"Hangi dine göre verdin bu cezayı?" diye sordum. ArkadaÅŸ, sinirden deliye döndü, "Nasıl sorarsın bunu; sakalımı da mı görmüyorsun? Namaz kılıp oruç tuttuÄŸumu biliyorsun. Yani Hıristiyan, Yahudi falan mı olacağım bu yaÅŸtan sonra!" diye esti yaÄŸdı arkadaÅŸ... Hızı kesildikten sonra sordum:"Bitti mi?" ArkadaÅŸ sustu.
Dedim ki: "Sen çocuÄŸunu ayak altına alıp ezdiÄŸine göre, bu cezayı hangi dine göre verdin?"
ArkadaÅŸ, bu sefer de oturup aÄŸlamaya baÅŸladı: "AÄŸabey çok piÅŸman oldum..."
Biz evde basit ve helal ÅŸeylerin kavgasını yaparsak ev, çocuklara çekilmez geliyor. Sonra da biraz büyüyünce evi terk ediyorlar. Sebep, büyükler!.. Diyorlar ki; çocuk evden kaçtı. O zaman ÅŸu soruları sormalı: "Çocuk evde neyi bulamadı? GittiÄŸi yerde ne arıyor?" Öyle çocuklar vardır ki; kovsak da evden gitmez. Çünkü aradığı her ÅŸeyi evde bulmuÅŸtur. EÄŸer çocuklarımıza Ä°slam'ın haram kıldıklarını yasaklamakla yetinsek, onlar evi sıkıcı bulmazlar. Zira helal daire keyfe kâfidir. Çocukları isyan ettirmemek gerekir.
Bir gün çocuÄŸum geldi, yazılarımı yırttı. Onu aldım, "Yavrum, bu kâğıtlar nasıl yapılıyor biliyor musun?" diye sordum.
"Bilmiyorum", dedi.
Gittim, ansiklopedide kâğıt bahsini açtım. Ona okudum. Sonra da kâğıdın zor yapıldığını açıkladım. Anladı. Bir daha da kâğıtlarımı yırtmadı.
OÄŸlum on yaşındayken kızım henüz dört yaşındaydı. Tabii aÄŸabeyi onu bazen aÄŸlatırdı. O da bana gelir:
"Baba, ÅŸuna bak", diyerek aÄŸabeyini ÅŸikâyet ederdi. Ben de onu kucağıma alır:
"Benim kızım çok akıllı, çok uslu", derdim.
O da yan gözle aÄŸabeyine bakar gülerdi.
"Oh, gördün mü, babam beni sevdi", der sonra da aÄŸabeyiyle barışırlardı.
Çocuklarla sert ve emreder ÅŸekilde konuÅŸulmamalıdır. Çocuk askerlikten ne anlasın?!. Åžefkatle söyleyelim. Mesela "Güzel kızım, yavrucuÄŸum, evladım, akıllı oÄŸlum!" diyelim.
Kızım soruyor; "Baba sen bizi nasıl terbiye ettin? Biz senin usulünü tutturamadık. Biz küçükken ÅŸimdiki çocuklar gibi yaramaz deÄŸildik herhalde!"
"Olamazdınız", dedim. "Çünkü ben ev tutacağım zaman düÅŸünürdüm; acaba orada çocuklar dışarıya rahatça çıkabilecek mi? KoÅŸup oynayabilecek mi, diye."
Åžimdiki çocuklar dışarı çıkamıyor. Evin içinde oynayınca da anneler babalar kızıyor; yaramaz, diyor.
Zaten çocuk küçük olduÄŸu için eziliyor. Çocuk, bir de dayak yiyor.
"Niye yaptın? Niye döktün?" diye ayrıca hesap soruluyor. Çocuktan evliya hareketi bekliyorlar...
Çocuk, çocuk gibi yaÅŸar.
|