20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ghanian Bir BaÅŸka Yara
Ghanian Bir Başka Yara PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 10
KötüÇok iyi 
Yazar MEHMET FATÄ°H ZEYVELÄ°   
03-01-2011

Ghanian Bir BaÅŸka Yara

                                         MEHMET FATÄ°H ZEYVELÄ°
Gana’ya Ä°HH Kurban Organizasyonu gönüllüsü olarak ismim belirlendiÄŸinde severek kabul ettim. Üç gönüllü arkadaÅŸ Ä°HH'nın vesilesiyle bu toprakları görme fırsatını bulduk. Bu benim için ilk ve önemli yeni bir tecrübe oldu. Dokuz gün boyunca yorucu bir çalışma yaptık. Ä°HH'nın “Kurban bir vesiledir, Müslümanlara ne ÅŸekilde destek olabiliriz, onu da tespit edelim” düsturundan hareketle birçok farklı ziyaret gerçekleÅŸtirdik. Bu tecrübe ile Gana'yı tanıtan ve ziyaretlerimizi anlatan bir gezi yazısı hazırlama imkanı buldum.

Gana Hakkında

Sahranın alt bölgesi farklı bir dünya. Ä°klim, tabiat, kültür, yaÅŸayış ve ten rengi çok farklı. Ekvatorun biraz üstünde bir ülke Gana. Afrika’yı kalın bir küçük “q” harfi gibi düÅŸünürsek “q”nun yuvarlığının altında kalıyor. KomÅŸuları FildiÅŸi Sahilleri (Cote Divoire), Burkina Faso ve Togo. Nijerya’ya da oldukça yakın. THY, Nijerya ve Gana’ya doÄŸrudan seferler koymuÅŸ. Bu nedenle Gana'ya önceki senelerdeki gibi aktarmalı olarak 24 saatte deÄŸil 9-10 saat süren bir yolculuk sonrasında ulaÅŸtık.

Yüz ölçümü olarak Türkiye’nin yaklaşık üçte biri, 24 milyon civarında nüfusu var.
Bazı istatistiki bilgiler şu şekilde:
Nüfus
23,837,000
Yüzölçümü
238,535 km2
BaÅŸkent
Akra (Accra)
Cumhurbaşkanı
John Atta Mills
GSMH
US$ 38.143.000.000
Kişi başı GSMH
US$ 1,550
Para birimi
Cedi (1 cedi yaklaşık 1 TL)
Ä°klim olarak sıcak bir ülke. Yıl boyunca neredeyse sabit bir sıcaklık var. Ortalama 24°C ile 30°C arasında deÄŸiÅŸiyor. Ancak yıl içinde yağışlı ve yağışsız mevsimleri var.

Gana topraklarındaki Akosombo Barajı ile oluÅŸan Volta Gölü dünyanın en büyük baraj gölü. Ülkede birçok yabani hayvan (antilop, fil, ÅŸempanze, sırtlan, pars, aslan vb.) yaşıyor. Altın, kereste, kakao temel gelir kaynakları.

Gana, Afrika’da bağımsızlığını kazanan ilk ülke (6 Mart 1957) olmuÅŸ. Ülkede 1960 yılında Cumhuriyet ilan edilmiÅŸ ama ilginç bir ÅŸekilde baÅŸta krallar var. Merkezi hükumetin başındaki kiÅŸi cumhurbaÅŸkanı olarak isimlendiriliyor.

Ülke 10 ayrı eyaletten oluÅŸuyor. Her eyaletin kendi kralı var. Krallar “Grater Accra” eyaletindeki merkezi hükumete baÄŸlılar.

Nüfusun neredeyse yedide biri (3.500.000) baÅŸkent Akra’da yaşıyor. Kumasi ÅŸehrinin nüfusu ise 2.600.000. DiÄŸer ÅŸehirler çok daha küçük.

Hristiyan ve Müslümanları içinde barındıran bir parti iktidarda bulunuyor. CumhurbaÅŸkanı Hristiyan ama bazı bakanlar (yaklaşık 10 bakan) Müslüman.

Gıda ürünleri ve yemekler
Gana'nın ihracatında kakao önemli bir yer tutuyor. Ülkede tropik meyveler yaygın. Ananas, mango, muz vb. bir çok meyve yaygın bir ÅŸekilde tezgahlarda yer alıyor. Ayrıca kızartarak yenilen bir muz çeÅŸidi de var.

Patatese benzeyen, tat olarak biraz daha tatlı "yam" denilen bir sebzeleri var. Bu sebze yemeklerde yaygın olarak kullanılıyor. En meÅŸhur yemekleri olan "Fufu"nun yapımında da "yam" önemli bir yer tutuyor. Fufu ilginç bir yemek. Ä°çinde birkaç farklı çorba olabiliyor. SipariÅŸ esnasında et, balık ve tavuk çorbalarından hangilerini istediÄŸinizi söylüyorsunuz, yemeÄŸiniz ona göre hazırlanıyor. Bu çorbanın orta yerinde dövülerek püre halinde getirilmiÅŸ "yam" konuluyor. "Yam", aÄŸaçtan yapılmış dev bir havana benzeyen bir kaba konuyor, ayakta bir kiÅŸi sopa ile periyodik olarak "yam"a vururken, oturan bir kiÅŸi de eliyle "yam"ı çeviriyor. Çorbanın içinde bir de piÅŸmiÅŸ et parçacıkları koyuluyor. Bu et de isteÄŸe göre kırmızı et, tavuk eti, balık ve iÅŸkembe olabiliyor. Genelde dört çeÅŸitin aynı anda birlikte katılmasını istiyorlar.

Kızarmış tavuk ve balık da yaygın olarak tüketiliyor. Hatta tezgahta ve satıcıların baÅŸlarının üzerinde taşıdıkları tepsilerde simit satar gibi kızarmış balık satanların sayısı da oldukça fazla.

Gana’nın Dini Yapısı ve Müslümanlar

Gana’da resmi rakamlara göre Hristiyanlar ülkenin %70'ini, Müslümanlar %20'sini, yerli dinleri %10'unu oluÅŸturuyor. Ancak Ganalı Müslümanlar bu rakamların yanlış olduÄŸunu ve Müslümanların ülkenin en az %35’ini oluÅŸturduklarını söylüyorlar.

1960 yılındaki resmi rakamlar ise ÅŸu ÅŸekilde: %24 Hristiyan, %30 Müslüman, %36 yerli dinleri. Ülkedeki misyonerlik çalışmaları çok yoÄŸun bir ÅŸekilde sürüyor. Ülkede çok fazla sayıda kilise var ve kiliselerin mimarileri genelde çok güzel. Mesela, yolculuÄŸumuz esnasında uÄŸradığımız bir köyde üç farklı kilise gördük ama cami yoktu. Okullara ve kiliselere Hristiyanlar tarafından yüklü miktarda paralar aktarılıyor. Televizyon, radyo, gazete ve dergi benzeri yayın organları da var. Bu nedenle Hristiyanların oranı oldukça artmış. YoÄŸun bir HristiyanlaÅŸtırma çalışması olduÄŸu ifade ediliyor.

Ülkedeki dini semboller ve kıyafetler çok yaygın. Ayrıca dini konularda da çok rahatlar. Dini kıyafetlerle rahatlıkla gezip çalışabiliyorlar. “God Bless You Ltd”, “Yuhanna 33.3 Ltd” ÅŸeklinde bir çok firma ismi gördüm. Birçok arabanın arkasında "Tanrıya güven.", "Tanrı adildir." gibi dini mesajlar var.

Ülkedeki Müslümanların çoÄŸu Maliki mezhebine baÄŸlı. Åžia ve Ahmediye mezhebinin de çalışmaları var. Camiler genelde bakımsız (Åžia ve Ahmediye hariç).

BaÅŸkentte iki Müslüman mahallesi var, Nima ve Medine. Ä°kisi de hem bakımsız hem de yapılaÅŸması son derece çarpık. Mahallelere verilen isimler sanki ters verilmiÅŸ gibi; Nima: Nimet deÄŸil, Nimetin uÄŸramadığı yer; fakirlik, açlık diz boyu. Medine ise : Åžehir deÄŸil ÅŸehirleÅŸmemiÅŸ bir bölge.

Müslümanların okulları daha az. Ülke genelinde Müslümanlara ait 600 ilkokul, 265 ortaokul, 10 lise bulunuyor. Henüz bir üniversiteleri yok. Cami, kilise veya okul yapmak oldukça kolay. Ä°steyen (parası olan) herkes kendi okulunu yaptırabiliyor. HristiyanlaÅŸma tehlikesi nedeniyle Müslümanlar çocuklarını okula göndermek istemiyor. Çünkü, sadece özel Hristiyan okulları deÄŸil, devlet okulları da Hristiyanların kontrolünde. Bu da Müslümanların eÄŸitimsiz ve fakir kalmasına sebep oluyor.

Müslümanlar, dini bilgiler konusunda çok zayıflar. "Ä°slam’ın ÅŸartları", "Hac nedir" gibi kitaplar ücretsiz dağıtılıyor. Bilgileri az ama namaz konusunda genelde oldukça düzenliler. Namazı çok önemsiyorlar, çünkü namazı ayırıcı/tanımlayıcı bir unsur olarak görüyorlar.
 
Camileri bize göre çok daha iÅŸlevsel. Bizdeki camiler fazla kurallı ve monoton geliyor Gana'yı görünce. Camilerde monolog deÄŸil diyalog var. Sohbet için, tartışmak için, uyumak ve dinlenmek için camiler yaygın ÅŸekilde kullanılıyor.

Kurban organizasyonu kapsamında Ä°HH vasıtası ile ülkenin 10 farklı eyaletinde çok sayıda kurban kesildi. Bunlardan yedi tanesine bizzat biz eÅŸlik ettik. Bizim gittiÄŸimiz yerler arasında, Adenta Farfara Muslim Association'a ait bir okul, görme engelli okulu, iÅŸitme engelli okulu, hamal mahallesi, medine mahallesi, nima mahallesi ve imam okulu bulunuyor.

Dikkat Çeken Noktalar

·        Ä°nsanlar Türkiye’ye göre çok daha mutlu ve huzurlu. Ülke barış içinde görünüyor. Farklı kabileler, dinler ve diller, arasında güzel bir ortam oluÅŸmuÅŸ. Asker, polis halka yakın, halkla iç içe duruyor.
·        Åžehirler plansız. BaÅŸkent Akra’da ÅŸehrin büyük çoÄŸunluÄŸunda kanalizasyon yol kenarlarında açık olarak akıyor. Åžehir bu nedenle çok kötü kokuyor. Temizlik, ÅŸehirler, hem de topluluklar anlamında çok zayıf.
·        Ä°ÅŸporta çok yaygın, Yol kenarlarındaki çoÄŸu evin önünde tezgâh var. Muz, ananas, poÄŸaça, kızarmış balık, su vb. herkes bir ÅŸeyler satmaya çalışıyor. Sanki baÅŸkentin yarısı iÅŸportacı.
·        Çok fazla kadın kuaförü var. Kadınlar çok yaygın bir ÅŸekilde saçlarına takma saç ekletiyorlar.
·        Trafik yoÄŸunluÄŸu fazla, ancak trafikte dikkatli ve saygılılar. Trafik nedeniyle araçlara yönelik iÅŸporta satışları çok yaygın. Yiyecek, kıyafet, hediyelik, kırtasiye gibi birçok ÅŸeyi araçla seyahat ederken alabilirsiniz.

Ziyaretler

Gana Muslim Academy:
GMA Ä°HH’nın Gana’daki partner kuruluÅŸu. Kurban, Ramazan vb. organizasyonları bunlar yapıyor. 300 üyeleri var ve hemen hepsi üniversite mezunu. Akra Nima mahallesinde biraz harabe geçici bir yerleri var ve burada eÄŸitim ve diÄŸer çalışmalarını organize ediyorlar.

