09-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Temel Konular arrow Ä°SLAMDA ÅžEFAAT GERÇEĞİ
İSLAMDA ŞEFAAT GERÇEĞİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 57
KötüÇok iyi 
Yazar Halit Özdüzen   
10-05-2011
Ä°SLAMDA ÅžEFAAT GERÇEĞİ

                                                     Halit Özdüzen                  
    Arapça bir kelime olan Åžefaat sözcüÄŸünün günlük kullanımda pek çok anlamı varsa da,  Ä°slami Ä°limler terminolojisinde ıstılah manası, Allah( CC)’ın katında makbul, ÅŸefaate liyakatli ve izinli olan bir zatın günahkâr bir mümin için Yüce Yaradan’dan af talep etmesidir.

       Tarihin seyri içerisinde Ä°slam toplumunda Harici, Mu’tezile ve Vahhabiler’in dışındaki, mezhep, meÅŸrep ve itikat grupları Kur’an-ı Kerimdeki ayetler ve Hz. Muhammed’(s.a.s)in hadisleri doÄŸrultusunda, Peygamberler, melekler, âlimler,   veliler, sıddikler,  ÅŸehitler, salihler ve çok küçük yaÅŸta (sabi) vefat eden çocukların mahÅŸerde bazı Müslümanlara ÅŸefaat edeceÄŸi konusunda birleÅŸmiÅŸlerdir. Buna icmâ denilmektedir. Ancak son zamanlarda Ä°slam coÄŸrafyasında Hz. Muhammed’(s.a.s.)in nüfuz ve muhabbetini kırmak isteyen bazı yeni  “misyon akımları”  Peygamberlik kavramını daraltıp onları sıradan insanlar mertebesine indirmeyi hedeflemektedirler. Bu amaçları doÄŸrultusunda ÅŸefaat konusunu da tartışmaya açarak, yeterince araÅŸtırma imkânı bulunmayan saf Müslümanları aldatıp,   sapkın düÅŸüncelerine taraftarlar bulmaya çalışmaktadırlar. Maalesef bu kervana son yıllarda isminin önünde bazı unvanlar bulunan akademisyenler de katılmaya baÅŸlamıştır.

    DoÄŸal zenginliklerinden dolayı ilerden beri Ä°slam coÄŸrafyası üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışan emperyalistler, Ä°slam Dininin –yeni deyimle- DNA’sı ile oynayıp içini boÅŸaltarak insanları imandan ve ümmet bağından uzaklaÅŸtırma gayreti içerisindedirler. Bu faaliyetlerini misyonerler ve oryantalistler vasıtasıyla yürüttükleri gibi toplulukların bünyelerindeki kalbi hastalıklı ve nefsinin arzu ettiÄŸi toplumsal statüye eriÅŸememiÅŸ kaprisli insanları ele geçirerek, planlarını onların eliyle yürürlüÄŸe koymuÅŸlardır.  Ä°slam tarihinde birçok örneÄŸi olduÄŸu gibi yakın tarihimizde ekilen fitne tohumları yeÅŸertilerek,   Müslümanları bir birine kıydırtıp Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun parçalanmasını saÄŸlayarak emelleri önündeki “en büyük engeli”  ortadan kaldırmış oldular.


Ülkemizin birçok ilinde küçük gruplar olarak görülen, “Yeni Vahhabilik Akımı” taraftarlarına göre ”Hz. Muhammed’in görevi Kur’an’ı tebliÄŸ ile sona ermiÅŸtir.(!) Vefatıyla Ä°slam toplumu  üzerinde herhangi bir etkinliÄŸi kalmadığı gibi,  öbür alemde de  ÅŸefaat yetkisi bulunmamaktadır(!). Elde Allah (C.C.)’ın indirdiÄŸi Kur’an  bulunmaktadır. Biz Kur’an’ı okuyarak onu anladığımız gibi yorumlayarak dini esasları ondan öÄŸrenerek uygulayabiliriz(!). Kur’an’ı anlamaya insan aklı yeterli olduÄŸu için, onu yorumlayıp bize uygulamayı gösterecek herhangi bir merci, âlim, mürÅŸit gibi zatlara ve bu konularda yazılmış kitaplara ihtiyacımız yoktur(!).”

 Ayrıca Yüce Allah (C:C)’ın Adaletini de kendilerince yorumlayarak “Bir günahkarın günahları ÅŸefaat yolu ile bağışlanıp cennete girmesi saÄŸlanırken,   diÄŸer bir günahkarın ÅŸefaatçisi olmadığından cehenneme gitmesi Allah’ın adaletine sığmaz(!)” diyerek, ÅŸefaat kurumunu reddetmekte, hatta daha da ileri giderek ÅŸefaate inanan Müslümanları  “gizli ÅŸirkle” itham etmektedirler. Bu yazımızda konuyu fazla geniÅŸletmeden Kur’an Ayetleri ışığında, ÅŸefaat ve son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)’in ÅŸefaati üzerinde durmaya çalışacağız.

ÅžEFAATÄ°N HÄ°KMETÄ°
      Yüce Mevla,  yarattığı kullarının Rabbi olduÄŸu için, onları eÄŸitip,  terbiye ederek yetiÅŸtirip cennetine hazırlamaktadır. ÇocuÄŸu yetiÅŸtiren annenin ÅŸefkatinin ana kaynağı Rahman ve Rahim sıfatlarıyla Rabbimiz olduÄŸu gibi, müÅŸfik bir öÄŸretmen,  sabır ve sebatını da O’ndan almaktadır.  Anneler çocuklarını yetiÅŸtirirken yaptığı pek çok hatasını hoÅŸ görerek affederler. Dışarıdan bakıldığında annelerin merhametleri sınırsız gibi görünürse de bazı önemli noktalarda sınırlıdır. Ancak Tevvab, Afuvv, Gafur ve Rauf gibi sıfatları bulunan Yüce Allah’(C.C.)ın mümine olan affı (ÅŸirk ve kul hakkı gibi durumlar hariç)  sınırsızdır. 

      Rabbimiz çeÅŸitli vesilelerle kullarını affetmek ister ve affetmeyi de sever. Bu nedenle dinine ve ilkelerine hizmet eden peygamberlerle onlara yardımcı olarak “Ensarullah” ve velayet makamına yükselmiÅŸ kullarına da, ÅŸefaat etme izni vermiÅŸ ya da verecektir. Bu husus O’nun mülkünde ortaklık olmadığı gibi Zat-ı Akdesinin Adil ve Melik sıfatlarını sergileyen, Azamet-i  Kibriya’sının da tescilidir.  Böylece hem af ve maÄŸfiret etmek istediÄŸi kulları için vesile yaratıp hem de sevdiÄŸi kullarının üzerine diÄŸer kullarının dikkatini çekerek, onların cennetlerde yükselttiÄŸi makamlara liyakatli olduklarını göstermeyi arzu etmektedir. 

        Yüce Rabbimizin bazı kullarına ÅŸefaat yetkisi verdiÄŸini Kur’an-ı Kerimde ÅŸöyle bildirilmektedir:
O’nun izni olmadıktan sonra hiçbir ÅŸefaatçi ÅŸefaat edemez.” (Yunus, 10/3) Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan baÅŸkası ÅŸefaat edemez. ([Meryem 19/87) Ayeti Celilede bazı kullarına ÅŸefaat izni ver(diÄŸi)eceÄŸi açıktır. Rabbimizin dilediÄŸine peygamberlik, ilim, Muhabbetullah/Ä°lahi AÅŸk, Velayet,   Sıddıklık, Åžahitlik, Åžehitlik ve Salihlik gibi mertebeleri vererek nasıl onurlandırdıysa, ÅŸefaat yetkisi vererek de yüceltmiÅŸ ve hesap gününde dualarını kabul ederek onları onurlandıracaktır. Bu konuda Yüce Ä°radesini engelleyecek herhangi bir güç ve merci yoktur. Nitekim “O gün, Rahman’ın ÅŸefaat izni verip sözünden razı olduÄŸu kimselerden baÅŸkasının ÅŸefaati fayda vermez.” (Tâ-Hâ, 20/109) Ayetiyle izin verdiÄŸi kiÅŸilerin ÅŸefaatinin faydalı olduÄŸunu belirtmektedir. Nitekim “Ä°man edip salih amel iÅŸleyenlerin dualarına icabet eder. Lutfundan, fazlasını da verir.” (Åžurâ 43/26)  Dua ve yakarışı kiÅŸinin kendine yapacağı gibi, bir baÅŸka müminden talep etmesi de fazilettir. Hayra yapılan dualar Rabbimizin lutfuyla karşılık bulmaktadır.  Bu nedenle salihlerin duası, Müslümanlar için rahmet, bereket ve ÅŸefaattir. Önemli nokta: ”ÅŸefaat iznini veren de, ÅŸefaatçinin dua ve talebini kabul eden de Yüce Allah (CC)’tır”. “De ki: Bütün ÅŸefaat sadece Allah’ındır.” (Zümer, 44)  Yukarıda da belirtildiÄŸi gibi baÅŸkasının ÅŸefaat yetkisi, Allah’ın izni ile mümkün olacaktır. Rabbü’l Âlemin’in koyduÄŸu sınırlar dâhilinde ÅŸefaat vardır. GörüldüÄŸü gibi, “Yüce Allah’ın her tasarrufunda adalet ve denge bulunmaktadır.” Böyle olunca ÅŸirk bu inancın neresindedir?
     
     Åžayet bir kimsenin Rabbin iradesini ortadan kaldırarak, “Falan ÅŸahıs beni Cehennemden kurtarır.” demesi nasıl yanlışsa; ”Yaptığım ibadetler beni cehennemden kurtarır.” demek de o derece yanlıştır. Ancak : “Falan ÅŸahıs bana, ilmi ve deneyimiyle yol göstererek, benim cehennemden kurtulmama vesile olabilir.” ve “Ä°badetlerim beni güzel ahlaka eriÅŸtirerek yararlı iÅŸler yapmama vesile olarak beni Cehennemden uzaklaÅŸtırabilir..” Yine ÅŸefaat sahibi zatlara yönelerek , “Ey Allah’ın salih kulu, sen Rabbimizin huzurunda makbul ve muteber bir  insansın,  ÅŸu sıkıntımın giderilmesi için O’na  dua ve niyazda bulunmanı istirham ediyorum.” demek, daha doÄŸru ifadelerdir.
      Burada akla ÅŸu sorular gelebilir, kendisine ÅŸefaat yetkisi verilenlerin ÅŸefaati sınırsız mıdır? Dilediklerine ÅŸefaat edebilirler mi? Hayır, ancak Allah (CC)’ın izin verdiÄŸi kiÅŸilere ÅŸefaat edebilirler. Bu konumla da Rabbimizin dilediÄŸi kiÅŸiler ancak hidayete erebilmektedir.  Bir insanın ÅŸefaat kapsamına girebilmesi için,  Allah’u Teâlâ’ya ÅŸirk koÅŸmayan tevhid ehli olması gerekir. Bunun yanında O’nun emirlerine asi ve kullarına zulmetmiÅŸ olmamalıdır.  . Hz. Rasulullah (s.a.s.) meÅŸhur bir hadi-sinde  ÅŸöyle buyurmuÅŸtur: "Benim ÅŸefaatim, kalbi dilini ve dili de kalbini onaylayacak bir ÅŸekilde halisane bir kalple Allah'ın birliÄŸini tasdik edenler içindir."(1Hz. Ali (k.a.v.) bütün insanlar için ÅŸöyle buyurmaktadır: "Peygamberlerin davetlerini kabul ediniz, onların emirlerine teslim olunuz. Amelleriniz onların dediklerine uygun olsun. EÄŸer böyle davranırsanız onların ÅŸefaatleri size nasip olacaktır."
     Yukardan beri izaha çalıştığımız gibi Åžefaat bir kiÅŸinin veya topluluÄŸun baÅŸka bir kiÅŸi lehine dua ve istiÄŸfar etmesidir. Yüce Kur’an’da bu durum emredildiÄŸi gibi teÅŸvik de edilmektedir.    “…O halde onları affet; bağışlanmaları için istiÄŸfarda bulun.” (Âl-iÄ°mran3/159) “…(kadınlar) sana biat etmeye geldikleri zaman onların biatlerini kabul et ve onlar için Allah’tan maÄŸfiret dile. Åžüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Müntehine, 60/ 12) , “(Habibim) Hem kendinin, hem mümin erkekler ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile.” (Muhammed 47/19) Benzer ÅŸekilde Hz. Peygamberin ÅŸefaatini doÄŸrulayan pek çok ayet bulunmaktadır. Dolayısıyla Yüce Peygamber bu dünyada müminlere maÄŸfiret dilediÄŸi gibi,  öbür âlemde de ruhaniyetiyle maÄŸfiret dilemekte, kıyamette mahÅŸer yerinde de ÅŸefaatçi olup, onlar için af ve maÄŸfiret dileyecektir.

