Vitrin ülke Türkiye YaÄŸmur ATSIZ-Star Gezetesi, 03.08.2010
Washington nasıl bir Türkiye istiyor? EÄŸer takrîben birbuçuk yıldır Beyaz Saray’dan gönderilen sinyallerin tümü de yanıltıcı deÄŸilse Washington istikrarlı ve müreffeh bir Türkiye istiyor. Yakın ve uzak çevresindeki bir dizi ülkeye en azından genel karakter hatlarıyla model olabilecek demokratik bir Türkiye istiyor. EÄŸer ABD bunu kesinlikle bir devlet politikası olarak kabûl etmeseydi bu memleketde bir “Ergenekon Rezâleti” hiç gün ışığına çıkabilir miydi?
“Devlet politikası” demek, hükûmetlerle kaaim olmayan, hangi parti iktidarda olursa olsun izlenecek politika demekdir.
Bu baÄŸlamda ele alınırsa, belki tuhaf gelecek ama, aslında, sözüm meclisden dışarı, BaÅŸkan Bush ile BaÅŸkan Obama’nın dış politikaları arasında mâhiyet bakımından bir fark olmadığını bile söyleyebiliriz. Fark BaÅŸkan Bush’un yanlış personelle ve sopayla varmak istediÄŸi hedeflere BaÅŸkan Obama’nın gerçek diplomatlar ve ince metodlarla varmak istemesinden ibâretdir.
BaÅŸkan Bush “Åžâyet emirlerime uymazsan elimin tersiyle bir çarparım bir de yer çarpar.” diyordu BaÅŸ kan Obama “Elbet hareket ve davranışlarında hürsün. Ama yolunu benimkinden tamâmiyle ayırırsan başına gelebilecek yol kazâlarından beni mes’ûl tutma lütfen, Aziz KardeÅŸim.” diyor. Türkiye’nin Washington’la iliÅŸkilerinde büyük ÅŸansı, kendi arzûlarıyla ABD’nin arzûları arasındaki geniÅŸ çaplı örtüÅŸmedir. Yâni Amerika bizim demokratik ve müreffeh bir hukuk devleti olmamızı istiyor ama bunu, statükocular hâriç Türk halkı da ÅŸiddetle istiyor.
Peki, Washington bunu neden istiyor?
Bana kalırsa Ä°ran’ı “evcilleÅŸtirip” Ä°srâil-Arab kavgasını mümkin mertebe Ä°srâil’in lehine netîcelerle sona erdirdikden sonra bölgedeki ülkelere bir “vitrin” göstermesi lâzım ki onun adını da muhtemelen “Türkiye” koymuÅŸlar. Zâten baÅŸka kimi koyacaklar?
Bunu Ankara da biliyor ve Anka ra’nın bunu bildiÄŸini ise Washington da biliyor ama hiç önemli deÄŸil. Aslolan bu hedefin Türkiye için de ÅŸâyân-ı kabûl olması. Ä°ran’ın nükleer silahlara sâhib olup olmaması ise Washington için tâlî ehemmiyeti hâizdir kanaatimce. Bahânedir. Tahran bugün bütün nükleer amaçlarından vazgeçdiÄŸini îlân edip her türlü kontrole boyun eÄŸse Amerika baÅŸka bahâneler bulmakda gecikmeyecekdir. Nihâî hedefi Ä°ran’ı kesinlikle “büyük devlet” statüsünden alakoymak ve gerekirse bölmekdir. Ä°ran nüfûsunun yüzde 35 kadarı Âzerîdir. Gerçi kendilerinde güçlü bir “Ä°ranlılık” bilinci oluÅŸmuÅŸdur ama Kuzeydeki Âzerbaycan Respublikası ile birleÅŸmek fikri de onlara câzib gelebilir. Öte yandan Ä°ran da öyle eti kolay yenecek “kuÅŸ”lardan deÄŸildir ve bunu Beyaz Saray da (inÅŸallah!!!) biliyordur.
Aynı plan, zannımca, eÄŸer bütün öbür imkânlar ortadan kalkarsa Türkiye için de geçerlidir. Ama bu son derece zayıf bir ihtimâldir. Zâten konjonktür de bunun akıl dışı bir davranış olacağını gösteriyor.
Türkiye’den beklenen, bütün enerji kaynakları ABD tarafından denetlenen bir OrtadoÄŸu’da ekonomik, politik ve kültürel çekim merkezi fonksiyonu îfâ etmesi ki bizim de iÅŸimize gelir sanıyorum.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |