Cemil Ertem -  Taraf,
Bugün dünyada et fiyatlarının yükselmesine baÄŸlı olarak gıda krizi üzerine yazmaya karar vermiÅŸtim. Ama ÅŸu KılıçdaroÄŸlu’nun bir Ä°srail TV’sinde neocon tezlerini savunmasının görüntülerini izleyince biraz dış politikadan bahsetmek elzem oldu.

Ulusalcı ve “solcu” bir lider olan Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun Ä°srail TV’lerine çıkıp neocon tezlerini savunması aslında KK için normal sayılmalı ama ulusalcılık konusunda KK’dan aÅŸağı kalmayacak olan Baykal bu duruma düÅŸmezdi. Baykal da hepimize milliyetçi söylemleriyle saç baÅŸ yolduruyordu ama sonunda dünyayı algılayabiliyordu. Bush ve Obama arasındaki farkı,

Ä°srail-Türkiye iliÅŸkilerini, küreselleÅŸme mevzuunu kendince biliyor ve yorumluyordu. CHP’liler bence Ä°srail TV’sindeki KK’yı seyretsinler; durumu görsünler ve Baykal’a referandumdan sonra ricaya gitsinler. Hatta bu söyleÅŸiyi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, DışiÅŸleri baÅŸta olmak üzere, bütün birimleri seyretsin ve T.C’nin baÅŸbakan adayını görsün.

Bundan bir süre önce ABD Temsilciler Meclisi Dış Ä°liÅŸkiler Komisyonu, yalnız Türkiye baÅŸlıklı bir oturum düzenledi. Bu oturum, komisyonun Türkiye-ABD iliÅŸkilerini Türkiye baÅŸlığı altında ele alması çerçevesinde bir ilkti. Aslında oturumu, “Türkiye, dış politikada eksen deÄŸiÅŸtirdi; Ä°ran-Rusya falan ne verdiyse kayıyor, gidiyor; bakın görün” diyen neocon ve Yahudi lobisi organize etmiÅŸti. Nitekim oturumdaki konuÅŸmacılar, Türkiye’nin ABD ile iliÅŸkilerinin bir daha eskisi gibi olmayacağını, Türkiye’nin, eksen deÄŸiÅŸtirerek “ÅŸer” eksenine kaydığını akÅŸama kadar anlattılar durdular. Bizim DışiÅŸleri de bu oturumu ciddiye almadı tabii. Çünkü dile getirilen tezler, Obama ekibince, Joe Biden dışında, dikkate alınmadı. Aslında, Ä°ran-Türkiye-Brezilya anlaÅŸmasının Obama ekibinin, Türkiye ile birlikte kotardığı, örtülü bir proje olduÄŸu bu toplantıyı düzenleyenler tarafından biliniyordu ve toplantı bu anlamda bir taÅŸla iki kuÅŸ vuruyordu. Birincisi Türkiye’nin “ÅŸer” eksenine kaymasını dünyaya anlatıyordu(!) ikincisi Türkiye ile örtülü operasyonlar yapan Obama’ya el altından mesaj veriyordu. Bu toplantı, dikkate alınmadı ama neocon ve Ä°srail lobisi Türkiye-Ä°ran nükleer anlaÅŸmasının içine etmeyi baÅŸardı. Çünkü bunlar, bölgede ve giderek dünyada bütün barış çözümlerinin önünü tıkamak için yemin ettiler; eh, çıkarları da bu yönde tabii; silah, petro-kimya, petrol ve faiz lobisi bir yerde bunlar. Kanla besleniyorlar. OrtadoÄŸu’da savaÅŸ çıkmasını istiyorlar. Ä°ÅŸte Türkiye’nin ana muhalefet lideri ve geleceÄŸin baÅŸbakan adayı KK, Ä°srail TV’lerinde bu kanlı lobinin tezlerini savundu. Tıpkı eli kanlı neoconlar gibi Türkiye eksen deÄŸiÅŸtiriyor falan diyerek. Baykal bunu yapmazdı, o da savaÅŸ yanlısı ve milliyetçi deÄŸil mi; evet ama en azından “akıllı”. Biraz da akademisyenlik zamanlarından kalma düÅŸünme ve analiz yeteneÄŸi var. Ama bunda hiçbiri yok. Ä°ÅŸte lütfen hem CHP’liler hem de devletin bütün birimleri ortaya çıkardıkları bu baÅŸbakan adayını ÅŸu Ä°srail TV’lerinde seyretsinler de eserlerini görsünler. Åžimdi hem KK için hem de onun ayakta uyuyan danışmanları için bir iki not düÅŸüp gıda krizine geçelim. Birinci not: ABD-Türkiye iliÅŸkileri bütün dönemlerin en önemli dönüÅŸümünü yaşıyor; doÄŸru ama bu, ilk defa iki tarafın da uzlaÅŸması ve iradesiyle oluyor. Ä°kinci not: ABD, gerek OrtadoÄŸu gerekse Rusya sınırlarına kadar olan tüm bölgede Türkiye olmadan adım atmayacak. Bu artık siyasi olduÄŸu kadar iktisadi bir gereklilik de. Üçüncü not: ABD-Ä°ngiltere-AB Türkiye ile birlikte G-20 çerçevesinde yeni OrtadoÄŸu politikası konusunda anlaÅŸtılar. Buna Irak’ın yeni yapılanması da dâhil. Bunun ipuçları 2012 sonuna kadar iyice belirginleÅŸecek.

Aslında küresel et fiyatlarının yükselmesi ve gıda krizi olasılığı bütün bu yukarıda anlattığımız geliÅŸmelere de baÄŸlı. Çünkü ABD’de neoconlar, Ä°srail savaÅŸ lobisi ve Türkiye’de KK’yı ortalığa süren “hayır” cephesi bölgede savaÅŸ istiyor. Ä°lkönce referandumdan “hayır” çıkartacaklar; 20 eylülde yeniden Kürt çatışması baÅŸlayacak; sonra bu savaşı Türkiye’nin içine sonra da K. Irak’tan baÅŸlamak üzere OrtadoÄŸu’ya yayacaklar. Böylece 2011 seçimleri için hem hükümeti yıpratacaklar hem de baskıcı bir içe kapanmayı gündeme getirip bölgedeki barış adımlarını boÄŸacaklar ve Türkiye’nin “komÅŸularla sıfır problem stratejisi”ni boÅŸa çıkartacaklar. Ä°ÅŸte bu, bölgemizde ve giderek dünyamızda gıda ve çevre krizleriyle sonlanacak ve insanlığı militarist bir ortaçaÄŸa sürükleyecek sürecin ilk adımıdır.

Bugünkü et krizinin görünürdeki nedeni, büyük et üreticisi ve ihracatçısı ülkelerin geliÅŸmekte olan ülkelerden gelen yüksek talebe yetiÅŸememeleri ve buna baÄŸlı stokların olmaması. Ayrıca son üç yıldır iklim deÄŸiÅŸiklikleri, ekonomik kriz nedeniyle dünyada endüstriyel hayvan yetiÅŸtiriciliÄŸinin ve ticaretinin önemli ölçüde arz sorunu yaÅŸaması. Hayvan yetiÅŸtiriciliÄŸinde geleneksel küçük üretimin yok olması ve bunun yerini büyük endüstriyel üretimin alması talep ve talebe yanıt vermede önemli sorunlara yol açıyor. Bu sorun, diÄŸer temel gıda ürünlerine yayılarak, çok kısa sürede, bir gıda krizine dönüÅŸebilir. Ama önüne de geçilebilir; yeter ki dünyada ve bölgemizde savaÅŸa dayalı yönetimler yerlerini demokratik yapılara bıraksın...