23-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KUÅžATMASINDAKÄ° Ä°SLAM
KAPİTALİZMİN KUŞATMASINDAKİ İSLAM PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 31
KötüÇok iyi 
Yazar Halit ÖZDÃœZEN   
09-06-2010
KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KUÅžATMASINDAKÄ° Ä°SLAM

                                                        Halit ÖZDÜZEN
                                                        AraÅŸtırmacı-Yazar
                                                                                                                               
Bu makaleyi hazırlarken biraz ironi katarak, okuyucuyu sarsmak için baÅŸlığını Ä°slam Kapitalizmine DoÄŸru olarak tasarlamıştım. Fakat Ä°slam’ın, (ironiyle bile olsa) kapitalizmle hiçbir zaman yan yana gelmeyeceÄŸi gerçeÄŸinden hareketle, baÅŸlığı deÄŸiÅŸtirdim. Ülkemizde ve diÄŸer Ä°slam coÄŸrafyalarında yaÅŸayan bazı Müslümanların çağımız sosyal sistemlerinden Sosyalizmin de bire bir Ä°slam’la örtüÅŸtüÄŸünü ileri sürme yanılgısına düÅŸtükleri gibi, kapitalist sistemin Ä°slam’a aykırı olmadığını sanan -ya da öyle olmasını temenni eden- dünya taleplisi maalesef birçok Müslüman
bulunmaktadır. Bazıları, Ä°slam için sosyalizmin de kapitalizm kadar tehdit oluÅŸturduÄŸunu ileri sürecektir. Bu tespit doÄŸru olmakla beraber, günümüzde tek kutuplu emperyalizmin etrafında küresel bir yapıya dönüÅŸen dünyada, Müslümanlar için en büyük tehdit kapitalizmden gelmektedir.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kapitalizmin ve Ä°slam’ın sosyo-ekonomik sistemlerine kısaca deÄŸinmekte yarar vardır.

KAPÄ°TALÄ°ZM
Anamalcılık olarak da tanımlanan sistemin, özel mülkiyet araçlarının ağırlıklı bir bölümüne sahip olunduÄŸu ve iÅŸletildiÄŸi; yatırım, dağılım, gelir, üretim mal ve hizmet fiyatlarının piyasa ekonomisini belirlediÄŸi sosyal ve ekonomik sistem olarak tanımlanmaktaysa da bu tanım çağımız kapitalizmini anlatmakta yetersiz kalmaktadır. Çünkü günümüzde kapitalizm, ekonomik bir sitem olmaktan çıkıp toplumların sosyokültürel ve siyasi tüm yaÅŸam alanlarını kapsayan bir sosyal sisteme hatta ondan da öte din anlayışına dönüÅŸmüÅŸtür.

Günümüz kapitalist ekonominin bazı niteliklerine ilk çaÄŸlardan itibaren rastlamak mümkünse de, temellerinin bu günkü ülkemiz coÄŸrafyasında atıldığı söylenebilir Anadolu tarihinde M.Ö. 1950-1650’ye isabet eden devreye, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi denilmiÅŸtir. Tarihte çok fazla gün ışığına çıkmamış konulardan biri de bu kolonilerdir. GüneydoÄŸu Anadolu ve Ä°ç Anadolu’da, Tuz Gölü’ne kadar olan kesimdeki site beylikleri ile bunlara baÄŸlı küçük yerleÅŸim merkezlerini içine alan yörelerde, Asurlu tüccarlar uluslararası ticaret yapmaktaydı. Büyük merkezlerde Karumlar, küçük merkezlerde ise bu Karumlara baÄŸlı pazarlar bulunurdu. O günün ÅŸartlarına göre oldukça geliÅŸmiÅŸ olan bu örgütlenme ile buralardan Asur’a (Musul) kadar merkep kervanları ile ticaret yapılırdı. O dönemden sonra, Yeni ÇaÄŸ’a kadar hiçbir dönemde görülmeyen bu sistemli örgütlenme, “Kapitalist Ortak Pazar ve Gümrük BirliÄŸi” düÅŸüncesinin, tarihteki ilk uygulaması olarak nitelenebilir. Asur ticaret kolonileri dönemine ışık tutan tabletler, Kayseri’ye 20 km. mesafedeki Kültepe’de bulunmuÅŸtur. Yabancı literatüre “Kapadokya Tabletleri” olarak geçen, piÅŸmiÅŸ tuÄŸla tabletlerden, bulunan 25.000’e yakınından ancak 8.000 kadarı okunabilmiÅŸtir.

Etiler’in ilk hâkimiyet yıllarına isabet ettiÄŸi anlaşılan döneme ait tabletlerde toplumun hürler, köleler ve sahura denilen ayrı hukuka tabi, üç sınıftan oluÅŸtuÄŸu anlaşılmaktadır. Ticari alışveriÅŸlerde uygulanan senetler, ÅŸahit huzurunda ve yeminli olarak yapılmaktaydı. Tabletlerden Asurlu tüccarların oldukça yüksek faizle borç verdikleri, borcunu ödeyemeyen yerli halkın hürlük vasfını kaybederek, köle konumuna düÅŸtüÄŸü anlaşılmaktadır. Günümüzdeki kapitalist sistemde de bireyler alabildiÄŸince tüketime sürüklenip bankalara borçlandırılmakta, daha sonra da icra takibi, haciz, hapis cezası gibi iÅŸlemlerle müflis duruma düÅŸürülerek ve toplumdaki statüsü yok edilerek köleleÅŸtirilmektedir. Bu durum devletler için de geçerlidir. A.B.D. yönetimindeki Dünya Bankası ve IMF aynı metotlarla ele geçirdiÄŸi ülkeleri emperyalist güçlere baÄŸlı uydular konumuna dönüÅŸtür-mektedir.
 
Köklerini tarihten alan kapitalist sistem, Roma döneminde devlete borç veren tüccar-bankerlerle günümüz bankacılık sisteminin ilk temellerini oluÅŸturmuÅŸtur. Orta ÇaÄŸ’a gelindiÄŸinde müesseseleÅŸen tüccar kapitalizminin erken biçimlerini ortaya çıkarmıştır. 16 ve 19. yüzyıllar arasında kapitalizm Avrupa'da kurumsallaÅŸmaya baÅŸlamış, feodalizmin sona ermesinden itibaren de Batı dünyasında hâkim sistem haline dönüÅŸmüÅŸtür. Ä°yice kök salarak güçlenmesi ise yeni kıtaların keÅŸfinden itibaren Kilisenin de desteÄŸi ile baÅŸlayan misyonerler ve oryantalistler vasıtasıyla olmuÅŸtur. Soyulan ülkelerin servetlerinin büyük bölümümün Britanya ve Avrupa’ya aktığı sömürge döneminde, Portekiz, Ä°spanya ve Ä°ngiltere baÅŸta olmak üzere Avrupa’da yayılarak kökleÅŸmiÅŸtir. 20. yy.dan itibaren ve özellikle II. Dünya savaşı sonrası, kapitalizmin bayraktarlığı A.B.D.’nin eline geçince yeni bir safha baÅŸlamıştır.

Ekonomik düÅŸüncedeki klasik kapitalist teori, Britanya'da 18. yüzyılın sonunda ortaya çıkmıştır. Adam Smith, David Ricardo ve John Stuart Mill gibi klasik politik ekonomistler vasıtasıyla ekonomide üretim, dağılım ve malların deÄŸiÅŸimi gibi konuların analizleri yapılıp yayımlanmıştır. O ilk klasik çalışmalar daha sonra bazı ekonomistler tara-fından sistematik hale dönüÅŸtürülerek, günümüz kapitalist sistemine geçiÅŸ saÄŸlanmıştır.

Kapitalizme 19. yüzyıldan itibaren günümüze kadar, çok önemli eleÅŸtiriler getirilmiÅŸ olmakla beraber, emperyalist devletlerin militarist güçleri ve sistemin ürünü kitle iletiÅŸim araçları tarafından korunarak desteklendiÄŸi için, yöneltilen eleÅŸtiriler ve yeni sistem arayışları baÅŸarılı olamamıştır. Yapılan eleÅŸtirilerin ortak yönü, kapitalizmin ciddi anlamda insanlar arasında sosyal ve ekonomik eÅŸitsizliÄŸe yol açtığıdır. Ancak kapitalizmin temel felsefesinde adalet kavramı olmadığı için, insanlar arasında oluÅŸacak sosyoekonomik eÅŸitsizlik ve toplumsal dengesizliklerin kapitalistlerin ekmeklerine yaÄŸ sürerek onları daha da semizleÅŸtirdiÄŸi söylenebilir. BaÅŸlangıçta bireysel olarak baÅŸlayan eleÅŸtiriler, daha sonra felsefi sistemlerle de desteklenince, baÅŸta Avrupa’da ve daha sonra dünyanın baÅŸka yörelerinde hayli taraftar bulan sosyalizm akımını doÄŸurmuÅŸtur.

Burada çoÄŸu zaman birbirine karıştırılan ahlak ve etik ahlak arasındaki farka kısaca deÄŸindikten sonra kapitalist sistemin evrensel Ä°slam ahlakında meydana getirmeyi hedeflediÄŸi yıkımlara deÄŸinmeye çalışacağız.

