19-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow GeçmiÅŸten arrow GeçmiÅŸten arrow ZÛ'L-KARNEYN VE ZERDÜŞT Ä°LÄ°ÅžKÄ°SÄ°
ZÛ'L-KARNEYN VE ZERDÜŞT İLİŞKİSİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 53
KötüÇok iyi 
Yazar Halit Özdüzen   
24-04-2009
                         ZÛ’L-KARNEYN VE ZERDÜÅžT Ä°LÄ°ÅžKÄ°SÄ°   

                                                                                           Halit Özdüzen
                                                                                    AraÅŸtırmacı -Yazar

        Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de Batı ve DoÄŸuya hükümranlık verdiÄŸi  bir kralın hika-yesini anlatarak, ona  bahÅŸettiÄŸi  kudret, irade ve hikmetten  bahsetmektedir. Hz. Peygambere hitaben, “Sana Zü’l Karneyn’ den sorarlar. De ki: ‘Size ondan bir anı okuyacağım.’  Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (ihtiyaç duyduÄŸu) her ÅŸey için bir sebep ( Hikmet, vasıta ve çare) verdik.  Artık o da bir yol tutarak yürüdü.  Nihayet GüneÅŸin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Yanında da
bir kavim gördü. Dedik ki: ‘Ey Zu’l-Karneyn, ya onlara azap edersin ya da haklarında güzel davranırsın.’  Dedi ki : Zulmedene azap edeceÄŸiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker. ‘Ä°man edip hayra ve barışa yönelik iÅŸ yapana gelince, onun için ödül olarak en güzel karşılık var. Ve ona buyruÄŸumuzdan kolay olanı söyleyeceÄŸiz.’  Sonra bir sebep daha izledi. Sonunda güneÅŸin doÄŸduÄŸu yere ulaşınca onu, güneÅŸe karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doÄŸar buldu.  Ä°ÅŸte böyle biz onun yanında olan her ÅŸeyi bilgimizle kuÅŸat-mış (donatmış)  tık.  Sonra (bir sebebi izleyip) bir yol (daha) tuttu.  Ä°ki set/daÄŸ  arasına kadar ulaşınca onların önünde nerdeyse hiç söz anlamayan bir kavim buldu.  Dediler ki: ‘Ey Zu’l Karneyn Ye’cuc ve Me’cuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar,  bizimle onlar arasında bir set(engel) yapman ÅŸartıyla sana vergi verelim mi?  Dedi ki: ‘Rabbimin beni içinde bulundurduÄŸu  nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olunda, sizinle onların arasına aşılmaz bir engel yapayım.’ Bana  yeterince Demir  kütleleri getirin”, iki yamaç arasındaki boÅŸluÄŸu( daÄŸlarla) bir hizaya gelince ‘körükleyin’ dedi. Onu ateÅŸ haline koyunca da ‘Getirin üzerine erimiÅŸ bakır dökeyim’ dedi. Böylelikle ne onu aÅŸabildiler ne de delmeye muktedir oldular. Dedi ki: ‘Bu Rabbimden bir rahmettir.  Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.” (Kehf/ 18, 83- 98)  H.I.Yüz yıldan itibaren tefsir alimleri ve Kur’an araÅŸtırmacıları bu ayetlerde geçen Zû’l-Karneyn ve yaptığı eylemleri göz önünde bulundurarak, tarihte yaÅŸamış krallar üzerinde durup, tespitler yapmaya çalışmışlarsa da, Ä°slam Alimlerinin çoÄŸunlunun kabulleneceÄŸi bir görüÅŸ sergileyememiÅŸlerdir!

       Bunda en büyük etken, Ä°lk dönem alimlerinin biraz da Roma-Grek tesirindeki Ä°srailiyat etkisinde kalarak, bu sıfatı Makedonyalı Büyük Ä°skender’e vermelerinden kaynaklanmıştır. Ä°skender’in Putperest oluÅŸu ve o dönemin inanan kavimlerine yaptığı zulümler göz önüne alındığında, Kur’an’da bahsi geçen krala uymadığı görülünce, yeni arayışlara geçilmiÅŸtir. Bu konuda en kapsamlı araÅŸtırma, geçtiÄŸimiz Yüzyılda Hint Müslümanlarının alimi aynı zamanda bilim ve siyaset adamı Ebûl Kelâm ÂZÂD tarafından gerçekleÅŸtirilerek, Zu’l-Karneyn  lakabına  en uygun ismin,  M.Ö. 6. y. y. yaÅŸamış bulunan  Med-Persli II. Kyros        (Farsçası Keyhüsrev ,Ä°branicesi KoreÅŸ) olduÄŸunu belirtmiÅŸtir.(1)     

      Âzâd görüÅŸünü tarihi ve bilimsel veriler yanında, Yahudi kavminin elinde bulunan “Torah” metinlerindeki Ezra (Üzeyr) bölümüyle de desteklemiÅŸtir. “ Ve Fars Kralı KoreÅŸ’in 1. yılında Rabbin sözü yerine gelsin diye, Rab Fars kralı KoreÅŸ’in ruhunu uyandırdı ve bütün ülkesinde ÅŸöyle diyerek ilan edip ferman yazdı :‘Göklerin Allah’ı  dünyanın bütün krallıklarını bana verdi ve Yahuda’da  olan  YeruÅŸalim’de  kendisi için Ev/Mabed yaptırayım diye bana emretti. Onun bütün inançlılarından aramızda kim varsa, Allah onunla beraber olsun.Onlar YaruÅŸalim/ Kudus’e  giderek orada Allah Ä°çin mabed yapsın….” (2)

                                                                  ****
     Burada, ömrü mücadelelerle geçmiÅŸ bulunan  Ebû’l Kelam Âzad’ın kimliÄŸine kısaca deÄŸindikten sonra, Zu’l-Karneyn ve Ä°slam toplumunda oldukça az tanınan ZerdüÅŸt bahsine döneceÄŸiz.. Âzâd, 1888’ de  Mekke’de  doÄŸup, El Ezher Üniversitesini bitirdikten sonra Hindistan’a giderek, Ä°ngiliz sömürge yönetimindeki Hintli Müslümanları örgütlemek için çaba gösterir. 1912 yılında Hindistan’ın Müslüman kesiminde hakim olan Urdu dilinde çıkardığı El-Hilal isimli gazete çok fazla yayın yapamadan  sömürge valiliÄŸi tarafından kapatılınca, El-BelaÄŸ isimli gazeteyle düÅŸüncelerini yaymaya devam eder. Müslümanların “Ä°ngiliz  saflarında Osmanlılara karşı  savaÅŸmaması gerektiÄŸini” yazarak, “Müslümanlara karşı savaÅŸanların  imanlarının  ortadan kalkacağını ve böylece küfre gireceklerini ”  belirterek, toplanan Ä°slam kongrelerinde de bu doÄŸrultuda kararlar alınmasını saÄŸlar; ayrıca mütareke yıllarında Hintli Müslümanlardan önemli miktarda para  toplayıp, Anadolu’ya ulaÅŸmasını gerçekleÅŸtirir. Tercüman-ı  Kur’an ve Siyer çalışmaları yanında birçok   ilmi eser ve  makalesi bulunan Âzâd,  1958 yılında 70 yaşında iken Yeni Delhi’de Hakkın Rahmetine kavuÅŸur. “Hindistan’ın KurtuluÅŸ Mücadelesi” 1955, “Fatiha Tefsiri” 1986 yılında Türkçe’ye çevrilmiÅŸtir.  Urdu dilinde yazdığı  “Zulkarneyn Kimdir ?” isimli makalesi 1984 yılında Selman Abid En-Nedvi tarafından Arapça olarak kitaplaÅŸtırılmış,  2000 yılında da Muharrem Tan tarafından  Türkçe’ye kazandırılmıştır.
                                                                 ****
        Önceleri Elam ve Asur yönetiminde yaÅŸayan Persler, M.Ö. 553’de Med’lere karşı ayaklanırlar; baÅŸlarındaki  Persli  II Keyhüsrev, Med kralı Asteyeges’i esir alarak hakimiyeti-ne son verir. Arkasından 539 da Babil krallığını ele geçirerek, yayınladığı ünlü “Kyros fermanı” ile sürgün toplulukların ülkelerine dönmelerine, her ulusun kendi dinine uygun  mabet yapmasına izin verir. Bu ferman üzerine, birçok kavimler gibi Babil sürgünü Yahudiler de vatanlarına dönerler. Böylece yakılıp yıkılan ÅŸehir ve mabetlerin yeniden yapımı gerçekleÅŸtirilir. Kral Keyhüsrev, tarihe Ahameni Hanedanlığının kurucusu olarak geçmiÅŸ, önemli bir ÅŸahsiyettir.  Onunla, Ege kıyılarına kadar bütün Anadolu, Pers hakimiyetine girmiÅŸtir. Sonraki devrelerde bu coÄŸrafyada  yoÄŸun olarak, DoÄŸu kültürünün izleri görüle-cektir. O’nun döneminde, OrtadoÄŸu yöresinde Ä°ran menÅŸeli “ZerdüÅŸt Dini” – devlet teÅŸviki ve biraz da zoruyla-  yaygınlaÅŸmıştır. Uzun yıllar kök salacak olan inanç sistemi, Anadolu coÄŸrafyasının muhtelif yerlerinde yaÅŸayan Zaza kültürünü  yakından ilgilendirmektedir.


        Keyhüsrev’in geçmiÅŸi bir hanedan soyuna dayandığı halde, yetiÅŸmesi kırsal kesimde gerçekleÅŸmiÅŸ; gençliÄŸinde “ZerdüÅŸt Din”ine girerek iyi bir inançlısı olmuÅŸtur. O’nun Krallığı sonrası, Avrasya coÄŸrafyasında yoÄŸun taraftar bulacak olan inanç sistemi, M.Ö 4.yy. gelindiÄŸinde dejenere olmaya baÅŸlayıp, yeniden MecusiliÄŸe dönüÅŸmüÅŸ, ancak Hıristiyanlık öncesi, Anadolu inanç sistemindeki pagan dinler arasında belirgin olarak varlığını korumuÅŸtur. Keyhüsrev (Kyros) , özellikle antik Grek kültürü  etkisinde bulunan batılı tarihçiler tarafından yeterince anlaşılamamış ilginç bir kraldır. Babil’i ele geçirmesi sonrasında, Grekleri yendiÄŸi Pelepones (M.Ö.486) savaÅŸları sonrasında bütün inançlara saygılı ve adaletli davranışıyla, OrtadoÄŸu’da oldukça  sempati toplamıştır. Grekler maÄŸlu-biyeti uzun yıllar hazmedememiÅŸ, maÄŸlup kralı ve askerlerini çeÅŸitli hikayelerle destan-laÅŸtırarak, toplum üzerinden yenilginin etkisini azaltmaya çalışmışlardır.Yıllar sonra Perslileri yenince, yıldızı parlayan Makedonyalı Ä°skender’i sahiplenmelerinin nedeni de  bundandır!...

           Keyhüsrev’i daha yakından tanıyabilmek için, mensup olduÄŸu inanç ve onun önderinin düÅŸüncelerine açıklık getirmemiz gerekmektedir:  Batılılarca ZerdüÅŸt olarak bilinen Persli Zarathushtra (Zarahustra), M.Ö. 620’lerde bugünkü Ä°ran’da ki Rey’de doÄŸar; Ahura-Mazda diye isimlendirdiÄŸi Tek Tanrıya tapınıp,  O’ndan “vahiy aldığını belirtmiÅŸtir.”  Günümüze kadar gelmiÅŸ bulunan bu inançla ilgili kaynaklar : ZerdüÅŸt’ün kitabı Avesta’nın Gathalar (Ayet / Bölüm), ona yapılan ÅŸerhler ile araÅŸtırmacı bilim adamlarının çeÅŸitli görüÅŸlerini içermektedir. Gathalar,  günümüz Zazaca yerel lisanına  yakın metinler olduÄŸundan, o kav-min yazılı kültür kaynağını araÅŸtıranlar  için  önemli belge konumundadır.

          Önceleri DoÄŸuda taraftar bulan inanç, orijinal söylemleri ve Keyhüsrev’in de desteÄŸiyle Ege ve Akdeniz kıyılarına kadar hızla yayılmıştır! ZerdüÅŸt Kitabı Avestalar’da: Yeri ve göÄŸü yaratan  tek bir ilahtan bahsetmektedir.  Ahura Mazda olarak isimlendirdiÄŸi tanrısı, ona göre madde ve madde ötesi alemlerin yaratıcısıdır. AHURA  Efendi Sahip, MAZDA Bilgelik, Akıl ve Hikmet demektir.  Bütün halinde ele alındığında:  “AHURA MAZDA; Tek Yüce,  Bilge, Efendi anlamındadır.  Ahura Mazda nitelik olarak; SaÄŸlamlık ve Fiziki BütünlüÄŸün, Hayatın ve Sonsuz Zamanın, Ölümsüzlük ve Ebediyetin, Özgür Ä°rade, DoÄŸruluk ve Hakikatin, Düzen SaÄŸlayıcılığın, Sadakat ve BaÄŸlılığın, Hakimiyet, Güç ve Kuvvetin, Sevgi ve HoÅŸgörü toplamının, tek varlıkta vücud bularak kiÅŸiselleÅŸmesidir.”  

       ÖÄŸretinin temelinde,  iyi ve kötünün savaşı, düalizm yatmaktadır.  Ä°yiliÄŸin ve aydınlığın temsilcisi iyi ruh ile kötülük ve karanlığın temsilcisi  kötü varlık (Ehrimen) sürekli biri diÄŸerine karşıdır.  “Varlıkta tek olan Tanrı Ahura Mazda, iyi ruh olan Spenta Mainu’nun kaynağıdır. Ahura Mazda’nın  simgelediÄŸi (AmeÅŸa Spentelar) iyi nitelikleri (sıfatları), Tanrı-ya inananlar da kazanabilmektedir.   Ä°nananlar iyi ahlak ve erdem kurallarına uydukları, bilge Tanrı ve elçisini izledikleri takdirde,  erdeme kavuÅŸmakta ve ruhları (AÅŸavan) dünyasında Ahura-Mazda’ya yaklaÅŸmaktadır.  Adalet ve iyilik simgesi olan ruhun karşısında yer alan  Ehrimen’in peÅŸinden gidenler ise, özgür iradeleri ile kendilerine karanlıklar ve kötülükler dünyasının  temsilcisini (Rehber) seçtiklerinden kötü sayılmaktadırlar Hakikatin egemenliÄŸi, iyilik ilkesiyle,  yalanın (Duruc) egemenliÄŸi de kötülük ilkesi ile iliÅŸkilidir. KötülüÄŸün temsilcisi Ehrimen ve güçleri, sonunda iyiliÄŸin temsilcisi erdemli ruh tarafından, Ahura-Mazda’nın yardımıyla alt edilerek,  kendine uyanlarla beraber, kötü bir alemde Ahura-Mazda tarafından sınırlandırılacaktır.” Ä°nanç sisteminin temeli bu öÄŸretiye  dayanan “dinin ilahı” Ahura Mazda’ya, Ormaz ya da Hürmüz (Yaratıcı) denilmiÅŸtir. (3) Hürmüz sözcüÄŸü, daha çok batılı yazarlar tarafından kullanılmıştır!

       ZerdüÅŸt (Zarathushtra)’ün inanç sistematiÄŸinin kitabı Avesta bölümleri olan Gathalar, ilahiler ÅŸeklindeki ÅŸiirsel metinlerden oluÅŸmaktadır. Kıyamet ve ötesiyle ilgili açıklamalar, dünya sonrası yaÅŸamla ilgilidir. Bilge “Tanrı” Ahura-Mazda’nın tüm iyi davranış, söz ve düÅŸünceyi ödüllendireceÄŸi, kötülükleri cezalandıracağı belirtilmektedir. Herkes yaptığı dav-ranış ve kendi arzusuyla “karşılık köprüsü”nden (Çinvan Perutu)  geçecektir; köprünün bir ayağı bu dünyada olup, ilerleyen gövdesi belirli yerden sonra çatallaÅŸmaktadır. Çatal ayaklardan biri, iyilikler yurdu olan Işık Ülkesine, diÄŸeri ise yalan (Daevalar) yurdu Ehrimen’in karanlık yurduna varacağı belirtilmektedir.Ä°lginç bir tanımlama ile köprü, Ä°brahim’i Dinlerde anlatılan “Sırat Köprüsüne” benzemekte olup. köprünün çıkışında varılacak son yerler olarak, Cennet ve Cehennem anlatılmaktadır.

      ÖÄŸretiye göre : “Ahura Mazda’nın eylemlerini gerçekleÅŸtiren, ışıktan bazı varlıklar (Melek) ile Ehrimen’in kötülüklerini gerçekleÅŸtiren kötü karanlık mahluklar (Daevalar/ Cinler) bulunmaktadır. Bu iki tür varlıkların yaratıcısı da tek tanrı Ahura Mazda’dır.” Gathalar’da, “Ahura Mazda’nın iÅŸlerini gören, altı özel ışık ve aydınlık güçten bahsedilip, bunlara AmeÅŸa Spentalar denmektedir. Bu varlıklar Vohu Manah, Harvatat, Ameratat, AÅŸa, Armaiti ve XÅŸathra’dır. Vohu Manah : Ä°yi DüÅŸünce, Ä°yi Akıl, Ä°yi Amaç olarak tercüme edilmiÅŸtir. Vohu Manah, Peygamber (elçi) ile Ahura-Mazda arasında baÄŸlantı kurduÄŸu gibi  iyi insanlarla da Tanrı arasında baÄŸlantı (köprü) oluÅŸturmaktadır. (Cebrail’e benzetilebilir)  Harvatat: SaÄŸlamlık, fiziksel bütünlük, bolluk ve bereketi aynı zamanda da hayatı ve zamanı temsil etmektedir.  Ameratat; Ölümsüzlük ve ebediyeti, bir anlamda ruhun özgürleÅŸmesini temsil eder.  AÅŸa; (Metinlerdeki ÅŸekliyle doÄŸruluk ve hakikat olarak tercüme edilmiÅŸtir), düzen saÄŸlayıcı olarak ta anlaşılabilir. Armaiti;  Sadakat, baÄŸlılık, sevgi ve özgür irade ile itaati, XÅŸathra: Hakimiyet, güç,  kuvvet ve varlığı temsil etmektedir.” Ä°badet günde iki sefer (sabah, akÅŸam) Ahura Mazda’nın  manevi huzurunda duruÅŸ, eÄŸilme (tazim) ve Avesta’nın bölümlerinden okuma ÅŸeklindedir. Ayrıca oruç ve kurban ibadetleri bulunmakta olup. BoÄŸa ve sığırın yanında at da kurban edilmektedir. Horoz sabahları öterek, insanları ibadete uyandırdığı için kutsal hayvan sayılmıştır! 


           ZerdüÅŸt’ten önceki Ä°ran’i kavimlerde,inanç sistemi olarak Mecusilik (AteÅŸe tapınma) ve Åžamanizm hakimdi.  Tapınmak için daÄŸların tepelerinde AteÅŸgedeler inÅŸa edilir, yapılan tö-renlerde körpe hayvan boÄŸazlanarak (kurban) , ateÅŸin üzerine atılırdı. Ayinleri, Magus denilen din adamları yönettiÄŸinden sözcük, Arap ve Ä°brani dillerine Mecusi, batılı dillere ise “Magic” (sihir) olarak geçmiÅŸtir. ZerdüÅŸt, yaÅŸadığı topluma inanç sistematiÄŸini kabul ettirebilmek için önemli mücadeleler vermiÅŸtir.Gathalar’da Mecusiler, Khavi (Kavi) veya Kharban (Kazban) isimleriyle belirtilmektedir. Khavi kelimesi, “Åžair” ve “Åžiir söyleyen” aynı zamanda “Sihir-baz” anlamına da kullanılmaktadır. ZerdüÅŸt öncesi Mecusiler, Homa denilen bir içki içerek dans ederek ateÅŸe tapınırlarmış.Bu husus Gathalar’da, ZerdüÅŸt’ün sözleriyle ÅŸöyle dile geti-rilmektedir, “Ä°lahım, bu ülkenin ileri gelenleri ne zaman hidayeti,sapıklığa tercih edecekler. Ä°nsanlar ne zaman bu büyüyü ve hokkabazların ÅŸerlerinden kurtulacaklar, insanları aldatmada kullandıkları bu içkinin  kökü ne zaman kazılacak, izleri ne zaman silinip atılacak.” (4)

        Bazı araÅŸtırmacılar, Ebu Hanife’nin öÄŸrencisi Ebu Yusuf’un ünlü  Kitabu’l-Harac isimli eserine dayanarak, Müslümanlar Bahreyn’deki ZerdüÅŸtlerle ilk temaslarında Hz. Muhammed’in  onlar için “Kitap Ehline nasıl davranıyorsanız öyle davranın” dediÄŸi rivayetine  uygun alarak,  onlara zımmi* muamelesi yapıldığını belirtmiÅŸlerdir. (5)


       Ä°ran Ä°skender tarafından  zapt edildiÄŸinde, 12.000  öküz derisine altın mürekkeple, yazılmış Avesta metinlerini yaktırmıştır. 72 yasna’dan (Bölüm), ancak 17 yasnası o tahripten kurtulabilmiÅŸtir. Çağımıza ulaÅŸabilen en eski el yazması Avesta bölümü ise , M.S.1205’de yazılmış kopyalardır. Bu kopya, Ä°ran’dan, Hindistan’ın Bombay yöresine göçen  ZerdüÅŸtlerin elinde bulunmaktadır. Batılı Aydınlar kitapla ilk defa, Fransız asıllı Anguetil Duppeon tarafından çevrilen “Bombay Metinleri” vasıtasıyla tanışmıştır.  Ä°sveçli BaÅŸpiskopos Northan tarafından Ä°sveççe’ye çevrilen metinler, 1930’da O’na Nobel ödülü kazandırmıştır. Anadolu kültürünü de yakından ilgilendirdiÄŸi halde Zarahustra, -diÄŸer doÄŸulu düÅŸünürlerde olduÄŸu gibi- Batıya geçerek, ZerdüÅŸt olarak DoÄŸuya geri dönmüÅŸtür. Gathalar, Dr. Ali Nihat Tarlan tarafından 1935 yılında Türkçe’ye kazandırılır. (6) Bu kısmı, Gathalarından aldığımız bir yakarış ve özdeyiÅŸle bitirelim:  “Åžükürler olsun, o temiz Yaratana; Krallara karşı (halka) zafer kazandıran,  tüm kötülükleri yerin dibine batırıp, tüm iyilikleri yücelten, o affeden, var olan gücünden bize de veren, o Bilge, her ÅŸeyi Bilen emsalsiz ve etrafına Nur saçan Ahura Maz-da’ya”  ve “Hum’ata,  Hakh’ata,  Hvesta.”  Ä°yilik düÅŸün,  Ä°yilik söyle,  Ä°yi iÅŸ yap. ** (Ayata)    

