyorum. Çünkü insanlar kendiiÅŸlerini yürütmek için inanç deÄŸiÅŸtirebiliyorlar. Kısacası ekonomi inanç deÄŸiÅŸtirmek için bir neden olabiliyor” diye konuÅŸmuÅŸtur.

Federasyon baÅŸkanı Çankaya‘nın düÅŸüncelerine katılmak mümkün deÄŸildir.  Maddi ve ekonomik nedenlerle din deÄŸiÅŸtiren kiÅŸilerin ne kadar dindar ve Müslüman oldukları da tartışılabilir.  Birkaç yıl önce Türkiye basınında da yer alan bu haberler ve baÅŸka geliÅŸmeler nedeniyle son günlerde katıldığımız birçok toplantıda Hıristiyanlık ve Hz. Ä°sa konusu açıldığında genellikle Yehova Åžahitleri de gündeme gelmeye baÅŸlamıştır. Bütün dünyada olduÄŸu gibi Ä°slam coÄŸrafyası ve özellikle ülkemizde misyonerleri eliyle yürütülen çalışmalarda hareketin hayli taraftar topladığı ve bazı ülkelerde de “din” olarak tescil edildikleri bilinmektedir. Åžahitlerin çalışmalarında hedefledikleri ülkelerde yaÅŸanan ekonomik sıkıntıları, sosyolojik, psikolojik ve diÄŸer faktörleri de kullanmaktadırlar. Bunun yanı sıra, gittikleri her ülkenin ve bölgenin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ÅŸartlarını tespit ettikten sonra, bu ÅŸartlara uygun çalışmalar yapmaktadırlar. Avrupa’daki soydaÅŸlarımız ve özellikle Alevi kardeÅŸlerimizle yakın iliÅŸkiye giren bu teÅŸkilatın yeterli kültürel ve dini desteÄŸi olmayan gurbetçilerimizi ele geçirdikten sonra onların vasıtasıyla Anavatandaki akrabalarına da ulaÅŸmaya baÅŸladıkları gözlenmektedir. 

       Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından yapılan bir araÅŸtırmanın sonuç bölümünde ÅŸöyle denilmektedir: “Yehova Åžahitlerinin ülkemizde merkezi Ä°stanbul olmak üzere, Ankara, Ä°zmir, EskiÅŸehir, Antalya, Hatay, Aydın, (KuÅŸadası, Efes) ve Mersin illerinde ibadet salonları bulunmaktadır.”  Bir dönem Türkiye’de görevli olarak bulunan ve ÅŸu an organizasyonun merkezinde çalışan Rendall Hickok da, hayatının en güzel anlarını Türkiye'de geçirdiÄŸinden bahisle, ‘son zamanlarda Yehova’nın ÅžahitliÄŸi’nin Müslüman asıllı Türkler arasında raÄŸbet bulduÄŸunu’ söylemektedir. Hickok’un ifadesine göre, en fazla Yehova’nın Åžahidi Hüseyin Avni KarslıoÄŸlu‘nun  Ä°zmir ve   çevresi ile Ä°stanbul, Ankara, Mersin illerinde bulunduÄŸu belirtmiÅŸtir. Yine Hickok’a göre, Türkiye’deki organizasyonun ve misyonerlerin maddi harcamalarının çoÄŸu doÄŸrudan merkezden karşılanmaktadır. Bunun yanında, Türk Yehova’nın Åžahitleri'nin yaptıkları bağışlar da parasal kaynağın bir bölümünü oluÅŸturmaktadır.”

Klasik misyonerlik kurumu olan Yehova Åžahitleri Haraketinin teÅŸkilat yapısı kurucuların dini, siyasi ve felsefi düÅŸünceleri ile amaçlarının mercek altına alınarak harekette gölgede kalmış incelenmesi gereken pek çok gerçek bulunmaktadır. KitaplaÅŸarak yayımlanan “Tarikatlar ve Alevilik” isimli çalışmamızda “Misyonerlerin AleviliÄŸe” özel ilgisine iÅŸaret etmiÅŸ ve bu konunun detaylı bir çalışma ve araÅŸtırılması gerektiÄŸine deÄŸinilmiÅŸti.  Çalışmanın kaynak derlemesi yapıldığı halde,  araya giren çeÅŸitli projeler nedeniyle henüz formatlayarak yazıya dökülememiÅŸtir; Yehova Misyonerleri konusundaki detaylı düÅŸüncelerimizi o çalışma içerisinde ele alarak deÄŸerlendirmeyi ümit ediyoruz.

MESÄ°HÄ°H HAREKETLER
     Yehova ÅŸahitlerini yakından tanımak için Mesihi hareketlerin tarihteki köklerine bakmak gerekmektedir. Mesih, Ä°branice (MeÅŸiha) yaÄŸlanmış, meshedilmiÅŸ ve kutsanmış anlamına gelmektedir. Eski Ahit’te herhangi bir göreve gelen kiÅŸi için kullanılmış.(Leviler 4/3); ayrıca terimin krallar için kullanıldığı görülmektedir. (I.Samuel 24/6) Yahudi Ä°nancına göre krallar ve önemli görevlere gelenler, mecazi anlamda yaÄŸlanmış, dini anlamda kutsanmışlardır. Mesih düÅŸüncesinin beklenen kurtarıcı olarak Ä°brani toplumunda kıyamete yakın geleceÄŸi dönüÅŸmesi M.Ö. 586-533 yıllarında yaÅŸanan Babil sürgünü döneminde oluÅŸmuÅŸtur. O yıllarda topluluÄŸun yaÅŸadığı sıkıntılar sonrasında geliÅŸen düÅŸünce dini ve milli bir fenomene dönüÅŸerek sonraki dönemlerde, baÅŸları her sıkıştığında yürekten sarıldıkları, inanç akidesi haline gelmiÅŸtir. Öyle ki:“ Davud’un soyundan gelecek, büyük bir ilahi Melik-Peygamberin Yehova’nın  yeryüzü saltanatını gerçekleÅŸtireceÄŸi” inancı,  On Emir inancı gibi, toplumunun Amentü Umdesi haline dönüÅŸmüÅŸtür.. Bunun sonucunda OrtadoÄŸu coÄŸrafyası 18.Yy. ortalarına kadar her asırda sahte Mesih ve Mesihi hareketlerin ortaya çıkışına sahne olmuÅŸtur. Son olarak Osmanlı Döneminde Sebatay Sevi Hareketi 1665’de Ä°zmir’de önemli taraftar toplayarak örgütlenmiÅŸtir, Bazı deÄŸiÅŸimlere uÄŸramış olmakla beraber Türkiye’de günümüze kadar canlılığını devam ettiren hareketin taraftarları dini inanç kimliklerini her nedense gizlemektedirler. Yehova ÅŸahitlerinin de EÄŸe yöresinde ve özellikle Ä°zmir’de yaygın olarak örgütlenmesinde daha önce yaÅŸanan “Sebataycılık Hareketinin” etkisi olup olmadığı konusu üzerinde düÅŸünülmeye deÄŸer bir durumdur.
  
        Ä°SA/MESÄ°HÄ°N VEFATI
       Yahudi Toplumunda Mesih için oluÅŸturulan ÅŸablon büyük olduÄŸu için, beÅŸeri bir güçle doldurulamayacağı kesindi;  bu nedenle daha sonra gelen Hz. Ä°sa-Mesih, Hz. Davud soyundan ve ilahi mucizelerle geldiÄŸi halde, yeryüzü saltanatıyla ilgili beklentileri karşılamadığından dini otoritelerce, dolayısıyla
      Yahudilerce reddedilmiÅŸtir. Hıristiyanlara gelince, Hazreti Ä°sa’nın genç yaÅŸta vefat etmesi sonucu taraftarları büyük bir üzüntüye kapılıp tekrar geleceÄŸini ve “Tanrının Kırallığını”  kuracağı düÅŸüncesini geliÅŸtirmeye çalıştılar.
    
    Mesih kelimesi Arapçada “m-s-h” kökünden türetilmiÅŸ olup sözlükte  “sıvazlanmış” anlamındadır; Kur’an-ı Kerim’de Hz. Ä°sa’nın unvanı olarak kullanılmıştır. Tefsir âlimlerinin çoÄŸunluÄŸu “kendisinden her türlü nefsanî arzular giderilmiÅŸ,  pak, temiz” anlamını kullanmışlardır. Hz. Ä°sa, Ä°brani toplumunda sürekli tepki ve tehditlere maruz kalırsa da, yılmadan tebliÄŸine devam eder. Bu azminin neticesinde çevresinde çiftçi, balıkçı ve küçük esnaftan oluÅŸan on-on iki kiÅŸilik bir taraftar bulabilir. Bu mübarek zatları Kur’an Havariler olarak tanımlamaktadır. “ Ä°sa onlarda inkârı sezince ÅŸöyle konuÅŸtu: ‘Allah yolunda kimler bana yardımcı olacak?’ Havariler ‘Biz Allah (yolunun) yardımcılarıyız! Allah’a iman ettik, ÅŸahit ol, biz Müslümanlarız / Allah’a teslim olanlardanız’ dediler. ‘ Ey Rabbimiz! Senin indirdiÄŸine iman ettik elçiye uyduk; bizi ÅŸahitlerle beraber yaz !”(dediler). (Âl-i Ä°mran 3/ 52,53) Y.Åž.H. misyonerleri bu ayetleri de kendilerince yorumlayarak o ÅŸahitlerin kendileri olduÄŸunu ve Havarilerle eÅŸit olduklarını ima ederek yaymaya çalışmaktadırlar.

      Allah’ın özel bir mucizesi olarak, “Bakire Hz Meryem”den doÄŸan Ä°sa (A.S.) Peygamber de diÄŸer insanlar gibi etten ve kemikten yaratılmıştı; ömür süresi dolunca, manevi yücelik kazanmış tüm seçkin insanlar gibi, bu dünyadaki yaÅŸamı Azrail eliyle sonlanarak, ruhuyla Rabbine yükselmiÅŸtir; bunun dışındaki rivayet ve iddialar ilahi fıtrata uymaz. Yüce Allah Kur’an’da Yahudilerin inkâra sapmaları, Hz Meryem aleyhine iftira uydurmaları ve Hz. Ä°sa’yı öldürdüklerini söylemeleri gibi sebeplerle cezalandırıldıklarını belirtmiÅŸtir. Hz. Ä°sa’nın 4. Gökte yaÅŸadığını ve kıyamette tekrar ineceÄŸini iddia edenler düÅŸüncelerini ÅŸu ayete dayandırmaktadırlar: “Oysa onu öldürmediler ve onu ( çarmıhta) asmadılar; ama onlara benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaÅŸmazlığa düÅŸenler, kesin bir ÅŸüphe içerisindedirler. Onların bir zanna uymaktan baÅŸka buna iliÅŸkin hiçbir bilgileri yoktur. O’nu kesin olarak öldüremediler.”(Nisa 4/157)  Fakat  “Ey Ä°sa! Åžüphesiz, senin hayatına ben son vereceÄŸim.”( Âl-i Ä°mrân 3/55) ve “Sen beni vefat ettirince artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun.” Mâide (5/117) ayetlerde diÄŸer insanlar gibi vefat ettiÄŸi belirtilmektedir. Kabri ÅŸerifi Kudüs’teki Kıyamet Kilisesindedir. Hz. Ä°sa’nın çarmıh dışında Allah’ın iradesine uygun olarak eceliyle vefat ettiÄŸi bilindiÄŸine göre, “ Ama onlara benzeri gösterildi.” ayetiyle, Hz. Ä°sa zannıyla asılan birisi olduÄŸu anlaşılmaktadır. Bu konuda Romalı askerlerin Yahudilere bir mizansen hazırlamış olduÄŸu düÅŸünülebilir.
      Sonraki dönemlerde Hıristiyanları haç ve çarmıhı özdeÅŸleÅŸtirerek, “Üçlemenin” sembolü haline dönüÅŸtürmüÅŸlerdir. Hıristiyanların çok önemli inanç akidesi, Pavlus tarafından ÅŸöyle formüle edilmiÅŸtir:  “Ä°nsan soyu, ilk ataları Âdem ve Havva’nın Cennette iÅŸledikleri günah sonucu yeryüzünde o günahın ağırlığı altında yaÅŸadılar; Tanrı OÄŸlu Ä°sa, onları bu günah ayıbından kurtarmak için aralarına gönderilmiÅŸtir. Çile ve ızdırap içerisinde geçen ve çarmıhta kanının akmasıyla son bulan yaÅŸamı ile insanları bu günahtan kurtarmıştır!” (1)  Bu nedenle Hz. Ä°sa’nın çarmıh dışında ve ilahi iradeye uygun vefat ettiÄŸi gerçeÄŸine, Hıristiyan toplumunun çoÄŸunluÄŸunun göz ve kulakları kapalıdır.

       NÜZÜL/ Ä°NÄ°Åž VEYA YENÄ°DEN GELME Ä°NANCI   
          Havariler ve Hz. Ä°sa’nın çevresindeki diÄŸer inançlılar, vefatında büyük bir üzüntü yaÅŸadılar. “Tanrının krallığını yeryüzünde kurmakla görevli Mesih, nasıl olmuÅŸ da bunu gerçekleÅŸtiremeden ölmüÅŸtü? Hayatı mucizelerle bezeli insan,  yeni mucizeyle dirilip, gücünü mutlaka göstermeliydi.” Bir müddet bu beklenti ile teselli olan Cemaat, Hz. Ä°sa bedenleÅŸip dirilmeyince, “bir gün dirilecek” beklentisine dönüÅŸür; cemaat yapısını ayakta tutarak,  yeni üyeler saÄŸlayan bu düÅŸünce olmuÅŸtur.  Hz. Ä°sa hiçbir zaman, “Ben öldükten sonra tekrar dirileceÄŸim” ya da: “Daha sonra bedenlenmiÅŸ olarak tekrar geleceÄŸim” diye nüzulle ilgili bir tek söz söylemediÄŸi halde,  bu beklenti zamanla Hıristiyan dininin önemli bir inanç akidesine dönüÅŸmüÅŸtür!
       
     Sonradan oluÅŸturulan Müjde Ä°ncil’lerinde bu akide “Tanrı oÄŸlu” inancıyla birleÅŸtirilerek, daha da pekiÅŸtirilmiÅŸtir. Bu inanca göre: “Çarmıhta ölen tanrı Ä°sa, mezara gömüldüÄŸünün üçüncü günü semaya yükselip orada Tanrısal Krallığını ilan etmiÅŸtir. Ahir zamanın sonuna yakın bir dönemde tekrar bedenleÅŸerek yeryüzüne gelip insanlığın kurtarılması için yarım bıraktığı görevini tamamlayacak ve yeryüzünde Tanrının Krallığı dönemini baÅŸlatacaktır!” (2)
     Hz. Ä°sa kendisi dünyadan ayrılmadan önce, Havarilere  "teselli-destek"  veya  “müjde” olarak kutsal ruhu göndereceÄŸine dair söz verir. Yuhanna (John) Ä°ncilinde belirtildiÄŸi gibi Hz. Ä°sa ÅŸöyle demiÅŸti: “Baba’dan isteyeceÄŸim ve O da ebediyen sizinle olsun diye size baÅŸka bir müdafi (yardımcı) verecek. Bu hakikatin ruhudur” (14 Bap:16,17) Bu yüce insan Hz. Ahmed’ten baÅŸkası deÄŸildi. Hz. Ä°sa Yahudilerin beklediÄŸi Ä°sa/Mesih peygamber, aynı zamanda son peygamberin habercisi ve müjdecisidir. Ku’an’ı Kerimde “Hani, Meryem oÄŸlu Ä°sa, “Ey Ä°srailoÄŸulları! Åžüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doÄŸrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiÄŸi) peygamberiyim” demiÅŸti. Fakat O kendilerine açık deliller getirdiÄŸinde: bu apaçık bir büyüdür dediler.”  ”(Saff 61/ /6) Gelen Hz. Muhammed’i ve getirdiÄŸi en büyüÄŸü delil olan Hz. Kur’anı; reddettiler. Bu nedenle Yüce Allah  hemen arkasından indirdiÄŸi Ayette “(Kur’an’la) Ä°slama çaÄŸrıldığı halde, Allaha karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir.!” (Saff 61/7) Diyerek Hıristiyan ve Yahudileri ikaz etmiÅŸtir.
   
     Hıristiyanlar göre Kutsal Ruh yoluyla takdis edilmiÅŸ her kilise üyesi peygamberliÄŸin kendisinde ortaya çıkabileceÄŸi potansiyel bir güce sahip olduÄŸuna inandırılmıştır. Bunun üzerine bir de Mesih’in tekrar döneceÄŸi inancı eklenince pek çok peygamberlik iddiasında bulunanların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuÅŸtur. Bu nedenle yukarıda da belirttiÄŸimiz gibi tarihin her safhasında sahte Mesihler türemiÅŸtir.  Ayrıca Mesih’in dönüÅŸü beklentisinde pek çok gruplar gibi Yehova Åžahitleri de büyük yanılgı yaÅŸamışlardır. Hareketin kurucusu J.T. Russel, Hz. Ä°san’ın ikinci geliÅŸinin 1874’de gerçekleÅŸeceÄŸini ve dünyanın sonunun 1914 olduÄŸu kehanetinde bulunmuÅŸtur. Bu tarihler konusunda hayal kırıklığı yaÅŸanınca ‘Hz. Ä°sa'nın dönüÅŸü bedenen deÄŸil ama manen olacaktır’ yorumuna sarılıp, daha sonra O, 1914 yılında döndü ve tanrının krallığını ilan etti’ iddiasında bulunulmuÅŸtur.
Önceki yanılgılarından ders çıkarmayan Yehova Åžahitleri yeni bir yorumla  çok önceden  1975 yılını Armageddon* Savaşı'nın ve bin yılın baÅŸlangıcı olarak ilan ettiler. Onlara göre Âdem ve Havva M.Ö. 4026 yılında yaratılmıştır. Ä°nsanlık 6000 sene ÅŸeytan ve günahın boyunduruÄŸu altında yaÅŸayacaktır. 1975 yılında bu süre dolmuÅŸ olacağından 7000. yıl Mesih'in bin yıllık krallığının yeryüzünde kuruluÅŸu olacaktı. Ancak ne Mesih geldi ne de yeryüzünde Armegadon savaÅŸları baÅŸladı. Fakat bu düÅŸünceleri fırsat bilen  Hollywood yapımcıları giÅŸe hasılat  rekorları kıran yeni projelere imza atarak servetlerine servet kattılar..
      Ä°slam Toplumuna gelince, azımsanmayacak kadar büyük kitleler tarafından kabul edilen görüÅŸe göre  “Hz. Ä°sa ölmeyerek göÄŸe yükselmiÅŸ olup Kıyamette tekrar gelecek Hz. Mehdiye tabi olarak, Mehdinin Ä°mametinde namaz kılacak ve Ä°slam dinine girecektir.” Bu düÅŸünce birkaç noktadan temelsizdir; ilki Kur’an’da bu konuda açık ya da müteÅŸabih herhangi bir ayet yoktur. Ä°kincisi vahit haber niteliÄŸindeki hadisler ki birçok hadis âlimi tarafından o hadisler üzerine itikat kurulamayacağı belirtilmiÅŸtir. Kur’an’da geçen bazı ayetlerin Hıristiyanlık etkisiyle yapılan ilk dönem yorumlarına gelince, asrımızın âlimlerinin pek çoÄŸu bu konudaki yorumlara katılmamaktadır. Hz. Ä°sa’nın yeniden geleceÄŸi inancının köklerine gelince OrtadoÄŸu CoÄŸrafyasında çok önceki pagan dinlerdeki “kurtarıcı” inancına kadar uzanmaktadır; zaten Hıristiyanlığa da oradan geçerek Ä°slam kültüründe de Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçenler tarafından getirilerek ve muhafaza edilerek yaygınlaÅŸtırılmıştır.(3)

     YEHOVA ÅžAHÄ°TLERÄ°
     Kaynaklara göre: “TeÅŸkilatın kurucusu Charles Taze Russell (1852-1916) daha küçük yaÅŸlarında Hıristiyanlığın Âdem ve Havva ile baÅŸlattığı ebedi ceza doktrinini inkâr eder. On sekiz yaşında Pittsburgh'da -Pennsylvania'da- bir Kitab-ı Mukaddes grubu kurar ve kendini grubun "Pastör"ü olarak seçtirir. Daha sonra New York'ta yayınlanan aylık bir dergide görev alarak yazılar yazmaya baÅŸlar. Fakat Hıristiyanlar arasında tartışmasız kabul gören bazı inanç ve akideler konusunda ÅŸimÅŸekleri üzerine çekince dergiden ayrılmak zorunda kalır.  Arkasından 1879’da "Siyon'un Tarassut Kulesi" isimli bir dergi yayınlayarak düÅŸüncelerini orada savunmaya baÅŸlar.  Arkasından 1884'de Pittsburgh'da "Siyon'un Tarassut Kulesi Risale Cemiyeti"ni kurar. 1886'da "Kutsal Metinler Üzerinde Çalışmalar" ("Studies in the Scriptures") baÅŸlıklı yedi kitaplık bir serinin ilk kitabını yayınlar. Tamamlanan “Sır" Ä°simli yedinci kitap, teÅŸkilatta bölünmeye yol açar. Büyük grup, J.F.Rutherford'a (1869-1942) tabi olurken teÅŸkilatın küçük grubu "Åžafak" isimli bir dergi çıkarır ve bunun yanında radyo programları düzenlerler. Russell’ın kiÅŸiliÄŸinin toplum içerisinde yıprandığını ve teÅŸkilatı da yıprattığını gören büyük grup kendisini “Yehova’nın sözcüsü” ilan eden ve Rutherford’un baÅŸkanlığında 1931’de"Yehova Åžahitleri" adını alır.  Küçük grup da zaman içerisinde eriyerek yok olur.   Rutherford hareketi geliÅŸtirmek üzere Yüzden fazla eser yazar. Fakat O da vaat edilen olayları görmeden ölür. Yerine 1977’de N.H. Knorr, arkasından 1982 Milton Henschsel geçer. Knorr zamanında Kutsal Kitap Okulu kurulup harekete hizmet için 15.000 civarında” Tanrının Krallığı Misyoneri” yetiÅŸtirilir. Knorr'dan sonrasında teÅŸkilatı bir idare heyeti yürütmekte, idare heyetinin altında çeÅŸitli hizmet kademeleri bulunmaktadır. 
     Bugün için teÅŸkilatın dünya merkezi New York’tadır. Yönetim Kurulu oradan örgütü yönetmektedir.  Örgüt birçok ülkede faaliyet gösteren ve hizmet veren kendi içinde özerk fakat yönetim kuruluna sıkı baÄŸlarla baÄŸlı Enternesyonal/çok uluslu bir devlet modeli sergilemektedir. Devlet yapısından ayrıldığı tek nokta silahlı militarizminin olmayışıdır. Ancak TeÅŸkilatta askeri bir hiyerarÅŸik düzen hâkim olup yönetim emir-komuta zinciri içerisinde yürütülmektedir. TeÅŸkilatta hiçbir ÅŸahıs ve merci inanç umdeleri ile ilgili uygulamalarla yönetim kurulu kararlarını tartışamaz ve sorgulayamaz; çünkü bunlar onlara göre “ilahi buyruklar” olarak algılatılır. Aksine davranan kiÅŸiler için, ilerde ayrıntısını göreceÄŸimiz  “müÅŸareket kesme’** yaptırımı uygulanmaktadır. 

      HEDEFLERÄ° VE Ä°NANÇLARI
       Ä°nançlarına göre “TeÅŸkilat meleklerce desteklenmekte, onlardan görünmez bir ÅŸekilde özel mesajlar almaktadır. Bu nedenle, Tanrı’nın tasvibini ve ebedi hayatı elde etmek için herkes mutlaka YÅžT’ye, yani “sadık ve basiretli köle”ye baÄŸlanmalıdır. Bu kurtuluÅŸun olmazsa olmaz ÅŸartıdır. Sadık ve basiretli kölenin talimatlarını Tanrı’nın sesini izler gibi izlemek gerekmektedir. TeÅŸkilata karşı isyan etmek Tanrı’ya karşı isyan etmekle eÅŸ deÄŸerdedir. TeÅŸkilatı yöneten seçkin özel sınıf, yani Yönetim Kurulu bizzat Yehova Tanrı tarafından, 1919 yılında, Yehova'nın iletiÅŸim kanalı ve görünür temsilcisi olmak üzere özel bir ÅŸekilde seçilmiÅŸ, atanmış ve yetkilendirilmiÅŸtir. Dolayısıyla, bütün Yehova’nın Åžahitleri, bu merkezi kuruldan gelen talimat ve direktiflere koÅŸulsuz bir ÅŸekilde uymalı ve kurtuluÅŸ için de mutlaka bir köle ile ortaklaÅŸa çalışmalıdır. TeÅŸkilata karşı gelmek, reddetmek veya onu eleÅŸtirmek sonsuz-yaÅŸam ödülünden yoksun kalmak ve yakında gerçekleÅŸecek olan“Armegedon SavaÅŸ” ında tamamen helâk olmak demektir.  Åžahitler iÅŸte yukarıda zikredilen bu inancın yürüttükleri disiplinli, planlı ve programlı faaliyetlerin arkasındaki en önemli muharrik güç olduÄŸunu ifade etmektedirler. Dolayısıyla, ÅŸahitlerin teÅŸkilat tarafından verilen emirleri eksiksiz yerine getirmelerinin söz konusu inançtan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kendi TeÅŸkilatları’nın Tanrı’nın yeryüzünde kullandığı tek gerçek ve yetkili peygamber olduÄŸuna inanan ve bu teÅŸkilatın Tanrı tarafından son günler boyunca insanlarla iletiÅŸim için seçilen yegane kanal ve temsilci olduÄŸunu kabul eden ÅŸahitler, böyle bir teÅŸkilat içinde hizmet etmeyi bir lütuf ve ayrıcalık olarak görmektedirler”(YASDIMAN 2005)
     Akla, ilme Hıristiyanlık Dininin esaslarına ters düÅŸen bu kriteri daha iyi anlayabilmek için Yehova ÅŸahitlerinin inanç ilkelerine bakmakta yarar bulunmaktadır.
1.      Tanrı tektir ve ismi Yehova 'dır. Tanrı, dünya üzerindeki kötü sistemi Armagedon Harbi ile ortadan kaldıracaktır. Tanrı, her fert için kader ve alın yazısı çizmemiÅŸtir; herkes davranışlarında bizzat sorumludur. Onlara göre kainat tanrının mükemmelliÄŸinin bir eseridir ve hiçbir ÅŸekilde yok olmayacaktır; bu dünya bir gün cennete dönüÅŸtürülecek ve Yehova Åžahitlerinin ebedi yurdu olacaktır.
2.      Tanrının Kanununa insanların kanunundan ziyade itaat edilmelidir. Yehova 'nın Åžahitleri, bütün insanlara, Mukaddes yazılardaki hakikati bildirmek sorumluluÄŸu altındadır. Mukaddes Kitabın ahlak standartlarına uyulması ÅŸarttır.
3.      Ä°sa Mesih, Tanrı tarafından mucizevi olarak doÄŸması saÄŸlandığından, Tanrının OÄŸlu-dur(!), fakat Tanrıya eÅŸit deÄŸildir. Onda  ilahi tabiat bulunmaz.. Ä°sa 'nın insan öncesi hayatı vardır çünkü Tanrının yarattığı ilk varlıktır(!) Ä°sa Mesih; bir haç üzerinde deÄŸil bir direk üzerinde ölmüÅŸtür. Ä°sa, hayatını, insanlığın kurtuluÅŸu için gerekli olan fidye olarak ödemiÅŸtir. KurtuluÅŸ için Ä°sa'nın kurbanlığı yeterlidir. Ä°sa Mesih, ölümünden sonra ruhi bir ÅŸahıs olarak yaÅŸamaktadır. Ä°sa 'nın yönetimindeki " Gökteki Tanrısal Krallık" , yeryüzünü adaletle ve sulh içinde yönetecektir. Bütün milletlerden seçilen ve sayıları 144.000 olan sadece küçük bir sürü, Ä°sa Mesih ile birlikte hüküm sürmek üzere " GöÄŸe" gidecektir. Ä°sa, cemaati kendi üzerine bina etmiÅŸtir ( Vatikan gibi Petrus'un üzerine deÄŸil).  Dua, tanrı Yehova 'ya ancak Ä°sa Mesih vasıtasıyla yapılır. Ä°sa, Tanrıya hizmette izlenmesi gereken örnek yol bırakmıştır.

1.      Ä°lahi Krallık, yeryüzüne insan için en iyi hayat standardını getirecektir. Yeryüzüne asla imha veya yok edilmeyecektir. Kötülük ebediyen yok edilmiÅŸ olacaktır. Hayata götüren yol, ancak bir tanedir. Åžimdi biz insanlar son günlerde yaÅŸamaktayız.
2.      Ä°nsanlık, Âdemin günahlarından dolayı ölmektedir. Ä°nsan onu, ölümle birlikte yok etmektedir. Ölüler, insanlığın müÅŸterek mezarına gidecektir. Ölümden kurtulmak için yegâne ümit, diriltilmektir. Bu da Yehova Åžahidi olmaya baÄŸlıdır. Âdem 'den miras alınan günah sona erecektir. Ä°nsan, tekâmül etmemiÅŸ, fakat yaratılmıştır.
3.      Cehennem diye insanların ruhlarının azap çektikleri bir yer yoktur.
4.      Din, sadece Yehova Åžahitlerininkidir. DiÄŸerleri sahtedir.
5.       Åžeytan, bu dünyanın görülmez yöneticisidir.
6.      Tapınmada suret, resim, haç, tespih, mum kullanılamaz.
7.      Ruh çağırmak, fal bakmak, büyücülük, spirtizma yasaktır.
8.      Yehova Åžahidi, dinler arası iÅŸbirliÄŸi faaliyetlerine katılamaz. Yehova Åžahidi, kendini bu dünyadan uzak tutmalıdır. Yehova 'nın ÅŸahidi, Yehovanın askeridir, askerlik yapmaz, bayrağı put olarak görür.
9.       Ağızdan veya baÅŸka bir yolla bedene kan almak " Tanrının Kanunu" nun ihlalidir.
10.  Yehova Åžahitleri, milli marşı, milli duyguları, milli sınırları kabul etmez.
11.  Sebt Günü, sadece Yahudilere verilmiÅŸtir ve Musa 'nın Kanunu ile birlikte son bulmuÅŸtur.
12.  Ruhani sınıfı, dini rütbe veya unvanlar Kutsal Kitaba uygun deÄŸildir.
13.  Sakramentlerden sadece vaftiz ile Ekmek Åžarap Ayini " Hatıra YemeÄŸi" ÅŸeklinde nitelendirerek kabul edilir. Vaftizin çocuklara deÄŸil, yetiÅŸkinlere ve tamamen suya daldırmakla olacağına inanırlar.
14.  Kendini Yehova Åžahitlerine adama (vakıf), vaftiz vasıtasıyla sembolize edilir.
15.  Yehova Åžahidi olmayan herkes " keçi" dir ve kendilerine karşıdır.
16.  Yehova Åžahitleri hiçbir ÅŸekilde siyasetle ilgilenmezler..
            Yehova Åžahitleri her türlü tıbbi tedaviyi kabul etmelerine raÄŸmen kan nakline karşıdırlar. Çünkü Tanrı onlara göre kanı kutsal kılmıştır. Tanrı ruhun ya da hayatın kanın içinde olduÄŸunu söylemiÅŸtir. Kan naklinin yasak olduÄŸu gibi kan içeren yiyecekleri de yemek yasaktır. Kan naklini kabul edenleri cemiyetlerinden atarlar. Ayrıca hayvanların hayatı da kutsaldır. Bir ÅŸahit ancak etinden ve diÄŸer ürünlerinden yararlanmak için hayvanları öldürebilir. Sırf zevk için hayvanları öldürmek yasaktır. Kan nakline tedavi maksatlı olsa dahi ÅŸiddetle karşı çıkmaktadırlar. Basına yansıdığı kadarıyla bazı ülkelerde kan nakli yapılamasına müsaade etmediÄŸi için, bazı hastalar hayatlarını kaybetmiÅŸlerdir.
      Åžahitler “Krallık Evleri” adı verilen kiliselerde toplanırlar Åžahsi iliÅŸkilerde etik kurallara uyarlar. Zina sebebi hariç, boÅŸanmayı uygun görmezler. Temel olarak iki çeÅŸit dini ayin kabul ederler: Vaftiz (Babtism) ve Evharistiya. Vaftiz ayini sorumluluk çağına gelen bir inançlıya günahlardan arındırmak maksadıyla tamamen suya daldırmak suretiyle yapılır. Bu hayatı tanrıya adamak anlamına gelir. Evharistiya ayini ise yılda bir kez Hz. Ä°sa’nın ölümü hatırasına verilen akÅŸam yemeÄŸidir. Hz. Ä°sa’nın doÄŸum gününü kutlamazlar. Hz. Ä°sa doÄŸum gününün kutlanmasını emretmediÄŸini ölümünün hatırlanmasını söylediÄŸini, Hıristiyanlardaki krıstmıst geleneÄŸinin( doÄŸum günü kutlama) eski batıl dinlerden kalma bir adet olduÄŸunu söylerler. Ä°lk Hıristiyanların da bu adetleri benimsemediklerini vurgularlar. Yehova Åžahitleri, yeniden düzenledikleri Kitab-ı Mukaddes’in, "Kutsal Metinlerin Yeni Dünya Tercümesi" (New World Translation of the Holy Scriptures) diye anonim bir tercümesini çeÅŸitli dillerde yayınlamışlardır. Dünyadaki diÄŸer Hıristiyan kuruluÅŸlar bu tercüme ile Müjde incilindeki metinlerin tahrif edildiÄŸini belirtmektedirler. Pek çok uÄŸraşıya raÄŸmen o metni elimize geçiremediÄŸimiz için üzerinde burada yorum yapmayacağız. Ancak metinlerde geçen Tanrı ve Rab kelimeleri Yehova’ya dönüÅŸtürdükleri birçok kaynakta belirtilmektedir.
    Kaynaklara göre, Yehova Åžahitlerinin en çok bulunduÄŸu ülkelerin başında Amerika Kıtasında ABD, Meksika, Brezilya; Kanada’da;  Avrupa’da Ä°talya, Ä°ngiltere, Fransa, Almanya gelmektedir.  Ayrıca Dünyanın her ülkesinde örgütlenmiÅŸlerdir. Türkiye 'de 1933 de 5, 1950 de 60 kiÅŸi olan Yehova Åžahitlerinin sayısı 2002 de 1.600 kiÅŸidir; günümüzde ise 3000’in üzerinde olduÄŸu tahmin edilmektedir. Ülkemizde çeÅŸitli illerde yaklaşık 50-60 cemaatleri ve Ä°badet Salonları bulunmaktadır. " Uyan" isimli aylık, " Gözcü Kulesi" 15 günlük olmak üzre 2 dergi yayınlamaktadırlar. Ayrıca " Kule Yayınevi" adı altında bir de yayınevleri bulunmaktadır..
 