      Necm Süresinde Meleklerin de Ä°nsanlar için ÅŸefaatçi olduÄŸu belirtilmektedir. “Göklerde nice melekler vardır ki onların ÅŸefaatleri ancak Allah’ın izniyle,
delediÄŸi ve hoÅŸnut olduÄŸu kimselere yarar saÄŸlar (ÅŸefaat ederler)” (Necm 53/ 26) Meleklerin kendisine secde ederek, yüceliÄŸini tasdik ettiÄŸi Hz. Âdem(a.s.) Miraç gecesi,  Hz. Muhammed’e (s.a.s) “Ya Resulullah” diyerek,  bütün insanların Peygamberi olduÄŸunu tasdik etmiÅŸ; O’nun imametinde diÄŸer peygamberlerle beraber namaz kılarak Rabbi’nin katına yollamışlardır. Bütün bu açık ve kesin risalet ve rivayet gerçeklerine raÄŸmen, Peygamberlerin, Melek’lerin, Ä°nsin, Cinn’in Peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.s)’in ÅŸefaat yetkisi olmadığını söyleyebilmesi için kiÅŸinin kasıtlı deÄŸilse aklından zoru olması gerekmektedir. 
        Gelelim Åžefaatin aksini savunan akademik kariyer sahipleri meselesine: Bir konuda akademik kariyer yaparak üniversitede ders vermek,  o ilimde “yeterlilik” anlamına gelmez. Âlim belirli bir konuda enine boyuna araÅŸtırma yapmış ve hayatını o konuya adayarak, yaÅŸadığı toplum ve insanlığa yararlı olmak için hiçbir menfaat gözetmeden çalışan kiÅŸidir. Yoksa televizyon kanallarında boy gösterip, yazdığı kitapların satışını yükselterek din üzerinden dünyalık servet saÄŸlayan kiÅŸi deÄŸildir. Ä°slam âliminin hayatına Hz. Muhammed(s.a.s), Ehlibeyt ve Sahabelerin hayatları önemli örneklerdir.