Maddi imkanları az da olsa güzel çalışmalar yapıyorlar. EÄŸitime çok önem veriyorlar. Ayrıca davet, yetim, yaz kursları, cezaevi çalışmaları var.
ICODEHS :
Ülkenin güçlü Müslüman organizasyonlarından biri. 200’den fazla cami, pekçok su deposu ve okul yaptırmış. 4000’den fazla yetime destek veriyorlar. Ä°HH yetim desteÄŸini artırmak istediÄŸi için bu kurumla üç farklı gün çalışma yaptık. Hem yetimlere yemek verildi, hem kurum incelendi, hem de yetimler evlerinde ziyaret edildi.
Gana Müftüsü:
Åžeyh Osman Nuh Åžarbutu; Gana’da Müslümanların sözcüsü olarak görülüyor. Hükumetin desteÄŸi ile kitap ve eÄŸitim çalışmalarında bulunuyor. Kendi evinden her gün fakirlere yemek dağıtılıyor. Biraz yaÅŸlı olduÄŸundan, Müslümanların sözcüsü olma ve Müslümanlar arasında birliktelik saÄŸlama misyonundan biraz uzak gözüküyor.
Gazeteler :
Gana’nın en çok satan iki gazetesi sırasıyla Ghanian Times ve Daily Guide. Müslümanların aylık bir dergi hariç hiç bir yayın organları yok. Bu iki gazeteyi de partner kuruluÅŸun organize etmesiyle ziyaret ettik. Bizimle yapılan röportajda Türkiye’den selam getirdiÄŸimizi, Ä°HH'nın Kurban Organizasyonu'nu ve Mavi Marmara’yı anlattık. Biz Gana’da iken Daily Guide gazetesinde röportajımız yayınlandı.
Savunma Bakanı:
Bakan J. H. Smith buradaki birçok Müslüman bakandan biri. Ülkede Hristiyan ve Müslümanlardan oluÅŸan bir parti iktidarda bulunuyor. 10 kadar Müslüman bakan var. Savunma bakanı ile görüÅŸmemiz, asker elbiseli bir asker imamın duası ile baÅŸladı. Sıcak bir ortamda bizi karşıladı. Özet olarak bize Gana’daki Müslümanların çok dağınık ve birbirinden çok kopuk olarak yaÅŸadıklarından, farklı mezhep ve meÅŸreplerin birlik olamadıkları için Müslümanların organize olamadıklarından ve bu durumun aralarında pek çok problem ve karmaÅŸaya sebep teÅŸkil ettiÄŸinden bahsetti.
Cuma Namazı :
Cuma günü cuma namazını bakanlığa yakın garnizon içindeki bir camide kıldık. Namaz çok hoÅŸuma gittiÄŸi için burada bunu ayrıca ifade etmek istiyorum. Halk ve öÄŸrenciler, garnizonda askerlerle birlikte namaz kılıyorlar. Yani siviller garnizonlara herhangi bir kimlik kontrolü olmadan çok rahatlıkla girebiliyorlar. Askeri kışladaki cami oldukça sade ve güzeldi. Garnizonun içinde ayrıca iki tane de kilise var. Bakan gelmese de bakanın yanındaki komutanlardan ikisi namaza geldi. Bakanın yanında tanıştığımız imam camiye bu sefer üniforma ile deÄŸil bir entari giymiÅŸ olarak geldi. Ve cuma namazını bu kıyafetiyle kıldırdı. Hutbe Kurban Bayramı ve Kurban üzerine idi. Ä°mam hutbede Hz. Ä°brahim kıssasını detaylı bir ÅŸekilde anlattı. Ä°mam Ä°ngilizce anlatıyor, yanında bulunan bir asker de yerli dilinde anlatılanları tekrarlıyordu. Hutbeden sonra namazı kıldırdı. Namazdan sonra subaylardan biri çıktı, imamın yanında birkaç tane duyuru yaptı. Önce genç bir siyahı bize tanıttı. Yeni Müslüman olduÄŸunu duyurdu. Ä°kinci bir duyurudan sonra "Türkiye'den dostlarımız gelmiÅŸ" diyerek bizi davet etti. 5-6 kiÅŸi ayakta, cemaate doÄŸru imamın yanına dizildik. Ekibimizde yer alan Bayram Bey'in yaptığı konuÅŸmayı Ä°ngilizceye çevirdiler. Bizim konuÅŸmamızın bitmesiyle de namaz bitti.

Türk ElçiliÄŸi :
1980’lerde tasarruf politikaları nedeniyle kapatılan elçiliklerden biri olan Gana elçiliÄŸi birkaç ay önce tekrar açılmış. Henüz kendilerine ait binanın inÅŸaatı tamamlanmadığı için, elçilik için bir otelin ofislerinden birinde yer tutmuÅŸlar. DoÄŸrudan Elçi ile görüÅŸtük. Elçimizden Gana’da bürokrasinin çok yavaÅŸ olduÄŸunu öÄŸrendik. Bu nedenle CumhurbaÅŸkanımız Abdullah Gül'ün ziyaret talebi gerçekleÅŸememiÅŸ.
Görme Engelliler Okulu :
Eastern Region eyaletindeki bu okula Akra’dan 2-3 saatlik bir araba yolculuÄŸu ile ulaÅŸtık. Eyaletler arası geçiÅŸte araçlardan Türk parası ile 50 kuruÅŸ civarında bir para alınıyor. YeÅŸillikler içinden, siyahi sanatçı Bob Marley’in eÅŸinin evinin yakınından geçerek güzel bir yolculuk yaptık.
Görme Engelliler okulu, ülkedeki iki okuldan biri. DiÄŸer okul ülkenin kuzeyinde ve bulunduÄŸumuz yere oldukça uzakmış. 300 civarında öÄŸrencisi var. Bunlardan 30 kadarı Müslüman. Burada, bu Müslüman öÄŸrenciler ve aileleri için kurban kestik. Yöneticiler ile tanıştık. Yöneticiler, Müslümanların çocuklarını bu okullara göndermediklerinden ÅŸikâyetçi oldular. Müslümanlar çocuklarının Hristiyan olmalarından korktukları için, çocuk kör, okul körler okulu olsa da okula göndermiyorlarmış.
Ä°ÅŸitme Engelliler Okulu :
Bu okul Görme Engelliler okuluna oldukça yakın bir yerde bulunuyor. Bir kurban da burada kesiyoruz. Burada da 28 tane Müslüman öÄŸrenci ve yaklaşık 300 tane de Hristiyan öÄŸrenci bulunuyor.
Okulun tek Müslüman hanım öÄŸretmeni ile tanışıyoruz. Uzmanlık alanı hem sağır hem kör olan çocuklar. El yordamıyla konuÅŸuyor. Bu çocuklardan biri (duymamasına raÄŸmen) öÄŸrenmeni ile eli ile konuÅŸup “baya’’ (Bayram demeye çalıştı) ve Twenty (Ä°ngilizce 20) diyerek bizi hayretler içinde bıraktı.
Bu okula birkaç gün sonra tekrar geldik. Müslüman öÄŸretmen (Madam AyÅŸe) bizden Müslüman çocuklar için namaz kıyafeti istemiÅŸti. Bu kıyafetleri satın alarak teslim ettik. (14 kız, 14 erkek).
Sağır olmasına raÄŸmen bu kadar disiplinli ve terbiyeli çocuklarla kıldığımız o namaz Gana’daki en güzel anlarımızdan biri oldu.


Batının VahÅŸi Yüzü: Cape Coast Köle Ticaret Kalesi

Köle denilince, yaÅŸananlara biraz uzak oluÅŸumuzdan mıdır nedir, daha çok “aşırı baÄŸlılık” gibi bir anlam yerleÅŸmiÅŸ fikirlerimize. Paranın, aÅŸkın, ÅŸeyhin, patronun ve nefsin kölesi gibi bir anlam. Nedeni ne olursa olsun, Atlantik Köle ticareti, kölelik ve siyahlara yapılanlar hakkındaki bilgilerimizin çok eksik olduÄŸunu burada çok net olarak anladık. Gana’daki Cape Coast Kalesi'ne gidenler bu zulmü çok daha derinden hissediyorlar. Biz de çok derinden etkilendik. Gördüklerimiz hala rüyalarımıza girip bizi etkilemeye ve bir yumruk olup boÄŸazımızda düÄŸümlenmeye devam ediyor.

Anlatılması zor. Gana’ya gidenlerin mutlaka görmesi gerekir. Hatta tüm siyahların özellikle gidip görmesi gereken bir yer. Hayvanlara bile yapılmayacak, filmlerde gösterilemeyecek, gösterildiÄŸinde infial uyandıracak ÅŸeyler yapılmış. Ä°nsanlar konserve gibi istiflenmiÅŸ. Kapalı, karanlık mahzenlerde insanlar aç susuz haftalarca hapsedilmiÅŸ. MüthiÅŸ bir zulüm, basit çıkarlar için bu insanlara reva görülmüÅŸ. Burada insan Batı'nın gerçek yüzünü görüyor.

Cape Coast, bize anlatıldığına göre, Afrika’da tutsak edilerek, Batıya nakledilmek üzere bekletilen ve içinde en fazla köle barındıran bir kale. Afrika’nın batı kıyılarında bu ÅŸekilde 40’a yakın köle kalesi varmış. Bunların çoÄŸu Gana’da ve en çok köle ticareti yapılan yer de Cape Coast. Gana’da altın madeni çok bulunduÄŸu için, altın, elmas ve köle ticareti yapılan bu yapılar daha çok bu ülkede toplanmış.

Altın madenleri nedeniyle bölgeye Golden Coast deniliyor. Önce Portekizliler gelmiÅŸ buraya. Daha sonra 1652 yılında Ä°sveç bandıralı gemiler gelmiÅŸ. Ä°sveçli uluslararası bir firma bu bölgeye hakim olmuÅŸ. Bu kaleyi de ilk defa onlar inÅŸa etmiÅŸ. 1657 yılında ise kale Danimarkalı West Indie Company’nin eline geçmiÅŸ. Birkaç yıl içinde Danimarka, Hollanda, Ä°sveç arasında el deÄŸiÅŸtiren kale 1664 yılında Ä°ngilizlerin kontrolüne geçmiÅŸ ve 1957 yılına kadar bu kalenin kontrolünü ellerinde tutmuÅŸlar.

Ä°ngilizler 1699 yılında kaleyi köle ticaretine uygun ÅŸekilde yeniden inÅŸa etmiÅŸler. Ayrıca kaleye yüz metre kadar uzakta küçük bir gözetleme kulesi de inÅŸa etmiÅŸler. Bu kule hem iç bölgelerinden hem de denizden gelen tehlikeleri erken haber vermesi nedeniyle Ä°ngilizlere çok faydalı olmuÅŸ. Kalede hem sahile doÄŸru, hem de iç bölgelere doÄŸru çok sayıda top var. 1700 ve 1807 yılları arasında Afrika’daki çoÄŸu köle ticareti transferi buradan yapılmış. 1807’de Britanya’nın köle ticaretinin illegal olduÄŸunu ilan etmesinden sonra buradaki köle ticareti azalmış ve kalenin 1821’de Ä°ngiliz firmasından Britanya Krallığına devri ile köle transferi bitmiÅŸ. 1957’de Gana müze birimine devredilene kadar burası, okul ve adliye olarak kullanılmış.

Köle ticaretinde ilk aÅŸama: Toplama. Köle tüccarları, köyleri basıp, direnenleri öldürdükten sonra kalan siyahileri zincirleyerek farklı bölgelerden toplayıp kıyıya getirmiÅŸler.

Ä°kinci aÅŸama: Kalede gemiler gelene kadar esaret aÅŸaması. Burada yüz kızartıcı, insanın kanını donduran, insanlık onurunu yok eden büyük zulümler gerçekleÅŸmiÅŸ. Köleler, kale avlusuna ilk getirildiklerinde satılacakları firmaya göre daÄŸlanarak mahzene atılıyorlarmış. Her firma için ayrı damgalar hazırlanırmış. Bu siyahi kölelerin vücutları damgalanarak sahiplerine göre tasnif edilirmiÅŸ.

Mahzenler erkek ve kadın olarak ikiye ayrılmış. Erkek mahzenleri yan yana beÅŸ bölümden oluÅŸuyor. Toplam alan yaklaşık 200 m². Burada 600 ila 1000 kiÅŸiyi gemi gelene kadar (bazen 1-2 ay) bekletmiÅŸler. Odaların ortasında pisliklerin akması için küçük bir kanal var. Bu saÄŸlıksız ÅŸartlarda kölelerin birçoÄŸu ölüyormuÅŸ. (%20 civarında). Odaların birinde tabanı temizlemiÅŸler, altta taÅŸlar ortaya çıkmış. DiÄŸer odalarda ise yerde kan ve derilerden oluÅŸmuÅŸ ve taÅŸ haline gelmiÅŸ 6 cm yüksekliÄŸinde bir yer tabanı var. Kadınların bölümü daha küçük (iki gözlü). 500 kadar bayan köleyi buraya koyuyorlarmış. Kadınlar arasında ölüm oranı daha yüksekmiÅŸ. Bu mahzenleri ve insanların  kan ve derilerinden oluÅŸmuÅŸ odaların tabanlarını gözlerimizle gördük.
Kalede hücre diye küçük bir bölüm daha var. Burası tamamen kapalı penceresiz bir oda. Ä°syan eden köleler buraya konuluyormuÅŸ ve buradan sadece cesetleri çıkıyormuÅŸ.

