Engin Ardıç - Sabah, 2010-09-22
Stratejileri belli oldu. Önümüzdeki iki yıl boyunca neye saldıracakları anlaşıldı. "Türkiye batıyor, halkımız aç ve sefil" edebiyatı tutmayınca, "ÅŸeriat geliyor" palavrası sökmeyince yani ÅŸeriat sekiz yıldır bir türlü gelemeyince, "yetim hakkı yediler" gibi çirkin ve çapsız iddialar havada kalınca, "havuzlu villa" teranesi dönüp kendi adamlarına dokununca, tutacakları yol meydana çıktı: BaÅŸkanlık sistemini dillerine dolayacaklar.
Åžimdiden yazmaya koyuldular. Referandumun hemen ertesi gün baÅŸladılar:
"BaÅŸbakan padiÅŸah olmak istiyor!"

Eh, padişah aynı zamanda halifeydi ya... Eşek değilsen satır arasını anlarsın...
BaÅŸkanlık sisteminin bir tek Amerika'da yürüdüÄŸünü, diÄŸer ülkelerde "baÅŸkan baba" sistemine yani diktatörlüÄŸe dönüÅŸtüÄŸünü söylüyorlar.
Haklılar. Bizde baÅŸkanlık sistemi hiç olmadı ama Allah'a ÅŸükür yakın tarihimizde hiç diktatör de görülmedi!
Bünyemize aykırıdır efendim. Bize hiç uymaz.
BaÅŸkan olursa sonra densizin biri çıkar da onu "Milli Åžef" ilan ediverir.
Recep Tayyip ErdoÄŸan "ebedi ÅŸef", Abdullah Gül de "milli ÅŸef" mesela... Bırrr... DüÅŸünmesi bile korkunç...
"Başkanın tarafsız olması gerekir oysa bu adam bal gibi partili" diyorlar ve diyecekler.
Evet, örneÄŸin Atatürk ve Ä°nönü hayatları boyunca hiçbir partiye üye bile olmamışlardı!
"Başkanın bir beyefendi olması gerekir, bu adam Kasımpaşalı" da diyeceklerdir.
BaÅŸbakan yardımcısının kafasına Anayasa kitapçığı fırlatan Ahmet Necdet Sezer gibi bir beyefendi, örneÄŸin...
Belki "ruh sağlığının yerinde olması gerekir" de diyeceklerdir.
Nasıl yani, "kargalar geliyor" diyerek masanın altına saklanan Fahri Korutürk falan gibi mi?
BaÅŸkan, hükümet üyelerini kendi keyfine göre seçecekmiÅŸ...
Evet, Atatürk bakanları, hatta valileri, büyükelçileri bile asla kendisi seçmeye kalkmaz, hükümeti meclisin özgür iradesine ve memurların seçimini de ilgili bakanlara bırakırdı... Aslına bakarsanız mebusları bile seçmezdi de her vilayet seçime girecek kendi temsilcilerine kendisi karar verirdi...
Sistem "yarı baÅŸkanlık" olursa da bu sefer "kukla baÅŸbakanlar dönemi baÅŸlıyor" diye kızacaklardır.
Refik Saydam, Hasan Saka, Åžükrü SaracoÄŸlu, Åžemsettin Günaltay falan gibi mi acaba?
Tövbe ıstaÄŸfirullah, yoksa Fahri Özdilek, Nihat Erim, Ferit Melen, Naim Talu, ya da Bülend Ulusu falan gibi mi?
BaÅŸkanı halkın seçmesine çok itiraz ettiler ama referandumda (bundan önceki referandumda) yüzde 70 çıkınca ağızlarını daha fazla açamadılar.
Oysa bu iÅŸ cahil halka, genç ve güzel mankenlerle ne yazık ki eÅŸit oya sahip daÄŸdaki çobana, göbeÄŸini kaşıyan kısa bacaklı, kıllı ayıya bırakılır mıydı?
Bırakırsan sonra halk gider Cemal Gürsel ya da Kenan Evren gibi birisini seçiverirdi vallahi...
Bunlar halkın seçimiyle gelmemiÅŸler miydi? Ä°ÅŸte buyurun. Biz ne dedik?
Halk ne biçim Cevdet Sunay'ın da arkasındaydı... Hatta Faruk Gürler'in de arkasındaydı da namussuz politikacılar mecliste taÅŸ koyarak baÅŸkan seçilmesini engellemiÅŸlerdi... Politikayı politikacılara bırakırsan iÅŸte böyle olurdu. Oysa halk Menderes asıldığı zaman ne biçim sevinmiÅŸti, deÄŸil mi yani? (Atatürkçü DüÅŸünce DerneÄŸi BaÅŸkanı Sayın Tansel ÇölaÅŸan öyle diyor.)
Cahil halk iÅŸte... Åžöyle adam gibi Deniz Baykal'ı seçmez ki baÅŸkan diye, saygı duyalım...
Laf aramızda, Atatürk olsun Ä°nönü olsun, hangi serbest seçimi kazanmışlardı yahu?
Ben bilmiyorum, bir hırt çıksın bana öÄŸretsin.