|
MODERN DÜNYANIN Ä°Ç KANAMASI
Necmettin EVCÄ°
Her uygarlığın bir saplantısı, bir tıkanıklığı, her dönemin kanayan bir yarası olur. Bu saplantılar, bu tıkanıklıklar, bu kanamalar o uygarlığı, o devleti, o dünyayı, o dönemi bitirir. Ä°srail onu destekleyen, onunla müÅŸterek hareket eden devletler için iÅŸte böyle bir çıbandır.
Ä°srail ABD’nin kanamalı yarasıdır. Köklü politika deÄŸiÅŸikliÄŸine gidilmediÄŸi takdirde, ABD eksenli dünya düzeninin son nefesini verene kadar bu kanamanın süreceÄŸi anlaşılıyor. Yeni bir tedavi programı ile ABD ölümünü hazırlayan, hızlandıran bu yaradan kurtulabilir. Aslında Türkiye, ABD’ye Ä°srail’i zafiyet ölçüsünde destekleyen devletlere yapılması gerekeni iÅŸaret etmektedir. Umarız Türkiye’nin gösterdiÄŸi istikametin hayati barışçıl önemi vakit geç olmadan fark edilir. Durum onu gösteriyor ki, ileride sadece Ä°srail deÄŸil, bütün politikalarını adeta onun emir ve direktiflerine göre oluÅŸturanlar da gerçeÄŸi bilecekler. Onların da dönemi kapanacak. Bu bakımdan kendi emelleri uÄŸruna bütün bir insanlığı ifsat eden bu hastalıklı ve baÅŸkasının saÄŸlığını bozan yapıya karşı ÅŸimdiden tedbir almalıdırlar.
Ä°srail onu arkalayanlara, ona kayıtsız koÅŸulsuz destek verenlere taşınmaz bir yük olmuÅŸtur. Ä°srail’i bir devlet olarak muhatap almak mümkün deÄŸildi. Olsa olsa devlet imkânlarını kullanan veya bu imkânları ele geçirmiÅŸ bir korsan grubudur. Çete ve terörist güruhudur. Ä°srail’in politikalarını ÅŸuursuzca, sorumsuzca, vicdansızca, ahlaksızca belirleyen siyonistler tam bir çapulcu sürüsüdür. Nezaketten, diplomasiden, düÅŸünceden, duyarlıktan, ahlaktan, siyasetten anlamazlar. Bu bakımdan Ä°srail Batının ve özellikle Ä°ngilizlerin, dünyanın başına bela ettikleri bir sorundur. Uzun süre ABD arkaladı onu. Ä°srail’e karşı duran milletler, ABD’nin de himayesi ile ölüm ve ambargo uygulanarak ya sindirildi, ya cezalandırıldı; sonuçta bir ÅŸekilde amaçlarına engel olabilecek birer unsur olmaktan çıkarıldılar.
Bütün bir dünyanın finans, siyaset ve ekonomi yönetimini ele geçirdiklerini propaganda ediyorlardı. Onlara karşı çıkmak mukadder bir felaketle karşılaÅŸmak demekti. Bütün ulusları, ellerinde tuttukları iletiÅŸim araçları ve propaganda teknikleri ile bir ÅŸekilde ayartıp kendi çıkarlarına hizmete razı ettikleri sözde aydın ve medya çalışanları ile korkutarak, umutlandırarak kuÅŸatmak, kendi ifadeleri ile köleleÅŸtirmek istendi. Bir ölçüde buna muvaffak da oldular. KöleliÄŸi kabullenmiÅŸ, gücünü fark edememiÅŸ, benliÄŸi zayıflatılmış, kiÅŸiliÄŸi silik insanlar baÅŸarısızlığı kader ve genetik özellik olarak kabul edebilirler. Bu psikolojik yozlaÅŸma “çaresizliÄŸin öÄŸrenilmesi” ve yaÅŸama biçimine dönüÅŸtürülmesi olarak adlandırılır.
ÖÄŸrenilmiÅŸ çaresizlikle yılgınlığa düÅŸen, kendilerinde karşı koyma gücü bulamayan milletler ve kiÅŸiler siyonistlerin iÅŸlerini kolaylaÅŸtırıyorlardı. Çünkü onlar kendirlinde tanrısal bir gücün vehmedilmesini arzuluyor amaçlıyorlardı. Böylece insanlar tanrıların gazabını aratmayacak ÅŸiddette bir cezadan, ÅŸiddetten kurtulmak için karşı koymayı, ayaÄŸa kalkmayı, direniÅŸi akıllarından bile geçirmeyeceklerdi. Böylece iÅŸte bu bir avuç denen Yahudi siyonistler; iÅŸbirlikçilerini, aracılarını, uÅŸaklarını da kullanarak egemenliklerini sürdüreceklerdi. Öyle yaptılar. Yaydıkları sanal bir korku bütün umutları kuÅŸattı, söndürdü.