AHLAK VE ETÄ°K
"Ahlak”, kelimenin en dar anlamıyla, nelerin doÄŸru ve nelerin yanlış olduÄŸu konumuyla ilgilenmektedir. Dini topluluklarda genellikle dini kökenli “ahlak” terimi kullanılırken, rasyonaneliteyi dinleÅŸtirmiÅŸ seküler toplumlarda, felsefi kökenli “etik” sözcüÄŸü kullanılmaktadır. Esasen ülkemizde son zamanlarda bilerek ya da bilmeyerek “etik” kavramı ahlak teriminin yerine kullanılmaya baÅŸlanmıştır. Konunun anlaşılabilmesi için her iki kavramın tarihi ve sosyolojik köklerine bakmakta yarar bulunmaktadır.
Ahlak kelimesi hulk'un çoÄŸulu olup huy ve karakter anlamına gelmektedir. Bütün dinler ahlak üzerine ÅŸekillenmiÅŸtir. "Ä°slam güzel ahlaktan ibarettir." ve “ Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”  Hadisleri ile Ä°slam dininin kendine has bir ahlak anlayışının bulunduÄŸu vurgulanmıştır.

Ä°slam Dini: Ä°man, amel (fiil/eylem, ibadet) ahlak ve hukuk unsurlarından meydana gelen bir bütündür. Yüce Allah (C.C.) Kur’an’ı Kerim’de ahlakta kemale ermiÅŸ kiÅŸiler için “takva sahipleri” terimini kullanmıştır. Takva sahibi deyimi iman, ahlak ve ibadette ileri olanları ve hukukta adil davrananları ifade etmektedir. Ä°slam dini insanların ibadet, hukukta adalet ve güzel davranışlar sergileyerek güzel ahlaka kavuÅŸup erdemli insan olmalarını hedeflemektedir. Ä°slam ahlakı, temelini Yüce Kur’an’dan aldığı gibi, yeryüzünde en büyük ahlak abidesi olan yüce peygamberin davranış ve sünnetlerinden de almıştır. “Andolsun, sizin için Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın resulü çok güzel örnektir.” (Ahzap 33/21) ile ”Ve ÅŸüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem 68/4) ayetleri Peygamberin ahlakının yüceliÄŸini göstermektedir.

Etik kurallar seküler olma yanında, kültürel ve felsefi kökenli olduÄŸu için, toplumdan topluma farklılıklar göstermekte, çoÄŸu zaman insanlar iÅŸlerine geldikçe bunlara uymakta, gelmedikçe uymamaktadırlar. Kurallara uyanlar bazı toplumlarda erdemli davranış sergilemiÅŸ olmakta; ancak bazı toplumda etik kurallarına uymak, yeni moda deÄŸimiyle “mahalle baskısı” denilen toplumsal baskının azaldığı yerlerde zayıflamakta, kargaÅŸa (kaos), savaÅŸ ve kiÅŸinin hayati tehlikenin bulunduÄŸu konumda tamamen ortadan kalkmaktadır. ÖlmüÅŸ insan eti yemek hiçbir toplumda ahlaki ve etik olmadığı halde geçmiÅŸ yıllarda Everest’e düÅŸen uçakta bazı yolcuların ölen arkadaÅŸlarının etlerini yiyerek yaÅŸamlarını devam ettirdiÄŸi bilinen bir gerçektir. Aynı uçakta kurtulan bir Müslüman bulunsaydı, asla ölü eti yemeyip, Rabbine tevekkül ederek, çıkış yolu bekler, Rebbü’l Alemin de vadesi dolmamışsa yardım edererek kurtarır; ÅŸayet yaÅŸam vadesi dolmuÅŸsa ruhunu teslim ederek bir ömür boyu utanç içinde yaÅŸamaktan kurtulurdu !...
.
Yukarda da deÄŸinildiÄŸi gibi “etik” sözcüÄŸü -bazı toplumlarda ahlak sözcüÄŸüyle eÅŸdeÄŸer anlamda- subjektif bakışla insanların çeÅŸitli davranışlarının yanlış veya doÄŸru olduÄŸunu belirleyen bir yargı ve ilkeler kavramı için kullanılmaktadır.
Ahlak terimine gelince yukarda belirtildiÄŸi gibi, tamamen semavi ve Levh-i Mahfuz kökenli olup, huy, mizaç, seciye, tabiat, manevi yapı ve din anlamlarına gelmektedir. Dolayısıyla ilk peygamber Hz. Âdem’le yeryüzüne indirilmiÅŸ olan evrensel Ä°slam kaynaklıdır. Yahudilikte Tevrat, Hıristiyanlıkta Ä°ncil ve son dönemde Hz. Muhammed’e inen Kur’an’a kesin ÅŸeklini alan ahlak, Peygamberin uygulamalarıyla Müslüman topluma mal olmuÅŸtur. Bir insanın Müslüman ve hele mümin olabilmesi için, ahlak kurallarına titizlikle uyması gerekmektedir. Aksinin bu dünyadaki toplumsal dışlanmışlık yanında, ebedi âlemde önemli yaptırımı bulunmaktadır.

KAPÄ°TALÄ°ZM, Ä°SLAM AHLAKIYLA BAÄžDAÅžABÄ°LÄ°R MÄ°?
Mısırlı ünlü düÅŸünür Seyyid Kutup, Ä°slam’ı cama, komünizm ve kapitalizmi de granite benzeterek Ä°slam’ın hangisine çarparsa kırılacağını belirtmiÅŸtir. Burada belirtilmek istenen sosyalizmin sosyal sistemi veya kapitalizmin liberal yapısı deÄŸildir. Kastedilen her iki sistemdeki ahlak anlayışlıdır. Bu ahlak anlayışlarının birinde devletçi sömürü meydana gelirken, diÄŸerinde bireysel sömürü körüklenmektedir.. BaÅŸta Türkiye olmak üzere birçok Ä°slam coÄŸrafyasında kapitalist sistemin “Serbest Piyasa Ekonomisi” uygulanmakta veya uygulamaya çalışılmaktadır.
 
Ekonomik açıdan Ä°slam coÄŸrafyası incelendiÄŸinde; enerji, hammadde, tabii ve doÄŸal kaynaklar bakımından dünyanın en büyük rezerv ve potansiyeline sahip olan ülkeleri yönetenler ya beceriksizliklerinden ya da çok uluslu kapitalist ÅŸirket veya onların merkezi yönetimlerin çıkarlarının hizmetçisi olduklarından milli kaynaklarını yabancılara peÅŸkeÅŸ çekmektedirler. Bu uygulamalar sonucunda yönetime yakın olmayan tabakalar sefalet içerisinde yaÅŸarken, yönetici sınıf Paris’e sabah kahvaltısına gidebilmektedir! Ülkelerin elit tabakaları ülkelerinde üretim yapmayı akıllarına getirmezken, Batı menÅŸeli malların alabildiÄŸince tüketimini körükleyerek “israf ekonomisi“ yaratmışlardır.

Ä°slam ahlakıyla kapitalizmin baÄŸdaşıp baÄŸdaÅŸmadığını irdelemek için, öncelikle ana hatlarıyla Ä°slami ahlakın üzerinde durmaya çalışalım.

Ä°SLAM AHLAKI

Ä°slam âlimleri ahlakı:
Åžahsi/bireysel ahlak

Ailevi ahlak

Ä°çtimai/sosyal ahlak

Vatani Görevler Ahlakı

Din ahlakı olmak üzere çeÅŸitli kategorilere ayırarak incelemiÅŸlerdir.

Bu yazımızda ahlakı kül olarak ele alacak, bazılarının altını çizerek kapitalist sistemle ilgisizliÄŸini belirtmeye çalışacağız. Aslında Ä°slam’ın ahlak ilkelerinden hiç biri kapitalizmle baÄŸdaÅŸmamaktadır. Hatta öyle ilkeler vardır ki sistemle ve o sistemdeki yaÅŸayış kültürüyle 180 dereceli zıt kutuplarda bulunmaktadır. O ilkeler aÅŸağıda koyu harflerle belirtilmiÅŸtir.

Ahlak Ä°lkeleri:
Adaleti yerine getirmek: Yönettiklerine adaletle hükmetmek; çevrede, toplumda ve yeryüzünde hak ve adaletin hâkim olmasına çalışmak (Yalnız başına bu ilke Ä°slam inancının kapitalist sistemin karşısında olduÄŸunun göstergesidir. Çünkü kapitalist sistem bünyesinde birçok adaletsizlikler barındırmaktadır.)

Affedici ve bağışlayıcı olmak Ahde vefa göstermek BaÅŸta akrabalar ve yakın çevre olmak üzere, herkese iyilik etmek

Aile yapısına önem vermekAnlaÅŸmalara riayet etmek

Borcunu ödeyemeyen borçluya mühlet tanımak/vadeyi uzatmak

Cömert olmakBedenen veya fikren bir iÅŸte çalışmak

Yönelinen her bir iÅŸte doÄŸru ve dürüst olmak

Akrabalık ve dostluklara önem vermek, herhangi bir çıkar için onları harcamamak

Emanetlere ve verilen sözlere riayet etmekFakirlere ve bedensel özürlülere iyilik etmekHeva ve hevesine hâkim olmak

Ä°ffetli ve ağırbaÅŸlı olmak, harama bakmaktan gözleri korumak Ä°nfak etmek

İyilikte yarışmak

KötülüÄŸü iyilikle savmak

Malı gösteriÅŸ için harcamamak

Barışçı olmakKimseyle alay etmemekEdepli ve hayâlı olmak

Başkasının kusur ve hatalarını araştırmamak, dedikodu yapmamak

Böbürlenmemek, kibirli olmamak, mütevazı olmak

Cimri olmamak

Dünya malına baÄŸlanmamak

Faizden para kazanmamak

GerçeÄŸi gizlemek

Haksız kazanç saÄŸlamamak, kimseyi aldatmamak

Kıskançlık ve haset etmemek

Hilekâr olmamak

Ä°çki, kumar, fuhuÅŸ/zina, gibi Allah’ın men ettiÄŸi zararlı ÅŸeylere yönelmemek

Kimseye iftira atmamakÄ°htiras sahibi olmamak

Ä°sraf etmemek

Kimseyi kıskanmamak

Kindar olmamak

Maddeci olmamak

Riyakâr (ikiyüzlü) olmamak

Eşe sadakat, şefkat ve haklarına riayet

Anne ve babaya iyi davranmak, onları üzmemek

Kamu yönetiminde bulunanlar, rüÅŸvet ve hediye almayacak, adaletle hüküm verecek

Müslüman iyi yurttaÅŸ olarak kamuya ve topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmelidir

Ä°slam ve insanlığın düÅŸmanlarını dost edinmemekKargaÅŸa ve bozgunculuk yapmamak

Vatan müdafaasından kaçınmamak

Toplumda kin ve nefreti tahrik etmemek

Kaynakları ve kazancı israf etmemek

Yalan söylememek v.b…

Ä°slam ahlakı yukarıda belirttiklerimizle sınırlı deÄŸildir. Adam öldürmemek, hırsızlık yapmamak, anarÅŸi çıkarmamak vb. hükümler beÅŸeri hukukun yasalarında da belirtildiÄŸi için buraya almadık. Ä°slam ahlak tarifiyle yüce Allah’ın emrettiklerine uyup men ettiklerinden kaçınmak ve Hz. Muhammed’in örnek yaÅŸamını ÅŸiar edinmektir.

KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KURALLARI
Kapitalist düÅŸüncedeki ahlak kurallarına gelince:
Kökenini dinden alan ahlak ve toplumsal kültürden gelen etik kuramı, ekonomik yapıdaki alt tabakalar için geçerli kurallar olarak, yurttaÅŸları; kapitalizm içinde zapturapt altında tutmak, iyi bir vatandaÅŸ olmaları ve zenginlerin mal ve can güvenliÄŸini saÄŸladığı için geçerlidir. Ahlak kuralları kapitalist elitler tarafından “Kilisenin vazettiÄŸi kurallar olarak görülmektedir. Bu nedenle sisteminde sadece kapitalizmin kuralları ve emperyalist yasalar geçerlidir. Kapitalizm günümüzde tröstleÅŸerek, tekelci yapıya dönüÅŸüp her ülkede bayraklar (flama) dalgalanmaya baÅŸlayınca merkezi otoriteler ve silahlı milisleri onların emrine girerek çıkarlarını koruyan kurumlara dönüÅŸmüÅŸtür. Bu çok uluslu ÅŸirket ülkeleri en güzide “hukuk Büroları”na sahip oldukları gibi… Yasa yapıcılar kartellerin seçtirdiÄŸi hizmetkârlar olduklarından “Elitler Kulübü”nün arzusu dışında yasa yapmaları da imkânsızdır.

