El- MUNKIZU MÄ°N-AD-DALAL’den GÜL DESTE: (Antoloji) (*)
‘Çok Büyük Bir Dalalet‘ ve Ä°nsana Yapılan Fenalık Telif: Ä°mam GAZALÄ° Tercüme: Hilmi GÜNGÖR
Felsefeye inanıp baÄŸlananlardan sonra, insanlara gelen <<Ä°kinci fenalık Ä°slam dininin cahil taraftarlarından gelmiÅŸtir. Bunlar felsefecilere ait bütün ilimleri inkar etmeyi dine hizmet ve yardım saydılar. Bu suretle onların bütün ilimlerini red, cahil olduklarını iddia ettiler. Hatta onların ay ve güneÅŸin tutulması hakkındaki sözlerini kabul etmediler. Bu iddiaların ÅŸer’a muhalif olduÄŸunu
söylediler. Cahillere yakışan bu iddialar, ay ve güneÅŸin tutulması kat’i bürhan ile bilen bir kimsenin kulağına vardığı zaman kendi delilinde ÅŸüpheye düÅŸmez, ancak Ä°slam dininin cehil üzerine kurulduÄŸuna, kat’i bürhanları tanımadığına hükmeder…>> Ä°slam’a ters düÅŸmeyen fikri <<…sözlerin dinin esaslarına ne tealluku vardır ki inkar olunsun. Ä°nkar edilirse mantıkçılar inkar edenin aklında, hatta dininde kusur olduÄŸu zannına düÅŸerler. Çünkü o adam dinin bu gibi inkarlar üzerine kurulduÄŸu kanaatinde olduÄŸunu göstermiÅŸtir…>> Mesela: <<… Birisi bir Hıristiyan’dan ‘Tanrıdan baÅŸka tapacak yoktur. Ä°sa tanrının elçisidir’ sözünü iÅŸitiyor, kabul etmiyor. Diyor ki bu, Hıristiyan sözüdür. DüÅŸünmüyor ki Hıristiyan bu sözle mi kafir oluyor? Yoksa Hazreti Muhammed’in peygamberliÄŸini inkar etmekle mi? EÄŸer Hazreti Muhammed’in PeygamberliÄŸini inkar dolayısıyla kafir oluyorsa küfrünü icap eden ÅŸeylerden baÅŸka, haddi zatında hak olan ÅŸeylerde isterse o ÅŸeyin hak olduÄŸunu o Hıristiyan da kabul etsin. Ona muhalefet etmek doÄŸru olmaz. Çünkü bu, aklı zayıf olanların adetidir. Hakkı adam ile tanırlar, adamı hak ile deÄŸil.>> Hz. Ali (R.) buyurmuÅŸ ki: << Hakkı adamla bilemezsin. Önce hakkı tanı, o münasebetle ehlini de tanırsın…>>
<<Panzehire muhtaç olan kimse zehir merkezi olan yılandan çıkarılmış olmasından dolayı ona karşı yüzünü ekÅŸitirse, paraya muhtaç olan fakir, kalpazanın kesesinden çıkarılmış altını kabulden nefret ederse kendilerine hatırlatmak lazım gelir ki bu nefret onları arzu ettikleri faideden mahrum bırakacak tam bir cehilden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.>>
<< Sözler haddi zatında makul ve bürhan ile sabit ise, Kur’ana ve hadise muhalif deÄŸilse niçin terk ve inkar edilmek icap etsin? Bu kapıyı açarsak, bir hakikati evvelce bir ehli hatırına gelmiÅŸ diye reddetmeye kalkışırsak bir çok hakikatleri reddetmemiz lazım gelir…>> <<…ehli batılın hakikatleri, kitaplarında kemdi sözlerine karıştırmak suretiyle elimizden almalarına sebep olur. Bir alimin en aÅŸağı derecesi koyu cahil halktan farklı olmaktır. Baldan, hacmet ÅŸiÅŸesinde görse bile, tiksinmez. DüÅŸünür ki ÅŸiÅŸe balın kendisini bozmaz. Nefsin ondan iÄŸrenmesi cehilden ileri geliyor. Esasen ÅŸiÅŸe pis kan için yapılmıştır. Cahil zanneder ki kan ÅŸiÅŸede olduÄŸu için pis olmuÅŸtur. Bilmiyor ki kan kendinde mevcut bir sıfattan dolayı pistir, balda bu sıfat olmayınca mücerret o ÅŸiÅŸede olması ona o hali vermez ve pis olmasına sebep olmaz. Bu, batıl bir vehimdir, halkın bir çoÄŸuna galip gelmiÅŸtir. Bir sözü onların büyük tanıdığı bir adama isnat etsen batıl dahi olsa hemen kabul ederler. Daima hakkı adamla ölçerler. Adamı haktan tanımazlar. Bu çok büyük bir dalalettir.>> ( M.E.B.) Y. S. 19, 21, 26, 30 (*): kriter, Temmuz 76, sayı:3 Not: Bu metni -ricamız üzerine- kriter dergisinden daktilo ederek sitemize gönderen (ve de Pekiyi ile diploma alarak orta öÄŸretimini tamamlayan) Esra Durcan kızımıza teÅŸekkür ederiz. Editör.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |