Ali KarahasanoÄŸlu - Vakit, 22-11-2009

Zaman zaman, devlet birimlerindeki işimiz sebebi ile, bizzat gidemeyip takip ettiğimiz konularda, telefonla bilgi almamız gerekiyor.
ÖrneÄŸin bir duruÅŸmaya katılamamışız.
Mahkemenin kalemini arayıp, kendimizi tanıtıp, “Bugün ÅŸu nolu dosyanın duruÅŸması vardı.. Davanın tarafıyım. Ne zamana ertelendi, öÄŸrenebilir miyiz” diyoruz.
ÇoÄŸu defa görevli arkadaÅŸlar yardımcı oluyorlar.. Ama kimisi de; devletin soÄŸuk yüzünü, suratımıza bir ÅŸamar gibi yapıştırıyor: “Telefonda bilgi veremiyoruz.Buraya gelmeniz gerekiyor.”

GeçtiÄŸimiz günlerde de, il dışındaki bir duruÅŸma sebebi ile, ilgili mahkemenin kalemini aradım. Santral memuru telefonu, uzun süre boyunca baÄŸlayamadı. “MeÅŸgul” gerekçesi ile..
Neyse ki meÅŸguliyet bitti. Ve baÄŸlanan telefonda, mahkemenin yazı iÅŸlerindeki görevli, o klasik cevabı verdi: “Telefonda bilgi veremiyoruz!”
Defalarca aramanın verdiÄŸi gerginlikle, benim de tepem attı: “Madem telefonla bilgi veremiyorsunuz, devlet size o telefonu niye vermiÅŸ? O telefon, arkadaÅŸlarınızla laklak yapmanız için mi verilmiÅŸ? Davanın tarafı olan ÅŸahısa bilgi vermeyecekseniz; peki o telefonla siz ne yapacaksınız? Devlet sizin masanıza, o telefonu niye koymuÅŸ?”

Evet, gerçekten olay tam da böyle..
Hangi devlet birimine gitseniz, mutlaka santralden geçen bir telefonları, ayrıca makamın önemine göre, direkt hatları var. Hatta bazı görevlilere cep telefonu bile tahsis ediliyor.
Ama devletin verdiği bu telefonlar, devletin işinde kullanılırken cimri mi cimri davranılıyor.
Özel iÅŸlerde ise, cömert mi cömert!

Ben aradığımda, “Telefonla bilgi veremiyoruz” diyen memur, bir baÅŸka kiÅŸi aradığında dosyanın cemaziyelevvelini anlatıyor ise, nasıl tespit edeceÄŸiz bunu?
VatandaÅŸa eÅŸit muamele mi yapılıyor, yoksa keyfî davranışta mı bulunuluyor, nasıl anlayacağız?
Devlet bir telefon vermiş. Herhalde bu telefonla, bir şeyler yapılacak demektir.
Bir ÅŸey yapmayacaksanız, sadece “Telefonla bilgi vermiyoruz” diyecekseniz, o telefona ne gerek var ki? Telefon hiç olmaz, biz de; arama imkanı bile bulamayız, olur biter!
“Amirlerden gelecek, yetkililerden gelecek sorulara cevap vermek için” denilirse, bu da yanlış! ÖrneÄŸin mahkeme kalemindeki bir memura, adliye dışından kim ne soracak ki?
Hele hele, hakimlerin, yüksek hakimlerin amirleri mi var ki; dışarıdan birileri onlara soru sorabilsin?
Tabiî ki o telefonlar, bu tür basit ve her vatandaÅŸa eÅŸit muamelede bulunarak yürütülecek iÅŸlemler için verilmiÅŸ.
Ama uygulamada o telefonlar, ya eÅŸ-dost ile uzun süreli muhabbetlerde, ya da gayrimeÅŸru görüÅŸmeler için kullanılıyor!
O telefonlar dinlenince de, “Vay efendim hakimin telefonu nasıl dinlenir?” yaygarası koparılıyor!
Hakim, devletin telefonundan, kim ile, niye görüÅŸür kardeÅŸim?
“Hakimlerin telefonu dinlendi..” diyenler, çıksınlar bunu bir izah etsinler..
Mesai saati içinde, devletin telefonundan hakimler, savcılar ne konuÅŸurlar?
Ä°lla eÅŸ-dost muhabbeti yapacaksanız, özel telefonunuzdan yapıverin.. Onu da tabiî, mesai saati dışında..
Siz de rastlıyorsunuzdur, birçok büyük ÅŸirket, müÅŸterilerinin, özellikle ÅŸikâyetleri ile ilgili telefon aramalarında, “görüÅŸmelerin kayıt altına alındığı” ikazı ile baÄŸlantı yapıyor..
Gerekçe ne?
“Ben size ÅŸunu söyledim, siz bana ÅŸu cevabı verdiniz” türünden yakınmalar olduÄŸunda, gerçeÄŸi anlayabilmek için...
Bence çok doÄŸru bir uygulama.. Aslında devlet de, tüm resmi telefonları, bu ÅŸekilde kayda almalı.. Almalı ki; kim ne görüÅŸüyor, kime ne muamele yapılıyor, kime hangi ayrıcalık gösteriliyor bilinsin.. Bunun dışında, ÅŸunla bunla özel muhabbetler yapacaklar da, gitsinler, akÅŸam özel telefonlarından yapsınlar o iÅŸi!
Devletin telefonunu, aşnafişne işlerine karıştırmasınlar!
Åžeffaf devletin de gereÄŸi, bu deÄŸil mi?