18-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow GAZZEYE YOLCULUK
GAZZEYE YOLCULUK PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 2
KötüÇok iyi 
Yazar Ä°smail UYAN-Recep ÅžAHÄ°N   
30-01-2010
GAZZE’YE YOLCULUK                                             


                                                                      Ä°smail UYAN-Recep ÅžAHÄ°N

Katılmış olduÄŸumuz konvoy dini bir faaliyetten ziyade insan olma özelliÄŸimize dayalı insani yardım faaliyetidir. Bu nedenle ingiltereden katılan gayri Müslimler de vardı.

Samsun’dan istanbul’a hareket
28.12.2009 Samsun’dan sabah 09.40 uçağıyla Ä°stanbul’a hareket ettik. Ä°stanbul’a vardığımızda bazı dostlarımızı ziyaret etmek için havaalanından ayrıldık. Uçağımızın kalkma saati gelince Atatürk hava alanına geri döndük. Saat 14.45’de Adana uçağımız hareket etti ve 1,5 saat sonra Adana’ya vardık. Havaalanından bir dostumuz bizi aldı ve Mersin’e aracıyla götürdü.
Orada Akdeniz derneÄŸine gittik. Bu dernek Ä°.H.H. ile çalışan yerel bir çalışmaydı.Çok sıcak bir karşılama oldu. Yurdumuzun muhtelif yerlerinden gelen diÄŸer ÅŸoför arkadaÅŸlarla birlikte sohbet edip tanışma fırsatı bulduk. Herkes neden katıldığını anlatırken, bir arkadaşımız aklında hiç Gazze’ye gitmek diye bir düÅŸüncesinin olmadığını ama o gün Kur’an okurken Tevbe sûresinde geçen Tebük seferinden geri kalan Kab Bin Malik olayını okurken bende onlar gibi seferden geri kalıp yerilenlerden olmayayım diye hemen karar verdiÄŸini ve böylece konvoya katıldığını söylemiÅŸti. 
                                          
O gece bizleri Mersin’liler evlerinde misafir ettiler. Çok içten ve samimi duygularla ağırlandık.

Ertesi gün öÄŸleyin gümrüÄŸe giderek (binek tipi araç 32 ad, kamyonet 8 ad, midibüs 7 ad,)Amerikalı Müslümanların alıp Gazze’ye verilmesi için Mısır’a gönderildiÄŸi, fakat Mısır hükümetinin Gazze’ye vermediÄŸi araçların tekrar Mersin limanına gönderildiÄŸi araçları konteynirlerden çıkarmaya baÅŸladık. Araçlar uzun süre çalışmadığı ve kapalı yerde kalmalarından bazı yerlerinde paslanmalar olmuÅŸ. Ayrıca bir çoÄŸunun aküleri kullanılamaz hale gelmiÅŸ, bazı araçların kablolarının fareler tarafından yenildiÄŸi görüldü. Ä°HH’lı yetkililerle birlikte bir taraftan aldıkları geçici plakaları araçların ÅŸasi numaralarına göre takmaya çalışırken, bir taraftan da tamirciler vasıtasıyla araçları çalışır hale getirmeye gayret etmekteyiz. Hantal bürokrasi burada bize asık suratını göstererek meÅŸakketler çıkarttı. En barizi tüm resmi iÅŸlemler bitmeden araçları görmemiz ve kontrol etmemize fırsat tanınmadı. Mesai saati dolmak üzereyken gümrüÄŸü birçok aksaklıklarla beraber terk ettik. Mersinden çıktık kısa süre sonra binek tipi aracın birisi radyatör suyu kalmadığından (sıfır araç olmasına raÄŸmen) motor üst kapak contası yaktı. Bu araç Gaziantep’e kadar araç üzerinde çekici ile getirildi. Gece saat 02.00 gibi Gaziantep’e organize sanayiye ulaÅŸtık ve konvoy bir camide istirahat etti. Sabah Gaziantep’li arkadaÅŸlar karşılamaya geldiler ve araçların tamiri için gerekli çalışmayı baÅŸlattılar (gün yılbaşı tatili olmasına raÄŸmen daha sonra ise bizlere Vahdet Vakfı Åžubesi yetkilileri, Bülbülzade Vakfı yetkilileri ve Erdemliler DerneÄŸi yetkilileri misafirperverliÄŸin en güzel örneklerini ortaya serdiler.

AkÅŸam saat 20.00 de araçlarımızın tamir iÅŸleri bitti ve bizler Kilis Öncüpınar sınır kapısına hareket ettik. 02/01/2010 Gece saat 01.00 gibi gümrük kapısına ulaÅŸtık. Gümrük kapısında bizlere bu araçların tırların geçtiÄŸi kapıdan geçmesi gerekiyor bu ÅŸekilde gidilemez denildi. Bu ÅŸekilde sabahı beklememiz gerektiÄŸi söylenildi. Konvoya yetkili arkadaÅŸlar bazı bakanları aradılar ve bakanların gümrüÄŸü aramasıyla kapıdan geçiÅŸimize izin verildi. Suriye topraklarına geçtiÄŸimizde sıcak bir karşılama oldu. Bizleri devlet protokolü ile karşıladılar ve o ÅŸekilde 257 KM lik yolda bizlere eÅŸlik ettiler. Böylece Suriye’nin Lattakia ÅŸehrine saat 13.00 gibi ulaÅŸtık. Daha önce giden ve Ürdün’ün Akabe limanından geri dönmek zorunda olan konvoyla birleÅŸtik. Lattakia’da Suriye hükümetinin mülteciler için yapmış olduÄŸu kampa yerleÅŸtik. Çok sayıda 14 -16 M2 ‘lik küçük odaların olduÄŸu ayrı ayrı baraka tipi evlere yerleÅŸtik. Burada Suriye hükümeti bizlere çok iyi davrandı. Bizlere üç öÄŸün yemek verdi ayrıca subayların yazlık tatil evlerinde kalmak isteyenler içinde mülteci kampından oraya servis düzenledi.

Biz de bir gece orda kalmak için gittik. Gece saat 24.00 de oraya vardığımızda Suriye askerleri misafirhanede bizlere yemek ikramında bulundular. Lattakia ÅŸehri 1.000.000 nüfuslu bir ÅŸehir. Åžehirde %10 Türkmenler, %10 Filistinliler, %20 Hıristiyan bulunmakta. Åžehir denizin kenarında sakin insanları bizlere karşı aşırı bir sevgi göstermekteydiler.

Bu ÅŸehirde 1948 de Hayfa ÅŸehrinden hicret eden Filistinlilerin ikamet ettiÄŸi bir mahalle bulunmaktadır. Bu gün itibariyle 62 yıl geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen Filistinliler aidiyetlerinden hiçbir eksiklikleri olmamış, Suriye bunlara halen vatandaÅŸlık vermemiÅŸ, onlar da hep Filistin özlemi ile yaÅŸamaktalar. Bizi çok içten ve samimi duygular ile karşıladılar. Kendileri Filistin Camisi (orijinal ismi de böyle) etrafında kenetlenmiÅŸler. Cami sanki bir külliye gibi. Bizlere cami de banyo yapma imkanı sundular. Evlerine kabul ettiler, bir kısım arkadaÅŸlarını gece de evlerinde barındırdılar. Bizleri Osmanlı torunları olarak ikram ve misafirperverlik gösterdiler. 

Lattakia’da okullardan öÄŸretmenler halk oyunları gösterisi için çocuklarla geldiler. Bizlere kaldığımız mülteci kampında 2 saate yakın bir gösteri yapıldı ve daha sonra Suriye’li çocuklar tarafından Gazze’li çocuklara yazılmış mektupları verdiler ki Gazze’deki çocuklara verelim.

Üçüncü günün akÅŸamı Türkiye’den gelen bir gemiye araçları yüklemek için hareket ettik mülteci kampında toplanan araçların hepsi limana götürülerek gemiye yüklendi. Mısır hükümeti araçların yanında 10 kiÅŸiden fazla gelmesini istememiÅŸ. Araçların yükleme iÅŸlemi bitince Ä°HH baÅŸkanı bir konuÅŸma yaptı limanda. Dedi ki” istesem ÅŸimdi bu gemiyle bende giderim fakat biz söz verdik sözümüzü tutacağız. Bizler Mısır’a uçakla gideceÄŸiz.”  DenildiÄŸi gibi ertesi gün Türkiye’den gelen bir uçakla dört kafile halinde gitmeye karar verildi.

Ä°lk kafile Mısır’a gitti uçak ikinci kafileyi almaya geldi. Ä°kinci kafileyi götürürken havada arıza yapan uçak Åžam’a acil iniÅŸ yapmak zorunda kalıyor. Orada da 1 saat içinde arıza yapılacak 2 saat sonra arıza giderilecek deniliyor. Yaklaşık bir günde orada öyle geçti. Daha sonra Türkiye’den baÅŸka bir uçak gelerek önce Åžam’da bulunan arkadaÅŸlarımızı Mısır El-AriÅŸ’e götürdü. Daha sonra Lattakia’ya gelerek geride kalan 2 kafileyi götürdü. AriÅŸ havalimanında Mısır devletinin soÄŸuk yüzünü yakinen hissetmeye baÅŸladık, uçaktan inenlerin kulaklarının muayene edilmesi,  tek sıra ve 10’ar kiÅŸi olarak binaya alınması,  konvoydaki bir kısım arkadaÅŸların gümrükten geçirilmek istenmemesi, her aÅŸamada topluca tavrımızın engellenmesi için küçük gruplara ayrılmaya çalışılmamız gibi uygulamalar.  Mısır devleti bizi sanki terörist kabul edip hep tepemizde otoritesini hissettirmesi bu manada konvoydakilerin kendi arzularına göre herhangi bir yere gitmesine izin verilmemesi, devamlı resmi görevlilerin ablukası altında bulundurulduk. AriÅŸ hava alanından otobüslerle araçların bulunduÄŸu serbest bölge olan limana geldik. Bizler araçları alıp hemen Gazze’ye hareket edeceÄŸimizi beklerken Mısır tarafından gelen bir haber bizleri ciddi ÅŸekilde üzdü. Binek ve kamyonet tipi araçların Gazze’ye verilmeyeceÄŸi Mısır hükümetine kalması gerektiÄŸi. Konvoya katılan herkes limanın içerisinde sloganlar atarak Mısır hükümetini protosto etti. Limanın kapısında çok sayıda polis vardı. Daha sonra çok sayıda bizde ki çevik kuvvet benzeri polisler geldi. Çok sayıda askeri araçlarla askerler yığıldı kapıya. Ayrıca çok sayıda sivil polisleri yığdılar. Biz onların sivil polis olduÄŸunu olaylar baÅŸlayınca anladık. Sloganlar atıldı ve ortalık sakinleÅŸti. Daha sonra konvoydan bazıları oturdular kapıda Kur’an okudular. Fakat iç tarafta ise sivil polisler araçların arasında sürekli provokatif hareketler yapmakta ve konvoydan bazılarına sataÅŸmaktaydılar. Bizler Ä°HH yetkililerine bunları bildirdik Arapça biliyorsunuz yetkililerine olmazsa bildirin dedik. Yetkililere durum bildirilmesine raÄŸmen içeride dört provokatör bildiklerini okumaya devam ettiler. Ä°HH baÅŸkanı sayın Bülent Yıldırım dışarıdaki polis ve askerlerin hareketliliklerinden olay çıkabilir bunlar bizlere her an saldırabilir durumdan o anlaşılıyor, kapıları tırlarla kapatın talimatı verdi. Tırlarla limanın kapıları kapatıldı. Aradan fazla zaman geçmedi ki  polislerin yanında duran sivil giyimli olan Mısırlılar yanlarında getirdikleri çuvallar dolusu taÅŸları bizlere doÄŸru atmaya baÅŸladılar o anda itfaiye üzerimize soÄŸuk su sıkmakta polis de elindeki biber gazı ile saldırmaktaydı. Her iki tarafta taÅŸlarla birbirine saldırmaya baÅŸladı. Ä°ki taraftan da yaralılar var. Esir alınanlar vardı. Provokatörlük yapanlardan birisi arkadaÅŸlarımız tarafından yakalanmış ve yaralı bir ÅŸekilde arkalarda duran bir aracın içine hapsedildi. Daha sonra baÅŸka arkadaÅŸlar tarafından da iki resmi polis amirleri yakalanarak getirildiler ve onlarda baÅŸlarından kanlar akar vaziyetteydiler. TaÅŸlaÅŸmalar cereyan ederken yaralanan arkadaÅŸlarımız geriye geliyorlardı ve ambulansların yanında onlar için açılan sedyelerde KahramanmaraÅŸlı doktor arkadaşımız tarafından tedavileri yapılıyordu. Biber gazından gözleri görmez hale gelen arkadaÅŸlarımıza araçların bagajlarında bulunan suları getirerek gözlerini yıkamaya çalışıyorduk. Bir taraftan taÅŸ taşıyor bir taraftan yaralı arkadaÅŸlarla ilgilenmekteydik. Canlı yayın ekibi TV’ler ise anında Türkiye TV’lerine son dakika haberi olarak olayları duyurmaya gayret ediyorlardı. Ayrıca Ä°HH yetkilileri ise Ä°HH genel merkezini arayarak Tüm sivil toplum kuruluÅŸlarının olaylardan haberdar edilmesini ve Mısır Konsolosluklarının protosto edilmesini bildirdiler. Bu arada bir taraftan taÅŸlamaların olduÄŸu yerde Ak Partiden 4 milletvekilleri aramızda bulunmakta, bir Ä°ngiliz parlementer ve ayrıca eski Refah partisinden 2 eski milletvekili bulunmaktaydı. Bu arada milletvekilleri tarafından olaylar dışiÅŸleri bakanlığına bildirildi. Olaylar yarım saatten fazla sürdü. Her iki tarafta yaralılar, esirler vardı. Ä°ngiliz, Pakistanlı, Türk, olmak üzere 7 kiÅŸi Mısır polisinin elindeydi. 3 Mısır polisi ise bizim elimizdeydi. Ve yaralıydılar. Ak Parti milletvekilleri esir alınanların yanına gelerek bunların bırakılması gerekir. Biz devlet deÄŸiliz kamuoyuna farlı yansır dediler ve bu üç kiÅŸi Mısır polisine verilerek serbest bırakıldılar. Yaralılardan tedavisi yapılamayan arkadaÅŸla Mısır hastanesine gönderildi. Bizden 11 kiÅŸi yaralanmış 7 kiÅŸide tutuklanmıştı. Ayrıca bir TIR’ın, üç kamyonetin, iki binek tipi aracın camları kırılmış bir aracında iki lastiÄŸi ÅŸiÅŸlenerek patlatılmıştı. Geceyi çok gergin bir ÅŸekilde tekrar saldırabilirler endiÅŸesi içerisinde bitirdik. Çünkü sürekli takviye asker ve polis yığmaktaydılar. Gece yarısından sonra bizler araçları geriye çektik. Hepimiz kenara çekildik kavga yapmak istemediÄŸimizi böylece göstermiÅŸ oluyorduk. Sabah olduÄŸunda hastaneye gönderdiÄŸimiz arkadaÅŸlar geldiler. Daha sonra Gazze’ye gidiÅŸ izni çıktı fakat bizler içerideki arkadaÅŸlarımız olmadan Gazzze’ye gitmeyeceÄŸimizi bildirdik. Bu kararlılık sonrası ellerinde bulunan arkadaÅŸları da bıraktılar. Tabii bu arada Türk DışiÅŸleri yetkilileri ve Türk Hükümeti gerçekten bizlere sahip çıktılar. Türk DışiÅŸleri ile Mısır hükümetinin yaptığı anlaÅŸma gereÄŸi binek tipi araçlar Mısır’da kalacak daha sonra bu araçlar Türkiye’ye gönderilecek (ÅŸu an itibariyle Mısır’da kalan araçlar da Mısır’dan belirtilen yerlere ulaÅŸtırılmıştır) ve bu araçlar Suriye ve Ürdün’deki Filistinli mülteci kamplarına bağışlanacak kararı gereÄŸi binek araçlar hariç diÄŸer tüm araçlar toplam 141 araç Gazze’ye götürülmek üzere ertesi gün akÅŸama doÄŸru yola çıktık. Mısır hükümeti bizlere Gazze’de 48 saat kalma süresi verdi. AriÅŸ Gazze arası 45 KM çöl içinde bir yol. 06/01/2010 AkÅŸam saat 20.30 gibi refah sınır kapısından içeri girdik. Bizleri gümrük binasında karanfillerle ve tarifi mümkün olmayan bir coÅŸku ile karşıladılar. Refah Belediye baÅŸkanı ve baÅŸka yetkililer hepimizi ayrı ayrı kucaklayarak karşıladılar. Daha sonra konvoyun hepsi geldikten sonra Gazze ÅŸehrine araçlarla hareket ettik. Gece saat 21.00 de refah’tan hareket ettik saat 00.21 de Gazze’ye ulaÅŸtık. 35 – 40 Km.lik yol gecenin o saatlerinde âdete insan seliydi. Bizleri karşılamaya gelen Gazze halkı kadın, yaÅŸlı, çocuk, genç ne kadar insan varsa konvoyu karşılamaya yollara çıkmıştı. Bir kısmı ise motorlarıyla bizlere yol boyunca eÅŸlik ediyorlardı. Gece saat 00.21 de araçları Gazze hükümet meydanına bırakarak ÅŸahsi eÅŸyalarımızı aldık ve yetkililer bizleri kalacağımız otele götürdüler. Otelde yemek ikramı yapıldı. Sabah kalktığımızda çok güzel kahvaltı hazırlanmıştı. Daha sonra otobüslerle akÅŸam araçları bıraktığımız yere gittik. Orada çok sayıda yazılı ve görsel medyanın hazır beklediÄŸini gördük. Burada Ak Parti Milletvekili, Ä°HH baÅŸkanı Bülent Yıldırım, Ä°ngiliz parlementer Corc Galloyew  birer konuÅŸma yaptılar. Daha sonra Ä°srail tarafından bombalanan eski meclise gidildi. Orada Meslis baÅŸkanı bir konuÅŸma yaparak konvoya ve Türk halkına teÅŸekkür konuÅŸması yaptı. Bizler bir yıl önce Ä°srail saldırısında yaralan tekerlekli sandalyeye mahkum olan gazileri ziyaret ettik. Daha sonra BaÅŸbakan Ä°smail Heniye’nin davetlisi olarak yeni hükümet binasına gittik orada çok sıcak bir karşılama yapıldı. Daha sonra BaÅŸbakan Ä°smail Heniye’nin bir teÅŸekkür konuÅŸması oldu.

Åžunu da söylemeden geçemeyeceÄŸim. Bütün gün ve akÅŸam boyunca Ä°srail tarafından sürekli atılan bombaların sesleri Gazze halkı tarafından alışılagelmiÅŸ olaÄŸan hale dönüÅŸmüÅŸ bir ÅŸeydi. Tertemiz pırıl pırıl bir ÅŸehirle karşılaÅŸacağım aklıma gelmezdi. SavaÅŸdan sonra küçük enkazlar kaldırılmış ama büyük hasarlı binalar hala durmaktaydı. Ä°srail’in tehdidine raÄŸmen balıkçılar sandallarıyla balık tutmaya devam ediyorlar ve savaÅŸla hayatı bir bütün olarak devam ettiren güler yüzlü genç insanları görmek mümkün. Bir taraftan çiftçilik yapan sebze meyve üreten Gazzeliler bir taraftan seracılıkla meÅŸgul olanlar bir taraftan hayatın devamı için ihtiyaç olan her ÅŸeyi Mısır’dan yer altı tünelleri vasıtasıyla kaçak olarak elde edebilen bir güzel insanlar. Dört duvar arasına sıkıştırılan insanlar. Dünya insanlığına göre Gazze’de doÄŸmak bir suç, çünkü dünya buranın tüm halkını terörist olarak görmekte. Ondan dolayı açlığa ve sefalete düÅŸmesi için gayret etmekte.  06.01.2010 ÇarÅŸamba saat 20.30 da girdiÄŸimiz Refah kapısından 08.01.2010 Cuma öÄŸleyin ayrılmak zorunda kaldık.

Mısır hükümeti dönüÅŸümüzde bizlerden 7 kiÅŸiyi tutuklayacağını duyurdu. Ä°HH baÅŸkanı ya hep beraber gideceÄŸimizi ya da burada kalacağımızı bildirdi. Refah kapısından Mısır hükümeti polisler eÅŸliÄŸinde bizleri otobüslerle Kahire havaalanına götürdü. Refah Kahire arası yaklaşık 400 KM. bizler üç otobüsle akÅŸam saat 22.00 de kahire hava alanına geldik. DiÄŸer kafile sabah 07.00 gibi havaalanına geldi. Yaklaşık 120 kiÅŸiyi sabah saat 08.00 de uçaÄŸa aldılar. Arkada kalan gruptan 5 kiÅŸiye ise pasaportlarının kaybolduÄŸu iddiasıyla uçaÄŸa binmelerine engel oldular. bizler diÄŸer arkadaÅŸlarımız gelmeden gitmeyeceÄŸimizi bildirerek uçakta 5 saat beklemek zorunda kaldık. Arkada kalan guruptaki arkadaÅŸlarımız ise hava alanında herkes bırakılmadıkça ayrılmayacaklarını bildirilerek beklediler. Tekrar Türk yetkililere haber verildi. 5 saatlik bir sessiz protosto ve Türk yetkililerin devreye girmesiyle pasaportlar verildi ve uçağımız 322 kiÅŸilik kafilesiyle 09.01.2010 saat 13.00 de  Ä°stanbul’a hareket etti. Böylece 2,5 saatlik bir uçuÅŸ sonrası Ä°stanbul Atatürk hava alanına inerek Ä°stanbul’da coÅŸkulu bir kalabalık tarafından karşılandık. Ä°HH baÅŸkanı Bülent yıldırım burada bir basın açıklaması yaptı ve herkes memleketine dağıldı.

Bu seyahatte ÅŸunu kesin olarak anladık ki; orta doÄŸuda yaÅŸayan her insan özellikle de bir Müslüman Arapça ve Ä°ngilizceyi bilmesi gerekiyor. Peygamberimizin iki dil bilen iki insandır tarifi bu gün için daha bir önem arz etmektedir. Orta doÄŸunun lider ülkesi Türkiye’dir. Bunu tüm OrtadoÄŸu halkları kabul etmektedirler. SON


     Ä°smail UYAN  -  Recep ÅžAHÄ°N                


 

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 30-01-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111241639 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net