25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow YÄ°TİĞİMÄ°ZÄ° BULARAK VAR OLMAK
YİTİĞİMİZİ BULARAK VAR OLMAK PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 5
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
01-04-2010
YİTİĞİMİZİ BULARAK VAR OLMAK

                                             Necmettin EVCÄ°
Siyaseti toplumun düÅŸünen aklı oluÅŸturmalıdır.
Sadece siyaset mi; sanat da, ilim de, deÄŸerler, o deÄŸerlerle biçimlenen hayat, hep düÅŸünceyle oluÅŸmalıdır.
Bizim asırlardır sıkıntısını çektiÄŸimiz temel meselemiz budur.

Avrupa bu sıkıntıyı yaÅŸadığı feodal dönemde tıkanıp kaldı. Adeta çöktü.

Uygarlık havzamızdan ayrı düÅŸtüÄŸümüz veya düÅŸürüldüÄŸümüz uzun asırlar boyunca, Avrupa’nın yaÅŸadığı sıkıntılara benzer sıkıntılar yaşıyoruz. Onlar düÅŸüncede ilerlerken bu kez biz geriledik. Bu bir yasadır. Yasa gibidir. Kültür, ilim, hikmet yok olmaz. O varlığa anlam ve coÅŸku veren cevherdir, nüvedir. O nedenle ‘Hikmet müminin yitiÄŸidir. Nerede bulursanız alınız’ demiÅŸtir Peygamberimiz. Demek ki, hikmet sadece müminin deÄŸildir. Demek ki, ‘hikmet’ ana baÅŸlığı ile özetlenen anlayış, tefekkür, ilim, hilm, fehm, estetik hülasa erdeme hakikate ait bütün deÄŸerler, varlığa aittir. Var olan onlarla var olduÄŸu, varlıklarını onlarla anlamlandırdığı zaman deÄŸer bulur. Bizzat ‘deÄŸer’ mefhumuyla ben bunu anlıyorum. DeÄŸerli olan deÄŸerini bulur. DeÄŸer bulmayan deÄŸerli olamaz. Ne demek istiyorum? DeÄŸerler belli bir çaba ile elde edilirler. Miskinlikle, tembellikle deÄŸer elde edilmez. EÄŸer akıl teri akıtmadan, zihnen yorulmadan, peÅŸinen deÄŸerli olduÄŸumuzu söylüyorsak bu olsa olsa boÅŸ benliÄŸimizin böbürlenmeyle kendini avutma basit kompleksinden baÅŸka anlama gelmez. Bu boÅŸ benlik, ilimle, fikirle, erdemle dolmayacak, böyle bir donanımı varlığına yük sayacak kadar acizdir. Orada insan, bir deÄŸer üretemeyecek, bir deÄŸeri içselleÅŸtiremeyecek kadar zaafa düÅŸülmüÅŸtür. Bu zaaf ortamı insanları çaresiz olarak taklide yöneltir. Taklit ne ilimden, ne kiÅŸilikten bir ÅŸey ifade eder. Taklit ile bir deÄŸer kazanacağını sananlar ancak hiçliklerinin keyfini çıkarmakla kendilerini aldatanlardır, avutanlardır. Orada zihin de akıl da ruh da hastalanmıştır. Akıl ve ruh hastalığına toplumsal, kültürel açıdan böyle yaklaÅŸmak yanlış olmaz.

Sahih kiÅŸiliÄŸi ve kimliÄŸi ile var olanlar taklide gerek duymazlar. Demek ki burada ÅŸu gerçek kendiliÄŸinden ortaya çıkıyor: Taklit benliÄŸin, kimliÄŸin ve kiÅŸiliÄŸin yitirildiÄŸinin kanıtı olmaya yeter. Bir adam veya toplum baÅŸkasını taklit ederek var olacağını söylüyorsa, orada acınası bir durum var demektir.

Avrupa benliÄŸini ve kiÅŸiliÄŸini bulacak seviyede deÄŸer üretemediÄŸi zamanlar, Ä°slam toplumunu taklit etti. Belki sonradan müminin yitik malı olan hikmeti bularak kendince yorumladı, hayata kattı ve yeni bir kültür, uygarlık kurdu. Kadere bakınız ki, ÅŸimdi de biz onu yani yitiÄŸimizi arıyoruz. Kendi deÄŸerimizi ürettiÄŸimiz asırlarda tefsirden, hadise, hukuka, sanatın her alanına kadar özgün eserler verdik. Sadece siyaset alanında bile Farabi’nin El Medinetül Fazıla’sı ne muhteÅŸemdir. Ä°bn-i Haldun’un Mukaddime’si kimi özellikleri ile bugün bile aşılamayan bir kaynaktır. Maverdi’nin Ahkam-us Sultaniye’sinden, Nizam-ül Mülk’ün Siyasetname’sine, Ä°bni Teymiyye’nin Es Siyaset’üÅŸ Åžeriyye’sine kadar yüzlerce eser; deÄŸiÅŸerek, dönüÅŸerek akıp giden hayatı, diri bir bilinçle kavrama çabasından baÅŸkası deÄŸildir. En son Mustafa Koçi Bey’in Risaleleri, belki Ahmet Cevdet PaÅŸa’nın Mecelle’si bu yöndeki çabaların son örnekleridir.

Koçi Bey Risale’sini Yazdığı zaman Ä°ngiltere’de Parlamento devrimi oluyor, 1. Charles idam ediliyordu. Belki aynı asırlarda Hobbes Leviathan’ını yazmaktaydı. Machiavelli, Hükümdar'ını yine aynı dönemlerde yazdı. Yani uygarlık tahterevallisi tam dengeli bir noktaya gelip dayanmıştı. Demek ki, bir toplumun ayağı kaymaya görsün. Denge bizim lehimize bozuldu. Ä°çine düÅŸtüÄŸümüz vetireden sadece bedenimiz hasar görmedi. Çarpmanın etkisiyle aklımız, ruhumuz da sarsıntı geçirdi. Giderek düÅŸünme yeteneÄŸimizi kaybettik. GeçmiÅŸte üretilip hayata katılan deÄŸerleri bile güncelleyemedik. Onları güncelleyecek dimağımız kurumuÅŸtu. Anlayışımız daralmıştı. DüÅŸünmek zor geliyordu.

Sonrasını biliyorsunuz. Tanzimat’la beraber ölümcül bir hayranlıkla batıyı taklit batağına saplandık. O gün bu gündür taklit hastalığına tutulmuÅŸ ruhunuz ve benliÄŸimizi bir türlü bulamıyoruz. DüÅŸünce adına taklitlerin çarpışmasından baÅŸka bir ÅŸey ortaya koyamıyoruz. Bizim olmayan düÅŸünceleri, bizim olmayan bir duyarlıkla, bizim olmayan amaçlar için ölümüne savunmuÅŸuzdur. Bizde varsa eÄŸer düÅŸünce tarihi, bu aynı zamanda taklitlerin çarpışması tarihidir. Belki Nurettin Topçu ‘Yarınki Türkiye’ adlı eserinde ‘Bizde düÅŸünce tarihi yoktur, düÅŸünce sosyolojisi vardır’ derken bu meselelere de dikkat çekmek istemiÅŸti.

Sonuç itibariyle, kiÅŸilikli, kimlikli bir hayat yaÅŸayacaksak, bu hayatı da sanatla, siyasetle, düÅŸünceyle kuracaksak önce kendimizi bulmaya, kendimizi bilmeye ihtiyacımız var. Kendimizi bulduÄŸumuzda, kendi sesimizi, soluÄŸumuzu, kendi sevdamızı, sorunumuzu bulduÄŸumuzda kendi çözümümüzü de, kendi dermanımızı da, kendi dünyamızı da bulacağız.
Günümüzde yaÅŸanan geliÅŸmelere bir de bu duyarlıkla bakınız.
Biz kendimiz olmak istiyoruz. Kendi gerçekliÄŸimizle, realitemizle, kendi özümüz ve deÄŸerimizle var olmak istiyoruz.

Birileri yitik, boÅŸ benliklerinin güvensizlik yayan ruh halleriyle bize kendimiz olmayı yakıştıramıyor ya da çok görüyorlar. Onlar, o azınlıkta olanlar herkesi kendileri gibi mi sanıyorlar acaba?

Uzun süren karanlık bir dönemden sonra var olmanın, varlığın mana ve ciddiyetini takınmanın vakti gelmedi mi?

Toplumun düÅŸünen aklı siyasetini de oluÅŸturmalıdır.
VaroluÅŸ kararlılığımız düÅŸünmekle tebarüz ettiÄŸi sürece, kendi sanatımız da, kültürümüz de, siyasetimiz de var olacaktır.

Yorum
taklit her zaman kötü değildir!
Yazar batuhan açık 2010-04-02 23:31:13
eğer Kitabullahın kıymetini bilmiyorsan bir zamanlar taklit edilen yani tahkike ermişlerin makamından mukallit rütbesine tenzil edersin. elinde bütünü tutan başkasının elindeki parçayı kale alır mı? ama biz alıyoruz çünkü hikmetin ne olduğunu tam kavrayamadık ama olsun zararın neresinden dönersek kardır. samimi ve akıllıca yapılan bir taklit tahkike götüren en iyi yoldur.

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 01-04-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111660672 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net