Bilge köyünde vicdanın intiharı
Serdar Demirel - Vakit, 2009-05-10
Mardin katliamı, anlamın buharlaÅŸtığı bir intihardı. Vicdanın intiharı. Hem de adı Bilge köyü olan bir mevkide... Töre, terör, intikam, kız meselesi, aile içi kavga, mal-mülk dâvası; adına ne derseniz deyin, sebep ne olursa olsun; genç-yaÅŸlı, kadın-erkek ve henüz ana rahminde olanı yahut mâbette namaza duranı ayırt etmeyen vahÅŸi bir irade, kelimelerin durumu izah etmekte kifayetsiz kaldığı bir uç noktayı, bir kan gölü aynasında yüzümüze tuttu.
O aynada gördüÄŸümüz, anlamlandırmada lâl-u ebkem kaldığımız, maalesef bir türlü yüzleÅŸmek istemediÄŸimiz toplumun çürüyen yanıdır. Åžiddetin kâh devlet eliyle, kâh ideolojik örgütler eliyle ve kâh sıradan insan eliyle mel’unca icra edildiÄŸi yanı.. Asit kuyuları, halikopterden atılan insanlar, fâili meçhûller, toplu mezarlar ya da ÅŸiddet yaratmak amacıyla toprağın altına depolanan bubi tuzakları, mermiler, bombalar, law silahları neyi anlatıyor sanıyorsunuz!.. Toplumun yediden yetmiÅŸe her kesimini hedef alan intihar bombacıları neyi anlatıyor?.. Bir köÅŸeye haince yerleÅŸtirilmiÅŸ ve birazdan oradan geçecek günlük ekmeÄŸinden baÅŸka ideolojisi olmayan insanları eritecek bomba, hangi ideolojinin etiketini taşırsa taşısın, neyi simgeliyor?.. Toplumun diplerinde gezinen birbirinden habersiz, belki aynı evi, aynı apartmanı, aynı sokağı paylaÅŸtığımız ve lâkin ÅŸiddet kültürünü içselleÅŸtirmiÅŸ sayısız serseri mayından haberdar mıyız?.. Annesini öldüreni mi dersin? Çocuklarını doÄŸruyanı mı dersin? OrtaöÄŸretimde sınıf arkadaşını haraca baÄŸlayan çete üyesi liseliyi mi dersin? Hocasını pusuya düÅŸürüp dövmeyi erkeklik gösterisi sanan öÄŸrenciyi mi dersin? Sevgilisinin başını kesip çöpe atanı mı dersin? Bu câniyi korumak için seferber olan sözde kültürlü elit aileyi mi dersin? Hangisini?.. Bu bizim çürümüÅŸ yanımız... Bu çürümüÅŸlük; vahÅŸete dönüÅŸüp suratımıza sırıttığında ÅŸaşırıyoruz. Bebek yüzlü cânilerin bu maskenin altında böylesi bir canavar ruhu nasıl ve ne zaman büyüttüklerini hafsalamız almıyor. Ama sonuç deÄŸiÅŸiyor mu? Bir tarafımız çürümüÅŸ iÅŸte... Yukarıda saydığımız türden olaylar, toplumun çürüyen tarafının daha büyük fâcialara gebe olduÄŸunun semptomlarıdır. Profili düÅŸük velâkin uzun süren bir savaÅŸ ortamının ÅŸekillendirdiÄŸi hayata karşı duyarsız ruhlar diyarında meydana gelse de; elhak, “Mardin katliamı”, 44 kurbanıyla nev’i ÅŸahsına münhasırdır. Yine de toplum katmanlarında farklı ÅŸekillerde yüzümüze tokat gibi inen ÅŸiddet kültürünün bir parçası olarak ele alınmalıdır diyorum. Kimileri katliamı töre ve gelenek cinneti diye sınıflandırarak mahkum etti. Kimileri devletin kurduÄŸu koruculuk sistemini günah keçisi olarak iÅŸaretledi. Kimileri de bölgenin feodal yapısına, eÄŸitim sistemine ve de ÅŸiddeti kutsayan dizilere gönderme yaparak fecaatın mantalitesini deÅŸifre etmeye çalıştı. Belki de bu sayılanların her birinin bir ÅŸekilde payı vardır bu suçta. Ama gerçek deÄŸiÅŸmiyor, çürüyen tarafımız; “Beni görün artık!” diyor. Bakınız, Pakistan depreminde, Açe tsunamisinde, Gazze olaylarında iyilikten ve adâletten yana ÅŸahlanan melek tarafımızı gördük. Gururlandık. “Biz buyuz” dedik.. Ama bir de ÅŸeytanın tasallutuna girmiÅŸ, çürümekte olan bir yanımız var. Mardin katliamı üzerinden dünya medyası bu yanımıza kameraları tuttuÄŸunda, yüzümüz kızardı. Bununla da utandık. “Biz bu deÄŸiliz” desek de, çürümüÅŸlük ortada. Bu çürümeden de baÅŸta devlet olmak üzere hepimiz sorumluyuz. Neden baÅŸta devlet diyorum? Devlet diyorum, zira devlet, modernleÅŸme adına deÄŸerler sistemimize savaÅŸ açtı, tanımını yapamadığı bir laiklikle din ve ahlâk eÄŸitimini dışladı. Ä°nsanın vahÅŸi taraflarını törpüleyen, ona güzel davranışı bir ibâdet olarak öÄŸütleyen dinî eÄŸitim ve terbiyeyi ne kendisi verdi, ne de verilecek özel kurumların açılmasına sıcak baktı. Devlet, tâ başından beri ideolojisini korumayı insanı korumaktan daha aziz bildi. Bir soru: Türkiye neden profesyonel askerliÄŸe geçemiyor? Profesyonel askerlik Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veremeyeceÄŸinden dolayı mı? Alakası yok. Askerî kurum, her erkek vatandaşın zaruri askerî hizmete alınarak ideolojik doktrinlerin aşılandığı bir kamp olarak görüldüÄŸündendir. Okullarda yeterince verilmediÄŸini düÅŸündükleri bu kutsal ideolojik terbiye askerde veriliyor, öyle sanılıyor, öyle olması isteniyor. 28 Åžubat sürecinde de gördük. Ä°mam Hatip okullarını iÅŸlevsiz kılmak için meslek okularını dâhi kurban vermekten çekinmediler. EÄŸitim sisteminin ideolojik yapısının doÄŸurduÄŸu sıkıntılar, meydana getirdiÄŸi ahlâkî zaaflar mim konması gereken bir nokta. Sivil zeminde toplumu eÄŸitecek, davranışlarını disiplinize edecek, hâl ve hareketlerini rafine edecek ve onlara vicdanlı olmayı telkin edecek cemaatlerin de yeni tehdit algısının içine yerleÅŸtirilmiÅŸ olması bir diÄŸer mim konması gereken nokta. Her ÅŸeyi devletten bilme kolaycılığına düÅŸmeden her kesim yaÅŸanan çürümeden kendi sorumluluÄŸuna düÅŸeni görmek zorundadır. Ama, bir organizatör olarak öncelikle de devlet görmek zorundadır...
|
Bizim değil onların çürük yanı bu... Yazar Melitenli açık 2009-05-11 23:21:35 Öldürülenlerin suçu ne bilinmiyor. yapanlar ne için yapmış net değil. Ölenler camidekiler ve çokça masumlar. Buna rağmen bu olayı da bahane ederek TV.lerde müslümanları ve tarihi geçmişimizi karalamak isteyen ukela izah zorlamaları nasıl yürütülüyor; insan hayrete düşüyor. |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |