23-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
Kadim Arkadaşım TURGUT PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 11
KötüÇok iyi 
Yazar M. Said ÇEKMEGÄ°L(merhum)   
19-11-2009

Kadim Arkadaşım Turgut                                                       


                                                                   M. Said ÇEKMEGÄ°L(merhum)
17 Nisan, saat 15’te radyodan ölüm haberini duyunca yüreÄŸimdeki garip bir burkuntu ile birden irkildim. Kendime gelince hemen Mushaf’ın 2. bölümündeki 156. beyyinesini okudum: “…Ä°nna lillahi ve inna ileyhi raciun” 

Uzun zamandır görüÅŸemiyorduk. Öncelikli bir arkadaÅŸlığımız vardı. Fikir alışveriÅŸlerimiz olmuÅŸtu. Üniversiteye baÅŸlayınca da irtibatımız yine kesilmemiÅŸti. Ä°stanbul’a gittikçe buluÅŸup görüÅŸüyor, kültürel konular, aktüel meseleler gündemimizi dolduruyordu. 

O dönemlere namaz kılan üniversite talabeleri parmakla gösterilecek kadar azdı… Turgut Özal onlardan biriydi. Sadece musalli bir genç deÄŸil, Ä°slam’i muhitleri bulan, ilim adamlarına koÅŸan gayretli bir münevverdi de… 

Yıl 1949. bir gün beni Ä°stanbul’da tanıdığı tanınmış bir ilim adamı olan Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı hocaefendiye götürdü. 1948’de 1. baskısını yapmış bulunduÄŸumuz “Ruhta Ä°nkılap” adlı ÅŸiir kitabımızı vererek bizi tanıttı. O zat-ı muhterem de, biraz okuduktan sonra, “Benim de bir ÅŸiir kitabım var ama sana veremeyeceÄŸim. Sizinkiler mana dolu, benimkiler ise hep gül bülbül taraneleri...” diye sadece  “Ehll-i Sünnet Ä°nanışının DeÄŸiÅŸmez Metinleri” adlı kitabını imzalayarak verdi. Biz ÅŸiir kitabını da rica edip almıştık o zaman. Bu muhterem ilim adamı sonraları bir ara Ä°stanbul müftüsü de olmuÅŸtu… 

Arkadaşım Özal beni biraz ÅŸiir-edebiyat ağırlıklı bulmuÅŸ olacak ki o zaman Eski Åžwe’iyye Vekili Mehmet Vehbi Efendi’nin “Ahkam-ı  Kur’aniyye” adlı 472 sayfalık ciltli kitabını alıp getirmiÅŸ ve ÅŸiir edebiyat bizim için öne geçmemeli” deyip bunu okumamı istemiÅŸti. OkumuÅŸ, müteÅŸekkir kalmıştım. Aynı zamanda böylesine din gayretinden dolayı kendisine gıpta da etmiÅŸtim. 

Turgut gençliÄŸinde dahi sunilikten uzakta samimi, rahat; hayatı olduÄŸu gibi kabul eden bir kiÅŸiliÄŸe sahipti. Ama ne var ki onu da özel imtihanları, ufak tefek çileleri oluyordu. Yılmadı. Cana yakın arkadaÅŸlığı gerçekten de gıpta edilmeye deÄŸerdi. Öylesine yakınlık ifade eden bir ‘Sayit’ deyiÅŸi vardı ki… Arkasından gülen de aÄŸlayan da yazacak elbette. ArkadaÅŸlığımızı bilenler bizden de yazmamızı istediler. Yıllar var ki irtibatımız kesikti. Neyi yazmalıydım? 

Radyodan ölüm haberini alınca, iÅŸte yine duygulanmıştım. Kırk yıllık  hatıralar kafamdan ÅŸimÅŸek gibi geçti. Hemen kütüphaneme koÅŸtum. TalebeliÄŸinde armaÄŸan etmiÅŸ bulunduÄŸu Ahkam-ı Kur’aniye’yi açtım, “KardeÅŸim Said’e diye imzalamıştı. Ä°ster-istemez gözler elde deÄŸil doluyor. ‘Erkek aÄŸlamaz’ diyenler var. O da söz mü? Yedi yıl önce, yarım adırlık arkadaşımı kaybetmiÅŸ, göslerime hücum eden yaÅŸları aylarca durduramamıştım. Ezelden ebede geçiÅŸteki imtihanlarımızdı iÅŸte… 