Işıklı pano ve billboardlar yoluyla alabildiÄŸince reklam ve promosyon bombardımanıyla karşılaÅŸan insan beyni görsel, sözel ve yazılı basın vasıtasıyla moda ve imaj safsatalarıyla alabildiÄŸince tüketime yöneldiÄŸinden, geleceÄŸini ipotek altına alacak borç yükünün altına girmektedir. At yarışı, ÅŸans oyunları, içki, kumar ve fuhuÅŸ gün geçtikçe artan trendlerle kapitalizmin vazgeçilmezlerinin üst kurumları arasında yerini korumaktadır. Son yıllarda büyük ÅŸehirlerde kadın kadına ve erkek erkeÄŸe yaÅŸam yanında, homoseksüel, biseksüel ve lezbiyenlik Sodom-Gomore ÅŸehirlerini aratmayacak kadar sokaÄŸa dökülmüÅŸtür. Her geçen yıl fuhÅŸa sürüklenen genç kız ve erkeklerin yaşı düÅŸerek buluÄŸ yaşının altına inerken uyuÅŸturucu kullanan çocukların da yaşı ilköÄŸretim seviyelerine kadar inmiÅŸtir. Böylece kapitalizmin temel attığı ÅŸehirlerde aile yaÅŸamı sonlanırken, hayvani bir yaÅŸam isteklileri ÅŸehirleri alabildiÄŸince ele geçirmeye baÅŸlamıştır.

Kapitalist sistemde ÅŸekli demokrasi, hükümet ve yönetim gibi formel sistemler, güçlülerin haklarını korumak için teÅŸkilatlanmış yapılardır. Hele A.B.D. kapitalizminin geleneÄŸinde ÅŸehir ve kasabalar, bankerler ve onların paralı askerleri (ÅŸerifler) eliyle kurulup ayakta kaldığı için eyalet sistemlerinde bu gün dahi o geleneÄŸin izlerini taşımaktadır.

Ä°SLAM EKONOMÄ°SÄ°NÄ°N Ä°LKELERÄ°
Yukarıda da belirtildiÄŸi gibi Ä°slam ahlakı üzerine kurulu sosyoekonomik sistem ile kapitalizm mukayese kabul etmeyecek kadar zıt kutuplarda ÅŸekillenmiÅŸlerdir. Ä°slami sistemin merkezinde yüce yaratıcı Allah (C.C) ve onun yeryüzündeki halifesi Âdem/insan bulunurken kapitalizmin merkezinde bütün ilahi hudutları dışlamış nefs-i emmare sahibi “onların deyimiyle” maymundan türemiÅŸ “ insan-ı hayvan” ve onun putları mal ve kapital bulunmaktadır. Ä°slami sistem sonsuz yaÅŸamı da ele alan bir düÅŸünce sistematiÄŸine sahipken, kapitalizm sadece bu dünya refahı ile ilgilenmektedir. Bu nedenle kapitalizmin tek hedefi bulunmaktadır: “Pazar…” Zamanla alabildiÄŸine güçlenen pazar, toplumun sosyo-kültürel ve ekonomik bütün katmanlarını hâkimiyeti altına alarak insanı da mala dönüÅŸtürmüÅŸtür.

Hz. Muhammed’in (S.A.S.) Medine’ye hicretinden itibaren ÅŸekillenmeye baÅŸlayan Ä°slam’ın sosyal sistemi, tarihi süreç içerisinde kendi ekonomisini de yeÅŸertmiÅŸtir. Zamanla kökleÅŸen ekonomik sistem, yukarıda da belirtildiÄŸi gibi Ä°slam ahlakı üzerine kurulmuÅŸtur. Hülefa-i RaÅŸidin döneminde uygulamada nihai ÅŸeklini alan sistemin, Emeviler Döneminde önemli kırılmalar yaÅŸadığı görülürse de Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde aksayan yönleriyle beraber uygulanabilmiÅŸtir. Selçuklular döneminde temelleri atılıp, Osmanlılar döneminde fütüvvet düÅŸüncesini topluma yerleÅŸtiren Ahilik teÅŸkilatlarının Çarşı pazar ekonomisinin ahlaki kurallar üzere teÅŸkilatlanmasının uygulamada önemli rolü bulunmaktadır.

Ä°slam ekonomisi satır baÅŸlıklarıyla göz atalım:
Her birey, gerekli eÄŸitimi alarak kendi yeteneklerine göre iÅŸ edinme hakkına sahiptir. Çalışmak Ä°badet olarak kabul edilmiÅŸtir.

Çalışma yaÅŸamında kolektif ÅŸuur ve cemiyetçilik hâkimdir. Bunun nedeni Ä°slam kardeÅŸliÄŸindedir. KardeÅŸlik ÅŸuuru, cemiyeti kolektif dayanışmayı da zorunlu kılmaktadır.

Toplumun Hulafa-i RaÅŸidin Döneminden günümüze kadar süren bir devlet geleneÄŸi vardır. Devlet ahlak ve hukuk kurallarına baÄŸlı toplumsal barışı ve eÅŸitliÄŸi saÄŸlayan adil yönetim sergilemek konumundadır. Devletin dış tehdide karşı koyma, iç huzuru saÄŸlama ve toplum adına denetim yapma görevleri bulunmaktadır. Ä°slam ÅŸekli olarak herhangi bir yönetim tarzı belirtmemiÅŸ; ancak, vazettiÄŸi ilkeler doÄŸrultusunda: Åžuraya(meclise) dayalı devlet-hükümet ve toplum adına onu denetleyebilecek özerk yargı sistemi önermiÅŸtir Uygulamada ne kadarının gerçekleÅŸtiÄŸi yeterince bilinmemekle beraber, Hülafa-i RaÅŸidin ( Hz. Ebubekir, Ömer Osman, Ali) dönemlerinde uygulandığı konusunda icma bulunmaktadır.

Üretim ihtiyaçlara göre ÅŸekillenmektedir. Rasyonel bir mantıkla incelendiÄŸinde “Kaynaklar ihtiyaçları karşılamada yeterli, ancak insan açgözlü ve doyumsuzdur. ” Merkezi otorite ve toplumdaki akil insanların görevi, üretimi planlamak ve adil bölüÅŸümü saÄŸlamaktır.

Ä°sraf yasağı üzerine ÅŸekillenen üretim tarzı, beslenme, eÄŸitim, saÄŸlık, giyim, kuÅŸam, barınma, vatan müdafaası, özürlü ve yaÅŸlıların rehabilitasyonuna yöneliktir. Üretimi aksatmayıp israfa kaçmamak kaydıyla, seyahat ve tatile yönelik konaklama ve barınma tesisleri ile buna baÄŸlı ulaşım vasıtaları da bu üretim tarzına uyumlu olarak ekonomide yerini alabilir.
Harcama ve tasarruf: Müslüman kazanırken ihtiras sahibi olmayacağı gibi harcamalarında da ölçüyü kaçırmamak konumundadır. Ä°sraf yasaklanmış olduÄŸundan ihtiyaçlara göre harcama yapılacaktır. Bu nedenle birey ve ÅŸirketlerin elinde tasarruf edebileceÄŸi bir meblaÄŸ bulunacak bununla da esnaf, tüccar ve sanayici sermayesini artırarak daha geniÅŸ yatırım imkânı bulacaktır. Emekçinin birikimine gelince, adil ellerde kolektif kardeÅŸlik ÅŸuuru içerisinde belirli bir müessesede hisse tarzında toplanarak, yeni yatırım ve üretime dönüÅŸünce, bireylerin refahını yükseltilecektir.

EmeÄŸin deÄŸeri: Ä°nsanlara çalışmayı ÅŸart koÅŸan Ä°slam emeÄŸe büyük önem vermiÅŸtir. Ä°slami deÄŸerler içinde yükselen küçük iÅŸletmeci ve müteÅŸebbisi, emek kategorisinde deÄŸerlendirirken, sermaye ve doÄŸal kaynaklar mal olarak nitelenmektedir. EmeÄŸe verdiÄŸi deÄŸerin göstergesi olarak Kur’an’da yer alan “Ä°nsana emeÄŸinden baÅŸkası yoktur.” ayetiyle, “Ä°ÅŸçinin alın teri kurumadan ücretini veriniz.” hadisi ÅŸerifi yanında onlarca ayet ve hadis emeÄŸin yüceliÄŸini belirtmektedir.

 

Enerji ve doÄŸal kaynaklar toplumun ortak malları arasındadır. Ä°slam’ın Eko-nomik ilkeleri bunlarla sınırlı deÄŸildir. Ancak Makalenin boyutu açısından bu kadarla yetinmeyi uygun bulduk. Sistem kendi içerisinde adil ve tutarlı olup, ahlak sistemi ile beraber ele alınmadığı takdirde, uygulama olanağı olmayan hayalî bir yapıya dönüÅŸebilir.

KÜRESELLEÅžEN KAPÄ°TALÄ°ST DÜNYA KARÅžISINDA, Ä°SLAMIN GELECEĞİ

“Herkesin bir hesabı varsa da Allah’ın da hesabı vardır. Hesabında yanılmayan Allah’tır.”
Her geçen gün hâkimiyet alanını daha da geniÅŸletip dünyada tek sistem ve tek patron olma aÅŸamasında önemli merhaleler aÅŸmış bulunan ”Küresel kapitalizm” ve aÄŸababaları –kim ne derse desin- ömürlerini tamamlamak üzeredir. Esasen 2008 krizi ile yolun sonuna gelmiÅŸti. Ancak Çin, önemli can suyu desteÄŸi vererek, yeniden diriliÅŸini saÄŸladı. EÄŸer elindeki döviz rezervlerinin yarısını satma cesaretini gösterebilseydi küresel kapitalizmin bütün diÅŸleri sökülmüÅŸ olacaktı!.. . Kim derdi ki Mao’nun sosyalist ülkesi bir gün kapitalizmin kurtarıcı hamisi olacak. Ä°ÅŸte dünya böyle… Birkaç on yıl önceden öngörülemeyen önemli deÄŸiÅŸimlere her zaman gebedir!