                                                                 ****
        Keyhüsrev  Zu’l- Karneyn mi sorusuna cevap aradığımızda, bazı insaflı Batılı tarihçilere  de rastlamak mümkündür. KûruÅŸ hakkında, Oxford Üniversitesi Antik ÇaÄŸ Uzmanlarından  Prof. G. R. Grundy, “Great Persian War” (Perslerin Büyük Savaşı) adlı eserinde  ÅŸöyle yazmaktadır: “KûruÅŸ’un baÅŸarısı, gerçekten çok büyüktü. On iki yıl önce meçhul bir prensliÄŸin -AnÅŸân- başında bulunan meçhul bir prens, kısa sürede eski dünyanın büyük halklarına ait iktidar merkezlerinin boyun eÄŸdikleri bir imparator olmuÅŸtur. O dönemde yeryüzünün sahibi olduklarını iddia eden devletlerden hiç biri, KûruÅŸ karşısında liderlik iddiasında bulunamamıştır. Efsanevi Kral Sargon’dan, Babil imparatoru Nabukadnazar’a kadar bütün liderler bu yeni ve erdem sahibi imparatorun önünde yere kapanmışlardır.” J.A. Hamarton  Universal History of The World (Evrensel Dünya Tarihi)  isimli kitabında,  “KûruÅŸ sadece büyük bir fatih deÄŸildi. Aynı zamanda büyük bir idareciydi. Onun açtığı yeni çığır, döneminin insanları tarafından kabul edilmekle kalmamış sevinçle karşılanmıştır. Babil’i fethinden sonraki son on yılında geniÅŸ Ä°mparatorluÄŸunda tek bir ayaklanma dahi olmamıştır. Evet, tebaası (halkı) ondan çekinmekteydi, ama katılığından korkmuyorlardı, çünkü onun yönetiminde katletme, soyma ve gasp etme gibi cezalara yer yoktu. Suçlular katledilmiyor, katliam emirleri verilmiyordu. Onun Ä°mparatorluÄŸunda yaÅŸayan halklar, tehcir edilmekten ve sürülmekten de korkmuyorlardı. Her yere hakim olan barış ve güvenlikti. Ülkesinde refah ve huzur egemendi. Asur ve Babil Krallarının zulüm ve baskılarına son vermiÅŸti. SürülmüÅŸ halkları anavatanlarına tekrar yerleÅŸtirmiÅŸti. Onların tanrılarına ve mabetlerine de saygı göstermiÅŸti. Din ve inançlara baskı uygulaması tamamen son bulmuÅŸtu. O, adaleti bütün halklara bahÅŸetmiÅŸti, bütün din ve mezheplere özgürlük tanımıştı. GeçmiÅŸteki korkunun yerini  genel bir adalet, hoÅŸgörü ve tam eÅŸitlik almıştır.”


       Bazı araÅŸtırmacılar baÅŸta geçen: “…Dedik ki: ‘Ey Zu’l-Karneyn ya onlara azap edersin  ya da haklarında güzel davranırsın.”(Kehf 18/86) Ayetinin zahirini ele alarak, bunun  ona Allah tarafından yapılan vahiy olduÄŸunu ileri sürmüÅŸlerse de, bu, müminlerin kal-bine “Alemi Kutsiyan”dan gelen  ilham olarak anlıyabiliriz.  Yine bazı araÅŸtırmacılarda da, “Tek Tanrılı Dinlerin ilk temsilcisi” olarak ZerdüÅŸt’ü göstermekte iseler de, bu sav gerçeÄŸi yansıtmamaktadır. Tek Tanrılı Dinin geçmiÅŸi çok eskilere, ta Hz.Adem’e kadar dayanmakta olup, Zarathushtra’nın Avestalar’ı metinleÅŸtirdiÄŸi tarihten çok önceki yüzyıllarda, (yaklaşık M.Ö. 1250’lerde) Hz. Musa’ya Tevrat’ın indiÄŸi göz ardı edilmektedir! Kur’an’la da sabit  olduÄŸu gibi, Yeryüzünde  dört Peygambere  dört semavi kitap inmiÅŸtir; eÄŸer Zarathushtra peygamber olup, kitap inmiÅŸ olsaydı, Kur’an’da ve Hadis kaynaklarında mutlaka  peygamber olarak bahsi geçerdi; öÄŸretisine bakarak, O’nu aziz veya bilgin olarak vasıflandırılabiliriz. Bu bilgileri nasıl ve nereden edinmiÅŸtir? Sorusuna cevap aradığımızda, ÅŸu tarihsel gerçeklerle karşılaşırız: Hz Süleyman’ın krallığı oÄŸlunun döneminde parçalanınca, Kuzeyde kalan kabileler Samiriye merkezli Ä°srail,  güneyde ise BaÅŸkenti YaruÅŸalim/Kudüs olan Yahudiye Krallığı olmak üzere iki yönetime ayrılır,  birbirleriyle sürekli güç ve hâkimiyet savaşında bulunup zayıflarlar. M.Ö. 721’ de Asurlular Samariye’yi alarak, halkını Musul ve ZaÄŸros daÄŸlarına, 135 yıl sonra da Babil kralınca güney raptedilerek halkı Babil’e sürgüne gönderilirler. Kudüs merkezli Güney Yahudilerinin büyük bölümü KuruÅŸ Fermanıyla yurtlarına dönebildikleri halde, Kuzeyliler zaman içinde  Med ve Pers kavimleri ile   kaynaÅŸtıklarından dönememiÅŸlerdir. O süreç içerisinde Yahudi toplumunun ruhban ve bilginleri yaÅŸadıkları toplumu etkilediklerinden ,  iki kültür  melezi Zarathushtra ve ilginç inanç sistematiÄŸi doÄŸmuÅŸtur!..