Sanal güçleri bütün zayıf halkları ve insanları yok etti. BirleÅŸmiÅŸ Milletler bütün dünyanın, baÅŸta Filistinlilerin ve Ä°slam toplumlarının elini kolunu baÄŸlıyor, Ä°srail de mazlumlar ve müdafaasız insanlar üzerinden güç gösterisi yapıyordu. Biz ne kadar hakka, hukuka riayet ediyorsak, onlar o kadar haksızlık ve hukuksuzluk yapıyordu. Onlar için ne uluslararası yasa, ne devletler hukuku ne BM karar ve yaptırımları engelleyici oluyordu. Kurulan küresel ÅŸeytanlıktan haberi olmayan insanlar “Vay be” diyorlardı, “Adamlara bak tek baÅŸlarına bütün dünyaya kafa tutuyorlar” Öyle deÄŸildi. Hem tek baÅŸlarına deÄŸildiler, hem dünyaya kafa tuttukları filan da yoktu. O yürek, o cesaret onlarda yoktu. Hepsinin kalbi korkudan tir tir titriyordu, korkudan paramparçaydı. Zalimlikleri, acımasızlıkları biraz da ondandı.
Korku ve endiÅŸe iç dünyalarının normal düzeni, akışı olmuÅŸtu. Hiçbiri, hiçbir yerde güvende deÄŸildi. Onlar ancak kundaktaki bebeleri kurÅŸuna dizerlerken cesurdular. Hastaneleri çok cesur bombalıyorlardı. Sivil halklara ve silahsız gemilere, Mavi Marmara’ya baskın yaparlarken çok kahramandılar. Havadan Gazze üzerine fosfor, salkım ve misket bombaları, napalmlar yaÄŸdırırkenki cesaretlerini, karadan bir adım bile olsun atarak gösteremediler. 2006’da Lübnan’da Hizbullah karşısında bozguna uÄŸradılar. Onlar dünyanın gelmiÅŸ geçmiÅŸ en korkak insanlarıdır. EÄŸer öyle olmazsa sapana karşı füze atmak gibi vahÅŸi bir soykırımın temsilcileri olamazlar. Bunlar kimdi? Firavun’a karşı Musa mıydılar? Hayır, tersine Musa’lara karşı Firavun olmuÅŸlardı. BaÅŸta ABD olmak üzere dünyanın dokunulmaz bir korumayla şımarttığı, azgınlaÅŸtırdığı bu korsan çapulcular uygarlığın, bütün bir insanlık vicdanının iç kanaması, ruh tıkanmasıdır.
Bu Ä°srail ile devam edilemez. Bundan böyle dünyada yeni bloklaÅŸmanın, yeni konseptin oluÅŸacağını söyleyebiliriz. 2. SavaÅŸ sonrası oluÅŸan dünya düzeninin zemini kaymıştır. Yeni dengeler, yeni duyarlıklar ve yeni güç unsurları doÄŸal olarak yeni bir küresel yapılanmayı zorunlu kılmaktadır. Barış yeni dünyanın temel dinamiÄŸi olmalıdır. Artık her ÅŸeyin birbiri içine girdiÄŸi dünyayı, saÄŸcı-solcu, doÄŸu-batı veya kapitalist-komünist gibi ayırmanın imkânı yoktur. Ulusları ideolojilerin keskin kalıplarına döken homojen yapı dağılmıştır. Åžimdi inanç ve ideolojisi ne olursa olsun barıştan yana olanlarla zulümden yana, haklardan yana olanlarla haksızlıktan yana olanlar diye bir ayrışma yaÅŸanacaktır. Bu sürece girilmiÅŸtir. Mavi Marmara gemisinde dinleri ve dilleri farklı insanların barış ve insan hakları düzleminde bir araya geldiklerini gördük. O gemi içinde sadece insani yardım deÄŸil ondan daha çok insanlığın yeni mefkuresini taşıyordu. O gemi yeni bir medeniyetin ufkunu, umudunu taşıyor. Ä°srail bütün bir zalim ve vicdansız güçlerin temsilcisi olarak ÅŸimdiki dostlarıyla yürüdüÄŸü yolda gelecekte korkunç yalnızlık yaÅŸayacaktır. Türkiye bu saflaÅŸmada, bu ayrışmada mazlum ve müdafaasız halkların temsilcisi olarak ruh köküne, kimliÄŸine, geleneÄŸine, tarihsel reflekslerine en uygun yerde durmaktadır. Türkiye yeni insanlık dünyasının öncüsü olarak onur duyabilir. Gelecekte bütün bir dünyanın medeniyetler buluÅŸmasının hayat bulduÄŸu, hayat fışkırdığı merkez olarak görülebilir. Türkiye yönünü insanlığın bozulmamış ruhuna, vicdanına çevirmekle kendine en yaraşır, en yakışır karar vermiÅŸtir. Türkiye doÄŸru yoldadır. DoÄŸrusunu yapmaktadır.
İsrail sonun başlangıcını yaşamaktadır.
Büyü bozulmuÅŸ, balon patlamıştır. Bütün mazlum milletler öÄŸrenilmiÅŸ çaresizliÄŸin iç kuÅŸatmasından sıyrılıp kiÅŸilikli, onurlu bir duruÅŸ ortaya koyuyorlar. Siyonistlerin yalan propagandaları ile büyüttükleri güçleri sıfıra inmiÅŸtir. Daha da inecektir. Yalanın maskesi bir kez daha yırtılmıştır. Ä°srail’i çok zor, çok kötü günler beklemektedir. Biz kimsenin yok olmasını istemeyiz. Ama onlar var olmaları için bizim yok olmamızı zorunlu gördüler. Ama bizi yok edemediler. Åžimdi biz kendi cevherimiz, benliÄŸimiz, kimliÄŸimiz, gücümüz ve dinamiklerimizle var oluyoruz. Biz var olduÄŸumuz zaman onlar yok olacaktır. Bizim var oluÅŸumuz, iç kanamasını durdurmak isteyen bir uygarlığa da imkân ve ilham verebilir.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