     Åžahitlerinin diÄŸer gruplarla yok denecek kadar az iliÅŸkileri bulunmaktadır. Seküler yönetim biçimlerinden tamamen ayrı kalmaya özen göstermektedirler. Dünyadaki hakim güçleri ve siyasi partileri ÅŸeytanın bilinçsiz müttefikleri olarak görürler. Bu yüzden her hangi bir ulusun bayrağına hürmet etmeyi ya da askerlik hizmeti yapmayı reddederler ve genel seçimlerde hemen hemen hiç oy kullanmazlar. Onlar aynı zamanda diÄŸer dini grupların da ÅŸeytanın hilelerine kanabilecekleri nedeniyle ÅŸüpheyle karşılayarak onlardan uzak dururlar; yıllarca papaz, kilise, ayin gibi kavramları teÅŸkilatlarının bünyesinde kullanmaktan kaçınmışlardır. Amaçlarının açıkça “Tanrının  Krallığı”na baÄŸlı teokratik yapıyı  kurma arzusunda olduklarını Bu teokrasinin Armageddon savaşı sonrası  ortaya çıkacağına inanmaktadırlar..

ÅžAHÄ°TLER NASIL ÇALIÅžMAKTADIR
   Hareketi destekleyen dergi ve kitaplardan yararlanan her “ÅŸahit” amaçlanan hedefin gönüllü savaÅŸçısı olarak teÅŸkilata maddi ve manevi katkıda bulunmakla yükümlüdür. AraÅŸtırmacıların tespitlerine göre, bu dergilerden her bir ÅŸahide belirli miktarlarda (onun hizmetteki performansına göre, örneÄŸin 20-30 ya da daha fazla) verilmekte ve bu dergilerin bedelleri kendilerine ödettirilmektedir. Åžahitler bu bedeli ödeyerek teÅŸkilatlarına Daha sonra da, bunları eÄŸer imkan bulurlarsa para ile, ÅŸayet bulamazlarsa -genelde olduÄŸu gibi- parasız dağıtmaktadırlar. Åžahitlerin amacı, mümkün olduÄŸu kadar çok kiÅŸiyi “Gözcü Kulesi “ve “Uyan” dergilerine abone yapmaktır. Bunu saÄŸlamak için de, dergilere abonelik ücreti mümkün olduÄŸu kadar düÅŸük tutulmaktadır.
      TeÅŸkilatın çalışmalarını yakından takip ederek yayınladıkları dergi ve kitapları inceleyerek Konuyla ilgili iki uzun makaleden oluÅŸan oldukça doyurucu bir çalışması bulunan YASDIMAN’a   göre  “Yayınlarında çekici ve özendirici bir dille, çok yakında kurulacak olan yeryüzü cennetinden ve bunun Yehova’nın Åžahitleri'ne getireceÄŸi olaÄŸanüstü nimetlerden söz edilmektedir. Bu ödülden yararlanmanın yolunun ise, teÅŸkilatla uyum içinde çalışmak, öÄŸreti ve uygulamaları baÅŸkalarına aktarmak olduÄŸu belirtilmektedir. Ülkemizdeki ÅŸahitler de ‘gayretle’ çalışmalarının arkasındaki en önemli saiklerden birisinin, kendilerine vaat edilen bu nimetleri elde edebilme arzusu olduÄŸunu ifade etmektedirler.
     Åžahitler ölümden sonra hayatın devam edeceÄŸine, yeryüzünde yeni bir düzenin kurulacağına, bu düzende yaÅŸayacak kimselerin sadece Yehova’nın Åžahitleri olacağına, diÄŸer insanların ise toprak olup gideceÄŸine inanmaktadırlar. Bu inanca göre, ölen bir kimsenin bir daha hayata uyanamaması, çarptırılacağı en büyük ceza olacaktır. Bundan kurtulmanın tek çaresi ise, YÅžT’nin öÄŸreti ve uygulamalarını benimsemek, yaÅŸamak ve yayılması için çalışmaktır. Åžahitlerin ısrarla ve azimle çalışmalarının arkasındaki en önemli nedenlerden birisi de iÅŸte böyle bir sonuçla, yani yok edilmek durumuyla, karşı karşıya kalma korkusudur. YÅžT’nin üyelerinin öÄŸreti ve uygulamaların yayılması konusunda gayrete getirmek için kliÅŸeleÅŸtirdiÄŸi “Vaaz etmeyen bir Yehova’nın Åžahidi Yehova’nın Åžahidi deÄŸildir.” ifadesinin de Åžahitlerin üzerinde büyük bir etki yaptığı görülmektedir. Bu temel anlayış, yani baÅŸkalarının kurtuluÅŸu için her bir Yehova’nın Åžahidi’nin vaaz etmesi gerektiÄŸi kuralı da, teÅŸkilat üyelerini aktif ve ısrarlı bir ÅŸekilde vaaz faaliyetlerinde bulunmaya sevk etmektedir.
     Öte yandan, ÅŸahitler, sürekli olarak, çok yakında gerçekleÅŸeceÄŸine inandıkları “Arma-gedon” korkusu içinde bulunmaktadırlar. Åžahitlerin inancına göre, bu sürecin getireceÄŸi olumsuzluklardan kurtulmanın çaresi bir ÅŸahidin teÅŸkilatını ve davasını desteklemesidir. Bu ise, teÅŸkilatın hizmetinde olmayı, verilen görevleri tam bir ÅŸekilde ve büyük bir teslimiyetle yerine getirmeyi gerektirmektedir. Dolayısıyla, ÅŸahitler Armegedon gelmeden yapabile-ceklerinin en iyisini süratle yerine getirmeye ÅŸartlanmaktadırlar. Åžahitlerin belirttiÄŸine göre, bu inanç öÄŸretilerini yayma konusunda kendilerine itici güç olmaktadır.
     DiÄŸer taraftan, ÅŸahitlerin duydukları bir diÄŸer korku ve endiÅŸe de ‘müÅŸareket kesme’dir. MüÅŸareket kesme teÅŸkilatın ortaya koyduÄŸu öÄŸreti ve uygulamalara aykırı davranan kimselerle irtibatın kesilmesidir. Tespitlerimize göre, nazırlar cemaat içindeki yargısal oturumlara da hâkimlik yapmaktadırlar. Grup içindeki en üst yargısal oturum, Ä°dari Kadro bünyesinde gerçekleÅŸmekte, bu oturumların kapsamına yalan, sadakatsizlik, eÅŸcinsellik, hırsızlık, kısacası her türlü kötü alışkanlıklar girmektedir. Aynı zamanda, kiÅŸilerin grup prensiplerini eleÅŸtirmeleri veya grup dışından arkadaÅŸ edinmeleri de bu oturumların kapsamına dâhildir. DuruÅŸma sonunda bir kiÅŸinin gruptan çıkarılmasına karar verilmesi durumunda, bu karar en kısa zamanda cemaat üyelerine duyurulmakta ve söz konusu ÅŸahısla görüÅŸmeler yasaklanmaktadır. KiÅŸinin senelerce grup içerisinde bulunması veya aile fertlerinin hâlâ grup içerisinde bulunuyor olması da böyle bir kararın alınmasına hiçbir ÅŸekilde etki etmemektedir.
     
      Yehova’nın Åžahitleri, teÅŸkilatın öÄŸreti ve uygulamalarına aykırı davranan kimseler hakkında müÅŸareket kesme kararını verenlerin yeryüzünde “Tanrı’yı temsil eden” Yönetim Kurulu’nu temsil ettiklerine inanmakta ve buradan hareketle de bu kararların nihâî tahlilde Tanrısal bir boyutu olduÄŸunu söylemektedirler. Dolayısıyla, her bir ÅŸahit bu dramatik durumla karşılaÅŸmamak için yaÅŸantısına dikkat etmeye, bu anlamda da teÅŸkilatın öÄŸreti ve uygulamalarına uygun davranmaya çalışmaktadır. Bu hassasiyet ve endiÅŸe ise, sonuç itibariyle ÅŸahitlerin teÅŸkilatlarına sıkı sıkıya baÄŸlanmalarına ve teÅŸkilattan gelen emirleri titizlikle ve gayretle yerine getirmelerine neden olmaktadır.”

      AÅŸağıda Åžahitlerin çalışma yöntemine deÄŸinilecek olmakla beraber burada bir miktar sohbetin nasıl baÅŸladığına deÄŸinelim:   TeÅŸkilatın dışındaki tarla dedikleri alan çalışmasına istihbarat gruplarının tespit ettikleri evleri ziyarette bulunurlar. Genelde Misyonerler sohbetlerine soracakları sorulara karşılık, muhatabından alacakları cevaplarla baÅŸlamaktadır. Tanrı misafiri olarak uÄŸradıkları evlerde ilk ziyarette havadan sudan ve çevre sorunlarından konuÅŸur kimliklerini gizlerler. Daha sonraki karşılıklı ziyaretlerde dostluk baÅŸlamıştır. Misyoner sorar: “Muhterem kardeÅŸim size göre Ä°sa nerede bulunmaktadır? Muhatabın cevabı genellikle: ’Gökte yaşıyor’ ÅŸeklindedir.    S. Peki Muhammed nerede?  C. Vefat etti; Medine’de topraÄŸa verildi. S. Peygamberler arasında fark var mı? C.Hayır yok, hepsi de Allah’ın Peygamberidir. S. Hz. Ä°sa’yı Peygamber olarak tanıyor musunuz? C. Evet. Peygamberlerin tamamı haktır.” Bu soru cevap faslından sonra, Misyoner Hz. Meryem ve Ä°sa (A.S) ile ilgili Kur-an’daki ayetleri okuyarak, tefsir eder;(Arapça bilmiyorsa mealden okur), arkasından Müslümanlarla Hıristiyanların arasında fark olmadığını vurgulamak için, Hıristiyanlarla ilgili ayetleri de okuyarak avına “ ilmi derinliÄŸini” gösterip,  muhatabının güvenini kazanır.
     
     Çalışmalar konusunda sözü tekrar konunun uzmanı YASDIMAN’A bırakalım “ Burada biraz da YÅžT’nin faaliyetlerine insanları çeken hususlardan, YÅžT’ye ilgi duyanların bu ilgilerinin arkasında bulunan nedenlerden bahsetmek istiyoruz. YÅžT’nin ülkemizde etkili olmasının ve insanımızın da bu teÅŸkilatın faaliyetlerine ilgi duymasının arkasında pek çok neden bulunmaktadır. Biz burada bunlardan, sadece en fazla dikkati çekenlerden, bir kısmına iÅŸaret etmekle yetineceÄŸiz. ÖrneÄŸin, bu teÅŸkilatın ibadetlerini yapmak için kullandığı toplantı salonlarının (Krallık Salonları) sadeliÄŸi, temizliÄŸi, bu salonlara gelenlere gösterilen ilgi ve güler yüz, salonlarda, sadece bir bağış kutusunun bulunması, kimseden bir ÅŸey talep edilmemesi, yeni gelenlere, ücretsiz broÅŸür, kitap, dergi vb. dağıtılması, toplantı salonlarında hiçbir resim, heykel, minyatür, haç vb. görülmemesi, ibadetler öncesinde, arasında ve sonrasında hep birlikte söylenen ilahiler, ezgiler ve yapılan duaların etkisi, toplantılarda kullanılan Türkçenin yalın, sade ve herkes tarafından anlaşılır olması, hatiplerin hitabetteki baÅŸarısı, toplantı salonlarında, gelen çocuklarla toplantı süresince ilgilenebilmek için, ayrı odalar ve görevliler hazırlanması, toplantı salonlarında vaftiz yapmak için ayrı bir odanın/bölümün bulunması, bu durumun vaftiz günlerinde toplantı salonlarına coÅŸkulu katılımlara neden olması, -çevre ibadeti gibi- gün boyu devam eden toplantıların öÄŸle aralarında, daha önce evlerde hazırlanan, yiyeceklerin masalara dizilmesi ve bunların baÅŸkaları ile paylaşılması, tarla hizmetine çıkanların kibar tavırları, temiz ve şık giyimleri, fiziki görünümlerine itina göstermeleri, ÅŸahitlerin konuÅŸmaları sırasındaki sakin tavırları, kendilerine yöneltilen eleÅŸtirilere hoÅŸgörü ile yaklaÅŸmaları, özellikle Müslümanlarla konuÅŸurken ihtilaflı konulardan kaçınmaları, tartışmaya girmemeleri, bütün konuÅŸmalarını sürekli Kutsal Kitabı açarak ve referans göstererek yapmaları, evlerde, toplantı salonlarında ya da büyük katılımların yapıldığı mekânlarda kurulup, geliÅŸtirilen diyalogların düzenlenen yurt içi ve yurt dışı gezilerde yakın markajlara dönüÅŸmesi, ziyaretlerde ısrarlı davranılması ve kararlılık gösterilmesi gibi hususlar bunlardan sadece bazılarıdır.

      Katıldığımız toplantılardaki gözlemlerimize göre, bu toplantılara okumuÅŸ-okumamış, yaÅŸlı, genç, zengin, fakir, amir, memur, iÅŸçi, esnaf, çiftçi, kadın, erkek vs. her kesim ve inançtan insan katılmaktadır. Yani, toplantılar belirli bir kesime yönelik olarak düzenlenmemektedir. Bu toplantılara erkek kadın birlikte gitmekte, karışık oturmakta, karışık ibadet yapmaktadırlar. Ä°badet ve toplantıların bu ÅŸekilde herkesi kuÅŸatıcı ve birlikte yapılmasında katılımcıları etkilediÄŸi görülmektedir. DiÄŸer taraftan, Tarla hizmetine çıkan ekiplerin (öncülerin), mümkün olduÄŸunca, çocuk arabasındaki küçük bir çocuk, bir genç hanım ve birde beyden oluÅŸturulmasının -arabanın içine çocuktan baÅŸka, o gün dağıtılacak yayınlar da konulmaktadır- da psikolojik bir baskı aracı olarak kullanıldığı izlenmektedir. Bu saf ve masum aile görüntüsünün, kapısı çalınan ya da sokakta, istasyonda, iÅŸyerinde vs. konuÅŸulan insanların üzerinde etkili olduÄŸu izlenmektedir.
    
     Toplantı, program ve ibadetlere katılanlarla yaptığımız görüÅŸmelerde,’Niçin bu toplantılara, programlara katılıyorsunuz?’ sorusuna verilen cevaplarda da dikkati çeken bazı hususlar bulunmaktadır. ÖrneÄŸin: Ailenin Yehova’nın Åžahidi olması, merak, bir arkadaÅŸa takılıp gelme, yayınlardan etkilenme, huzur bulma, gelenek ve göreneklere tepki, ana-babaya kızgınlık, bir topluluÄŸa ait olma duygusu, toplumda herhangi bir yere gelememenin verdiÄŸi eziklik/küskünlük, boÅŸlukta olmak, ÅŸahitlere gidip hadlerini bildirme hevesi, fakirlik, aşırı zenginlikten kaynaklanan tatminsizlik, saygın ve entelektüel kimselerin yanında görünme düÅŸüncesi, ÅŸahitlerin sıcak ve samimi tavırları, Kule, Uyan gibi YÅžT’nin yayınlarından etkilenme, davet edildiÄŸi evlerdeki, toplantı salonlarındaki ve diÄŸer yerlerdeki programların tesirinde kalma, bir ÅŸeye/dine inanma ihtiyacı, sorularına ve problemlerine Ä°slam’da ve diÄŸer dinlerde cevap bulamama vs. bunlar arasındadır.
     Öte yandan, hem ÅŸahitlerden ve hem de toplantılara katılanlar arasından diyaloga girdiÄŸimiz kimselere yönelttiÄŸimiz “Neden Ä°slam’ın dışında bir arayışa girdiniz” sorusuna karşılık aldığımız cevaplarda da yine bir takım hususlar öne çıkmaktadır. ÖrneÄŸin, camilerde ve dini kurumlarda karşılaşılan bir takım olumsuzluklar (saça, kıyafete, eteÄŸe, örtüye karışılması vs.),cami vb. yerlerde din hizmetinde bulunanların sorulan sorulara tatminkar cevap verememeleri, bu görevlilerin eÄŸitimlerinin, formasyonlarının yetersizliÄŸi, fiziki görüntü bakımından dağınık ve itici gelmeleri, ayrıca dini istismara yönelik bir takım davranışlar içine girmeleri (mevlüt pazarlıkları, cenazenin yıkanması, defni, haftası, 40’ı, 52’si gibi günlerde yapılıp edilenler, bu yüzden kurulan bir takım menfaat iliÅŸkileri veya menfaat kavgaları ya da cenaze yakınları ile meydana gelen sürtüÅŸme ve tatsızlıklar vs.) gibi sebepler”. Sayılabilir.

SONUÇ
      Ülkelerdeki, teÅŸkilat mensupları içerisinde yaÅŸadıkları siyasi devletin “Yehova ÅŸahitlerÄ°” ilkelerine ters düÅŸmeyen kural ve yasalarına baÄŸlılık göstermektedir. Ayrıca” Åžahitler “ fert ve kurum olarak yaÅŸadıkları topluda tartışma, polemik ve eleÅŸtiri gibi üzerlerine ÅŸimÅŸekleri çekebilecek hareket ve davranışlardan kaçınmaktadırlar. Faaliyetler sessiz ve derinden yürütmektedirler. Hareketin hayatiyetini devam ettirmesi ve yayılmasında en büyük etken budur.  Öte yandan Moon Tarikatı gibi Yehova Åžahitleri TeÅŸkilatının da oldukça yüklü parasal kaynakları nedeniyle “Derin Dünya Devleti”nin örgütsel yapısı içerisinde bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulup araÅŸtırmaya  deÄŸer konulardır.
      AraÅŸtırmalar göstermektedir ki Yehova Åžahitleri inanç baÄŸları zayıf olan, dine ve dini eÄŸitime önem verilmeyen; yaygın ve örgün eÄŸitimde din eÄŸitimi ve öÄŸretimine yer verilmeyen toplumlarda daha çok yayılma imkanı bulmaktadırlar..Ayrıca saf, temiz ve yabancıya özel misafirperverlik gösteren  insanımızın bu duygular ÅŸahitler tarafından istismar edilmektedir.
        Din ve inanç özgürlüÄŸü Ä°slam’ın ”Dinde zorlama yoktur” ilkesiyle kiÅŸinin en doÄŸal hakkı olarak Kur’an’da güvence altına alındığı gibi, Anayasa, Avrupa ÅŸartı ve Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi” ile de teminat altına alınmıştır. Ä°steyen istediÄŸi din ve inancı seçme özgürlüÄŸüne sahiptir. Ancak insanlar heteredoksi ÅŸeklinde inanç kategorilerine sokulup dışlanırsa, ibadet ve dini gereksinmelerini ya doÄŸru-yanlış  sürdürmek zorunda kalırlar, yada dinden koparlar. Aidiyet duygusundan da uzaklaşınca elin kurt ve kuÅŸuna yem olurlar. Bunun vebali de ülkenin siyasi liderleriyle, Diyanet teÅŸkilatı, bazı Ä°lahiyat Fakülteleri hocalarıyla cemaat ve kanaat önderlerinin omuzlarında kalır.

* Armegedon  Bazı Hıristiyanlara  göre: Dünyanın sonunda çıkacağına ve insanlığın ya da dünyanın bir bölümünün  yok olmasına sebebiyet vereceÄŸine inanılan bir savaÅŸ. Bütün dünya ve yeryüzü krallarının katılacağı bir savaÅŸ!
** MüÅŸareke, sözlüklerde ortaklık anlamındadır. Fakat Y.Åž.T. aidiyet beraberlik, kardeÅŸlik, yol arkadaÅŸlığı v.b. anlamlarda bir ıstılah kavramıdır. MüÅŸareke Kesme eylemi Anadolu Alevilerdeki bir nevi düÅŸkünlük gibidir.

KAYNAKÇA
1- Romalılara Mektup 3.23-27, Müjde S. 325 Kiabb-ı Mukaddes Åžkt. Ä°st.
2- Korintliler 1.Mektup, 15:20-24  Müjde S. 321-325  Kitab-ı Mukaddes Åžkt.Ä°st. 
3- Daha geniÅŸ bilgi Birçok Ä°nternet sitesinde yayımlanan “Kıyamet Saatinde Debbet’ül Arz- ve       Hz.Ä°sa” isimli makalemizde bulunmaktadır.
4-PAÅžAOÄžLU, Sarkis, Yehova Åžahitleri, Lütuf Yayıncılık, 1999 Ä°st.
5- YASDIMAN Hakkı Åžah. Yehova Åžahitlerinin teÅŸkilat Yapısı ve Türkiyedeki Faaliyetler. (Makale1 ve  2)
6- Tanyu, Hikmet Yehova Åžahitleri Hareketi, DÄ°B Yay 1987 Ä°st.
7-TÜMER Günay—KÜÇÜK Abdurahman Dinler Tarihi, Ocak Yay. 4.Baskı 2002 Ank.
8-GÜNDÜZ Åžinasi, Din ve Ä°nanç SözlüÄŸü Vadi Yayınları 1998,Ank.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 30-06-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111390885 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net