Üçüncü aÅŸama: Gemi yolculuÄŸu. En çok ölüm gemide yaÅŸanırmış. Köleleri balık istifi ÅŸeklinde dizebilecekleri, 40-50 cam yüksekliÄŸinde katlardan oluÅŸan gemiler inÅŸa etmiÅŸler. Bazı gemilerde kölelerin neredeyse yarısı ölmüÅŸ.
18. yüzyılda bir köle Afrika’da ortalama 10 pounda satılırken 19. yüzyılda köleliÄŸin azalması ile bu fiyat artmış.

Cape Coast Kalesi'nden 8 milyon civarında kölenin geçtiÄŸi, bunlardan yaklaşık 3 milyonunun öldüÄŸü söyleniyor. KöleleÅŸtirme aÅŸamasında toplam sayının 12 ila 25 milyon arasında olduÄŸu tahmin ediliyor. 1 deÄŸil, 10 deÄŸil, 100 deÄŸil, 1.000 deÄŸil, 10.000 deÄŸil, 100.000 deÄŸil, milyonlarca candan bahsediyoruz!

Son Söz

Gana bugün huzur ve barış içinde bir ülke. Dışarıdan bir müdahale olmazsa eÄŸer bu durum böyle devam edecekmiÅŸ gibi görünüyor. Ama Müslümanlar fakir ve eÄŸitimsiz, Hristiyanlar bunca zulümlerine raÄŸmen, ekonomik güçleri ve yoÄŸun misyonerlik çalışmaları sayesinde kalabalıklara hükmediyorlar, okulları ellerinde tutuyorlar.

Dünya Müslümanlarının Ganalı Müslümanlara yardım etmesi gerekiyor. Öncelikle camileri desteklemek gerekiyor. Camiler olması gerektiÄŸi gibi çok iÅŸlevsel. Hem yeni cami yapımı hem de var olan camilerin ıslahı için yardım etmek lazım. (Türkiye’den bir iç mimar gönderip camileri daha ferah ve özenilir hale getirmek çok faydalı olabilir.)

Aynı zamanda eÄŸitim çalışmalarını desteklemek gerekiyor. Okul yapımı veya kitap basımı ÅŸeklinde olabilir. Müslümanlar genelde fakir ve periÅŸan durumda olduÄŸundan Müslümanların gururunu okÅŸayıcı ve Ä°slam medeniyetinin ihtiÅŸamını anlatan yayınlara ihtiyacı var. Bu konuda bazı kitapçıklar (mesala, Aliya Ä°zzetbegoviç’in ‘’Müslümanlar neden geri kaldı?’’ makalesi gibi) yayınlanıp dağıtılabilir. Veya ümmet bilincini vurgulayan bazı kitapçıklar...

Farklı bir ülkede, farklı bir kültür, farklı bir mezhep, farklı bir yaÅŸam biçimi ile karşılaşınca insan ÅŸunu anlıyor; ritüellerin, ÅŸekli kuralların hiç önemi yok. Önemli olan Müslümanın Müslümanla kardeÅŸliÄŸi ve ümmet bilinci. Allah tüm Müslümanları bu paramparça ve pejmürde hallerinden, birlik haline getirir inÅŸallah. Bunu hak edebilmek için bizim de çok çalışmamız gerekiyor.                                                                                                           
                                                        
                                                    


 

 

 

 

 

                                                          



                                            
                                              

Yorum
Bilgi Notu:
Yazar admin açık 2011-01-03 01:39:37
Bu izlenimler KISMİ OLARAK 31.12.2010 - 9.01.2011 tarihli ve 69 sayılı periyodik "Özgün Duruş" gazetesinde de yayınlanmıştır.
Teşekürler..
Yazar necaticavdar açık 2011-01-03 21:52:34
Okuduk. 
Bilgilendik. 
Yazandan, 
Bize ulaştırandan Rabbim razı olsun..
Bu yazıya bir ZEYL
Yazar admin açık 2011-01-10 22:12:19
GANA ve KARÅžILAÅžTIRMALI BÄ°LÄ°MLER  
 
http://www.kriter.org/index.php?option=com_content&task=view&id=1881&Itemid=52#

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 03-01-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111404276 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net