27-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow GeçmiÅŸten arrow GeçmiÅŸten arrow ONURLU BÄ°R SEÇİM
ONURLU BİR SEÇİM PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar Bahattin BÄ°LHAN   
13-05-2011

     BÄ°R ÅžURA ki veya (Onurlu bir seçim)

                                                            
                                                             Bahattin BÄ°LHAN
    Rahmet Peygamberi (as)in vefatını takip eden günlerde, O’nun izzetli öÄŸrencileri (Ashap) bir araya toplandılar. Bu toplananların gönül dünyası umman kadar geniÅŸti. Allah Elçisini dünyada kaybettiklerine üzülmüÅŸlerdi, elbette çok üzülmüÅŸ, elbette çok sarsılmışlardı. Ancak onlar, rahmet Peygamberinden çok ÅŸey öÄŸrenmiÅŸlerdi.. Åžu hususları da çok iyi öÄŸrenmiÅŸlerdi onlar:
    Biliyorlardı ki: Ölen, “Refik-i Âla” ya gitmiÅŸtir.
    Biliyorlardı ki: Ölen ölecek, hayat devam edecek. Ölen ile ölünmez, dünyada hiç kimse ölenle ölmemelidir. Bu, kural dışıdır.
    Biliyorlardı ki: Ölen çok azizdir, âlemlere rahmettir ama, O’nun öÄŸretisi de çok azizdir. Âlemlerin kurtuluÅŸ reçetesidir. O halde ölenle ölmek deÄŸil, bu ilahî mesajın etrafında toplanmak, onları hayata geçirmek ve onları uzaklara, daha uzaklara götürmek, bütün dünya-âleme sunmak, herkese duyurmak lâzım! Rahmet Peygamberi de, ölüm döÅŸeÄŸindeyken Usame ordusunu yola çıkarma planları yapmadı mı, bitiÅŸikteki mescide gitme gücünü bile bulamadığı halde, “Haydi ala bereketi’llah yürüyün” demedi mi?
    “Sakîfe günü” çok önemli bir gündü, “var olma-yok olma” günüydü. Bu gün yapılacak bir yanlışın mekrini bütün bir dünya çekebilir, bütün dünya hüsrana uÄŸraya bilirdi. Bu gün alınacak isabetli bir karar ise bütün dünyayı mutlu ede bilirdi. Müjde Elçisi, müjdeleri sundu, Rabbine yolcu oldu, gitti. Giderken de gerekli uyarıyı yaptı, “Haydi Usame git!” dedi. Sanki “ölen kim olursa olsun, başında durup ağıt yakmak gerekmez. O iÅŸi acizler yaparlar. AÄŸlanabilir ama, mukaddes görev ihmal edilemez” demek istiyordu.
    Mukaddes cenazeyi gönül huzuruyla kaldırabilmek için önce dünyadakilerin acil olarak yapmaları gereken iÅŸler vardır. Bunları aksatmadan  yapmaları lâzım. Emaneti ehil olana teslim etmeleri lâzım! Sonra “Evet Ya Resulelleh! Biz emanete hainlik etmedik, en ehil olan kiÅŸiye verdik” deme ÅŸansını yakalamaları lâzım. Ä°ÅŸte bu maksatla “ÅŸura” toplandı Sakîfe’de.

