12-12-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
Son Eklenenler
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
UZUN SÜRELİ HAPİS CEZASI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 20
KötüÇok iyi 
Yazar Av. M. Selami Çekmegil   
16-01-2006
Image

A - Hukukçu arkadaşım, meslektaşım Av. Hacıali Özhan 2005’de yayınlanan “Sürgün Cezası”baÅŸlıklı bir yazısında, ÅŸahsıma da iltifat ederek:“Dostum Av. Selami Çekmegil’le bu konuları sıkça deÄŸerlendirmeye çalışıyoruz. "Çekmegil aÄŸabey" diyor, “tazyik hapsi hariç” hapis cezasının tümden kaldırılmasını savunuyor: Tazyik hapsi mahkumu birÅŸey yapmaya mecbur edeceÄŸi için onu ayırarak, hapis cezasının ne kadar zalim birceza olduÄŸunu ısrarla vurguluyor.Bazı tip suçlar için teÅŸhir cezasının çok etkili ve caydırıcı olabileceÄŸini, bu tür bir cezanın getirilmesini savunuyor.” diye yazıp sürgün cezasının laÄŸvının anlamsızlığını iÅŸaret ediyordu. O böyle yazınca bana da bu konudaki 
fikirlerimi daha detaylı açıklamak lüzumu doÄŸmuÅŸtu ki, onları ÅŸöyle özetleyebilirim:

1- Suçluları cezalandırmak ne kadar haksa, suçlu olmayanlara ızdırap tahmil etmek te o kadar haksızlıktır. Suç iÅŸlemiÅŸ bir kiÅŸinin uzun süreli hapisle cezalandırılması sadece muhitindeki suçsuzları cezalandırmakla kalmıyor, aynı zamanda insanlığa da hakaret ÅŸeklinde bir haksızlık içeriyor. Suçlu da olsa bir kimseye insan diyorsanız onu -yaÅŸadığı sürece- insanlık haklarından mahrum etmeye hiçbir hakkınız yoktur. Hem insan diyerek yaÅŸatacaksınız onu hem de hakkı olan güneÅŸ ışığından, diÄŸer insanlarla ihtilattan, fikir alış veriÅŸinden, kendini geliÅŸtirme hakkından ve de insanın emrine verilen tabiatın güzelliklerini terennüm etmekten çok uzun süre mahrum bırakacaksınız; bu mümkün deÄŸil... Nitekim mütefekkir ÅŸair, Necip Fazıl, ne güzel tasvir ediyor hapishanedeki manzarayı; diyor ki: “Zindan iki hece Mehmedim lafta/ Baba katiliyle baban bir safta…”