Turgut Özal’ın babası bir dairede aÄŸabeyim Ahmet Ä°lhami’nin arkadaşıymış, annesi öÄŸretmen. Ä°slam’ı anladıktan sonra bu muhtereme hoca hanım, nasıl olmuÅŸtu hızlı batıcıların ahvaline düÅŸmemiÅŸti. Kendisi de buna hayret eder durudu. Ä°lk döneminde Risale-i Nur’lulardan, sonraları merhum Koktu’lardan beslenerek Hacca da gitmiÅŸti. Birgün sılai rahim için Malatya’ya gelip bize de misafir olmuÅŸtu, arktık yaÅŸlı sayılırdı. Bizleri de aralarında görek istiyor. “ Bak evladım bizi sen getirdin bu çizgiye. Neden ayrı çalışıyoruz…” manasındaki sitemleri olmuÅŸtu. Allah rahmet etsin müÅŸfik bir ablamızdı. 

Demek isterim ki Turgut Özal ile arkadaÅŸlığımız biraz da aile münasebetlerimizi hatırlatıyor. Korkut biraz daha küçük; Turgut gibi deÄŸil; namaz niyaz bilmez, fakat ciddi bir milletperver olarak dürüst bir karakter sergiliyordu. Bozkurt (sonradan Londra’da tahsilde iken tanıştığı Ä°slami muhitlerde biraz daha ÅŸuurlu bir Müslüman. Muhterem hanımı Alman’dı denmiÅŸti, o da Müslüman olmuÅŸtu. Adını bizim Malatya’daki atölyemizde Hayriye koymuÅŸtuk. Fakat kurtulmuÅŸ manalarını taşıdığı için olsa gerek Naciye’yi eklemiÅŸti) Evet Bozkurt biraz daha araÅŸtırıcı Müslüman… Muhtereme bir anne; çalışkan, zeki ve saygınlık telkin eden üç evlat: Turgut, Korkut, Bozkurt. Sonradan Yusuf. Hepsinin de uÄŸradığım ikramlarına bi hakkın mukabele edebildim mi? Bilemiyorum ama müteÅŸekkirim. 

Ancak içtimai yönden naçizane çalışmalarımızın renklenmesinde, bilhassa Turgut Özal Bey daha faydalı oluyordu. Malatya’mızdaki atölyemizin Ankara’daki ÅŸubesine elit kesimlerin ilgisini çakabiliyordu. Mesela, Demirellerin ve etrafının tanıştırılmasına Turgut Bey vesile olmuÅŸtur. Süleyman Demirel ile o dönemlerde inanmış elitlerin arasında Turgut Bey de çok faydalı. Kariyerleri bulunan mümin gördüÄŸü insanları etrafında topluyor, ‘fincancı katırını ürkütmeden’ gayretlerini sürdürüyordu. Fakat burnu keskin koku alan tutucu devrimciler iÅŸi anlıyor, onları etrafa ‘takonyalılar’ diye lanse ediyorlardı. (O dönemlerde belki de ilkokul talebesi olan Hüseyin Üzmez Bey kardeÅŸimiz, bir münasebetle sütunundan ÅŸunları yazmıştı: “…Turgut Özal elbette ki Çekmegil ekolünün rahle-i tedrisinden geçmiÅŸ akıllı bir Müslüman’dı…” diyordu sonradan. (Bkz. Vakit Gazetesi, 11.10.1993)
  