ÅžEFAATÄ°N SULTANI HZ MUHAMMED
      Daha önceki peygamberlerin peygamberliÄŸi yalnızca kendi kavimleri için, Hz Muhammed’in (s a s) peygamberliÄŸi ise, bütün insanlık içindir: “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndermiÅŸizdir; fakat insanların çoÄŸu bunu bilmez (Sebe,34/28)
       “Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini, doÄŸruluk rehberi Kur’an ve hak din ile gönderen Allah’tır Åžahit olarak Allah yeter Muhammed, Allah’ın elçisidir Onun beraberinde bulunanlar, inkârcılara karşı sert, birbirlerine ise merhametlidirler… Allah onlardan inanıp iyi iÅŸler yapanlara maÄŸfiret ve büyük mükafat vadetmiÅŸtir. (Fetih, 48/29) Elçilik görevi birilerinin algıladığı gibi postacılık deÄŸil, temsil görevidir. Temsil ise liyakatle olur. Elçinin yaÅŸamı, davranışları ve sözleri kendisini görevlendiren mercinin iradesine uygun olacağı gibi, kendiliÄŸinden de bir ÅŸey söylemez. Bu nedenle Hz. Muhammed(sa:s.)’in yaÅŸamı davranışları ve  söylediÄŸi sözler (Hadis) Ä°slam inanç ve hukukunun Kur’an’dan sonraki  ikinci ana kaynağını teÅŸkil etmektedir. Çünkü Allah (CC) Kur’an’da “ Peygamberin verdiÄŸini alın, yasak ettiÄŸinden sakının! (HaÅŸr 59/7)  buyurmaktadır. Aksini söylemek Kur’an ve dolayısıyla Rabbi inkâra kadar gidebilir.
      Dünyevi bir misalle elçiliÄŸi anlatmaya çalışırsak, devletler baÅŸka devletlerle münasebetlerinde büyükelçilerine tam temsil yetkisi vererek onları görevlendirirler. Verilen yetkiler yazılı bir fermanla büyükelçinin eliyle karşı ülkeye iletilir. Buna diplomasi dilinde “itimatname” (güven mektubu) denmektedir. O itimatnameyle görevlendirildiÄŸi devletin en yetkili kiÅŸisinin huzuruna çıkarak “güven mektubunu” sunar. Karşı ülkenin, “itimatnameyi kabul ederim, elçiyi kabul etmem” gibi bir lüksü olamaz. Çünkü itimatnamesiz elçilik olamayacağı gibi,elçisiz de güven mektubu olmaz. Bu nedenle Hz. Allah (CC)ın en büyük elçisi olan Hz. Muhammed Kur’an’dan; Kur’an da Yüce Peygamberden ayrılamaz. Daha da kesin hikmetli bir ÅŸey söylemek gerekirse, “Kur-an Hz. Muhammed’in kalbine inmiÅŸ olup Zatı Paki canlı Kur’an’dır;” dolayısıyla Allah(CC)’ın en büyük ayetidir. Bu nedenle ruhaniyeti Makam-ı Mahmut’tadır. Âlemlere rahmet olarak yalnız insanlara deÄŸil cinlerden de Müslüman olanlara ÅŸefaat edebilmektedir. “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 21/107)
       Âlemlere rahmet olmak, ÅŸefaatçi olmaktan çok daha ileri bir mertebedir. Yine,Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiÅŸtir ki, sizin sıkıntıya düÅŸmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düÅŸkün, mü’minlere karşı da çok Rauf(ÅŸefkatli) ve Rahim(merhametli.) dir”.(Tevbe 9/128)  Yüce Allah’ın, Hz. Peygamber’in kalbine, kendi sıfatlarından merhamet ve ÅŸefkati koyması ve bunu da Kur’an’da bütün insanlığa bildirmesi, O’na ÅŸefaat hazinesinin anahtarını verdiÄŸinin göstergesidir.
       Hz. Muhammed’in ÅŸefaat yetkisi olmadığını söyleyenlerin, Yüce Allah (CC)’ın Kur’an-ı Kerimde yukarıda bahsettiÄŸimiz ayetlerle, aÅŸağıda vereceÄŸimiz ayetler ışığında  konuyu tekrar gözden geçirmelerinde yarar bulunmaktadır. ”Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluÅŸa ermiÅŸtir.” (Ahzab 33/ 7) “Rasule itaat eden, Allah’a itaat etmiÅŸ olur.” (Nisa 4/ 80) Peygambere itaati Rabbimiz kendisine itaat olarak kabul etmektedir. Hz. Muhammed’e itaat etmek ÅŸefaatine nail olmaktır.  Çünkü Yüce Allah(CC) Ä°slam dinini O’nun eliyle kurduÄŸunu pek çok ayetle bildirmektedir. Bir kulu sevmesini de Peygambere itaate ve O’na biat etmeye baÄŸlamaktadır. “De ki; “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin günahlarınızı bağışlasın!” (Al-i Ä°mran 3/ 31)) O’na uymak söylediklerinin tamamına inanıp tasdik etmekle olur. Rabbimiz “ O (bildirdikleri) vahiyden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.”(Necm 53/4) Peygamber (s.a.s.)’in ÅŸefaatini kabul etmeyerek yok saymak, O’na biat ve itaat etmemektir. O takdirde “Ben Müslüman’ım, fakat benim Müslümanlığım Kur’an’dan anladığım gibidir.”  ve “Dinle ilgili, Kur’an’da Allah’ın bildirdiÄŸinden baÅŸka bir ÅŸey yoktur.” (!) diyerek,   Sahih Hadisi ÅŸerifleri reddetmenin dinde izahı olmadığı gibi, ilmi ve mantıki izahı da yoktur.
      Allah (CC) ve meleklerin Hz. Muhammed (s.a.s)’i ne kadar çok sevdiklerinin göstergesi, O’na yolladıkları salât ve selamlarlardan anlaşılmaktadır. ” …Allah ve Melekleri Peygamber’e çok salât ederler. Ey Müminler sizde ona salat (selavat) getirin ve tam teslimiyetle O’na selam verin.”(Ahzap 33/56) Bu nedenle Müslümanlar namazlarında tehiyatta iki defa  O’na ve ehlibeytine selavat getirip  selam verilmektedir. Tasavvuf yolucuları ise günlük dua ve zikirlerinde yüzlerce salâvatı vird edinmiÅŸlerdir.
       Åžefaati inkar, insanı küfre götürebileceÄŸi gibi, “ben günah iÅŸlemeye devam ederim, nasıl olsa Peygamberimiz bana ÅŸefaat ederek cennete girmemi saÄŸlayacaktır.” demek de yanlıştır; “Benim günahım o kadar çok ki, kimsenin ÅŸefaati artık  bana yarar saÄŸlamaz. “diyerek, Allah(CC) ve Resulünden(s.a.s.)  ümidi kesip, tövbe etmemek de  o kadar  yanlıştır. “Ey Peygamber sana selam olsun” ,"Åžefâat yâ Resulullah" demeyi caiz görmeyen zihniyet, “günde onlarca defa kendi nefislerini,  eÅŸlerini, çocuklarını patronlarını ve dünyevi liderlerini överek, putlaÅŸtırmaya çalıştıklarının acaba farkındalar mıdır?
SON SÖZ YERÄ°NE
      Seyyid Ä°mam Rıza’dan gelen bir rivayette,  Hz. Ali 'nin ÅŸöyle buyurduÄŸu ifade edilmiÅŸtir: "Kim, Hz. Resulullah (s.a.s)'in ÅŸefaatini yalanlarsa, ona nail olamayacaktır." (2)   Åžefaati reddeden insanlar farkında olarak ya da olmayarak Ümmetin Hz. Muhammed’e Ehlibeyte ve Sahabelere olan muhabbet ve baÄŸlarını bozmaya çalışmaktadırlar. Bu sevgi bağı, Ä°slam ümmetinin birleÅŸtirici harcıdır. O ortadan kalkınca, birlik parçalanacağı için emperyalistler, “böl, parçala, yönet ve yok et” arzularına  kavuÅŸmuÅŸ olacaklardır!

