26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Sorun...Sınava Endeksli EÄŸitim Modelinden Kaynaklanıyor
Sorun...Sınava Endeksli Eğitim Modelinden Kaynaklanıyor PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar Prof. Dr. Ä°brahim OrtaÅŸ, Çukurova Ãœniversitesi,   
09-04-2011

YGS'de Sorun Sınav Åžeklinden Çok Sınava Endeksli EÄŸitim Modelinden Kaynaklanıyor

                                       Prof. Dr. Ä°brahim OrtaÅŸ, Çukurova Üniversitesi,
Yetkililerin Açıklamalarının Sınava Girenleri Tatmin EtmediÄŸi Görülüyor
OSYM'de yapılan sınavın basına yansıyan kitapçığının cevap anahtarındaki matematik sorularının cevap anahtarının basit bir sıralama ÅŸifresi ile 40 sorudan 37 sorunun doÄŸrulanması bir anda milyonlarca insanı ÅŸaÅŸkına çevirmiÅŸtir. Her gün yeni yeni algoritmaların (ÅŸifre) var olduÄŸunun belirlenmesi ve yetkililerin yaptıkları açıklamaların çeliÅŸki teÅŸkil etmesi sorunu iyici karmaşıklaÅŸtırmıştır. ÖSYM yetkilileri konuya yalanlama getirseler de bu açıklamalar öÄŸrencileri  
ve velileri tatmin etmemiÅŸe benziyor. Her ne kadar devlet yetkilileri "tatmin olduklarını" açıklasalar da, bizler de konuyu çetrefilli durumunu anlamaya çalışsak da, öÄŸrencilerin tatmin olmadığı anlaşılıyor. Aldığımız yüzlerce e-posta 17-18 yaÅŸ arasındaki yüz binlerce öÄŸrencinin bu yaÅŸlarda haklarının yenildiÄŸi duygusuna kapılması çok üzüntü verici. Üniversite birinci sınıfındaki öÄŸrencilerimin benim görüÅŸümü sormasına karşı soru ile siz ne düÅŸünüyorsunuz dediÄŸimde gençlerin neredeyse tamamı kuÅŸku taşıdıklarını belirttiler.

Aydınlatıcı bir açıklama yapılmadığı sürece bu kuÅŸku ileride de devam edecektir.
DoÄŸaldır ki insanlar ÖSYM'nin basına verdiÄŸi kitapçıkta gördükleri durumu dikkate almaktadırlar. ÖSYM baÅŸkanı birkaç kitap çıkarıp durumun denildiÄŸi gibi olmadığını basının önünde gösterebilseydi daha iyi olurdu.

Devlet Tarafsızlığına Olan Güven Zedelenebilir.
Son yıllarda sık sık devlet kurumlarının güvenilirliÄŸi deÄŸiÅŸik kurum ve ÅŸirketlerce test edilir. Bunlardan biri son zamanlara kadar ÖSYM idi diye düÅŸünüyorum. Ne yazık ki benim de çok önemsediÄŸim ÖSYM Kurumu, Polis Koleji sınavlarında soruların sızdırılması ve geçen yıl yapılan KPSS ve YGS-LYS sınavına kadar objektif kabul etmekteydim. Ancak yine ne yazık ki KPSS'de kopya olayının açıklığa kavuÅŸturulamaması ve arkasında bu muÄŸlâk sınav ÅŸifrelenmesi hepimizin kaygılarını artırmıştır. KPSS sonuçlarındaki kopya iÅŸlemini yapanlar ve bu sınavdan yarar görenler kimlerdir? Bu iÅŸlemin arkasında kimler vardı? Bu iÅŸin arkasında basit bir çıkar çetesi mi yoksa baÅŸka ideolojik güç mü var sorusu açıklığa kavuÅŸmadığı için toplumda kuruma ve geleceÄŸe olan güven zedelenmiÅŸtir.

Ancak son birkaç sınavda soruların dışarı sızdırıldığının ifade edilmesi gençliÄŸin devlete olan güvenini zedelemiÅŸtir. Benim 85 yaşındaki amcam halen haberleri TRT'de dinlemesine devletin verdiÄŸi haber doÄŸrudur inancı ile izlemektedir. Hepimizin ortak sorunlarının devlet organları tarafından tam bir tarafsızlık ve objektiflik içinde yürütmesi beklenmektedir. Devletin objektifliÄŸinin veya bir gurubun leyine taraf olduÄŸu duygusunun yayılması telafisi mümkün olmayan sosyal sorunlar yaratacaktır. Bu baÄŸlamda yetkililerin kamu adına görevi bu güveni saÄŸlamaktır. Bu güveni veremezsek ileride iÅŸin içinden çıkılmaz ve çok daha büyük sorunlar yaÅŸarız.

Yeni Bir Umudun Mutlaka Yaratılması Gerekir
Bizlerin öÄŸrencilerimize çalışmayı, çalışkanlığı ve hak ederek bir yere gelme söylemlerimizin havada kalacağı anlaşılıyor. Bu baÄŸlamda bu sınavda bir haksızlık yapıldı mı yapılmadı mı bir yana gençlerin bu duyguya kapılması sınavdan çok daha önemli bir konu.

Ülkemizde ayrışımın hızla yaygınlaÅŸtığı ve kimsenin kimseyi dinlemediÄŸi bir ortamda ülkenin gençliÄŸinin gelecekteki kaderlerini belirleyen bir sınava ÅŸaibenin düÅŸmesi çok büyük talihsizlik yaratmıştır. Bu aÅŸamadan sonra baÅŸta sınava giren öÄŸrenci ve yakınlarını ikna etmek kolay olmayacaktır.

 ÖSYM'ye olan güven önemli ölçüde zedelenmiÅŸtir. KuÅŸkuculuÄŸu ve güven iliÅŸkisi zayıf olan toplumda kafalar iyice karışık. Türkiye gibi güven iliÅŸkisinin son derece düÅŸük olduÄŸu (%6-8 çıvarında olduÄŸu biliniyor) ülkemizde konunun muÄŸlâk kalması nedeniyle gençliÄŸin geleceÄŸe saÄŸlıklı bakması beklenemez. ÇoÄŸumuzun son yıllarda gençlikte gördüÄŸümüz kısa sürede köÅŸeyi dönme, hızla yükselme ve az çalışarak çok harcama tutkularının yangınlaÅŸtığı bir dönemde kiÅŸinin geleceÄŸini belirleyecek olan bu sınavdan bir baÅŸkasının çalışmadan kendisinin önüne geçtiÄŸini düÅŸünmesi kiÅŸiyi iyice bencilleÅŸtirecek ve haksız kazanca teÅŸvik edecektir. Bu durumda bugün gördüÄŸümüzden daha kötü bir süreç yaÅŸayabiliriz.

Bundan en çok zarar gören hayatlarını okul ile dershane arasında geçiren, bir yandan zihni ve kültürel olarak zenginleÅŸemeyen, diÄŸer taraftan neredeyse ruh saÄŸlığı bozulmuÅŸ gençliÄŸin bütün hayalleri ve beklentileri zedelenmiÅŸtir.

Maalesef sorun ülkemiz çok politize olduÄŸu için oluÅŸan güvensizlik psikolojisi artık kolay kolay ortadan kalkamayacak niteliktedir. Ancak umutları tüketmeden yeni modellerin önerilmesi kaçınılmaz olmuÅŸtur. Siyasetin yapması gereken en önemli görevi bu güveni yeniden yaratmak olmalıdır

Farklı Kitapçıklar ve Farklı Şıklandırma EÅŸitsizlik Yaratır, Åžüpheler Artar
ÖSYM yetkililerinin yaptığı açıklamada her aday için ayrı bir kitapçık hazırlandığı belirtiliyor. Tabii sorular aynı fakat soruların yerleri farklı olabilir. Cevap anahtarları da herhalde tesadüfen olamaz ancak bilgisayar üzerinde algoritma ile kombinasyonlar yaratılmış olabilir.

Ayrıca bu ÅŸifrelenme iliÅŸkisi nasıl fark edildi. Bir ihbara göre mi yoksa ortalıkta dolaÅŸan dedikodular sonucu mu Artvinli öÄŸrenciler ve Avukat konuyu açıklığa kavuÅŸturdu. Bu konunun da dikkate alınarak toplumun aydınlatılması gerekir.

Sorular Konu BütünlüÄŸü Ä°çinde Sorulmalı Ve EÅŸitlik Ä°lkesi SaÄŸlanmalıdır.
Ayrıca farklı kitaplar ve şıklandırma da eÄŸitim tekniÄŸi açısından uygun deÄŸildir. Bir öÄŸrenciye kolay bir soruyla, diÄŸerine zor soruyla; bir öÄŸrenciye doÄŸrusal akan şıklarla diÄŸerine karışık şıklı gelmesi uygun olmadığı gibi adil de daÄŸîldir.

Eski ÖSYM BaÅŸkanı Ünal YarımaÄŸan YGS'de ÅŸifreli kopya iddialarıyla ilgili CNN TÜRK'e verdiÄŸi mülakatta, "Sorular ünite bazında zorluk derecesine göre sıralanır, şıklar da rastgele deÄŸiÅŸtirilemez, büyüyen sırada olmalı. Bizim dönemimizde 10 tane kitapçığı bile bu kurallara uyarak zor oluÅŸtururduk" ifadesini kullandılar. EÄŸitim uzmanları konuyu mutlaka hatırlatmış olmaları gerekirdi.

EÄŸer bir öÄŸrenci zor soru ile baÅŸlıyorsa ilk karşılaÅŸacağı psikolojik zorluk ile kolay soru ile baÅŸlayan öÄŸrencinin sınava coÅŸkulu baÅŸlaması arasında da farklılık yaratmış olacaktır.

Sorun Hayatın Sınava Endekslenmesi
1974 yılından beri ilk defa kiÅŸiye yönelik sınav kitapçık anlayışı önemli ancak manipülasyona açık olması nedeniyle kaygıların artmasına neden olmuÅŸtur. Ayrıca kiÅŸiye özel kitapçıkların ortamda dolaÅŸan söylentiler nedeniyle ÅŸüpheleri azaltmaz, aksine artırır. Ä°statistiksel ve olasılık hesaplaması ile kaç soru kitapçığı oluÅŸturuldu. Bu kitapçıklardan kiÅŸiye özel olanlardan acaba belirli kiÅŸilere ÅŸifreli olanlar mı dağıtıldı gibi kuÅŸkuların araÅŸtırılması zor ve uzmanlık isteyen bir süreç.

Son otuz yıldır neredeyse tümden sınava endeksli bir yaÅŸam biçimi oluÅŸtu. Her ailede neredeyse bir travma yaÅŸanmaktadır. Kendi başına milyar doları aÅŸan bir dershane sektörü, özel okullar özel dersler yanında içi boÅŸaltılmış bir eÄŸitim kurumu oluÅŸmuÅŸ. Bunun sonucunda gençliÄŸin bilgi bikrimi ve kültürel alt yapısı saÄŸlanmamış ve tamamen sınavlara yönelik bir test tekniÄŸi tüm öÄŸrenim sürecine yaygınlaÅŸmış bulunuyor.

Ne yapılmalıdır?
Bu konuda üniversitelerin üreteceÄŸi modellerin dikkate alınması gerekir. Bu konuda üniversitelerin bu konuları çalışan uzmanlarından oluÅŸan bağımsız bir ekip zaman kaybetmeden sistemi baÅŸtan sona irdelemeli. Eksikleri ve bu sınavda sorun olup olmadığını ve varsa sorumluları belirlemeli. GeleceÄŸe yönelik güven verilmelidir.

2011 YGS Sınavı Yok Sayılabilir
Sınav Konu yargıya intikal etmiÅŸtir. Ancak yargı ÅŸu veya bu ÅŸekilde bir cevap verecektir. Bu aÅŸamayı beklemeden oluÅŸan kaygıyı giderecek ÅŸekilde ya sınav yok sayılmalı yada bu sınavın nihai sonuca etkisinin minimize edecek, belki okul baÅŸarısı dikkate alınacak bir baÅŸka yola baÅŸvurulabilir. Bu konuda uzamanlar daha saÄŸlıklı fikirler üretebileceklerdir.

Sınav BaÅŸarısından Çok ÖÄŸrencilerin Genel BaÅŸarısı Sorun
Test teknikli ve üniversite sınavını kazanmaya yönelik eÄŸitim maalesef öÄŸrencilerimizin kendilerini yetiÅŸtirmediÄŸi görülüyor. ÇoÄŸu öÄŸrenciye çok basit bir soru ile genel kültürünü sorguladığınızda gençlerin yetersiz deÄŸil olaylardan ve olgulardan bihaber olduÄŸunu göreceksiniz. Bence öÄŸrencilerin bu durumu daha da önemlidir.
Mevcut Hali Ä°le ÖÄŸrencilerin ÇoÄŸunluÄŸu Üniversiteyi Okuyacak Düzeyde Lise Donanımı Ä°le Üniversiteye Gelemiyor. Sistem Yeniden Sorgulanmalıdır
Bu sınavlarda kopya veya ÅŸifrelenme ile haksız bir ÅŸekilde üniversitelerin birimlerini kazansalar bile bu öÄŸrencilerin nasıl okuyacakları ciddi soru iÅŸaretidir. Biraz da konuya bu açıdan bakmak gerekir. Bu kiÅŸiler üniversiteyi bitirse bile bu ülkeye ne tür faydası olacaktır.

Bu baÄŸlamda Orta ve Lise öÄŸretimi sınav endeksli yapıdan kurtarılıp, geleceÄŸin yetiÅŸkin bireyleri endeksine kaydırılmalıdır. En azından liseyi bitiren bir gencin ülkesini tanıması, dünyayı tanıması, temel fizik, kimya, biyoloji yasaları yanında sanattan edebiyata kadar genel kültüre sahip olması için eÄŸitim yeniden yapılandırılmalıdır. Amaç iyi eÄŸitilmiÅŸ ve donanımlı bir insan yetiÅŸtirme olmalıdır. Her ÅŸeyin sınava endekslendiÄŸi bir yapıda hele olay siyasalaÅŸtığı kuÅŸkusu da kondurulmuÅŸsa güvensizlik daha da artacaktır. Bu son karmaşık yapı ile ortaya çıkan basit ÅŸifreleme geleceÄŸe yönelik endiÅŸe ile kiÅŸilerin kendilerini eÄŸitmek için çalışmak yerine sınavı kazanmak için her yolun mubah olduÄŸu bir yapıya dönüÅŸecektir ki bu durum ülkemiz için tehlikeli bir gelecek oluÅŸturacaktır. Umarım gençliÄŸimiz yinede çalışarak özgüvenle geleceÄŸe bakar.

Üniversite Ä°ÅŸ Kapısı Olarak Görülüyor
Bu sınavın ülkemizde uzun zamandır çok önemsendiÄŸinin ve bununda YükseköÄŸretimdeki arz ve talep arasındaki dengesizlikten kaynaklandığını belirtilmiÅŸtir. Ä°ÅŸsizliÄŸin resmi olarak %12-13 gayrı resmi olarak % 20'ye kadar yükseldiÄŸi bir dönemde herkes geleceÄŸini iyi bir eÄŸitim ve ekmek kapısında aramaktadır. Çok az sayıda kiÅŸi üniversite ortamının iÅŸ kapısı deÄŸil bilim ve felsefi tartışma ortamı olarak görmektedir.

Tamamen sınav kazanmaya endekslenmiÅŸ bir eÄŸitim sisteminde gençler bir adım öne geçmek isteyebilir. Bu anlayış devam ettikçe bu tür giriÅŸimler de olacaktır. Hele bir de iÅŸin içine daha geniÅŸ boyutlu suç çeteleri ve kalpazanlar girerek geniÅŸ bir kesimi öne geçirirse o zaman da sorun toplumsal huzursuzluÄŸa kadar yayılır.

Sınavdan Çok EÄŸitim Sistemi Sorgulanmalıdır
Bugün ÖSYM tarafından yapılan YGS güvenle yapılsa da Türkiye eÄŸitimin sorunları bitmeyecektir. Asıl problem bizim eÄŸitim sistemimiz insanı eÄŸitmemektedir. Ülkemiz ne yazık ki geleceÄŸin insanını eÄŸitmediÄŸi için ileride ciddi sorunlar yaÅŸayacağı kaçınılmazdır.

EÄŸitim uzmanlarının batıda örneklerini gördüÄŸümüz okulöncesinden baÅŸlayarak kiÅŸilerin yeteneklerini göre aÅŸağıdan yukarıya doÄŸru eÄŸitilmek yanında yeteneklerine göre branÅŸlaÅŸmasının saÄŸlanmasıdır. Åžu ana kadar herkesi aynı potada tutmaya çalışmamızın bir iÅŸe yaramadığı artık gün gibi aÅŸikâr.

Okulöncesi, ilk ve ortaöÄŸretimi mutlaka ciddi ve fonksiyonel olmalı ve kiÅŸilerin yeteneklerine göre ÅŸekillenmeli ve eÄŸitim kalitesi sınav kaygısının önünde olmalıdır. Ä°yi bir lise eÄŸitimi ile yükseköÄŸretime üniversiteyi okuyacak bilgi ve yetenekteki öÄŸrenci gönderilmedir.

Yetenek sınavları daha çok önemsenmeli, yetenekliler arasından da baÅŸarılı emek vermiÅŸler seçilmelidir. Asıl sınav bu eksende yapılmalıdır.

Yapılması gerekenler nedir dendiği zaman,
1.EÄŸitim öÄŸretim birliÄŸi yeniden saÄŸlanmalı. Zorunlu eÄŸitim 11 yıla çıkarılmalı, orta eÄŸitmeden sona Liseye gidecek öÄŸrenciler için orta öÄŸretim baÅŸarı notuna baÄŸlı belirli bir baraja uygun lise eÄŸitimi alacak öÄŸrenciler belirlenmelidir. Liseye gidecek öÄŸrenciler toplam öÄŸrencilerin % 30'undan fazla olmamalı ve Liseye giden öÄŸrenciler Üniversite eÄŸitimine temel olacak ÅŸekilde eÄŸitimden geçmelidir. DiÄŸer öÄŸrenciler meslek liselerine yönlendirilmelidir.

2.Dershaneler kaldırılmalıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde olamadığı kadar neredeyse normal okullardan çok dershanenin olduÄŸu ülkemizde öÄŸrencilerin her alanda yetersiz ve etkin olmayan bir eÄŸitim ile öÄŸrencilerin zamanı ve beyinsel zenginleÅŸmesi elinden alınmaktadır.

Daha önce de önerdiÄŸim gibi dershaneler okula dönüÅŸtürmelidir. ÖÄŸretmenler için de baÅŸarılı olanlar meslek yüksek okullarına okutman olarak alınmalı, diÄŸerleri Milli EÄŸitime aktarılmalıdır. Ancak bugünkü maaÅŸ yerine öÄŸretmenlerin yaÅŸam standartlarına ve toplum içindeki saygınlığına uygun bir maaÅŸ verilmelidir.

Böylece dershane öÄŸretmenlerinin gönül rahatlığı ile tekrar eÄŸitim kurumlarına geçmesi saÄŸlanır.

3.Üniversiteye giriÅŸ bir iki seanslı sınava endekslenmemelidir. Okul baÅŸarısı ve yılsonu olgunlaÅŸma sınavı ÅŸeklinde yapılacak genel bir sınav sonucuna göre üniversitelerin öÄŸrenci alması saÄŸlanmalıdır.  Batıda olduÄŸu gibi öÄŸrencinin bilimsel proje ve sosyal baÅŸarıları belirli oranda sisteme ilave edilebilir.

Sonuç olarak ülkemizin milli bir sorunu olan geleceÄŸin saÄŸlıklı yetiÅŸmiÅŸ ve her yönü ile donanımlı geleceÄŸi olan insan yetiÅŸtirme konusu halen sorunlu. Sorunun siyaset üstü yaklaşımla çözülememesi beraberinde bugün yaÅŸanan pratik sonuçları doÄŸurmuÅŸtur. Son 60 yılda siyaset bu kadar eÄŸitim dokusu ile oynamasaydı sanırım bugün bu konular daha az konuÅŸulurdu.

Her ÅŸeyden önce de insanına güvenen ve güven toplumları oluÅŸturabilmemiz gerekiyor. Bu görev ise sadece ÖSYM'yi deÄŸil, tüm yönetimi ve toplumu yakından ilgilendiriyor. ÖrneÄŸin ÖSYM BaÅŸkanının ataması bile sonuçta böyle bir güvenin oluÅŸup oluÅŸmaması açısından önemli bulunuyor. Bugünkü görünüm büyük masraf ve emeklerle gerçekleÅŸtirilmiÅŸ bir sınavın büyük bir güvensizliÄŸe dönüÅŸmüÅŸ olmasıdır ki, elde sıfır deÄŸil eksi kalmıştır. Milyonlarca öÄŸrenci ve ailelerin yaÅŸadığı bu durum uzun sürede geçmeyecektir. Alınganlık göstermeden üniversitelerin konu ile ilgili uzmanlarından oluÅŸan bir grup konuyu incelemeli ve gerekirse bu sınav yok sayılmalı ve geleceÄŸe yönelik güven ve umut yaratılmalıdır.

UmutsuzluÄŸun ve güvensizliÄŸin yaratacağı sonuç hepimize telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.

                                                                             8 Nisan 2011, Adana

Yorum
Ali Nesin Diyor ki Bu Konuda:
Yazar admin açık 2011-04-11 16:03:20
Ãœniversiteye giriÅŸ üniversitelere bırakılmalı 
 
YÖK ve Milli EÄŸitim Bakanlığı kendilerini laÄŸvetsin, eÄŸitim sistemi bugünkünden çok daha iyi çalışır, emin olun! Ama eÄŸer başımızdakilerin YÖK’ü ve MEB’i laÄŸvetmeye gönlü razı olmuyorsa, o zaman üniversiteleri özgür bıraksınlar, üniversiteler istedikleri gibi öğrenci alabilsinler...  
 
Siz olsaydınız bu soruları nasıl hazırlardınız? 
 
Ben olsa mıydım? Allah korusun ve yazdıysa bozsun! Hiç öyle bir iÅŸ yapmak istemem. Benim yapacak baÅŸka iÅŸlerim var ve zaten bu sistemin bir parçası olmak, bu sisteme hizmet etmek istemem. 
 
Neden? Bu sistemin nesi var? 
 
Çocuklara ve gençlere aman vermeyen bir sistem. Çocukların hafta sonları yok, akÅŸamları yok, yaz tatilleri yok... Gece gündüz sınava hazırlanıyorlar. Ya okul, ya dershane, ya ödev... Hiçbir eÄŸitim sisteminin çocukları böyle bir iÅŸkenceden geçirmeye hakkı yoktur. SaÄŸlıklı bir gençlik yetiÅŸmez bu yönemle. Gençlerin gezmeye, dolaÅŸmaya, eÄŸlenmeye, hobilerine zaman ayırmaya, dalga geçmeye hakları ve ihtiyaçları vardır. Biz büyüklerin de çocukların ve gençlerin maruz kaldığı çalışma temposunda yaÅŸadığımızı düşünsenize... BaÅŸ kaldırırız, sisteme lanet okuruz, ayaklanırız... Olmaz böyle bir ÅŸey. Bu yanlış bir an önce sona ermeli. 
 
Peki yerine ne konmalı, doÄŸrusu ne? 
 
Ben eÄŸitbilimci deÄŸilim. DoÄŸru sistemi bulmak benim görevim deÄŸil. Ama var olan sistemin yanlış olduÄŸunu anlamak için eÄŸitbilimci olmaya gerek yok. YÖK ve MEB kendilerini laÄŸvetsinler, hiçbir sistem olmasın, eÄŸitim sistemi bugünkünden çok daha iyi çalışır, emin olun! Ama eÄŸer başımızdakilerin, YÖK’ü ve MEB’i laÄŸvetmeye gönülleri razı olmuyorsa, o zaman üniversiteleri özgür bıraksınlar, üniversiteler bazı kıstaslara uymak koÅŸuluyla istedikleri gibi öğrenci alabilsinler... Kimi sınavla alır, kimi mülakatla, kimi dosyayla, kimi lise not ortalamasıyla, kimi kendi lisesinden doÄŸrudan alır, kimi ise hepsinin karışımı bir sistemle... Aslında devletin düzenlediÄŸi YGS, ÖSS gibi sınavlar üniversiteye giriÅŸ sınavları deÄŸiller, bunlar özünde lise bitirme sınavlarıdır, ne de olsa lisede okutulan sorulardan geliyor sorular. Liseyi bitirmek baÅŸka, üniversiteye girmek baÅŸka. ÖSS türü sınavlar lise bitirme sınavına dönüştürülmelidir. Ãœniversiteye giriÅŸ ise üniversitelere bırakılmalıdır. Ãœniversiteler aralarında birleÅŸip kendi özel sınavlarını da yapabilirler. Böylece sorumluluk da devletin üstünden kalkar. 
 
O zaman haksızlıklar olmaz mı? 
 
Olabilir tabii, muhtemelen de olur. Sanki bu sistemde haksızlık olmuyor mu? Trafik kazası olur diye arabalar yasaklanmıyor herhalde. Her ÅŸey mümkündür. Hiçbir sistem mükemmel deÄŸildir. Özellikle özgürlükten yararlananlar çıkacaktır. Ama bu özgür sistemin o kadar yararı olacaktır ki, yararları zararlarına fark atacaktır. 
 
Özgürlükten yararlananlar çıkacaktır derken ne demek istiyorsunuz?  
 
EÄŸer kimsenin yasadışı bir ÅŸey yapmasını istemiyorsanız, herkesin başına bir polis dikersiniz - tabii o polislerin de başına bir polis dikmek gerekir - her yeri kameralarla donatırsınız, hatta hatta bazı dönemlerde olduÄŸu gibi sokaÄŸa çıkmayı yasaklarsınız. Özgürlük, özellikle eÄŸitim seviyesi düşük ülkelerde bazı sorunlara yol açabilir. Mesela önerdiÄŸim yöntemle bir üniversite parası olanları ya da siyasi nüfuzu olanların çocuklarını kayırmaya kalkışabilir. Bunu da önlemenin, denetlemenin yolları vardır. Sorunlar her zaman olur, önemli olan sorunlarla baÅŸa çıkabilmektir. Türkiye hiçbir zaman özgürlüğü tadamadı. Özgürlüğün tadını alsa bir daha vazgeçemez. 
 
Ä°sveç, Norveç gibi özgür addettiÄŸimiz ülkelerde sistem nasıl? 
 
1977’de Fransa’ya üniversite okumak için gittiÄŸimde hiçbir üniversiteye kayıtlı deÄŸildim. Elimi kolumu sallaya sallaya bir üniversiteye gittim ve kaydolmak istediÄŸimi söyledim. Lise notlarım, denklik belgelerim, pasaportum filan her ÅŸey vardı. Oturma iznim bile henüz yoktu galiba. Ãœniversitede yer de vardı. Hemen kayıt oldum! O ülkelerde sistemin ÅŸimdi nasıl olduÄŸunu tam olarak bilmiyorum ama üniversiteye gitmek isteyen öğrenci sayısı bu kadar çok olmadığı için sanırım benim söz ettiÄŸim yöntemle üniversiteye giriÅŸ yapılıyor. Fransa’da ÅŸimdi artık üniversiteler öncelikli olarak kendi ÅŸehirlerinde oturan öğrencileri kabul ediyorlar. Türkiye’nin sorunu üniversite okumak isteyen gençlerin sayısının çokluÄŸu. Bu gençlerin birçoÄŸu aslında meslek liselerine ve meslek okullarına kaydırılmalı. Ne Türkiye’nin bu kadar çok üniversite mezununa ihtiyacı var ne de üniversite okuyacak bu kadar çok genç... Birçok üniversitenin birçok bölümü aslında sadece bir meslek okulu. Ãœniversite adı altında meslek okulu açılıyor. Bunu eleÅŸtirmek için söylemiyorum, o üniversiteler de bir zaman sonra palazlanır ve gerçek bir üniversite kimliÄŸine bürünür. Ama yapılması gereken öncelikle meslek okullarını daha cazip hale getirmek, ki üniversite okumak isteyen öğrenci sayısı azalsın. Ne kadar demokratik olur bilmiyorum ama, eÄŸer mevcut düzenin içinde kalınmak isteniyorsa, bir baÅŸka seçenek şöyle olabilir: ODTÃœ, BoÄŸaziçi, Ä°stanbul Ãœniversitesi gibi kendini kanıtlamış bazı üniversiteler için ayrı bir sınav yapılabilir. Ya da ülkenin üniversiteleri coÄŸrafyaya göre sınıflara ayrılabilir ve her sınıf için ayrı bir sınav yapılabilir. Mevcut düzenin en büyük kusuru had safhada merkezi olması. Her ÅŸeyin en iyisine, en güzeline, en doÄŸrusuna tek elden Ankara karar veriyor. Ama “Small is beautiful” demiÅŸler... 
 
Siz yine Taraf’ta yayınlanan demecinizde, “EÄŸer ÖSYM’nin başına matematikten, algoritmadan ve ÅŸifrelemeden anlamayan birini getirirseniz olacağı iÅŸte budur! Fırsat yakalamışken, TÃœBÄ°TAK’ın başına da bilimden anlayan birinin getirilmesi gerektiÄŸini söyleyeyim” diyorsunuz. Sorun sadece ÖSYM’nin başında matematikten anlamayan birinin olması mı? Sizce bu neden kaynaklanıyor? KadrolaÅŸmadan mı? 
 
Evet, öyle tahmin ediyorum. KadrolaÅŸma sadece bu hükümetin deÄŸil, tüm hükümetlerin yaptığı bir ÅŸey. Galiba Türkiye’de iktidar olmanın doÄŸal sonucu, bazı güç dengelerini korumak amacıyla ya da bazı güç odaklarına teÅŸekkür mahiyetinde iktidardan pay vermek. Bunun baÅŸka bir açıklamasını bulamıyorum. Bu da yeterince demokratikleÅŸmediÄŸimizin bir göstergesi. Tabii bu hükümet 9 yıldan beri baÅŸta olduÄŸu için, kadrolaÅŸma daha çok yapılmıştır ve daha fazla göze çarpıyor. Mesela Ali Demir hangi nitelikleriyle ÖSYM’nin başına getirildi? Ya da Nüket YetiÅŸ neden TÃœBÄ°TAK’ın baÅŸkanı? Bu kiÅŸilerin deÄŸerli olmadıklarını söylemek istemiyorum. Mutlaka deÄŸerlidirler, ne de olsa belli bir aÅŸamaya gelmiÅŸler. Belli aÅŸamaya gelen her kiÅŸinin de mutlaka diÄŸerlerine göre bir üstünlüğü, kendisini özel kılan bir niteliÄŸi, bir deÄŸeri vardır. Ama her deÄŸer yerinde deÄŸerlidir. Benim alanım matematik, ben bu alanda deÄŸerliyim, eÄŸer bir deÄŸerim varsa, ama beni TÃœBÄ°TAK ya da Futbol Federasyonu BaÅŸkanı yaparsanız beÅŸ para etmem. KadrolaÅŸmanın kendisi zaten kötü bir ÅŸey de, kadrolaÅŸmanın ötesinde bir de niteliÄŸi uymayan kiÅŸilerin bazı konumlara getirilmesi çok daha kötü. Türkiye’nin aleyhine oluyor bu. Ne yazık ki yazıp çizilerek çözülecek bir sorun da deÄŸil. Ä°ktidara gelme sürecinde benim bilmediÄŸim temel bazı deÄŸiÅŸiklikler olmalı. 
 
http://haber.gazetevatan.com/turkiyenin-sorunu-kutuplasma-ygsnin-sorunu-kadrolasma/370332/1/Manset

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 09-04-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111690163 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net