Ä°slam Hz. Adem’le baÅŸlayan evrensel bir din olup, tarihi süreç içerisinden adlarına kapitalist sistem denilmese de, o yapının bütün özelliklerini taşıyan Nemrudi ve Firavuni sitemlerin tehdidiyle birçok kez karşılaÅŸmıştır. Babil, Mısır ve Roma Krallıkları yaÅŸadıkları çaÄŸlarda yıkılmaz kabul edilen birer emperyalist ve kapitalist krallıktı. MoÄŸollar, bütün Asya uluslarını önlerine katarak sürükleyip köklü medeniyetleri tahrip ettikleri gibi, BaÄŸdat’taki bütün kitapları yakarak o güne kadar diÅŸle tırnakla meydana getirilen uygarlık meÅŸalesini de söndürmeye kalkışmışlardı! Ama ne oldu? Sabırlı tebliÄŸciler onları da Ä°slam’la tanıştırarak hayvanlıktan kurtulmalarını saÄŸladılar.

Tarihin ilk çağından beri Ä°slamiyet, mazlum ulusların kurtarıcısı olmuÅŸtur. Emperyalist yönetimlerin sömürdüÄŸü uluslar ne kadar mazlumsa, iç sömürü gerçekleÅŸtirdiÄŸi kendi ulusunun halkları da o kadar mazlumdur. Sonunda Ä°slam’ın tebliÄŸiyle MoÄŸol askerleri gibi onlarda kurtulacaktır. Toplulukları millet yapıp, diÄŸer toplumlardan ayıran ahlak ve kültürleridir. Ä°kbal ne demiÅŸti, “ Saltanat sürenlerin içi yüzünü bilirim./ EÅŸekler yükseklerde Yusuf’sa kuyudadır”. Yusuf’ er-geç kuyu, kölelik ve zindan hayatını sonlandırarak “adil yaÅŸamı“ yeniden tesis edecektir. Yeter ki Müslüman olduÄŸunu söyleyen bizler, her halükarda Ä°slam ahlakı ve kendi kültürümüzle yaÅŸamayı ÅŸiar edinelim!

Karanlık geceler nurlu sabahlara gebedir. Yeni Musa’lar çağımız firavunlarının tahtını sallamak için, heybelerindeki tevhit tohumlarıyla, çoktan yola koyuldular bile !...

 

KAYNAKÇA
1- BÄ°LGÄ°Ç Emin Dr. Prof A.Ü.D.T.C.F. dergisi IX 3 (1951) Makale s. 227 ve sonrası
2- ALTUNTAÅž Hayrani Prof. Dr.. Ä°slam Ahlakı. AkçaÄŸ Yay. Ank.1999
3- AUSTUY Jacques Prof..Dr. Kapitalizm Marksizm ve Ä°slam. Çev. Oktay Güner Hulbe Yay.Ank.1975
4-DEBBAĞOĞLU Ahmed. İslam İktisadına Giriş. Dergah Yay. İst.1970
5- KüreselleÅŸme Sivil toplum ve Ä°slam Der.Fuat Keyman- YaÅŸar Sarıbay Vadi yay. Ank 1997
6- GARAUDAY Roger Ä°slam ve Ä°nsanlığın GeleceÄŸi Çev. Cemal Aydın Pınar Yay. Ä°st.1991
7-ZEYDAN Abdülkerim Ä°slam Hukukuna GiriÅŸ Ter. Ali Åžafak SırdaÅŸ Yay. Ä°st. 1976


Yorum
Re:Tüketim ekonomisi
Yazar girisim açık 2010-06-10 18:21:18
Halit Beyin yazısı gerçekten bilgilendirici. Benim anlamak istediÄŸim, mesela Ä°slami dediÄŸimiz sistem tesis edilse, ÅŸimdiki tüketim ekonomisini tersine çevirebilir mi? Tüketim azaltılırsa iÅŸsizlik artacaktır. Ä°ÅŸsizlik zaten dünyanın baÅŸ belasıyken artan iÅŸsizlere nasıl bakılacaktır? 
Bu ekonomik gisiÅŸatı deÄŸiÅŸtirmezseniz reklam kültürü topluma hakim olmaya devam edecektir. Ahlak blucin giyme ve kola içmeye göre ÅŸekillencektir. 
Saygılarımla 
Raci D.

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 17-06-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111507821 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net