Selahattin Duman-VATAN,

Söyleyen Finlandiya’nın eski saÄŸlık bakanı.. OkumuÅŸ yazmış bir hanım olduÄŸundan söylediklerinden yüzde yüz emin.. Sadece vakti konusunda kararsız.. Ä°ki vakte kadar diyor ama bu on yıla mı yirmi yıla mı denk geliyor orasını bilemiyoruz.. Cehaletin gözü kör olsun..

Bu okumuÅŸ yazmış takımının hayal gücüne kimse yetiÅŸemez..

Laf sırası bunlara geldiÄŸinde ısrarla “okumuÅŸ yazmış takımı..” diyorum.. Çünkü maraz hep onlardan çıkıyor..

Temsil eÅŸeÄŸini dürte dürte ÅŸehre gitmekte olan, yürürken de komÅŸu tarlanın sınırını nasıl kendi lehine deÄŸiÅŸtireceÄŸi plânlarını yapan köylüyü çevirip sorun:

“UFO’lar gelmiÅŸ duydun mu?” diye..

Bizim köylü hilkatten kurnaz olduÄŸundan “UFO ne ki?” diye sormaz.. BilmediÄŸini yani ek yerini belli etmemek için “Duyduk ama aklımız ermedi, büyüklerimiz daha iyi bilir..” deyip soruyu savuÅŸturur..

Okumuş yazmışı alışveriş merkezlerinden birinde durdurup aynı soruyu sorun..

Size sanki oraya UFO’ya binip gelmiÅŸ gibi yarım saat laf eder.. Çünkü olmayan ÅŸeye inanmak okumuÅŸ takımının ortak refleksidir..

***

Åžu “domuz gribi..” meselesinde de aynısı oldu..

Cumhuriyetin kuruluÅŸundan beri eÄŸitimden geçirmeyi plânlayıp bir türlü mürekkep yalatamadıklarımız tartışmadan uzak durdular..

OkumuÅŸların her kafasından ayrı ses çıkarken onların tek sorusu oldu:

“Grip aşısı olmanın bize bir yararı var mı?”

Bizim Halis karşıma dikilip domuz gribi için danıştığında aynı sorunun muhatabı bu kez ben oldum..

Ä°yi kötü tahsilimiz var ya! BaÅŸladık saÄŸlık konusunda kafadan danışmanlık yapmaya.. Sonuç aşının faydası yoksa bile zararı yok..

“Git çoluÄŸu çocuÄŸu bir an önce aşılat..”

AŞI LAZIM DEĞİL

Has adamım Halis okumayı yazmayı askerde öÄŸrenmiÅŸ bir kardeÅŸimiz..

Okuması iyi de iÅŸ yazmaya gelindiÄŸinde biraz bocalıyor.. Bir ÅŸey yazması icap ettiÄŸinde Latin Alfabesi ile Sümer Çivi Yazısını aynı metinlerde kullanıyor..

Gazetelerde okuduklarını bir de bana sorup “çek” etmesi bu yüzdendir..

Bize sorusunu sordu.. Üç beÅŸ gün geçti.. Bu kez kontrol sırası bana geldi.. “Halis..” diye seslendim..

“Evdekileri aşıya götürdün mü?”

Önüme dikildi, biraz mahcup “Götürmedim abey..” dedi.. OÄŸlum niye götürmedin? Biz ne dedik?

Halis o gece eve gitmiÅŸ.. Televizyonu açmış.. Bakmış ki “seyrek bıyıklı asabi ÅŸahsiyet” ben aşı neyim olmam, diye hükümetin saÄŸlık adamına karşı aykırı aykırı konuÅŸuyor..

Halis de o saat bedava aşıdan sebeplenme projesinden vazgeçmiÅŸ.. Mahcubiyetinin nedeni de benim lafımı çiÄŸnemiÅŸ olmasından..

Ä°ÅŸte pratik akıl.. Bilgiye, o bilginin derin detayına ihtiyacı yok.. Tartışmaz da.. Madem büyüklerimiz öyle dedi, biz de uyarız olur biter..

Åžimdi sen gel Finlandiya eski saÄŸlık bakanı Bayan Rauni Kilde’nin dehÅŸetengiz “domuz gribi tezini..” bizim Halis ile tartış.. Veya o merak etsin..

Åžahsen benim de inandığım yok ama sırf okumuÅŸ yazmış kısmını fiÅŸtiklemek için dilime doluyorum..

***

Çok sıkı bir okumuÅŸ olan, vakti zamanında derslerini iyi bellediÄŸi için Finlandiya’nın SaÄŸlık Bakanlığı görevine bile getirilen Bayan Rauni Kilde’nin internette dolanan söylemine göre bu “domuz gribi” aşısı Amerika’nın gizli bir plânı..

“Hacı! Böyle gizli plân mı olurmuÅŸ? O kadar gizli de internet denilen güzellikler âleminde ne diye dolanıyor?” diye sormayın..

Bayan Kilde’ye göre Amerika’nın hükümet adamları bakmışlar ki insan nüfusu zaptolunmuyor..

Nüfus arttıkça bina da artıyor.. Bina da kapalı mekân olduÄŸundan nüfus bunun içine doluÅŸup zina yapıyor..

Eskilerin “bina ve zina artması kıyamet alametidir..” dediÄŸi gibi bir durum.. Ä°kisinin birden artması yeniden baÅŸa döndürüyor bizi.. Nüfusa nüfus ekleniyor..

GÄ°DÄ°ÅžAT KÖTÜ

Amerika’nın eski DışiÅŸleri Bakanı Henry Kissinger de bu kafadaymış..

“Dünya nüfusunu üçte iki oranında azaltma fikrini..” zamanın hükümet adamlarının kafasına o sokmuÅŸ.. Boynu devrilsin de altında kalsın inÅŸallah!

“Domuz gribi aşısı..” bunların icadıymış..

Hatta dünyanın önde gelen saÄŸlık örgütlerine baskı yapıyorlarmış ki bunun ciddi bir salgın olduÄŸuna inanalım, aşıyı kendimize yaptıralım..

Öncelikli hedef de hamile kadınlar ile bebelermiÅŸ..

Bak bak bak!

Bunu biz burada gazeteci olarak söylesek, yani manÅŸet yapıp tartışsak hükümet adamları anında “ahaliyi kışkırtma maddesinden” tutturup hakkımızda ferman çıkarırlar..

Finlandiya gibi medeniyet âleminin incisi ülkelerinden birinin eski saÄŸlık bakanı söyleyince bir ÅŸey olmuyor..

Yani “Fukara söyleyince deli, zengin söyleyince beli..” diyorlar..

(*) “Beli..” Osmanlı Türkçesinde “evet” karşılığı bir sözcük..

Bayan Rauni Kilde ÅŸunu demeye getiriyor:

“Domuz gribi ölümcül bir salgın deÄŸildir.. Bu biiir..”

“Buna inanmamızı Amerika istiyor.. Bu ikiii”

“Aşıdan bol para kazanıyorlar.. Bu üüüç..”

“Önümüzdeki on beÅŸ yirmi yıl içinde aşının nelere sebep olacağını bilmiyoruz.. Bu da dööörtt..”

***

Konuyu biraz daha açayım da muhtemel bir entelektüel tartışmada önüne gelen tartışsın..

Bu domuz gribi aşısını olanların çoÄŸu on beÅŸ yirmi yıl içinde anlaşılmaz sebeplerden ölecek.. Dünya nüfusunu azaltmak isteyen gizli güçlerin istediÄŸi olacak..

Elimizin altında bir Süperman veya Örümcek Adam gibi dünyayı batırmak isteyenlerle mücadele edecek özel güçlere sahip kahramanlar olmadığından hapı yutacağız..

Gafil avlanmamak ve vakti geldiÄŸinde mundar gitmemek için ÅŸimdiden sık sık kelime-i ÅŸehadet getirmekte fayda var..

Ben kalkıp da bu lafın peşinden gidecek okumuşlarla tartışacak, onlara laf yetiştirecek değilim..

Domuz gribi olsam bile bu aşıyı vurdurmam kendime gayri..

“Seyrek bıyıklı asabi ÅŸahsiyetin..” bir bildiÄŸi varmış ki kendi ithal ettiÄŸi aşıyı kendisine vurdurmadı..

Söz sırası okumuÅŸların..