    Bu ÅŸura 
    Sakîfe’de toplanan bu ÅŸura, çok izzetli, çok onurlu ve çok mübarek bir ÅŸuraydı. Bunun izzeti, gözleri kamaÅŸtırır. Ak vicdanları hayran bırakır. Akıllara, iz’anlara yol gösterir. Dünya durdukça bütün dünyalılar, bütün ak vicdan taşıyanlar bu eÅŸsiz izzete selam duracaklar, bu kutlu dersi iyi okumaya çalışacaklar. Bu denli önem taşıyan, bu nispette hayatî olan bir ÅŸura toplanıyordu.  Çok da önemli olmayan birçok toplantılar, seçimler için insanlar birbirini imha etme yollarını aramışlardı tarihte. Oluk oluk kanlar akmış, canlar yanmış, yürekler kebap olmuÅŸ, senelerce boÄŸazlanmalar sürmüÅŸtü. Halbuki bu toplantı kadar, bu toplantıdaki seçim kadar önemli bir toplantıyı gören, bilen yoktu. Yine de kavga olmadı, kıtal olmadı, küfür eden, bağırıp çağıran olmadı, muhalifini tehdit eden olamadı, kılıç çeken olmadı, hatta sert konuÅŸan bile olmadı.
    Çünkü bu ÅŸura, çok erdemli insanların ÅŸurasıydı.         
    Nasıl baÅŸladı, nasıl bitti?
    Aziz Peygamber (as)in geçekten vefat ettiÄŸini anlayan insanlardan birçoÄŸu adeta ÅŸok oldu ne yapacaklarını bilemez oldular, ÅŸaşırıp kaldılar.
     Mukaddes cenaze, Hz. AiÅŸe’nin odasındaydı. Hz Ebu Bekir heyecanla cenazenin başında! O da ÅŸaÅŸkın ama çabuk toparlandı. Mübarek yüzü açtı ve öptü. Bir süre aÄŸlaya durdu. Yine toparlandı. Mescitte toplanan ve ÅŸaÅŸkınlık içinde bulunanları uyarmak lâzımdı. O da öyle yaptı. Mescide girdiÄŸinde Ömer’in, “Allah Elçisi ölümsüzdür, öldü diyeni öldürürüm, öldürürüm!” dediÄŸini duydu. Ömer, sert mizaçlıydı. Ebu Bekir çok yumuÅŸak huyluydu. Burada yumuÅŸak davranmanın yararlı olmayacağını biliyordu. Onun için Ebu Bekir, daha sert bir eda ile: “Ala rislik!...” “Ömer! Otursana!” dedi. Ve ahir ömürde Peygamber’den kendisine kalan minbere çıktı. Bütün Peygamber sevdalıları can kulağıyla kendisine yöneldiler, kendisini dinlemeye hazırlardı. O da söylenmesi gerekeni çok iyi söyledi. Duygusallıkları, hissilikleri yatıştırdı. Akıl ve vicdanları harekete geçirdi. Akıl ve vicdanlara seslendi. Dedi ki:
    “Allah’a tapana ne mutlu! Allah Bakî’dir, ölümsüzdür. Muhammed’e tapana yazıklar olsun Muhammed ölmüÅŸtür”. Bu anlama gelen birkaç ayet okudu. Dedikleriyle ayetlerin anlamı oldukça uyumluydu. Bu ayetlerden birinin meali ÅŸöyledir:
    “Muhammed, ancak bir elçidir. Ondan önce birçok elçiler geldi, geçti. Åžayet O,  ölecek, veya öldürülecek olsa siz sırtınızı mı döneceksiniz? (Al-i Ä°mran: 144)  Hele ÅŸu ayetin anlamı ne kadar açıktır:

    “Åžüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecektir” (Zümer: 30)
    Mescitte toplananların hepsi de bu ayetleri okumuÅŸ veya dinlemiÅŸlerdi. Yazık ki, bu gün anımsayan olmadı. Ayetlerin verdiÄŸi dersi düÅŸünen de olmadı. Ebu Bekir gelip kavuÅŸuncaya kadar! Åžimdi hepsi hafızalarını sorgulamaktaydı, Nasıl oldu da hatırımıza gelmedi? Demek ki, her zaman insanlar bir uyarıcıya muhtaçtır. Ebu Bekir, biliyordu ki, hukuk tanımaz bir kabile hayatı yaÅŸamıyorlar. Çok onurlu ve dünya durdukça örnek olacak bir devlet var ortada. Mukaddes cenazenin başında, “Ah ile, vah ile, saçını sakalını yolmakla, sırtına, dizlerine darbeler indirmekle” bir yere varılmaz. Ancak Allah Elçisinin veda hutbesinde, “Ayaklarının altına aldığını” duyurduÄŸu “cahiliyeye”  varılır. Cahiliye hortlamış olur.
    Ensar (Medine’nin yerli halkı), “Sakîfe” denilen örtmelikte toplanmıştı. Burası, Sa’d bn Ubade’ye aitti, Peygamber Mescidinin kuzey batısında Beni Saidelerin toplantı salonuydu. Medineliler,  burada bir araya geldiler,  “Bu iÅŸi biz yapalım, daha iyi yapalım” gibi hevesleri vardı. 
    Ä°lk söz alan: Huzeyme bn. Sabit,  Evs halkındandı, ÅŸöyle konuÅŸtu:
    -Ey Ensar! Yönetim Mekkelilerin eline geçerse kıyamete kadar onlarda kalır. Bir daha asla sizin elinize geçmez. Allah’ın kitabı, size “ensar” demekte, Allah Elçisi sizin aranızda vefat etmiÅŸ bulunmaktadır. Hakkınızı kimseye kaptırmayın. Hazreç’ten olanlar:
    -DoÄŸru söyledin ama biz, baÅŸkanımız olan Sa’d bn. Ubade’yi seçiyoruz. Yine bir Evs’li olan Üseyd bn. Hudeyr ayaÄŸa kalktı, dedi ki: Ey Ensar! Allah kitabında sizin için ensar (yardımcılar) diyor. Allah’ın elçisi sizin aranızda vefat etti, bu büyük ÅŸansın deÄŸerini bilin. Bu iÅŸin peÅŸine düÅŸmeyin. Araplar ancak KureyÅŸ’e itaat eder. Hazreçli BeÅŸir bn. Sa’d ayaÄŸa kalktı, dedi ki:
    -Ey Ensar! Siz KureyÅŸ’e, KureyÅŸ de size baÄŸlıdır. Aranıza bir rekabet girmesin. Allah’ın verdiÄŸi bunca nimetlere nankörlük etmeyelim. Evsli Uveym bn Saide, söz aldı ve ÅŸöyle dedi:
    -Ey Ensar! Siz Ä°slâm’ı savunanların ilkisiniz. Åžimdi iman edenlerle bozuÅŸacak ilk insanlar olmayın. Allah, KureyÅŸ’ten birini peygamberlik için seçti. Emirlik de onlarda kalsa daha uygun düÅŸmez mi? Adı Ma’n bn Adi olan bir zat,  vicdanının sesini dile getirdi, dedi ki:
    -Ey Ensar! Allah’ın Elçisi, Ebu Bekir’i mihraba geçirmeden vefat etmedi. Bu bizim için yeterli bir uyarı deÄŸil mi?
    GörüldüÄŸü gibi, Ensar, yönetime talip olduÄŸu halde Ä°çlerinde bu iÅŸe razı olmayan vicdanlar da yok deÄŸildi. Onlara göre Ebu Bekir’den daha münasibi olamazdı. Toplantıdan sessizce ayrılıp Ebu Bekir’in yanına varan oldu, durumu anlattı. Ä°ÅŸin bir oldubittiye gelmemesi için Sakîfe’ye acele gelmesini istedi.  Üç saygın insan, herkesin güvenini kazanmış izzetli kiÅŸiler: Ebu

Bekir, Ömer, Ebu Ubeyde Ve muhacirlerden birkaç kiÅŸi! Toplantı mahalline beraber gittiler, topluluÄŸu “Allah’ın selamı” ile selamladılar. Gösterilen yere hemen oturdular. Kısa süren bir sessizlik, bir sükûnet! Bu sessizliÄŸi Hazreç’ten Sabit bn. Kays bozdu, ayaÄŸa kalktı. Uzun bir konuÅŸma yaptı, Ensar’ın üstlendiÄŸi görevi, yaptığı hizmetleri, Peygambere ve bütün müminlere nasıl kucak açtıklarını anlattı. Madem ki, biz Allah’ın (Ensarı) yardımcılarıyız, dinin yardımcılarıyız. Yönetim de bizim hakkımızdır. Ey Muhacirler! Bu anlattığım hususlar size de malumdur. Söyleyin bakalım, siz ne dersiniz? Allah’ın selamı üzerinize olsun.
    Vicdanlara sesleniÅŸ
    Herkes, Hz. Ebu Bekir’in vereceÄŸi cevabı merakla bekliyordu. Ebu Bekir, konuÅŸmaya baÅŸlayınca heyecanla dinlemeye baÅŸladılar, Ebu Bekir, vicdanlara seslendi, dedi ki:
    -Ey Sabit! Senin Ensar hakkındaki sözlerin hepsi doÄŸrudur. Hiç kimse bunun aksini söyleyemez. Siz de bilirsiniz ki, biz muhacirler hakkında da ayet vardır. (HaÅŸr: 8) Hz. Ä°brahim’in duası da bu topluluk içindir (Bakara: 129) Yine bilirsiniz ki, bu yönetim iÅŸinde, Araplar ancak KureyÅŸ’e tabi olur, KureyÅŸ’e itaat ederler. Ben iki aday gösteriyorum: Ömer ve Ebu Ubeyde! Bunlardan birine bîat ediniz.
    Sabit bn. Kays, yeniden söz aldı, Ebu Bekir’in Peygamber’e muhalefet ettiÄŸini ileri sürdü.  Åžaşıranlar oldu, “nasıl olur” dediler. Sabit anlattı:
    -Peygamber (as), dünyadan ayrılmadan Ebu Bekir’i mihrabına geçirmiÅŸti, bu da O’nun emirliÄŸine iÅŸaret sayılmıştı. Bunu muhacirler de söylediler. Åžimdi Ebu Bekir, baÅŸkalarını aday göstermek suretiyle Peygamber’e muhalefet etmedi mi?  Hz. Ömer’in de karıştığı kısa bir tartışma oldu ama tatlılıkla bitti.  Bundan sonra söz alan BeÅŸir bn. Sa’d ÅŸöyle konuÅŸtu:
    -Ebu Bekir’in bu görevi alması Resûlüllah’ın arzusuydu. Gelin uzatmayalım, konuyu bitirelim                          
    Bu arada Hz. Ömer’le Hz. Ebu Ubeyde, Ebu Bekir dururken böyle bir görevi kabul etmenin mümkün olmadığını söylediler. Ve Ebu Bekir’e bîat etmeye davrandılar. O sırada BeÅŸir bn. Sa’d, heyecanla yerinden kalkıp haykırdı, herkesi yemine verdi, benden önce kimse bîat etmesin, dedi. Derhal gelip ilk bîat eden oldu. Orada bulunanların tamamının bîati çok sürmedi. Hep gönül hoÅŸluÄŸuyla bîat etti. YaÅŸlı tarih, böyle ÅŸanlı bir istiÅŸare toplantısı görmemiÅŸti. Çünkü bu toplantıda, kavga eden, yalan söyleyen, küfür eden, tehdit savuran, gönül kıran, nefsanilik eden biri çıkmamıştı. Çok onurlu seçmenler, gayet onurlu bir sınav vermiÅŸlerdi.


 

Yorum
leyla
Yazar sefikaleyla açık 2011-05-26 18:55:36
Bahattin Bilhan hocamızın her yazısı evimizde bir ders oluyor. Bu yazıda seçim arefesi çok anlamlı idi. (Kızım Sena'nın yorumu) İnsanların her zaman muhtaç olduğu uyarıcılarla olabilmeyi, uyarıcılardan olabilmeyi temenni ettik ailece. Kritere çok teşekkür ediyoruz bizi hocamızla irtibatlı kıldığı için.
leyla
Yazar sefikaleyla açık 2011-05-26 18:57:25
dayıcığım, bir defa daha yorum yazdık yayınlanmadı. selamlar...

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 17-05-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111717964 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net