09-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
YOLUMUZ UZUN ve ÇETİN: İÇİMİZE GİDİYORUZ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 17
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
06-02-2006
Image

Hicret, zora kanırtılmış zamanı kendine bükmektir. Her ÅŸeyi yerli yerine
koymak için boydan boya tarihi, zamanı, ufukları yürümektir. Hicret Kâbe'yi
iÅŸaret taşı bilerek yeryüzüne açılmaktır. Hicret medeniyet atlasını
alnımızdaki secde izleriyle yeniden şekillendirme kararlılığıdır. Hicreti
anlamaksızın baÅŸkentlere yürüyüÅŸ olmaz. Kalbimize yönelmeyen yürüyüÅŸ
yeryüzüne ulaÅŸmaz.
Hicret cesaret, güven, korkusuzluk ve olgunluktur. Hicret sadece esaretten
kurtuluÅŸ deÄŸil hele kaçış hiç deÄŸil, esareti kuÅŸatmaya doÄŸru bir hamle, bir
kalkışma, bir yürüyüÅŸtür. Hicret mazlum ve onurlu cesarettir. Hicret
yitirdiklerimizi aramak ve bulmaya çabalamaktır. Bu gün tüm insanlık içinden
ve dışından ÅŸeytanın açık, acımasız,  kaba, küt kuÅŸatması altındaysa hicret
kaçınılmaz demektir. Nereye gidilmeli, neyi/nereyi bulmalı? Neyimizi
yitirdiÄŸimizi hatırlamaya çalışmak hicretin ilk hareketi olmalıdır.
Bir ÅŸeyi yitirdik ve bozuldu her ÅŸekil. Yeniden yeryüzünün asil konukları
olmamız için bul(uÅŸ)mamız gereken nedir? O ÅŸeyi bulsak kendimizi, kendimizi
bulsak o ÅŸeyi bulacağız. O ölçüde birbirimizi tamlayan, tanımlayan baÄŸlaşık
bir hakikat bu. Demek ki, iç evrenimizi çoraklaÅŸtıran bu firak bir yönüyle
kendimizden, yüreÄŸimizden ayrı düÅŸmemizin ölümcül hüznü. Onu içimizde
yitirdiÄŸimiz için dışımızda aramanın sonuçsuz çabası yüzyıllardır sürüyor.
Ä°çimizde yiteni dışımızda nasıl buluruz? Uzak içimizde, uzaklık içimizde.
Yakın/yakınlık, güzel/güzellik, aÅŸk/aÅŸkınlık, kuÅŸatma/kuÅŸatılmışlık, esaret,
özgürlük, Mekke, Medine hep içimizde. YitiÄŸimize uzaklığımızı, yakınlığımızı
kendimize yaklaÅŸmakla anlayacağız. Ä°ç denizlerimizi, iç mekânlarımızı aÅŸar
ya da yeniden kurarsak yine o asil, asude yaşamlar yakınlaşacak, yine aşka,
akla, ilme, hikmete dokunacağız. Öyleyse; gece varlığımızı tümüyle zindanına
kapatmadan, tümüyle tıkanmadan ruhumuzun son menfezleri, son gündüzün solgun
ışıklarını kalbimize katarak, huzmelerini çoÄŸalta çoÄŸalta, her adımda biraz
daha canlanarak, güçlenerek, ışık donanarak yürümelidir.

Haydi ruhumuzu bedenimize, benliÄŸimizi ruhumuza katarak tez elden aramaya
koyulalım. Hicret Ab-ı hayat'ı aramaktır.Bu kutlu, bu asil arayışın yoluna
koyulalım yeniden. Mustazaf yanımız hüzünce, bol yanımızda zafer var. Bu
günümüz iÅŸkence, yarınlar evlad-ı fatihana ÅŸölen hazırlığında.
Öyleyse görünen bütün uzun, aşılmaz her surun arkası Çin. Her sonsuz
denizlerin ötesi Amerika. Her eritici uzun çöllerin arkası Medine.
En uzak ufuklar Kızıl Elma. Kapalı kapıları açmanın, nur ÅŸavkıyan ufuklara
doÄŸru yeni bir yürüyüÅŸe çıkmanın vakti gelmiÅŸtir. Baksanıza ayın,
yıldızların rengi soldu, güneÅŸ tutulmak üzere. AÅŸkı, gücü, cesareti azık
niyetine heybemize katıp çıkmalı odamızdan, iç odalarımızdan. Bunalımlar,
sancılar içindeki dünya senin doÄŸumunu bekliyor. Ä°nsanlığın yeni sesi,
yeni soluğu ve yeni sabahı Sen olmalısın, Sen olacaksın.

'Yer demir gök bakır'sa; ufku, yürek atlasımızı yeÅŸertecek suyu, bir yeni
medeniyeti besleyecek pınarı bulmak için yürümek gerekmektedir. Gözlerimiz
bilginin ve hikmetin aydınlık ufuklarını arşınladıktan sonra hiçbir yer
bize uzak, hiçbir uzak ulaşılmaz deÄŸildir. Ülkesini yüreÄŸinde gezdirenler
için tüm yeryüzü yitik ülkedir. Tüm yeryüzü arz-ı mevvud. Uygarlıklarını
önce içlerinde kuramayanlara, olanca geniÅŸliÄŸine raÄŸmen  yer yüzünün giriÅŸ
çıkışları kapanacak zaman da mekân da onlara daralacaktır. Sıkıntımız,
sıkılmamız bundandır. Allah inananlara sadece umut kapılarını aralamayacak
ayrıca çıkışı da gösterecektir. At elindeki asanı Musa. Denizler yarılacak
önünde göreceksin. Bu bakır gök açılacak vuracak ışıklarını. Yeter ki sen
kurtuluÅŸa yürü, kurtuluÅŸu yürü. Yani bir eylem olarak yürümenin kendisi
kurtuluÅŸ olsun. KurtuluÅŸ, kültür, uygarlık duranların, duraÄŸanların deÄŸil
yürüyenlerin hakkıdır.  ÖzgürlüÄŸe niyetlen.  Yeter ki ufka aç adımlarını.
Sen ardında inciler saçarak yürüyensin. Sen yürüdüÄŸünde daÄŸlar, nehirler,
iklimler de seninle birlikte yürüyor. Önünde tarifsiz sıcaklığıyla insanı
mum gibi eriten çöl. Geceleri mahÅŸer yalnızlığını eser fırtınalar. Deli,
kudurgan. Zaman akmaz, ölümcül bir karanlık sarar kuÅŸatır benliÄŸini.
Üstelik tüm zamanların zulmü salınmıştır peÅŸine. Bu çıkış niçin? Bir
kaçış mı bu? Mekke'de kalanları çökertici  tenhalıklarına  bırakarak
bu gidiÅŸ nereye? Yeter ki sen Muhammed ol. Ardından çaÄŸları ışıtan güneÅŸler,
kokusu tükenmeyen çiçekleriyle baharlar bırakarak yürüyeceksin. Sedef ışıltısıyla
bir dolunay çağını, gül çağını yürüyeceksin. Görünenleri her geçtiÄŸinde
görünmezler parmak uçlarına kadar yakınlaÅŸacak. Sevgi, özveri, özgürlük,
merhamet, iyilik,.. bunlar hep hayatın asal, içkin unsurları olarak
dokunulur olacak. Saracak insanların düÅŸünü gerçeÄŸini. DoÄŸduÄŸun ÅŸehri terk
ediÅŸine üzülme. YüreÄŸini Kâbe kanatır, yüreÄŸinde Kâbe kanar, doÄŸrudur.
Üzülme, her adımda bir ÅŸehir geçerek geri döneceksin. Ülkeler, ÅŸehirler
bayram sevinciyle Seni bekleyecek, Seni bekliyor. Çünkü geçtiÄŸin her yerde
insanlık o mükemmel, o ÅŸerefli kiÅŸiliÄŸini yeniden kazanıyor. Sesinin
soluğunun ulaştığı her yerde iklim değişiyor; zemheriler bahar, geceler
gündüz oluyor. O mübarek ayaklarını bastığın kurak topraklar bereket
yeÅŸeriyor. Ä°manı, aÅŸkı, sabrı, takvayı yürüyeceksin Ey ay yüzlü sevgili.

Ey bizi terk edince baharımız hazana dönen, bizi boynu bükük ve öksüz
bırakan Mekke'yi terk etmeseydin Medine'ye kavuşamayacaktın. Bırakmasaydın
bulamayacaktın belki. Oradan çıkmasaydın oraya giremeyecektin belki. Oradan
çıkmasaydın kurtulur muydu Mekke ÅŸirkin ve zulmün iÅŸgalinden. Åžimdi ise
tevhidin duyulduÄŸu, duyurulduÄŸu, yaÅŸandığı her yer Mekke. Dünyanın her
yerinde Mekke var. Her muvahhidin kalbi Kâbe maketi.. Dünyanın her yerinde
müminler Orayı özlüyor, düÅŸlüyor. Niyetlerde Hacc, zihinlerde tavaf var. O
Sana bahÅŸedilen solukla geniÅŸledi müminler. Sana indirilenle yüceldi
insanlık. Bir onurlu, bir kutlu, bir imanlı yürüyüÅŸ ki seni adım adım
izlemeli sapmadan. Ä°ÅŸte onun için çıkmalı kapalı dünyamızdan. Mekke madem
her yerde öyleyse Medine de hemen yanı başında. Mesafe ve meÅŸakkat ne kadar?
Bizim kalbimize, içimize, içtenliÄŸimize uzaklığımız ya da yakınlığımız kadar. 
Hicret bir köklü deÄŸiÅŸim, tavizsiz karşı duruÅŸ, kararlı bir dönüÅŸümdür. Hicret
gittiğimiz yerde kendimizi bulmaktır. Kendilerini kaybetmişler ne hicretten
anlarlar ne de ona muhtaçtırlar. Onların bulacakları bir deÄŸer de kalmamıştır.
Yitirdiklerini, hatırlamayacak kadar zaaf içindedirler. Kimileyin zelil ve
zavallıdırlar. Hicret her ÅŸeyi yakıp yıkan yangından önce benliÄŸimizi ve
birlikte olduklarımızı kurtarmak demektir. Kötülüklerden iyiliklere, karan-
lıklardan nura yönelmeksizin hicret olmaz.

Bir hicretin eÅŸiÄŸinde olmak çetin bir sınav üzre olmaktır. Yardım et
Allah'ım. Yolumuzdaki sarp yokuÅŸları yumuÅŸat. Sen istersen güneÅŸ bile,
insanı naylon gibi eriten çöle serinlik saçar. Sen istersen Ä°brahim'e
ateÅŸler selâmet olur. Çiçek çaÄŸlayanına dönüÅŸür Nemrut'un kor ateÅŸleri. Sen
zorlukları kolaylaştıransın.

Hicret bir bırakıp gitmeyse, bir terk edip gitmeyse, bir çekip gitmeyse;
bırakıp, terk edip, çekip gitmelidir geç olmadan. Bir bakıma ölüm dünyadan
ahirete zorunlu hicretimiz olmayacak mı? Öyleyse imkânlar azalmadan, yollar
tümüyle tutulmadan, hava kararmadan gitmelidir. MutsuzluÄŸu, güvensizliÄŸi,
inançsızlığı bırakıp gitmelidir. AceleciliÄŸi, tembelliÄŸi, kaygıları,
korkuları, vurdumduymazlığı, yüreksizliÄŸi terk edip gitmelidir. Alçaklığı,
ihaneti, vefasızlığı, yolda bırakmayı, erdemsizliÄŸi, ahlâksızlığı,
düÅŸmanlığı, içten pazarlığı tepeleyip gitmelidir. Böyle gidilmeyen yol ne
Medine'ye, ne de baÅŸka bir ÅŸehrin kapısına varmazdı. Böyle gidilmeyen yol,
böyle yapılmayan yürüyüÅŸ 'hicret' olmazdı. DeÄŸilse hayırlı, kutlu amaçlar
için yola çıkmış olmayız, belki yoldan çıkmış oluruz. Yolda olmanın ilkesi
ayet ayet, sure sure yürümektir. Yolda olmak, Sireti seyrimize kılavuz bilip
yürümektir. Sadece görünür engelleri, sıkıntıları deÄŸil iklimleri,
zamanları, mekânları aÅŸan bir yürüyüÅŸ bu. Tüm sözleri, tüm kavramları
yerinden oynatan, anlamlarını onaran, insanı, hayatı, tarihi, kültürü,
medeniyeti, düÅŸünceyi yeniden canlandıran, yeniden tanımlayan ayaÄŸa kaldıran
bir yürüyüÅŸ. Ä°mana, aÅŸka, doÄŸruluÄŸa, güzelliÄŸe, iyiliÄŸe, tevhide, nura,
ÅŸehre, ÅŸehirler kurmaya, esenliÄŸe, müjdeye, yeni ufuklara, kurtuluÅŸa bir
yürüyüÅŸ. Zulmetten nura, darlıktan bolluÄŸa bir yürüyüÅŸ..Ä°lme, hikmete,
rahmete, tek kelimeyle Allah'a yürüyüÅŸ. Siz daÄŸlara, tepelere, uzaÄŸa, yakına
takılıp kalmayın, asıl gidilecek menzil insanın kendi içindedir. Yeryüzünü
adımlarken bile içimizde bir yürüyüÅŸe çıkmışızdır aslında. Bir yönüyle
gitmek, vasıl olmak, bulmak istediğimiz de yine kendimizdir. Biz kendimizde
olmadıktan sonra nerede olursak olalım bir kıymeti yoktur. Kendini bilmeyenler,
kendini bulmayanlar ve kendinde olmayanların fiziki olarak bulundukları yerle
kazanacakları ne bir hakikat, ne bir güzellik ne de bir deÄŸer olabilir. Gürül
gürül akan pınarlar da, kavurucu çoraklıklar da kendi içimizdedir. Son tahlilde
biz iÅŸte o pınara gitmeyi, o pınarın serinletici sularında kanmayı amaç ediniriz,
edinmeliyiz. Öyleyse kalkın içimize yönelmeye, içimize yürümeye, içimize koÅŸmaya
başlatalım.

Ä°çlerinde bir koÅŸuya çıkmayanların dış dünyada çıkacakları bir yolculuk
yoktur. Bizim yolculuÄŸumuz aslında iç ülkeye, öz ülkeye doÄŸru bir
yolculuktur. Ä°ÅŸgal ya da istila edeceÄŸimiz bir yer yoktur. Ama kendimizi
bulmak, kendimizi kurmak içinse bu yürüyüÅŸ önce kendi surlarımızın
kapılarını zorlamalıyız. Ä°ç dünyaları dar olanları hiçbir geniÅŸlik
sıkıntıdan kurtaramaz. Ä°çi kapalı olanlar hiçbir açıklıkta aydınlanamaz.
Ä°çinde yoksul düÅŸenlerin kazanacakları hiçbir zenginlik yoktur. Ä°çlerinde
sığ olanlar hiçbir derinlik kazanamazlar. Kendileriyle barışık, kendileriyle
dost olamayanlar başkalarıyla barışık ve dost olamazlar. Vakti Kuşanmak adlı
kitabında Atasoy MüftüoÄŸlu'nun dediÄŸi gibi gerçek anlamda katlanamayanlar katamazlar,
katılamazlar. Ä°çlerinde aÅŸkı büyütmeyen, sevdayı çoÄŸaltmayanlar dışlarında ancak
aÅŸk ve sevdayla ulaşılacak mertebelere ulaÅŸamazlar. Bu kiÅŸiler makamlarını gönül
tahtına kurmuÅŸ olanlardır. ÖzgürlüÄŸü, özveriyi, vazgeçmeyi, sabrı, tahammülü bilmeyenler
gönül dünyasından, gönül tahtından uzak kalanlardır. YürüyüÅŸümüzün kendimize, iç
evrenimize, iç menzilimize olması demek ruhumuzun harap yanlarını ayet ayet hadis
hadis onarmak demektir. Kendimizi yeniden kurmak, kendimizi yeniden gözden geçirmek
bize kalan som insan yanımızla Rabbimize olan kulluÄŸumuzun gerçek bir silkiniÅŸle
gerçek bir kendinden geçiÅŸle bilincine varmak demektir. Hem kendinden geçiÅŸ hem
bilinç!.. Bir paradoks mu bu? Evet ama tenakuz deÄŸil. Kendi mesafemizi aÅŸan menzile
yani kulluÄŸa giden yolda zorunlu uÄŸrak. Necip fazıl ne güzel diyordu:
'Yum gözünü kalbinin içine yokluÄŸu üfür/ Kendini aÅŸmak iman kendinde olmak küfür.'

Bu konu sosyal, siyasal, kültürel açılımıyla bir medeniyet perspektifinin
içine yerleÅŸtirilerek ayrıca araÅŸtırılmalı düÅŸünülmelidir. Ben ÅŸimdilik
sadece ayrılık acısıyla sancıyan gönlümde hicret yankısını paylaÅŸmak
istedim...
Hicretiniz kutlu olsun.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 07-02-2006 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
122441029 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net