      Sonuç olarak ÅŸunu söyleyebiliriz: Batılı tarihçilerin tanıklığı ve çaÄŸdaÅŸ âlim Âzad’ın, hakkındaki düÅŸünceleri göz önüne alındığında, Zûl-Karneyn Tarihte DoÄŸu ve Batıya yaptığı seferler, kurduÄŸu imparatorluk yapısı ve hükümranlığı topraklardaki insanları adaletli yönetimi inançlı ve erdemli yapısıyla Kur’an’da anlatılan krala oldukça uymaktadır. Konunun bundan ötesini irdelemek, Ä°lk ÇaÄŸ tarihçileriyle, Dinler Tarih uzmanı ilahiyatçılara düÅŸmektedir! GeçmiÅŸte bazı  Kur’an yorumcuları  yeterli tarihi bilgiye ulaÅŸamadıkları için, o unvanı Ä°skender’e vererek “Ä°skender-i Zulkarneyn” demiÅŸlerdi; bize göre bir çok alimin üzerinde ittifak edebileceÄŸi KûruÅŸ (Keyhüsrev), “Zûl-Karneyn” sıfatına daha yakındır!...

 
KAYNAKLAR
1-           Ebul Kelâm ÂZÂD  Zulkarneyn Kimdir ?  Ä°z yayınları 1.Baskı,   Ä°stanbul  2000, s.91 ,92
2-         Kitabı Mukaddes , s.472 Ezra Bölümü Bab 1/1-3Kitabı Mukaddes ÅŸirketi,2000 ist. ve Âzâd, a.g.e. s.64
3-         Avesta,  Çeviren ve hazırlayan  Eshat AYATA,  Kor yayınları 1. baskı Ä°stanbul,1998
4-         Gathalar-ZarahuÅŸtra,  Çeviri ve yorum M. Sıraç BÄ°LGÄ°N,  Doz yayınları 1. baskı, Ä°stanbul 1996
*           Zımmi :  “ÖdediÄŸi vergi karşılığında canı,malı ve sosyal yaÅŸamı korunan” anlamında hukuki terim.
5-      Lokman TAYYÄ°B, Ä°slam’ ın Politik Sistemi (Türkçe’ye çeviri Murat ÇÄ°FTKAYA), Ä°lke yay.  Ä°stanbul       **         “Ä°yi düÅŸündükten sonra konuÅŸ ve iyi iÅŸler yap.”  Åžeklinde de anlaşılabilir.
 6-          Gatalar (Garthalar), Ali Nihat TARLAN, Suhunet Matbaası,  Ä°stanbul 1935     
 7-         ÂZÂD  a.g.e. s. 83,84  (Hamarton c.2 s.1085 ten nakil),

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 25-04-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111279781 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net