Bilmeyen var mı?
Bahattin BÄ°LHAN 
Åžu tarihi gerçekleri bilmeyen var mı? -Hz. Ömer, Hz. Ali’nin damadıdır. (1) -Hz. Peygamber (as), yerine geçecek halife atamamıştır (2) -Hz. Ali, Hz. Ebu Bekir’e bîat etmiÅŸ, O’na uyarak namaz kılmıştır. -Hz. Ali, Hz. Ebu Bekir’in can dostu ve müÅŸaviridir. -Hz. Ali, bir oÄŸluna Ebu Bekir adını vermiÅŸtir.(3)
-Hz. Ali, bütün icraatında Hz. Ebu Bekir’i desteklemiÅŸtir,
-Hz. Ali, Hz. Ebu Bekir’in yardımcısıdır.
-Hz. Ebu Bekir, Fedek arazisini kamulaştırmıştır.
-Hz. Ali de bu uygulamayı uygun görmüÅŸ, oyguamıştır.(4)
-Hz. Ali, Hz. Ömer’e herkesten önce bîat etmiÅŸtir.
-Hz. Ali, senelerce Hz. Ömer’e uyarak namaz kılmıştır.
-Hz. Ali, bir oÄŸluna “Ömer” adını vermiÅŸtir. (3)
-Hz. Ali, hilafeti boyunca Hz. Ömer’in müsteÅŸarıydı.
-Hz. Ali, Ömer’in bütün icraatına hayrandı, destekçiydi..
-Hz. Ali, Hz. Osman’ın amcazadesidir.
-Hz. Ali, Hz. Osman’ın bacanağıdır.
-Hz. Ali, bir oğlunun adını Osman koymuştur.(3)
-Hz. Ali, Hz. Osman’a bîat etmiÅŸ, O’nu imam tanımıştır.
-Hz. Ali, Hz. AiÅŸe’nin elini öpmüÅŸ, ve Ona “Anne” demiÅŸtir. (5)
-Hz. Ali, ashabın hepsini sevmiş ve onlara sadık bir yar olmuştur.
-Hz. Ali, kendi soyu için bir “hanedanlık” kurmamıştır. (6)
-Hz. Ali, “Benden sonra soyumdan gelenler sizi yönetsin” dememiÅŸtir.
-Hz. Ali, “Ben diÄŸer halifelerden üstünüm” dememiÅŸtir.
-Hz. Ali, soyculuk, ırkçılık yapanları düÅŸman bilmiÅŸtir.
-Hz. Ali, müminlere imamlık yapmış, minberde hutbe okumuÅŸtur. (7)
-Hz. Ali, namaz, zekât, oruç, hac gibi ibadetleri hiç aksatmamıştır.
-Hz. Ali’nin sıcak ve uzun günlerde bile nafile oruç tuttuÄŸu olurdu.
-Hz Ali, geceleri kalkıp teheccüt namazı kılar, Kur’an okurdu.
-Hz. Ali’nin ömründe asla saz çalmadığı kesindir.
-Hz. Ali, bir çok cami inÅŸa etmiÅŸtir amma bir tek cem evi yapmamıştır.
-Hz. Ali’nin adı camilerin en yüksek noktasına iÅŸlenmiÅŸtir. (8)
Dip Notlar:
(1) Hz. Ömer, Hz. Ali’nin damadıdır.
Hz. Ali, Peygamber (as)in torunu olan kızı Ümmü Külsüm’ü Hz. Ömer’e verdi. Hz. Ömer’i çok seviyordu. Çok seviyordu ki, kızını ona verdi. SevmediÄŸi insana kızını veren biri bu dünyada var mı? MeÄŸer ki ortada bir zorbalık olsun. Ä°kisi için de böyle bir zorbalığın olacağını kabul edecek bir akıl ve vicdan var mı? Hz. Ali’nin rızası olmasa, Hz. Ömer zorla kızını alabilir mi?
Ä°kisi de dava arkadaşı, candan dosttular. Birbirini gerçekten seven dostlardı. Birbirine destek olan, yardımlaÅŸan, dayanışma içinde olan dostlardı. Bu dostluk, göstermelik, bir dostluk deÄŸildi. Hele hiç yapmacık da deÄŸildi. Ä°çten olmayan, gerçeÄŸe dayanmayan bir yapmacık sevgi gösterisi, münafıklık olur. Ä°kisini de tenzih ederiz. Her ikisi de çok üstün ÅŸahsiyet sahibi kiÅŸilikli insanlardı. Ä°kisi de Allah elçisinin arkadaÅŸlarıydı ikisi de O’na halife olmuÅŸ ÅŸanslı kiÅŸiydi.
(2)BilindiÄŸi gibi, Hz. Peygamber (as), ölümünden sonra yerine geçecek bir halife atamış deÄŸildi. Bu iÅŸi Müslümanların iradesine bırakmıştı. Müslümanlar da Peygamber’in vefatını müteakip toplanıp özgür iradeleriyle Hz. Ebu Bekir’i seçmiÅŸlerdi. Gecikmeli de olsa Hz. Ali de bu seçimi onaylamış, Ebu Bekir’e bîat etmiÅŸti. Ebu Bekir’in hayatı boyunca, ona destek olmuÅŸ, en yakınında yer almıştı.
(3) Hz. Ali, oÄŸullarından birinin adını Ebu Bekir, birinin adını Ömer, birinin de adını Osman koymuÅŸtu.
BilindiÄŸi gibi, Hz. Fatıma’nın vefatından sonra Hz. Ali çok evlilik yaptı. Çok da çocuk babası oldu. Çocuklarının otuzdan fazla olduÄŸunu söyleyen kaynaklar vardır. Adı Leyla bnt Mesut olan eÅŸinden doÄŸmuÅŸ olan bir oÄŸluna Ebu Bekir adını vermiÅŸti. Adı Ümm’ü Habib es’Sahba olan eÅŸinden
doÄŸmuÅŸ olan bir oÄŸluna Ömer adını vermiÅŸti. Ümm’ül benin bnt Hizam el-Vahidiyye adlı eÅŸinden doÄŸmuÅŸ olan oÄŸluna da Osman adını vermiÅŸti. (Bak Nur’ül Ebsar: 91) Hz. Ali’nin Ebu Bekir, Ömer ve Osman adında olan bu oÄŸulları büyüdüler, yetiÅŸtiler, Kerbela’da aÄŸabeyleri olan Hz. Hüseyin’le beraber ÅŸehit düÅŸtüler.
Bu gün Åžii/Alevi kesimde bu isimlere rastlamak mümkün deÄŸildir. Sebebi ise, ilk üç halifeye duyulan mezhebi kin! Bu kinin dayanağı ise, Ali sevgisi! Hayret! Hz. Ali de ilk üç halifeye dosttu, sevgi ve saygı duyardı. Onda kin, öfke ve nefret diye bir ÅŸey yoktu.
Bu kesimin, çocuklarına bu isimleri uygun gören ebeveyne de, bu ismi taşıyan insanlara da kinli oldukları açıktır. Hz. Ali’nin kendi çocuklarına bu ismi verdiÄŸine göre, Hz. Ali de kin duyulanların listesine girmiÅŸ olmuyor mu?
(4) Fedek arazisi, Peygamber (as)a aitti. Bu arazinin gelirini Peygamberimiz, Medine’ye gelen elçilere ikrama ayırırdı. Peygamberimiz vefat edince, bu toprak taksime tabi tutulmamış, hazine adına kamulaÅŸtırılmıştı. Çünkü Peygamberimiz (as)in böyle istediÄŸini anlatanlar vardı. Ancak Hz. Fatıma arazinin kendisine babadan intikal ettiÄŸi kanaatindeydi. Hz. Ebu Bekir, Hz. Fatıma’yı iyi karşılamış, her türlü yardımı yapacağını söylemiÅŸ, ancak bu toprakların hazineye ait olması gerektiÄŸini, Allah Elçisinin arzusunun da bu olduÄŸunu anlatmıştı.
Bu konuda Hz. Ebu Bekr’i itham etmek anlamsızdır. Unutmamak lâzım ki, Allah Elçisinin varislerinden biri de, kendi kızı olan Hz. AiÅŸeydi. Bu mirastan kızına da bir pay vermiÅŸ deÄŸildi.
Hz. Fatıma bundan alındı mı, alınmadı mı bilmiyoruz. Ancak Hz. Ali de bu görüÅŸü paylaÅŸmış olmalı ki, hilafeti döneminde bu araziyi Peygamber (as)in o günkü varisleri olan peygamber’in eÅŸlerine ve torunlarına vermemiÅŸtir.
(5) Unutmamak lâzımdır ki, Hz. AiÅŸe, Peygamber (as)in diÄŸer zevceleri gibi “ehl-i beyttendir. Ä°lmî seviyesinin diÄŸerlerinden üstün olduÄŸu, çok hadis bildiÄŸi, fıkıh bildiÄŸi, Kur’an’a vakıf olduÄŸu bilinmektedir. Peygamber (as)in de Hz. AiÅŸe’yi fazla sevdiÄŸini hepsi biliyordu. Onun içindir ki, son hastalığında, diÄŸer zevceler, AiÅŸe lehine kendi haklarından vazgeçmiÅŸlerdi. Hz. Peygamber (as)in de onların bu anlayışına memnun kaldığını anlamışlardı. Bütün Müslümanlar, Peygamber zevcelerini “valide” bilmekle yükümlüdürler. Müslümanların bu anlayışının kaynağı Kur’an’dır. Bu bakımdan, Hz. Ali de, Peygamber zevcelerini elbette anne biliyordu. Kur’an ÅŸöyle diyordu:
“Peygamber, müminlere kendi öz benliklerinden daha yakındır. Peygamber’in eÅŸleri de müminlerin anneleridir. Akraba olanlar, Allah’ın kitabına göre (miras bakımından) birbirine muhacirlerden ve Ensardan daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız müstesnadır. Bu, kitapta satırlara geçirilmiÅŸtir” (Ahzab: 6)
GörüldüÄŸü gibi, Allah’ın kitabı, Peygamber (as)in eÅŸlerini, müminlerin anası saymıştır. “Ehl-i beyt”, ev halkı anlamında ise, bir insanın nikâhlı eÅŸi, nasıl evinin adamı olmaz? Evin hanımını ev halkı saymayacak bir hukuk sistemi dünyada var mı? Adalet konusunda göz kamaÅŸtırıcı örnekler veren Peygamberimiz, eÅŸlerini evin adamı saymayacak mı, onları aileden dışlayacak mı? Evin eÅŸi, evin sıradan bir ferdi deÄŸil, evin orta direÄŸi, diÄŸer üyelerin anası deÄŸil mi? Analara ihsanda bulunmanın gerekli olduÄŸu da birçok ayette belirtilmiÅŸtir.
(6) BilindiÄŸi gibi, Peygamber (as), insanlara elçilikle gelmiÅŸtir. O, Allah’ın kulu ve elçisidir. Kral olmadığını çok defa tekrarlamıştır.
Hz. Ali de, kral gibi deÄŸil, Allah Elçisinin izinde bir halifesi olarak ülkeyi yönetmeye çalışmıştır. Vefat edeceÄŸi zaman, oÄŸlu Hasan’ı yerine atamasını teklif edenlerin teklifini kabul etmemiÅŸ, halkın özgür iradesine bırakmıştır.
(7) Hz. Ali’nin pek ünlü unvanlarından biri de “imam” dır. O, müminler yol gösteren aynı zamanda namaz kıldıran bir önder, bir imamdır.
(8) BilindiÄŸi gibi, camilerin en yüksek yerine, kubbesine “Allah”, “Muhammed”, bir de dört halifenin, doÄŸal olarak bu arada Hz. Ali’nin de adı yazılmaktadır
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
