09-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow KADININ YOKOLUÅž SERÃœVENÄ° (*)
KADININ YOKOLUŞ SERÜVENİ (*) PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 18
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
14-03-2006
KADININ YOKOLUÅž SERÜVENÄ°

ImageNecmettin EVCÄ°

Günleri kutlanarak kadınlar da avutuldu ve onların problemi de bir kez
daha  çözüldü. Çözüldü dediysek sorun; bir iki feminist gösteri, birkaç
salon  toplantısı, talepler, temenniler, buket buket hediye çiçekler,
çelenk  koymalar, ne yapıp edilip çaÄŸdaÅŸlıkla iliÅŸkilendirilen söylevler,
ilerleme  nutukları, kokteyller, bir iki ödül derken evet sorun bir
sonraki kutlamaya  kadar ertelendi. Herkesin kendine göre yonttuÄŸu
günlerimiz çoktur bizim.  Kadınlar günü de iÅŸte o yontulmalar içinde çeÅŸit
çeÅŸit sesleri, sloganları  depreÅŸtirerek sırasını savıp, bir sonraki
geliÅŸe kadar gidecek. Ne yazık ki  hayat, bu geliÅŸ gidiÅŸler sarkacında bir
oyun düzenini aÅŸamamaktadır.

Kadın ve kadın haklarına yoğunlaşarak hafızamı kurcaladığımda ne yazık ki
sadra ÅŸifa olacak ciddi açılımlar yapıldığını hatırlamakta zorlanıyorum.
Kadını evinden, ailesinden koparıp, onu kendine özgü fıtratından
uzaklaÅŸtırmayı çaÄŸdaÅŸlık, özgürlük, eÅŸitlik gibi içi aldatmalarla
doldurulmuÅŸ kavramlarla kışkırtan  kontrolden çıkmış birinci feminist
dalga,  geride telafisi imkânsız tahribatlar bırakarak yerini ikinci
dalgaya  bıraktı. Tasarlandığı ölçüde toplumda karşılığını bulamayan bu
dalga, zayıf  düÅŸürülmüÅŸ kimi kadınlarımızı baÅŸtan çıkarmayı baÅŸarmadı
deÄŸil. Evlerinden  fırlayıp gün boyu sokaklar arşınlamayı özgür yaÅŸamın
icabı sayanlar,  yaldızlı hayallerine kavuÅŸamadan nelerini yitirdiklerini
geç de olsa  anladılar. Anladılar ama yürekleri anne ÅŸefkatinden yana
yoksul düÅŸmüÅŸtü.  Kuruyan ÅŸefkatin yerinde hicran çoÄŸaltan çoraklıklar
uzamaktaydı.  Çocuklarından ayrı veya anne olmamak için direnen kadınlar
coÅŸkusu  yitirilmiÅŸ yaÅŸamların acı yalnızlığını yaÅŸar oldular. Üretime
ayarlı modern  yaÅŸam çocuklara annesizliÄŸi, annelere çocuksuzluÄŸu armaÄŸan
etti. KreÅŸler,  Çocuk Esirgeme Kurumları. Huzur Evleri, Kadın Barınakları
modern vicdanın  alttan alta intikam kaynatan canlı, sosyal sefalet
anıtlarıdır.

Hummalı coÅŸkusuyla sanayi devrimi baÅŸladığında ucuz ve yoÄŸun iÅŸ gücüne
gerek  duyulmuÅŸtu. Ä°malat hem seri hem ucuz olmalıydı. O sıralar Ä°ngiltere
ve  Fransa baÅŸta olmak üzere Feodal yapıdan Sanayi kapitalizmine geçen
Avrupa  kentlerinin sokaklarını dolduran milyonlarca dilenci fabrikaların
karın  tokluÄŸuna çalışan kol gücünü oluÅŸturdular. Günde 14-16 saat
durmaksızın  çalışıyorlardı. Yetmedi; iÅŸ gücü açığı kapatılamadı. Bunun
üzerine ev  hanımları, genç kızlar, hatta çocuklar iÅŸ gücüne katıldı.
Hızlı bir deÄŸiÅŸim  yaÅŸansa da az çok deÄŸerleri, belli yaÅŸama biçimleri
olan insanlar bu yeni  durumu tuhaf karşıladılar ilkin. Kadının çalışma
hayatına girmesi doÄŸal  olarak aile merkezli bir yaÅŸamdan uzaklaÅŸması ile
ne tür sosyal, ruhsal  çalkantıların, bozulmaların baÅŸlayacağı
kestirilemiyor deÄŸildi. Köklü,  kapsamlı deÄŸiÅŸim yaÅŸamın oturduÄŸu
temelleri derinden sarsmaya baÅŸlamıştı.  Batı, her ÅŸeyini katarak
yükselttiÄŸi yeni uygarlığını, önce ucuzlattığı  sonra da büsbütün yıkıp
yok ettiÄŸi ruhun, aklın, aÅŸkın, sevginin üzerine  inÅŸa etti. Bu süreçte
kadın, romanlara konu olacak trajedisini yaÅŸayacaktı.  Uzatmayalım; önce
evlere iÅŸ vermekle kadını üretim sürecine katan giriÅŸim  ‘kadının ekonomik
ve sosyal özgürlüÄŸünü kazanması’ feminist söylemiyle  toplumu kuÅŸattı.
ÖzgürlüÄŸünü kazanacak kadınlar, sabahın köründe uykularına  doyamayan
çocuklarını kreÅŸe atar atmaz yüreklerindeki ÅŸefkati  bastırarak,  hasret
acısını dindirerek koÅŸuyorlardı fabrikalara. Fabrika onları yutmak  için
aÄŸzını açmış bekleyen obur canavar!.. AkÅŸama kadar karın tokluÄŸuna kol
çevir, manivelaları zamanında indir, çarkları döndür, diÅŸlileri ayarla,
hızla boÅŸalan bantlara iÅŸ yetiÅŸtir telaÅŸesi ve kan ter içinde gün biter.
Önemli olan, üretim deÄŸerlerinin ve ritminin bozulmamasıdır; kalbinizin,
ruhunuzun ritmi bozulabilir. Önemli olan çalışma düzeninin aksamamasıdır;
huzurunuz, aÅŸkınız, inancınız, aile iliÅŸkileriniz aksayabilir. Özgür yaÅŸam
 bizden fedakarlık beklemektedir. Mesai ile birlikte gün biter ama kendisi
de  bitmiÅŸtir. Yıllar boyu süren bu didinme içinde aÅŸkı, sevgisi, ÅŸefkati
de  bitmiÅŸtir. Åžimdi o güzellikler ömürde bir defa olsun doyasıya
yaÅŸayamayacağı  kadar ulaşılmazdır. YaÅŸam yorgunu bir kadındır o. Belki
gerçekte olsa  üretimi aksatacak yasak rüyalarında, ruhunun uzak köÅŸesinde
hâlâ var olan  mutluluÄŸa dokunmaktadır. Yeni hayatın soluk aldırmayan
temposu gönlünce rüya  görmeye de izin vermez çokluk. Sıcak düÅŸleri kurulu
saatin zırıltısıyla  bıçak gibi kesilir. Yarım kalmış duygular ve
uykularla fırlar çıkarsın.  Haydi, var kılmak için nelerimizi verdiÄŸimiz
yeni kutsalımızın bizi özgür  kılan düzenini kutsamaya. O yorgunlukla, o
tükeniÅŸle ÅŸimdi modernizmin  kendisine bahÅŸettiÄŸi ve ne hikmetse rahatını
kaçırmaksızın elde edemeyeceÄŸi  özgürlüÄŸünü kutlayabilir. Sersefil ama
özgürce süren bir hayattan sonra  dinlenmek mi? Ona mezarda çok vakit
bulacaktır.

Ayrıca özgür kadın güzel olmalıdır. Çünkü o sosyal bir varlıktır. Sosyal
ve  kültürel yönü yeni yaÅŸam tarzını buna koÅŸut olarak yeni kadın tipini
benimsemesiyle olacaktır. O bu haliyle güzel deÄŸildir. Oysa bütün gözler
onun üzerindedir. Bu aÅŸamadan sonra artık sadece eÅŸine ve çocuklarına da
ait  deÄŸildir. ToplumsallaÅŸmanın gerektirdiÄŸi görünüm, kiÅŸilik ve
donanımda  olmalıdır. Genel kabullere uyumsuzluk kendine ilgiyi azaltır.
Bu noktada  kadınsı cazibe çok önemlidir. Kadınlık bilinci öncelikle
varlığının  cazibesini fark etmekle mümkündür. Moda yeni yaÅŸamın
beÄŸenileriyle oluÅŸan  tarzdır. Uyumsuz olmamak için beÄŸenileri önemsemek,
öncelikleri beÄŸenilere  göre belirlemek gerekir. Ä°ÅŸte özgür, haklarının
bilincinde, güzel ve bakımlı  kadın çıktı ortaya.  Derken kadın, sadece
yeni kapitalist sınıfın para  kazanmak uÄŸruna hiçbir insani deÄŸer
tanımayan hırsı için ezilmekle kalmamış,  ayrıca kapitalizmin Pazar
alanına dönüÅŸmüÅŸtür.

Bu gün gelinen noktada modern yaklaşım sadece kadın için deÄŸil insan için
hiçbir ontolojik izah yapamamaktadır. Kadın olsun erkek olsun insan,
manasız  bir yaÅŸam içinde boÅŸ hayallerle avunmaktadır. Ä°nsan anlam
derinliÄŸini,  asaletini yitirmiÅŸtir, yitirmek üzeredir. Ä°lk evrede
aldatılarak sömürülen  kadın ruhunun güzelliÄŸinden soyulmuÅŸ, ikinci evrede
çırçıplak tensel varlığı  piyasaya pazarlanarak doÄŸrudan aldatıcı bir
figüre dönüÅŸtürülmüÅŸtür. Åžimdi o  deÄŸer olarak hiçleÅŸtirilmiÅŸ varlığıyla
ÅŸehevi zevklerin tatmin aracı  yapılmıştır. Kapitalizm iliklerine kadar
sömürüye ve pazarlamaya elveriÅŸli  hale getirdiÄŸi kadını özgürlük
yalanlarıyla aldatmayı sürdürebilmektedir.

Kadına son tahlilde cinsel bir obje olmanın ötesinde anlam yükleyemeyenler
 ona tarihinde en aÅŸağılık muameleyi reva görmüÅŸlerdir. Kadının maddi-
manevi  tüm varlığı sömürü, istismar, yaÄŸma, talan ve kazanç alanına
dönüÅŸtürülerek  hiçleÅŸtirilmiÅŸ, aÅŸağılanmıştır. Kadının (ve payına düÅŸtüÄŸü
kadarıyla  erkeÄŸin) onuru ayaklar altına alınmıştır. EÄŸer ‘kadının Adı
Yok’sa bu  sebeple ve bu geliÅŸmeler sebebiyle yoktur.

Televizyon ve gazetelerde kadınlar günü etkinlikleri gösterilerinde
taşınan  pankartlar bastırılmış bir ruhun açığa çıkması gibiydi. O
pankartlardan  bazılarında ‘Evlilik izini uzatılsın’, ‘Çocuklarımızı
emzirmek istiyoruz’,  ‘Çocuklarımızla daha çok birlikte olmak istiyoruz’
gibi sloganlar vardı. Galiba gün görmemiÅŸ kadınların vicdanı ayaÄŸa
kalkıyor.
Kadınlar bir anne olarak, eÅŸ olarak, sevgili olarak yere düÅŸerlerse orada
uygarlık yere düÅŸer. Çünkü kadın yaÅŸamın ana öÄŸesi, kurucu ve koruyucu
unsurdur. Kadını oyuncak haline getirerek aÅŸağılayanlar, gerçek anlamda
aşağılık olanlardır.
(*)-Bu yazı 10 Mart  2006 tarihli Yeni Åžafak’da ‘DüÅŸünce Gündemi’
sayfasından alınmıştır.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 08-03-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
122441470 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net