2- Cezalandırılacak diye bir suçlu insanın - hiç bir suç iÅŸlememiÅŸ olan- babasını, hanımını ve hatta diÄŸer yakınlarını üzmeye ne hakkımız var, peki? Neden onun çocukları uzun süre her gün, kendileri gibi masum arkadaÅŸlarının yanına, hapisteki babasının küçültücü düÅŸüncesi ve ıstırabı içinde gidip gelecek? Neden o çocuk da her gün öÄŸretmenlerinin karşısında hapiste yatan babasının ezikliÄŸi içinde imtihan verecek, ders dinleyecek? Neden o masum anne, çocuklarının hatırı için de olsa, her gün veya her ay hapiste hayatı iptal edilen eÅŸini düÅŸünmek ve ziyaret etmek zorunda bırakılacak. Niçin bir toplum masum insanlardan kestiÄŸi vergilerle -okul açacak yerde- uzun süre suçluları barındırmak için millet kesesinden hapisaneler inÅŸa etmek ve uzun süre o suçlu insanları barındırmak beslemek konumunda kalacak?.. Üretim ve hayat mekanizmaları için harcanması gereken toplumsal potansiyel neden kısır, verimsiz, sahalara yatırılarak, dışarıda belki de ıslah olarak tekrar topluma yararlı olacak insanların hayatlarını iptal etmek için kullanılacak; niçin? “Halimi düÅŸünüp yanma Mehmedim/ KavuÅŸmak mı belki; daha ölmedim...”
3- Toplumsal her eylemin, baÅŸkalarını da etkileyen bir kurala baÄŸlanması için ahlaki bir sebebe, insani bir gerekçeye ihtiyacı vardır. Bir insanı, suçlu da olsa, uzun süre güneÅŸ ışığından mahrum etmeye, uzun süre dört duvar arasında hayatını iptal ederek bitkisel hayat yaÅŸatmaya hiç kimsenin ve hiç bir toplumun hakkı yoktur; ahlaken yetkisi de yoktur… Ahlaki gerekçelerden yoksun yetki kullanımlarının, gayrı ahlaki bir yönü, insanlık onurunu incitici bir durumu vardır. EÄŸer sizin bir baÅŸka insan üstünde otorite kullanmanız, insanlığın tecviz edeceÄŸi bir ahlaki gerekçeye dayanmıyorsa, aklilikten uzaksa, ortada felsefi anlamda despotizmden bahsetmek çok tabii bir sonuç olur. Bu, demokratik dedikleri bir çoÄŸunluk kararına dayansa dahi... Zira demokrasinin tarifinde -bir de- insanlık haklarının çoÄŸunluk kararlarıyla iptal edilemeyeceÄŸine yönelik bir arayış vardır. Demokrasi var diye her çoÄŸunluk iktidarının her istediÄŸini yapamayacağını iddia eden bir yaklaşımın, suçlu bile olsa insanın normal yaÅŸama hakkını uzun süreli olarak elinden alan -ittifakla bile olsa- çoÄŸunluk kararlarına tolerans göstermesinde açık bir çeliÅŸki ve açık bir tırmalayıcılık görmemek mümkün deÄŸildir.

B -O halde ne yapılmalı; suçlular cezalandırılmamalı mı? Bir yakınımızı öldüren cezasız mı kalmalı; paramızı -zarurette kalmadan- hırsızlayan, gasbeden cezalandırılmamalı mı? Bu, yukarıdaki ifadelerin davet ettiÄŸi çok tabii bir sorudur… Elbetteki suçları önlemek için ceza yaptırımına, hem de bazen maÄŸdur insanın intikam ateÅŸini söndürecek ÅŸiddette cezalara ihtiyaç vardır. Ama bu ceza, belki de aç kaldığı için, yolda giderken içi çekip iki kutu baklava çalan üç kafadara yedi yıl hapis cezası olmamalı... Elbette ki, hayat hakkına yönelik çok ağır bir cürüm için insan, suçluyu çok kısa bir süre ızdırap içinde tutmakla beraber, nihayet bu ızdıraba son veren Fransızların giyotin cezasına bile, hele de kendisini maÄŸdur yerine koyunca, zarureten razı oluyor. Zira -geride kalan hak sahibine raÄŸmen- onun cezasız kalmasının toplumda çok derin yaralar açacağını, toplumu saÄŸlıklı bir toplum olmaktan çıkaracağını unutmak bile vahamet arz ediyor: Niçin benim babamı öldüren veya benim evladımı yok eden kimse benden alınan imkanla hapishanede uzun süre beslensin; ya da siyasi otoritenin affı ÅŸahanesiyle elini kolunu sallayarak meydanlarda fink atsın, diye düÅŸünüyor insan. Bunu hoÅŸ görmek mümkün mü?..
Elbetteki hayır!.. Ama idamlık suçlu bile olsa, iÅŸkence yapamazsınız insanlara… Ä°nsanların -gerçekten suçlu ise, suçlarının tabii cezasını çekerek (ki, bu belki istisnaen idam da olabilir)- bir an evvel iÅŸkenceden kurtulma haklarını ellerinden alamazsınız... Åžair yüreÄŸi bile bunu böyle tarif ediyor: “Bir idamlık Ali vardı asıldı/ kaydını düÅŸtüler mühür basıldı/ Ondan kalan birkaç günlük fasıldı...”
C - Peki çözüm ne olmalı? Bu konu uzun uzun üzerinde durularak, ancak bilimsel yaklaşımla çözülebilecek nitelikte bir konudur. Ama ÅŸu açık ve net ki:
-hiçbir suç, cezasız kalmamalı;
-kanunsuz suç olmamalı;
-yasa koyucu (soyut akla, toplumsal kabullere göre) tabii suç kavramı dışına çıkarak sun’i, zorlama uydurma suç ihdas edememeli…
Ayrıca cezalar:
-caydırıcı, tedip edici, çekindirici ve eÄŸitici olmalı;
-infazı masrafsız veya topluma en az maliyetli olmalı;
-uzun süre iÅŸkenceye dönüÅŸmemeli…
Bu tip cezalar neler olabilir? Åžartlanmamış ÅŸekilde düÅŸünebilse herkes bunun cevabını çok rahat önünde hazır bulabilir de, suçluluÄŸu kendisi için tabii gören; asıl suçları gözardı ederek kendi sınıf çıkarlarını tehdit eden, esasen masum eylemleri zorlamalı olarak suç kapsamına sokmak isteyen ÅŸartlanmış beyinlerin saptırıcı tavırları bunu görmeyi engeller diye düÅŸünüyorum.
Kısa bir ipucu vermem normal karşılanırsa: tabiatı icabı kısa süreli olan tazyik hapisleri dışında uzun süreli hapis cezalarının laÄŸvını, bunun yerine tedip edici, eÄŸitici, çekindirici, ve ıslah edici, masrafsız, mümkün olduÄŸunca suçlu yakınlarının normal iliÅŸkilerini ve normal hayat sürme haklarını uzun süre ihlal etmeyen, sadece suçluları hedef alan terzil edici ceza türlerinin araÅŸtırılmasında yarar olduÄŸunu akla getirmek istiyorum. Tabi bunun için de -suçların yaygınlaÅŸmasını önleyecek bir ceza siyaseti ile- masum eylemlerin suç diye tanımlanmasından vazgeçilerek, hakikaten ve sadece maÅŸeri vicdanın ayıplayacağı eylemleri cezalandırmaya yönelik bilimsel bir siyasi iyileÅŸtirme zihniyetinin belirmesi gerekiyor... Aksi takdirde bu gidiÅŸle halkta suç iÅŸlemeyen kimse, ihlal edilmedik onur ve toplumda iyiliÄŸe yönelmek için bir mecal kalmayacak.

Kanımca hukuk da bir bilim ÅŸubesidir, ve her bilim ÅŸubesi gibi insanların keyfince deÄŸiÅŸtiremeyecekleri bir yönü vardır; olmalıdırÄ°nsanların ve kurulların keyfi davranış ve kararlarına, bilim dememiz mümkün mü ki -adına yasa deseniz dahi- keyfi kurallar bütünü hukuk kapsamına alınabilsin. Böyle olmasaydı, akademik çalışma alanı olarak hukuk fakültelerine lüzum kalır mıydı?
Özetle, insan haklarına aykırı gördüÄŸüm uzun süreli hapis cezaları, kiÅŸilerin olduÄŸu gibi, toplumun da nefesini kesiyor…


Yorum
www.zaytung.com dan alıntı
Yazar Fahri açık 2012-02-22 00:57:56
8 Yıldır Gönüllü Olarak Hapis Yatan Melih Toygar'dan Gençlere Tavsiye: "Vakitlice yatın çıkın, sonradan rahat edersiniz" 
 
Bundan yaklaşık 8 sene önce İçiÅŸleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile yaptıkları yazışmalar sonucu henüz hiçbir suç iÅŸlememiÅŸ olmalarına karşın özel izinle cezaevine giren 6 arkadaÅŸtan üçünün tahliyesine sayılı günler kaldı. Ä°lerde yaÅŸanması muhtemel herhangi mahkumiyet durumunda, alacakları cezaya saydırmak amacıyla 8 senedir hapis yatan gençlerden Melih Toygar, "Tam 8 sene oldu, mapusluk yatıyoruz. Bu sürede bazı arkadaÅŸlarımız kendini fazla kaptırdı, tatsız olaylar yaÅŸandı ama ben ve diÄŸer 2 arkadaşım, yakında hapisliÄŸi aradan çıkarmış bir ÅŸekilde gerçek manada özgür olacağız" sözleriyle, yaÅŸadıkları heyecanı gözler önüne serdi. 
 
Yakınları dışında sadece Adalet Bakanlığından temsilcilerin ve medyanın kabul edildiÄŸi görüş gününde, Melih Toygar, yakınlarının tepkisine raÄŸmen içeri girmelerindeki asıl amacın gençken hapisliklerini yapıp kurtulmak olduÄŸunu söyledi. 
 
"Ä°nsanın başına her an her ÅŸey gelebilir" 
 
Dünyanın bin türlü hali olduÄŸu ve neyin ne olacağını kestiremedikleri için 6 arkadaÅŸ birlikte Türkiye'nin en iyi hapishanelerinden birinde çile doldurduklarını belirten Toygar, piÅŸmanlık duyup duymadığı yönündeki bir soruyu "Åžu hayatta insanın ister istemez iÅŸleyebileceÄŸi bir sürü suç var. Siyasi var, adi var, karşılıksız çeki, yüz kızartıcısı var.... Var da var yani. Her gün kafada 'Ha ÅŸimdi aldılar, ha ÅŸimdi alacaklar' gerilimiyle yaÅŸamak bi noktadan sonra hakkaten imkansız hale geldi. Bu kararı vererek hem o gerginliÄŸi üzerimizden attık, hem de ÅŸimdi yatıp ileride rahat edeceÄŸiz iÅŸte." diyerek yanıtladı. 
 
Günlerce süren yazışmalar ve onlarca bürokratik engelin ardından Kandıra F Tipi Cezaevinde baÅŸarıyla mahkumluk yaptıklarını kaydeden Toygar, "Bu iÅŸe 6 kiÅŸi girdik aslında ama 2 arkadaşımız kendini biraz fazla kaptırıp cezaevinde iç hesaplaÅŸmalara kurban gittiler. Bir diÄŸeri ise halen ağır yaralı, geçen hafta ÅŸiÅŸlendi bir mevzudan dolayı. Ona da buradan geçmiÅŸ olsun diyorum" sözleriyle arkadaşına acil ÅŸifalar diledi. 
 
"ArkadaÅŸlarımı arayacağım" 
 
İçeride verimli bir hazırlık süreci geçirdiÄŸini de sözlerine ekleyen Melih Toygar, bundan sonra artık önünü görmek istediÄŸini dile getirdi. "Tahliye günü yaklaÅŸtıkça bir heyecan da basmaya baÅŸladı tabii" derken gözleri parlayan genç mahkum, sözlerini "Elbette seviniyorum ancak buruk bir sevinç tabii ki. Sonuçta buradaki ortama, arkadaÅŸlığa çok alıştık bi ÅŸekilde. Mapusluk günlerimi arayacağımı da hissediyorum yani..." ÅŸeklinde bitirdi. 
 
 
Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan Adalet Bakanlığı Sözcüsü Mustafa Emin Bayraktar ise, Türkiye'nin cezayı peÅŸin yatma yöntemini ilk deneyen ülke olarak bu yolda Avrupa'ya da örnek teÅŸkil ettiÄŸini belirtirken, Melih Toygar gibi öğrencilerin tüm gençlere bir rol modeli olması gerektiÄŸini ifade etti. Görüş süresi boyunca Melih Toygar'la arasındaki sıcak diyalog gözlerden kaçmayan Bayraktar, konuÅŸmasına ÅŸu sözlerle devam etti: 
 
"PeÅŸin peÅŸin ceza yatma talebinden ilk baÅŸta huylandık" 
 
"Sevgili Melih baÅŸarılı bir üniversitenin iyi bir bölümünde öğrenci olmasına karşın kaydını dondurup, cezasını yatıp çıkma talebiyle bize geldiÄŸinde, 'Bu herif bi iÅŸ çeviriyor olabilir, örgüt baÄŸlantısı olabilir' diye zaten biz onu orada bi ıslatıp gözaltına aldık. Neticede soruÅŸturma sonrası biÅŸey çıkmadı ama iÅŸte, dünyada daha önce denenmemiÅŸ biÅŸey, insan ister istemez bi kıllanıyor..." 
 
"Neyse iÅŸte, çocuÄŸun bi numarası olmadığı ortaya çıktıktan sonra, 'Ne anlatıyo bu' diye bi dinleyelim dedik. Kendisi saÄŸolsun bize enine boyuna izah edince olayın mantığı bizim de aklımıza yattı. Sonuçta bazı istatistik gerçekler var. Biz büyük ihtimalle 'Bazı odakların maÅŸası, ülkemizin içerisinden geçtiÄŸi kritik dönem, mönem' diye diye bu arkadaşımızı eninde sonunda bi ÅŸekilde misafir edicez, delikanlı da bu süreci aradan çıkarmak istemiÅŸ. KeÅŸke tüm talebelerimiz böyle bilinçli olsa da, bizler de ülkemizin cezaevi kapasitesine göre, daha planlı programlı bir yerleÅŸtirme yapma imkanı bulsak." 
 
"Herkese örnek olmalı " 
 
Sözlerine, Toygar'ın hareketinin yediden yetmiÅŸe tüm vatandaÅŸlara örnek olması temennileriyle son veren Bayraktar'ın, basın mensuplarına dönüp "Özellikle sevgili medya mensubu arkadaÅŸlar, siz iyice bi düşünün bunu isterseniz. Büyük kolaylık yani..." ÅŸeklinde takılması ise ziyaretçi kabul salonunda gülüşmelere neden oldu. 
 
‘Ben biraz daha hapiste kalayım"
Yazar dilhan açık 2012-07-03 14:59:33
Milliyetten bir haber:  
"Ä°ngiltere’de yaÅŸayan bir mahkum hapisten çıkmak istemiyor. Channel 4 adlı televizyon kanalı için çekilen bir belgeselde konuÅŸan Lance Rudge (24) hapishanede kalmaktan memnun olduÄŸunu söyledi..." 
Alara 
http://gundem.milliyet.com.tr/-ben-biraz-daha-hapiste-kalayim-/gundem/gundemdetay/03.07.2012/1561897/default.htm 
 
 
Sonuç ??
Yazar realite açık 2013-03-20 17:05:38
M.Selami bey uzun uzadıya eleştirmiş, ancak sonuç yok.. İnsan heyecanlanıyor, acaba eleştirdiği cezaların yerine hangi cezaları öneriyor diye, ancak nafile.. Bir de, acaba bu hususta İslam Hukukunun ceza uygulamasından bahsedecek mi diye insan bekliyor, bundan da bir ses yok.. Suya yazılan yazıya benziyor. Fahri Açık beyefendinin yazı altına eklediği haber bile insana daha fazla bir şey katıyor.
Seküler anlayış..
Yazar realite açık 2013-04-09 18:14:11
Yazar, Yusuf Suresinin 75.ayetinde hapis cezasının olduğunu düşünmeden bir sürü laf yazmış.. Demek ki Allah bir zamanlar mevcut olan şeriatında bu cezayı öngörmüş.. Kuran'ı az okuyan bir toplum olduğumuzdan bunları bilmiyoruz, sonra da (haşa) hümanist duygularla Allaha rağmen fikir beyan ediyoruz.
Başlığa bakarmısın?
Yazar Selami Çekmegil açık 2013-04-10 11:12:34
Yazının başlığına olsun bir bakar mısın benim realite kardeşim; biraz derinlikli nazar lütfen... Uyarı gayretiniz için yürekten teşekkürler... Selami Çekmegil

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 19-06-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Anket
Kullanıcı Girişi
Kimler Çevrimiçi
Şuan 74 misafir çevrimiçi
Ziyaretçi Sayısı
124387340 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net