1- Ahmed bin Hambel Müsnet hadis no: 7725, 10295
2-Bazı kaynaklarda da bu hikmetli söz: “ Kim benim ÅŸefaatimi yalanlarsa ona kıyamette ÅŸefaat etmeyeceÄŸim.” ÅŸeklinde hadis olarak yer almaktadır.
Not:: Kütüb-ü Sitte  ve  bir çok kaynakta  ÅŸefaatle ilgili pek çok Hadis-i ÅŸerif bulunmaktadır.Tamamını zikretmek bu yazının boyutlarını aÅŸacağından metinde  birkaçını  vermekle  yetindik.  Ä°lave olarak üç MeÅŸhur Hadisi de burada zikretmekte yarar bulunmaktadır. Bana  beÅŸ ÅŸey verildi.... onlardan biri ÅŸefaat etmektir. Ben onu ümmetime saklamışım. O, Allah'a ÅŸirk koÅŸmayanlar içindir." Tirmizi hadis no: 2360, Ä°bn-i Mace : 4300, Ebu Davut: 4114, Ahmet Bin Hambel  : 12745     Hz. Resulullah (s.a.s) ÅŸöyle buyurmuÅŸtur: "Benim ÅŸefaatim ümmetimden büyük günah iÅŸleyenler içindir. Ä°hsan ehline gelince onlar için bir sorun yoktur" Tirmizi: 2360, Ä°bn-i Mace: 4300, Ebu Davut: 4114, Ahmet bin Hambel  Müsned: 12745  Bir baÅŸka Hadis-i Åžerifte  "Her peygamberin müstecab duası vardır. Her peygamber o duasını acilen etmiÅŸtir. Ancak ben duamı, ümmetime ÅŸefaat için kıyamet gününe saklamışım. Benim ÅŸefaatim ümmetimden Allah'a ortak koÅŸmadan ölenlere nail olacaktır." Sahih-i Buhari: 5829, 6920, Müslim: 296, Tirmizi: 3526, Ä°bn-i Mace: 4297, Ahmet  bin Hambel 7389
 
.
      

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 10-05-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
122398806 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net