Kısaca bu aile ile unutamayacağımız kardeÅŸçe hukuklarımız olmuÅŸtu. Turgut bizimle, daha ziyade fikri ve fıkhi alışveriÅŸlerde bulunurken, Korkut’la bilhassa Malatya’da sosyal ve kültürel sahalarda beraberliÄŸimiz olurdu. Sonraları Ä°slam’ın içtimai yönlerini de tanıdı ve inkılab yaparak Müminlere katılmıştı. Korkut Bey hakkımızdaki hüsnü zannını o kadar ileriye götürmüÅŸtü ki, mühimsediÄŸi problemlerinde, yurt dışı seyahatlaeında bile yazıp sorduklarıyla dua talepleriyle bizleri teÅŸvikten geri durmazdı. Mesela Pakisten’da Mevdudu’ye ait bir eser takdirini kazanmış olacak ki onu Türkçeye kazandırmak istemiÅŸ idi. Çok emek vererek tercüme ettiÄŸi Ä°slam tefekkürü bakımından kıymetli bu kitabı Malatya’ya geldiÄŸinde bana da göstermiÅŸti. Beraber tetkik ettik, beÄŸenmiÅŸtim. Ancak bazı kelime literatürlerine dikkat çekmiÅŸtim. Çok küçük aksamalar dışında güzel bir tercüme idi. Bana bıraktı. KurÅŸun kalemle bazı düzeltmeler yaparak kendisine tekrar postaladım. Åžimdi ne oldu bilmiyorum. Acaba Mevduduye merdudu diyenlerin zehabına mı kapıldı nedir, hala bir haber almış deÄŸilim. Korkut Bey ne olduysa bizi de sormaz oldu. Her neyse… 

Korkut, Turgut, Bozkurt ve benzer kardeÅŸler… Mesela o nesilden efendi mizaçlı Recai Kutan, araÅŸtırıcı bir ilim adamı olan Orhan TürkdoÄŸan, Kültür DerneÄŸimizin kurucularından EvliyaoÄŸlu Gökhan ve diÄŸer benzerleri… hatırası bile tatlı gelen bir kuÅŸak. Åžimdi kendilerine deÄŸiÅŸik çizgiler seçmiÅŸ olacaklar ki deÄŸiÅŸik yerdeler. Yanılmıyorsam bazılarına gizemci bir felsefe cazip gelmiÅŸ, basılarına politika, perestroika… Bütün bunlar katılmadığım ÅŸeylerdi. Fikri çalışmalarımı, Ä°slami araÅŸtırmalarımı aksatacağı endiÅŸesi beni gönlük politikadan, arızi yapılanmadan uzak tuttu. Kesin bir ÅŸey diyemesem de, bu tür faaliyetler biraz da becerilerimizin yetersizliÄŸinden olsa gerek. Bu halimiz fikirdaÅŸ hemÅŸehrilerimizin bazılarıyla irtibatımızı zayıflatmıştı.” 

Turgut yine de, çok seyrek de olsa, BaÅŸbakanlığı, CumhurbaÅŸkanlığı zamanlarında da, ÇekmeÄŸil soyadlı birine rastlayınca sorar selam bırakırmış. Korkut’tan hiçbir haber yok. Yusuf Bozkurt ise icap edip eli deÄŸerse ziyarette kusur etmiyor. Onların en vefalıları o galiba… 

Turgut Özal Bey hemÅŸehrimiz Türkiye CumhurbaÅŸkanı olarak ‘Din Günü’ne doÄŸru yollanmış bulunuyor. Son Osmanlı mustagriblerinden Abdullah Cevdet’lerin önderliÄŸi laiklik, yüzyıl arayla da olsa inançlarınca ‘kutsal’laÅŸtırılmıştır. HemÅŸehrimiz, arkadaşımız Özal da mustaÄŸriplerin bu ‘Kutsal’ını korumaya söz vere vere BaÅŸbakan ve CumhurbaÅŸkanı olanlardan… kalbinden iyi ÅŸeyler geçmiÅŸ olabilir. Ancak derununda ne sakıydı kimse bilemez.  

Åžurası bir gerçektir ki batı hayranı Jöntürklerin geliÅŸtirip yığındığı yığınların doldurduÄŸu mozaik bir kitlenin meyveleri olmuÅŸtur artık. Åžimdi ortada çoÄŸunlukla Batı’ya yönelik sekülarist bir entel yönetici, yine çoÄŸunlukla doÄŸuya yönelik; kesin bir yol seçemeyen yönetilen halk bulunuyor. Batıya yönelenler mistisizmde Bergson’u, materyalizmde Epikür’ü geçemeyen bir müstaÄŸripler aydını. DoÄŸuya yönelenler de Ahmed Yesevi’yi aşıp Ebu Hanife’ye ulaÅŸamayan tedeyyünlüler cemaati. Bir de ne saÄŸcı ne solcu olmayan davasızlar kalabalığı… Birkaç asırlık gafletin getirip resmettiÄŸi, istisnalarını seçebilirsek, acı manzara bu. Daha da acısı, son yıllarda iyice azıtan ekranlarla masum evlerin içine kadar sokulan seks yayınlarının iÄŸrençliÄŸi ve hayâyı parçalayan bir takım utanmazların engel görmeden icrai faaliyet etmeler… 

Batıcıların batırmak istediklerini ifade eden bunca faaliyetlerine raÄŸmen, zibillikte gül bitmesi örneÄŸinde olduÄŸu gibi, yeni yeni filiz vermeye baÅŸlaya kadınlı erkekli münevver müminler ÅŸükranelerimiz olarak geliÅŸiyor. Bu genç oluÅŸlar az da olsa Batılılar ve batıcıların gözüne batmaya baÅŸlamış bulunuyor. BaÅŸlatmak istedikleri Ä°slamizasyonları artık az görerek reformlar öneriyorlar ki o da olmayacaksa eziyetlerini artırmak istiyorlar.  

Benzeri görülmeyen bir cumhurbaÅŸkanı olarak, tabuları yıkmaya, baskıları  azaltmaya çalışırken sağı da, solu da umutlandıran kadim arkadaşım Turgut Özal yaÅŸasaydı acaba, bir takım katkıları ve atkıları aÅŸarak Allah Resullerinin çizgisine milletini davet edebilecek miydi? Ä°steseydi bile, bu toplumdan birer kesit olarak etrafında yakınlarında bulunanlardan yakasını kurtarabilecek miydi? Bu varsayımlarla uÄŸraÅŸmak boÅŸ ama gönül neler ummaz ki? Neler olacak, durum nasıl olur bilemiyoruz ama ümit baÄŸladığımız ve bildiÄŸimiz bir ÅŸey varsa o da: Rahim Rabbimizin, pagan (ÅŸirk) bulaÅŸmamış beyinlerden dilediklerini af buyuracağıdır. Bunu mübarek Mushaf’ımızın 4. bölümünün 48. beyyinesinden öÄŸreniyoruz. 

“Ä°nnallahe la yaÄŸriru en yüÅŸreke bihi ve yaÄŸfiru ma düne zelike limen yeÅŸau ve men yüÅŸrik billahi fekadiftera ismen aziyma” Sadakallahülazim. 

*Not: Burada muhterem Orhan TürkdoÄŸan Bey gibi vefakâr kardeÅŸlerimiz istisna etmek isterim. O, üniversiteyi bitirdi… Amerika’ya gitti. Döndü… Asistan, doçent, profesör ve dekan oldu. Hala mümkün oldukça iltifatlarını sürdürüp, bizleri teÅŸvikleriyle müteÅŸekkir bırakıyor. Biz kitabımızı vesile ederek; fikir ve ÅŸefkat dolu bir yazısıyla bizleri kendisine duacı kıldı. O yazıyı bu kitabımıza da aldık. Sh. 288. H. Üzmez Bey kardeÅŸimiz de hiçbir zaman vefakârlığını unutmadı. Çile çekti, eza çekti, ikbal ve izzetlere kavuÅŸtu… Yine de bu dönemlerinde bizleri unutmadı. Eserlerinde, makalelerinde; her fırsatta aynı vefa duygusuyla tezahür eden hukukçu yazar H. Üzmez bey çileleri döneminde de, ikballeri döneminde de fırsat düÅŸtükçe fikri ikramlarını esirgemedi. Ona da ve bütün benzer kardeÅŸlerimize de müteÅŸekkiriz. Ecirlerini Rahim Rabbimiz verir Ä°nÅŸallah. 

kriter'in Notu: Bu yazı, 93'lerde artık vitrinlerde görmediÄŸimiz eski bir dergide (SUR dergisinde) yayınlanmış; ÅŸimdi  M. Said Çekmegil'in kızı Selma ARSLANER kardeÅŸimiz tarafından tape edilerek sitemize armaÄŸan edilmiÅŸtir. Selma hanıma teÅŸekkür ederiz. kriter

Yorum
Özala değişik bir bakış...
Yazar Melitenli açık 2012-10-05 07:45:59
 
http://www.tha.com.tr/turgutozal/sayfa5.htm

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 09-10-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111517247 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net