Yavuz Bülent BÂKÄ°LER
Hürriyet gazetesinin ilerici yazarlarından Yalçın DoÄŸan, evvelki günkü köÅŸesinde “Åžeyh Kenan Vatikan’a uçuyor“ diye yazdı. Okudum ve gözlerime inanamadım. Bir daha, bir daha okudum. Sonra ellerim yanıma düÅŸtü. Sordum, soruÅŸturdum, gördüm ki Yalçın DoÄŸan’ın verdiÄŸi haber doÄŸru. AK Parti Hükümeti Åžeyh Kenan isimli birisini Vatikan’a büyükelçi olarak tayin etmiÅŸ. Kim bu Åžeyh Kenan? Rufaî ÅŸeyhlerinden Fatihli Kenan Rufaî’nin torunu. Dedesi çoktan ölüp gitmiÅŸ. Ama torunu Kenan Gürsoy, okula gitmiÅŸ.

Siz de ÅŸu eski zaman idarecilerinin gafletine yanmaz mısınız. Haydi ilkokul, ortaokul neyse ne ama bu Kenan Gürsoy, bir de tutup lise ve üniversite okumuÅŸ. Bir Rufaî ÅŸeyhinin torunu, laik Türkiye’de herhangi bir üniversitemizde nasıl okuyabilir? Adam bununla da kalmamış tutmuÅŸ doktorasını vermiÅŸ, asistan olmuÅŸ, doçent olmuÅŸ ve üniversitelerimizin gafletinden istifade ederek bir de profesör olmuÅŸ. DışiÅŸleri Bakanlığımızda Vatikan’da başımızı dik tutacak, yüzümüzü aÄŸartacak diplomatlarımız bulunduÄŸu halde bir ÅŸeyh torunu olan Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Hıristiyan Vatikan’a nasıl büyükelçi tayin edilebilir? Biz bu günleri de mi görecektik Allahım?

Åžimdi diyeceksiniz ki kimdir bizim DışiÅŸleri Bakanlığımızdaki çok deÄŸerli diplomatlar? Söyleyeyim efendim:
Sultanahmet Ä°mam Hatibi Emrullah HatiboÄŸlu bir TV programında milyonların önünde açıklamıştı. DemiÅŸti ki: “Bir Ä°slâm ülkesinin devlet baÅŸkanı Ankara’ya gelecek sonra Ä°stanbul’dan ülkesine uçacaktı. O devlet baÅŸkanı, Cuma namazını da Sultanahmet Camii’nde kılacaktı.
DışiÅŸleri Bakanlığımızın protokol genel müdürü camiye gelerek bana sordu: “Hocam dedi bu camide namaz nerede kılınıyor?” Tam da mihrabın önünde konuÅŸuyorduk. Efendim dedim “Bu caminin her yerinde namaz kılınır. Burada da, kapı eÅŸiÄŸinin içinde de dışında da namaz kılınır!” Ä°ÅŸte size mükemmel bir büyükelçi namzedi.

1980 yılında Fas’ta yapılan Ä°slâm EÄŸitim-Bilim ve Kültür kongresine Türkiye’den üç kiÅŸi katıldı: DışiÅŸleri Bakanlığımızdan bir MüsteÅŸarla bir Genel Müdür, Kültür Bakanlığından da bendeniz! Fas’ta yemek sofrasında, bizim müsteÅŸarımız garsondan içki istedi. Garson dedi ki: “Ä°slâm kongresindesiniz. Size içki veremem, yasaktır.” MüsteÅŸarımız yanındaki genel müdüre döndü. “Demek ki dedi burada ben janbon da yiyemeyeceÄŸim. Halbuki janbonu da (domuz eti) çok severim!” Ä°ÅŸte size Vatikan’a gönderilecek mükemmel bir büyükelçi namzedi! Åžimdi biliyorum bu Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Vatikan’da domuz eti yemeyerek, içki içmeyerek devletimizin itibarını sıfıra düÅŸürecektir. Bu nasıl iÅŸtir ya Rabbim?

Fas’ta bizzat, Fas Kültür Bakanlığı MüsteÅŸarından dinledim ve tabii çok beÄŸendim. BeÄŸendim ne demek bayıldım, bayıldım, bayıldım. Yine böyle bir Ä°slâm Kongresinde, Pakistan delegeleri bizim temsilcimizin kongre baÅŸkanı olmasını istemiÅŸler. BaÅŸka ülkeler buna itiraz etmiÅŸler. MünakaÅŸa büyümüÅŸ. Sonra birlikte gidip bizim diplomata sormuÅŸlar:
-Türkiye’de sabah namazının farzını kaç rekat kılıyorsunuz? Bizimki cevap vermiÅŸ:
-Türkiye lâik bir ülkedir. Polis karışmaz. Ä°stediÄŸiniz kadar kılabilirsiniz.
-Mesela sabahın farzını 40 rekat kılabilir misiniz?
-Elbette elbette! 40 da kılabilirsiniz 80’de! Kimse karışmaz! Türkiye laik bir ülkedir. Ä°ÅŸte böyle mükemmel yetiÅŸmiÅŸ diplomatlarımız varken, Prof. Dr. Kenan Gürsoy’un büyükelçi tayin edilmesi kıyamet alâmetidir.